Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/73 E. 2021/18 K. 19.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/73
KARAR NO : 2021/18
DAVA : Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/02/2020
KARAR TARİHİ : 19/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/01/2021
İDDİA:
Davacı vekili 27.02.2020 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’nin mühendislik üzerine bilgisayar yazılımı üreten sayılı firmalardan biri olduğunu ve lisans hakkı kendilerine ait olan … isimli bilgisayar yazılımın FSEK uyarınca eser sahibi olduğunu, müvekkili firmanın yazılım sektörünün kendine has özellikleri nedeniyle Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan … isim hakkını marka olarak aldıklarını ve tescil ettirdiklerini, müvekkilinin, bu programın kullanılması ve sair şekilde çoğaltılması, değiştirilmesi, işlenmesi, tersine mühendislik işlemine tabi tutulması, tamamının veya bir bölümünün başka bir şekilde kullanılması vs. konularda ülkemizde veya yurt dışında hiçbir kişi ya da kuruluşa izin ya da yetki vermediğini, kapatılan … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı kararı ile yapılan delil tespiti işlemi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda davalılara ait işyerinde bilgisayarlarda mali hakları davacı şirkete ait olan … 5.0 yazılımı ile çeşitli modüllerin kurulu ve çalışır durumda olduğunun tespit edildiği, bu şekilde davacı şirket yazılımlarının izinsiz olarak korsan diye tabir edilen biçimde yüklenmiş ve kullanmakta olduğunun tespit edildiğini, davalıların, davacının şirketin sahibi olduğu bilgisayar yazılımlarını herhangi bir sözleşme ve izne tabi olmaksızın, şifre kırmak suretiyle bilgisayarlarında kullandıklarını ve faaliyet alanı gereği bu programlardan haksız kazanç elde ettiğini; FSEK’e aykırı hareket etmek suretiyle müvekkil şirketin mali haklarına tecavüz ettiğini, davalılar aleyhine FSEK m.68/2 uyarınca, davaya konu bilgisayar programının satımı konusunda sözleşme olması halinde belirlenecek mutad bedelin 3 katı tutarında tazminat talebinde bulunduğunu, müvekkili şirkete ait bilgisayar programlarının davalılar tarafından izinsiz ve lisansız kullanılması nedeniyle müvekkili şirketin mali haklarını ihlal edildiğini belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000.-TL’nin, haksız eylemin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek ticari (reeskont) faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 08.12.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 85.536,00 TL’sına yükseltmiştir.
SAVUNMA:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle, kapatılan … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı kararı ile yapılan delil tespiti ve 19.04.2012 tarihli bilirkişi raporunun; bilirkişi raporunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 403. Maddesine aykırı bir şekilde müvekkil şirkete tebliğ edilmemiş olduğu; bilirkişi raporunda incelemeye konu bilgisayarın seri numarası ve/veya başka bir bilgisi yazılmadığı, imaj alınmadığı ve incelemesi yapılan bilgisayarın müvekkil şirkete ait olmadığı; şirkette çalışan birinin kişisel bilgisayarı olduğu nedenleriyle hukuka aykırı olduğunu, … 1. Fikri ve sınai Haklar Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası üzerinden açılan ceza davasına dayanak teşkil eden 14.05.2015 tarihli iddianamede “dosyada mübrez lisanssız program bulunduğu tespit edilen bilgisayara ait faturanın hangi bilgisayara ait olduğunun bilinmediği”nin belirtildiğini, müvekkil şirketin birden fazla şantiyede ve ofiste yüzlerce çalışanı bulunduğu, tüm çalışanların iş yerine şahsi bilgisayar getirip getirmediğinin ve söz konusu bilgisayar programlarının/içeriklerinin tespit edilmesinin imkansız olduğunu, yapılan yargılama sonucunda müvekkiller hakkında adli para cezası karar verildiği ancak verilen kararlar hakkında her iki müvekkil açısından hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı; Yerleşik Yargıtay İçtihatlarında belirtildiği üzere, maddi olgunun belirlenmesi yönümden “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” kararı kesinleşmiş bir ceza hükmü olmadığından, hukuk hakimini bağlamayacağının kabulünün gerektiğini, müvekkil şirketin davacı şirkete ait program ile aynı özelliklere sahip muadil bir programı lisanslı olarak kullanmakta olduğunu; müvekkil şirketin “…” marka programlara ihtiyaç duymadığını davacı şirketin dilekçesinde tespite konu olmayan programları belirttiğini; anılan programların hiçbir surette kullanılmamış olduğu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER:
Mahkememizce tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, delilleri toplanmış, taraflarca sunulan belgeler ile mahkememizce getirtilen deliller incelenmiş, uyuşmazlığın niteliğine göre teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan raporla belirlenen tazminat objektif, dosya kapsamındaki delillerle tutarlı denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiş, mahkememizce aşağıdaki kabul doğrultusunda yararlanılmıştır.
