Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/68 E. 2021/56 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/68
KARAR NO : 2021/56

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 25/02/2020
KARAR TARİHİ : 11/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/02/2021
İDDİA:
Davacı vekili 25/02/2020 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarıyla, müvekkilinin TÜRKPATENT nezdinde … sayılı “…+şekil” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun TÜRKPATENT resmi markalar bülteninde yayınlandığını; davalı şirketin … sayılı ve “…” ibareleri markasını gerekçe göstererek yaptığı itirazın kısmen reddine karar verildiğini, bu kısmi ret kararına karşı müvekkilin yeniden inceleme taleplerinin bu kez TÜRKPATENT … sayılı YİDK kararı ile nihai olarak reddedildiği, oysa davacının 1994 yılında kurulduğunu, kuruluşundan bu yana IT ürünleri konusunda ürünler üretip piyasaya sunduğunu, 2004 yılında tescil ettirdiği “…” markasının endüstriyel bilgisayar çözümleri, medikal çözümler, dijital signage/kiosk çözümler olarak 3 ürün grubu altında toplandığını, bununla birlikte sayısal bilgilendirme ve yönlendirme sistemleri, otomatik hizmet ve servis terminalleri, medikal kontrol sistemleri, data acquisition sistemleri gibi yazılım çözümleri sunduğunu, davacının Türkiye’nin önemli hastane gruplarının ameliyathane kontrol panellerini, steril ve pacs bilgisayar sistemleri ile dijital signage bilgilendirme ekranlarını ürettiğini, İstanbul, Kayseri, Bursa, Kocaeli Büyükşehir Belediyeleri için self servis kios ve bilgilendirme çözümleri ürettiğini, ayrıca Müzekart gibi prestijli projelerin self servis ücret toplama kiosklarını ürettiğini, üretimi yapılan bütün ürünlerin CE işaretine ve birçok sertifikalara sahip olduğunu, davacının 11.08.2006 tarihinde 09.sınıf da dahil olmak üzere 07, 08, 09, 21 ve 37. sınıflarda tescil edilen “…” ibareli markası ile kendi ürün yelpazesini oluşturduğunu, akabinde 20.01.2015 tarihinde “…” ibareli markasının tescili için marka başvurusunda bulunduğunu, söz konusu marka başvurusunun da Kurum tarafından tescil edildiğini, davacının itiraza konu “…” markasının görsel, işitsel ve kavramsal olarak, … numaralı “…” marka başta olmak üzere itiraza gerekçe markalardan oldukça farklı olduğunu, bu nedenle itiraza gerekçe 6/1 maddesi çerçevesinde verilen kısmi red kararının iptal edilmesi gerektiğini, her ne kadar … numaralı “…” markasının tüketici nezdinde karışıklığa yol açacağı belirtilmiş olsa da davacının halihazırda tescil talepli olduğu sınıflarda tescilli “…” ve “…” ibaresinin yer aldığı marka tescilleri bulunduğunu, başka bir deyişle davacının iş bu itiraza konu kısmen reddedilen 09.sınıf da dahil olmak üzere 09 ve 10. sınıflarda kazanılmış hak sahibi olduğunu, bu durum göz önüne alındığında tüketicilerin 09. ve 10. sınıflar kapsamındaki “…” ibareli ürünlerle karşılaşması halinde söz konusu ürünleri davalı değil de halihazırda söz konusu sınıflarda tescilli markaları olan davacı ile ilişkilendireceğini, emtiaların itiraz sahibine ait olduğu yanılgısına düşmeyeceğini, yalnızca bu nedenle bile “…” marka başvurusunun bütün emtialarda tesciline karar verilmesi gerektiğini, … “…” ve … “…” markalarının davacı adına tescilli olduğunu, ekte yer alan belge ve faturaların da söz konusu ibarenin davacı ile özdeşleştiğini ve davacı ile bilinir hale geldiğini ispatladığını, redde dayanak “…” markasının hiçbir kullanımına rastlanılmamış olduğunu, 6/1 kapsamında benzer bulunmayan itiraza gerekçe diğer markaların da faaliyet alanının davacıya ait marka başvurusunun faaliyet alanından tamamen farklı olduğunu, davacı marka başvurusunun kapsamında yer alan emtiaların hedef kitlesinin bilgili ve belirli kişilerden oluştuğunun ve emtiaya ilişkin önceden bilgiye sahip olduğunun da dikkate alınması