Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/151 E. 2021/391 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/151 Esas – 2021/391
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/151
KARAR NO : 2021/391

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali, Marka Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 17/05/2021
KARAR TARİHİ : 09/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/12/2021
DAVA:
Davacı vekili 17/05/2021 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin … Sayılı ve “benim işim mega”, “benim işim”, “benim işim süper” ibareli markalarının sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “elektronik benim işim” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa davalının başvuru konusunu oluşturan “elektronik benim işim” ibaresi ile davacı şirket adına tescilli “benim işim” ibaresini taşıyan markaların görsel, işitsel ve kavramsal açıdan ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu ve bu benzerliğin iltibasa yol açacak derecede olduğunu, markada yer alan “elektronik” kelimesinin markaya ayırt edicilik katmadığını, esas unsurun “benim işim” ibaresi olduğunu, dava konusu “elektronik benim işim” ibareli marka başvurusunun davacıya ait “benim işim” markaları ile ilintili hizmetleri kapsadığını, her iki markanın da “benim işim” ibaresiyle başladığını bu markaların sözcüklerinin ilk hecelerinin ilk seslerinin aynı olduğunu ve bu durumun fonetik benzerliği arttırdığını, aynı uzunlukta olan ve aynı hece sayısına sahip karşılaştırma konusu markaların görsel açıdan da benzeri olduğunu, bu durumun tüketiciler açısından karışıklığa yol açabileceğini, tüketicilerin markaları ayırt etse dahi bu markaları taşıyan mal ve hizmetlerin aynı işletmeden geldiğini ya da bunların üreticileri arasında ekonomik organik bir bağlantı olduğunu düşünebileceğini, davalı marka başvurusu “elektronik benim işim” ibaresinin davacı adına tescilli markaların devamı, seri markası olarak anlaşılma tehlikesinin bulunduğunu ve bu durumun iltibas meydana getirme ihtimalinin yüksek olduğunu belirterek, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararın iptali ile dava konusu … başvuru numaralı “elektronik benim işim” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu YİDK kararının yerinde olduğunu, 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi kapsamında markalar arasında iltibas yaratacak derecede benzerlik bulunmadığını, nitekim markaların benzerliği değerlendirilirken öncelikle markaların kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin benzerliğinin değerlendirmesi, akabinde markaların mukayesesi aşamasına geçilmesi ilkesinin esas alındığını, mal/hizmet ve marka mukayesesinin de karşılıklı denge gözetilerek bütüncül bir değerlendirme ile yapılması gerektiğini, başvuruya konu marka ile iddialara mesnet markalar arasında ayniyet veya ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunmadığını, markalarla karşı karşıya kalan ortalama dikkat ve özen seviyesine sahip tüketici kitlesi açısından markaların kolayca ayırt edilebilir nitelikte olduğundan markaları taşıyan malların aynı ticari kaynaktan geldiği yönünde bir yanılgı oluşmasının mümkün olmadığını, ibarelerin bütün itibariyle bıraktığı izlenim, tümüne hakim olan görünüş ve ayırt ediciliği vurgulayan imajın ibarelerin ayırıcı birçok unsuru içeren bütününde odaklandığını, “benim işim” ibaresinin ortak olmasından bahisle karıştırılma ihtimali iddiasının kabul edilebilir olmadığını, başvuru konusu marka ile itiraz gerekçesi “benim işim” ibaresini içeren markaların benzerliği hususu incelendiğinde başvuruda yer alan “benim işim” ibaresinin tek başına ön planda olmadığını, bilakis başvurunun “elektronik benim işim” biçiminde görsel, işitsel ve kavramsal bir bütün olarak okunup algılanması gerektiğini, uyuşmazlık konusu markaların düzenleme tarzları, yazım stilleri, genel görünümleri, ihtiva ettikleri farklı kelime unsurlarının birbirinden farklı olmasının yanı sıra markaların bütünüyle genel izlenimin de birbirinden önemli ölçüde farklılaşmış olması gibi hususlar birlikte dikkate alındığında markalar arasındaki farklılıkların benzerliklere göre daha belirleyici rol oynadığını ve söz konusu farklılıkların markalar arasında karıştırılma ihtimali bertaraf edecek etkide olduğunun açık olduğunu, başvuru konusu markada yer alan “benim işim” kelime grubunun “elektronik benim işim” kelime grubu ile birlikte bambaşka bir kompozisyon ve içerikte kullanılmış olduğundan tüketicilerin davalı markasındaki “benim işim” ibaresini hiçbir zaman münferit olarak seçip algılamayacaklarını, “elektronik benim işim” ibaresini bir bütün olarak algılayacak ve davacının “benim işim” ibareli markalarıyla karıştırılmayacağını, davacı markalarında kullanılan “benim işim” ibaresinin slogan marka niteliğinde olduğu gibi “elektronik benim işim” ibarelerinden oluşan başvuru markasının da slogan marka niteliğinde olduğunu, slogan markalarının ayırt ediciliğinin zayıf olduğunun bilindiğini, bu nedenle davalıya ait başvuru markasının bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, somut olayda her ne kadar davacının “benim işim” ibareli slogan markalarının ayırt ediciliği bulunsa dahi bu ayırt ediciliğin zayıf nitelikte olduğunu, orijinal marka algısı yaratmadığını, günlük hayatta ticarette sıklıkla kullanılabilecek nitelikte olduğunuve anlamından ve çağrışımından bağımsızlaşarak doğrudan davacı markalarını akla getireceği düşüncesinin gerçekten olduğunu, dolayısıyla başvuru markasının bir bütün olarak “elektronik benim işim”ibarelerinden oluştuğu ve genel izlenim itibariyle davacı markalarından yeterince farklılaşmış olduğu, markanın başında yer alan “elektronik” ibaresinin başvuru markasından yeterince farklılaştığını beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirkete usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiş ve yargılamaya katılmamıştır.