Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/397 E. 2021/310 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/397
KARAR NO : 2021/310

DAVA : TÜRKPATENT YİDK Marka Kararı İptali, Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 18/12/2020
KARAR TARİHİ : 23/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/09/2021
DAVA:
Davacı vekili 18/12/2020 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin … sayılı ve “bi”, “bi”, “…”, “…”, “bi “0” “, “…”, “…” ibareli markalarının sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…+şekil” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddine karar verildiğini, oysa müvekkili şirketin … Mağazacılık A.Ş. ticari unvanına sahip, tanınmış, yaygın dağıtım ve pazarlama ağına sahip, sürekli olarak yazılı ve görsel (TV-RADYO-BASILI YAYINLAR) medyada tanıtım ve reklamları yapılan … Mağaza adı/Markası ile halk arasında ve sektörde bilinen/tanınan bu marka ön plana çıkarılarak “…” olarak tarif edilen konseptte, 2008 yılında kurulmuş olmasına rağmen halen Türkiye çapında 43 Bölge Müdürlüğü ve 9.000’den fazla mağazası ile hızla büyüyen, ülkemizin tamamında faaliyette bulunan, kendi adına tescilli yüzlerce markası ve yanında ulusal çapta bilinen 3. kişi firma ürün/ markaları ile müşterilerine, uygun fiyatlarla ve düşük maliyette kaliteli gıda ve tüketim malzemeleri sunma amacı güden nitelikli, sektörde tanınan, saygın bir perakende satış firması olduğunu, Müvekkili firmanın 28 Nisan 2008 tarihinde … markasıyla ilk marketini açtığını ve bir ay içerisinde hedefi olan “101 market” sayısını aşarak 121 inci marketinin açılışını gerçekleştirdiğini, konsept itibari ile potansiyel alıcıları ve tüketicilerinin, her gelir düzeyinde tüm tüketiciler olduğunu; müvekkili firmanın, TÜRKPATENT nezdinde de başarısını kanıtlamış bir firma olduğunu, hatta 2008 yılında katıldığı perakende sektöründe kısa zamanda hızla gelişen müvekkil firmanın, TÜRKPATENT tarafından 2009 yılının en fazla marka tesciline sahip ulusal firması unvanı ile ödüllendirildiğini, davalı yan markasının hiçbir ayırıcı vasfı, baskın unsuru, orijinal niteliği bulunmadığını ve davalı yanın dava konusu markanın bu sınıflar için tescilinde hiçbir üstün hakkının bulunmadığını, davalı yan markasının müvekkilinin markası ile aynı ve ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, “…” marka başvurusunun müvekkil markalarının seri markalarından biri olarak algılanacağını, emtialar bakımından da benzerlik içerdiği, tüketiciler ve 3. Kişiler nezdinde dava konusu markayı taşıyacak ürünlerin müvekkil şirketin malları imajını vereceğini, müvekkil ile bağlantılı olduğu kanaatini oluşturacağını, dava konusu markanın davacının “Bİ” ibareli markası ile açıkça iltibas yarattığını; davalı yanın kötü niyetli olduğunu; müvekkilinin A 101 mağaza adı ile tanınmış marka vasfına haiz olduğunu belirterek Türk Patent ve Marka Kurumu YİDK’nın … sayılı kararının iptaline, … sayılı “…+şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğü ile sicilinden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu “…” ibareli marka başvurusu ile davacı şirkete ait itiraz markanın, kavramsal, görsel ve bıraktıkları toplu intiba yönünden birbirinden farklı markalar olduklarınız, ortak unsurun “bi” ibaresi olduğunu, ancak başvuru konusu markanın yalnızca “bi” ibaresinden oluşmadığını, “kase” ibaresi ve şekil unsuru ile birlikte bir bütün oluşturduğunu, markalar bir birine benzemediğinden bıraktıkları izlenimin de aynı ve benzer olmadığını, karıştırılma ihtimali bulunmadığını, SMK.m.6/5 koşullarının oluşmadığını, başvurunun kötü niyetli olduğunun ispat edilemediğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, … “…” ibareli markanın yayımına karar verildiğini, yayıma itiraz sürecinin uzaması nedeniyle markanın tescil edilmediğini, konusuz kalması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının “bi”markasının tanınmış bir marka olmadığını, zayıf marka niteliğinde olduğunu, “bi/bir” kelimesinin genel bir ibare olduğunu herkes tarafından kullanılabilecek olduğunu, davalının iyi niyetle hareket ettiğini, kötü niyet iddiasının davacı tarafından ispatlanması gerektiğini, taraf markalarının benzer olmadığını, davacının da itiraza dayanak markasını kısıtlı bir alandan kullandığını, diğer alanlarda fiilen bir kullanımı bulunmadığını, öncelikle markayı fiilen kullandığını ispatlaması gerektiğini, davacının kullanmadığı sınıfların dikkate alınmaması gerektiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, TÜRKPATENT’den davalı şahsa ait … sayılı marka başvurusu işlem dosyası ile itiraza dayanak marka tescil belgesi getirtilmiş, sunulan deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor ve teknik yönlerden mahkememizin aşağıdaki kabulü doğrultusunda yararlanılmış; iltibas değerlendirmesi bir bütün olarak hukuki mesele olduğundan, rapordaki bu yönlere ilişen aksi görüş değerlendirmelere aşağıdaki gerekçelerle itibar edilmemiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ve tescili halinde davalı şahsa ait … sayılı“…+şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 19/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği, 18/12/2020 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 30/06/2021 havale tarihli raporun konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “Dava konusu markanın kapsamındaki malların davacının dayanak markalarında aynı/aynı tür/benzer olarak yer aldığı, Dava konusu marka başvurusu ile davacı markaları arasında marka işaretleri bakımından benzerlik olmadığı, Dava konusu marka ile davacı markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı, Davacının tanınmışlık iddialarının yerinde olmadığı, Kötü niyet olup olmadığı değerlendirmesinin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, TÜRKPATENT YİDK’nın … sayılı kararının yerinde olduğu” ifade edilmiştir.
