Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/376 Esas – 2021/151
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/376
KARAR NO : 2021/151
DAVA : TÜRKPATENT YİDK Marka Kararı İptali, Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 26/11/2020
KARAR TARİHİ : 15/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/04/2021
İDDİA:
Davacı vekili 26/11/2020 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin … sayılı ve “…”, ” Bİ “O” “, “Bi … Limon Aromalı içecek+şekil”, “Bi … Şeftali Aromalı içecek+şekil”, “Bi”, “Bi”, “… aç bi’ dilim”, “…”, “Bi”, “Bi Taptaze”, “Bi Kahve”, “Bi Life”, “Bi” ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine dava dışı … Gıda Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, itirazın kısmen kabul edilerek başvuru kapsamından 29, 30.sınıftaki “29 Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. 30 Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Bal, arı sütü, propolis, Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Pekmez” emtiasının çıkarılmasına tescil işlemlerinin kalan mal ve hizmetler için devam ettirilmesine karar verildiğini; müvekkili … Mağazacılık A.Ş. tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa müvekkili şirketin tanınmış, yaygın dağıtım ve pazarlama ağına sahip tanıtım ve reklamları yapılan … mağaza adı/markası ile halk arasında ve sektörde tanınan bu marka ile ön plana çıkarılarak Hard Discount olarak tarif edilen konseptte 2008 yılında kurulmuş olmasına rağmen Türkiye’de 45.000’i aşkın çalışanı 43 Bölge Müdürlüğü, 8.000’i aşkın mağazası ile hızlı büyüyen ülkenin tamamında faaliyette bulunan sektörde tanınan ve saygın bir perakende satış firması olduğunu, müvekkilin TÜRKPATENT tarafından 2009 yılının en fazla marka tesciline sahip ulusal firması unvanı ile ödüllendirildiğini, davalı markasına müvekkili tarafından yapılan itirazın reddedildiğini, verilen kararın Kurul’un daha önce verdiği emsal kararlar ile çelişir şekilde olduğunu, dava konusu markanın hiçbir ayırıcı vasfı, baskın unsuru, orijinal niteliği bulunmadığını, dava konusu markanın bu sınıflar için tescilinde üstün hakkının bulunmadığını, taraf markalarının aynı ve ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, davalının müvekkil markasının esaslı unsurunun tamamını ihtiva edecek şekilde Bidamla markasını oluşturduğunu, markaların benzer telaffuz ile aynı ve benzer mal/hizmetleri içerdiğini, dava konusu markanın tescil edilmesi halinde tüketiciler nezdinde bu marka ile müvekkil yan markasının karıştırılacağını, Bidamla markasının müvekkil markası olduğu izleniminin oluşabileceğini, bu durumun davalının müvekkilinin tanınmışlığından kaynaklı ekstra bir avantaj sağlayacağını, tercih sebebi haline geleceğini, Bidamla markası ile kötü verilecek hizmetler ve kötü üretilecek ürünler nedeni ile müvekkilinin zarara uğrayacağını, marka değerinin düşebileceğini, müvekkil markasında yer alan işaretlerin tamamının davalı markasında aynen yer aldığını, görsel olarak markada bir farklılığın bulunmadığını, taraf markalarının ayniyet derecesinde benzer olduğunu, tüketicilerin ibarelerin yer aldığı ürünlere baktığında bütün olarak markaya bakacağını, davalı markası ile müvekkil markası Bi markası arasındaki hiçbir ayırt edicilik bulunamayacağını, tüketiciler açısından bakıldığında görsel, işitsel ve anlamsal olarak iki marka arasında bir farklılığın sağlanamadığını, taraf markalarında kullanılan harflerin birebir benzerlik gösterdiğini, dava konusu markanın tescili ve ürün üretimi yapılması halinde müvekkilinin haklarının ihlal