Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/72 E. 2021/48 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/72
KARAR NO : 2021/48

DAVA : Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 26/02/2020
KARAR TARİHİ : 02/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/02/2021

İDDİA:
Davacı vekili 25.05.2018 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili yazar …’in yazdığı “…” ve “…” isimli kitaplarının başka eserler için bandroller kullanılarak piyasaya sunulduğunu, yapılan aramalarda ele geçirilen nüshaların bandrolsüz satışa çıkarılması nedeniyle … 1. FSHCM’nin … sayılı kararıyla davalının cezalandırıldığını, yine aynı dosya kapsamında davacının … Valiliği’ne yapmış olduğu başvuru neticesinde, 21.05.2012 tarihinde davalının sahibi olduğu … Yayınevinde … İl Denetim Komisyonu görevlilerince yapılan denetimde “…” isimli kitaptan 804 adedinin bandrolsüz olarak ele geçirildiğini ve 211 adet kitap üzerinde ise “…” isimli eser için talep edilen bandrollerin bulunduğunun tespit edildiğini, davalının davacıya ait eserleri izinsiz olarak ve bandrolsüz yahut sahte bandrolle yayınlayarak mali ve manevi haklarını ihlal ettiğini, FSEK 68. Madde uyarınca, izinsiz yayınlanan eserler için şimdilik 1.000 TL tazminat ile manevi hakların ihlali sebebiyle 25.000 TL manevi tazminatın reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, 15.12.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 2.796,00 TL’na yükseltmiştir.
SAVUNMA:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle,davanın zamanaşımına uğradığını, davalının ceza dosyasındaki savunması dikkate alındığında; yapılanın dikkatsizlik sonucu, davacının bir kısım eserine başka bandrol yapıştırılması şeklindeki hatadan ibaret olduğunu, davacının mali ve manevi haklarına tecavüzün söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER:
Mahkememizce tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, delilleri toplanmış; konunun teknik yönlerine ilişkin bilirkişi raporu alınmış; raporlarda ortaya konulan görüşlerin teknik yönünden mahkememizin aşağıda açıklanacak kısmen kabulü doğrultusunda yararlanılmıştır.

