Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/105 E. 2021/349 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/105
KARAR NO : 2021/349

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali, Hükümsüzlük)
DAVA TARİHİ : 25/03/2021
KARAR TARİHİ : 14/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/10/2021
DAVA:
Davacı vekili 25/03/2021 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin … sayılı ve … ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa müvekkilinin, 1991 yılından bu yana “…” markası ile televizyon yayıncılığı yaptığını ve toplumun her kesiminde bu marka ile tanındığını, müvekkilinin, ücretsiz, şifresiz, dekodersiz yani doğrudan televizyon alıcılarına aktarması nedeniyle tanınmışlığın faaliyete başladığı andan itibaren oluştuğunu, bu sebeple … sayılı “LE …” markasına, “…” ibareli tanınmış seri markalarına dayanarak itiraz ettiklerini, müvekkiline ait markanın Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …. K. sayılı karar ile tanınmışlığının kabul edildiğini, markanın karıştırılma ihtimalinin incelenmesinde markanın tanınmışlığının göz önünden bulundurulması gerektiğini, markanın sulandırılmasına sebebiyet verileceğini, markalar arasında ayniyet derecesinde benzerlik bulunduğunu, markanın esaslı unsurunun “…” olduğunu, “LE” ibaresinin bir anlam taşımadığını, markaların renk ve tasarımının benzer olduğunu, davaya konu marka başvurusunun 35. sınıf yönünden müvekkiline ait “…” ve “… MARKET” markaları ile aynı olduğunu; 41. sınıf yönünden ise tüm “…” ibareli markalarla benzer olduğunu, müvekkilinin 01/04/2008 tarihinden bu yana www…com.tr alan adının sahibi olduğunu, “LE …” markasının marka olarak tescili halinde anılan ibarenin alan adı olarak kullanımına olanak vereceğini, bu durumun haksız rekabete yol açacağını, markanın SMK 6/6. madde uyarınca reddinin gerektiğini, davalının ticaret unvanının “…” olduğunu, “…” ibaresinin seçilmesinin kötüniyet olduğunu belirterek, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararın iptali ile dava konusu … başvuru numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; YİDK kararının yerinde olduğunu, markanın bir bütün olarak ele alınmasının gerektiğini, davaya konu “le …” markasının davacı markalarıyla görsel, kavramsal ve fonetik olarak farklı olduğunu, v Markaların parçalara bölünerek inceleme yapılmasının mümkün olmadığını, ortalama tüketicilerin “…” ibaresini ön plana çıkararak algılamayacağını, karıştırılma ihtimali bulunmadığını, SMK’nın 6/5. maddede sayılan şartların gerçekleşeceğine dair kanaat oluşmadığını, davalının kötüniyetli olduğuna dair iddiaların ispatlanamadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline ait “…” ibaresinde “…” ibaresinin ön plana çıkartılmadığını, “Le” ibaresinin Türkçede bir anlamının bulunmadığını, dolayısıyla bu ibarenin tali unsur olarak algılanmasının mümkün olmadığını, markanın “Le …” değil “…” olduğunu, ibarelerin ayrı olmadığını, “… Uluslararası Deri ve Kürk Moda Fuarı”nın 20 yılı aşkın süredir Rusya’da düzenlendiğini, sektöründe Dünya’nın 3., Rusya’da 1. fuar olduğunu, Türkiye’de bu yıl üçüncüsünün düzenleneceğini, markaların hizmet verdiği alanların aynı ya da benzer olmadığını, davacının markaları tanınmışlığı kabul edilse dahi bunun televizyon sektöründe olduğunu, müvekkiline ait markanın ise fuarcılık sektöründe olduğunu, markadan haksız şekilde yararlanılmayacağını, davacının alan adına dayalı taleplerinin yerinde olmadığını beyanla davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ve tescili halinde davalı şirkete ait … sayılı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 25/01/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 25/03/2021 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 08/09/2021 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; ” … Davaya konu marka başvurusunun ve davacıya ait …. tescil sayılı markalar hariç kalan markaların SMK 6/1. madde bağlamında benzer olduğu, davaya konu marka başvurusu ile davacıya ait markalardan … tescil sayılı markalar hariç kalan markaların tescil sınıflarının: 35. Sınıf: Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için ‘Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler, gazeteler, faturalar, irsaliyeler, gelir makbuzları, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar.’ mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) 41. Sınıf: Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil). Dergi, kitap, gazete v.b.gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri. hizmetleri bakımından aynı/ilişkili olduğu, Markaların hitap ettiği tüketicilerin bilinç seviyesinin ortalama olduğu, Taraf markaları arasında: 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi bağlamında iltibas ihtimali bulunduğu, 6769 Sayılı SMK’nın 6/4. maddesinin uygulama şartlarının oluşmadığı, davacıya ait markanın radyo televizyon yayıncılığı konusunda belirli bir bilinirliğe ulaştığı, ancak bu tanınmışlığın kısıtlı bir sektörde gerçekleşmesi ve markada kalan hizmetlerin bu hizmetlerden farklı olması, kanun maddesinde belirtilen şartların gerçekleşeceğine dair heyetimizde bir kanaat oluşmaması karşısında 6769 sayılı SMK 6/5. madde kapsamında tescil engeli şartlarının oluşmadığı, 6769 Sayılı SMK’nın 6/6. maddesinin inceleme konusu dosyada uygulama şartlarının oluşmadığı, 6769 Sayılı SMK’nın 6/9. maddesinin inceleme konusu dosyada uygulama şartlarının oluşmadığı, sonuç ve kanaatine varılmıştır. Takdiri Sayın Mahkemeye ait olduğu…” ifade edilmiştir.