edileceğini, tüketiciler tarafından davalı ve müvekkil şirketlerin aynı ya da ortaklık ya da ilişki içerisinde olabileceği izleniminin ortaya çıkacağını, bu şekilde marka ve işletmeler arasında bağ kurulacağını, davalı markasının müvekkil markaları karşısında ayırt edicilik vasfının bulunmadığını, seri marka imajı verdiğini, SMK’ nın 4.maddesinde belirtilen şartı gerçekleştirmediğini ve markanın sicilden terkinini YİDK kararının iptalinin gerektiğini, taraf markalarının aynı ve benzer hizmetler ve bağlantılı ürünler olduğunu, müvekkil markası ile iltibas yaratan davalı markası için YİDK tarafından verilen kısmen kabul kararının eksik olduğunu, markaların benzerliği de dikkate alındığında davalı tarafın müvekkilinin Bi ibareli markalara kazandırdığı bilinirlikten yararlanma gayreti içerisinde olduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu, bu durumun MK 2.maddesinde düzenlendiğini, müvekkilinin … markasını taşıyan mağazalarında yoğun şekilde satış/hizmeti yapılan Bi seri markalı ürünlerinin piyasa değeri, reklam tanıtım faaliyetleri sponsorlukları değerlendirildiğinde tanınmış marka/ sektörel tanınmışlığa sahip olduğunu belirterek, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararın iptali ile dava konusu … başvuru numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu markanın yayınına davacı ve dava dışı … İçecek A.Ş, dava dışı … Gıda San ve Tic. A.Ş tarafından itirazda bulunulduğunu, itiraz üzerine davacı ve … tarafından yapılan itirazın reddine, dava dışı … Gıda tarafından yapılan itirazın ise kısmen kabul kısmen reddine karar verildiğini, alınan karara davacı tarafça ve … tarafından YİDK ’da görüşülmesi için itiraz dilekçesi sunulduğunu, YİDK’ nın … sayılı kararıyla itirazın reddine karar verildiğini, markanın iptaline ya da iptal isteminin reddine karar vermesi yetki ve görevinin Türk Patent ve Marka Kurumu’na ait olduğunu, markanın iptali işleminin idari bir işlem olmasından dolayı mahkemece bu yönde bir karar verilmesinin mümkün olmadığını dolayısıyla bu talebin reddine karar verilmesi gerektiğini, Bi ibaresinin fantezi bir ibare olmayıp ayırt ediciliği düşük bir ibare olduğunu, taraf markaları bütün olarak değerlendirildiğinde ilişkilendirme ihtimali de dahil karıştırmaya sebebiyet derecede benzer olmadığını, markaların benzer olmaması nedeniyle tanınmışlık gerekçesiyle ret koşullarının oluşmadığını, itiraza mesnet markalarla ilgili tanınmış marka itirazını teşvik edici 6769 sayılı SMK’ nın 6/5 hükmü açısından beyan ve delil sunulmadığını, değerlendirme sürecinde mevcut hukuki ve fiili durumun gözetildiğini bu sebeple davacı tarafın yayına itirazın reddine karşı YİDK ’ya yapılan itirazda ileri sürülmemiş itiraz ve delillerin iptal davasında hükme esas alınmayacağını, Mahkemece aksi kanaat olması halinde davacı tarafça ileri sürülen tanınmış marka beyanlarını kabul etmediklerini, marka tanınırlığının markanın tanınmışlık düzeyleri ile ilgili esaslar ve uygulama kriterleri çerçevesinde somut deliller ile ispat edilmesi gerektiğini, önemli olanın maddedeki olasılıklardan birinin ortaya çıkması riskinin mümkün olup olmadığı ve bu risklerin davacı tarafından ispatının gerektiğini, itiraz süresinde bu durumu ispatlayacak bir delil sunulmadığını, davacının kötü niyete ilişkin iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu YİDK itiraz süresince itiraz dilekçelerinin ekinde iddiasının ispatlar herhangi bir delil sunulmadığını, mevcut davada bu yönde bir olgu bulunmadığını, sadece karıştırılma tehlikesi olduğundan bahsedilmesinin ya da tanınmışlık iddiasının ileri sürülmesinin kötü niyetin ispatı için yeterli olmadığını, davacının kötü niyet iddialarının da reddedilmesi gerektiğini, dava dilekçesinde ileri sürülen haksız ve mesnetsiz iddia ve talepleri kabul etmediklerini, davaya konu YİDK kararının 6769 sayılı SMK hükümlerine uygun tesis edilmiş olduğundan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirkete usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiş ve yargılamaya katılmamıştır.