Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/103 E. 2021/175 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/103
KARAR NO : 2021/175

DAVA : TÜRKPATENT YİDK Marka Kararı İptali
DAVA TARİHİ : 06/07/2015
KARAR TARİHİ : 29/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/05/2021
İDDİA:
Davacı vekili 06.07.2015 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle, müvekkilinin “…” ibaresinin marka olarak tescili için TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, başvurunun … kod numarasını aldığını, TÜRKPATENT’nin başvuruyu … sayılı “… şekil”, “…”, “…” kod numaralı markalara benzer olduğundan bahisle 556 sayılı KHK’nin 7/1-b bendi uyarınca 39.sınıfa dahil bir kısım emtialar yönünden kısmen reddettiğini, bu ret kararına itirazda bulunduklarını ve itirazlarının da TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararı ile reddedildiğini, oysa markaların benzer olabilmesi için gereken ölçünün, tescil kapsamındaki mal ve hizmetlerin yönelik olduğu tüketici kitlesinin başvuru konusu marka ile ret gerekçesi markanın “görsel” , “işitsel” ve “kavramsal” özelliklerini dikkate alarak yaptığı genel ve bütüncül bakış açısı olduğunu, görüşüne başvurulacak kişinin markalı ürünün yöneldiği hedef kitleye mensup makul derecede bilgilendirilmiş, makul derecede dikkatli ve makul derecede ihtiyatla değerlendirme yeteneğine sahip kişi olması gerektiğini, bu kavramın, uygulama ve öğretide “ortalama tüketici” olarak adlandırıldığını, kural alarak markaların benzerliklerinin değerlendirilmesinde, tüketicilerin markaları yan yana koyarak karşılaştırmalarının beklenmemesi gerektiğini, bu markaların hedef kitle üzerinde bıraktıkları kaba görüntü ve genel izlenimin esas alınması gerektiğini, redde gerekçe gösterilen “…” markaları ile “…” markası karşılaştırıldığında benzer olmadığının açık olarak görüleceğini, yazılışları, okunuşları ve genel görüntüleri farklı olan bu marka ibarelerinin birbirinden farklı olduğunu, markayı meydana getiren bir kelime nedeni ile markaların karıştırılma ihtimali olduğunu belirtmenin hata olacağını, marka ibarelerinin alıcıların hafızalarına işitsel olması yanında görsel olarak da yerleştiğini ve hatırlandığını, müvekkilleri adına yapılan “…” ibareli markanın sınıfı, yazılış şekli, genel görüntüsü, okunuşu, anlamı ve markayı oluşturan harfler bazında yani tüm ana ve yan unsurları ile bir bütün olarak değerlendirildiği taktirde ayırt edici niteliğe haiz farklı bir marka ibaresi olduğunun görüleceğini, karşılaştırılan markalarda ortak unsurun “…” ibaresi olduğu gözükse de; müvekkillerine ait markanın “…” ibaresiyle birlikte bitişik halde “tour” ibaresini de içeren tarzda “…” şeklinde bir marka başvurusu olduğunu, TÜRKPATENT YİDK kararının ise redde mesnet olarak gösterilen “… şekil”, “…”, “pie …” ibareli markalarının marka başvuru konusu “…” markası ile ayniyet derecesinde birebir benzemediğini belirterek, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptaline, kısmen reddedilen hizmetler yönünden de tescil başvurusunun devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevabında, işlem sürecini özetleyerek davacı başvurusu ile redde mesnet markanın KHK’nin 7/1-b bendi anlamında benzer olduklarını, bu nedenle kurum tarafından yapılan işlemlerin hukuka uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
YARGITAY 11.HUKUK DAİRESİ BOZMASI:
Mahkememizin 07/06/2016 tarih ve 2015/280 esas, 2016/120 karar sayılı davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen kararı, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 26/02/2019 tarih ve 2017/4841 esas, 2019/1545 karar sayılı ilamıyla özetle;
“…1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı kurum vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, dava konusu başvuru 35. sınıftaki hizmetler bakımından, “müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri” alt grubu kapsamında satışa sunulacak mallar başvuruda sayma yöntemiyle belirtilmiştir. TPE’nce redde mesnet alınan dava dışı 3. kişi adına tescilli … sayılı aynı hizmet sınıfını kapsayan “…” ibareli marka ise 35. sınıftaki anılan alt grup hizmetler bakımından satışa sunulacak olan mallar belirtilmeksizin genel başlık altında tescil edilmiş bulunmaktadır.