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ve tescili halinde davalı şirkete ait … sayılı “elektronik benim işim” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 15/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 17/05/2021 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 09/11/2021 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; ” Taraf markaları arasında 6769 s. SMK md.6/1 anlamında halk nezdinde karışıklığa neden olacak derecede bir benzerliğin bulunmadığı ve markalar arasında iltibas ihtimalinin ortaya çıkmayacağı…” ifade edilmiştir.
Davada uyuşmazlığın özü, davacıya ait … Sayılı ve “benim işim mega”, “benim işim”, “benim işim süper” ibareli markalarının, davalının … sayılı “elektronik benim işim” ibareli başvurusu yönünden SMK’nun 6/1 hükümleri çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre … sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davalı şirketin 28/11/2019 tarihinde “elektronik benim işim” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 35. sınıftaki bir kısım emtiaların yer aldığı, başvurunun Resmi Marka Bülteninde ilan edildiği, ilana davacının … Sayılı ve “benim işim mega”, “benim işim”, “benim işim süper” ibareli markaları ile benzerlik arz ettiğinden itirazda bulunduğu, itirazın Markalar Dairesince reddi üzerine, yeniden inceleme isteminin YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak reddine karar verildiği, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun … sayılı “elektronik benim işim” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 35 sınıftaki mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markanın ise … Sayılı ve “benim işim mega”, “benim işim”, “benim işim süper” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamında 09, 35, 38, 42.sınıftaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, dava konusu … kodlu “elektronik benim işim” marka başvurusunun kapsamında bulunan 35.Sınıftaki hizmetler ile davacının itiraza gerekçe 2012/108011 “benim işim mega”, 2012/108017 “benim işim süper”markalarının kapsamında yer alan 35. SINIF hizmetler aynı / aynı türdür. Dava konusu … kodlu “elektronik benim işim” markasının kapsamında bulunan 35.sınıfhizmetler ile davacının itiraza gerekçe 2012/108011 “benim işim mega”, 2012/108017 “benim işim süper” ve 2012/108004 “benim işim” markalarının kapsamında yer alan 09. SINIF emtialar benzerdir. Taraf markalarının kapsamlarının karşılaştırılması sonrasında; davaya konu markanın kapsamındaki 35. sınıf hizmetlerin davacının itirazlarına gerekçe markaları kapsamında da yer alan 35.sınıf hizmetler yönünden bir AYNILIK, davacı markasının kapsamındaki 09.sınıf emtialar yönünden ise benzerlik olduğu görülmüştür. Bu halde, 6769 s. Kanun md.6’da öngörülen “markalar kapsamındaki malların/hizmetlerin aynı/benzer olması” şartının gerçekleşmiş olduğu görülmektedir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “elektronik benim işim” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markanın standart karekterle yazılı “benim işim mega”, “benim işim”, “benim işim süper” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Bir marka, hizmet veya mal; diğer bir marka, hizmet veya mallar karşılaştırılırken; marka, mal veya hizmete bütünsel açıdan yaklaşılmalı ve müşterileri nezdinde bıraktıkları izlenim dikkate alınmalıdır. Nitekim uygulamada da markalar karşılaştırılırken onların piyasaya sürülüş biçimlerine, kullanılış şekillerine bakılarak orta düzeydeki alıcı nezdinde bıraktığı toplu intiba dikkate alınır” tespitinde bulunmakla maddeye somut bir kıstas getirmiş bulunmaktadır. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken, her bir unsura göre değil, bir bütün olarak her iki markanın bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünüyle bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Global değerlendirme gereği, markaların unsurları bölünerek, unsurlarına göre ayrı ayrı değerlendirme yapılması hatalı olacaktır. Global değerlendirme sırasında bazı hususların dikkate alınması gereklidir. Bunlar yukarıda da özetlendiği gibi, “markaların ne kadar özgün, ayırt edici ya da tamamlayıcı olduğu”, “markanın toplumda ne kadar tanındığı”, “markaların ayırt edici unsurlarının ne olduğu”, “markayı taşıyan mal ve/veya hizmetin hitap ettiği tüketici kitlesinin kimler olduğu”, “hedef tüketici kitlesinin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu”, “mal ve/veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu”, gibi hususlardır. Ayrıca, farklı unsurları bünyesinde bulunduran bir marka, bir başka markayı çağrıştırıyorsa ve bilhassa halk nezdinde bu başka marka ile irtibatının mevcut olduğu intibaını yaratıyorsa, “benzer” veya diğer bir ifade ile “karıştırılma ihtimali olan (iltibas)” markadan bahsedilir. Benzeri olup olmadığının tespitinde orta düzeyde tüketici üzerinde bıraktığı intiba esas alınır. Nitekim,uygulamada; benzerlikleri yüzünden orta düzeyde bir tüketicinin ürünleri karıştırma tehlikesinin bulunduğu markalar arasında iltibas olduğunu kabul etmektedir.
