Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/379 E. 2021/325 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/379
KARAR NO : 2021/325

DAVA : TÜRKPATENT YİDK Marka Kararı İptali, Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 02/12/2020
KARAR TARİHİ : 30/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/09/2021
DAVA:
Davacı vekili 02.12.2020 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin ABD’de kurulmuş olduğunu, forklift, traktör, taşıma ve kaldırma maline ve araçları ve taşımacılık platformları ürünlerinin üretim ve satışı ile iştigal ettiğini, alanında dünya liderlerinden biri olduğunu, dünya çapında 17 üretim tesisi, 84 ülkede 500’den fazla perakende satış yerleri ile faaliyet gösterdiğini, markası ve ticaret unvanının “…” ibaresi olduğunu, Avrupa nezdinde 1986 yılından beri ticari faaliyetlerini Almanya menşeli … … …’in de şirket ortaklığı bulunduğunu, … ibareli markanın Avrupa ve sözleşmede belirtilen alanlar bakımından marka lisans sözleşmesi bulunduğunu, Türkiye’de önde gelen ticari kuruluşlarının davacının distrübütörlüğünü gerçekleştirdiğini, davacının Türkiye’de de sektör liderlerinden biri olduğunu, davacının çok sayıda tasarım ödülleri bulunduğunu, … sayılı 12.sınıfta “çekici traktörler, fork liftler” alanında tescilli … ibareli markası bulunduğunu, davalı şirketin 07,09, 12 ve 35.sınıflarda … no’lu “… …” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, davalı şirkete iltibas yaratan alanlarda başvurusunu çekmesi için iyi niyet mektubu gönderildiğini, talebin kabul görmediğini, marka başvurusuna itiraz edildiğini, davalı şirketin SMK.19/2 maddesi gereğince kullanım ispatı talep ettiğini, davacının Almanya’da ortaklığı bulunan … … …’ye ait yoğun kullanımı ispatlayan deliller sunulduğunu, davacı ile … … … arasında illiyet bağı bulunmadığından bahisle itirazın kullanım ispat edilemediği için reddedildiğini, karara karşı itiraz edildiğini YİDK tarafından lisans anlaşmasının mevcut olduğu, “kaldırma,taşıma ve iletme amaçlı kullanılan motorlu kara taşıtları” bakımından lisans alan firma kullanımlarının ispatının kabul edildiğini, 12.sınıftaki bir kısım mallar açısından karıştırılma ihtimali olduğunun kabul edildiğini, ancak 07, 09.sınıflardaki mallar ve 35.sınıftaki hizmetler bakımından da başvurunun reddi gerektiğini, bu sınıflar arasında ilişkilendirilme riskinin bulunduğunu, tescil kararı verilen mallar bakımından davacı markasının ayırt edici niteliğinin azalacağını, Ank.1 FSHHM…. K. Sayılı kararında 12.sınıftaki malların kendi içinde benzer bulunduğunun kabul edildiğini, “Bebeto …” markası ile davacının “…” arasında iltibas riski bulunduğuna karar verildiğini belirterek, … sayılı YİDK kararının iptaline, 07 ve 12.sınıftaki mallar açısından marka başvurusu tescil edilmiş ise, hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle, … sayılı davacı markasının kullanım ispatının “kaldırma, taşıma ve iletme amaçlı kullanılan motorlu kara taşıtları” bakımından gerçekleştiğini, incelemenin kullanımı ispat edilen motorlu kara taşıtları malları esas alınarak yapılması gerektiğini, 12.sınıfta yer alan “motorlu kara taşıtlarının çıkarıldığını”, diğer mallar yönünden emtiaların benzerlik düzeyleri, niteliği, tüketici kitlesinin dikkat ve algı düzeyi ile markaların benzerlik ve içerdikleri farklı unsurlar göz önüne alındığında, kalan emtialarda davacı markaları ile dava konusu marka arasında iltibas ihtimali bulunmadığını, tanınmış bir markanın farklı mal ve hizmetlerde tescile engel olabilmesi için tescil durumunda davacı markasının Türkiye’de ulaşmış olduğu tanınmış düzeyi nedeniyle haksız bir yarar sağlayabileceği, davacı markasının itibarına zarar verebileceği ya da ayırt edici karakterini zedeleyebileceği ihtimallerinden birinin bulunmasını gerektiğini, bunun ispatının davacı tarafından yapılması gerektiğini, davacı tarafından tanınmış iddialarını ispatlayacak bilgi ve belge sunulmadığını, davacının iddiasının varsayım olarak kaldığını, önceki markanın tanınmışlığının gösterilmiş olmasının haksız avantaj elde edileceğini veya itibarın zarar göreceğini ispatlamadığını, Yargıtay içtihatlarına göre KHK.8/4 kapsamındaki üç olasılıktan birinin gerçekleşme