Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/126 E. 2021/190 K. 18.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/126 Esas – 2021/190
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/126
KARAR NO : 2021/190

DAVA : TÜRKPATENT YİDK Marka Kararı İptali
DAVA TARİHİ : 19/12/2017
KARAR TARİHİ : 18/05/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/05/2021

İDDİA:
Davacı vekili 19.12.2017 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarıyla, müvekkilinin TÜRKPATENT nezdinde … sayılı “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun Türk Patent resmi markalar bülteninde yayınlandığını; davalı şirketin … sayılı ve “… şekil”, “… şekil”, “…”, “… kids”, “… value”, “… rakibim yok! şekil”, “… şekil”, “… direkt”, “… kapımda”, “… market”, “… komşum”, “… ekspres”, “… ekspres “, “… express” ibareli markalarını gerekçe göstererek yaptığı itirazın kabul edilerek, başvurularının reddine karar verildiğini, bu ret kararına karşı yeniden inceleme taleplerinin bu kez TÜRKPATENT’nin … sayılı YİDK karan ile nihai olarak reddedildiği, oysa taraf markaları karşılaştırıldığında ortalama tüketici nezdinde markalar arasında görsel, işitsel, kavramsal düzeyde ilişkilendirilme ihtimali de dâhil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzerlik bulunmadığını, şayet benzerlik var ise bunun görsel bir benzerlik olabileceğini, dava konusu markada yer alan “…” unsurunun “ evde kişisel bakım” kavramından yaratılan özgün bir ibare olduğunu, Kurum tarafından marka hukuku ilkelerine aykırı olarak “…” ibareli başvuru markasının bütününden “kiba” kısmını alarak “kiba/…” ibarelerini içeren kısımların karşılaştırıldığını, “ev” ibaresinin esas “kiba” ibaresinin tali unsur olduğunu, davacının markalarının tümünde başvuru markası ile kıyaslanamayacak derecede farklı şekil/renk unsurlarının mevcut olduğunu, başvuru markasının bir bütün olarak ele alınması gerektiğini, müvekkilin faaliyet alanının “kişisel bakım ürünleri ve bunların satışı” olduğunu davalının faaliyet alanının ise “perakende mağazacılık” olduğunu, davalı … TİC.A.Ş.’nin “evde kişisel bakım ürünleri” satışını gerçekleştirmediğini, “…” markasının “market adı” olduğunu, dava konusu ibareden “kiba” kısmı alınarak iltibas ihtimalini ileri sürmenin hukuken kabul edilemez olduğunu, belirtilen konular hakkında birçok Yargıtay, EUIPO ve Kurum’a ait emsal karar olduğunu, bu nedenlerle Türk Patent YİDK tarafından verilen red kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ile marka başvurusunun müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı TÜRKPATENT vekili yanıtında özetle; başvuru dosyası işlem aşamalarını açıklamış, davacı markası ile redde mesnet markalar karşılaştırıldığında ortalama tüketici nezdinde markalar arasında görsel, işitsel, kavramsal düzeyde ilişkilendirilme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzerlik bulunduğunu, söz konusu iki marka örneğinin aynı firmanın markası gibi algılanabilecek nitelikte olduğu gibi, karıştırılma ihtimallerinin de kesinlikle mevcut olduğunu, davacının başvuru markasının hiçbir ayırt ediciliğe sahip olmadığı gibi redde mesnet markalar arasında birbirine benzeyen şekil unsuru ve renk kombinasyonun bulunduğunu ve fonetik olarak benzediğini, başvuru ile ret gerekçesi markalarının aynı/aynı tür veya benzer hizmetleri kapsadığını, davacının adına başvurusu yapılan 2016/44207 ve 2016/88408 sayılı markaların başvuru için kazanılmış hak teşkil etme şartlarını sağlayacak nitelik ve uzunlukta kullanılmış olduğu, çekişme konusu olmaktan çıktığı yönünde bir kanıya ulaşılmamış olduğundan belirtilen markaların iş bu başvuru için kazanılmış hak etme şartlarının sağlanamadığı, iltibasa neden olabileceği ve halk tarafından karıştırılabileceğini, YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle, 556 sayılı KHK 53. Madde gereğince 2 aylık süre içinde dava açılıp açılmadığının mahkemece tespitinin yapılmasını, davalı markasının 20 yıla yakın süredir tescilli olarak kullanılan ve Kurum nezdinde … sayı ile tanınmış marka olan “…” markasının davacı markası ile benzer olduğunu, “gıda ve ihtiyaç maddelerinin yanı sıra “kırtasiye, temizlik, züccaciye, beyaz eşya, kitap, konfeksiyon, kozmetik ürünleri, başta olmak üzere müşterinin tüm ihtiyaçlarını karşılayan müvekkil … Tic. A.Ş.’nin Türkiye’de modern perakende sektörünün öncülüğünü yapmakta olduğunu ve yurtiçinde 20 şehirde toplam 160 mağazasının bulunduğunu, müvekkil şirketin müşterisine, yatırımcısına, personeline ve tedarikçilerine, en iyi ve en sağlıklıyı sunma çabalarının olduğunu, müşteri menmuniyetlerini her zaman ilke edindiklerini ve sahip oldukları … markalarının Türkiye’de bir garanti sembolü halinde geldiklerini, … ibaresinin aynı zamanda firmanın ticaret unvanı olduğunu, 1000’i aşkın çeşitli mallarının hipermarket, süpermarket ve marketlerde marklarını kullandıklarını, davacı markalarının Tanınmış … markasının serisi olarak algılanabileceğini, müvekkilin aynı zamanda ticaret unvanının da çekirdeğini oluşturan … markaları 26.12.2000 tarih ve … sayı ve 27.04.2007 tarih ve … sayı ile 1’den 45’e kadar olan tüm sınıflar ve bu sınıflarda yer alan mallar ve hizmetler için tescil edildiğini, Müvekkilin aynı zamanda diğer mal ve hizmetlerin yanı sıra 35.sınıfta yer alan hizmetler üzerinde tescilli … sayılı “… rakibim yok!”, ,,,, sayılı “… Kids”, … sayılı “… Value”, … ve… sayılı “…”, …” markaları bulunduğunu, müvekkil şirket, … Kişisel Bakım Ürünleri Tic. A.