İltibas tehlikesinden söz edebilmek için sadece emtia listeleri arasında aynılığın/ benzerliğin var olması yeterli değildir. Marka işaretleri bakımından da benzerlik şartının gerçekleşmesi ve bu benzerliğin halk nezdinde karışıklık doğuracağının tespiti gerekir. Buna göre markalar arasında benzerliğin işitsel, görsel veya anlamsal açıdan olması mümkündür. Ancak bu benzerlik tespit edilirken markanın bıraktığı genel izlenim dikkate alınmalıdır. Markalar ve mal ve hizmetler arasında benzerlik nedeniyle halkın markaları karıştırma olasılığının olup olmadığı hususu yukarıda belirtilen ilkeler ve somut olayın bütün şartları dikkate alınarak belirlenmelidir. “İnceleme konusu markaların görsel, işitsel veya anlamsal benzerliğinin bütün olarak değerlendirilmesi, markaların baskın ve ayırt edici nitelikte olan unsurları dikkate alınarak oluşturulan genel izlenim esas alınarak yapılmalıdır.” İnceleme konusu mal ve hizmetleri tüketenlerden oluşan ortalama tüketici kitlesinin bilinç ve dikkat düzeyi de karıştırılma ihtimali açısından önemlidir. Eldeki olguda, genel halk olarak tanımlanan kişilerden oluşan ve makul derecede bilgili, gözlemci ve ihtiyatlı olduğu varsayılan ortalama tüketicinin dikkat seviyesinin, inceleme konusu mal ve hizmetlerin niteliğine göre değişeceği karıştırılma ihtimali değerlendirmesinde dikkate alınmalıdır. Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın yerleşik içtihatlarına göre de markalar arasında karıştırılma tehlikesinin olup olmadığının tespitinde dikkate alınması gereken üç temel unsur bulunmaktadır. Bunlar, markaların ilgili olduğu mal veya hizmetler arasındaki benzerlik, markalar arasındaki benzerlik ve önceki tarihli markanın markasal gücüdür. Bu unsurlar birbirleriyle etkileşim içinde olup, somut olayın özelliklerine göre bir unsurun diğerine oranla daha ağır basması veya aksine daha zayıf kalması mümkündür. Dolayısıyla unsurların her olayda eşit düzeyde varlığı aranmayıp, aksine somut olay bazında değerlendirilmeleri söz konusudur. Bu bağlamda, iki markanın ve markaların ilgili olduğu malların birbirine çok benzediği durumlarda önceki tarihli markanın markasal gücü daha geri planda kalabilir. Benzer şekilde, markalar arasındaki benzerlik çok güçlü olmamasına rağmen mallar arasındaki benzerliğin ve önceki tarihli markanın markasal gücünün derecesinin yüksek olması halinde markaların karıştırılma olasılığının ortaya çıkması mümkündür. Bu ilkeler çerçevesinde, karşılaştırılan markaların bıraktığı genel izlenim markaların ayırt edici unsurları ve somut olayın bütün şartları dikkate alınarak tespit edilmelidir. Açıklanan ilkeler çerçevesinde taraf markalarının incelendiğinde;
Davalı adına 28.11.2019 tarihinde ….no ile marka başvurusu yapılan markanın “Elektronik Benim İşim” şeklinde bir slogan markası olduğu, kelime unsuru olarak “elektronik benim işim” kelime öbeğinin yer aldığı, markada başkaca bir kelime unsurunun yer almadığı görülmüştür. Markada kelimeler aynı yazım stili, büyüklük ve renkte yazılmış, biri diğerinden daha fazla ön plana çıkarılmamış ve bir bütün halde ayırt ediciliği sağlamıştır.
