Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/362 E. 2021/85 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/362
KARAR NO : 2021/85

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/02/2020
KARAR TARİHİ : 25/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/03/2021
İDDİA:
Davacı vekili 19.02.2020 harç tarihli dava dilekçesi ve sair beyanlarında özetle; müvekkili şirketin “…” esas ibareli markaların sahibini olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki … sayılı “…” ibareli markasını TÜRKPATENT nezdinde 15.11.2018 tarihinde 04 ve 35.sınıftaki bir kısım mal ve hizmetler tescil ettirdiğini, oysa müvekkili şirketin markaları ile davalı şirket markasının karıştırılma ihtimaline yol açacak derecede benzer olduğunu, davalı şirketin müvekkilinin ürünlerinin tanınmışlığından haksız yarar sağlamaya çalıştığını, kötü niyetli olduğunu belirterek, davalı şirket adına tescilli … sayılı “…” ibareli markanın 04.sınıf bakımından tamamen, 35.sınıftaki “sıvı ve gaz yakıtlar: benzin, mazot, sıvılaştırılmış petrol gazı, doğal gaz, fueloil ile bunların kimyasal olmayan katkıları” emtiası bakımından hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın bir yıllık zaman aşımı süresi geçtikten sonra yetkisiz mahkemede açıldığına ilişkin itiraz ederek davacının varilleri ile müvekkili varilleri arasında benzerlik bulunmadığını, müvekkiline ait varillerde kırmızı beyaz ve siyah renklerin kullanıldığını, beyaz zemin üzerine kırmızı harflerle “…” ibaresinin yazıldığını, … yazısının arasında yağ damlası işaretinin konulduğunu, varilin altında siyah beyaz çizgilerin bulunduğunu, müvekkilinin kötü niyetli olmadığını, davacı markasını taklit etmediğini, ortalama düzeydeki tüketiciyi yanıltmayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
ANKARA BAM 20.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI KARARI:
Mahkememizin 16.07.2020 tarih ve 2020/56 esas, 2020/217 karar sayılı yetkisizliğe dair verilen kararı, Ankara BAM 20.Hukuk Dairesinin 09.10.2020 tarih ve 2020/1096 esas, 2020/853 karar sayılı ilamıyla ve özetle;
“…. Dava, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamında yapılan incelemede, davanın marka hükümsüzlüğü istemine ilişkin olduğu, davalı tarafça cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunulması üzerine mahkemece yukarıda anılan gerekçe ile mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş olup, somut uyuşmazlıktaki sorunun yetki itirazının usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı ve mahkemenin yetkisizliğe ilişkin kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
HMK’nın, yetki itirazının ileri sürülmesi başlıklı 19. maddesinin 2. fıkrasında, yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerektiği, yetki itirazında bulunan tarafın, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirmesi gerektiği, aksi takdirde yetki itirazının dikkate alınmayacağı düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta da, davalı vekilince cevap dilekçesi ile yapılan yetki itirazında müvekkilinin ikametgahı olan Hatay Mahkemeleri yanında aynı zamanda davacı vekilinin ikametgahı İstanbul Mahkemelerinin de yetkili olabileceği belirtilmiş, bu şekilde yetki itirazında bulunulmuş ancak seçilen mahkeme belirtilmemiştir. Bu nedenle davalı vekilince yapılan yetki itirazının usule uygun yapıldığının kabulüne olanak bulunmadığından, HMK’nın 19. maddesinin 2. fıkrasına göre usulüne uygun şekilde yapılmayan yetki itirazının dikkate alınmaması gerekirken, yazılı gerekçe ile davalı vekilinin itirazı dikkate alınarak mahkemenin yetkisizliğine dair hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde ilk derece mahkemesince, iş bu davaya bakmakla yetkili olduğunun kabulü ile işin esasına girilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, HMK’nın 353/1-a-3. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
…” gerekçesi ile mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiş, dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Mahkememizce tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, davaya konu davalıya ait … kod nolu marka başvuru dosyası getirtilmiş, taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Dava, davalı adına tescilli bulunan … sayılı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğü isteminden ibarettir.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı “…” ibareli markanın incelenmesi neticesinde 14.07.2018 tarihinde … markasının 04 ve 35. Sınıflardaki “04 Sınai amaçlı yağlar, gresler, kesme sıvıları, toz emici-ıslatıcı ve bağlayıcı maddeler. Katı yakıtlar: kömürler, odun. Sıvı ve gaz yakıtlar: benzin, mazot, sıvılaştırılmış petrol gazı, doğal gaz, fueloil ile bunların kimyasal olmayan katkıları. Aydınlanma amaçlı mumlar, fitiller, yarı mamul vakslar, balmumları (vakslar), parafinler. Elektrik enerjisi. 35 Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Sınai amaçlı yağlar, gresler, kesme sıvıları, toz emici-ıslatıcı ve bağlayıcı maddeler. Katı yakıtlar: kömürler, odun. Sıvı ve gaz yakıtlar: benzin, mazot, sıvılaştırılmış petrol gazı, doğal gaz, fueloil ile bunların kimyasal olmayan katkıları. Aydınlanma amaçlı mumlar, fitiller, yarı mamul vakslar, balmumları (vakslar), parafinler. Elektrik enerjisi. Mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” mal ve hizmetlerde tescili için davalı tarafından başvuruda bulunulduğu, başvurunun 15.11.2018 tarihinde tescil edilerek 31.01.2019 tarihinde 457 sayılı Tescil bülteninde yayınlandığı anlaşılmıştır.
