Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/34 E. 2021/244 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/34
KARAR NO : 2021/244

DAVA : TÜRKPATENT YİDK Marka Kararı İptali, Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 27/01/2020
KARAR TARİHİ : 24/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/06/2021

İDDİA:
Davacı vekili 27/01/2020 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin … Sayılı ve “… şekil”, “… şekil”, “… şekil”, “x şekil”, “… … şekil”, “x …”, “x …”, “x …”, “x …”, “x şekil”, “x şekil”, “x …”, “x şekil”, “x …”, “x … şekil”, “x … şekil”, “x …”, “x …”, “x …”, “x …”, “…”, “…” ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “şekil” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa davalı şirketin dava konusu markasını tescil ettirmek istemesinin, müvekkillerinin 6769. sayılı SMK ile koruma altına alınan haklarına aykırılık oluşturduğunu, müvekkillerinin “x …, x, x …, , …, …” ve devamındaki “…” ibareli markalarının TÜRKPATENT nezdinde tescil edilmiş olup, marka tescilinin sağladığı korumadan yararlandıklarını, müvekkillerinin “…, x, x …, …, x …, … … şekil” markalarını 25. (ayak giysisi, baş giysisi) sınıfta tescil ettirdiğini, söz konusu marka altında ayakkabı ürünleri ve baş giysileri ürettiğini, “x …”, “x” ve “x …” markalarının da “x” harfinin temel görsel olarak göze çarptığının görüleceğini, davalı markasının müvekkillerine ait “x …”, “x”, “x …” markasının kullanıldığı şekliyle kullanıldığını, bu şekilde kullanıldığı takdirde, müvekkillerine ait olan markaların ürünlerini üreten alt markası olarak algılanacağını, müvekkillerine ait “…” , “x” ve “x …” markalarının TÜRKPATENT nezdinde de tanınmış marka olarak tescil edildiğini, müvekkillerine ait markaların tüm Türkiye’deki perakende sektöründe lider bir marka olduğunu, bırakın orta bilinç düzeyindeki tüketiciyi, en alt bilgi ve ilgi düzeyindeki tüketici tarafından bile tanınırlığının, bilinirliğinin inkâr edilemez bir gerçek olduğunu, kelime bazında markalar incelendiğinde, dava konusu marka olan “X” harfinin bir anlamı bulunmadığını, “X” harfinin tek başına herhangi bir anlam ifade etmeyen ve Türk Alfabesinde de mevcut olmayan bir harf olduğunu, bu anlamında herhangi bir ayırt edici niteliği bulunmadığını, görsel olarak incelendiğinde görülecektir ki, müvekkilleri şirketin markası olan “x …” ile benzerlik oluşturduğunu, dava konusu marka kullanılırken “x” sözcüğünün desen ve renk itibariyle mevcut şirkete ait markadan pek de bir farklılık arz etmeden kullanılacağını, müvekkillerinin markası olan “x” harfi ile aynılık söz konusu olacağını, görsel anlamda benzerlik olduğunun kuşkusuz olduğunu savunarak belirterek, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararın iptali ile dava konusu … başvuru numaralı “şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu YİDK kararının yerinde olduğunu, davaya konu marka başvurusu ile davacıya ait markalar “X … vd.” ibareli markalar arasında iltibasa yol açacak nitelikte benzerlik bulunmadığını, her iki markanın, dışa yansıyan karakteristik özellikleri, görüntüleri, okunuşları ve bıraktığı izlenimler yönünden, hitap ettikleri tüketiciler arasında bağlantılı oldukları ve/veya bir olduklarını düşündürmesinin mümkün olmadığını, markalar arasında görsel, işitsel, kavramsal ve anlamsal olarak bir benzerlik bulunmadığını, davacıya ait marka ile itiraza konu marka arasında benzerlik yahut karıştırılma ihtimali bulunmadığından SMK m. 6/5 hükmü kapsamında da değerlendirme yapmanın mümkün olmadığını, dava konusu marka ile itiraza mesnet markaların arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, ilgili tüketicilerin başvuruya konu marka ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markaları bütüncül algı çerçevesinde farklı ticari kaynaklardan gelen birbirinden farklı markalar olarak algılayacaklarını, başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markaların bütünüyle bıraktıkları izlenim itibarıyla