GEREKÇE:
Uyuşmazlığın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Değerlendirilmesi ve Kabul:
Dava, davacıya ait yazılımın, davalılar tarafından iş yerindeki bilgisayarlara lisanssız olarak yüklenip kullanılması iddiasına dayalı, mali hakların ihlalinden kaynaklanan FSEK 68. madde uyarınca üç kat telif tazminatı isteminden ibarettir.
Dosya kapsamındaki kanıtlar taraf beyanları çerçevesinde değerlendirilmiş, alınan rapor teknik yönleri itibariyle konunun aydınlanmasına yeterli görülmüş, buna göre;
Tüm bu tespit ve değerlendirmeler neticesinde; … D.İş sayılı kararı uyarınca hazırlanan 19.04.2012 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Tespite konu işyerinde harita mühendisi odası, üretim-imalat-Arge bölümlerinde yapılan incelemelerde tespiti yapılan 8(sekiz) adet bilgisayar olduğu, Acer Inspire marka numaralı dizüstü bilgisayarda … … versiyonlu yazılımın bulunduğu ve USB dangılının bulunmadığı, Programla çizim ve tasarım yapıldığının görüldüğü ve ilgili görsellerin sunulduğu, Sonuç bölümünde ise; incelenen 3 adet bilgisayardan 1 tanesinde tespite konu bilgisayara rastlanıldığı” belirtilmiştir.
Yukarıda da belirttildiği üzere, kapatılan … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş dosyasına istinaden 219.04.2012 tarihinde davalı taraf olan … İnşaat Taah. Ve Tic. A.Ş.’nin …adresinde yapılan bilirkişi incelemesinde 1 adet (…) bilgisayarda … … isimli bilgisayar programının ve modüllerinin yüklü ve çalışır durumda olduğu tespit edilmiştir.
Dava Konusu Yazılımının Eser Niteliği:
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun (FSEK) 1/B maddesinde eser, “Sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri” olarak tanımlamış olup, bir fikir ve sanat ürününün eser olarak kabul edilmesi ve telif hakkı korumasından faydalanabilmesi için; “FSEK’te öngörülen eser kategorilerinden birine girmesi” ve “meydana getirenin hususiyetini taşıması, yani özgün olması” gerekmektedir. Ayrıca, öğretide bu iki temel unsura ilaveten eserin “sahibinin hususiyetini yansıtacak düzeyde şekillenmiş olması” ve “fikri bir çabanın ürünü olması” gerektiği üzerinde durulmaktadır. Kanunun 8. maddesi ise “Bir eserin sahibi, onu meydana getirendir.” hükmünü haizdir.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 1/B maddesinin (b) bendi bilgisayar programlarını; “bir bilgisayar sisteminin özel bir işlem veya görev yapmasını sağlayacak bir şekilde düzene konulmuş bilgisayar emir dizgesini ve bu emir dizgesinin oluşum ve gelişimini sağlayacak hazırlık çalışmaları” olarak tanımlanmıştır. Yine aynı Kanunun 2 nci maddesinde ise “…her biçim altında ifade edilen bilgisayar programları ve bir sonraki aşamada program sonucu doğurması koşuluyla bunların hazırlık tasarımları” ilim