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ve tescili halinde davalı şirkete ait … sayılı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 28/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği, 26/11/2020 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 22/03/2021 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “Dava konusu marka ile davacı markaları arasında benzerlik olmadığı, Dava konusu markada yer alan emtiaların …. sayılı davacı markaları kapsamındaki mallar ile aynı/aynı türde olduğu, Dava konusu marka ile davacı markaları arasında SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma ihtimali bulunmadığı, SMK’nın 6/3 maddesi anlamında eskiye dayalı kullanım iddiasının ispatlanamadığı, Davacı şirketin mesnet markasının SMK’nın 6/5 maddesi kapsamında tanınmış marka olduğu iddiasının ispat edilemediği, SMK’nın 6/6 maddesi anlamında Davacı yana ait markalarda, davacı yana ait isim, fotoğraf, telif hakkı veya başka herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içeren bir unsur bulunmadığı, SMK’nın 6/9 maddesi anlamında kötü niyet kriterleri çerçevesindeki değerlendirme’nin nihai takdirinin Sayın Mahkeme’ye ait olduğu, ” ifade edilmiştir.
Davada uyuşmazlığın özü, davacıya ait … sayılı ve “…”, ” Bİ “O” “, “Bi … Limon Aromalı içecek+şekil”, “Bi … Şeftali Aromalı içecek+şekil”, “Bi”, “Bi”, “… aç bi’ dilim”, “…”, “Bi”, “Bi Taptaze”, “Bi Kahve”, “Bi Life”, “Bi” ibareli markalarının, davalının … sayılı ve “…” ibareli başvurusu yönünden SMK’nun 6/1, 6/3, 6/5, 6/9 hükümleri çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre … sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davalı şİRKETİN 03/05/2019 tarihinde “…” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 29, 30.sınıftaki bir kısım emtiaların yer aldığı, başvurunun Resmi Marka Bülteninde ilan edildiği, ilana dava dışı … Gıda Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, itirazın kısmen kabul edilerek başvuru kapsamından 29, 30.sınıftaki “29 Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. 30 Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Bal, arı sütü, propolis, Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Pekmez” emtiasının çıkarılmasına tescil işlemlerinin kalan mal ve hizmetler için devam ettirilmesine karar verildiğini; davacı … Mağazacılık A.Ş. tarafından ilana … sayılı ve “…”, ” Bİ “O” “, “Bi … Limon Aromalı içecek+şekil”, “Bi … Şeftali Aromalı içecek+şekil”, “Bi”, “Bi”, “… aç bi’ dilim”, “…”, “Bi”, “Bi Taptaze”, “Bi Kahve”, “Bi Life”, “Bi” ibareli markaları ile benzerlik arz ettiğinden ve tanınmışlık iddiasıyla itirazda bulunduğu, itirazın Markalar Dairesince reddi üzerine, yeniden inceleme isteminin YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak reddine karar verildiği, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun … sayılı “…” ibaresinden oluştuğu, kapsamında dava konusunu oluşturan çekişmeli 29, 30. sınıftaki “29.Sınıf Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. 