Davacıya ait, 2012/108004 kodlu “benim işim” markası, 2012/108011 “Benim İşim Mega”, 2012/108017 “Benim İşim Süper” markalarının da standart yazı karakteri, siyah renk ve küçük harflerle, yan yana yazılmış “Benim”, “işim”, “süper”/ “mega” kelimelerini içeren slogan markalar olduğu görülmektedir. Markalarda kelimeler aynı yazım stili, büyüklük ve renkte yazılmış, biri diğerinden daha fazla ön plana çıkarılmamış ve bir bütün halde ayırt ediciliği sağlamıştır. Dava konusu markanın ayırt edici karakterinin bir bütün halde “Elektronik Benim İşim”kelime öbeği, davacı markasının ayırt edici karakterinin ise “Benim İşim”, “Benim İşim Süper”, “Benim İşim Mega”kelime öbeği olduğu görülmektedir.Her ne kadar taraf markaları “Benim” ve “İşim”kelimelerini ortak olarak içeriyor olsalar da bunların basit günlük kelimeler olduğu, günlük hayatta oldukça sık kullanıldığı, bir arada veya ayrı ayrı duyulmaları/görülmeleri halinde herhangi bir ticari kaynağı veya ürün ya da hizmeti işaret eder şekilde algılanmadığı, güçlü bir markasal algı yaratmadığı, davacıyı ya da davalıyı doğrudan işaret etmediği/akla getirmediği, bu haliyle markasal ayırt ediciliğinin oldukça düşük olduğu görülmüştür. Dava konusu “elektronik benim işim” ibaresinin “ben elektronikten iyi anlarım” / “elektronik deyince akla ben gelirim”, “elektronik benim iyi anladığım iştir” gibi anlamlara gelmesi karşısında davacının “Benim İşim”, “Benim İşim Süper”, “Benim İşim Mega” ibarelerinin zihinlerde oluşan anlamları olan dışında özel bir anlamları bulunmamaktadır. Davacı markalarında ayırt ediciliği görece düşük olan “benim” ve “işim”ibarelerinden sonra gelen “süper”, “mega” kelimelerinin markaların genel olarak ayırt ediciliklerine etkisinin olduğu, taraf markalarının farklı sesler ile başladığı (benim işim – elektronik), bunun sloganların farklı olarak algılanmasına yetecek güçte olduğu, sloganların aynı veya benzer anlamı taşımadığı, tüm bu unsurların bir bütün olarak değerlendirilmesi neticesindemarkaların genel itibariyle farklılaşmasına yetecek düzeyde bulunduğu görülmüştür. Dava konusu “elektronik benim işim” markası bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacının “benim işim mega”, “benim işim süper”, “benim işim”ibaresini haiz itiraz gerekçesi markalarına benzerlik teşkil etmediği kanaatine varılmıştır. Somut olayda, taraf markalarının hepsinin slogan marka niteliğinde olduğu, slogan markaların ayrım gücünün ve ürün ya da hizmetin menşeini direkt olarak işaret etme gücünün zayıf olduğu, taraf markalarında ortak olarak yer alan “benim işim”kelime öbeğinin görece ayırt ediciliğinin düşük olduğu kanaati çerçevesinde değerlendirme yapıldığında, davalının “elektronik benim işim” ibareli markasının, davacının “benim işim mega”, “benim işim süper” , “benim işim” kelimelerini haiz slogan markalarından farklı ve yeni bir marka olduğu, davacının seri markalarından farklı bir marka olduğu, tüketicilerin de markaları bu şekilde algılayacakları, işletmeler arasında herhangi bir şekilde ilişki kurmayacağı, markaların aynı ticari kaynaktan geldiğini düşünerek hareket etmeyeceği kanaatine varılmıştır. Dava konusu başvurunun SMK 6.madde anlamında ayırt ediciliğini sağladığı kanaatine varılmıştır. Bu anlamda,ortalama tüketiciler nezdinde taraf markaları arasında çekişme konusu 35. sınıf hizmetler bakımından karıştırılma ihtimali de dahil iltibas ihtimali bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Hükümsüzlük talebi açısından; taraf markalarının benzer olmaması ve 6769 sayılı SMK’nın 6/1 bendi anlamında iltibas tehlikesinin mevcut olmaması nedeniyle hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1- Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı TÜRKPATENT için 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
4-Davacın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.09/12/2021