olasılığının sağlam bir zemin ile ortaya konulması gerektiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle, davalı müvekkilinin 1968 yılından beri faaliyette bulunduğunu, 1984 yılında ilk jeneratörü ürettiğini, dünyanın sayılı jeneratör üreticilerinden biri olduğunu, Türkiye’nin en büyük 200 sanayi kuruluşu ve ihracatçı firmasından biri olduğunu, 173 ülkeye ihracat yaptığını, yurt dışında 19 ofis ve 4 temsilciliği ile küresel sektörde ilk 5 firma arasında yer aldığını, sektöründen tanınmış ve lider AKSA markalarının sahibi olduğunu, müvekkilinin başkasına ait bir markanın itibarı ya da ününden fayda sağlamasının mümkün olamayacağını, … … markasının jeneratör üretiminde kullanılan ana parçalardan motor bölümü için yaratılmış bir marka olduğunu, bu markalı jeneratör motorlarının 400 kVa altı güçlerde satışının gerçekleştiğini, ağırlıklı olarak KOBİ ler, müteahhitler ve bireysel kullanıcılar tarafından tercih edildiğini, “taç” anlamına gelen “…” kelimesinin “güç”, “…” kelimesinin “dayanıklılık” anlamı ile uzun ömürlü değerleri temsil ettiği için seçilmiş bir marka olduğunu, davacı markasının sadece 12.sınıfta “çekici traktörler ve folkliftler” için tescilli olduğunu, 12.sınıfta bu mallar ile aynı alt sınıfta yer alan malların başvurudan çıkarıldığını, kalan mallar açısından kapsamın oldukça genişletilerek iptal ve hükümsüzlük talebinde bulunulmasının mümkün olmadığını, 7.sınıfta yer alan mallar ile davacının marka kapsamının da bir ilgisi bulunmadığını, bu mallar için tescilinin ve kullanımının da bulunmadığını, 7.sınıfta yer alan tüm malların özel ve belli sektörlerin kullanımına bırakılmış genellikle ömürlük edinilen ve üretim ile saniyede kullanılan, makine, teçhizat, robotik mekanizmalar vb. içerdiğini bu malların “kara taşıtları” ve “folkliftler” ile bir ilgisinin bulunmadığını, bu ürünlerin güvenlikleri, yedek parçaları ile işlerlikleri, referansları oldukça önemli olduğundan tüketicinin hangi işletmenin hangi markasını alacağını bilerek hareket ettiğini, bu malların tüketicilerinin ürünleri birbirine karıştırma riskini bulunmadığını, aynı satış kanallarında satışa sunulan, aynı amaç ile satılan ürünler olmadığını, ortak veya benzer ihtiyaçları gidermekte kullanılan ürünler olmadığını, ihtilaf konusu ürünlerde tüketicinin dikkat seviyesinin yüksek olduğunu, ürünleri edinmek için harcadığı emek ve mesaisinin fazla olduğunu, öylesine alınmış, üzerinde düşünülmemiş, günlük tüketim ürünleri olmadığını, … ibaresi ile … … ibaresinin aynı olmadığını beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE:
Dava konusunun tarafların üzerinde tasarrufta bulunabilecekleri hususlara ilişkin olduğu, davacı vekilinin 29.09.2021 tarihli dilekçesi ile davalı şirket ile uzlaşmaya varıldığına ilişkin beyan dilekçesi ibraz etmiş; 30.09.2021 tarihli celsede feragat doğrultusunda karar verilmesini istemiş; davalı şirket vekili ise davacı taraf ile anlaştıklarını, feragati kabul ettiklerini, herhangi bir şekilde yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığını bildirmiş, ayrıca sulh sözleşmesinde yazıldığı gibi davalı kurum lehine doğabilecek vekalet ücretini eşit olarak karşılamayı kabul ettiğini beyan etmiş ve beyanını imzası ile onamış; davalı TÜRKPATENT vekili, tarafların sulhunun müvekkili kurumu bağlamadığını beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
Davacı ve davalı şirket vekilinin vekaletnamelerinde feragat ve kabul yetkilerinin bulunduğu görülmüş, feragat nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Feragat nedeni ile davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 54,40 TL harçtan düşümü ile 4,90 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı TÜRKPATENT için 5.900,00 TL vekâlet ücretinin davacı ve davalı şirketten eşit oranda alınarak bu davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı TÜRKPATENT tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu yöne ilişkin karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hasaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davalı vekillerinin yüzlerine karşı davacı yanın yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.30/09/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.