30.Sınıf Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç” mallarının bulunduğu, itiraza dayanak markanın ise … sayılı ve “…”, ” Bİ “O” “, “Bi … Limon Aromalı içecek+şekil”, “Bi … Şeftali Aromalı içecek+şekil”, “Bi”, “Bi”, “… aç bi’ dilim”, “…”, “Bi”, “Bi Taptaze”, “Bi Kahve”, “Bi Life”, “Bi” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamında 05, 29, 30, 32.sınıftaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, başvuru kapsamındaki 29, 30.sınıftaki malların davacının itiraza mesnet …. sayılı markaları ile aynı/aynı tür/benzer oldukları tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markanın standart karekterle yazılı “…”, ” Bİ “O” “, “Bi … Limon Aromalı içecek+şekil”, “Bi … Şeftali Aromalı içecek+şekil”, “Bi”, “Bi”, “… aç bi’ dilim”, “…”, “Bi”, “Bi Taptaze”, “Bi Kahve”, “Bi Life”, “Bi” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
GÖRSEL AÇIDAN: Dava konusu markanın beyaz zemin üzerine siyah renk ile yazılan … ibaresinden oluşturulduğu görülmektedir. Davacı markaları ise beyaz zemin üzerine siyah renk ile yazılan Bi, …, Bi 0 ibareleri , Bi ibaresi karakterize şekilde yazılan , … ibareleri ön planda olan Bi … Limon Aromalı İçecek, Bi … Şeftali Aromalı İçecek, … aç bi’dilim, Bi Taptaze, Bi Life ibarelerinden, stilize şekilde yazılan Bi ibarelerinden, renkli şekil unsurunun içerisinde stilize şekilde yazılan Bi ibaresi ve hemen altında Sıfır ibaresinden oluşturulmuştur. … Limon ve … Şeftali Aromalı İçecek ibareleri Şeftali ve Limon Aromalı Soğuk Çay anlamına karşılık gelmekte ve ürünü işaret etmesinden dolayı markaya ayırt edicilik katmamaktadır. …, Bi 0, … aç bi’dilim, Bi Taptaze, Bi Life markalarında herhangi bir unsur diğerinin önüne geçmemektedir. … şekil markasında vurgunun Bi ibaresinden ziyade Sıfır ibaresine yüklendiği Bi ibaresinin Sıfır ibaresine oranla daha geri planda kaldığı görülmektedir. “Bi” ibaresini içeren markalarda ise tüketicinin markayı bir bütün olarak stilize yazım şekli ile birlikte görüp bu hali ile algılayacağı düşünülmektedir. Her ne kadar dava konusu marka I harfi ile yazılmış olsa da ilgili tüketici kesiminin bu harf farklılığını fark edemeyebileceği, fark etse de benzerliğe etkisinin olmayacağı değerlendirilmektedir.
İŞİTSEL AÇIDAN: Dava konusu marka I harfi ile yazılmış olsa da ilgili tüketici kesiminin bu harf farklılığını fark edemeyebileceği ve Bi şeklinde telaffuz edebileceği düşünülmektedir. Dava konusu markada Damla, davacı markalarında ise … aç dilim, Taptaze, Life, Sıfır ibarelerinden kaynaklanan farklılıklar olduğu görülmektedir.
ANLAMSAL AÇIDAN: Tdk sözlüğünde yapılan incelemede Bi ibaresinin ‘’Bizmut elementinin simgesi’’ anlamını taşıdığı tespit edilmiştir. Bi ibaresi günlük hayatta sıklıkla kullanılan bir kelime olup, ilgili tüketici algısına göre değişebilmekle birlikte toplumun büyük çoğunluğunca ‘’bir’’ kelimesinin kısaltması şeklinde algılanmakta ve bu şekilde kullanılmaktadır.
Avrupa Birliği’ne bağlı marka ofisleri tarafından 02.10.2014 tarihinde kabul edilen “Nispi Ret Nedenlerine İlişkin Ortak Uygulama Hakkında Ortak İletişim – Karıştırılma İhtimali (Ayırt edici olmayan/zayıf bileşenlerin etkisi)” konulu Ortak Uygulama Kılavuzu’nun 5.3 maddesinde “Ortak bileşenler düşük seviyede ayırt edicilik taşıyorsa, karıştırılma ihtimali üzerindeki etkisini belirlemek” başlığı altında şu değerlendirmeler yapılmıştır:
Markalar düşük seviyede ayırt ediciliği olan bir unsuru paylaşıyorsa, karıştırılma ihtimali değerlendirmesinde örtüşmeyen bileşenlerin markaların genel izlenimi üzerindeki etkisine odaklanılacaktır. Örtüşmeyen bileşenlerin benzerlikleri/farklılıkları ve ayırt edicilikleri ele alınacaktır.