Davada uyuşmazlığın özü, davacıya ait … sayılı ve “….” ibareli markalarının, davalının … sayılı ve “…” ibareli başvurusu yönünden SMK’nun 6/1, 6/4, 6/5, 6/6, 6/9 hükümleri çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre … sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davalı şirketin 14/01/2020 tarihinde “…” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 35, 41.sınıftaki bir kısım emtiaların yer aldığı, başvurunun Resmi Marka Bülteninde ilan edildiği, ilana davacının … sayılı ve “….” ibareli markaları ile benzerlik arz ettiğinden ve tanınmışlık iddiasıyla itirazda bulunduğu, itirazın Markalar Dairesince reddi üzerine, yeniden inceleme isteminin YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak reddine karar verildiği, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun … sayılı “…” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 35 ve 41.sınıftaki mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markanın ise … sayılı ve “….” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamında 35, 36, 37, 38, 39, 41 .sınıftaki mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, davaya konu markanın başvuru sınıfları arasında bulunan: ” 35. Sınıf: Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için ‘Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler, gazeteler, faturalar, irsaliyeler, gelir makbuzları, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar.’ mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (Belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) 41. Sınıf: Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (Sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil). Dergi, kitap, gazete v.b. gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri.” hizmetlerinin, davacı tarafından taleplerine mesnet gösterilen markalardan 95/013765 başvuru numaralı ancak müddet durumda olan marka hariç kalan tüm markaların tescil sınıfları ile aynı/aynı tür/ilişkili bulunduğu tespit edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markanın standart karekterle yazılı “….” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Görsel Benzerlik Alanında Değerlendirme
Taraf markalarının benzer olup olmadığının değerlendirilmesinde, yapılacak olan ilk değerlendirme, karıştırmaya konu markalar arasında görsel bir benzerliğin bulunup bulunmadığıdır. Söz konusu benzerlik, taraf markalarını oluşturan harflerin, sözcüklerin, sloganların, resim, logo, grafik ve benzeri diğer şekli unsurların aynı ya da benzer olması şeklinde kendisini göstermektedir. Davalıya ait davaya konu marka başvurusunun, siyah zemin üzerinde “…” ibarelerinden oluştuğu, marka kompozisyonunda “Le” ibaresinin üstte “…” ibaresinin ise altta konumlandırılacak şekilde yerleştirildiği, “Le” ibaresinin Türkçede herhangi bir anlamının bulunmaması karşısında markanın esaslı unsurunun bir bütün olarak “…” ibaresi olduğu kanaatine varılmıştır.Davacıya ait, 173728 sayılı ve “süper … şekil” ibareli, 172912 sayılı ve “müzik … şekil” ibareli, 172409 sayılı ve “klip … şekil” ibareli, 174167 sayılı ve “… başlıyor şekil” ibareli ve son olarak 173737 sayılı ve “huysuz … şekil” ibareli markaların genel kompozisyonları itibariyle “…” ibaresinin ön plana çıkmadığı, “HUYSUZ …” vb. işbu markaların bir bütün olarak anlam ifade ettiği ve markaların esaslı unsurunun mezkûr kompozisyon olduğu kanaatine varılmıştır. Öte yandan davacıya ait sair markaların incelenmesinde markaların “…” ibaresi çerçevesinde yaratılan seri markalar olduğu görülmekle markaların esaslı unsurunun “…” olduğu kanaatine varılmıştır. Tüm markalar bir bütün olarak ele alındığında markaların ortak “…” ibaresini içermesi, davaya konu marka başvurusunu oluşturan “ …+şekil” işaretinde “Le” ibaresinin üstte ve “…” ibaresinin altta bağımsız olarak algılanabilir olması karşısında davacıya ait … tescil sayılı markalar hariç kalan markalar arasında görsel benzerlik bulunduğu kanaatine varılmıştır.