Davacı adına tescilli markaların ise, … sayılı “…” ibarelerinden oluştuğu kapsamlarında, 04, 12, 16, 25, 37.sınıflardaki mal ve hizmetlerin yer aldığı gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, davalının markasında yer alan 04. Sınıf ile 35.05 sınıfındaki “Sınai amaçlı yağlar, gresler, kesme sıvıları, toz emici-ıslatıcı ve bağlayıcı maddeler. Katı yakıtlar: kömürler, odun. Sıvı ve gaz yakıtlar: benzin, mazot, sıvılaştırılmış petrol gazı, doğal gaz, fueloil ile bunların kimyasal olmayan katkıları. Aydınlanma amaçlı mumlar, fitiller, yarı mamul vakslar, balmumları (vakslar), parafinler. Elektrik enerjisi.” mal ve hizmetlerinin davacının … tescil numaralı markaların kapsamına yer alan 04. Sınıftaki mallarla aynı, aynı tür, benzer olduğu tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı “…” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
İşaretler arasında karşılaştırma yapılırken markalara konu yazı ve işaretlerin konumlandırılma şekilleri ile harf sırası, yazım karakterleri gibi göze çarpan özellikleri dikkate alınmalıdır.
Somut olayın özelliklerine göre, yapılan karşılaştırmada, işitsel, görsel veya kavramsal benzerliklerden bir ya da birkaçının önemi ön plana çıkabilir. Yapılacak değerlendirme sonucunda anılan benzerliklerden herhangi birinin varlığı ortaya çıkıyorsa ve bu benzerlik markanın bütününü etkiler mahiyette ise, mal / hizmet benzerliği de dikkate alınarak, karıştırma ihtimalinin mevcudiyeti kabul edilebilir.
Buna göre görsel olarak; davacı markası turuncu renkli “G” harfi yanına eklenmiş tire işareti ve devamında ise gri renkle yazılı “…” ibaresinden oluşmakta, bir markasında bu ibarenin hemen altında kayan yıldız figürünün bulunmakta; diğer markası ise ise sol tarafında turuncunun tonlarına yer verilerek siyah zemin üzerinde yine turuncu renkle “G” harfi ile “…” ibaresinin yer aldığı ibarenin altında kırmızı şerit bulunduğu, yine “OFI” harflerinin üstüne denk gelecek şekilde çok daha küçük şekilde yazılı “SERVİCE” ibaresinin konumlandırıldığı anlaşılmaktadır.
Davalı markasında ise beyaz zemin üzerine kırmız renkli “G” harfi yanına eklenmiş tire işareti devamında ise siyah renkle yazılı “…” oluştuğu anlaşılmıştır.
Görsel olarak davacı markalarındaki “…” ibaresinde yer alan “R” harfinin yer değiştirilerek son harf olan “I” harfinden hemen önce yerleştirildiği anlaşılmaktadır. İlk görüşte dikkat çekmeyen renk farklılığı ve tek harfin yerinin değiştirilmesi markaları görsel olarak birbirinden ayırmaya yeterli olmayıp bu haliyle taraf markaları arasında yüksek düzeyde görsel benzerlik bulunduğu anlaşılmaktadır.
İşitsel olarak yapılan değerlendirmede ise, karıştırılma mevcudiyeti için, kimi zaman işitsel benzerlik yeterli olabilir. Bunun yanında görsel benzerlik ve/veya kavramsal benzerliğin de bulunması gerekli değildir.
