Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/366 E. 2021/242 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/366
KARAR NO : 2021/242

DAVA : Marka ve Tasarıma Tecavüzün, Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi, Ref’i, Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 18/11/2020
KARAR TARİHİ : 24/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/06/2021
İDDİA:
Davacı vekili 18.11.2020 tarihli dava dilekçesi ile özetle, müvekkili şirketin 1971 yılında kurulmuş Türkiye’nin ilk ve en köklü pamuk üreticilerinden olduğunu, TÜRKPATENT nezdinde … sayılı “… …”, “…”, “… Organik” ibareli markaların sahibi olduğunu, bu markalar dışında da çok sayıda tescilli “…” markasının mevcut olduğunu bu marka ile hidrofil pamuk sınıfında hizmet verdiğini, müvekkilinin aynı zamanda … sayılı tescilli tasarımların da sahibi olduğunu, davalının … sayılı “… Doğadan gelen armağan+şekil” ibareli marka ürününün müvekkilinin hem tasarım hem marka haklarını ihlal ettiğini, davalı yanın müvekkiline ait tescilli ve tanınmış markanın çok benzerini, müvekkilinin markalarının tescilli olduğu sınıflarda yer alan emtia üzerinde, üstelik de müvekkilinin tasarımı ile tamamen aynı tasarıma sahip ambalaj ile piyasaya sunduğunu, davalı yanın bu ürünleri satışa konu ettiğini, “bambinocotton1967” isimli instagram sayfasın üzerinden de tanıttığını, davalı yanın “…” ibaresini içeren her türlü kullanımının müvekkilinin “…” ibareli markalarına tecavüz oluşturduğunu, taraf markaları arasında yer alan tek farkın, müvekkili markasının … ve davalı markasının da … sözcüğünden oluşması nedeniyle, S ve İ harflerinden ibaret olduğunu, davalı eylemlerinin aynı zamanda haksız rekabete de sebebiyet verdiğini, davalı yanın 2020 02197 sayılı marka tescilinin olduğu ancak, tamamen farklı bir dizayna sahip olduğu gibi, pamuk ürününü de kapsamadığını, 2020 02197 sayılı markanın da hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğunu, davalı yanın, 05. sınıftaki emtia üzerinde markasını tescil ettirmeye çalışırken, 03. Sınıftaki emtianın satışı hizmetini almaya çalıştığını, taraf markalarının bu anlamda benzer olduklarını, dava konusu markanın aynı zamanda müvekkilinin ticaret unvanını da içerdiğini, bu durumun da başka bir hükümsüzlük gerekçesi olduğunu, başvurunun kötü niyetli olduğunu, işbu marka ve tasarım hakkına tecavüz ve davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin tescilli bir markası olduğunu, bu markanın davacı markalarından farklı olduğunu, bu nedenle kullanımlarının da yasal olduğunu davanın haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, … sayılı “… …”, “…”, “… Organik” ibareli marka ve … sayılı tasarım tescilleri ile … sayılı “… Doğadan gelen armağan+şekil” ibareli marka başvurusu işlem dosyası ile sunulan deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Dava marka ve tasarım tescilinden doğan haklara tecavüzün tespiti, önlenmesi, haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi, tecavüzün ve haksız rekabetin sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ve davalıya ait … sayılı markanın hükümsüzlüğü isteminden ibaret olduğu anlaşılmıştır.
TÜRKPATENT’den getirtilen 148613 sayılı marka işlem dosyası incelendiğinde, davacı şirketin 23.11.1993 tarihinde “… …”, ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 03.sınıftaki “Hidrofil Pamuk” emtiasının yer aldığı, başvurunun 05.04.1994 tarihi itibariyle tescil edildiği;
2013/70024 sayılı marka işlem dosyası incelendiğinde, davacı şirketin 19.08.2013 tarihinde “…” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 03.sınıftaki “zigzag, rulo veya başka şekillerde paketlenmiş hidrofil pamuk” emtiasının yer aldığı, başvurunun 05.05.2016 tarihi itibariyle tescil edildiği;
2016/30856 sayılı marka işlem dosyası incelendiğinde, davacı şirketin 05.04.2016 tarihinde “İpekOrganik+şekil” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 03.sınıftaki “Kozmetik amaçlı hidrofil pamuklar, kozmetik amaçlı kullanılan emprenye edilmiş veya edilmemiş pamuklar (ponpon, plaka, disk vb şekillerde), kulak temizleme çubukları, Bebek temizleme pamukları” emtiasının yer aldığı, başvurunun 21.06.2018 tarihi itibariyle tescil edildiği;
Davacı adına tescilli … sayılı tasarımı:
Davacı şirkete ait … sayılı ambalaj tasarım başvurusunun 23.08.2013 tarihinde gerçekleştiği, 01.12.2013 tarih ve 212 sayılı Resmi Endüstriyel Tasanmlar Bülteninde ilan edildiği anlaşılmıştır.
Davalı adına kayıtlı hükümsüzlüğü istenen marka:
… sayılı marka işlem dosyası incelendiğinde, davalı şirketin 08.01.2020 tarihinde “… Doğadan gelen armağan+şekil” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 05, 35.sınıftaki “05 Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. 35 Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için “hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Kulak temizleme pamuğu ve çubuğu” mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” emtiasının yer aldığı, başvurunun 24.09.2020 tarihi itibariyle tescil edildiği görülmüştür.
25.11.2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Dava konusu “kulak temizleme pamuğu” ürünlerinde kullanılan “…” markası ile davacı adına 148613, 2002 29754, 2006 50388, 2006 52360, 2013 70024, 2013 70025, 2016 30856 sayılarla tescilli bulunan “…” markaları arasında kavramsal, işitsel ve görsel yönlerden güçlü bir benzerlik bulunduğu, “…” markasının üzerinde kullanıldığı “kulak temizleme pamuğu” mallarının davacı markalarının tescil kapsamında bulunan ve ayrıca davacı tarafından “…” markası altında piyasaya sürülen malların aynısı olduğu, ayrıca malların ambalaj tasarımları arasında da renk, desen, marka, yazı ve diğer işaretlerin renk ve konumu itibariyle de yüksek düzeyde benzerlik bulunduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, davalı kullanımlarının davacıya ait tescilli marka ve fiili kullanımlarla karışıklığa neden olabilecek düzeyde benzer olduğu; Davalı ürünleri üzerinde kullanılan ambalaj tasarımlarının, bilgilenmiş kullanıcı gözünde sahip olduğu algısı ve genel izlenimi itibarıyla, davacı ürünleri üzerinde kullanılan ve ayrıca 2013 05901 sayı ile tescilli olan, 4, 5, 6, 7 ve 8 nolu “Ambalaj” tasarımlarının ayırt edilemeyecek kadar benzeri olduğu; “…” markalı ürünlerin “bambinocotton1967” isimli Instagram sayfasındaki paylaşımlarının da bu ürünlerin reklam ve tanıtımına yönelik, ticari etki yaratacak nitelikte kullanımlardan olduğu değerlendirilmektedir.” şeklinde kanaatlere varıldığı görülmüştür.