ve edebiyat eserleri arasında sayılmaktadır. Buna göre gerek Avrupa Birliğinin Bilgisayar Programlarının Korunmasıyla ilgili 1991/250 nolu Direktifin 1/1. maddesi, gerekse FSEK’in 2/1 madde hükümlerinde bilgisayar programları ve sonraki aşamada program sonucu doğurması koşuluyla bunların hazırlık tasarımları birer fikri eser olarak koruma altına alınmıştır. İlgili maddeyi bu kez teknik açıdan irdeleyecek olursak, bir bilgisayar programının esas olarak dört bölümden oluştuğunu; bunları 1- program akışı, 2- algoritma, 3- kodlar ve 4- kullanıcı ara yüzler şeklinde sınıflandırabileceğimizi ifade etmemiz yerinde olacaktır. Öyle ki, bilgisayar programının, değişik aşamalardan geçerek oluşan bir mimari yapı gibi olduğu; ortaya çıkarılan bu yapıda programın esasını ve bunun temelinde yatan düşünceleri okumanın mümkün olduğu söylenilebilir. Bu suretle, bu düşünce ve fikirler tek başlarına korunmasalar dahi programlara özgünlük veren ve korunmasını gerekli kılan fikir ve düşüncelerin “bilgisayar programı” olarak somutlaştıklarında, nesnel fikri ürünler olarak korunmalarının mümkün olduğunun belirtilmesi gerekir.
Bunun yanında, program akışı, sistem analizlerinin yapılıp, gereksinimlerinin belirlendiği ve işletim kavramının oluşturulduğu bölüm olarak tanımlanabilir. Bu bölümde, programcı sistem mimarisini kurmakta, verilerin ve girdilerin değerlendirmesini yapıp, somut problemin çözümü ile ilgili sistemin mimarisinin mantıksal dizilimini yapmaktadır. Böyle bir sonucun ise bir fikri çaba gerektirdiği, elde edilen sonucun ise bir fikir ifadesi olduğu; iş bu halde yazılımın program akışı bölümünün de koruma altında olması gerekeceği ifade edilmelidir. Kod yazılımı ise, teknik anlamda program yazılımının en önemli bölümlerinden birini oluşturmaktadır. Hazırlanan program ve hazırlık tasarımları gerek insan, gerekse donanım (hardware) tarafından okunup, girdi ve verilerin istenilen şekilde çıktılarının alınmasını sağlama işleme kodlama ile mümkün kılınır. Bu nedenle, programın kod bölümünün de, kaynak (source) veya amaç (object) kod ayrımı yapılmadan koruma altında olacağının belirtilmesi gerekir.
Algoritma ve arayüz veya kullanıcı arayüzü diye bilinen son iki unsur ise koruma kapsamı dışında kalacaktır. Bu çerçevede, dava konusu “… 5.0” adlı bilgisayar programı ve ilgili modüllerinin, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında korunması gerekli “ilim ve edebiyat eseri” niteliğinde olduğu anlaşılmıştır.
Eser Sahipliğinin Tespiti ve Mali Hakların Kullanım Yetkisi:
5846 Sayılı Kanun’un 1/B maddesinin (b) bendinde eser sahibi: “Eseri meydana getiren kişi” olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 8/1 maddesi:“Bir eserin sahibi onu meydana getirendir.” hükmünü haizdir.