Düşük seviyede ayırt ediciliği olan bir unsurun örtüşmesi, normalde kendiliğinden karıştırılma ihtimaline yol açmaz.
Ancak, şu durumlarda karıştırılma ihtimali olabilir:
-Diğer bileşenler daha düşük (ya da eşit derecede düşük) seviyede ayırt ediciliğe sahiptir veya belirgin olmayan görsel etkiye sahiptir ve markaların genel izlenimi benzerdir.
VEYA
Markaların genel izlenimi son derece benzer ya da aynıdır.
Bu kapsamda, markalar arasında iltibas bulunup bulunmadığı belirlenirken, daha önce tescil edilmiş olan markanın ayırt edici gücü göz önüne alınır; bu etki zayıf ise, tescili istenen ikinci markada ufak bazı değişikliklerin yapılması yeterlidir. Şu halde, kural olarak, bir tanıtma işaretinin ayırt edici gücü ne kadar fazla ise, ona sağlanan koruma da o kadar kapsamlı ve geniş olacaktır. Bu çerçevede, bir ürünü belirtmek için zorunlu olan sözcükler (tanıtma işaretleri), jenerik sözcükler ve tasviri sözcükler, 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname anlamında ayırt edici bir niteliğe sahip olmadıklarından marka olarak tescil edilemezler. Fakat bunları çağrıştıran sözcüklerin marka olarak tescil edilmesi mümkün olabilir. Ancak, “zayıf” bir marka seçen ya da markası zamanla zayıflayan kimse bunun sonuçlarına katlanmak; o markanın, normalde iltibas teşkil edebilecek benzerlerinin başkası tarafından kullanılmasına tahammül etmek zorundadır.
Doktrin ve uygulamada da kabul edildiği üzere iltibas ihtimalinin varlığı görsel, sesçil (fonetik) ve kavramsal (semantik) açılardan taraf markalarını oluşturan işaretlerin benzer olup olmadıkları hususunun bütüncül bir bakış açısıyla ele alınması ve yine markalar kapsamındaki emtialar yönünden markaların benzer olup olmadıkları konularının bir bütün olarak değerlendirilmesi neticesinde tespit edilebilir bir durumdur.5Buna göre işaretler arasında görsel benzerlik karşılaştırması yapılırken markalara konu yazı ve işaretlerin konumlandırılma şekilleri ile harf sırası, yazım karakterleri gibi göze çarpan özellikleri dikkate alınmalıdır. Sesçil benzerlikte esas alınması gereken husus ise markaların ortalama tüketici kitlesi tarafından kendi lisanlarındaki okunuş şekli olup, sesçil benzerlikte de önemli hususun markaların başlangıç kısımları olup fonetik açıdan benzer sesler çıkarılarak okunuş şekli dikkate alınmalıdır. Markaların kavramsal açıdan benzerliklerinin karşılaştırılmasında da, markalara konu sözcüklerin tescil kapsamındaki ortalama tüketici kitlesinin bakış açışı ve o sözcüklere kendi lisanlarında bir anlam verip veremeyecekleri hususu dikkate alınmalıdır.
Yukarıda yer alan açıklamalar ve markaların karşılaştırılmasında bütünsel karşılaştırmanın esas olması hususu dikkate alındığında; dava konusu markada Damla ibaresinin kullanıldığı, Bı ibaresine vurgu yapılmadan Damla ibaresinin eklenmesi ile markaya yeterli ayırt ediciliği katıldığı ve davacı markasından uzaklaşıldığı kanaatine varılmıştır.
