Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/340 E. 2021/257 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/340 Esas – 2021/257
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/340
KARAR NO : 2021/257

DAVA : TÜRKPATENT YİDK Marka Kararı İptali, Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 26/10/2020
KARAR TARİHİ : 01/07/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/07/2021

İDDİA:
Davacı vekili 26.10.2020 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin … sayılı ve “… dönüşüm zirvesi”, “… dönüşüm kredisi”, “… dönüşüm”, “… dönüşüm” ibareli markaların sahibi olduğunu, davalı şahsın, bu marka ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “….com.tr ……” ibaresini 35.sınıfta marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddine karar verildiğini, oysa müvekkili şirketin İngiltere’de kurulan ilk ve Dünyanın en büyük GSM operatörlerinden biri olduğunu, … Grubu’nun bünyesinde yer alan … Türkiye’nin 30 Haziran 2012 itibariyle hizmet sunduğu 18.4 milyon abonesiyle Türkiye’nin 2. büyük mobil iletişim şirketi olduğunu, davalı şahıs başvurusunun müvekkili şirket adına tescilli markaları ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu ve bu benzerliğin iltibasa sebebiyet vereceğini, söz konusu ibarenin marka olarak tescil edilmesi halinde tüketiciler nezdinde karışıklık yaratarak başvuru sahibi lehine, müvekkilinin ise aleyhine haksız avantaj sağlayacağını ve müvekkili markalarının itibarını zedeleyeceğini, davalı başvurusunun müvekkili markalarının ticari itibarından ve getirisinden faydalanmak amacı ile başvurulmuş bir marka olduğunu, dava konusu başvurunun müvekkili markalarının yeni bir versiyonu ve/veya markaları ile aynı işletmesel bağlantı bulunduğu izlenimi yarattığını, veya ilgili firmanın menşei itibarı ile lisansal bağlantı kurulabileceğini, bir kısım alıcıların iki farklı marka karşısında bulunduğunu algılayabilse bile marka ve işaretin birbirleriyle idari ve ekonomik olarak bağlantılı şirketlere ait olduğu yönünde algılamada bulunulmalarının kaçınılmaz olduğunu belirterek, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı kararının iptaline ve … sayılı “….com.tr ……” ibareli markanın tescili halinde hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; başvuru işlem safahatını açıklamış, davacının … sayılı “… dönüşüm zirvesi”, “… dönüşüm kredisi” ibareli markaların bir bütün olarak başvuruya konu markadan farklılaştığını, çekişme konusu “… dönüşüm” ibaresinin bir kurum, şirket veya yapının, … çağa ayak uydurmak için, pazarlamasından, iş modellerine, otomasyonundan, organizasyon yapısı ve yönetim şekline kadar her şeyini yeni dünya araçları ile yapmasına verilen genel isim olması nedeniyle ayırt edici niteliğe haiz olmadığı dikkate alındığından markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, müvekkili kurum tarafından alının kararların usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ……’a usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiş ve yargılamaya katılmamıştır.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, TÜRKPATENT’den davalı şahsa ait … sayılı marka başvurusu işlem dosyası ile itiraza dayanak marka tescil belgesi getirtilmiş, sunulan deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ve tescili halinde davalı şahsa ait … sayılı”….com.tr ……” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 26.08.2020 tarihinde tebliğ edildiği, 26.10.2020 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Davada uyuşmazlığın özü, davacıya ait … sayılı ve “… dönüşüm zirvesi”, “… dönüşüm kredisi”, “… dönüşüm”, “… dönüşüm” ibareli markanın, davalı şahsın … sayılı”….com.tr ……” ibareli başvurusu yönünden SMK’nın 6/1, 6/5, 6/9 hükümleri çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre … sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davalı şahsın 24/06/2019 tarihinde “….com.tr ……” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 35.sınıftaki bir kısım emtiaların yer aldığı, başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilan edildiği, ilana davacının … sayılı ve “… dönüşüm zirvesi”, “… dönüşüm kredisi”, “… dönüşüm”, “… dönüşüm” ibareli marka ile benzerlik arz ettiğinden ve tanınmışlık iddiasıyla itirazda bulunduğu, itirazın Markalar Dairesince reddi üzerine, yeniden inceleme isteminin YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak reddine karar verildiği, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “davalı markası ile … DÖNÜŞÜM ZİRVESİ ve … DÖNÜŞÜM KREDİSİ ibareli davacı markaları arasında, başvurunun kapsadığı 35 sınıftaki hizmetlerin tamamı bakımından 6769 sayılı SMK’nun 6/1 maddesi kapsamında benzerlik ve iltibas ihtimali bulunmadığı ” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun “….com.tr ……” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 35.sınıftaki “35/01 Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. 