5846 sayılı Kanunun “Hakların Kullanılması” başlıklı 18. maddesinin;
1. fıkrasında; “Mali hakları kullanma yetkisi münhasıran eser sahiplerine aittir.” Bunun yanında
2. fıkrasında; “Aralarındaki özel sözleşmeden veya işin mahiyetinden aksi anlaşılmadıkça; memur, hizmetli ve işçilerin işlerini görürken meydana getirdikleri eserler üzerindeki haklar bunları çalıştıran veya tayin edenlerce kullanılır. Tüzel kişilerin uzuvları hakkında da bu kural uygulanır.” hükümleri yer almaktadır. Bu ifadeyle, ancak gerçek kişilerin, eser sahibi olarak addedilebileceği belirtilmektedir. Tüzel kişiler ise, sipariş üzerine veya görevleri gereği yaratılan eserler üzerinde eser sahibi olmayıp; eser sahipliğinden doğan yetkileri kullanan kişiler olma vasfıyla karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca, dosyaya davacı tarafından sunulmuş olan tescil belgeleri görülmüştür. FSEK’in “Eser Sahipliği Hakkında Karineler” başlığını taşıyan 11. maddesi, “Yayımlanmış eser nüshalarında veya bir güzel sanat eserinin aslında, o eserin sahibi olarak adını veya bunun yerine tanınmış müstear adını kullanan kimse, aksi sabit oluncaya kadar o eserin sahibi sayılır.” düzenlemesini içermektedir.
Bu kapsamda, dava konusu “… 5.0” adlı bilgisayar programının yazılım üreticisinin … adlı şirket olduğu ve anılan firmanın söz konusu program üzerinde mali hakka sahip olduğu anlaşılmıştır.
Davalı İşyerinde Yapılan Aramada Ekran Görüntüleri Alınan Yazılımın Davalının Kaç Adet Bilgisayarına Yüklenmiş Olduğu:
Davalının işyerindeki bilgisayarlardan 1 adet bilgisayarda … … isimli bilgisayar programının ve modüllerinin yüklü ve çalışır durumda olduğu tespit edilmiştir.
Yükleme Tarihinin Ne Olduğu, Hangi Sürümünün Yüklendiği, Hangi Modüllerinin Yüklenmiş Bulunduğu:
Davalı iş yerindeki bir bilgisayarlarda; … yazılımının “… …” versiyonunun ve … modüllerinin yüklü olduğu tespit edilmiştir.
19.04.2012 tarihli bilirkişi raporunda … marka bilgisayara … 5.0 isimli bilgisayar programının ne zaman kurulduğuna ilişkin herhangi ekran görüntüsü veya bilgi bulunmamaktadır. Bu nedenle … 5.0 isimli bilgisayar programının bilgisayara kurulum tarihi olarak tespitin yapıldığı tarih olan 19.04.2012 tarihi alınacaktır.
Yüklü Programın Üzerinde Davacının Hak Sahipliğine İlişkin Bir Veri Olup Olmadığı:
Kurulu programın çalışır vaziyette alınmış ekran görüntüleri incelendiğinde, ürünün … ürünü olduğu, ekran görüntüsünde yer alan “… hakkında” kısmında (Şekil-3) “… Yazılım Bilgisayar Ltd. Şti ve … MÜHENDİSLİK BİLGİSAYAR LTD.ŞTİ” adlı şirketin isminin yer aldığı, adı geçen şirketin davacı taraf şirketin daha önceki adı olduğunun değerlendirildiği , dosya içeriğindeki bilgi ve belgelerden davacı şirketin dava tarihinden önce davaya konu bilgisayar programı üzerinde mali hak sahipliğinin bulunduğu ve davaya konu yazılımın mali haklarının davacı firmaya ait olduğu anlaşılmıştır.
Nasıl çalıştırıldığı, ve Lisanslı olup olmadığı:
Bilgisayardaki … 5.0 programının lisanslı olmadığı anlaşılmıştır. Yazılımın, “kırık (Crack)” olarak tabir edilen bir kurulum dosyasından kurulduğu, diğer bir ifadeyle, yazılımın lisanslı alınması halinde yazılım CD’si ve beraberinde gelen kilit aparatı (dongle) mevcut olmadığı halde, bilgisayarca “varmış gibi algılanacak şekilde düzenlenmiş bir kurulum dosyasından” yüklendiği değerlendirilmiştir.