GEREKÇE:
Uyuşmazlığın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Değerlendirilmesi ve Kabul
Bilindiği gibi 5846 sayılı FSEK’nun 1/B maddesinin ‘a’ bendinde eser, “sahibinin hususiyetini taşıyan ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsullerini” ifade eder. Buna göre bir fikri ürünün eser sayılabilmesi için iki koşulu birlikte gerçekleştirmesi gereklidir. İlk olarak fikri ürünün sahibinin hususiyetini taşıması, bir başka deyişle kendinden önce ortaya konmuş benzerlerine göre özgün bir niteliğe sahip olması gerekir. İkinci olarak bu fikri ürünün FSEK’nun ikinci ve devamı maddelerinde belirlenen eser kategorilerinden birine dahil edilebilmesi aranmalıdır.
Yasada fikir ve sanat eserlerinin çeşitleri ikinci maddede düzenlenen ilim ve edebiyat eserleri, üçüncü maddede yer verilen musiki eserleri, dördüncü maddede tanımlanan güzel sanat eserleri, beşinci maddede düzenleme bulan sinema eserleri ve son olarak altıncı maddedeki işleme ve derlemeler olarak sayma yöntemiyle belirlenmiş bulunmaktadır.
Yasa eser sahibini bir eseri meydana getiren kişi olarak belirlemiştir. (FSEK md. 8/1) Yasanın 9. maddesinde eser sahiplerinin birden fazla oluşu hallerine yer verilmiştir. Yine eser sahipliği yönünden belirlenen karineler yasanın 11 ve 12. maddelerinde yer almaktadır. Buna göre FSEK 11 uyarınca yayınlanmış eser nüshalarında veya güzel sanat eserlerinin aslında eserin sahibi olarak adını veya bunun yerine tanınmış müstear adını kullanan kimse aksi kanıtlanıncaya kadar bu eserin sahibi sayılır. Yayımlanmış olan bir eserin sahibi, eser nüshalarında veya aslında mutat olduğu şekilde belirtilmemiş ise bu takdirde eseri yayımlayan, o da belli değilse çoğaltan eser sahibine ait hak ve yetkileri kendi adına kullanabilir.
Eser sahibinin kullanabileceği mali haklar, FSEK 21 ve devamında düzenlenmiştir. Buna göre, mali haklar, FSEK’nun, 21. maddesindeki işleme hakkı, 22. maddesinde düzenlemesini bulan eserin aslı veya kopyalarının herhangi bir şekil veya yöntemle tamamen veya kısmen, doğrudan veya dolaylı, geçici veya sürekli çoğaltma hakkı; 23. maddede belirlenen eserin aslını veya çoğaltılmış nüshalarını kiralama, ödünç verme, satışa çıkarma veya diğer yollarla yayma hakkı; 24. maddede doğrudan veya dolaylı olarak bir eserden ses veya resim nakline yarayan aletlerle umumi mahallerde okumak, çalmak, oynatmak, göstermek gibi temsil suretiyle faydalanma hakkı; 25. maddedeki işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı olarak belirlenmiş bulunmaktadır.
FSEK’nun 48.maddesi uyarınca mali haklar süre, yer ve içerik itibariyle sınırlı veya sınırsız; karşılıklı veya karşılıksız olarak başkalarına devredilebilir. Mali hakların sadece kullanma yetkisi de bir başkasına bırakılabilir.
Manevi haklar ise Yasa’nın 14-17.maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre, eser sahibi, eserinin umuma arz ve yayımlanma zamanı ve tarzını belirleme (FSEK md.14); adın belirtilmesi (FSEK md 15); eserde değişiklik yapılmasını men (FSEK md. 16) ve bir kısım eserler yönünden geçerli bulunan zilyed ve malike karşı ileri sürülebilecek eserin aslına ulaşma haklarına sahiptir. Manevi haklar mali hakların aksine, bir başkasına devredilemez ve vazgeçilemez haklardır. Ancak bu hakların kullanılması yetkisi bir başkasına bırakılabilir.
Eser üzerindeki mali ve manevi hakları ihlal edilen kişi, FSEK’nun 66. maddesi uyarınca, tecavüz edene karşı tecavüzün ref’ini (ortadan kaldırılmasını), 69. madde uyarınca muhtemel devam eden tecavüzlerin men’ini (önlenmesini), mali hakların ihlali halinde ayrıca 68. madde uyarınca, sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya rayiç bedel itibariyle uğradığı zararın en çok üç kat fazlasını isteyebilir. Şüphesiz bir mali hakkı eser sahibinden veya haleflerinden devralan kişi veya kişilerin de bu taleplerde bulunmaları mümkündür.
Yukarıda açıklanan mevzuat ve ortaya konulan ilkeler uyarınca dava dosyası, taraflarca sunulan deliller, iddia ve savunma ile konunun teknik yönlerinin aydınlatılması için alınan rapor çerçevesinde değerlendirilmiştir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü’nün 13.03.2020 Tarihli yazısı:
13.03.2020 tarihli yazıda dava konusu “…” ve “…” isimli kitaplar için kaç adet bandrol alındığına ilişkin bandrol talep formları ve taahhütnamelerin gönderildiği bildirilmiş olup; belgelerin incelenmesinde; 15.02.2007 tarihli Süreli Olmayan Yayınlar İçin Bandrol Talep Formu ve Taahhütnamesi uyarınca; … Yayınlar- … …’ın eser sahibi … olan “…” isimli yayın için … aralığında 1.500 adet bandrol talep ettiği, 23.10.2007 tarihli Süreli Olmayan Yayınlar İçin Bandrol Talep Formu ve Taahhütnamesi uyarınca; … Yayınlar- … …’ın eser sahibi … olan “…” isimli yayın için … aralığında 1.000 adet bandrol talep ettiği anlaşılmıştır.
… 1. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi’nin … Sayılı ilamı:
İlamın incelenmesinde; sanık …’in sabit görülen “Bandrol yapıştırılması zorunlu eser nüshalarını bandrolsüz olarak ticari amaçla satın almak, satışa arz etmek ve satmak” suçundan eylemine uyan 5846 sayılı Yasanın 81. Maddesinin 4. Fıkrası uyarınca cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği; sanığın yargılama sürecindeki savunmasında; daha önceden “… yayınları” adıyla sürdürülen yayıncılığa 2007 yılından itibaren “… Yayınları” adıyla devam ettiğini, katılan … ile dava konusu … isimli eserin basım ve yayını için 23.10.2007 tarihinde sözleşme düzenlendiğini ve basım sonrasında 09.01.2008 tarihinde 1000 adet bandrol alındığını, tanıtım ve pazarlama çalışmalarına rağmen kitabın satışının olmadığını, aramada eserle ilgili bandrol alınmasına rağmen yayınevi çalışanlarının özensizliği sonucu başka eserler için alınan bandrollerin “…” isimli kitap üzerine yapıştırıldığının tespit edildiğini, telif sözleşmesine aykırı olarak fazla sayıda nüsha basılmadığını, kitaplara talep olması halinde alınan bandroller kullanılacağından bir kısım kitaplar üzerinde bandrol bulunmadığını, suçlamayı kabul etmediğini beyan ettiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık konusu eserin incelenmesi:
Dava dilekçesinde, davacının “…” ve “…” isimli kitapların yazarı olduğu belirtilmişse de, dosya kapsamında yapılan incelemede, gerek bandrol talep formları gerekse … 1. FSHCM ….sayılı dosyasına ilişkin ilam uyarınca; davacının yalnızca “…” isimli kitabın yazarı olduğu, “…” isimli kitabın yazarı olmadığı, uyuşmazlık konusu eserin “…” isimli eser olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından dava konusu … isimli kitap dosyaya sunulmamıştır. Dava konusu eser, bilirkişi heyetince kitap satış sitelerinde araştırılmak suretiyle bulunmuş olup; eserin kapak hariç 111 sayfadan oluştuğu, roman türünde bir eser olduğu anlaşılmıştır.
Çekişmeli eserin baskı ve satış sayıları:
Bilirkişi heyeti tarafından dava konusu kitabın online kitap satış yerlerinde satış fiyatları araştırılmışsa da; kitabın stoklarda bulunmadığı, tükendiğinin belirtildiği, yalnızca www.nadirkitap.com adresinde satışının olduğu tespit edilmiştir. Buna göre dava konusu kitabın güncel satış fiyatının 20,00 TL olduğu, eksi tarihli (net tarih tespit edilememiştir.) satış fiyatının 7,00 TL olduğu anlaşılmıştır. Haksız fiil tarihi olan 2012 yılı esas alınarak dava konusu kitabın satış bedelinin piyasa rayiçleri uyarınca KDV dahil satış fiyatı 11,00 TL olarak değerlendirilmiştir.
23.10.2007 tarihli Süreli Olmayan Yayınlar İçin Bandrol Talep Formu ve Taahhütnamesi uyarınca; … Yayınlar- … …’ın eser sahibi … olan … isimli yayın için … aralığında 1.000 adet bandrol talep etmiştir.
Dava konusu Baskı sayıları ve satış bedeli(TL)