Davacı yanın tescilli markalarından doğan hakların ihlal edildiği iddialarına dair değerlendirme:
Markayı kullanma hakkı münhasıran sahibine aittir. Tescil edilmiş bir marka sahibi, marka üzerindeki bu münhasır hakkına dayanarak; kendisinin izni alınmadan, tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılmasını, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasını, aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılmasını engelleyebileceği uygulama kabul edilmektedir.
Mevzuatımızdaki düzenlemeye göre marka sahibinin izni olmaksızın, markayı kullanmak, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle taklit etmek, ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak eylemleri marka hakkına tecavüz sayılan fillerdendir. Bu bağlamda öncelikli olarak tespiti gereken husus, dosya kapsamına davacı yanca sunulan delillerin incelenerek, davalı yanca gerçekleştirildiği iddia edilen kullanımların, davacının tescilli markaları kapsamında kalıp kalmadığıdır.
Bu durumun tespiti sonrasında ise markaları oluşturan ibarelerin esas unsurları arasındaki benzerliğin, ilgili tüketici kitlesi algısında iltibasa sebebiyet verebilecek veyahut taraf markaları arasında en azından iktisadi veya idari bir bağ kurulmasına yeter neden olacak düzeyde olup olmadığı hususu tartışılmıştır.
Davacı markaları incelendiğinde, tescil kapsamının hususiyetle pamuk ve pamuk ürünlerine yönelik olduğu görülmektedir. Davalı tarafa ait olduğu belirtilen ve gerek dava dilekçesi gerekse de önceki bilirkişi raporunda yer alan kullanım örnekleri incelendiğinde; davalının da “kulak temizleme pamuğu” ürünleri üzerinde fiili kullanımları bulunduğu noktasında bir tereddüt bulunmamaktadır. Bu çerçevede davalı fiili kullanımlarının, davacı adına kayıtlı markalar kapsamındaki “pamuk ürünleri” ile ayniyet düzeyinde benzerlik gösterdiği görülmekte olup her ne kadar davalı tarafın bu kullanımlarını … sayılı marka kapsamında gerçekleştirdiği davalı tarafça ileri sürülmüş ise de SMK m. 155 çerçevesinde “Marka, patent veya tasarım hakkı sahibi, kendi hakkından daha önceki rüçhan veya başvuru tarihine sahip hak sahiplerinin açmış olduğu tecavüz davasında, sahip olduğu sınai mülkiyet hakkını savunma gerekçesi olarak ileri süremez” düzenlemesi kapsamında bu savunmanın dikkate alınması mümkün olmamıştır.
Davalı taraf kullanımlarına konu ambalaj üzerinde markasal etki yaratır nitelikteki yegane unsur pembe zemin üzerine mavi harflerle yazılmış “… Doğadan gelen armağan” şeklinde logoyu oluşturan “…” kelimesidir. Anılan ibarede “i” harfinin stilize şekilde yazıldığı, kelimeyi boydan boya kavisli bir kuşağın alttan çevrelediği görülmektedir. Davacı adına tescilli markalar ise “… …”, “…”, “… Organik”, “…+şekil”, “… SİSA” gibi şekillerde tescil edilmiş “…” esas unsuruna havi markalardır.
Benzerlik ve karıştırılma ihtimaline dayalı değerlendirmelerde kural olarak orta seviyedeki tüketiciler dikkate alınacak olup; malın hitap ettiği ortalama bilgi ve dikkate sahip tüketicilerin tamamının ya da büyük bir bölümünün karışıklık yaşaması değil, bu tüketicilerin bir kısmının karışıklık yaşama ihtimali bulunması, benzerlik ve iltibas bulunduğunun kabulü için yeterli bulunmaktadır. Kural bu olmakla birlikte tüketici kitlesinin niteliğinin her somut olayda ayrıca ele alınması gerekmekte olup tüketicinin dikkat ve özen düzeyi de her mal ve hizmet grubu bakımından farklılaşmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta taraf markalarının kullanıldığı ürün grubunun kişisel bakım – hijyen ürünlerine ilişkin nitelikteki pamuk içerikli ürünler oldukları, bu ürünlerin market, süpermarket, kozmetik market gibi pek çok noktada satılan, fiyatı ucuz, tüketicinin anlık olarak ve o anki ihtiyacı doğrultusunda hızlıca karar verek tercihlerini yönlendirdiği türden emtialar oldukları bilindiğinden ilgili tüketicinin de dikkat ve özen düzeyinin ortalama nitelikte olacağı değerlendirilmektedir. Bu bağlamda taraf markaları karşılaştırıldıklarında, davacı yanın “…” markaları ile dava konusu kullanımlarda yer alan “…” ibaresinin gerek görsel, gerek işitsel gerekse de kavramsal olarak son derece güçlü bir benzerlik içerisinde oldukları, ortalama bir tüketicinin daha evvel davacı markalarından yararlandığı bir durumda, dava konusu markayı taşıyan aynı nitelikteki ürünler ile karşı karşıya kaldığında, üstelik bu kullanımların aynı zamanda davacı fiili kullanımlarına da yanaşma gösterdiği gözetildiğinde, ihlale konu ilgili markayı taşıyan ürünlerin, davacı yana ait olduğu yanılgısına kapılabileceği, “…” ibaresinin sahip olduğu anlam itibariyle, daha evvelki bildiği aynı işletmenin (yani davacının) aynı ürün türleri için çıkardığı, daha yumuşak dokuya sahip, … gibi pamuk ürünleri için oluşturduğu yeni markasının adıymış gibi bir izlenimi edinmesinin kaçınılmaz olacağı düşünülmektedir.