gerektiğini, hedef kitlesinin dikkatinin daha yoğun olduğu da düşünüldüğünde halihazırda karıştırılma ihtimali bulunmayan markaların çağrışım ihtimali dahi yaratmayacağını, kaldı ki itiraz gerekçesi markanın kullanımının olmadığını, markalar arası benzerlik değerlendirmesi yapılırken markaların bütün olarak ele alınması gerektiğini, davacı başvurusunun özgün bir şekilde meydana getirilmiş ve bir bütün halinde ele alınması gereken bir markadan bir kısmının çekilerek benzerlik değerlendirmesinin yapılmasının yerinde olmadığını, başvurudan “…” ibaresinin çekilmesi ihtimalinde dahi davacının reddedilen sınıfta … numaralı “…” ibareli tescilli markasını bulunduğun dikkate alınması gerektiğini, davacı markasının gri ve turuncu renklerinin kullanıldığı stilize edilmiş “a” harfi ve keskin hatlara sahip “…” ibarelerinden meydana gelmişken, redde dayanak markanın “…” ibaresi ön plana çıkacak şekilde kıvrımlı siyah renkli “…” ibaresinden oluşturulduğunu, vurguların yoğunlaştığı kısımların dahi farklı olduğunu, markaların sadece görsel değil işitsel açıdan da farklı olduğunu ve tüketicinin bu iki markayı karıştırmayacağının aşikâr olduğunu, davacı markasındaki “…” ibaresinin “teknolojinin sanatı” veya “teknolojinin eseri” gibi anlamlara geldiğini, söz konusu ibarenin yanında yer alan “…” ibaresinin “…” ibaresini kısaltılması suretiyle özgün bir kompozisyonda meydana getirildiğini, dava konusu ibarenin davacı tarafından ayırt edici hale getirildiğini ve davacı ile özdeşleştiğini, davalıya ait itiraza gerekçe marka ile bu denli farklılık taşıyan davacıya ait marka başvurusunun reddinin “…” ibaresi hatta harf kombinasyonları üzerinde yalnızca davalının tekeli olduğu izlenimi yaratacağını, böyle bir tekelin yaratılmasının ise kamu düzenini bozacağını, dava dışı … “…” markasının Kurum nezdinde 07, 09, 21. Sınıflarda tescil edilmiş olduğunu, bu markadan daha ayırt ediciliği yüksek olan davacı başvurusunun da ayırt edici görülmesi gerektiğini ve bütün emtialarda tescil işlemlerinin devam ettirilmesi gerektiğini, markaların benzer nitelik taşımadığından emtia benzerlik değerlendirmesi yapılmasını dahi gerek olmadığını, emtia değerlendirmesi yapılsa dahi kullanım amacı ve alanlarının farklılığı, emtiaları alan tüketicilerin farklılığı, emtiaların tüketiciye ulaşırken izlediği yolların farklılığı ve genel olarak kapsadığı mal ve hizmetlerin farklılığı nedeniyle mal ve hizmetlerin ilişkilendirilebilir olmadığının görüleceğini, bununla birlikte redde dayanak … numaralı “…” markasının 25. sınıf hariç bütün sınıflarda tescilli olduğunun dikkate alınması gerektiğini, ticari hayatta hiçbir gerçek kişi veya tüzel kişinin söz konusu tüm emtialarda faaliyet göstermesinin mümkün olmadığını ve muterizin faaliyet göstermediği alanlarda dahi davacı marka başvurusuna itirazda bulunduğunu, bu sebeple söz konusu kötü niyetli davranışın TÜRK PATENT nezdinde de korunmaması ve verilen red kararının iptal edilmesi gerektiğini belirterek, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı kararının iptale karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; Başvuru konusu markanın yayınına yapılan itiraz üzerine kapsamından 09.sınıf bazı malların çıkarıldığını, itiraza gerekçe markanın da başvurunun kapsamından çıkarılan mallarla benzer mal veya hizmetleri kapsadığını, karşılaştırılan markalar kapsamındaki malların benzer mallar olduğunu, bu noktada 6769s.SMK’nun 6/1 maddesindeki koşullardan ilkinin yani mal ve hizmet benzerliği koşulunun gerçekleştiğini, işaret karşılaştırmasında ise “…” ve “…” ibareleri arasında tek harften kaynaklanan bir farklılık olup bu farklılığın markaların genel izlenimine etki edemediğini, markalar arasında yüksek düzeyde benzerlik bulunduğunu, davacı markası ile karşılaşan ortalama tüketicinin bu ibarenin aynısını daha önce