Buna göre davacı markası Rusça’da “…” olarak telaffuz edilirken davalı markası da “ji pof-ri” şeklinde hecelenerek telaffuz edilecektir.
Kelime markalarında, tüketici dikkatinin özellikle kelimenin başlangıç kısmı üzerinde yoğunlaştığı düşünülmektedir. Bu çerçevede, kelime markalarının başlangıç kısmındaki (ilk harflerindeki) benzerliğin tüketicilerin markalarını benzer bulmasında önemli bir etken olduğu, kelime markalarının başlangıcındaki farklılıkların ise markaların tüketicilerce benzer bulunması ihtimalini azalttığı kabul edilmektedir.
Bununla birlikte diğer marka türlerinde olduğu gibi işitsel benzerlik nedeniyle karıştırılma ihtimali değerlendirilmesinde de markayı taşıyan malların, hizmetlerin muhatap alıcı veya kullanıcı kitlesinin de dikkate alınması gereklidir.Buna göre tüketicinin ilk sese, ilk heceye yoğunlaştığı da dikkate alındığında ibarelerin söyleniş tarzları, kulakta bıraktıkları tını, ses uyumları, vurguları bakımından taraf markaları arasında işitsel anlamda benzerlik olduğu, markalar arasındaki yalnızca tek bir harften ibaret farklığının, bu işitsel benzerliği ortadan kaldırmadığı düşünülmektedir.
Her iki marka kavramsal yönden değerlendirildiğinde ise; “profi” Rusça “profesyoneller” anlamına gelmektedir. “…” sözcüğünün ise Türkçe ve yabancı dilde herhangi bir karşılığı bulunmayıp özgün bir ibare olduğu anlaşılmıştır. Bu bağlamda taraf markaları arasında kavramsal bir ilişki bulunmadığı değerlendirilebilir. Ancak bu durum tek başına işaretlerin birbirlerinden uzaklaşmaları için yeterlilik arz etmemektedir. Zira “…” ibaresinin farklı bir kavramsal karşılığının bulunmaması, tüketicinin kavramsal açıdan derhal uzaklaşması sonucunu doğurmamıştır. Buradan hareketle, “Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.” doktrinine göre; gıda maddelerini satın alan tüketicilerin ortalama tüketici sınıfı olarak kabul edildiği var sayıldığından ortalama tüketicilerin dikkat seviyesi, inceleme konusu malların ve hizmetlerin niteliğine göre de değişiklik göstermektedir.
Önceki markanın tek ve baskın unsurunun, bir bütün olarak sonraki markada da yer alması halinde, işaretlerin kısmen aynı oldukları ve ilgili tüketicide bu doğrultuda bir etki bırakacağı kabul edilmektedir.
İltibas ihtimalinin varlığı için önemli olan, önceki markanın, sonraki marka içerisindeki kullanımında bağımsız ayırt edici karakterini koruyup korumadığıdır.6 Kendisinden önce tescil edilmiş veya başvurusu yapılmış bir markadaki ibare ile birlikte kendi unsurlarını içinde barındıran birleşik bir markanın önceki marka ile iltibas oluşturup oluşturmadığına karar verilebilmesi için önceki markanın kendi başına uyuşmazlık konusu mal ve hizmetlerde bağımsız bir ayırt edici karakterinin olup olmadığının ve bu ibarenin sonraki markada da dominant bir etkiye sahip olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir. Buna göre yukarıda; taraf markaları 04. Sınıfta bulunan emtialar yönünden aynı/ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu ve genellikle sınai amaçlı yağlar, katı Sıvı ve gaz yakıtlar, aydınlanma amaçlı malları içerdiği belirtilmiştir. Bu durumda işbu sınıflarda yer alan emtialar bakımından “G- …” ibaresinin bu kapsamda bir algı yaratmayacağı yahut tüketici algısında 04. sınıftaki öncelikli “emtiaların bu nitelikteki bir özelliğine yönelik anılan işaretin kullanıldığı yönünde bir izlenim uyandırmayacağı” anlaşılmıştır.