Bu çerçevede taraf markalarını oluşturan işaretler arasındaki yüksek düzeyli benzerlik ile mallar arasındaki ayniyet ilişkisi birlikte gözetildiğinde, davalı taraf kullanımlarının, davacı adına evvelden beri tescilli olduğu görülen markalardan doğan hakları ihlal edecek düzeyde olduğu kanatine varılmıştır.
Davacı yanın tescilli tasarımından doğan hakların ihlal edildiği iddialarına dair değerlendirme:
Davacı adına kayıtlı 2013-05911 sayısı ile tescilli çoklu tasarımına konu tasarımlarından 5, 6, 7 ve 8 numaralı tasarım tescillinden doğan haklarının ihlal edilip edilmediği hususundaki değerlendirmelere geçmeden önce “ambalaj tasarımları”nın bilgilenmiş kullanıcısı ve seçenek özgürlüğünün öncelikli olarak tespiti gerekmektedir. Dava konusu tasarımlar ile ilgili değerlendirmelere geçmeden önce bu tür tasarımlarda tasarımcının seçenek özgürlüğü ve tasarımda bulunması gereken teknik zorunluluklar incelenmeli, tasarımın koruma kapsamı tespit edilmelidir. Nitekim 6769 s. SMK’nın 56. maddesinin son fıkrasında da tasarımcının tasarımını geliştirirken seçenek özgürlüğüne sahip olup olmadığının ve seçenek özgürlüğü var ise bunun ne derece geniş olduğunun tespitinin gerekliliği üzerinde durulmuştur.
Seçenek özgürlüğü ibaresiyle kastedilen, tasarımcıya tasarımına ayırt edicilik vermesi için bir serbest hareket alanının bırakılmış olmasıdır. Bunun değerlendirilmesi nesnel olup kişiden kişiye değişmez. Bazı biçimler(=görünümler) nesnenin işlevine sıkı surette bağımlıdırlar. Böyle tasarımlarda, tasarımcının hareket alanı geniş olmayacaktır. Bu anlamda, tasarım konusunun sahip olduğu yerine getirilebilmesi için zorunlu olan alan dışında yapılabilecek olan tasarımların korunması mümkün olabilecektir. Seçenek özgürlüğünün hiç bulunmadığı hâllerde ise tasarım zaten korunamaz.
Bu çerçevede; ayırt edici nitelik incelemesi sırasında farazi nitelikteki bilgilenmiş kullanıcıların görüşleri dikkate alınırken, öncelikle başvuru konusu ürünün nihai kullanımı sırasındaki dış görünümü dikkate alınmalı ve seçenek özgürlüğü kapsamında, tasarımcının o tasarımı geliştirmek için ne kadar çaba harcadığı ve yeni tasarımda hangi farklılıkları sağladığı, bu farklılıkların tasarımın bütününe nazaran bilgilenmiş kullanıcı nazarıyla ayırt ediciliği sağlamaya yetip yetmediği değerlendirilmelidir.
Dava konusu tasarımlar birer ambalaj tasarımı olup spesifik olarak ise pamuk ürünlerinde kullanılmak üzere tasarlandığı görülen tasarımlardır. Ambalaj tasarımları açısından seçenek özgürlüğü noktasında herhangi bir teknik kısıtlama bulunmayıp bazı sektörlerde genel teamüller (örneğin gıda sektöründe light ürünlerin pembe renkli olması, doğallık/organiklik simgeleyen ürünlerin yeşil renkli olması, süt bazlı ürünlerin beyaz renkli ambalajlarda olması gibi) mevcut ise de genel anlamda seçenek özgürlüğü son derece geniştir. Keza AB hukukuna göre bir tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğuna karar verecek doğru kişi tasarımcı değil, dikkatli bir kullanıcıdır. Bilgilenmiş kullanıcı ortalama bir kullanıcıdan daha çok bilgili ve ilgili ürün sektöründe yeterli deneyime sahip olan kişi olmalı ya da en azından o sektörden ve benzer mevcut tasarımlardan haberdar olan kişi olmalıdır. AB komisyonu ise bilgilenmiş kullanıcının zihninde o ürün hakkında kesin bilgi ve farkındalığa sahip olan kişi olarak belirlemiştir. Nitekim EUIPO’nun 2007 tarihli bir Temyiz Kurulu kararında, bir masa tasarımının hükümsüzlüğü talebiyle görülen davada bilgilenmiş kullanıcıyı “Bilgilenmiş kullanıcı bir masayı almak için birkaç dükkân ziyaret eden, ilgili dergileri okuyan veya internette ilgili siteyi ziyaret eden kişidir. Bizatihi masanın tasarımcısı değildir” diye tanımlamıştır.

Dolayısıyla bilgilenmiş kullanıcılar birer uzman olmayacakları için tasarımın detaylarındaki küçük farklılıklara dikkat etmeyecek ancak alım tercihlerini etkileyecek hususlarda yapılan değişiklikleri fark edebilecek kişiler olduklarından ilgili pazara yönelik geniş bilgi veya şahsi tecrübesine dayalı özel bir dikkat ve görece yüksek bir özene sahip kişidir. Somut olay açısından ise taraf ambalajlarının kullanıldığı ürünler göz önüne alındığında, bu ürünlerin bilgilenmiş kullanıcısının söz konusu ürünlerden yararlanmak isteyen/daha evvel yararlanmış herhangi bir kimse olabileceği gibi ilgili ürünlerinin satışının gerçekleştirilmekte olduğu bir kozmetik marketinde çalışan ortalama satış bilgisine sahip herhangi bir reyon görevlisi de olabilir.
