Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/394 E. 2021/53 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/394
KARAR NO : 2021/53

DAVA : Ticaret Ünvanı Terkini, Markaya Tecavüzün Tespiti, Men, ve Ref’i, Manevi Tazminat, Hükmün İlanı
DAVA TARİHİ : 30/12/2014
KARAR TARİHİ : 11/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/02/2021

İDDİA:
Davacı vekili 30.12.2014 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalılar adına tescil edilmiş olan 4 adet alan adet alan adının birlikte yönlendirildiği web sitesinin müvekkili adına … sayılı “…” ibaresi ile tescilli markasına ihlal teşkil eden markasal kullanımlarının bulunduğunu saptadıklarını, www…com, www…com.tr, www…com.tr ve www…com alan adlarının kim/kimler adına kayıtlı olduklarının ve web sitelerinde davalının “…” asıl unsurlu markasına ihlal eden teşkil eden kullanımların delil tespiti bilirkişi raporuyla çıktıları alınarak tespitini talep ettiklerini, davalılardan … Mimarlık-… isimli şahıs firmasının 24.05.2013 tarihinde İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu nezdinde … tescil numarası ile “Mimarlık ve Mühendislik faaliyetleri ve danışmanlık” hizmet grubu için kayıtlı olduğunu, davalı …-… isimli şahıs firmasının 24.05.2013 tarihinde İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu nezdinde… tescil numarası ile “Mimarlık ve Mühendislik faaliyetleri ve danışmanlık” hizmet grubu için kayıtlı olduğunu, davalı … Mimari Tasarım Proje Uygulama İnşaat Ltd. Şti.’nin ise İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu nezdinde … tescil numarası ile 15.10.2014 tarihinde tescil edilmiş olup, bu şirketin faaliyet konusunun davacı faaliyet konusu ile aynı olduğunu, davacının 2011 yılında almasına karşılık davalıların Türkçe karakterli ….com, ….com.tr alan adlarını 2013 yılında, sahibi gizli tutulan ….com.tr alan adını ise son zamanlarda tescil ettirdiklerini, üç alan adının da IP numarasının ortak olduğunu, üç alan adının davalı şirkete ait olduğu içeriğinde belirtilen adrese yönlendirilmiş olup adres olarak şahıs şirketlerinin de kullandığı ortak adresin kullanıldığını, müvekkilinin 23.09.2011 tarihinden itibaren kayıtlı ve faal olduğunu, müvekkilinin faaliyet konularının mimarlık ve mühendislik hizmetleri olup iş bu hizmetlerle ilintili çeşitli hususların da faaliyet konusu içinde olduğunu, müvekkilinin kuruluşundan önce 31.07.2011 tarihinde www…com ve www…com alan adlarını aldığını, davacının … sayılı markasının yanında … sayılı “… Mimarlık” ibareli başvurusunun da bulunduğunu, müvekkilinin ihlal konusu alan adları ile web sitelerini öğrenmesi üzerine önce davalıları arayıp karışıklıktan bahsettiğini, sonrasında ise gerek ticaret unvanı ve alan adlarının tescillerinin davacı şirketinkinden 2 yıl sonra olması gerekse sözlü olarak uyarılmalarına rağmen karıştırılmayı destekleyecek şekilde kullanıma daha da yoğun olarak devam edildiğinin anlaşılmakla ve işbu davranışlarının TTK hükümleri ile tanımlanan basiretli tacir anlayışına uygun olmadığına ilişkin dikkatlerinin çekilmesi için 01.08.2014 tarihinde ihtarname çektiğini, karşı tarafın ise 18.08.2014 tarihli cevabi bir ihtarname ile … tarafından 20.06.2011 tarihinde alınan www…com alan adının … ibaresi için kendilerine öncelik hakkı sağladığını ve … ibaresini haklı nedenle kullandıklarını ifade etmişlerse de bu savunmanın da yasal ve samimi olmadığını, davalıların kötü niyetli eylem ve işlemlerinin davacının noter ihtarından sonra artarak devam ettiğini, davalıların noter ihtarının ellerine geçtiği 07.08.2014 tarihinden cevabi ihtarnamenin tarihi olan 18.08.2014 tarihine kadar 4 adet marka başvurusunda bulunduklarını, bu markaların tümünün ilk aşamada reddedildiğini, davalıların