başka bir markada görmüş olduğundan yanılgıya düşebileceğini, bu markalar altında sunulan hizmetlerin en azından birbiri ile bağlantılı işletmeler tarafından piyasaya sürüldüğünü düşünebileceğini, bu kapsamda karşılaştırılan markaların genel izlenim itibari ile benzerlik arz ettiğini, tüketicilerin işaretler arasında benzemeyen unsurları değil benzer unsurları hatırlama eğiliminde olduğunu, bu dikkate alındığında başvuruda yer alan farklılığın karşılaştırılan ibareler arasındaki yüksek düzeyde benzerliği ortadan kaldırmadığını, tüketicilerin bu markaları doğrudan karıştırabileceği gibi aynı firma tarafından ya da birbiri ile ilişkili firmalar tarafından üretildikleri izlenimine kapılarak ürünleri aynı ve/veya benzer işletmenin sanabileceğini, karşılıklı etkileşim kuramı çerçevesinde karşılaştırılan hizmetler arasındaki benzerlik düzeyi ve aralarındaki yüksek düzeyde benzerlik düşünüldüğünde karıştırılma tehlikesinin oluşacağının kabulü gerektiğini, tüm bu gerekçelerle YİDK tarafından alınan kararın usul ve hukuka uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin tek kullanımlık solunum devrelerini ve infüzyon setlerinin üretimini ve ihracatını yaptığını, bütün ürünlerin CE işaretine sahip olduğunu, ihracatı yapılan ürünlerin FDA onaylı olduğunu, davalı şirketin “…” markası ile ürünler
üretmesinin yanı sıra sağlık endüstrisindeki dünyaca ünlü firmalara sözleşmeli üretim yaptığını, 1 Mart 2017 tarihinde Ar-Ge merkezi olmaya hak kazandığını, … Tıbbi Malzeme A.Ş. Ar-Ge merkezinde iki tanesi Tübitak projesi olmak üzere toplam 8 adet Ar-Ge projesinin yürütülmekte olduğunu, müvekkili şirketin ticaret ünvanındaki … ibaresi ile “…” markasını birleştirerek tescil ettirdiği “…” markası ile davacının “…“ markasının benzer bulunduğunu ve davacının başvurusundaki bazı mal ve hizmetlerin çıkarılmasına karar verildiğini, müvekkilin 2013/66189 … antibakteriyel krem (03. 05.sınıflarda), 2012/3754 … (35.sınıfta), … … … (25.sınıf hariç olmak üzere 45 sınıfın tamamında), … … (03., 05.sınıflarda), …. (03., 05.sınıflarda), … (04, 05, 08, 09, 13, 14, 17, 18, 21, 22, 23, 6 24, 25, 26, 27, 28, 29, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 41, 43, 44, 45.sınıflarda), … (03, 20.sınıflarda), …(05, 10, 25, 44.sınıflarda) tescilli olduğunu, müvekkili şirketin “…” ana ibareli markasının … nezdinde birçok ülkede tescilli olduğunu, davalı markasının çok benzeri olan “…” ibaresini davacı yanın üstelik davalının faaliyet alanına giren ürünlerde markayı kullanmak için tescil ettirme amacında olduğunu, davacının daha önce de 2013/30732 “altek” ve 2017/6966 “a …” ibareli marka başvurularının davalı itirazları üzerine reddedildiğini, tarafların aynı sektörde faaliyet göstermeleri ve davalının davacının önceki tarihli başvurularına yaptığı itirazların kabul edilmiş olması sebebiyle davacının davalının tescilli markalarını bilmemesinin mümkün olmadığını, karşılaştırılan markaların karıştırılacak derecede benzer olduğunu, davacı başvurusunun davalının seri markası olduğu yanılgısının ortaya çıkabileceğini, davalının “…” ve “…” markalarının 2000 yılından bugüne kadar kesintisiz ve fiilen kullandığını, tanıttığını, ayırt edici ve tanınmış hale getirdiğini, markaya büyük yatırımlar yaptığını, marka üzerinde gerçek ve üstün hak sahibi olduğunu, davacı başvurusunun tescil edilmesi halinde davalının maddi ve manevi zarara uğramasının tartışmasız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Mahkememizce tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, davaya konu TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararı ile davacıya ait … kod nolu marka başvuru dosyası ve davalı şirkete ait marka tescil belgeleri getirtilmiş, taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, Türk Patent YİDK’nun … sayılı kararının iptali ile