Bu tespitler doğrultusunda davacı adına tescilli tasarımlar ile dava konusu davalı kullanımları karşılaştırıldığında:
Taraf ambalajlarında kullanılan markasal unsurlardan bağımsız olarak, her iki taraf ambalajının da pembe renkli ve desenli bir fonda tasarlandığı, her iki ambalajda da pembe renkli tabanın profil görseline göre sol kısmında beyaz dalgalı bir kesite yer verildiği ve bu kesitte ürün bilgilerinin konumlandırıldığı, bununla birlikte yine tasarımların her ikisinde de taraf markalarının konumlandırıldığı noktalar aynı olduğu gibi yine her iki tasarımda da markaların mavi – yeşil renkler aracılığıyla oluşturulduğu, bilgilenmiş bir kullanıcının taraf tasarımları ile karşı karşıya kaldığında, her iki tasarımın da aynı olduğunu düşünecek düzeyde bir yanılgı yaşama ihtimalinin oldukça kuvvetli olduğu, hal böyleyken davalı kullanımlarının, davacı adına tescilli markaların yanı sıra davacı adına tescilli tasarımdan doğan hakları da ihlal ettiği kanaatine varılmıştır.
Davalı eylemlerinin haksız rekabet teşkil edip etmediği hususunun incelenmesi:
TTK’ nın 54 ve devamında düzenlenen haksız rekabete ilişkin maddeler, haksız rekabet oluşturan eylemleri genel olarak belirleyen hüküm, dürüstlük ve iyiniyet kurallarına aykırılık oluşturan hallere örnekler ve haksız rekabette bulunmaya bağlanan hukukî ve cezaî yaptırımlardan oluşmaktadır.
Nitekim TTK’ nın 54. maddesi haksız rekabeti: “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar” olarak tanımlamaktadır.
Doktrindeki görüşe göre de haksız rekabet, olağan yarışın normal rekabetin kötü ve onaylanmayan biçimde, hukuka aykırı olarak yapılması şeklinde tanımlanması mümkün bir kavramdır. (Güneş, Fikri Mülkiyet Hakları ve Haksız Rekabet Davaları, sf 30). Haksız rekabet hukukuna ilişkin hükümlerin konuluş amacında piyasada rekabetin, doğruluk ve dürüstlük kuralları çerçevesinde, haklı yöntemlerle gerçekleştirilmesi yer almaktadır. Bu kurallarla önlenmek istenen, rekabetin sınırlanması değil, tam tersi rekabet hakkının kötüye kullanılmasının önüne geçilmesidir. Bu davranış kuralları, haksız rekabet hükümlerinin uygulama alanına sınır çizen kurallar olup, bunların belirlenmesinde hangi kriterlere dayanılacağı sorusu, haksız rekabet hukukunun özünü oluşturmaktadır. Dolayısıyla tekelci hakları korumaya yönelik kuralların aksine haksız rekabet hukukunun özünü oluşturan soru, rekabet hakkının nasıl kullanıldığıdır. Bununla birlikte sınai mülkiyet mevzuatı kapsamında düzenlenen marka ihlal hallerine konu eylem biçimleri, aynı zamanda haksız rekabet eylemlerinin de özel bir biçimidir. Dolayısıyla marka ve tasarım hakkına tecavüz iddiaları açısından yukarıda yer verilen değerlendirmelerin tamamı, haksız rekabet düzenlemeleri açısından da geçerli olacak olup davalı tarafın mezkur kullanımlarının, davacı taraf tescilli marka ve tasarımlarının yanı sıra fiili kullanımları açısından da başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açabilecek sonuçlar doğurabilecek düzeyde olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı adına kayıtlı markanın hükümsüzlüğü talebi yönünden değerlendirme:
Taraf markaları arasında benzerlik ve iltibas ihtimalinin değerlendirilmesi; Dava konusu marka başvurusu ile ilgili olarak heyetimize verilen görevlendirme kapsamında dikkate alınması gereken düzenleme uyarınca tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı veya benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı veya benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Dolayısıyla markalar arasındaki benzerlik değerlendirmesinin ilk koşulu; markaların tescilli oldukları sınıfların aynı olması veya birbirine benzer olmasıdır. Markaların tescilli oldukları veya tescili talep edilen mal veya hizmetlerin benzerliğine kanaat getirilmesi halinde, ikinci şart olan markaların benzerliğine geçilir. Görüldüğü üzere karıştırılma ihtimalinin varlığı için çifte benzerlik şartının gerçekleşmesi ve her iki benzerliğin de dikkate alındığı genel izlenim ve değerlendirmeye göre ilişkilendirilme ihtimali dâhil karıştırma ihtimalinin bulunduğu kanaatine varılması gerekmektedir.
Emtiaların benzerliği:
Doktrinde de kabul gördüğü üzere, markalara ait mal veya hizmet listelerinde yer alan emtiaların “benzer” olup olmadığının değerlendirilmesinde, sınıflandırmaya ilişkin ulusal ve uluslararası düzenlemeler bağlayıcı kesin kurallar içermemektedirler. Bu nedenle, inceleme konusu markaların emtia listelerindeki sınıf numaralandırması ile bağlı kalınmaksızın, karşılaştırılan emtia listelerinin “aynı veya benzer” mal veya hizmetlerden oluşup oluşmadığı incelenmelidir.
“Marka kapsamındaki mal ve hizmetlerin aynı veya benzer tür olup olmadığı hususunda 1957 yılında yapılmış olan “Uluslararası Nice Protokolü” kapsamında hazırlanan “Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ” hükümlerine ve bunun ekindeki sınıflara ve alt gruplara göre yapılan listenin dikkate alınması gerekmekle birlikte tek başına listenin bir bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Bu anlamda, ilişkilendirmenin varlığı için mal ve hizmetlerin tamamen aynı sınıfta veya aynı alt grupta yer alması gerekmez.”. Zira asıl olan, işaretlerin, kapsamlarındaki mal veya hizmetler üzerinde tescilli bir marka olarak kullanılması durumunda, tüketici nezdinde karıştırılma ihtimaline yol açıp açmayacağıdır. Bu nedenle, mal ve hizmet sınıf ve alt gruplarında benzerlik araştırmasında piyasanın anlayışı, benzer alıcı çevresine veya aynı hedef kitleye hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları giderip gidermediği, mal veya hizmetlerin birbiri yerine ikame edilebilme ve rekabet olanaklarının olup olmadığı, birinin diğerini tamamlama imkânı olup olmadığı, mal veya hizmetlerin dağıtım kanallarının ortak olması, aynı veya yan yana raflarda satışa arz edilip edilmediği kullanım yöntemleri, hedeflenen müşteri kesiminin aynı olup olmadığı hususlarının araştırılması gereklidir.