ilişkilendirilme ihtimali dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzer olmadıklarını, markalar arasında 6769 s. SMK’nın 6/1 maddesi hükmü anlamında benzerlik, karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını beyanla savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin 126 yıllık bir şirket olduğunu, dünyanın pek çok yerinde kendisine ait mağazalar ve iş birliği yaptığı distribütörler vasıtasıyla tüketiciye ulaştığını, WIPO nezdinde 28.08.2018 tarihinde 25. sınıfı kapsayan 1435569 sayılı marka başvurusunda bulunduğunu, başvuruya itiraz edildiğini, itirazların reddine karar verildiğini, davaya konu marka ile davacı yana ait markalar arasında iltibas yaratacak bir benzerlik dahil hiçbir benzerlik olmadığını, haliyle, markaların karıştırılmasının mümkün olmadığını, davacı yanın dilekçesi incelendiğinde adeta “x” harfi üzerinde tekel iddia ettiğinin görüleceğini, oysaki davacı yanın “x” harfi üzerinde tekel hakkı sahibi olmadığını, harflerin tek başına tescilinin mümkün olmadığını, ancak stilize edilerek ve ayırt edicilik katılarak tescil edilebildiklerini, müvekkillerinin markasının “x” harfinden oluşan bir marka olmadığını, müvekkilleri markasının “x” logosu olduğunun tamamen itiraz sahibinin asılsız bir iddiası ve şahsi görüşü olduğunu, müvekkilleri markasının “x” harfinden oluşmamakta, bir bütün olarak stilize edilmiş bir pantolon cebi görüntüsü ya da bir zırh, kalkan amblemi gibi algılandığını, davacının “…” markasının tanınmışlığının da somut olayla bir ilgisi bulunmadığını, dava konusu markalar arasında benzerlik ve ilişkilendirilme/karıştırılma ihtimali bulunmamakta olup, TÜRKPATENT YİDK’nin SMK madde 6/1’e dayalı itirazının reddine ilişkin kararının yerinde olduğunu, kabul anlamında gelmemekle birlikte bir an için bu markanın “x” harfine atıf yaptığı düşünülse dahi karıştırılma yaratacak düzeyde bir benzerlikten söz edilemeyeceğini, markalar arasında benzerlik incelemesi yapılırken markaların genel izlenimlerinin de dikkate alınacağını, bu incelemede ise markaların ayırt edici ve baskın unsurlarının ön planda tutulduğunu, müvekkilleri markasının “x” harfinden bile oluşmamakta olup, kavramsal benzerlik dahi olmadığını, TÜRKPATENT ile YİDK kararlarında da haklı olarak belirtildiği gibi, somut olaya konu markalar arasında benzerlik bulunmadığını, bu nedenle, markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmasının da mümkün olmadığını, markalar benzer olmadığından, davacıya ait markaların tanınmışlığı da ispat edilemediğinden, ilgili maddede aranan sair koşullar da oluşmadığından SMK 6/4 ve 6/5 maddelerinin aradığı koşulların hiçbirinin oluşmadığını, davacının “X” markalarının tanınmışlığına dair hiçbir delilin sunulmadığını, “…” markasının da tanınmışlığına ilişkin yeterli delile dava dilekçesinde ya da itiraz dilekçelerinde yer verilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ve tescili halinde davalı şahsa ait … sayılı “şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 25/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, 27/01/2020 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 17/08/2020 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “…Davaya konu … sayılı markanın, tescili talep edilen 25. sınıfta yer alan malların tamamının, davacı yanın markalarında yer alan mallar ile aynı / aynı tür veya benzer nitelikte olduğu, b- Davaya konu … sayılı davalı şirket markası ile davacı şirketin itiraza dayanak markaları arasında benzerlik ve bu benzerlik neticesinde iltibas ihtimalinin bulunmadığı, davacı yan markalarının, SMK m. 6/4 ve 6/5 kapsamındaki tanınmış marka korumasından yararlanamayacağı, d- Heyetin yukarıda belirtilen inceleme yöntemleri, bilimsel ve teknik dayanakları kapsamında, varılan sonucu ile benzer nitelikte olan dava konusu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 23.12.2019 tarih ve … sayılı kararının yerinde olup olmadığının takdirinin Sayın Mahkemede olduğu… ” ifade edilmiştir.
