Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/375 E. 2021/23 K. 19.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/375
KARAR NO : 2021/23

DAVA : Yargılanmanın Yenilenmesi
DAVA TARİHİ : 26/08/2016
KARAR TARİHİ : 19/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/01/2021
Mahkememizin 17.10.2017 tarih ve 2016/337 E. ve 2017/460 K. sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiş, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 04.10.2018 tarihli 2018/322 Esas, 2018/989 karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş; bu kez temyiz kanun yoluna başvurularak Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi kararının bozulması talep edilmiş, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 18.11.2019 tarih ve 2018/5699 Esas, 2019/7281 Karar sayılı kararı ile temyiz taleplerinin reddine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi kararının onanmasına karar verilmiş ve mahkemenizin 17.10.2017 tarih ve 2016/337 E. ve 2017/460 K. Sayılı kararı kesinleşmiştir.
Davacı … ELEKTRONİK SAN. VE TİC A.Ş. vekili 10.03.2020 tarihli dilekçesi ile yargılamanın yenilenmesini talep etmiş, yargılamanın iadesi talebinin duruşmalı olarak yapılmasına karar verilmiş, 23.06.2020 tarihli duruşmada davalı şirketin yargılamanın iadesine yönelik taleplerinin reddine karar verilmiş, davacı şirket vekilinin istinaf istemi üzerine;
ANKARA BAM 20.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI KARARI:
Mahkememizin 23.06.2020 tarih ve 2016/337 esas, 2017/460 karar sayılı ek kararı ile yargılamanın iadesi isteminin reddine dair verilen kararı, Ankara BAM 20.Hukuk Dairesinin 15.10.2020 tarih ve 2020/1062 esas, 2020/885 karar sayılı ilamıyla ve özetle;
“…. Dava, yargılamanın iadesi istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 374 ve devamı maddelerinde düzenlenen yargılamanın iadesi talebi, hukuki niteliği itibariyle ayrı ve bağımsız bir dava olup, yargılamanın iadesi istenen davanın devamı niteliğinde değildir. Nitekim, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 10. maddesinde de, yargılamanın iadesini talebini içeren davaların, yeni davalar gibi harca tabi oldukları düzenlenmiştir. O halde, yargılamanın iadesi dava dilekçesinin ayrı bir dava olarak esasa kaydedilmesi, HMK’nın 379. maddesi uyarınca yargılamanın iadesi talebi üzerine taraflar davet edilip dinlendikten sonra, talebin kanuni süre içinde yapılıp yapılmadığının, yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılması istenen hükmün kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş bulunup bulunmadığının, ileri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin kanunda yazılı sebeplerden olup olmadığının kendiliğinden incelenmesi, bu koşullardan biri eksik ise davanın esasa girilmeden reddedilmesi, aksi halde, yani dayanılan yargılamanın iade sebebinin sabit görülmesi durumunda HMK’nın 380. maddesi uyarınca karar verilmesi gerekmektedir (Aynı yönde Yargıtay 1. HD’nin 2017/3065 E., 2020/830 K.- 14. HD’nin 2016/16008 E.,2019/7416K.- 23. HD’nin 2016/1523 E., 2018/3015 K. sayılı ilamları ).
Somut olayda; davacı vekilinin yargılamanın iadesi talebi üzerine ilk derece mahkemesince duruşma açılmış ise de, yargılamanın iadesi talebini içeren dilekçe, ayrı bir dava olarak esasa kaydedilmeyip, yargılamanın iadesi istenilen davanın esas ve karar numarası ile ek karar niteliğinde karar verilmiştir. Bu durum, yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde yasaya uygun olmayıp, ilk derece mahkemesince usulüne uygun bir biçimde yargılamanın iadesi dilekçesinin yeni bir dava olarak esasa kaydı ile açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler çerçevesinde işin esasının incelenmesi gerektiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmiştir.
….” gerekçesi ile mahkememizin 2016/337 esas, 2017/460 karar sayılı ek kararının kaldırılmasına karar verilmiş; usul ve yasaya uygun görülen özetlenen kaldırma ilamına uyularak, mahkememizin 2020/375 esas sayılı sırasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkememizin 19.01.2021 tarihli duruşmasında davacı şirket vekili yargılamanın yenilenmesi talep dilekçelerini tekrar ettiklerini, mahkeme kararı ile tamamen aksi yönde müvekkil şirket lehine kesinleşmiş mahkeme kararları yani yeni deliller olduğundan, yargılamanın yenilenmesi taleplerinin kabulünü, iş bu yeni delillerin huzurdaki davada bekletici mesele yapılması talep edilen davalar olduğunu, dilekçelerinde belirtilen mahkeme kararlarının celbini, diğer belirttikleri delillerin de ilgili yerden celbini talep etmiştir.
Davalı kurum vekili, yargılamanın yenilenmesi şartlarının oluşmadığından talebin reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, Bölge Adliye Mahkemesinin ortadan kaldırma kararının usule ilişkin olduğunu, usulü eksikliğin yerine getirildiğini belirterek, yargılamanın yenilenmesine yönelik talebin reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, 6100 sayılı HMK’nın 374. maddesi kapsamında yargılamanın iadesi (yenilenmesi) istemine ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 374. maddesi uyarınca yargılamanın iadesi kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan hükümlere karşı istenebilir.
Yargılamanın iadesi, bazı ağır yargılama hatalarından ve yanlışlıklarından dolayı maddi anlamda kesinleşen hükmün ortadan kaldırılmasını ve daha önce kesin hükme bağlanan bir dava hakkında yeniden yargılama ve inceleme yapılmasını sağlayan olağanüstü bir kanun yoludur.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 375. maddesinde yargılamanın iadesi sebepleri, 377. maddesinde de yargılamanın iadesi süresi düzenlenmiştir. HMK. 375. maddesinde “(1) Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:
a)Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
b)Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması,

