Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/372 E. 2021/252 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/372
KARAR NO : 2021/252

DAVA : TÜRKPATENT YİDK Marka Kararı İptali, Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 24/11/2020
KARAR TARİHİ : 01/07/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/07/2021
İDDİA:
Davacı vekili 24.11.2020 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin … sayılı “en”, “…”, “…”, “….com” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin, bu marka ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “en uygun fırsatlar by … teknoloji” ibaresini 42.sınıfta marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddine karar verildiğini, oysa müvekkili şirketin A grubu seyahat acentesi olarak faaliyet gösterdiğini, davacı şirketin uçak, otobüs bileti, otel, kredi, internet gibi hizmetleri arayan kimselere kıyaslamalı olarak fiyat listesi çıkaran ve buradan ucuz ürün veya hizmet tedarik imkanı sağlamak amacıyla kurulmuş bir şirket olduğunu, müvekkili firmanın 160’dan fazla çalışanı ve 15 milyondan fazla kayıtlı kullanıcısı olduğunu, dava konusu marka başvurusu ile itiraza mesnet markalar arasında karıştırılmaya yol açacak derecede benzerlik bulunduğunu, markanın genel görünümü ve hitap ettiği tüketici kitlesi bakımından değerlendirildiğinde; EN UYGUN FIRSATLAR ibaresinin çok açık bir şekilde asli ve asıl unsur olarak algılandığını, davalı Kurum tarafından hatalı şekilde “by … teknoloji” ibaresinin markanın ayırt edici unsuru olarak değerlendirildiğini, taraf markalarının görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olduğunu, dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli olduğunu belirterek, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı kararının iptaline ve … sayılı “en uygun fırsatlar by … teknoloji” ibareli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; başvuru işlem safahatını açıklamış, müvekkili kurum tarafından alınan kararların usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’ya usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiş ve yargılamaya katılmamıştır.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, TÜRKPATENT’den davalı şahsa ait … sayılı marka başvurusu işlem dosyası ile itiraza dayanak marka tescil belgesi getirtilmiş, sunulan deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ve tescili halinde davalı şahsa ait … sayılı “en uygun fırsatlar by … teknoloji” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 25.09.2020 tarihinde tebliğ edildiği, 24.11.2020 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Davada uyuşmazlığın özü, davacıya ait … sayılı “en”, “…”, “…”, “….com” ibareli markanın, davalı şahsa … sayılı “en uygun fırsatlar by … teknoloji” ibareli başvurusu yönünden SMK’nın 5/1-ç, 6/1, 6/5, 6/9 hükümleri çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre … sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davalı şahsın 12/02/2019 tarihinde “en uygun fırsatlar by … teknoloji” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 42.sınıftaki bir kısım emtiaların yer aldığı, başvurunun Resmi Marka Bülteninde ilan edildiği, ilana davacının … sayılı “en”, “…”, “…”, “….com” ibareli marka ile benzerlik arz ettiğinden ve tanınmışlık iddiasıyla itirazda bulunduğu, itirazın Markalar Dairesince reddi üzerine, yeniden inceleme isteminin YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak reddine karar verildiği, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 05.04.2021 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “Dava konusu marka ile davacının itiraza mesnet markalarının aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer işaretler olmadığı, Dava konusu marka başvurusunun somut ve soyut ayırt ediciliğin bulunduğu, Taraf markalarının kapsamında yer alan mal ve hizmetler arasında benzerlik bulunduğu, ancak markalar arasında benzerlik bulunmadığı anlaşıldığından dava konusu emtialar yönünden ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede benzerliğin ve tescil engelinin bulunmadığı, Dava konusu uyuşmazlık açısından SMK’nın 6(5) maddesinin uygulanma olasılığının bulunmadığı” ifade edilmiştir.