Eser Adı
Basım Yılı
Bandrol Sayısı
Birim Satış Tutarı
(KDV Hariç)

2007
1.000
9,32

Telif Tazminat hesaplaması:
Dosya kapsamında yapılan incelemede; davalı tarafından basılan kitaplarda bandrol kullanım nedeni korsan baskıları önlemeye yönelik olup, davalının tacir olarak gerekli özeni göstermekle yükümlü olduğu, davalının gerekli özeni gösterdiğini kanıtlamadığı gibi, başka bandrollerle satılan kitaplardan sağlanan korsan satış üzerinden telif bedeli ödenmediğinden, bu satışların taraflar arasındaki sözleşme harici korsan olduğu ve bu sebeple davacının FSEK m. 22 ve 23’den kaynaklanan mali haklarından çoğaltma ve yayma haklarının ihlaline dayalı olarak 5846 Sayılı FSEK’nun 68. maddesine göre rayiç bedel isteme hakkına sahip olduğu değerlendirilmiştir.

FSEK md. 68’in ilgili hükümleri şu şekildedir: “Eseri, icrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir. Bedel talebinde bulunan kişi, tecavüz edene karşı onunla bir sözleşme yapmış olması halinde haiz olabileceği bütün hak ve yetkileri ileri sürebilir”. Davacı tarafın FSEK 68. madde çerçevesinde taraflar arasında sözleşme olmuş olsa idi talep edebileceği rakamın üç kat fazlasını telif tazminatı olarak talep etmiş olması nedeniyle, FSEK 68. madde kapsamında takdir edilecek tazminat ile davacı taraf ile davalı taraf arasında varsayımsal sözleşme koşulları ortaya çıkmakta ve tazminatın takdiri ile taraflar arasında sözleşme ilişkisi tesis edilmiş gibi bir hukuki durumun doğduğu, bununla birlikte, davaya konu fiil ile manevi hakların ihlalinin de söz konusu olması nedeniyle davacı tarafın tazminat taleplerinin yerinde olduğu değerlendirilmektedir.
Somut davada, taraflar arasında telif sözleşmesi olduğu iddia edilmişse de; söz konusu sözleşme taraflarca dosyaya sunulmamıştır. Dava konusu eserler açısından; ihtilaflı eserlerin baskı sayıları, ülkemizdeki edebiyat yayıncılığı sektöründeki oransal değerler ile davacının emsal kanıt sunmadığı değerlendirilerek, mali haklar tazminatına esas telif tazminat oranları 50.000 baskı için % 10 oranı üzeri hesaplama yapılmasının hakkaniyeti uygun olduğunu kanaatine varılmış ve hesaplama bu oranlara göre yapılmıştır.
Telif Tazminatı tutarının hesaplanması (TL)
Eser Adı
Hesaplamaya esas alınan yıl/Haksız Fiil Tarihi
Tutar (TL)
Telif Tazminatı
(% 10)