Somut davada, dava konusu markadaki herhangi bir kelimenin diğerine nazaran ön plana çıkartılmadığı, markadaki tüm kelimeler Türkçe olduğundan tüketicinin markayı bütün olarak algılayabileceği, bu çerçevede dava konusu markanın tüm unsurlarının kümülatif olarak esas unsuru meydana getirdiği düşünülmektedir. Taraf markalarında ortak sözcük unsuru olarak Bi/Bı ibaresi yer alsa da dava konusu markanın bir bütün olarak hatırda kaldığı dava konusu markanın bütünü itibariyle bıraktığı etkinin davacı markalarından farklı olduğu, her ne kadar tüketiciler, her durumda markaları yan yana görme ve karşılaştırma fırsatına sahip olmasalar ve zihinlerinde kalan halleriyle markaları hatırlasalar da somut olayda tüketicilerin ortak unsur nedeniyle zihinlerinde kalan algının, iltibas ihtimaline yol açacak nitelikte olmayacağı, dava konusu markanın ek sözcük unsurları yönünden bütünsel yaklaşımla yeterince farklılaştığı, markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken her bir unsura göre değil, bir bütün olarak her iki markanın bıraktığı genel, global izlenim, markanın bütünü itibariyle bıraktığı etki dikkate alındığında markalar arasında benzerlik oluşmadığı değerlendirilmektedir.
Taraf markaları arasında … sayılı markalar bakımından aynı/aynı türde emtialar bulunmakta ise de iltibas tehlikesinden söz edebilmek için yalnızca mal/hizmet aynılığının/benzerliğinin varlığı yeterli değildir. Markalar arasında ayniyet/benzerlik şartının gerçekleşmesi ve bu benzerliğin halk nezdinde karışıklık doğuracağının tespiti gerekir. Yukarıda detaylı şekilde açıklandığı üzere, taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığı için markalar arasında iltibas tehlikesinin oluşmayacağı sonuç kanaatine varılmıştır.
6769 sayılı SMK’nın 6/3 Maddesi Açısından Değerlendirme:
Tescili bulunmayan marka ve ticaret sırasında kullanılan işaret ve bunların hangi koşullarda korunacağı ile ilgili düzenlemeye göre; “Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.” hükmü yer almaktadır.
Davacının öncelikli ‘tescilsiz bir marka kullanımına’ dayalı marka hükümsüzlüğü talebinin dinlenebilmesi için, aynı veya benzer işaretin davacının marka tescil talebi tarihinden önceki bir tarihte ve yine aynı ya da benzer mal veya hizmetler üzerinde tescilsiz marka olarak kullanıldığının kanıtlanması gereklidir. Hükümden de anlaşılacağı üzere 6/3 maddesi şartlarının gerçekleşebilmesi için markalar arasında benzerlik mevcudiyeti aranır. Somut olayda, dava konusu marka ile davacı markaları arasında benzerlik olmadığı gibi, somut olayda, davacının dayanakları tescilli markalara ilişkindir. Bu nedenle davacının çekişme konusu olan emtialar bakımından tescilsiz kullanımı olduğu yönünde bir belgeye rastlanmadığından davacının dava konusu başvurunun tesciline engel oluşturabilecek eskiye dayalı bir hakkının bulunmadığı kanaatine ulaşılmıştır.
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olay açısından ise davacının itiraza dayanak Bi markasının tanınmış olduğu hususu YİDK aşamasında bu iddiaya dayanılmadığı için huzurdaki davada, YİDK işleminin iptali talebi açısından, ileri sürülemeyecektir. Diğer yandan ayniyet veya benzerlik 6/5 maddesinin uygulanabilmesi için ön şarttır. Somut olayda, dava konusu marka ile davacı markaları arasında benzerlik olmadığı gibi davacı tarafça cd içerisinde Bi markalı meşrubat ürününün kampanya reklam film görüntüsü sunulmuştur. Dosyada ise faturalar ve broşürler, gazete reklam sayfaları sunulmuş olup, sunulan belgelerin yukarıda yer alan kıstaslar kapsamında değerlendirildiğinde tanınmışlığın ispatlanması için yeterli olmadığı kanaatine ulaşılmıştır.
Somut olayda, davalı şirket tarafından yapılan marka başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamakla ve markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şirketin kötü niyetli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1- Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 54,40 TL harçta düşümü ile 4,90 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı TÜRKPATENT için 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
4- Davacın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5- Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/04/2021
Katip 99638
¸
Hakim 39858
¸
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.