Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/364 E. 2022/113 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/351
KARAR NO : 2022/199

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 04/11/2020
KARAR TARİHİ : 21/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/06/2022
DAVA:
Davacı vekili 05/11/2020 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarıyla, müvekkilinin TÜRKPATENT nezdinde 2019/40938 sayılı “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun TÜRKPATENT resmi markalar bülteninde yayınlandığını; davalı şirketin 197381, 206286 sayılı ve “… şekil”, “… şekil” ibareleri markalarını gerekçe göstererek yaptığı itirazın kısmen kabulüne karar verilerek başvurunun 14. Sınıftaki bir kısım mal ve hizmetler yönünden reddedildiğini, bu ret kararına karşı müvekkilin yeniden inceleme taleplerinin bu kez TÜRKPATENT … sayılı YİDK kararı ile nihai olarak reddine karar verildiğini, ancak davalının yeniden inceleme taleplerinin ise kısmen kabul edilerek 35. Sınıftaki bir kısım mal ve hizmetler yönünden reddedildiğini, oysa müvekkilleri şirketin bugün, Türkiye ve dünyada sektöre yön veren lüks hazır giyim markalarından biri olduğunu, müvekkilleri firmanın, yurtiçinde 58, yurtdışında 17 mağazası ve online store ile tüm dünyadaki müşterilerine ulaştığını, müvekkilleri şirketin birçok seri markanın maliki olduğunu, markalarını tescilli olarak uzun yıllardan beri yoğun ve ciddi surette kullandığını, müvekkilleri şirketin “…” ibareli markasının tanınmış bir marka olduğunu, müvekkilleri şirket tarafından, “…” ibareli ve esas unsurlu markaların uzun yıllardan beri tüketiciler nezdinde bilinirliği sağlanarak tanınmış markalar olarak kullanıldığını, müvekkilleri şirketin mahkemeler nezdinde “…” markasına benzer markalara karsı ikame etmiş olduğu davalar olduğunu, “…” ibareli markasının sektöründe tanınmışlığının mahkeme kararlarıyla da sübut ettiğini, müvekkillerinin “…” ibareli ve esas unsurlu markasına yaptığı yatırım, harcadığı sermaye ve emek ile ayırt edicilik kazandırdığını, hal böyle iken müvekkillerinin “…” ibareli markasının kısmen reddine karar verilmesinin bütünüyle usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilleri şirketin tanınmış “…” markasına, davalı şirket tarafından itirazda bulunulması üzerine davalı kurumun, “… şekil” markalarını mesnet göstererek müvekkil markasının kısmen reddine karar verilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilleri şirketin “…” ibareli ve esas unsurlu markası bakımından kazanılmış hakkının olduğunu, müvekkilleri adına tescilli “…” ibareli ve esas unsurlu markasının bulunduğunu, müvekkillerinin adına tescilli “…” esas unsurlu markalarına seri markalar eklemek amacında olduğunu, bu hususun kazanılmış hak oluşturduğunu, müvekkillerinin işbu davaya konu markasının türevlerinin daha önceden 14. ve 35. sınıflarda tescil edilmiş olduğunu, müvekkilleri şirketin kazanılmış hakkının olduğunu, müvekkillerinin tüm yasal kullanma hakkına sahip “…” olarak tescilli markalarının devamı niteliğinde olan markasını kullanmasının usul ve yasaya aykırı olmadığını, işbu davaya konu YİDK kararının iptaline karar verilmesinin talep edildiğini, tarafların müşteri kitlesinin birbirinden tamamen farklı olduğunu, müvekkilleri şirketin sektöründe tanınmış olan markası için başvuruda bulunduğunu, davalı kurum tarafından işbu markanın birçok kez tescil edildiğini, davaya konu markanın kısmen reddedilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, redde mesnet alınan sınıflardaki emtialar olan: çanta. saat gibi aksesuarların hazır giyim sektöründe birlikte satışa sunulan ürünler olduğunu, bu durumda müvekkilleri şirketin “…” ibaresi ile kazanılmış ve tanınmış bir hakka sahip olduğu markasını giyim ve kişisel aksesuar sektöründe tescil ettirmesinin hukuka uygun olduğunu belirterek, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı kararının iptale karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının markası ile davalının redde mesnet markaları karşılaştırıldığında, ortalama tüketici nezdinde markalar arasında görsel, işitsel, kavramsal düzeyde ilişkilendirilme ihtimali de dâhil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzerlik bulunduğunu, davacı markasını okuyan veya gören ortalama dikkate sahip ve işaretleri yan yana karşılaştırma imkanı olmayan kişinin zihnindeki intibaın, davalıya ait markaların bıraktığı intiba ile benzer olduğunu, söz konusu iki marka örneğinin, aynı firmanın markası gibi algılanabilecek nitelikte olduğunu, markaların karıştırılma ihtimallerinin kesinlikle mevcut olduğunu, “…” ibareli başvuru ile 197381 sayılı “… şekil” ibareli kısmi ret gerekçesi markaların bütün olarak ortaya çıkan izlenim bakımlarından ilişkilendirilme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılma ihtimaline neden olabilecek şekilde benzer olduklarının açıkça görüldüğünü, ilaveten, başvuru ile kısmi ret gerekçesi markaların aynı/aynı tür ve benzer mal/ hizmetleri kapsadıklarının tespit edildiğini, başvuru ile 197381 sayılı “… şekil” ibareli kısmi ret gerekçesi markalar arasında karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkabileceğini, başvurunun kullanımı veya tanınmışlığının 6769 s. SMK’nın 6(1) uyarınca önceden tescilli markalarla karıştırılma olasılığı gerekçesiyle verilen ret kararlarının geçerliliğini ortadan kaldıran bir husus olmadığından, kullanım ve tanınmışlık gerekçeli itirazın da haklı bulunmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirkete usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma gününü bildiren tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiş duruşmaya katılmamıştır.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Mahkememizce tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, davaya konu TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararı ile davacıya ait kod nolu marka başvuru dosyası ve davalı şirkete ait marka tescil belgeleri getirtilmiş, taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, davacı başvurusu olan 2019/40938 sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak Türk Patent YİDK’nun … sayılı kararının iptali isteminden ibarettir. YİDK kararının davacı başvuru sahibine 02/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği, 05/11/2020 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 28/04/2022 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “… Davaya konu 2019/40938 sayılı davacı şirket markasının dava konusu edilen 14.02. sınıfta yer alan “Saatler ve zaman ölçme cihazları (kronometreler ve parçalan, saat kordonları dahil).” malları ve 35.05. sınıfta yer alan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Saatler ve zaman ölçme cihazları (kronometreler ve parçaları, saat kordonları dahil). mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetlerinin, davacı şirketin itirazına dayanak markasında yer alan mallar ile aynı / aynı tür veya benzer olduğu, davaya konu 2019/40938 sayılı davacı şirket markası ile davalı şirketin itirazına dayanak 197381 sayılı markası arasında benzerlik ve bu benzerlik neticesinde karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, davacı yanın tanınmış marka korumasından yararlanamayacağı, davacı yanın 5 yılı aşkın süredir “…” ibareli tescilli markaları bulunuyorsa da belirtilen markaların ihtilafa konu mal ve hizmetler üzerinde kullanıldığının ortaya konulmamış olması sebebiyle söz konusu markaların huzurdaki ihtilafta davacı lehine kazanılmış hak teşkil edip etmeyeceğinin takdirinin Sayın Mahkemede olduğu, Heyetin yukarıda belirtilen inceleme yöntemleri, bilimsel ve teknik dayanakları kapsamında, varılan sonucu ile farklı nitelikte olan dava konusu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 01.10.2020 tarih ve … sayılı kararının yerinde olup olmadığının takdirinin Sayın Mahkemede olduğu…” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun “…” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 14, 35. sınıftaki “Saatler ve zaman ölçme cihazları (kronometreler ve parçalan, saat kordonları dahil). Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Saatler ve zaman ölçme cihazları (kronometreler ve parçaları, saat kordonları dahil). mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” mal ve hizmetlerden oluştuğu, itiraza mesnet markaların “… şekil”, “… şekil” ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 14. Sınıftaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, iltibas ihtimali varlığının ilk şartı olan malların/ hizmetlerin aynılığı/benzerliği kriterinin, somut uyuşmazlık açısından, dava konusu markanın, dava konusu edilen mal ve hizmetleri açısından sağlanmış olduğu tespit edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı “… şekil”, “… şekil” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Görsel olarak yapılan karşılaştırmada, davaya konu markanın kelime markası olduğu, beyaz zemin üzerine, siyah tonlarda tek satıra gelecek şekilde “…” ibaresini içerdiği, kendine üzgü yazı karakterinin kullanıldığı, fakat söz konusu yazı karakterinin ayırt edicilik özelliği olduğundan bahsedilmeyeceği, davalı şirket markasının ise kelime ve şekil unsuru içerdiği, beyaz zemin üzerine siyah tonlarda iki ayrı satıra gelecek şekilde, üstte şekil, altta “…” ibaresinin yer aldığı, şeklin ön plana çıkamadığı, ibarenin esas unsur olduğu, şeklin yazı karşısında ayırt ediciliğinin bulunmadığı görülmüş, bir bütün olarak, anlamsal, görsel ve fonetik olarak yapılan inceleme sonucunda, taraf markalarında ön plana çıkan ibarelerinin gerek okunuş gerek de görsel olarak birbirleri ile belli bir benzerlik içerdiği, her iki taraf markasında da esas unsurların ibareler üzerine toplandığı, görsel farklılıkların, yazım veya şekil gibi, markaları birbirlerinden uzaklaştırmaya yetmediği, markaların Türkçe okunması halinde, davalı yanın markası ile yüksek düzeyde benzerlik içerdiği nedenleri ile taraf markaları arasında benzerlik bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Taraf markalarının anlamlarına bakıldığında, davaya konu markada yer alan “…” ibaresinin, Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlük uyarınca, “çingene, insanın veya çevrenin karakterlerini, göreneklerini inceleyen, serüvenlerini anlatan, duygu ve tutkularını çözümleyen, kurmaca veya gerçek olaylara dayanan uzun edebî tür, bu türde yazılmış eser” anlamlarına geldiği, çeşitli yabancı dillerde “italik yazının tersi, Roma’dan, Roma İmparatorluğu’ndan” anlamlarına da geldiği, “…” ibaresinin ise belli bir anlamının olmadığı, fonetik açıdan yapılan karşılaştırmada, davaya konu markanın “ro-man” şeklinde okunacağı, davalı şirket markasının ise “…” şeklinde okunacağı, heceleme ve ibarelerdeki vurgunun her iki taraf markasında da benzer olduğu, okunuşlarının bu hali ile markaları birbirlerine yakınlaştırdığı kanaatine varılmıştır.
Karşılaştırma konusu markaların kapsamındaki mal ve hizmetlerin aynı/aynı tür olması, iltibası artıran bir husus olarak değerlendirilmektedir. Marka işaretlerinin kapsamındaki mal ve hizmetler arasındaki ayniyet veya benzerlik arttıkça, marka işaretleri arasındaki düşük derecedeki benzerliğe rağmen, markalar arasındaki benzerlikler ön plana çıkarak markalar arasında iltibas tehlikesi artmaktadır. Nasıl ki bir mıknatısın iki ayrı kutbu birbirine belli uzaklıkta iken çekim etkisi oluyorsa ve fakat yakınlaştırdığınız zaman çekme eğilimine giriyorsa, markalar arasındaki mal ve hizmetler ile marka işareti benzeşmesi de böyledir. Belirtildiği üzere, işaretler arasındaki benzerlik değerlendirmesi, markanın türüne, yani şekil markası, sözcük markası, ses markası veya bunların karması olup olmamasına göre birçok farklı faktör açısından yapılacak değerlendirmeye bağlı olarak tespit edilebilmektedir. Benzerliğin tespiti, markanın türüne göre farklı unsurları esas almayı da gerektirebilmektedir.