İşitsel Benzerlik Alanında Değerlendirme
İşitsel benzerlik, markaların telaffuzları nedeniyle kulakta bıraktıkları sesle ifade olunmaktadır. İşitsel benzerlik incelemesinde dikkat edilmesi gereken hususlardan birisi de sözcüklerin ilk heceleri, ilk sesleridir. Sözcüklerin ilk hecelerinde, ilk bölümlerinde ayniyet, karıştırma ihtimaline yol açabilmekte, buna karşılık sözcüğün son kısmındaki benzerlikler karıştırma ihtimali incelemesinde göz ardı edilebilmektedir. Somut uyuşmazlıkta, “…” ibaresinin inceleme konusu markalarda aynen bulunması, “Le” sesinin marka telaffuzunda baskın bir hakimiyetinin bulunmaması karşısında davacıya ait … tescil sayılı markalar hariç kalan markalar ve davaya konu marka başvurusu arasında işitsel benzerlik bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Anlamsal Benzerlik Alanında Değerlendirme
Bu tür benzerlik, taraf markalarının ortalama tüketici nezdinde, bu kişilerin zihinlerinde bıraktıkları iz ve imaj açısından önemlidir. Taraf markaları bu kez kavramsal açıdan incelendiğinde, “…” kelimesinin İngilizcede yaygın kullanımla “gösteri/göstermek” anlamına geldiği tespit edilmiştir. Yine, anılan kelimenin Türkçe karşılığının “ŞOV” kelimesi olduğu tespit edilmiş olup anılan kelimenin güncel Türkçe sözlüğündeki karşılığı “gösteri” anlamına geldiği tespit edilmiştir. Tüm bu hususlar kapsamında somut uyuşmazlık ele alındığında taraf markalarında bulunan “…” kelimesi, sunulan belge ve beyanlardan da görüleceği üzere markalarda tv kanalı ismi, program ismi, gösteri, fuar vb. anlamlarda kullanılmakta olduğu görülmekle markaların anlamsal olarak benzer olduğu kanaatine varılmıştır.
Somut olayda, “…” ibaresinin tek başına yüksek ayırt ediciliğe sahip olduğunu söylemek mümkün olmamakla birlikte davaya konu markada “Le” ibaresinin marka imajına yoğun ayırt edicilik katacak bir ibare olmaması, dosyada mübrez gazete kupürleri ve benzeri belgeler incelendiğinde davacının “…” markalarının özellikle TV yayıncılığı sektöründe ülkemizde belirli bir bilinirliğe sahip olduğunun söylenebilecek olması, marka kompozisyonunda “Le” ve “…” ibarelerinin ayrı ayrı algılanabilir olması, markaların tescil/başvuru sınıflarının aynı olması, anılan hizmetlerin uzman kişilere hitap eder nitelikte değil, her yaştan tüketiciye hitap etmesi, tüketicilerin bilinç düzeyinin ortalama olması, her ne kadar davalı tarafından “…” ibaresinin Rusya’da 20 yılı aşkın süredir kullanıldığı ifade edilmişse de dosyada buna ilişkin herhangi bir delilin bulunmaması, bununla birlikte markanın Türkiye’de kullanımına dair de davalı tarafından dosyaya herhangi bir delil sunulmamış olması karşısında, davaya konu markanın başvuru sınıfları arasında bulunan: 35. Sınıf: v Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, v Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için ‘Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler, gazeteler, faturalar, irsaliyeler, gelir makbuzları, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar.’ mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)41. Sınıf: Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil). Dergi, kitap, gazete v.b. gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri.” hizmetleri bakımından 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi bağlamında iltibas ihtimali bulunduğu kanaatine varılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 6/4. Maddesi Kapsamında Değerlendirme