marka başvurusunun tescili istemine ilişkindir. YİDK kararının davacı başvuru sahibine 26/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, 25/02/2020 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Davada uyuşmazlığın özü, davacıya ait sayılı … sayılı “…+şekil” ibareli başvurusunun, davalı şirketin … sayılı ve “…” ibareli markası yönünden SMK’nun 6/1 hükümleri çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre … sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davacının 24/12/2018 tarihinde “…+şekil” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 09, 10.sınıftaki bir kısım emtiaların yer aldığı, başvurunun Resmi Marka Bülteninde ilan edildiği, ilana davalı şirketin … sayılı ve “…” ibareli markaları ile benzerlik arz ettiğinden itirazda bulunduğu, itirazın Markalar Dairesince kısmen reddi üzerine, yeniden inceleme isteminin YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak itirazın reddine karar verilerek başvuru kapsamından 09.sınıftaki bir kısım mal ve hizmetlerin reddine karar verildiği, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 23/11/2020 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; ” … kodlu “…” ibareli marka kapsamından, kısmi ret kararı sonrasında çıkarılan 09. Sınıf “Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri. Antenler, uydu antenler, yükselticiler ve bunların parçaları. Bilet otomatları, nakit para çekme makineleri. Koruyucu giysiler, koruma ve can kurtarma amaçlı donanımlar. Gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları. Ana fonksiyonu uyarı ve alarm olan cihazlar (taşıt alarmları hariç), elektrikli ziller. Trafikte kullanım amaçlı sinyalizasyon, işaretle bildirme cihazları ve araçları. Yangın söndürme amaçlı taşıtlar dahil yangın söndürme aletleri ve cihazları (yangın söndürme hortumları ve yangın söndürme vanaları dahil). Radarlar, denizaltı radarları (sonarlar), gece görüşü sağlayıcı veya arttırıcı aletler ve cihazlar. Dekoratif mıknatıslar.” emtialarının, ret gerekçesi markanın kapsamında yer alan 09.sınıf emtialar ile AYNI OLDUĞU, ancak taraf markaları arasında 6769 s. SMK md.6/1 anlamında halk nezdinde karışıklığa neden olacak derecede bir benzerliğin bulunmadığı ve markalar arasında iltibas ihtimalinin ortaya çıkmayacağı kanaatine varıldığı, davacının … ve … sayı ile tescilli önceki markalarının, dava konusu … sayılı başvuru için kazanılmış hak sağlamayacağı kanaatine varıldığı,” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir;
Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun “…+şekil” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 09, 10. sınıftaki “Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri. Anten ler, uydu antenler, yükselticiler ve bunların parçaları. Bilet otomatları, nakit para çekme makineleri. Koruyucu giysiler, koruma ve can kurtarma amaçlı donanımlar. Gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları. Ana fonksiyonu uyarı ve alarm olan cihazlar (taşıt alarmları hariç), elektrikli ziller. Trafikte kullanım amaçlı sinyalizasyon, işaretle bildirme cihazları ve araçları. Yangın söndürme amaçlı taşıtlar dahil yangın söndürme aletleri ve cihazları (yangın söndürme hortumları ve yangın söndürme vanaları dahil). Radarlar, denizaltı radarları (sonarlar), gece görüşü sağlayıcı veya arttırıcı aletler ve cihazlar. Dekoratif mıknatıslar. Bilim, denizcilik, topoğrafya, meteoroloji, sanayide ve laboratuvarda kullanım amaçlı olanlar dahil ölçme aletleri, cihazları: tıbbi amaçlı olmayan termometreler, barometreler, ampermetreler, voltmetreler, nem ölçerler, test cihazları, teleskoplar, periskoplar, pusulalar; taşıt göstergeleri; laboratuvarlarda kullanılan malzemeler: mikroskoplar, büyüteçler, dürbünler, deney malzeme ve cihazları. . Makine ve cihazların elektroniğinde kullanılan elemanlar: yarı iletkenler, elektronik devreler, entegreler, yongalar (çipler), diyotlar, transistörler, manyetik kafalar, saptırıcılar; elektronik kilitler, fotoseller, elektronik açma kapama mekanizmaları, algılayıcılar (sensörler). Birim zamandaki tüketim miktarını ölçen sayaçlar ve zaman ayarlayıcıları. Elektrik enerjisini iletim, dönüştürme, depolama kontrol cihazları ve araçları: fişler, buatlar, anahtarlar, şalterler, sigortalar, balastlar, starterler, elektrik panoları, rezistanslar, soketler, transformatörler, adaptörler, şarj cihazları, elektrik, elektronikte kullanılan kablolar, piller, aküler, elektrik enerjisi üretimi için güneş panelleri. Metronomlar. Ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar: kameralar, fotoğraf makineleri, televizyonlar, videolar, cd-dvd kayıt ve oynatıcı cihazlar, mp3 çalar, bilgisayarlar, masa üstü-tablet bilgisayarlar, giyilebilir teknolojik cihazlar (akıllı saatler, bileklikler, başa takılan cihazlar), mikrofonlar, hoparlörler, kulaklıklar; haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları: cep telefonları ve bunların kılıfları, sabit telefonlar, telefon santralleri, bilgisayar. 10.sınıf Cerrahi, tıbbi, diş hekimliği ve veterinerlik için alet, cihaz ve mobilyalar. Yapay organlar ve protezler. Tıbbi ortopedik malzemeler: tıbbi korseler, ortopedik ayakkabılar, elastiki ve destekleyici bandajlar. Ameliyathane giysileri ve steril örtüler. Cinsel amaçlı aletler ve malzemeler. Prezervatifler (kondom/kaput). Biberonlar, biberon emzikleri, emzikler, bebekler için diş kaşıyıcılar. Tıbbi amaçlı bilezikler ve yüzükler, romatizma önleyici bileklikler ve yüzükler. yazıcıları, tarayıcılar, fotokopi makineler” mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise “…” ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 01, 02, 03, 04, 05, 06, 07, 08, 09, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29,30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45. sınıflardaki mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, başvuru kapsamındaki çekişmeli davaya konu markanın kapsamındaki 09. sınıf emtiaların davalı şirketin kısmi ret gerekçesi olan … “…” markası kapsamında da yer aldığı; taraf markalarının çekişmeli emtialar yönünden AYNI / AYNI TÜR emtiaları kapsadığı görülmüştür.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…+şekil” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markanın standart karekterle yazılı “…” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Davacı adına 24.12.2018 tarihinde … no ile marka başvurusu yapılan markanın “…+şekil” kelime öbeğinden oluşturulduğu, markada yer alan kelimelerin standart bir yazı karakteri ile beyaz zemin üzerine siyah küçük harflerle yazıldığı, üst kısımda baskın şekilde “…” kelimesinin yer aldığı, bu kelimenin başındaki “a” harfinin “a+şekil” şeklinde dizayn edildiği, alt kısımda ise daha küçük puntolarla ve gri renkle “…” ibaresinin yer aldığı görülmektedir. Marka örneğinin tertip tarzı itibariyle baskın ve ayırt edici unsurun “…” ibaresi olduğu anlaşılmaktadır. Davalıya ait, emtia benzerliği kriterini sağlayan … kodlu “…” markası düz yazı şeklinde düzenlenmiş, şekil ve renk unsuru içermeyen bir kelime markasıdır. Marka özel bir yazı stili ile yazılmıştır. Markanın baş kısmında yer alan “…” kelimesi tamamı büyük harflerle yazılmışken son kısmında yer alan “…” kelimesi ise tamamı küçük harflerle yazılmıştır ve bu kelimeler arasında orta çizgi “-” işareti yer almaktadır. Söz konusu markada … ve … ibareleri bir bütün olarak yer almaktadır. Bir unsur diğerine göre baskın / göz önünde / dikkat çekici konumda değildir. Kısmi ret gerekçesi markanın ayırt edici karakterinin bir bütün halde “… – …” kelime öbeği, dava konusu markanın ayırt edici karakterinin ise “…” kelimesi olduğu kanaatine varılmıştır.