TPU ibaresinin Tasarım, Proje ve Uygulamanın açılımı olduğunu açıkça ifade ettiklerini, davalıların müvekkilinin ihtarından sonra 15.10.2014 tarihinde davalı … Mimari Tasarım Proje Uygulama İnşaat Ltd. Şti.’ni kurduklarını, bunun TTK m.52 kapsamında dürüstçe olmadığı gibi kötü niyetli bir başvuruda olduğunu, davalıların ticaret unvanları ile alan adları ile bağlı web sitelerinin davacı markası ile 556 sayılı KHK m.7/1 (b) ve 8/(b) uyarınca iltibas, karışıklık, ihlal yarattığını, davalılara ait alan adları ile alan adlarına bağlı web sitesinin de davacının marka hakkını ihlal ettiğini belirterek, 556 sayılı KHK m.76 uyarınca ve HMK m.390/2 gereğince davalı taraf dinlenmeksizin ve HMK m.392/1 uyarınca ihtiyati tedbirin teminatsız olarak verilmesini, davalıların ticaret unvanlarındaki “…” ibaresinin silinmesini, davalılara ait ve kendileri tarafından kullanılan web sitesi içeriğinde davacının marka hakkının ihlal edildiğinin tespiti ile ihlalin durdurulmasını, web sitesinde davacının marka hakkını ihlal eden … ibaresinin kullanıldığı her türlü içeriğin siteden çıkartılmasını, içeriğin çıkartılarak marka hakkının ihlalinin önlenemeyeceği anlaşılır ise web sitesinin kapatılmasını, tüm davalılardan davacının marka hakkının ihlaline ilişkin eylemleri nedeniyle müşterek ve müteselsil olarak 10.000 TL manevi tazminatın tahsilini, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalılar vekili cevap ve beyan dilekçelerinde özetle; “… TPU” ibaresinin müvekkilleri tarafından fiili kullanımlarının ilk olarak 18.01.2011 tarihinde kartvizit siparişi ile başladığını, bu kullanımın 19.06.2011, 20.06.2011 tarihlerinde alan adı tescil ve e-posta kullanım işlemleri, 27.08.2011 tarihinde hosting alım hizmetleri gibi işlemlerle devam ettiğini, davacının davalılara ihtarname keşide ettiği 01.08.2014 tarihinde markanın resmi sahibi olmadığı ve bu tarihte dava açma ehliyeti-hukuki yararının bulunmadığını, davacının “… Design” unvanlı şirketi ve “… Design” markasının 05.12.2014 tarihinde satın aldığı, davacının ihbarnamenin keşide edilmesinden çok sonra, 05.12.2014 tarihinde, davaya zemin oluşturma amacıyla hakkın suiistimali yolunda çaba gösterdiği, “…” ibaresi üzerindeki gerçek hak sahibinin müvekkilleri olduğunu; gerçek hak sahibinin davacı tarafından da bilinmesine rağmen davanın kötü niyetle haksız olarak açıldığını, davalılar … ve …’ın “… TPU” ibareli marka başvurularının bulunduğu, davacının internet arama motorlarını ve kullanıcıları yanıltmak için, davalıların sloganında kullanılan “tasarım ve uygulama” ibarelerinin kendi web sitesinin her bir sayfasına ayrı ayrı iliştirdiğini; davacının web sitesinin Mart-2012 tarihinden itibaren yayına başlamasına rağmen davalıların Facebook açılış tarihinin 01 Şubat 2011, web sitesinin faaliyete başlama tarihinin ise 30.06.2011 olduğu, davalı web sitesi Google arama kayıtlarının 30.06.2011 tarihine kadar uzandığını, dosyaya sunulan 25.10.2011 tarihli faturanın resmi delil niteliği taşıdığını,müvekkillerinin “… TPU” markası ile sektörde oldukça tanınan ve bilinen bir marka haline geldiğini, davacının “…” markasını davalıların kullanımından çok sonra devraldığını, davacının markasını oluştururken davalıların markasından haberdar olmasına rağmen, davalıların tanınırlığından yarar sağlama amaçlı ve kötü niyetli hareket ettiğini, davacının web sitesi anahtar kelimeleri (keywords) arasına hiçbir ilgisi olmadığı halde “İstanbul” kelimesini eklemesinin ve www.mottoftp.com şeklinde web sitesi satın almasının da kötü niyetinin göstergesi olduğunu, davacının ticaret unvanının dava açıldığı tarihte tescilli olmadığı için unvana dayalı taleplerin geçerli olmadığı savunarak, davanın reddini istemiştir.