Davada uyuşmazlığın özü, davacıya ait … Sayılı ve “… şekil”, “… şekil”, “… şekil”, “x şekil”, “… … şekil”, “x …”, “x …”, “x …”, “x …”, “x şekil”, “x şekil”, “x …”, “x şekil”, “x …”, “x … şekil”, “x … şekil”, “x …”, “x …”, “x …”, “x …”, “…”, “…” ibareli markalarının, davalının … sayılı “şekil” ibareli başvurusu yönünden SMK’nun 6/1, 6/4, 6/5 hükümleri çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre … sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davalı şahsın 28/08/2018 tarihinde “şekil” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 25. sınıftaki bir kısım emtiaların yer aldığı, başvurunun Resmi Marka Bülteninde ilan edildiği, ilana davacının … Sayılı ve “… şekil”, “… şekil”, “… şekil”, “x şekil”, “… … şekil”, “x …”, “x …”, “x …”, “x …”, “x şekil”, “x şekil”, “x …”, “x şekil”, “x …”, “x … şekil”, “x … şekil”, “x …”, “x …”, “x …”, “x …”, “…”, “…” ibareli markaları ile benzerlik arz ettiğinden ve tanınmışlık iddiasıyla itirazda bulunduğu, itirazın Markalar Dairesince reddi üzerine, yeniden inceleme isteminin YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak reddine karar verildiği, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun … sayılı “şekil” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 25.sınıftaki “25 Jackets, jumpers, cardigans, shorts, trousers, shirts, t-shirts, polo shirts, hats, socks, ties, belts, footwear. (Ceketler, kazaklar, hırkalar, şortlar, pantolonlar, gömlekler, tişörtler, polo gömlekler, şapkalar, çoraplar, kravatlar, kemerler, ayak giysileri)” mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markanın ise … Sayılı ve “… şekil”, “… şekil”, “… şekil”, “x şekil”, “… … şekil”, “x …”, “x …”, “x …”, “x …”, “x şekil”, “x şekil”, “x …”, “x şekil”, “x …”, “x … şekil”, “x … şekil”, “x …”, “x …”, “x …”, “x …”, “…”, “…” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamında 02, 03, 05, 07, 08, 09, 10, 14, 16, 18, 21, 25, 27, 28, 30, 32, 35. sınıflardaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, dava konusu marka ile davacı markasının kapsadığı mallar ve hizmetler karşılaştırıldığında, dava konusu marka kapsamında aynı/aynı tür ve benzer mallar ile birlikte, kullanım amaçları, işlevleri ve birbirleri ile olan ilişkileri (alternatif veya tamamlayıcı olması) bakımından yapılan değerlendirmede, davaya konu markanın tescil talep edilen 25. sınıfta yer alan mallarının, 2007 00802 ve 2017 05643 tescil numaralı markalar hariç davacı markaları ile aynı/ aynı tür olduğu ve/ veya benzer malları içerdiği tespit edilmiştir. Davacı şirkete ait olan markalarda yer alan 35. sınıftaki perakendecilik hizmetleri (Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, kataloglar ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).) genel niteliktedir. Başka bir ifade ile söz konusu hizmetin, hangi malların bir araya getirilecek tüketiciye sunulacağı konusunda bir kayıt bulunmamaktadır. Ancak, söz konusu markanın başvurusunun yapıldığı tarihte yürürlükte olan Sınıflandırma Tebliğ açısından da böyle bir belirleme yapılması zorunluluğu bulunmamaktaydı. Genel olarak, Yargıtay’ın çeşitli kararlarına da konu olduğu üzere 35. son sınıftaki genel nitelikteki perakendecilik hizmetlerinin tek başına Mal Hizmet Sınıflandırmasına konu malların tamamı için hak oluşturması mümkün olmayacaktır. Bu nedenle, markalarda yer alan 35. sınıfın son hizmetleri, aynı kabul edilen mallar açısından benzer görülmemiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “şekil” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markanın standart karekterle yazılı “… şekil”, “… şekil”, “… şekil”, “x şekil”, “… … şekil”, “x …”, “x …”, “x …”, “x …”, “x şekil”, “x şekil”, “x …”, “x şekil”, “x …”, “x … şekil”, “x … şekil”, “x …”, “x …”, “x …”, “x …”, “…”, “…” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Davaya konu markanın şekil unsuru içerdiği, davacı şirket markalarının ise figüratif özellikli “x” harfi ile birlikte, kelime unsuru içerdiği, genel olarak kelime markası veya bileşke marka olduğu, “x” harfi ile birlikte, “…”, “…”, “… …”, …” ibarelerini içerdiği, … tescil numaralı markalar hariç “x” unsurunun markalarda yer aldığı, bu hali ile ortak olduğu görülmüştür.Taraf markaları arasında yer alan ayırt ediciliği olmayan veya zayıf ayırt ediciliğe sahip unsurlar ile birlikte, işaretler arasındaki benzerlik değerlendirmesi, markanın türüne, yani şekil markası, sözcük markası, ses markası veya bunların karması olup olmamasına göre birçok farklı faktör açısından yapılacak değerlendirmeye bağlı olarak tespit edilebilmektedir. Benzerliğin tespiti, markanın türüne göre farklı unsurları esas almayı da gerektirebilmektedir. Şekiller ve harfler marka olabilecek işaretlerdir. Şekil her türlü çizim, resim, simge, amblemi, somut, çizgi veya renkler ile anlatımları, sözcük, resim, grafik, renk karışımı veya bileşimi düzenlemeleri ve kompozisyonlarını ifade etmektedir. Diğer taraftan harfler de, belli bir mal ve hizmet için tescil edilebilmektedir. Genel kabul gören ilke, görsel açıdan yapılan karşılaştırmada, kelime markası (harf veya harf kombinasyonları markası) ile şekil markası arasında bir benzerlik olamayacağı şeklinde kesin bir tespitin yapılamayacağı şeklindedir. Diğer taraftan, yapılacak inceleme, anlamsal, sesçil ve görsel açıdan bir bütün oluşturacak şekilde olmalıdır.