Ayırt edicilik niteliği açısından değerlendirme:
SMK m. 4’te markanın, bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlayan işaret olduğu öngörülmekte; ancak “ayırt edicilik” kavramına ilişkin bir tanım yapılmamaktadır. Bununla birlikte ayırt ediciliği bulunmayan işaretler, mutlak ret nedenlerinin düzenlendiği SMK m. 5’te büyük ölçüde sıralanmaktadır. Bu sıralamadan hareketle ayırt edicilik kavramı daha iyi anlaşılabilmektedir. İlgili düzenlemede öncelikle genel olarak, soyut ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretlerin marka olarak tescil edilemeyeceği öngörülmüş (SMK m. 5.1.b); sonraki bentlerde ise ayırt edici niteliği bulunmayan diğer bazı işaretler örnek olarak sıralanmıştır. Söz gelimi fıkranın c bendinde, mal veya hizmetin cinsini, çeşidini, vasfını, kalitesini, miktarını vb. özelliklerini gösteren işaretlerin tescili yasaklanmaktadır.
SMK m. 5.1.c, d, ve e’de belirtilen söz konusu işaretlerin ortak özelliği, bir kişinin tekeline verilemeyecek nitelikte olmaları; diğer bir deyişle herkesin ya da en azından ilgili çevrelerin kullanımına bırakılmalarıdır. Bu noktada ayırt edicilik özelliği ile toplumun kullanımına bırakılma arasında karşılıklı bir ilişki bulunmaktadır.
AB Adalet Divanı’nın C-342/97 sayılı “Lloyd Schuhfabrik Meyer” kararının 22. Paragrafında belirtildiği üzere; “ulusal mahkeme, bir markanın ayırt edici karakterini ve bu ayırt ediciliğin yüksek olup olmadığı değerlendirirken, söz konusu markanın tescile konu malları veya hizmetleri belirli bir işletmeden gelen mallar veya hizmetler olarak gösterebilme ve bu yolla diğer işletmelerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlama yeterliliğini bütünsel olarak incelemelidir”. Avrupa Topluluğu Adalet Divanı ise konuyla ilgili emsal kararı olan Baby dry kararında; “Baby dry” markasını oluşturan her kelime tek tek ele alındığında İngilizce konuşma dilinde bebek bezinin karakteristik özelliklerini belirtmekle birlikte iki kelimenin birbirine bağlanış tarzı ve alışılmışın dışındaki yapısı dikkate alındığında İngilizce günlük lisanda kullanılan bir deyim teşkil etmediğini belirtmiştir.
Ayırt edicilik unsurunun temel noktası mallar ve hizmetlerdir. Bu durumda bir işaret mal ve hizmetin adına yaklaştıkça ayırt edicilik kavramından uzaklaşır. Bununla birlikte bir ürünü çağrıştıran ya da ürünün öne çıkan özelliğini tanımlayan sözcükler de ayırt edici değildir.
Yukarıda izah olunan dava konusu markanın “en uygun fırsatlar by … teknoloji” şeklinde olduğu, markanın zayıf olduğu ve ayırt edicilik vasfı düşük olduğu değerlendirilse de; marka kapsamında yer alan 42. Sınıf kapsamında yer alan hizmetler yönünden işareti gören ortalama tüketici kitlesinde bu işaretin “herhangi bir firmanın markası” olduğu algısını yansıtması mümkün olduğundan, markanın ayırt edicilikten yoksun olmadığı ve bu nedenle 5/1-b bendi ve SMK 25/1. Madde uyarınca hükümsüz kılınamayacağı kanaatine ulaşılmıştır.
Tanımlayıcı ve tasvir edici olma açısından değerlendirme:
Yerleşik içtihada göre münhasıran tanımlayıcı markalar, tescil talebine konu mal ve hizmetlerin niteliğini, kalitesini veya bir özelliğini doğrudan bildiren işaretlerdir. Bir işaretin doğrudan tanımlayıcı olması için mal veya hizmetin her özelliğini bildirmesi gerekmez, mal veya hizmetin önemli bir özelliğinin, niteliğinin veya vasfının bildirilmesi yeterlidir. Ayırt edici niteliği bulunmayan veya tanımlayıcı kelime unsurlarının; basit, standart karakterlerde harflerle ve el yazısıyla yazımı, yazım karakterlerinde efektler (bold, italik, vb.) kullanılmış olsa da tescil edilebilir nitelikte değildir.