YARGITAY 11.HUKUK DAİRESİ BOZMASI:
Mahkememizin 14.07.2016 tarih ve 2014/551 esas, 2016/187 karar sayılı davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen kararı, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 04.10.2018 tarih ve 2016/14395 esas, 2018/6025 karar sayılı ilamıyla ve özetle
“…. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalıların tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Ancak, dava dilekçesinde davalıların ticaret unvanlarındaki “…” sözcüğününde sicilden terkinine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Mahkemece bu talep hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın ve karar gerekçesinde de sebebleri açıklanmadan fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilerek, söz konusu terkin talebinin de reddini kapsayacak şekilde hüküm tesisi doğru görülmediğinden kararın bu bentte açıklanan nedenlerle davacı yararına bozulması gerekmiştir….” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş; taraf vekilleri karar düzeltme talebinde bulunmuş;
YARGITAY 11.HUKUK DAİRESİ 2.BOZMASI:
Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 05.10.2020 tarih ve 2019/442 esas, 2020/3781 karar sayılı ilamıyla özetle;
“…1-Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve HUMK 440’ncı maddesinde sayılan hallerden hiç birisini ihtiva etmeyen karar düzeltme istemlerinin reddi gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin karar düzeltme isteminin incelenmesine gelince
Dava, marka hakkına tecavüzün tespiti, meni ve manevi tazminat ile davalı tarafa ait alan adlarına erişimin engellenmesi istemlerine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkiline ait … sayılı “…” unsurlu markası ile “… MİMARLIK” unsurlu ticaret unvanının bulunduğunu, yine www…com ve www…com alan adlarının da müvekkili adına tahsisli olduğunu, davalıların ise sonradan “… Mimirlık” ibaresini ticaret unvanı olarak tescil ettirdiğini ve “…” asıl unsurlu alan adlarını kendileri adına tahsis ettirdiklerini iddia etmiş ve marka hakkına tecavüzün durdurulması ve önlenmesi ile manevi tazminat istemlerinde bulunmuş, yapılan yargılama sonucunda Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davalıların eylemlerinin marka hakkına tecavüzün tespiti, men ve önlenmesine, www…com, www…com.tr, www…com.tr isimli alan adlarına erişimin engellenmesine ve 10.000 TL manevi tazminata karar verilmiş, www…com alan adının kullanımı ile ticaret unvanının terkini istemleri yönünden davanın reddine karar verilmiş, karar tarafların temyizi sonucu, sair temyiz itirazlarının reddi ile, davalılara ait ticaret unvanlarının terkini talebi yönünden davacı taraf yararına bozulmuştur.
28.11.2015 tarih ve 15/15 sayılı İBK uyarınca, her davanın açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilmesi gerekir. Marka başvurularının tescilinde ise “ilk gelen alır” ilkesi geçerlidir. Bununla birlikte, marka başvurusu daha sonra olmakla birlikte, mülga 556 sayılı KHK’nın 8/3.maddesi (6797 sayılı SMK’nın 6/3.m.) uyarınca, markaya konu işaret üzerinde önceki tarihli başvurudan daha öncesinde bir hak elde edilmiş ise, bu hakka dayanarak önceki tarihli markanın hükümsüzlüğü talep edilebilecektir. Ancak bu marka hükümsüz kılınmadan önceki hak sahibinin markasının tescili mümkün değildir. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda; davacının marka başvuru tarihinin 13.5.2011 olduğu, davalının “… TPU” şeklindeki markasal kullanımının 19.08.2011 tarihinden itibaren başladığı, aralarındaki uyuşmazlıkların 2014 yılı Temmuz ayında başladığı bu nedenle KHK’nın 8/3.madddesi uyarınca davalının hak elde etmesi nedeniyle davalı tarafın “….com” unsurlu alan adı kullanımının marka hakkına tecavüz teşkil etmediği görüşü bildirilmiş ve mahkemece de bu gerekçeye ilaveten markaların “birlikte var oldukları”, davalının ayrıca 2014 yılındaki … sayılı “… TPU” şeklindeki marka başvurusunun tescil aşamasına geldiği gerekçesiyle davalıların “… TPU” ve “….com” şeklindeki kullanımları yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de, “birlikte var