Markalar arasında iltibas değerlendirmesinin ilk koşulunun, taraf markaları kapsamındaki emtiaların benzerliği olduğu hususu Yüksek Mahkemenin birçok kararında da açıkça belirtilmiştir. Nitekim EUIPO nezdinde verilen kararlarda da malların benzerliğine ilişkin değerlendirmenin, mal ve hizmetler arasındaki ilişkilerin ilgili özellikleri dikkate alınarak yapılması gerektiğini, bu özelliklerin, malların doğaları, kullanım amaçları, kullanım yöntemleri ve birbiriyle rekabet halinde veya birbirini tamamlayıcı olup olmadıklarını içerdiği belirtilmiştir.
… sayılı dava konusu markanın 05, 35.sınıftaki “05.sınıf: Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. 35.sınıf: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için “hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Kulak temizleme pamuğu ve çubuğu” mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” emtiasında tescilli olduğu;
Davacı taraf dayanak markalarının ise; 03, 05, 16.sınıftaki ” Hidrofil pamuk. zigzag, rulo veya başka şekillerde paketlenmiş hidrofil pamuk, Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Ağartma ve temizlik amaçlı maddeler. Parfümeri, kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku venciler (insan ve hayvanlar ıçın deodorantlar dahil) Sabunlar Dış bakımı ürünleri Aşındırıcı urünier (Zımpara bezleri, zımpara kağıtları, ponza taşları, aşındırıcı pastalar dahil) Parlatma ve bakım ürünleri (den, vınil, metal, ahşap v b için). İnsan ve hayvan sağlığı ıçın ilaçlar, tıbbi amaçlı kimyasal ürünler, kimyasal elementler Tıbbı amaçlı diyet maddeleri; zayıflatıcı ürünler; bebek mamaları, tıbbı amaçlı bitkiler ve bitkisel içecekler, insan ve hayvanlar için diyetetik takviyeler (tıbbi amaçlı olmayan diyet maddeleri, diyet takviyesi olarak polen, tıbbi amaçlı olmayan hayvan yemi katkıları dahil) Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) Hijyen sağlayıcı ürünler (pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden dahil çocuk bezleri) Zararlı bitkileri, hayvanları ve mantarları imha edici maddeler İnsan ve hayvanlar için olanlar hanç deodorantlar, havayı tazeleyici kokular Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbı amaçlı deterjanlar Kağıt, karton (mukavva) ve bunlardan yapılmış ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç) Plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri. Matbaa ve ciltleme malzemeleri. Basılı evraklar; basılı yayınlar, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, (pullar) Kırtasiye, büro, eğitim ve öğretim malzemeleri (mobilyalar ve cihazlar hariç) Büro makineleri. Badana ve boya işleri için fırçalar ve rulolar Elektriksız temizlik aletlen gereçlerı(Boya fırçaları hanç fırçalar, çelik talaşları, süngerler, çelik yünleri, üstüpüler, tekstilden mamul temizleme ve silme bezleri, bulaşık eldivenleri, elektrikli olmayan cilalama makineleri, halı süpürgeleri, sopalı yer paspaslari, makine parçası olmayan elektrikli fırçalar dahil). Diş fırçaları, elektriklı dış fırçalari, dış ipleri, tıraş fırçaları, saç fırçaları, taraklar (Elektrikli-elektriksiz makyaj temizleme cihazları dahil) Bu sınıfa dahil elektrikle çalışmayan ev ve mutfak gereçleri, çamaşır mandalları, kap-kacak, vazolar (değerli metalden olanlar dahil) Ütü masaları ve kılıfları, çamaşır kurutmalıkları, elbise askıları. Ev hayvanları için kafesler ve malzemeler, evlerde kullanılan bitki ve hayvan yetiştirme yerleri (terraryumlar) Camdan, porselenden, seramikten, kilden süs ve dekorasyon eşyaları Fare kapanları, haşarat tuzakları, sinek yakalayıcılar, sinek raketleri (sineklik), tuvalet taşı delikten için kapaklar (sinek ve haşaratı kovucu veya yok edici elektriklı cihazlar) Parfüm bekleri (yandığında koku yayan bekler), parfüm spreyleri ve vaporizatörleri (püskürteç),makyaj çıkartmak ıçın elektrikli olmayan aletler, pudra ponponları, tuvalet eşyaları için kutular Püskürtmeli hortum başlıkları, sulama süzgeçleri için başlıklar, sulama aletleri, bahçe sulama süzgeçleri, musluklara takılan uçlar. İşlenmemiş cam, yan işlenmiş cam, dekorasyon için cam mozaikler ve cam tozları (inşaat için olanlar hariç), cam yünleri (izolasyon ve tekstil amaçlı olmayan). Spor musabakalarında verilen kupalar Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar Ev tekstil ürunleri (bayraklar, flamalar, mendiller dahil) bır araya getinlmesi hizmetleri. Kozmetik amaçlı hidrofil pamuklar, kozmetik amaçlı kullanılan emprenye edilmiş veya edilmemiş pamuklar (ponpon, plaka, disk vb şekillerde), kulak temizleme çubukları, Bebek temizleme pamukları. Ağartma ve temizlik amaçlı maddeler. Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil). Sabunlar. Diş bakımı ürünleri. Aşındırıcı ürünler (zımpara bezleri, zımpara kağıtları, ponza taşları, aşındırıcı pastalar dahil). Parlatma ve bakım ürünleri (deri, vinil, metal, ahşap için). Pamuklar, kozmetik amaçlı pamuklar, makyaj temizleme pamukları, solüsyon emdirilmiş pamuklar, ıslak mendiller, kolonyalı mendiller, kulak temizleme çubukları. İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi amaçlı kimyasal ürünler, kimyasal elementler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı olan ya da olmayan diyet maddeleri, besin takviyeleri, zayıflatıcı ürünler, bebek mamaları, tıbbi amaçlı bitkiler ve bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç). Hijyen sağlayıcı ürünler (pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuk bezleri). Zararlı bitkileri, hayvanları ve mantarları imha edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı tazeleyici kokular. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar. Bu malzemelerle emprenye edilmiş pamuklar. Tıbbı amaçlı pamuklar, pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı malzeme emdirilmiş pamuklar. Kağıt, karton (mukavva) ve bunlardan yapılmış ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç), kağıt havlular, tuvalet kağıtları, kağıt peçeteler, ambalaj ve sarma amaçlı kağıtlar, karton kutular. Plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri. Matbaa ve ciltleme malzemeleri. Basılı evraklar, basılı yayınlar, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, (pullar). Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç, kırtasiye tipi kağıt ürünler ve yapıştırıcılar dahil). Büro makineleri. Badana ve boya işleri için fırçalar ve rulolar. Kağıttan yapılmış mendiller, peçeteler, havlular, kağıttan yapılmış makyaj çıkarma ve temizleme peçeteleri, pedleri ve havluları, kağıt mendil, peçete ve havlular, bebek bezleri, tuvalet kağıtları” mal ve hizmetlerinde tescilli olduğu tespit edilmiştir.