Somut olayda, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden, tüketici işlemi ya da tüketiciye yönelik uygulamaların her aşamasında taraf markaları arasındaki görsel, işitsel ve kavramsal benzerlikler ile bütünsel algıda oluşan benzerlik nedeniyle ortalama tüketici/alıcı kitlesinde taraf markalarını aynı anda ya da ayrı ayrı görmesi halinde bile bu markaların ilişkili markalar olduğunu sanma ve yanılgı yaşama tehlikesinin mümkün olabileceği ifade edilebilir. Diğer bir deyiş ile; Taraf markalarının görsel, işitsel ve/veya anlamsal açıdan benzer olması, markaların bütünsel algısı bakımından ilgili tüketici nezdinde ilişkilendirilme tehlikesini gündeme getirmektedir. Bu bağlamda markaların aynı/aynı tür veya benzer mal veya hizmetlerde kullanılmaları halinde halkın bu markalar arasında bağlantı kurması mümkündür.
Davacı yanın, dava konusu “ …” markasını gören bir tüketici, bu markayı, davalının “… şekil” esas unsurlu/ibareli markasının serisi, alt markası yahut yeni bir versiyonu sanabilecektir. Somut olayda, alıcıların/tüketicilerin iki farklı marka ile karşı karşıya olduklarını anlamaları halinde bile, her iki markanın sahibi arasında idari/işletmesel bir bağlantı bulunduğunu, ortak bir çalışma kapsamında iş yapıldığını düşünebilecekleri ve davacı markasının, davalı markaları ile bağlantılı bir marka olarak algılanması dolayısıyla tüketici/müşteri kitlesi nezdinde karışıklık yaratabileceği ve bunun da iltibas ihtimalinin kabulü için yeterli olacağı kanaatine varılmıştır.
Sonuç olarak, dava konusu markanın kapsamında yer alan dava konusu malların redde gerekçe markaların kapsamlarında aynı/aynı tür/benzer olarak yer aldığı, dava konusu marka ile redde gerekçe markalar arasında işitsel, görsel ve kavramsal olarak iltibas oluşturacak düzeyde benzerlik bulunması nedeniyle dava konusu marka ile redde gerekçe markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Davacının Seri Marka – Kazanılmış Hak İddiasının Değerlendirilmesi:
Davacı, dava dilekçesinde, Davacı yanın emsal olarak sunmuş olduğu markalarından bir kısım markada yukarıda da işaretlendiği üzere, başvuruya konu markada reddedilen sınıflarlar açısından aynılık tespit edilmiş, söz konusu markalardan 2019/40944 sayılı markanın başvuruya konu markadan sonraki tarihli olduğu, diğer markaların ise başvuru tarihlerinin eski olduğu görülmüştür. 2011/55386, 2014/99860, 2012/22468, 2012/100209, 2011/86309, 2011/36505 ve 2010/16917 sayılı markaların koruma tarihlerinin 2010 ile 2014 yılları arasında olduğu, bu hali ile markaların tescil tarihinden itibaren 5 yıllık sürenin geçtiği tespit edilmiş ancak dosya içeriğinde markaların kullanıldığına dair bir ibareye rastlanmamıştır. Her ne kadar davacı yanın 5 yılı aşkın süredir “…” ibareli tescilli markları bulunsa da belirtilen markaların ihtilafa konu mal ve hizmetler üzerinde kullanıldığının ortaya konulmamış olması sebebiyle söz konusu markaların huzurdaki ihtilafta davacı lehine kazanılmış hak teşkil etmeyeceği kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1- Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile 26,30 TL bakiye harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı TÜRKPATENT için AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı ve davalı kurum vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/06/2022
Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.