Tüketiciler daha önce gördükleri, satın aldıkları mal veya hizmetin markasının, göz ve kulağında kalan izine, hatırlayabildikleri kadarıyla hafızalarında kalan özelliklerine dayanarak sonraki alışverişlerinde aynı veya benzer markayı taşıyan malı/hizmeti satın almayı tercih ederler. Dolayısıyla, benzer işareti gören ve duyan tüketiciler daha önce tanıdıkları markaların bıraktığı intibaı hatırlayarak, yeni markanın daha önce görmüş oldukları markanın bir başka versiyonu, serisi, uzantısı olduğunu veyahut da bildikleri marka sahibi tarafından verilmiş bir lisans ile söz konusu ürünün üretildiğini düşünürler. Marka hukuku anlamında “imaj transferi” kavramının karşılığı olan bu durum sonraki markanın, önceki markanın ticaret sahasında sahip olduğu avantajdan yararlanması sonucunu da beraberinde getirmektedir.
Somut uyuşmazlık kapsamındaki çekişmeli mal ve hizmetlerin sınai amaçlı yağlar, katı, sıvı ve gaz yakıtlar, aydınlanma amaçlı mal ve hizmetler olduğu bu mal ve hizmetleri alan tüketicinin ortalama dikkat seviyesine sahip olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla söz konusu malların ilgili tüketicisinin yüksek derecede inceleme/araştırma yapılmaksızın satın alınabilir mallardan oldukları, dolayısıyla taraf markalarını gören tüketicinin başvuru markasını davalının yeni bir versiyonu, yeni bir çeşidi, hizmeti sanabileceği, iktisaden birbirine bağlı işletmelerden geldiğini düşünebileceğini, davalı markasında yer alan G- PORFI ibaresinin aynı yazı karakteri iler yazılması G harfinde kullanılan kırmızı rengin davacı markalarındaki G harfinde kullanılan turuncu renkle yakın renklerde olması ikisinin de sıcak tonlarda renk barındırması, aynı zamanda davalı markasındaki PORFI ibaresinin siyah renkle yazılı olması davacı markalarındaki … ibaresinin ise gri renkle yanı siyahın açık bir tonu olarak düşünülecek bir renkle yazılması, her iki markada da G harfine vurgu yapılması, tüketicinin davalı markasındaki “R” harfinin yerinin değişmiş olması durumunu ilk bakışta bunu algılayamayacağı, yine …” şeklinde görebilecekleri, tüketicinin birbirine bu denli yakın işaretlerden oluşan markalar ile aynı, aynı tür ya da benzer emtialarda karşılaştığında, önceki markanın göz ve kulağında kalan izine, hatırlayabildiği kadar hafızasında kalan özelliklerine dayanarak, benzer şekilde oluşturulmuş sonraki markayı taşıyan ürünleri satın almak istediğinde, bu tercihinde önceden tanıdığı, beğendiği, bilinirliği ve güvenirliği ortaya konulmuş önceki markanın kendisinde yarattığı güven ve garanti fonksiyonundan yararlanmayı düşünerek hareket edeceği ve işaretler arasında yalnızca tek bir harften kaynaklı farkı ayırt edemeyebileceği, davalı markasındaki renk tonu ve harf yeri değişikliğinin davalı markasını farklılaştırmaya yeterli olamadığı, markaların bütün olarak bıraktığı genel izlenim itibariyle benzer olduğu, ilgili tüketicinin davalı markasını davacının seri markası olduğu zannına kapılabileceği kanaatine ulaşılmıştır.
Kötü Niyete ilişkin Değerlendirme:
1) Genel Olarak : Bilindiği üzere, kötü niyet; “bilerek ve haksız bir avantaj kazanmak veya başkalarına zarar vermek amacıyla genel olarak kabul edilmiş ahlaki davranışların ve dürüst ticaret ilkelerinin dışında davranmak” olarak tanımlanmıştır.
TMK’nın “dürüst davranma” başlığı altında yer alan ikinci maddesinde “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” düzenlemesine yer verilmiştir. Söz konusu hüküm ile hukuk düzeninin tanıdığı tüm hakların kullanımında “dürüstlük kuralı” ve “hakkın kötüye kullanılması yasağı” olarak ifade edilen iki temel ilkeye yer verilmektedir.
Buna Göre Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.07.2008 tarihli 2008/11-501 E., 2008/507 K. Kararında; “Marka Hukukunda genel olarak kabul gören anlayışa göre, tescil yoluyla sağlanan marka korumasının amacına aykırı biçimde kötüye kullanılması yoluyla başkasının markasından haksız olarak yararlanmak veya gerçekte kullanılmayıp yedekleme, marka ticareti yapmak amacına ya da şantaja yönelik başvuru ve tesciller kötü niyetli olarak kabul edilmektedir.” hükmü yer almaktadır.
