Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/79 E. 2021/36 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/79 Esas – 2021/36
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/79
KARAR NO : 2021/36

DAVA : TÜRKPATENT YİDK Marka Kararı İptali, Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 02/03/2020
KARAR TARİHİ : 02/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/02/2021

İDDİA:
Davacı vekili 02.03.2020 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin … sayılı “…” , “… …”, “… …” ibareli tanınmış markanın sahibi olduğunu, davalı şirketin, bu marka ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…+şekil” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddine karar verildiğini, oysa müvekkili şirektin 1961 yılından bu yana faaliyet gösterdiğini, özellikle bisküviler, krakerler, gofretler, pastalar, tartlar, kekler ve sair ürünlerin imali, ithali, ihracı ve ticareti alanında faaliyet gösterdiğini, … markasının kurum tarafından tanınmış marka olarak kabul edildiğini, … markasının WIPO’da 23.02.2000 tarih ve … sayı ile tescil edildiğini, müvekkilinin “…” ibareli markalarının ilk kez 2003 yılında tescil edildiğini ve …” ibareli birçok markanın tescilinin hem Türkiye hem de çeşitli ülkelerde WIPO nezdinde yapıldığını, “…” ibareli markasının tanınmış olduğu ve Google arama motorunda vb. “…” olarak arama yapıldığında ilk olarak … GIDA markasının çıktığını, müvekkilinin “…” ibareli markalar ile dava konusu “…” markasının işitsel, görünüş, renk, okunuş, sınıf ve telaffuz açısından benzer ve karıştırılma ihtimalinin olduğunu ve ortalama gıda tüketicisinin iki marka arasında bir bağ olduğunu düşünebileceğini ve karıştırabileceğini, davalı markasının okunuşunun “…”, davacı markasının “…” ve sadece bir harf farkının olduğunu, davalının marka başvurusunun kötü niyetli başvuru olduğunu, davalı markası tescil edildiğinde, müvekkil firma aleyhine haksız bir yarar sağlanacağı, markanın itibarına zarar vereceği ve ayırt edici karakterini zedeleneceğinin açık olduğunu belirterek, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun dava konusu 10.01.2020 tarihli ve … sayılı kararının iptaline, … başvuru nolu “…+şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu marka ile davacı markaları arasında kavramsal, işitsel ve görsel intiba olarak bir benzerlik bulunmadığını, bu nedenle müşteri kitlesi tarafından iki marka arasında bağlantı kurulması, karıştırılması ihtimalinin mevcut olmadığını, dava konusu markanın kırmızı zemin üzerine beyaz ve küçük harflerle yazılmış “…” ibaresinden oluştuğunu, söz konusu ibarenin alt kısmında sarı yarım aya benzer bir şekil unsurunun yer aldığını, davacı markalarının ise, düz ve siyah-büyük harflerle yazılmış “…” ibareleri ile “… …” ibaresi ve çeşitli şekil ve renk unsurlarından oluştuğunu, gerek dava konusu markanın gerekse de itiraza mesnet markaların tescilli olduğu sınıflar bakımından değerlendirildiğinde “…” ibaresinin herhangi bir anlamı olmadığını, “…” ibaresinin ise “kombinasyon” sözcüğünün kısaltması olup, “karışım”, “karma”, “birleştirme”, “terkip” gibi anlamlarına haiz olduğunu ve kavramsal benzerliğin bulunmadığını, davalı markasının “…” şeklinde 3 hece halinde telaffuz edildiğini, davacı markasının ise “…” olarak telaffuz edildiğini, markaların esas akılda kalıcı kısmının başlangıç harfleri …’ nun farklı olduğunu, davacı markasının tanınmış olduğunu ve kötü niyet ile ilgili itiraz ekinde bu iddiayı kanıtlayacak herhangi bir delil sunulmadığını ve bunun kabul edilemeyeceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili … firmasının 1938 yılından bu yana faaliyet gösterdiğini, özellikle irmik helvası ile ünlendiğini, lokum, çikolata ve çeşitli meyve tatlılarını ürettiklerini, 2011 yılında www.haciserif.com.tr e-ticaret sitesini kurduklarını, 14 ilde 41 şube ve 200 çalışanı bulunduğunu, açık ve net bir şekilde görüleceği üzere davalı markasının görsel, işitsel ve kavramsal olarak davacı yanın markalarından tamamen farklı olarak algılanacak unsurları haiz olduğunu, davalı markasının “…” şeklinde telaffuz edildiğini, davacı markasının ise “…” olarak telaffuz edildiğini, markaların esas akılda kalıcı kısmının başlangıç harfleri CR’ nin ayırt edici nitelik kazandırdığını, davalı “…” ibaresinin “krom madenine” benzediğini herhangi bir anlamı olmadığını, “ …” ibaresinin ise “art arda” anlamı taşıdığını, davalı markasının franchise sözleşmesi ile bayilikler verildiği, ürünlerin ise toptan ya da perakende mağazalarda, marketlerde satışının olmadığını, bu nedenle Ege bölgesinde markanın tanınmışlık seviyesine ulaştığını, başka şirketlerin ününden yararlanılmasına ihtiyacı olmadığını, dolayısı ile iki markanın ilişkilendirilmesinin mümkün olmayacağını, davacının markalarını iddia edildiği gibi tanınmış olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, TÜRKPATENT’den davalı şirkete ait … sayılı marka başvurusu işlem dosyası ile itiraza dayanak marka tescil belgesi getirtilmiş, sunulan deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ve tescili halinde davalı şirkete ait … sayılı, “…+şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 13.01.2020 tarihinde tebliğ edildiği, 02.03.2020 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.