Davacı markaları kapsamındaki “hidrofil pamuk” kişisel bakım, kozmetik ve tıbbi alanlarda sık olarak kullanılan suyu emici özelliği bulunan pamuk türüdür. Tıp alanında pansuman malzemesi olarak kullanılabilirken, kozmetik ve kişisel bakımda da somut olaydaki gibi temizleyici pamuk ürünlerinde kullanılmaktadır. Bununla birlikte taraf markaları altı çizili ve koyu renk ile gösterilen tüm mal ve hizmetler açısından ise benzer ihtiyaçlara yönelik, birbirini tamamlayıcı özelliklere haiz, satım, sunum ve dağıtım kanalları benzer olan, birbirleri yerine ikame edilebilir nitelikteki mal ve hizmetlerdir. Dava konusu markanı 05. Sınıf altında yer alan hijyen sağlayıcı ürünlerde tescil edilmiş olması, başka bir ifadeyle taraf markaları arasında (bazı markalar açısından) sınıfsal farklılık bulunması, ilgili mal ve hizmetler arasındaki ilişkiyi ortadan kaldırır nitelikte değildir. Benzerliği tespit olunan bu emtialar arasındaki bu ilişkinin işaretler arasında iltibas ihtimali yaratıp yaratmadığı hususunun tespiti, işaretler yönünden bir değerlendirme yapılmaksızın mümkün olmadığından aşağıda markaları oluşturan işaretlerin de ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir.
İşaretlerin benzer olup olmadığı değerlendirmesi:
Markaların karıştırılma ihtimalinden söz edilebilmesi için yukarıda da belirtildiği üzere emtiaların/hizmetlerin aynı/benzer olması yanında markayı oluşturan ibarelerin de aynı/benzer olması koşulu bulunmaktadır.
İki işaret arasında karıştırılma ihtimali, iki şekilde ortaya çıkabilecektir. Bunlardan birincisi, tescil talebine konu markanın tescilli veya tescili için daha önce başvurulmuş markaya benzerliği nedeniyle önceki markanın aynısı ya da benzeri marka zannedilmesi ve bu sebeple satın alınmak istenen ürün dışında bir ürünün satın alınmasına sebebiyet verilmesidir. İkinci ihtimal ise, tüketicinin iki marka arasındaki farklılıklar nedeniyle her iki markanın aynı marka olmadığını anlamasına rağmen, iki markanın aynı işletmeye, başka bir ifadeyle aynı iktisadi – idari kaynağa ait olduğunu sanmasına sebebiyet verilmesidir. Bu durumda da tüketici, gerçekte almak istemeyebileceği bir ürünü, salt güvendiği önceki markayla irtibatlı sandığı için sonraki markayı alabilecektir. Böylece, önceki tescilli veya tescil talebine konu edilmiş markayı taşıyan ürünler için tüketici nezdinde tesis edilen güvenden haksız olarak yararlanma sonucu doğabileceğinden, karıştırılma ihtimali gerçekleşmiş olacaktır. Nitekim tüketiciler daha önce gördükleri, satın aldıkları mal veya hizmetin markasının, göz ve kulağında kalan izine, hatırlayabildikleri kadarıyla hafızalarında kalan özelliklerine dayanarak sonraki alışverişlerinde aynı veya benzer markayı taşıyan malı/hizmeti satın almayı tercih ederler.
Benzerlik ve karıştırılma ihtimaline dayalı değerlendirmelerde kural olarak orta seviyedeki tüketiciler dikkate alınacak olup; malın hitap ettiği ortalama bilgi ve dikkate sahip tüketicilerin tamamının ya da büyük bir bölümünün karışıklık yaşaması değil, bu tüketicilerin bir kısmının karışıklık yaşama ihtimali bulunması, benzerlik ve iltibas bulunduğunun kabulü için yeterli bulunmaktadır. ABAD kararlarında da belirtildiği üzere; “ortalama alıcılar / kişiler”, çabuk aldanabilen kişiler olmadığı gibi aptal ya da budala da değildir7. Mal/hizmetin alıcısı olarak dikkate alınacak olan bu kişiler; orta düzeyde zeka ve dikkate sahip olan, işareti/markayı anımsaması da sıradan olan kişilerdir8. Ancak tüketici kitlesinin dikkat ve özen düzeyinin mal ve hizmet sınıflarına bağlı olarak değişkenlik göstermesi de mümkündür. Kişisel bakım – hijyene yönelik malların hitap ettiği tüketici kitlesinin ortalama dikkat ve özen seviyesine sahip tüketiciler olarak değerlendirilebilecekleri, bu ürünlerin görece düşük fiyatlı, kişisel bakıma yönelik olmakla birlikte çoğunlukla sağlık açısından risk taşımayan ürünler oldukları, bu nedenle tüketicilerin çok da zaman harcamaksızın bu ürünleri satın alım tercihlerini yönlendirecekleri değerlendirilmektedir.
Benzerlik değerlendirmesine ilişkin bu genel tespitler çerçevesinde yapılması gereken temel değerlendirme, dava konusu marka ile davacıya ait markalar arasında karıştırılmaya yol açabilecek düzeyde bir benzerliğin mevcut olup olmadığı ile ilgili olacaktır.