35/02 Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. 35/03 İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. 35/04 Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri.” hizmetlerinin bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise … sayılı ve “… dönüşüm zirvesi”, “… dönüşüm kredisi”, “… dönüşüm”, “… dönüşüm” ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 09, 35, 36, 38, 41, 42.sınıflardaki mal ve hizmetlerin yer aldığı gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, başvuru kapsamındaki 35.sınıftaki hizmetlerin itiraza mesnet gösterilen … sayılı “… Dönüşüm Zirvesi”, “… Dönüşüm Kredisi” ibareli davacı markalarının, 35.sınıftaki hizmetlerin tamamı (35/01, 02, 03, 04 alt grupları) bakımından aynı/aynı tür hizmetler oldukları tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “….com.tr ……” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı “… dönüşüm zirvesi”, “… dönüşüm kredisi”, “… dönüşüm”, “… dönüşüm” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Davacı markaları “… DÖNÜŞÜM ZİRVESİ” ve “… DÖNÜŞÜM KREDİSİ” ibarelerinden, davalı marka başvurusu ise “….COM.TR ……” ibaresinden oluşmaktadır. Her üç marka da anlamsal ve işitsel açıdan birbirinden oldukça farklıdır. Yine markalar şekil unsuru içermediklerinden ve düz yazı ile yazıldıklarından, farklı sayıda kelime ve harf içeren işbu markalar arasında görsel açıdan da herhangi bir benzerlik bulunmamaktadır. Ayrıca davalı markasında yer alan …… ibaresi, davalının adı soyadı olup; bu ibare marka sahibini, dolayısıyla da markanın ticari kaynağını açıkça işaret etmektedir. Markada yer alan ve alan adı uzantısı olan COM.TR ibaresi tali unsur durumundadır. … ibaresi ise, “… dönüşüm” ifadesinin İngilizce karakter olmadan yazılmış bitişik halidir. Bu bağlamda 35. sınıftaki çekişme konusu hizmetler bakımından yapılan iltibas değerlendirmesinde, taraf markalarının bütünsel açıdan yeterli ayırt ediciliği sağladığı değerlendirilmektedir. Zira markalarda … DÖNÜŞÜM ibaresinin ortak unsur olması, bu ibarenin anlamı ve yaygın kullanımı karşısında, markalar arasında bağlantı kurulacağını kabule yeterli değildir. Söz konusu hizmetleri satın alan ve kullanan ortalama bir tüketici, “… DÖNÜŞÜM”ün anlamını büyük olasılıkla bilecek ve davalı markasının ayırt edici unsuru olarak …… ismini algılayacaklardır. Söz konusu ismin büyük harf ve puntolarla yazılarak ön plana çıkartılmış olması bu durumu desteklediği gibi, markaların içerdikleri farklı kelime unsurları ile bütünsel açıdan birbirlerinden yeterli düzeyde uzaklaştıkları görülmektedir.
Açıklanan nedenlerle; davalı marka başvurusu ile davacı markaları arasında, başvurunun kapsadığı 35 sınıf bakımından, 6769 sayılı SMK m. 6/1 kapsamında benzerlik ve iltibas ihtimali bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olay açısından ise davalının başvurusunun, davacı markaları açısından tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği kanaatine varılamadığından, dosya içeriği itibari ile 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı gibi taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi olmadığı ve dolayısıyla tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin olmayacağı kanaatine varılmıştır.
Hükümsüzlük talebi açısından; taraf markalarının benzer olmaması ve 6769 sayılı SMK’nın 6/1 bendi anlamında iltibas tehlikesinin mevcut olmaması nedeniyle hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Somut davada davalı şahıs başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamaktadır. Bu nedenle kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şahsın kötü niyetli olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1- Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 54,40 TL harçta düşümü ile 4,90 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı TÜRKPATENT için AAÜT uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
4- Davacın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5- Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı ve davalı kurum vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.01/07/2021