SMK’nın 6/4 maddesinde, “Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. SMK’nın 6/4’üncü maddesi gerekçesinde isabetli olarak söz konusu düzenlemenin bir nispi ret sebebi olacağı üzerinde durularak şu ifadelere yer verilmiştir: “Maddenin dördüncü fıkrasında, niteliği gereği nispi bir hak içeren Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markaların aynısı veya benzeri niteliğindeki marka başvurularının itiraz üzerine reddedileceği hükmü düzenlenmiştir. Buna göre Türkiye’de Paris Sözleşmesinden yararlanacağı kabul olunan bir şahsa ait olduğu ve aynı veya benzeri ürünlerde kullanıldığı herkesçe bilindiği mütalaa edilen bir markanın karışıklığa meydan verebilecek surette örneğini, taklidini veya tercümesini yapan bir marka başvurusu tescili itiraz üzerine reddedilecektir. Paris Sözleşmesi’nin 1’inci mükerrer 6’ncı maddesi ise 1’inci paragrafında “Birlik ülkeleri, tescilin yapıldığı ülkenin yetkili makamınca söz konusu ülkede bu sözleşmeden yararlanacağı kabul olunan bir kişiye ait olduğu, aynı veya benzeri mallar için kullanıldığı iyi bilinen tanınmış bir markanın herhangi bir karışıklığa yol açabilecek bir şekilde yeniden reprodüksiyonunu, taklit edilmesini veya aslına yakın bir şekilde değiştirilmesini içeren bir markanın kullanılmasını gerek mevzuat izin verdiği takdirde re’sen gerekse ilgilinin isteği üzerine yasaklamayı ve tescilini reddetmeyi veya iptal etmeyi taahhüt ederler. Markanın elzem bir bölümünün tanınmış bir markanın reprodüksiyonundan oluşması veya bu tanınmış markayla karıştırılabilecek bir taklitten ibaret olması durumunda da, bu hükümler geçerli olacaktır.” hükmünü içermektedir. “WIPO GLOBAL BRAND DATABASE” üzerinden yapılan incelemede “…”, ibareli çok sayıda markanın bulunduğu tespit edilmiştir. Bu kapsamda somut uyuşmazlık ele alındığında, dosyada mübrez belgelerden, davacının Türkiye’de tescilli markalarına dayandığı, yine WIPO Global Brand Database araştırmasında “…” ibareli çok sayıda marka bulunması yan markalarının yurtdışında tanınmış marka statüsüne ulaştığı yönünde kanaat oluşmamış olup somut uyuşmazlığa SMK m. 6/4 hükmünün uygulanma imkânı bulunmadığı kanaatine ulaşılmıştır.
6769 Sayılı Kanun’un 6/6 Maddesi Yönünden Değerlendirme
Sınaî Mülkiyet Kanunu’nun 6. maddesinin 6. fıkrası: “Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.” hükmünü amirdir. SMK’nın 6/6. maddesine göre daha genel bir ifade taşıyan 6/3. maddenin önceki unvan sahibi açısından olanak sağlayıp sağlamadığı tartışmalı bir konudur. Somut olayın özelliklerine göre kayıtlı unvan sahibi aynı zamanda unvan kılavuz sözcüğünü marka gibi kullanarak öne çıkarmış ve malları veya hizmetleri ile anılmasını sağlamış, belli bir ayırt edicilik kazandırmış olabilir. Bu takdirde tescilsiz bir marka hakkından söz edilecektir. Yargıtay HGK, “Arteks” kararında önce kaydedilen ticaret unvanının ayırt edici sözcüğünün başkası tarafından marka olarak kaydedilmesi ve kullanılması üzerine doğan uyuşmazlıkta bu durumun tescil engeli olacağına hükmetmiştir. Yine Yüksek Mahkeme’nin “Çapari” kararında önceye dayalı hak olarak “çapari” unvanının sahibine üstünlük vermiş ve sonradan bu ibarenin marka ve işletme adı olarak alınmasının MarkKHK 7/1-(b) maddeye aykırı olduğuna hükmetmiştir. Mezkûr kararda önem arz eden bir başka husus da hangi sınıflar açısından öncelik tanınacağıdır. Yüksek Mahkeme, önceki tarihli unvan tescili sahibine sonraki marka tescil başvurusu sahibine karşı üstünlük tanırken mal ve hizmet benzerliğini de göz önünde tutmuştur. Davalının markayı aynı alanda kullanmak üzere tescil ettirdiğini belirterek unvan sahibinin önceliğini korumuştur. Yüksek Mahkeme “Nextera” ibareli marka başvurusu ve “Next” çekirdek unsurlu ticaret unvanı kapsamında vermiş olduğu kararda ve yine “AKÜN–Amerikan Kıbrıs Üniversitesi ACU – American Cyprus University” ve “Girne Amerikan Üniversitesi” çekirdek unsurlu ticaret unvanı kapsamında vermiş olduğu kararda markaları 8/1-b (SMK md. 6/1) uyarınca benzer bulmakla birlikte ticaret unvanı kapsamında tescil engeli oluşmadığına hükmetmiştir. Yani Yargıtay kararlarında, ticaret unvanına dayalı taleplerde ticaret unvanının çekirdek unsurunun sonraki başvuruda aynen bulunması gerektiği belirtilmektedir. Bu madde kapsamında yapılacak inceleme SMK 6/1. maddeden farklı olarak benzerlik değerlendirmesi değil ticaret unvanının çekirdek unsurunun ayniyetini aramakta bu bakımdan SMK 5/1-ç maddesine yaklaşmaktadır. Somut uyuşmazlıkta, davacının ticaret unvanının çekirdek/esaslı unsuru “AKS” ibaresi iken davalının davaya konu başvurusu “…” biçimindedir. Yine davacı tarafından, başkaca bir fikri mülkiyet hakkına sahip olduğuna dair belge de sunulmadığı görülmüştür. Bu kapsamda SMK’nın 6/6. maddesine uygulama alanı yaratmayacağı kanaatine varılmıştır.