YİDK kararında “…” ve “…” kelimelerine dayalı bir benzerlik kurulmuştur. Ancak her iki kelimede de ortak olarak yer alan “…” unsurunun İngilizce “technology” kelimesinin kısaltılması olarak ve teknolojiyi ve teknolojik ürünleri işaret eder şekilde birçok alanda kullanıldığı da bilinmektedir. Yaygın kullanım alanına sahip bu kısaltmanın geniş kitleler tarafından bilindiği, “…” unsurunu içeren markaların ayırt ediciliklerinin yüksek olmadığı da göz önüne alındığında salt bu kısaltmayı ortak olarak içeren markaların benzer olduğu yönünde bir kanaate varmanın doğru olmayacağı düşünülmektedir. Eldeki olguda ret gerekçesi “…” markasının, ayırt edici bir ibare olan “…” unsurunu da içerdiği, dava konusu markanın ise “…+şekil” ibaresini ve düşük düzeyde etkili şekli bir unsuru da içerdiği bilgisi ışığında yapılan bütünsel değerlendirme sonucunda, markalarda yer alan unsurların tamamının markaların genel itibariyle farklılaşmasına yetecek düzeyde bulunduğu ve dava konusu “…” markası ile ret gerekçesi “…” markası arasında karışıklığa sebebiyet verecek derecede bir benzerliğin mevcut olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yan unsurların farklı olması markaların bütün itibariyle bıraktıkları izlenimlerin farklı olmasına sebep olmaktadır. Üstelik dava konusu marka, içerdiği düşük düzeyde etkili renk ve şekil unsurları ile birlikte değerlendirildiğinde genel görünüm olarak davacı markasından farklıdır ve ayırt edilmeyi sağlamaktadır. Dava konusu markada, düşük düzeyde etkili olsa dahi renk ve şekil unsurları yanında farklı yardımcı unsurlar da bulunmaktadır ki bu unsurlar ret gerekçesi markada yer almamaktadır. Dava konusu “…” markası bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalının “… ibaresini haiz itiraz gerekçesi markasına benzerlik teşkil etmediği kanaatine varılmıştır. Davacının “…” ibareli markasının, davacının “…” kelimesini haiz markasından farklı ve yeni bir marka olduğu, tüketicilerin de markaları bu şekilde algılayacakları, işletmeler arasında herhangi bir şekilde ilişki kurmayacağı, markaların aynı ticari kaynaktan geldiğini düşünerek hareket etmeyeceği kanaatine varılmıştır. Bu anlamda, ortalama tüketiciler nezdinde markalar arasında çekişme konusu 09. sınıf emtialar bakımından karıştırılma ihtimali de dahil iltibas ihtimali bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Somut olayda, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden, tüketici işlemi ya da tüketiciye yönelik uygulamaların her aşamasında makul düzeyde bilgiye sahip olan gerçek veya tüzel kişi olan ortalama tüketici açısından, taraf markalarını aynı anda ya da ayrı ayrı görmesi halinde, bu markaların ilişkili markalar olduğunu sanma tehlikesi bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Kazanılmış Hak İncelemesi