Davada uyuşmazlığın özü, davacıya ait … sayılı “…” , “… …”, “… …” ibareli markanın, davalı şirketin … sayılı ve “…+şekil” ibareli başvurusu yönünden SMK’nın 6/1, 6/5, 6/9 hükümleri çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre … sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davalı şirketin 14/01/2019 tarihinde “…+şekil” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 30.sınıftaki bir kısım emtiaların yer aldığı, başvurunun Resmi Marka Bülteninde ilan edildiği, ilana davacının … sayılı “…” , “… …”, “… …” ibareli marka ile benzerlik arz ettiğinden ve tanınmışlık iddiasıyla itirazda bulunduğu, itirazın Markalar Dairesince reddi üzerine, yeniden inceleme isteminin YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak reddine karar verildiği, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 12.11.2020 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “Dava konusu malların, davacının markalarının kapsamında aynı/aynı tür/benzer ve ilişkili olarak yer aldığı, Dava konusu marka ile davacı markalarının marka işaretleri bakımından işitsel, görsel ve anlamsal olarak benzerlik bulunmadığı, Dava konusu markanın, davacı markasının tanınmışlığından haksız bir yarar sağlamayacağı, markanın itibarına zarar vermeyeceği veya ayırt edici karakterini zedelemeyeceği ancak bu konudaki değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, Kötü niyet olup olmadığı değerlendirmesi Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, YİDK kararının iptali ile hükümsüzlük konularında değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu,” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun “…+şekil” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 30.sınıftaki “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez” mallarının bulunduğu, itiraza dayanak markanın ise … sayılı “…” , “… …”, “… …” ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 05, 29, 30. sınıflardaki mal ve hizmetlerin yer aldığı gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, başvuru kapsamındaki 30.sınıftaki emtianın, davacıya ait itiraza mesnet markalar kapsamındaki emita ile aynı/benzer/ilişkili oldukları tespit ve kabul edilmiştir
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…+şekil” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı “…” , “… …”, “… …” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
GÖRSEL BENZERLİK: Davalı firmanın markasının, altı harf, tüm harflerin küçük ve beyaz stilize kitap harfleri ile birlikte kırmızı zemin üzerine beyaz ve küçük harflerle yazılmış “…” ibaresinden oluşmaktadır. Söz konusu ibarenin alt kısmında sarı yarım aya benzer bir şekil unsurunun yer aldığını, davacı markalarının ise, düz ve siyah-büyük harflerle yazılmış “…” ibareleri ile “… …” ibaresi ve kırmızı zemin üzerine “…” ibaresinin beş ve siyah kitap harfleri kullanıldığı, … ibaresinin ise kırmızı renk ile yazıldığı, bir adet el ve çikolataya batırılan bir bisküviye benzer ögenin ve … markasının logosunun da kullanıldığı çeşitli unsurlarından oluştuğu görülmektedir. Markalar arasında görsel benzerlik bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
İŞİTSEL BENZERLİK: Davalı firma “…” markasının “…” şeklinde 3 hece halinde, davacı markasının ise “…” şeklinde 2 hece olarak telaffuz edilmekte ve duyulmaktadır. Markaların başlangıç harfleri … dur. Bu nedenle markalar arasında işitsel benzerlik bulunmadığı kanaatine varılmıştır
KAVRAMSAL (ANLAMSAL) BENZERLİK: Davacı ve davalı markaları incelendiğinde; davalı markası olan “…” ibaresinin herhangi bir anlamı olmadığını, davacı markası olan“ …” ibaresinin ise “kombinasyon” sözcüğünün kısaltması olup, “karışım”, “karma”, “birleştirme”, “ art arda”, “terkip” gibi anlamlarına haiz olduğunu ve kavramsal benzerliğin bulunmadığını kanaatine varılmıştır.
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olay açısından ise davalının başvurusunun, davacı markaları açısından tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği kanaatine varılamadığından, dosya içeriği itibari ile 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı gibi taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi olmadığı ve dolayısıyla tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin olmayacağı kanaatine varılmıştır.
Hükümsüzlük talebi açısından; taraf markalarının benzer olmaması ve 6769 sayılı SMK’nın 6/1 bendi anlamında iltibas tehlikesinin mevcut olmaması nedeniyle hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Somut davada davalı şirket başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamaktadır. Bu nedenle kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şirketin kötü niyetli olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:
1- Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 54,40 TL harçta düşümü ile 4,90 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalılar için 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4- Davacın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5- Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.02/02/2021

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.