c)Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması,
ç)Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması,

d)Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması,
e)İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması,
f)Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması,
g)Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması,
ğ)Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması,
h)Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması,
ı)Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması,
i)Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi (Ek ibare: 25/07/2018-7145 S.K./19. Md) (2) Birinci fıkranın (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya mahkûmiyet kararı verilememiş ise ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde dayanılan yargılamanın iadesi sebebinin, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut istemde yargılamanın iadesi talebinde bulunan taraf davasını HMK m.375/ç maddesine dayandırmış, müvekkili şirketin 25. sınıfta öncelik hakkının olduğunu belirten kesinleşmiş yargı kararları olduğunu bu nedenle yargılamanın iadesini talep ettiğini belirtmiş buna ilişkin yargı kararları sunmuştur.
Hangi hallerde yargılamanın iadesine gidilebileceği HMK’da tadadi olarak sayılmıştır. Yargılamanın iadesi talebinde bulunan taraf isteminin HMK’nın 375 ve devamı maddesinde sınırlı olarak belirtilen yargılamanın iadesi nedenlerinden hiçbirine uymadığı görülmektedir.
Yargılamanın iadesi isteminde bulunan tarafın iade sebebi olarak dayanmış olduğu yargı kararlarının bu kapsamda değerlendirilebilecek bir delil olamayacağı gibi sunulan bir tanesi hariç (Yar. 11. HD 15.01.2020 tarih 2018/3537 esas 2020/409 karar) tüm yargı kararlarıda nihai kararı veren Yargıtay 11. Hukuk dairesinin 20.11.2019 tarihli kararından öncedir. Bu kararlar yargılama aşamasında da gerek ilgilisince , gerekse yargı mercileri tarafından temin edilmesi mümkün bulunan kararlardır.
Somut istem yönünden olayda 6100 sayılı HMK’nın 374 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş bulunan yargılamanın iadesi koşullarının bulunmadığı anlaşılmakla; Yargılamanın iadesi müessesinin 6100 Sayılı HMK’nın 374 ve devamı maddelerinde düzenlendiği yargılamanın iadesini talep eden tarafın belirttiği hususları HMK 375 maddesinde sayılan yargılamanın iadesi koşullarınnı taşımadığı anlaşıldığından yargılamanın iadesine yönelik talebin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacı tarafın talep ettiği hususların HMK 375 maddesinde sayılan iade koşullarını taşımadığı anlaşıldığından yargılamanın iadesine yönelik taleplerin reddine,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 54,40 TL harçta düşümü ile 4,90 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalılar için 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4- Davacın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5- Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/01/2021
Katip …
¸

Hakim …
¸
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.