Bir işaretin ayırt edici niteliğinin tespitinde, o işaretin tescili talep edilen mal veya hizmetle ilişkisi ile hedef kitlenin işareti algılama biçimi dikkate alınmalıdır. Yargıtay’ın 2017/4549 K. sayılı onama kararında “Bira Uzmanı” ifadesinin belirli bir meslek, sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan işaret ve adlardan olduğu gerekçesiyle markanın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Somut uyuşmazlığa uygulanacak 6769 sayılı SMK’nın 5. maddesi uyarınca marka başvurusuna konu edilecek işaretlerin soyut ve somut ayırt edicilik unsurlarını birlikte taşıması, diğer bir ifadeyle işareti (sözcük, renk, şekil, harf, kombine, işaretler) gören ortalama tüketici kitlesinde bu işaretin “herhangi bir firmanın markası” olduğu algısını yansıtması gerekmektedir. Aynı şekilde kanunun 5/1-c maddesi uyarınca ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler tanımlayıcılık sebebiyle marka olarak tescil olunamazlar.
Dava konusu … sayılı “en uygun fırsatlar by … teknoloji” ibareli marka, turuncu ve yeşil renklerle kelime ve şekil unsurlarından oluşturulmuş karma nitelikte bir marka olup, markanın esaslı unsuru bir bütün halinde “en uygun fırsatlar by … teknoloji” ibaresidir. Bununla birlikte markada yer alan figüratif unsur da dikkat çekicidir. Markaların ayırt ediciliği ve tanımlayıcı olup olmadıkları değerlendirilirken markaların kapsamında bulunduğu mal ve hizmetler dikkate alınmalıdır. “Sandalye” ibaresi sandalye ürünü için ayırt edicilik vasfı bulunmayan tanımlayıcı nitelikte bir ibare iken; içecek ürünleri için ayırt edicilik vasfı olan ve tanımlayıcı olmayan bir ibare olacaktır.
Bu noktada dava konusu markaların tescil kapsamında bulunan hizmetler yönünden tanımlayıcı olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmıştır. “en uygun fırsatlar by … teknoloji ” ibaresi “by” kelimesi dışında Türkçe kelimelerden oluşmakta olup, bu ibareyi duyan kişinin zihninde canlanan doğrudan herhangi bir çağrışıma gerek duymadan … teknoloji tarafından sunulan uygun fiyatlı teknolojik ürünler olacaktır.
Dava konusu markanın kapsamında 42.sınıfta “Bilgisayar hizmetleri: bilgisayar programlama, bilgisayarı virüse karşı koruma, bilgisayar sistem tasarımı, başkaları adına web sitelerinin tasarlanması, bakımı ve güncelleştirilmesi, yazılım tasarımı, kiralanması ve güncelleştirilmesi, internet arama motoru sağlama, hosting, bilgisayar donanımları alanında danışmanlık, bilgisayar donanımlarının kiralanması hizmetleri” hizmetleri yer almaktadır.
Söz konusu hizmetler açısından kısmen ortalama tüketiciler ile bilinçli ve daha dikkatli ortalama tüketicilerin değerlendirilmesi gerekecektir. En uygun fırsatlar by … teknoloji ibareli markada yer alan “en uygun fırsatlar” ibaresi hizmete değer katan süperlatif bir ibare olsa da; markada yer alan şekil unsuru ve by … teknoloji ibareleri birlikte değerlendirildiğinde markanın bilgisayar hizmetlerini doğrudan çağrıştırmadığı gibi, bu hizmetler yönünden somut ayırt edici niteliğinin bulunduğu, Söz konusu hizmetler yönünden SMK M. 5/1-c bendi gereğince hükümsüz kılınması koşullarının bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
6769 Sayılı SMK madde 5/1-ç bendine göre, aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş veya daha önce tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer markaların tescil edilmesi mümkün değildir. Bu durum mutlak ret sebeplerinden biridir. Mutlak ret nedenleri Türk Patent tarafından re’sen İncelenmekte ve bu tür bir tescil engeli görüldüğü takdirde kurumca marka tesciline izin verilmemektedir. Ayrıca bu düzenleme aynı mal ve hizmetlerle ilgili bir tescil engelidir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun “en uygun fırsatlar by … teknoloji” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 42.sınıftaki “Bilgisayar hizmetleri: bilgisayar programlama, bilgisayarı virüse karşı koruma, bilgisayar sistem tasarımı, başkaları adına web sitelerinin tasarlanması, bakımı ve güncelleştirilmesi, yazılım tasarımı, kiralanması ve güncelleştirilmesi, internet arama motoru sağlama, hosting, bilgisayar donanımları alanında danışmanlık, bilgisayar donanımlarının kiralanması hizmetleri” hizmetlerinin bulunduğu, itiraza dayanak markanın ise … sayılı “en”, “…”, “…”, “….com” ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 09, 35, 36, 42, 45.sınıflardaki mal ve hizmetlerin yer aldığı gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, başvuru kapsamındaki 42.sınıftaki hizmetlerin davacıya ait gerekçe markaların kapsamında yer alan hizmetlerle aynı/benzer/ilişkili oldukları tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “en uygun fırsatlar by … teknoloji” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı “en”, “…”, “…”, “….com” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir. Dava konusu marka başvurusu ve itiraz gerekçesi markalar kelime ve şekilden oluşan karma nitelikteki markalardır.