İhlal Olunan Mali Haklar:
Kanunun 13 üncü maddesinin 1 inci fıkrası; “Fikir ve sanat eserleri üzerinde sahiplerinin mali ve manevi menfaatleri bu kanun dairesinde himaye görür.” hükmünü haiz olup, 14, 15, 16 ve 17. maddelerinde “umuma arz yetkisi”, “adın belirtilmesi yetkisi”, “eserde değişiklik yapılmasını yasaklama yetkisi” ve “eser sahibinin zilyet ve malike karşı hakları” başlıklı manevi haklar ile 21, 22, 23, 24, 25 ve 45. maddelerinde “işleme hakkı”, “çoğaltma hakkı”, “yayma hakkı”, “temsil hakkı”, “İşaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı” ve “pay ve takip hakkı” gibi mali haklara ilişkin hükümler düzenlenmiştir.
5846 sayılı Kanunun 18 inci maddesine göre “Mali hakları kullanma yetkisi münhasıran eser sahibine aittir.” Kanunun 52 nci maddesinde ise “Mali haklara dair sözleşme ve tasarrufların yazılı olması ve konuları olan hakların ayrı ayrı gösterilmesi şarttır.” hükmü yer almaktadır. Bir başka deyişle, FSEK uyarınca, eser sahibi veya mali hak sahibi bu hakların bizzat kendisi kullanabileceği gibi, onlar üzerinde üçüncü kişilere lisans yolu ile kullanma yetkisi tanıyabilecektir. Ayrıca bu hakların her biri üzerinde devir muameleleri de yapılabilir. Yine, lisans veya devirlerin süreli yahut süresiz şekilde yapılabileceği belirtilmektedir. Eser üzerindeki mali hakların başkaları tarafından her türlü kullanımı, hak sahibinin iznine bağlıdır. FSEK 52. madde hükümlerine göre yapılmış yazılı sözleşmeye dayanmayan kullanımlar, mali hak ihlali oluşturur.
Mali haklardan “Çoğaltma hakkı” başlıklı 22. maddesi; “Bir eserin aslını veya kopyalarını, herhangi bir şekil veya yöntemle, tamamen veya kısmen, doğrudan veya dolaylı, geçici veya sürekli olarak çoğaltma hakkı münhasıran eser sahibine aittir. Eserlerin aslından ikinci bir kopyasının çıkarılması ya da eserin işaret, ses ve görüntü nakil ve tekrarına yarayan, bilinen ya da ileride geliştirilecek olan her türlü araca kayıt edilmesi, her türlü ses ve müzik kayıtları ile mimarlık eserlerine ait plan, proje ve krokilerin uygulanması da çoğaltma sayılır. Aynı kural, kabartma ve delikli kalıplar hakkında da geçerlidir. Çoğaltma hakkı, bilgisayar programının geçici çoğaltılmasını gerektirdiği ölçüde, programın yüklenmesi, görüntülenmesi, çalıştırılması, iletilmesi ve depolanması fiillerini de kapsar.” hükümlerine amirdir.
Hirsch, çoğaltmadan bahsedilebilmesi için, asıla ihtiyaç gözetilmeksizin, eserin tekrar edilmesini, eserden asıl gibi aynı yoldan yararlanılmasını ve onu kullanma olanağı sağlayan, ikinci bir eser nüshasının elde edilmesi gereğini ifade etmiştir. Bir programın gerek taşınabilir bir diskten, gerekse internetten bir başka bilgisayar ortamına yüklenmesi teknik olarak FSEK anlamında “çoğaltma” fiili olarak değerlendirilmelidir.Bununla birlikte, konuya ilişkin Yargıtay kararlarında da, dava konusu eylemin FSEK uyarınca çoğaltma hakkının ihlali niteliğinde olacağı değerlendirilmiştir. “…Davacının hak sahibi olduğu eser mahiyetindeki ‘…’ ve ‘… 7.2.’ adlı yazılımların davalı tarafından izinsiz şekilde bilgisayara yüklenmek suretiyle kullanılmasının fikri hak ihlali niteliğinde bulunduğu, hak sahibinin FSEK’in 68. Maddesi uyarınca telif tazminatı isteminde bulunmasının mümkün olduğu” (Yargıtay 11. H.D., 07.06.2009 gün ve 2009/624 E., 2010/6457 K.). “… Davacının haklarına sahip olduğu, ‘…’ isimli bilgisayar programlarını izinsiz olarak iki adet bilgisayarına yükleyen, bunun yanında CD’lere kaydeden davalının eyleminin çoğaltma hakkının ihlali niteliğinde bulunduğu” (Yargıtay 11. HD., 04.03.2013 gün ve 2012/4250 E., 2013/3971 K.).