Marka işlem dosyası kapsamında, davacının itiraza cevap ve karara itiraz aşamasında … sayılı “…” ve … sayılı “…” markasına dayanarak kazanılmış hak iddiasında bulunduğu ve YİDK kararında da bu iddiasının kabul edilmediği görülmüştür. Bu bağlamda … ve … sayılı davacı markalarının, davacının … sayılı “…” marka başvurusu için müktesep hak sağlayıp sağlamadığı hususu incelendiğinde; dava konusu başvuru 24.12.2018 tarihinde yapılmıştır. Kazanılmış hak iddiasına dayanak yapılan … sayılı marka 20.01.2015 tarihinde, … sayılı marka ise 22.03.2004 tarihinde başvuruya konu olmuştur. Müktesep hakkın dayandırıldığı markalar, tarihsel öncelik şartını sağlamaktadır. Yargı kararlarıyla da yerleşik hale geldiği üzere önceki tarihli markanın kazanılmış hak teşkil edip etmediğinin tespiti yönünden bazı kıstaslar getirilmiştir. Buna göre, öncelikle kazanılmış hak teşkil eden markanın tescilli olarak uzun süre kullanılması, bir başka deyişle kullanım ve tescilinin taraflar arasında artık çekişme konusu olmaktan çıkmış olması, kabullenilmesi, önceden tescilli markanın asli unsurunun muhafaza edilmesi, işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenimin yeni başvuruda da korunmuş olması, son olarak sonraki başvurunun, önceki markanın kapsadığı mal/hizmet ile aynı veya aynı tür emtiaları içermesi, yani önceki tescilin koruma kapsamının genişletilmemesi gerekir. Bu bağlamda yapılan incelemede … kodlu “…” markanın 10.sınıf “Cerrahi, tıbbi, diş hekimliği ve veterinerlik için alet, cihaz ve mobilyalar.” emtiaları için tescilli olduğu görülmüştür. Dava konusu başvuru 09. Sınıf “Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri. Antenler, uydu antenler, yükselticiler ve bunların parçaları. Bilet otomatları, nakit para çekme makineleri. Koruyucu giysiler, koruma ve can kurtarma amaçlı donanımlar. Gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları. Ana fonksiyonu uyarı ve alarm olan cihazlar (taşıt alarmları hariç), elektrikli ziller. Trafikte kullanım amaçlı sinyalizasyon, işaretle bildirme cihazları ve araçları. Yangın söndürme amaçlı taşıtlar dahil yangın söndürme aletleri ve cihazları (yangın söndürme hortumları ve yangın söndürme vanaları dahil). Radarlar, denizaltı radarları (sonarlar), gece görüşü sağlayıcı veya arttırıcı aletler ve cihazlar. Dekoratif mıknatıslar.” emtialarında kısmen reddedilmiştir. Görüldüğü üzere … sayılı markanın “sonraki başvurunun, önceki markanın kapsadığı mal/hizmet ile aynı veya aynı tür emtiaları içermesi” şartının sağlamadığı kanaatine varılmıştır. … sayılı “…” markası ise dava konusu “…+şekil” markasından genel görünüm itibariyle farklı olduğu, dava konusu markanın yardımcı unsurlar ve şekli unsur içerdiği, bu bağlamda “Önceden tescilli markanın asli unsurunun muhafaza edilmesi, işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenimin yeni başvuruda da korunmuş olması,” şartının bu marka için de sağlanamadığı sonucuna varılmıştır. Bu değerlendirmeler ışığında davacının … ve … sayı ile tescilli markalarının, dava konusu “…+şekil” ibareli başvurusu için “kazanılmış hak” sağlamayacağı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.11/02/2021
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE,
2-TÜRK PATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptaline,
3-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL karar harcının davalılardan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4- Davacı vekili için 5.900,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü gösterilen 2.161,60 TL yargılama giderlerinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.

Davacı Masraf Dökümü:
İlk Masraf 116,60.-TL
Posta Masrafı 245,00.-TL
Bilirkişi Ücreti 1.800,00.-TL
Toplam 2.161,60.-TL