Yargıtay HGK’nun 13.06.2012 tarih ve 2012/11-155E – 2012/376K sayılı ilamında da belirtildiği üzere karıştırılma ihtimalinde ölçü bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halktır. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir. Hatta, markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir” denilmektedir. Dolayısıyla ilgili tüketicinin aldığı mal ya da hizmetin başka bir işletmeye ait olduğunu bildiği ve fakat güvendiği işletme ile malını/hizmetini aldığı işletmenin arasında ekonomik bir bağlantı bulunduğunu düşünmesi hali dahi “karıştırılma ihtimali” nin var olduğunun kabulü için yeterli olacaktır.
Markalar karşılaştırılırken görsel, sesçil (fonetik) ve kavramsal (semantik) açılardan taraf markalarını oluşturan işaretlerin benzer olup olmadıkları hususunun bütüncül bir bakış açısıyla ele alınması ve yine markalar kapsamındaki mallar/hizmetler yönünden markaların benzer olup olmadıkları konularının bir bütün olarak değerlendirilmesi neticesinde tespit edilebilir bir durumdur.
Buna göre işaretler arasında görsel benzerlik karşılaştırması yapılırken markalara konu yazı ve işaretlerin konumlandırılma şekilleri ile harf sırası, yazım karakterleri gibi göze çarpan özellikleri dikkate alınmalıdır. Sesçil benzerlikte esas alınması gereken husus ise markaların ortalama tüketici kitlesi tarafından kendi lisanlarındaki okunuş şekli olup, sesçil benzerlikte de önemli hususun markaların başlangıç kısımları olup fonetik açıdan benzer sesler çıkarılarak okunuş şekli dikkate alınmalıdır. Markaların kavramsal açıdan benzerliklerinin karşılaştırılmasında da, markalara konu sözcüklerin tescil kapsamındaki ortalama tüketici kitlesinin bakış açışı ve o sözcüklere kendi lisanlarında bir anlam verip veremeyecekleri hususu dikkate alınmalıdır.
Dava konusu marka “… Doğadan gelen armağan+şekil” şeklinde olup anılan markanın, davalının fiili kullanımlarına konu görselden tek farklı renk kombinasyonunun pembe – mavi tonlarında değil bordo – yeşil tonlarında olmasından ibaret olduğu, anılan markanın “…” sözcüğünü esas unsur olarak taşıdığı, bu ibarenin … kökünden türetilmiş ve “İpeğe benzer, … gibi, ipeğimsi” anlamlarına geldiğini, markadaki görsel dokunuşların bütüne olan etkisinin zayıf olduğu, keza yine marka içerisinde oldukça küçük şekilde yazıldığı görülen “doğadan gelen armağan” ibaresinin de tali nitelikte bir slogan olduğu görülmektedir. Bu anlamda dava konusu markanın esas unsuru “…” sözcüğüdür.
Davacı markaları ise tamamen “…” kelimesini münhasıran ya da çeşitli ek unsurlar ile birlikte taşıyan, “…” kelimesi temelinde oluşturulmuş seri markalar olup davacının …, ipekids, ipekido gibi çeşitli alternatiflerle markalarını koruduğu görülmektedir.
Bu çerçevede tespiti gereken husus davacı taraf markaları ile davalı taraf markasının, ilgili tüketiciler nezdinde, bütünsel algıları itibariyle, birbirleri ile ilişkilendirilme ihitmali dahil karıştırılma ihtimaline neden bir benzerlik taşıyıp taşımadıklarıdır.
Belirtildiği üzere “…” ve “…” kelimeleri, aynı kelime köküne haiz olmaları sebebiyle görsel, işitsel ve kavramsal olarak taraf markalarının ciddi düzeyde birbirlerine yanaşmaları sonucunu doğurmakta olup dava konusu markanın sahip olduğu şekil unsurunun da bütün algıda taraf markalarının birbirlerinden ayırt edilmeleri için yeterli olmadığı değerlendirilmektedir.Markaların başlangıç sesleri, harf dizilimleri birebir aynı olup dava konusu marka, davacı taraf markasını bütün olarak taşıdığı gibi dava konusu markanın sonuna eklenmiş olan “-si” harfleri de markaya farklı bir anlam katmamış, aksine “…” sözcüğü üzerindeki vurgunun daha da pekişmesine yol açmıştır. “…” kelimesi kavram olarak “… böceği kozaları çözülerek çıkarılan ve dokumacılıkta kullanılan çok ince, esnek ve parlak tel” anlamına gelmekte olup bu anlamı itibariyle dava konusu mallar açısından da ayırt edici niteliği mevcuttur.
Ortalama bir tüketicinin, oldukça uzun yıllardır tescilli olduğu görülen ve yine uzun yıllardır kullanılmakta olduğu belirtilen davacı markalarını taşıyan mal veya hizmetler ile daha evvel bir şekilde karşılaşmış, duymuş, görmüş, tecrübe etmiş olduğu bir durumda, sonraki tarihli dava konusu markayla benzerliği tespit olunan mal veya hizmetlerde karşı karşıya kaldığında, işaretler arasındaki bu benzerlik nedeniyle doğrudan bir ilişki kuracağı ve markaları aynı iktisadi kaynağın yarattığı yeni bir marka olarak algılayabileceği veyahut daha da önemlisi dava konusu markayı, davacı markalarının revize edilmiş/yenilenmiş bir versiyonu gibi algılayabilerek, davacı markalarının sahip olduğu imajın, davalı markalarına aktarımı riskiyle karşı karşıya kalabileceği düşünülmektedir.
Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus ilgili tüketicinin algısı olup tüketicinin her iki markayı her zaman aynı anda görüp detaylarını karşılaştırabileceğinin düşünülmesi hayatın olağan akışına uygun düşmeyecektir. Tüketicinin daha önce satın aldığı bir mal veya hizmetin göz ve kulağında kalan izine, hatırlayabildiği kadar hafızasında kalan özelliklerine dayanarak, sonraki aynı veya benzer mal/hizmetten yararlanmak isterken önceki markanın kendisinde yarattığı garanti fonksiyonundan yararlanmayı düşünerek hareket edeceği, dolayısıyla önceki markanın zihninde bıraktığı algıyı uyarabilecek düzeyde benzer sonraki bir marka ile karşı karşıya kalan tüketicinin, sonraki markayı da bu güven duygusuna dayanarak tercih etme eğilimi ile hareket edebileceği düşünülmektedir.