Bu durumda, somut uyuşmazlıkta 556 sayılı KHK’nın 7/1-b bendi anlamında 35. sınıf müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri alt grubu bakımından başvuru konusu marka ile redde dayanak alınan … sayılı markanın kapsadıkları hizmetlerin aynı tür ya da benzer tür hizmetler niteliğinde olup olmadıkları hususu ancak başvurunun ilanı üzerine dava dışı marka sahibinin itirazı halinde ve 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi kapsamında tartışılması gerekmektedir. Bu bakımdan, davada 556 sayılı KHK’nın 7/1-b bendinin uygulanma imkanı bulunmadığı halde, 35. sınıfın “müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların biraraya getirilmesi hizmetleri” alt grubu bakımından davanın reddine dair hüküm kurulması yerinde görülmediğinden, kararın davacı yararına bozulmasını gerektirmiştir…” gerekçesi ile bozulmuş; davalı vekilinin karar düzeltme istemi Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 24.02.2021 tarih ve 2019/2371 esas, 2021/1677 karar sayılı ilamıyla reddedilmiş, usul ve yasaya uygun görülen özetlenen bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde; davacının 20.04.2015 tarihinde “…” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle TPE’ne başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 35, 39 ve 43. sınıflardaki hizmetlerin yer aldığı; mutlak red nedenleri yönünden Markalar Dairesince yapılan inceleme sonucunda başvurunun … sayılı ve “… şekil”, “…”, “… ibareli marka ile KHK’nin 7/1-b bendi uyarınca benzer görülerek 39. sınıf ve alt grupların başvurudan çıkartıldığı;
Bu karara yönelik itirazın Markalar Dairesince reddi üzerine, yeniden inceleme isteminin YİDK’nun … sayılı kararı ile ve özetle “… başvuru numaralı “…” ibareli başvuru ile 556 s. KHK’nın 7/1-(b) bendi uyarınca reddine gerekçe olarak gösterilen … sayılı / başvuru numaralı ve “… şekil”, “…”, “…” ibareli marka/markalar aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer görülmüştür.
Ayrıca bu markaların mal ve hizmet listesi ile işbu başvurunun kapsamındaki mal ve hizmetler aynıdır. Ancak ….sayılı markanın mahkeme kararı ile eşya listesinin kısmen iptal edildiği ve “Turist büroları (otel rezervasyonları dışında), seyahat için yer ayırma (rezervasyon hizmetleri), tur düzenleme hizmetlerinin sicilden terkin edildiği anlaşıldığından bu hizmetler için itiraz kısmen kabul edilmiş diğer mal ve hizmetler açısından itiraz reddedilmiştir” gerekçesi ile nihai olarak reddine karar verildiği, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık konusu olayda davacı başvurusu, “…” ibaret olup, 35, 39 ve 43. sınıftaki mal ve hizmetler için tescil edilmek istenmektedir. DavalıTÜRKPATENT tarafından resen redde dayanak alınan markaların … sayılı ve “… şekil”, “…”, “…” ibaresinden oluşurken tescil kapsamında 06, 07, 35, 39, 41, 43. sınıftaki mallar ve hizmetler yer almaktadır.
Davacı markası, “…” ibaresinden, redde mesnet markalar ise “… şekil”, “…” ve “…” ibarelerinden oluşmaktadır. “…” ibaresi, “…” ve “tour” kelimelerinden türetilmiş olup, “…”, İtalyanca “hazır”, İspanyolca “yakında” anlamlarına gelmekte, “tour” ise İngilizce “tur” veya “gezi” anlamlarına gelmektedir. Redde gerekçe gösterilen markalar incelendiğinde, … tescil numaralı “” markası, … ibaresi ile birlikte içinde “PIE” harfleri ve şekil barındırmaktadır. …. tescil numaralı “…” markası, kelime markası olup, sadece “…” ibaresinden oluşmaktadır. … tescil numaralı “… P+şekil ” markası, şekil ile birlikte “…” ibaresini içermektedir. Yukarıdaki açıklamalar ile birlikte, markaların “aynı” olmadığı ortadadır.
“Ayırt edilemeyecek kadar benzerlik” incelemesinde ise;
Fonetik ve anlamsal açıdan yapılan karşılaştırmada, davacı markası ile karşılaştırma yapılan markalar arasındaki benzer unsur olan “…” ibaresinin anlamlarına ilişkin açıklamaya yukarıda yer verilmiştir. Telaffuz bakımından incelendiğinde, davacı markasının “prontotur”, şeklinde telaffuz edilirken, diğer markalar “…” şeklinde telaffuz edilmektedir. Taraf markalarında benzer ibare olarak yer alan “…” ibaresi nedeniyle, incelemeye konu markaların bu işaret anlamında telaffuzları birbirlerine yakındır.