Ş. tarafından 35. sınıflarda yer alan hizmetler için yapılan “…” markasının kötü niyetle yapıldığını, davacı markası ile redde mesnet markalar karşılaştırıldığında ortalama tüketici nezdinde markalar arasında görsel, işitsel, kavramsal düzeyde ilişkilendirilme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzerlik bulunduğunu, belirtilen konular hakkında birçok Yargıtay ve Kurum’a ait emsal karar olduğunu, YİDK kararının usule ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
ANKARA BAM 20.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI KARARI:
Mahkememizin 17.07.2018 tarih ve 2017/496 esas, 2018/308 karar sayılı davanın reddine dair verilen kararı, Ankara BAM 20.Hukuk Dairesinin 07.02.2020 tarih ve 2018/1990 esas, 2020/162 karar sayılı ilamıyla ve özetle;
“…. Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının başvurusuna konu, “…” asli unsurlu marka başvurusu ile davalının itirazına mesnek “…” esas unsurlu markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi bağlamında iltibasın bulunduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir….” gerekçesi istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararın Yargıtay’ca incelenmesi için temyiz başvurusunda bulunmuş;
YARGITAY 11.HUKUK DAİRESİ 1.BOZMASI:
Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 25.01.2021 tarih ve 2020/1450 esas, 2021/321 karar sayılı ilamıyla özetle; “…Dava, davalı kurum kararının iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince yapılan istinaf başvurusu, bölge adliye mahkemesince yazılı gerekçelerle esastan reddedilmiştir.
556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca iltibas değerlendirilmesi yapılırken markaların bir bütün olarak tüketicide bıraktığı genel izlenimin dikkate alınması gerekmektedir. Buna göre, ortalama tüketici markaların kendisinde bıraktığı bütüncül izlenim itibariyle farklı kaynaklardan gelen iki farklı marka karşısında olduğunu anlayabilecekse iltibas oluşmaz. Somut olayda, başvuruya konu “….com” ibareli markanın gerek kompozisyonu gerekse de görsel, sescil ve anlamsal olarak bıraktığı bütünsel izlenim itibariyle itiraza mesnet “…” ibareli markalardan iltibas ihtimali bertaraf edecek şekilde farklılaştırıldığı görülmektedir. Bu itibarla, ilk derece ve bölge adliye mahkemelerince, taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesi bulunmadığı gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken aksi gerekçelerle hüküm tesisi yoluna gidilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir….” gerekçesi ile bozulmuş; usul ve yasaya uygun görülen özetlenen bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davacının 04/11/2016 tarihinde “…” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı Türk Patent’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 35.sınıftaki bir kısım emtiaların yer aldığı, başvurunun Resmi Marka Bülteninde ilan edildiği, ilana davalının … sayılı ve “… şekil”, “… şekil”, “…”, “… kids”, “… value”, “… rakibim yok! şekil”, “… şekil”, “… direkt”, “… kapımda”, “… market”, “… komşum”, “… ekspres”, “… ekspres “, “… express” ibareli markaları ile benzerlik arz ettiğinden ve tanınmışlık iddiasıyla itirazda bulunduğu, itirazın Markalar Dairesince reddi üzerine, yeniden inceleme isteminin YİDK’nun … sayılı kararı nihai olarak reddine karar verildiği, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
556 sayılı KHK’nin 8/1-b hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir;
Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun “…” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 35. sınıftaki “Reklamcılık, pazarlama ve halkla iliskiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneligi düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. Iş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danısmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel ise yerlestirme, ise alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel g.revlendirme ( baskası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik islemleri gibi is takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçeklestirilmesi hizmetleri. Müsterilerin malları elverisli bir sekilde görmesi ve satın alması için Agartma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamasır suları, çamasır yumusatıcıları, leke çıkarıcılar, bulasık