“Bölge Adliye Mahkemesince, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve tarafların markalarında asıl ve ayırt edici unsurun “ACAR” ibaresi tarafından temsil olunduğu, başvuru konusu işarette diğer unsurların yeterli ayırt edicilik sağlamadığı, ticari bir malı üreten işletmenin ürettiği malı satmasının, işin doğası gereği ve ticari faaliyetinin zorunlu bir sonucu olduğu, dolayısıyla mahkemece davalının itiraza dayanak markasının kapsamında bulunan 29. mal sınıfında, davacının 35/6. sınıfın aynı malların satışına özgülenmiş başvurusu ile iltibas oluşturacağının kabulünde bir isabetsizliğin bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.”. Kaldı ki davacı yanın “…” kelimesi etrafında oluşturduğu görülen bir seri marka ailesinin var olduğu gözetildiğinde, başvuru konusu işaretin de davacı tarafa bir seri markaların bir yenisi olarak algılanma ihtimali kuvvetle muhtemel olacaktır.
Nihayetinde taraf markaları kapsamındaki mal ve hizmetler arasındaki yüksek düzeyli benzerlik (kimi mallar açısından ayniyet) gözetildiğinde, markaları oluşturan işaretler arasında daha belirgin farklılık bulunması gerektiği, halbuki somut olayda bu şartların karşılanmadığı, markaları oluşturan işaretler arasında görsel, işitsel ve kavramsal unsurların yarattığı bütünsel algılar itibariyle güçlü bir benzerliğin var olduğu, bu benzerliğin ise ilgili tüketiciler nezdinde taraf markaları arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimaline yol açabilecek bir benzerliğe sebebiyet verebileceği kanaatine varılmıştır.
Tüm bu tespit ve değerlendirmeler neticesinde; davalı taraf markasal kullanımlarının, rapor kapsamında açıklanan nedenlerle davacı adına tescilli markalardan doğan hakları ihlal eder nitelikte olduğu, davalı taraf ambalaj kullanımlarının, rapor kapsamında açıklanan nedenlerle davacı adına tescilli tasarımdan doğan hakları ihlal eder nitelikte olduğu, davalı taraf eylemlerinin, aynı zamanda haksız rekabete de sebebiyet verdiği, davalı adına tescilli … sayılı markanın, tescil kapsamında yer alan mal ve hizmetlerinin tamamının, davacı adına tescilli önceki tarihli markalar kapsamında yer alan mal ve hizmetler ile aynı, aynı tür ya da benzer nitelikte olduğu, taraf markalarının bütünsel algıları itibariyle birbirleri ile ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimaline yol açacak benzerlik taşıdığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın kabulüne, davalı fiillerinin, davacının tescilli markalarından doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, davalının, davacının tescilli markalarından doğan haklarına tecavüz teşkil eden fiillerinin durdurulmasına ve önlenmesine, tecavüz oluşturan ürünlerin toplatılmasına, el konulan ürünlerin sahiplerine iadesiyle, ürünlerin içinde bulunduğu … markasını taşıyan ambalajların imhasına, tabelaların kaldırılmasına, sosyal medya veya web sayfalarında yer alan görsellerin kaldırılmasına, davalının fiillerinin, davacıya ait, … sıra numaralı ve aynı tasarım tescilinde yer alan 5, 5, 7 ve 8 numaralı tasarım tescillinden doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, davalının, davacıya ait … sıra numaralı ve aynı tasarım tescilinde yer alan 5, 7 ve 8 numaralı tasarım tescillinden doğan haklarına tecavüz teşkil eden fiillerinin durdurulmasına ve önlenmesine, tasarımdan doğan haklara tecavüz suretiyle üretilen, ithal veya ihraç edilen ürünlere, bunların üretiminde doğrudan doğruya kullanılan araçlara el konulmasına, el konulan ürünlerin sahiplerine iadesiyle ürünlerin içinde bulunduğu ambalajların ve üretimde kullanılan araçların imhasına, davalı yan fiillerinin, TTK gereğince haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ile haksız rekabetin önlenmesine, kararın masrafları davalı tarafça karşılanarak, ülke çapında yayın yapan gazetelerden birinde bir defa ilanına; dava konusu … sayılı markasının hükümsüzlüğüne, karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı fiillerinin, davacının tescilli markalarından doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine,
3-Davalının, davacının tescilli markalarından doğan haklarına tecavüz teşkil eden fiillerinin durdurulmasına ve önlenmesine,
4- Tecavüz oluşturan ürünlerin toplatılmasına, el konulan ürünlerin sahiplerine iadesiyle, ürünlerin içinde bulunduğu … markasını taşıyan ambalajların imhasına, tabelaların kaldırılmasına, sosyal medya veya web sayfalarında yer alan görsellerin kaldırılmasına,
5-Davalının fiillerinin, davacıya ait, … sıra numaralı ve aynı tasarım tescilinde yer alan 5, 5, 7 ve 8 numaralı tasarım tescillinden doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine,
6-Davalının, davacıya ait … sıra numaralı ve aynı tasarım tescilinde yer alan 5, 7 ve 8 numaralı tasarım tescillinden doğan haklarına tecavüz teşkil eden fiillerinin durdurulmasına ve önlenmesine, tasarımdan doğan haklara tecavüz suretiyle üretilen, ithal veya ihraç edilen ürünlere, bunların üretiminde doğrudan doğruya kullanılan araçlara el konulmasına, el konulan ürünlerin sahiplerine iadesiyle ürünlerin içinde bulunduğu ambalajların ve üretimde kullanılan araçların imhasına,
7-Davalı yan fiillerinin, TTK gereğince haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ile haksız rekabetin önlenmesine,
8-Kararın masrafları davalı tarafça karşılanarak, ülke çapında yayın yapan gazetelerden birinde bir defa ilanına;
9-Dava konusu … sayılı markasının hükümsüzlüğüne,
10-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 54,40 TL harçta düşümü ile 4,90 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
11-Davacı için AAÜT uyarınca 5.900,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 2.913,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
13-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.24/06/2021
Katip …
¸

Hakim …
¸
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.
Davacı Masraf Dökümü:
İlk Masraf 116,60.-TL
Posta Masrafı 96,50.-TL
Bilirkişi Ücreti 2.700,00.-TL
Toplam 2.913,10.-TL