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut uyuşmazlıkta davacıya ait “…” ibareli markanın televizyon yayıncılığı bakımından belirli bir bilinirliğe ulaştığı kanaatine varılmıştır. Öte yandan, raporumuzun SMK’nın 6/1. maddesi bağlamında aynı/aynı tür/benzer/ilişkili bulunmayan hizmetler bakımından davacı markalarının tanınmışlığına ilişkin herhangi bir delil sunulmamıştır. Davaya konu marka başvurusunda bulunan sair hizmetlerin, davacının markasının tanınmışlığından bahsedilebileceği hizmetler ile bir yakınlığının bulunmaması karşısında kanun maddesinde belirtilen şartların gerçekleşeceğine dair bir kanaat oluşmamış olup; tüm bu kapsamda 6769 sayılı SMK 6/5. madde kapsamında tescil engeli şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Somut olayda, davalı şirket tarafından yapılan marka başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamakla ve markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şirketin kötü niyetli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın kısmen kabulüne, Türkpatent YİDK nın … sayılı kararının 35. sınıf ” Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için ‘Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler, gazeteler, faturalar, irsaliyeler, gelir makbuzları, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar.’ mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.” ve 41. Sınıf “ Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil). Dergi, kitap, gazete v.b.gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri” emtialar yönünden kısmen iptaline, dava konusu marka tescil edilmemiş olduğundan hükümsüzlük talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına,, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın Kısmen Kabulüne,
2-Türkpatent YİDK nın … sayılı kararının 35. sınıf ” Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için ‘Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler, gazeteler, faturalar, irsaliyeler, gelir makbuzları, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar.’ mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.” ve 41. Sınıf “ Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil). Dergi, kitap, gazete v.b.gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri” emtialar yönünden Kısmen İPTALİNE,
3-Dava konusu marka tescil edilmemiş olduğundan hükümsüzlük talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına,
4-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
5-Alınması gereken 59,30 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
6-Davacı için kabul edilen kısım itibariyle AAÜT uyarınca 5.900,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Reddedilen kısım itibariyle AAÜT uyarınca davalılar için 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Kabul ret oranının takdiren 1/2 olarak belirlenmesine, davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 2.364,60 TL yargılama giderinden payına düşen 1.182,30 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalanının davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine
Dair verilen karar, davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/10/2021
Katip …
¸

Hakim …
¸
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.
Davacı Masraf Dökümü:
İlk Masraf 127,10.-TL
Posta Masrafı 137,50.-TL
Bilirkişi Ücreti 2.100,00.-TL
Toplam 2.364,60-TL