Davada uyuşmazlığın özü, davacıya ait … sayılı ve “bi”, “bi”, “…”, “…”, “bi “0” “, “…”, “…” ibareli markalarının, davalı şahsı … sayılı “…+şekil” ibareli başvurusu yönünden SMK’nun 6/1, 6/5, 6/9 hükmü çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre … sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davalı şahsın 12/11/2018 tarihinde “…+şekil” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında29.sınıftaki bir kısım emtiaların yer aldığı, başvurunun Resmi Marka Bülteninde ilan edildiği, ilana davacının … sayılı ve “bi”, “bi”, “…”, “…”, “bi “0” “, “…”, “…” ibareli markaları ile benzerlik arz ettiği iddiasıyla itirazda bulunduğu, Markalar Dairesince itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak reddine karar verildiği, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvurunun … sayılı “…+şekil” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 29.sınıftaki “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri.Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar.Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri.” mallarının bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise … sayılı ve “bi”, “bi”, “…”, “…”, “bi “0” “, “…”, “…” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 29, 30, 32.sınıftaki mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, dava konusu başvuru kapsamındaki 29.sınıftaki malların davacının itiraza mesnet markaları ile aynı/aynı tür/benzer oldukları tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…+şekil” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markanın standart karekterle yazılı “bi”, “bi”, “…”, “…”, “bi “0” “, “…”, “…” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Toplanan delillere, teknik kısımlarından istifade edilen bilirkişi görüşlerine, emsal gösterilen derecattan geçerek kesinleşen mahkeme kararları ve bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamına göre;
Tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki işaretin ayırt edici ve baskın unsurları nazara alınarak münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktıkları izlenimin nazara alınması gerektiği, davacının markasının “Bİ” ibareli olduğu, markadaki asıl ve ayırt edici unsurunun “Bİ” ibaresinden oluştuğu, yazıldığı gibi okunan “Bİ” ibaresinin bilinen bir anlamının bulunmadığı, marka kapsamındaki ürün ve hizmetler bakımından derhâl ve doğrudan doğruya ürün ve hizmetlerin cinsini, vasfını veya herhangi bir hâlini belirtmediğinden somut ve soyut olarak ayırt edicilik vasfının bulunduğu, davalı başvurusunun konusu olan işaretin “…” ibaresinden oluştuğu, başvuru konusu işarette de asıl ve ayırt edici unsurun “Bİ” ibaresi tarafından temsil olunduğu, zira kase ibaresinin kapsamında bulunan özellikle yiyecekler bakımından miktara yönelik tanımlayıcı bir sözcük olduğu, “kase” ibaresinin bu sebeple ayırt ediciliğe bir katkısının bulunmadığı, asıl ve ayırt edici ursurları oluşturan “Bİ” ile “Bİ” ibarelerinin görsel ve sescil ve hatta anlamsal olarak benzer nitelikte oldukları, zira davacı markasının ayırt ediliği temsil eden unsurunun, aynen başvuruya konulduğu ve orada da aynı biçimde ayırt ediciliği temsil eder vazıyette olduğu, başvuru konusu işarette Bİ ibaresinin olduğu, BİR ibaresinin olmadığı, bu sebeple anılan ibarenin bir ibaresine atıf yaptığının da söylenemeyeceği, farklı unsurların ayırt edicilikte yeterli farklılık yaratmadığı, bu cümleden olarak anlamsal, görsel ve sescil olarak iki işaret arasında var olan genel izleminden doğan benzerliğin etkilerini geri plâna atmaya elverişli olmadığı, başvuru kapsamında yer alan 29.sınıftaki tüm malların davacı markalarının kapsamında yer alan ürün ve hizmetlerle aynı olduğu, davacının “Bİ” ibareli markasıyla sunulan anılan ürün ve hizmetleri satın almak veya yararlanmak isterken davalının “…” işaretini taşıyan ürün ve hizmetleri satın alma veya yararlanma yönünden tercihte bulunabilecekleri, bir kısım alıcıların iki farklı marka karşısında bulunduğunu algılayabilse bile marka ve işaretin birbirleriyle idarî ve ekonomik olarak bağlantılı şirketlere ait olduğu yönünde algılamada bulunulmalarının kaçınılmaz olduğu, bu hâlin öteden beri kullanılan davacı markalarının tüketiciler nazarında tesis ettiği imajın transferi sonucunu doğuracağı, davacının markasınnı tanınmışlık vasfına sahip olduğunun iddia ve ispat olunmadığı, dolayısıyla bu yönden davanın reddine karar verilmesinin gerektiği, yukarıdaki kabullere aykırı bilirkişi görüşlerine katılma olanağının bulunmadığı, uyuşmazlığın hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan ileri bir tahkikata girilmesinin de gereksiz bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın kabulüne, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptaline, dava konusu marka tescilli olmadığı anlaşıldığından hükümsüzlük konusunda karar verilmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE,
2-TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptaline,
3-Dava konusu marka tescilli olmadığı anlaşıldığından hükümsüzlük konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 54,40 TL harçta düşümü ile 4,90 TL bakiye harcın davalılardan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı için AAÜT uyarıca 5.900,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü gösterilen 2.329,60 TL yargılama giderlerinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.23/09/2021
Katip …

¸

Hakim …

¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.

Davacı Masraf Dökümü:
İlk Masraf 116,60.-TL
Posta Masrafı 113,00.-TL
Bilirkişi Ücreti 2.100,00.-TL
Toplam 2.329,60.-TL