Somut davada, davacıya ait eserin davalı tarafın bilgisayara yüklenebilmesi için, hak sahibinin izninin alındığını gösteren bir belgenin dosyada mevcut olmadığı görülmüştür. Ayrıca, olayda mali hakları davacının tasarrufunda olan bilgisayar programının, davalının kontrolünde olan bir bilgisayara izinsiz (lisanssız) yüklenerek çoğaltılmasının söz konusu olduğu tespit edilmiştir. Bu çerçevede, davaya konu bilgisayar programının, sanıkların kontrolünde olan bir bilgisayara müşteki hak sahibinden izin alınmaksızın (lisanssız) yüklenerek kullanılması şeklinde ortaya çıkan fiilin müşteki hak sahibinin FSEK md. 22’den kaynaklanan “çoğaltma” hakkını ihlal etmiş olduğu kanaatine varılmıştır.
Tazminat Hesabı:
Mali haklara tecavüz halinde istenilebilecek tazminatı hükme bağlayan FSEK’in 68. Maddesi: “Eseri, icrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir.
İzinsiz çoğaltılan kopyalar satışa çıkarılmamışsa hak sahibi çoğaltılmış kopyaların, çoğaltmaya yarayan film, kalıp ve benzeri araçların imhasını veya üretim maliyet fiyatını geçmeyecek uygun bir bedel karşılığında kendisine verilmesini ya da sözleşme olması durumunda isteyebileceği miktarın üç kat fazlasını talep edebilir. Bu husus, izinsiz çoğaltanın hukuki sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. İzinsiz çoğaltılan kopyalar satışa çıkarılmışsa hak sahibi, tecavüz edenin elinde bulunan nüshalar hakkında ikinci fıkradaki şıklardan birini kullanabilir. İkinci ve üçüncü fıkraların eser sahibinden başka hak sahiplerince uygulanabilmesi için eser sahibinin bu Kanunun 52’nci maddesine uygun yazılı çoğaltma izni aranır. Hak sahiplerinden biri, ikinci ve üçüncü fıkralar uyarınca talepte bulunduklarında Ceza Muhakemesi Kanununun el koymaya ilişkin hükümleri delil elde etmek amacı dışında uygulanmaz. Bedel talebinde bulunan kişi, tecavüz edene karşı onunla bir sözleşme yapmış olması halinde haiz olabileceği bütün hak ve yetkileri ileri sürebilir.” hükmünü havidir.

Somut uyuşmazlıkta, davacı vekilinin, “Davacı şirkete ait bilgisayar programlarının davalılar tarafından izinsiz ve lisansız kullanılması nedeniyle müvekkili şirketin mali haklarını ihlal edilmesi nedeniyle, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000.-TL’nin, haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek ticari (reeskont) faiziyle birlikte davalıdan tahsiline” karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Tazminat hesaplaması öncesinde:
a) Davalı işyerinde … marka bilgisayarda tespit edilen … 5.0 yazılımının kurulum tarihinin 19.04.2012 olduğu, dolayısıyla 2012 yılına ait fiyat listenin dikkate alınacağı.