Görsel benzerlik :
Dava konusu marka, turuncu renkte e harfinin yanında yeşil renkte eller, gözler ve ayaklar eklenmek suretiyle figüratif bir unsura dönüştürülen N harfi ile birlikte büyük harflerle ve büyük puntolarla
UYGUN FIRSATLAR ve altında küçük harf ve küçük puntolarla “by … teknoloji” ibaresinden oluşmaktadır. İtiraza mesnet markalar ise, yeşil dairesel ya da dörtgen şekil içinde beyaz renkte büyük harflerle EN ibaresinden veya EN ibaresi ile birlikte Cüzdan ve Coin ibaresinden oluşmaktadır. Markaların dizayn ediliş şekli, kompozisyonu, kelime ve harf sayılarının birbirinden farklı olduğu gibi, davalı markasında yer alan şekil unsuru da E ve N harflerinin kompozisyonunu davacı markalarından farklılaştırmıştır. Açıklanan nedenle, Dava konusu marka ve itiraz gerekçesi markaların görsel açıdan benzer olmadığı anlaşılmıştır.
İşitsel benzerlik yönünden değerlendirme :
İşitsel benzerlik, kelime markaları telaffuz edilirken ortaya çıkan benzerlik halidir. Özellikle, siparişle veya sözlü olarak temin edilen mal ve hizmetlerde işitsel benzerlik daha büyük öneme sahiptir. Kelimenin işitsel karakteri analiz edilirken, sesli harflere ve dizilim biçimlerine, sessiz harflere göre daha büyük önem atfedilmelidir. Taraf markalarında ortak olarak EN ibaresi yer almaktadır. Dava konusu marka 6 kelimeden oluşmakta olup; markanın başında bulunan EN ibaresi dışında harf ya da kelime benzerliği bulunmamaktadır. Bu doğrultuda taraf markalarının işitsel olarak düşük düzeyde benzerlik taşıdığı görülmektedir.
Anlamsal benzerlikyönünden değerlendirme :
Kavramsal (anlamsal) benzerlik, kelime veya şekil markalarının tekabül ettikleri anlam veya kavramlar bakımından ayniyet veya benzerlik içermeleri durumunda ortaya çıkar. Taraf markalarında ortak olarak yer alan EN ibaresi, dilimizde genişlik anlamına geldiği gibi sıfat olarak da kullanılmaktadır. İtiraza mesnet markalar EN ibaresi ile birlikte Cüzdan ve Coin ibarelerinden oluşmaktadır. Coin ibaresi dilimizde bir anlam ifade etmemekle birlikte İngilizce madeni para anlamına gelmektedir. Dava konusu marka ise 6 kelimeden oluşmakta olup; “en uygun fırsatlar by … teknoloji” şeklindedir. Taraf markaların farklı kelimelerden oluşması, yalnızca EN ibaresinin ortak olması ve ifade ettikleri anlamların birbirlerinden farklı olması sebebiyle markalar arasında kavramsal benzerlik bulunmadığı anlaşılmıştır.