Somut olay açısından yapılan incelemede, davalı şirket markasının şekilden oluştuğu, Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü/WIPO aracılığı ile yapılan başvuruda “certified description of the mark; Shield” şeklinde açıklamanın bulunduğu, “shield” ibaresinin İngilizce zırh anlamına geldiği, şeklin ise, İngilizce “coat of arms”6 olarak adlandırılan zırh üzeri arma şeklini içerdiği, şeklin bu hali ile üzerinde arma içeren kalkan olarak tasvir edilebileceği, üzerinde yer alan “x” harfine benzer şeklin ise belli bir anlam içerisinde kullanıldığı, şekle ve anlamına yönelik, arama motoru üzerinden yapılan aramada, davaya mesnet markalarda ise ortak unsur olduğu iddia edilen “x” harfinin, genel kabul görmüş diller içerisinde belli bir anlamı olmadığı (sembolsel anlamlar dışında, Roma rakamı ile 10 anlamına geldiği8), görsel olarak yapılan karşılaştırmada davaya konu markada yer alan figürün beyaz zemin üzerine siyah tonlarda kompozisyon edildiği, kalkan üzerine arma anlamına gelen şeklin içinde “x” harfine benzer birleşimlerin olduğu, davacı yan markalarının görsel olarak incelenmesinde, 2010 04814 numaralı markanın turuncu zemin üzerine beyaz tonlarda “x” harfi ile birlikte, “x” harfinin altında, küçük boyutta “…” ibaresinin yer aldığı, itiraza mesnet diğer markaların ise beyaz zemin üzerine siyah, kırmızı, turuncu tonlar kullanılmak üzere, “x”, “x … …”, “x …” ibarelerinden oluştuğu, kompozisyon ediliş şekline göre, “x” harfinin üstte, “…” ve “…” ibarelerinin altta bulunduğu, … tescil numaralı markaların ise kelime markası olduğu ve “x” unsuru bulunmamakla birlikte, “…” ve aırkınetıx” ibaresinden oluştuğu, davacı yan markalarında yer alan ortak “x” harfi ile birlikte, “…” ve “…” ibarelerinin yer aldığı görülmüş, figüratif özellikli “x” harfi ile birlikte yer alan “…” ve “…” ibarelerin baskın olup olmadığı değerlendirilmiş9, bu hali ile “…” ve “…” ibarelerinin de “x” harfi ile birlikte esas unsur olduğu, markalara bu hali ile belli oranda ayırt ediciliğe ulaştığı kabul edilmiştir. Davacı yanın, içerisinde “…” ve “…” unsurları içermeyen, 2008 55217, 2008 55222, 2008 55225, 2008 55228 numaralı ve “x” unsurlu markaları üzerinden yapmış olduğu incelemede ise, kalkan görünümlü davalı şirket markası ile “x” unsurlu davacı şirket markaları arasında figüratif farklılıkların olduğu, her ne kadar davalı şirket markasında davacı markalarındaki “x” harfine benzer sembol bulunsa da markanın genelinde bu sembolün tek başına ön plana çıkmadığı, taraf markalarında düşük seviyede ayırt ediciliği olan unsurlar paylaşılıyorsa, karıştırılma ihtimali değerlendirmesinde örtüşmeyen bileşenlerin markaların genel izlenimi üzerindeki etkisine odaklanılması gerektiğinin kabul edilmesi gerektiği değerlendirilmiş, örtüşmeyen bileşenlerin benzerlikleri ve/veya farklılıkları, ayırt edicilikleri ele alınmış, itiraza mesnet davacı markaları ile dava konusu marka başvurusu arasında tescili talep edilen sınıf bakımından 6769 sayılı SMK’nun 6/1 maddesi anlamında benzerlik ve iltibas tehlikesi bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olay açısından ise davalının başvurusunun, davacı markaları açısından tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği kanaatine varılamadığından, dosya içeriği itibari ile 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı gibi taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi olmadığı ve dolayısıyla tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin olmayacağı kanaatine varılmıştır.
Hükümsüzlük talebi açısından; taraf markalarının benzer olmaması ve 6769 sayılı SMK’nın 6/1 bendi anlamında iltibas tehlikesinin mevcut olmaması nedeniyle hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Somut olayda, davalı şirket tarafından yapılan marka başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamakla ve markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şirketin kötü niyetli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1- Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 54,40 TL harçta düşümü ile 4,90 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalılar için AAÜT uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4- Davacın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5- Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.24/06/2021
Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.