Bir marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olabilmesi için, marka başvurusu sırasında kötü niyetli olarak markanın amacı ve temel işlevi dışında bir amaçla kullanılması gerekir. Dolayısıyla, kötü niyetin kabulü için, marka için başvuruda bulunan kişi, markanın temel işlevleri olan ürünün işletmeye aidiyetini sağlama ve diğer ürünler karşısında ayırt edicilik sağlama fonksiyonu dışında bir amaçla veya marka üzerindeki gerçek hak sahibinin markadan yararlanmasını engellemek veya markanın ün ve şöhretinden yararlanmak suretiyle haksız çıkar edinme gibi bir amaçla hareket etmelidir. Adalet Divanı ve Adalet Divanı Genel Mahkemesinin kötü niyete ilişkin benimsediği ilkeler ise genel itibariyle şu şekildedir; • Kötü niyetli başvuruların tespitinde, başvuru sahibinin, markanın tescil edilmesi için başvuruyu yaptığı tarihteki niyeti dikkate alınmalıdır. Başvuru sahibinin, başvuruya konu işaretle aynı veya benzer bir işaretin, aynı veya benzer ürünler için üçüncü bir tarafça kullanıldığını bilmesi gerektiği yönündeki varsayım, piyasanın ilgili sektörünün genel bilgisinden ve kullanım süresinin uzunluğundan kaynaklanabilir. Üçüncü taraf kullanımının eskiden beri süregelen kullanımının uzunluğu arttıkça, başvuru sahibinin tescil başvurusunu yaparken söz konusu kullanımdan haberdar olması olasılığı artar. Bununla birlikte, başvuru sahibinin, aynı veya benzer işaretin, aynı veya benzer ürünler için üçüncü tarafça en az bir üye ülkede gerçekleşen kullanımını bildiği veya bilmesi gerektiği hususu, tek başına başvuru sahibinin kötü niyetle hareket ettiği sonucuna varılmasını sağlamaz. Bu hususlara ilaveten, başvuru sahibinin kötü niyetle hareket edip etmediği belirlenirken, topluluk markası tescil başvurusu yapılırken, işaretin sahip olduğu bilinirlik (ün) derecesi de dikkate alınmalıdır.
• Kötü niyet hususu incelenirken, inceleme konusu işaretin kökeninin, yaratıldığı andan itibaren kullanımının ve işaretin topluluk markası olarak tescil edilmesi talebinin altında yatan ticari mantığın araştırılması gerekmektedir.
• Topluluk markası sahibinin önceki markalarının kullanılmama nedeniyle iptal edilmesinden kaynaklanacak sonuçları engellemek amacıyla aynı markanın tekrar başvurusunu yapması, başvuru sahibinin kötü niyetle hareket edip etmediğini değerlendirirken dikkate alınabilecek bir husustur.
Somut Olayda Kötü Niyete ilişkin Değerlendirme:
Yukarıdaki açıklamalar ışığında marka tescilinin kötü niyetli olup olmadığı incelenirken, kötü niyetli olarak tescil ettirildiği iddia edilen markanın, kötü niyet iddiasında bulunan tarafa ait marka ile birebir aynı olup olmadığı, markanın ne derece yaratıcı ve ayırt edici olduğu, diğer markalardan habersiz olarak tesadüfen tescil ettirilmiş olmasının hayatın olağan akışına uygun olup olmadığı, tescilin diğer markanın tanınmışlığından ve ayırt edicilik gücünden, reklam değerinden haksız yararlanmaya yönelik olup olmadığı gibi hususlar yanında, asıl markanın asli ve tali unsurlarının birebir tescil ettirilip ettirilmediği gibi hususlar dikkate alınacaktır.
Buna göre; dosya içerisindeki deliller incelendiğinde davalının başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin iki adet fotoğraf görseli dışında somut veri bulunamamıştır. İşbu fotoğrafların nerede, hangi tarihte, kim tarafından çekildiği, söz konusu varillerin nereden temin edildiğine ilişkin herhangi bir kayda rastlanılamadığından söz konusu fotoğrafların davalı ile ilişkili olup olmadığı anlaşılamamıştır. Bu nedenle kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacıyı baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davacının hükümsüzlük talebine konu edilen her iki markası için de kötü niyet gerekçesiyle hükümsüzlük talebinden söz edilebilmesinin bu konuda yeterli bir somut delil ibraz edilmemiş olması nedeniyle ispat edilemediği gibi davacının piyasaya sunduğu “G- …” esas unsurlu markaları üzerinden haksız bir avantaj sağladığının da ispat edilemediği kanaatine varılmıştır.