2012
9.320,00
932,00Davacı yan FSEK 68. madde uyarınca, rayiç bedel olarak tespit edilen 932 TL’nin üç katı olan; 2.796,00 TL’yi talep edebilecektir.
Davacının dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000 TL talep ettiği, bu talebini ıslahla 2.796,00 TL ye çıkardığı görülmüştür.
Manevi tazminat talebi ile ilgili olarak;
Davacının manevi tazminat talebi ile ilgili olarak FSEK m. 70/1 hükümlerine değinmek gerekir. Anılan Kanun maddesi; “Manevi hakları haleldar edilen kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat ödenmesi için dava açabilir. …” hükmünü haizdir.
Dosya incelendiğinde; davacının yazarı olduğu kitabın davalının sahibi olduğu yayınevi tarafından basılıp yayınlandığı ve bir süre taraflar arasındaki bu akdi ilişkinin devam ettiği, ancak davalı tarafından yayınlanan davacıya ait kimi kitaplarda başka kitaplara ait bandrollerin kullanılması kimi kitapların ise bandrolsüz olarak piyasaya sürülmesinden dolayı taraflar arasında anlaşmazlık çıktığı, davalının korsan tabir edilen şekilde davacıya ait eseri çoğalttığı anlaşılmaktadır. Yukarıdaki bölümde değinildiği üzere, dava konusu fiil ile FSEK m. 14, 15 ve 16. Maddelerde tanımlanan manevi hak ihlali bulunduğundan, davacı tarafın FSEK md. 70 kapsamında manevi tazminat talep edebileceği değerlendirilmektedir.
Tarafların ekonomik durumları, ihlâl olunan hakkın mahiyeti, ihlalin etkileri, ihlalin ulaştığı kitle, fiilin ve kusurun ağırlığı, paranın satın alma gücü ibraz olunan belgeler ve eylemin gerçekleştirilme biçimi karşısında manevî tazminat miktarının 3.000,00.-TL olarak saptanmasının hakkaniyete uygun olacağı düşünülmüştür.
Tüm bu tespit ve değerlendirmeler neticesinde, davaya konu … isimli kitabın 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında, “ilim ve edebiyat eseri” niteliğinde olduğu, söz konusu fiil ile davacı tarafın talep ettiği FSEK md. 68 ve 70’den kaynaklanan telif tazminatı ve manevi tazminat şartlarının ortaya çıktığı, Davacı yan FSEK 68. madde uyarınca, rayiç bedel olarak tespit edilen 932,00 TL’nin üç katı olan; 2.796 TL’yi talep edebileceği, manevi hakların ihlali nedeniyle FSEK md. 70/1 kapsamında 3.000,00 TL manevi tazminata hükmedilebileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerde, davanın kısmen kabulüne, FSEK 68/1 maddesi uyarınca 2.796,00 TL telif tazminatı ve FSEK 70/1 maddesi uyarınca 3.000,00 TL manevi tazminatın ihlal tarihi olan 21.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemlerin reddine, karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-FSEK 68/1 maddesi uyarınca 2.796,00 TL telif tazminatı ve FSEK 70/1 maddesi uyarınca 3.000,00 TL manevi tazminatın ihlal tarihi olan 21.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Fazlaya dair istemlerin reddine,
4-Alınması gereken 395,92 TL harcın peşin alınan 444,02 TL, ıslah ile alınan 31,00 TL olmak üzere toplam 475,02 TL harçtan mahsubu ile 79,10 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
5- Davacı için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarıca kabul edilen maddi tazminat yönünden 2.796,00 TL, manevi tazminat yönünden 3.000,00 TL olmak üzere toplam 5.796,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Reddedilen manevi tazminat yönünden 3.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Kabul red oranına göre aşağıda dökümü gösterilen ve davacı tarafından yapılan 2.369,12 TL yargılama giderinden payına düşen 473,82 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalanının üzerinde bırakılmasına,
8-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.02/02/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.

Davacı Masraf Dökümü:
İlk Masraf 427,12.-TL
Posta Masrafı 111,00.-TL
Bilirkişi Masrafı 1.800,00.-TL
Islah Harcı 31,00.-TL
Toplam 2.369,12.-TL