Genel izlenim ve karıştırılma olasılığı:
Yukarıda ifade edilen görsel, fonetik ve anlamsal unsurların her biri 6769 Sayılı SMK’nın aramış olduğu ve doktrinde kabul gören markanın bir bütün olarak tüketicide bıraktığı genel intiba değerlendirmesine katkı yapan unsurlardır. Sadece bazı harflerin veya kelimelerin ortak olması, markaların genel izlenim açısından benzer olduklarını söylemek için yeterli değildir; markaların hangi mal ve / veya hizmetler üzerinde kullanılacağı, hangi tüketiciye yönelik olduğu, marka ibarelerinin özgün niteliği ve ayırt ediciliği gibi birçok etken genel izlenim üzerinde etkilidir. “Karıştırma olasılığı, davanın tüm koşulları dikkate alınarak geniş çaplı olarak değerlendirilmelidir. Karıştırılma olasılığı ilişkili faktörler arasında bazı karşılıklı bağlılıklar olması ve özellikle markalar ve mal ve hizmetler arasında benzerlik olması anlamına gelir. Buna bağlı olarak, mal ve hizmetlerin düşük dereceli benzerliği, markaların yüksek benzerliği ile karşılanabilir; tersi de doğrudur. Ayrıca önceki markanın daha yüksek ayırt ediciliği olması, karıştırılma riskini artırır. Yüksek ayırt edici karakteri olan markalar, ya kendi başlarına ya da piyasadaki itibarları nedeniyle daha düşük ayırt edici karakteri olan markalardan daha geniş bir korumadan yararlanırlar.( C-39/37 Canon Kabushiki Kaisha v Metro Goldwyn Mayer Inc (Canon) 1998).
Dosya kapsamının incelenmesinde; davacı tarafından EN UYGUN ibareli markanın, internet arama raporu sağlama hizmetleri üzerinde, markayı oluşturan ibarenin vasıf bildirir nitelikte olmasına rağmen söz konusu ibareye kullanımla belli düzeyde ayırt edicilik kazandırıldığı anlaşılmışsa da; davacının itiraza mesnet … ibareli 2014/37965 sayılı markasının 2015 yılında hükümden düşmüş olması nedeniyle değerlendirmeye tabi tutulmasının mümkün olmadığı, bununla birlikte markanın elde ettiği ayırt ediciliğin yukarıda anılan hizmetlerle sınırlı olduğu, bu ayırt ediciliğin dava konusu marka başvurusu kapsamında yer alan diğer hizmetlere sirayet etmediği anlaşılmıştır.
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda dava konusu marka ile davacının itiraz mesnet 2017 113977 sayılı … ibareli markasının kapsamında yer alan malların ayniyet derecesinde benzer olduğu tespit edilmişse de; markaların genel izlenim yönünden benzer olmadığı, itiraza mesnet diğer markaların kapsamında yer alan mallar/hizmetler ile dava konusu marka başvurusu kapsamında kalan hizmetler arasında düşük düzeyde benzerlik bulunduğu tespit edilmişse de markaların benzer olmadığı anlaşıldığından; markalar arasında dava konusu hizmetler yönünden, ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede benzerliğin bulunmadığı, markaların karıştırılma olasılığının bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olay açısından ise davalının başvurusunun, davacı markaları açısından tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği kanaatine varılamadığından, dosya içeriği itibari ile 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı gibi taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi olmadığı ve dolayısıyla tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin olmayacağı kanaatine varılmıştır.
Hükümsüzlük talebi açısından; taraf markalarının benzer olmaması ve 6769 sayılı SMK’nın 6/1 bendi anlamında iltibas tehlikesinin mevcut olmaması nedeniyle hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Somut davada davalı şahıs başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamaktadır. Bu nedenle kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şahsın kötü niyetli olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1- Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 54,40 TL harçta düşümü ile 4,90 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı TÜRKPATENT için 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
4- Davacın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5- Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davalı kurum vekilinin yüzüne karşı diğer tarafların yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.01/07/2021
Katip …
¸

Hakim …
¸
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.