b) … A.Ş. firmasından Yemin Mali Müşavir …’in Davacı firmanın kanuni defterlerini inceleyerek hazırladığı Lisans Satışlarında Uygulanan İskonto Oranının Tespiti raporunda yıllara göre ürünlere uygulanan iskonto oranlarını tespit ettiği, bunları rapor halinde sunduğu, raporda ortalama satış iskonto tutarının belirlendiği, ancak 2012 yılına ait herhangi bir iskonto oranının bulunmadığı; (Raporda 2013-2018 yılları arası iskonto oranları verilmiştir)
c) Ancak tespitin yapıldığı tarihte … programının en güncel versiyonu olarak … 5.2 GIS sürümünün bulunduğu(Şekil-7); … … sürümünün eski sürüm olduğu; bu nedenle dava dilekçesi ekinde yer alan 2012 yılı fiyat sitesi üzerinden 2013-2018 yılı iskonto oranlarına bakılarak %20 oranında iskonto yapılmasının uygun olacağı kanaatine varılmıştır.
Davalı işyerinde … marka bilgisayarda tespit edilen … 5.0 programının kurulum tarihinin 19.04.2012 olduğu, programda yer alan moduüllerin
TOPLAM 51.190,00 %20 40.952,00
Bu bilgiler ışığında, davalı işyerindeki bilgisayarda tespit edilen yazılımlar için yapılan tazminat hesabı aşağıda belirtilmiştir:
FSEK m.68 uyarınca en fazla 3 katı telif tazminatı istenebileceğinden rayiç tazminat tutarının KDV Hariç 122.856,00 TL’ye kadar olabileceği bilirkişi heyetince hesaplanmıştır.
Tüm bu tespit ve değerlendirmeler neticesinde, davaya konu “… 5.0” adlı bilgisayar programının, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında korunması gerekli “ilim ve edebiyat eseri” niteliğinde olduğu, “… 5.0” adlı bilgisayar programının yazılım üreticisinin … adlı şirket olduğu ve anılan firmanın söz konusu program üzerinde mali hakka sahip olduğu, davalının işyerindeki bilgisayarlardan birinde … … programının yüklü ve kullanılabilir durumda bulunduğu, ancak, davalıların lisanssız kullanıldığı tespit edilen bu bilgisayar programı üzerinde mali hak sahipliğinin bulunmadığı, davaya konu bilgisayar programının, davalının kontrolünde olan bir bilgisayara davacı hak sahibinden izin alınmaksızın (lisanssız) yüklenerek kullanılması şeklinde ortaya çıkan fiilin davacı hak sahibinin FSEK md. 22’den kaynaklanan “çoğaltma” hakkını ihlal etmiş olduğu, … 5.0 programının kurulum tarihi tespit edilemediğinden dolayı kurulum tarihi olarak bilirkişi raporunun düzenlendiği ve aynı zamanda tespit tarihi olan 19.04.2012 olarak alındığı ve tazminat hesabının 2012 yılı fiyat listesine göre yapıldığı, FSEK m.68 uyarınca en fazla 3 katı telif tazminatı istenebileceğinden rayiç tazminat tutarının KDV Hariç 122.856,00 TL‘ye kadar olabileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın kabulüne, davanın kabulüne, FSEK 68 maddesi uyarınca 85.536,00 TL telif tazminatının 19.04.2012 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE,
2-FSEK 68 maddesi uyarınca 85.536,00 TL telif tazminatının 19.04.2012 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 5.842,96 TL harcın peşin alınan 170,78 TL, ıslah ile alınan 1.289,96 TL olmak üzere toplam 1.460,74 TL harçtan düşümü ile 4.382,22 TL bakiye harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Taraflar aralarında anlaşmış olmaları nedeniyle 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m.18/A-13 ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi m.7/3 hükmü uyarınca 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı için AAÜT uyarınca 11.919,68 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak alınarak davacıya verilmesine,
6-Aşağıda dökümü gösterilen ve davacı tarafından yapılan 3.040,44-TL yargılama giderlerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak alınarak davacıya verilmesine,
7- Davalıların yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
8-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hasaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/01/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.

Davacı Masraf Dökümü:
İlk Masraf 232,98-TL
Posta Masrafı 117,50- TL
Islah Harcı 1.289,96-TL
Bilirkişi Masrafı 1.400,00- TL
Toplam 3.040,44- TL