yıkama maddeleri. Parfümeri; kozmetik ürünleri, kisisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil). Sabunlar. Dis bakımı ürünleri: dis macunları, dis parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan agız gargaraları. Asındırıcı ürünler: zımpara bezleri, zımpara kagıtları, ponza tasları, asındırıcı pastalar. Deri, vinil, metal ve ahsap için parlatma ve bakım ürünleri: cilalar, bakım kremleri, cilalama amaçlı vaks. Insan ve hayvan saglıgı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal reaktif maddeler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Dis hekimligi için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : dis dolgu maddeleri, dis kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay dis yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen saglayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kagıt ve tekstilden mamul çocuk bezleri. Zararlı bitkileri, hayvanları ve mantarları imha edici maddeler. Insan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı tazeleyici kokular. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop .ldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar. Cerrahi, tıbbi, dis hekimligi ve veterinerlik için alet, cihaz ve mobilyalar. Yapay organlar ve protezler. Tıbbi ortopedik malzemeler: tıbbi korseler, ortopedik ayakkabılar, elastiki ve destekleyici bandajlar. Ameliyathane giysileri ve steril .rtüler. Cinsel amaçlı aletler ve malzemeler. Prezervatifler (kondom/kaput). Biberonlar, biberon emzikleri, emzikler, bebekler için dis kasıyıcılar. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satıs magazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diger yöntemler ile saglanabilir.)” mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise “… şekil”, “… şekil”, “…”, “… kids”, “… value”, “… rakibim yok! şekil”, “… şekil”, “… direkt”, “… kapımda”, “… market”, “… komşum”, “… ekspres”, “… ekspres “, “… express” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 01 ile 45.sınıflar arasındaki tüm mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir. Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, başvuru kapsamındaki mallarınve hizmetlerin, itiraza dayanak markaların kapsamındaki mal ve hizmetlerle aynı/benzer oldukları tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı “… şekil”, “… şekil”, “…”, “… kids”, “… value”, “… rakibim yok! şekil”, “… şekil”, “… direkt”, “… kapımda”, “… market”, “… komşum”, “… ekspres”, “… ekspres “, “… express” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca iltibas değerlendirilmesi yapılırken markaların bir bütün olarak tüketicide bıraktığı genel izlenimin dikkate alınması gerekmektedir. Buna göre, ortalama tüketici markaların kendisinde bıraktığı bütüncül izlenim itibariyle farklı kaynaklardan gelen iki farklı marka karşısında olduğunu anlayabilecekse iltibas oluşmaz. Somut olayda, başvuruya konu “….com” ibareli markanın gerek kompozisyonu gerekse de görsel, sescil ve anlamsal olarak bıraktığı bütünsel izlenim itibariyle itiraza mesnet “…” ibareli markalardan iltibas ihtimali bertaraf edecek şekilde farklılaştırıldığı görülmektedir. Bu itibarla, taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesi bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
10.01.2017 gün ve 29994 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 22.12.2016 gün ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun Geçici Madde 1/(1) hükmü uyarınca anılan kanunun yayımı tarihinden önce yapılmış marka tescil başvurularına, başvuru tarihinde yürürlükte bilinen 556 sayılı KHK hükümlerinin uygulanmasının zorunlu bulunması, YİDK kararının iptali ve buna bağlı tescil istemli davaların başvuru tarihindeki hukuki durum nazara alınarak sonuca bağlanmalarının gerekli olması karşısında 556 sayılı KHK hükümlerinin uygulanarak sonuca bağlanmalarının icap etmesi nedeniyle yeni SMK’nın yargılamanın yukarıdaki biçimde sonuçlandırılmasını engellemediği düşünülmüştür.

Usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 25.01.2021 tarih ve 2020/1450 esas, 2021/321 sayılı ilamında belirtilen ve uyulan gerekçelerle; davanın kabulüne, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararını iptaline, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE,
2- TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararını iptaline,
3-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL karar harcının davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı vekili için AAÜT uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 2.062,40 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/05/2021

Katip 99638
¸

Hakim 39858
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.

Davacı Masraf Dökümü:
İlk Masraf 67,40.-TL
Posta Masrafı 458,47.-TL
Bilirkişi Masrafı 1.800,00.-TL
İstinaf.Kar.Harcı 35,90.-TL
İstinaf Yol.Baş.Harcı 98,10.-TL
Toplam 2.459,87.-TL