olma” ve markanın kullanım sonucu ayırt edicilik kazanması olgusunun ancak istisnai hallerde ve tescilli markalar yönünden değerlendirilebileceği, tescilli marka ile karıştırılma ihtimali bulunan fiili kullanımlar yönünden ancak “sessiz kalma yoluyla hak kaybı” ilkesinin gündeme gelebileceği, oysa davacının dayandığı … markasının başvuru tarihinin 13.05.2011, tescil tarihinin 16.08.2012, dava tarihinin ise 30.12.2014 olduğu dikkate, 556 sayılı KHK’nın 8.maddesi uyarınca, markanın başka tescillere karşı koruma tarihinin başvuru tarihinden, KHK’nın 9.maddesi uyarınca, tecavüz eylemlerine karşı koruma tarihinin ise markanın bültende yayını tarihinden itibaren başladığı, bütün bunlar dikkate alındığında sessiz kalma yoluyla hak kaybının da söz konusu olmadığı, marka tescil tarihinden önceki markasal kullanımların da bulunmadığı, yargılama devam ederken davalı tarafın … sayılı “… TPU” unsurlu marka başvurusunun ve neticesinin bu davada dikkate alınamayacağı hususları hep birlikte dikkate alınarak, davalının “… TPU” şeklindeki markasal kullanımları ve “….com” alan adı yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu bu istem yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış ve bu sebeple davacı tarafın bu yöne ilişkin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 04.10.2018 tarih, 2016/14395 Esas-2018/6025 Karar sayılı bozma kararına yukarıda açıklanan nedenlerin (3) numaralı bent şeklinde ekleme yapılarak kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir…” gerekçesi ile bozulmuş, usul ve yasaya uygun görülen özetlenen bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
28.11.2015 tarih ve 15/15 sayılı İBK uyarınca, her davanın açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilmesi gerekir. Marka başvurularının tescilinde ise “ilk gelen alır” ilkesi geçerlidir. Bununla birlikte, marka başvurusu daha sonra olmakla birlikte, mülga 556 sayılı KHK’nın 8/3.maddesi (6797 sayılı SMK’nın 6/3.m.) uyarınca, markaya konu işaret üzerinde önceki tarihli başvurudan daha öncesinde bir hak elde edilmiş ise, bu hakka dayanarak önceki tarihli markanın hükümsüzlüğü talep edilebilecektir. Ancak bu marka hükümsüz kılınmadan önceki hak sahibinin markasının tescili mümkün değildir. Ayrıca, “birlikte var olma” ve markanın kullanım sonucu ayırt edicilik kazanması olgusunun ancak istisnai hallerde ve tescilli markalar yönünden değerlendirilebileceği, tescilli marka ile karıştırılma ihtimali bulunan fiili kullanımlar yönünden ancak “sessiz kalma yoluyla hak kaybı” ilkesinin gündeme gelebileceği, oysa davacının dayandığı … markasının başvuru tarihinin 13.05.2011, tescil tarihinin 16.08.2012, dava tarihinin ise 30.12.2014 olduğu dikkate, 556 sayılı KHK’nın 8.maddesi uyarınca, markanın başka tescillere karşı koruma tarihinin başvuru tarihinden, KHK’nın 9.maddesi uyarınca, tecavüz eylemlerine karşı koruma tarihinin ise markanın bültende yayını tarihinden itibaren başladığı, bütün bunlar dikkate alındığında sessiz kalma yoluyla hak kaybının da söz konusu olmadığı, marka tescil tarihinden önceki markasal kullanımların da bulunmadığı, yargılama devam ederken davalı tarafın … sayılı “… TPU” unsurlu marka başvurusunun ve neticesinin bu davada dikkate alınamayacağı hususları hep birlikte dikkate alınarak, davalının “… TPU” şeklindeki markasal kullanımları ve “….com” alan adı yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Marka hakkı tecavüze uğrayan marka sahibi tecavüz fiilleri nedeniyle manevi tazminat isteyebilir. Marka sahibinin ticari kişisel varlığında meydana gelen bu olumsuz sonuçların giderilebilmesi için kanun koyucu, marka hakkına tecavüz vuku bulduğunda manevi tazminata karar verilmesi gerektiğini hüküm altına almıştır. Tarafların ekonomik durumları, ihlal olunan hakkın mahiyeti, tecavüzün etkileri, tecavüzün ulaştığı kitle, fiilin ve kusurun ağırlığı, paranın satın alma gücü ibraz olunan belgeler ve eylemin gerçekleştirilme biçimi karşısında manevi tazminat miktarının 10.000,00TL olarak saptanmasının hakkaniyete uygun olacağı düşünülmüştür.
Usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 04.10.2018 tarih 2016/14395 E. 2018/6025 K. Sayılı bozma ilamı ile 05.10.2020 tarih 2019/442 E. 2020/3781 K. Sayılı karar düzeltme üzerine bozma ilamında belirtilen ve uyulan gerekçelerle; davanın kısmen kabulüne, davalılar adına tescilli bulunan ve davalıların web sitelerine yönlendirilen “….com”, “….com.tr” , “….com.tr” ve “….com” alan adlarının davacının “….com” alan adı ve “… Mimarlık” şeklindeki fiili kullanımları ile aynı olduğu anlaşıldığından web sitesi içeriğinde davalının ihlali bulunduğunun tespitine ve 556 sayılı KHK’nın 8/1-b ve 9 maddeleri gereğince davalı adına kayıtlı alan adlarının kullanılmasının engellenmesine, davalılar adına tescilli bulunan “….com”, “….com.tr”, “….com.tr” ve “….com” alan adlarına erişimin engellenmesine, davalıların kendilerine ait web sitelerinde marka hakkına tecavüz oluşturan kullanımları olduğu tespit edildiğinden 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davalı … Mimari Tasarım Proje Uygulama İnşaat Limited Şirketi dava tarihinden sonra ticaret ünvanını değiştirerek “…” ibaresini ticaret unvanından çıkardığından bu talep konusuz kaldığından bu taleple ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalıların ticaret unvanlarındaki “…” kelimesinin ticaret unvanlarından çıkarılmasına, TTK 52. Madde uyarınca takdiren 3.000,00 TL manevi tazminatın Davalı … Mimari Tasarım Proje Uygulama İnşaat Limited Şirketin ( Yeni unvanı … Mimarlık ve İnşaat Ltd. Sti.) den tahsili ile davacıya ödenmesine, masrafı davalılara ait olmak üzere hükmün ülke genelinde yayın yapan günlük bir gazetede bir defa ilanına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1) Davanın Kısmen Kabulüne
2)Davalılar adına tescilli bulunan ve davalıların web sitelerine yönlendirilen “….com”, “….com.tr”, “….com.tr” ve “….com” alan adlarının davacının “….com” alan adı ve “… Mimarlık” şeklindeki fiili kullanımları ile aynı olduğu anlaşıldığından web sitesi içeriğinde davalının ihlali bulunduğunun tespitine ve 556 sayılı KHK’nın 8/1-b ve 9 maddeleri gereğince davalı adına kayıtlı alan adlarının kullanılmasının engellenmesine,
3)Davalılar adına tescilli bulunan “….com”, “….com.tr”, “….com.tr” ve “….com” alan adlarına erişimin engellenmesine,
4) Davalıların kendilerine ait web sitelerinde marka hakkına tecavüz oluşturan kullanımları olduğu tespit edildiğinden 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
5)Davalı … Mimari Tasarım Proje Uygulama İnşaat Limited Şirketi dava tarihinden sonra ticaret ünvanını değiştirerek “…” ibaresini ticaret unvanından çıkardığından bu talep konusuz kaldığından bu taleple ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına,
6)Diğer davalıların ticaret unvanlarındaki “…” kelimesinin ticaret unvanlarından çıkarılmasına,
7)TTK 52. Madde uyarınca takdiren 3.000,00 TL manevi tazminatın Davalı … Mimari Tasarım Proje Uygulama İnşaat Limited Şirketin ( Yeni unvanı … Mimarlık ve İnşaat Ltd. Sti.) den tahsili ile davacıya ödenmesine,
8)Masrafı davalılara ait olmak üzere hükmün ülke genelinde yayın yapan günlük bir gazetede bir defa ilanına,
9) Fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
10-Alınması gereken 888,03 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 858,83 TL karar harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
11-Davacı vekiline marka hakkına tecavüz nedeniyle AAÜT uyarınca manevi tazminat yönünden 5.900,00 TL, diğer talepler yönünden 5.900,00TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 11.800,00TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,

12-Davacı vekiline TTK 52.madde uyarınca AAÜT uyarınca manevi tazminat yönünden 3.000,00 TL vekalet ücretinin davalı … Mimarlık ve İnşaat Ltd. Şti’ den alınarak davacıya verilmesine,
13-Kabul ret oranına göre, davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 2.602,88 TL yargılama giderinden payına düşen 1.301,44 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalanının üzerinde bırakılmasına,
14-Davalı … Mimari Tasarım Proje Uygulama İnş.Ltd.Şti. tarafından yapılan 143,50 TL Temyiz Yoluna Başvuru Harcı, 171,00 TL Temyiz Karar Harcı olmak üzere toplam 314,50 TL yargılama giderinden payına düşen 157,25 TL’nin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
15-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 361. maddesi uyarınca tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/02/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.

Davacı Masraf Dökümü:
İlk Masraf 62,70.-TL
Posta Masrafı 725,68.-TL
Bilirkişi Masrafı 1.500,00.-TL
Temyiz Yol.Baş.Harcı 143,50.-TL
Temyiz Karar Harcı 171,00.-TL
Toplam 2.602,88.-TL