Tüm bu tespit ve değerlendirmeler neticesinde, dava konusu … tescil numaralı marka kapsamında 04 ile 35.05 kapsamında yer alan “Sınai amaçlı yağlar, gresler, kesme sıvıları, toz emici-ıslatıcı ve bağlayıcı maddeler. Katı yakıtlar: kömürler, odun. Sıvı ve gaz yakıtlar: benzin, mazot, sıvılaştırılmış petrol gazı, doğal gaz, fueloil ile bunların kimyasal olmayan katkıları. Aydınlanma amaçlı mumlar, fitiller, yarı mamul vakslar, balmumları (vakslar), parafinler. Elektrik enerjisi.” mal ve hizmetlerinin davacının 2014/57249, 2016/16022, 2017/43937 tescil numaralı markaları kapsamında yer alan mallar ile aynı, aynı tür ya da benzer oldukları, taraf marka ve işaretlerinin benzer olması sebebiyle taraf markaları arasında ilişkilendirme de dâhil olmak üzere karıştırılma / benzerlik ihtimali bulunduğu, başvurunun kötü niyetli yapıldığına yönelik somutlaştırılmış delil ibraz edilmediği sonuç ve kanaatine ulaşmıştır.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle, ıslah dilekçesi nazara alınanarak davanın kabulüne, … sayılı markanın taleple bağlı kalınarak 4. Sınıf “Sınai amaçlı yağlar, gresler, kesme sıvıları, toz emici-ıslatıcı ve bağlayıcı maddeler. Katı yakıtlar: kömürler, odun. Sıvı ve gaz yakıtlar: benzin, mazot, sıvılaştırılmış petrol gazı, doğal gaz, fueloil ile bunların kimyasal olmayan katkıları. Aydınlanma amaçlı mumlar, fitiller, yarı mamul vakslar, balmumları (vakslar), parafinler. Elektrik enerjisi.” Ve 35. Sınıf “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Sınai amaçlı yağlar, gresler, kesme sıvıları, toz emici-ıslatıcı ve bağlayıcı maddeler. Katı yakıtlar: kömürler, odun. Sıvı ve gaz yakıtlar: benzin, mazot, sıvılaştırılmış petrol gazı, doğal gaz, fueloil ile bunların kimyasal olmayan katkıları. Aydınlanma amaçlı mumlar, fitiller, yarı mamul vakslar, balmumları (vakslar), parafinler. Elektrik enerjisi. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” emtiaları ile sınırlı olarak hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE;
2-… sayılı markanın taleple bağlı kalınarak 4. Sınıf “Sınai amaçlı yağlar, gresler, kesme sıvıları, toz emici-ıslatıcı ve bağlayıcı maddeler. Katı yakıtlar: kömürler, odun. Sıvı ve gaz yakıtlar: benzin, mazot, sıvılaştırılmış petrol gazı, doğal gaz, fueloil ile bunların kimyasal olmayan katkıları. Aydınlanma amaçlı mumlar, fitiller, yarı mamul vakslar, balmumları (vakslar), parafinler. Elektrik enerjisi.” Ve 35. Sınıf “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Sınai amaçlı yağlar, gresler, kesme sıvıları, toz emici-ıslatıcı ve bağlayıcı maddeler. Katı yakıtlar: kömürler, odun. Sıvı ve gaz yakıtlar: benzin, mazot, sıvılaştırılmış petrol gazı, doğal gaz, fueloil ile bunların kimyasal olmayan katkıları. Aydınlanma amaçlı mumlar, fitiller, yarı mamul vakslar, balmumları (vakslar), parafinler. Elektrik enerjisi. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” emtiaları ile sınırlı olarak HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE,
3- Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 54,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,90 TL karar harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4- Davacı lehine AAÜT uyarınca 5.900,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı tarafından yapılan 2.329,90-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

6-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/02/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.

Davacı Masraf Dökümü:
İlk Masraf 116,60.-TL
Posta Masrafı 151,00.-TL
Bilirkişi Masrafı 1.800,00.-TL
İstinaf.Kar.Harcı 54,40.-TL
İstinaf Yol.Baş.Harcı 148,60.-TL
Islah Harcı 59,30.TL
Toplam 2.329,90.-TL