Görsel açıdan yapılan karşılaştırmada ise, Davacı markasının “…” ve “tour” ibarelerinden oluştuğu, “…” ibaresinin lacivert, “tour” ibaresinin silik, üzeri fon ile aynı renkte çizgili olacak şekilde ve açık mavi tonlarında olduğu, karşılaştırmada yer alan diğer bütün markalar gibi davacı markasının da büyük harfle yazıldığı, redde konu markalarda yer alan “…” ibarelerinin ise, siyah tonlarda olduğu, gerek … tescil numaralı, gerek de … tescil numaralı markalarda, “…” ibaresi ile birlikte, esas teşkil edecek derecede şekillerin yer aldığı, davacı markası ile redde gerekçe gösterilen, … tescil numaralı “…+şekil” markası ile … tescil numaralı “… P+şekil” markasının göz ve hafızada bıraktığı etkinin birbirlerinden farklı olduğu, tüketiciler nezdinde markaların bu hali ile ayırt edilmesi kolay olacağından, markaların aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olmadığı kanaatine varılmıştır.
Markaların, fonetik, anlamsal ve görsel olarak bir bütün halinde değerlendirilmesi esas olacağından, bazı parçaların sadece işitsel olarak ufak benzerliği, markaların da benzer olduğu sonucunu doğurmaz. Bütünsel yaklaşımda, taraf markaları arasında ayırt edilemeyecek derecede bir benzerlik görülmemektedir. Zira, markaların yazımsal farklılıkların yanı sıra; markalardaki diğer unsurlardan ve bu unsurların bir araya geliş biçimlerinden kaynaklanan farklılıklar karşısında, markalar genel görünüş bakımından da benzer çağrışımlar yaratmamaktadır. Hal böyleyken, başvuru konusu marka ile … ve … tescil numaralı markaların genel izlenim yönünden benzer olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
… tescil numaralı “…” markası için yapılan değerlendirmede ise; Dava konusu başvuru 35. sınıftaki hizmetler bakımından, “müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri” alt grubu kapsamında satışa sunulacak mallar başvuruda sayma yöntemiyle belirtilmiştir. TÜRKPATENT’ce redde mesnet alınan dava dışı 3. kişi adına tescilli … sayılı aynı hizmet sınıfını kapsayan “…” ibareli marka ise 35. sınıftaki anılan alt grup hizmetler bakımından satışa sunulacak olan mallar belirtilmeksizin genel başlık altında tescil edilmiş bulunmaktadır.
Bu durumda, somut uyuşmazlıkta 556 sayılı KHK’nın 7/1-b bendi anlamında 35. sınıf müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri alt grubu bakımından başvuru konusu marka ile redde dayanak alınan … sayılı markanın kapsadıkları hizmetlerin aynı tür ya da benzer tür hizmetler niteliğinde olup olmadıkları hususu ancak başvurunun ilanı üzerine dava dışı marka sahibinin itirazı halinde ve 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi kapsamında tartışılması gerekmektedir. Dava konusu marka başvurusundaki 39 ve 43. Sınıf hizmetlerin aynı veya aynı tür olmadığı da dikkate alındığında, davada 556 sayılı KHK’nın 7/1-b bendinin uygulanma imkanı bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
10.01.2017 gün ve 29994 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 22.12.2016 gün ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun Geçici Madde 1/(1) hükmü uyarınca anılan kanunun yayımı tarihinden önce yapılmış marka tescil başvurularına, başvuru tarihinde yürürlükte bilinen 556 sayılı KHK hükümlerinin uygulanmasının zorunlu bulunması, YİDK kararının iptali ve buna bağlı tescil istemli davaların başvuru tarihindeki hukuki durum nazara alınarak sonuca bağlanmalarının gerekli olması karşısında 556 sayılı KHK hükümlerinin uygulanarak sonuca bağlanmalarının icap etmesi nedeniyle yeni SMK’nın yargılamanın yukarıdaki biçimde sonuçlandırılmasını engellemediği düşünülmüştür.
Usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 26/02/2019 tarih ve 2017/4841 esas, 2019/1545 sayılı ilamında belirtilen ve uyulan gerekçelerle; davanın kabulüne, TÜRKPATENT YİDK nun … sayılı kararının iptaline, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE,
2-TÜRKPATENT YİDK nun … sayılı kararının iptaline,
3- Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 31,60 TL karar harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4- Davacı vekili için 5.900,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 1.648,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davalı tarafından yapılmış bir masraf olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davalı vekilinin yüzüne karşı davacının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.29/04/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸

Davacı Masraf Dökümü:
İlk Masraf 59,50.-TL
Posta Masrafı 122,00.-TL
Bilirkişi Masrafı 1.500,00.-TL
Temyiz Karar Harcı 31,40.-TL
Temyiz Y.B.Harcı 154,30.-TL
Toplam 1.867,20.-TL

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.