Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/313 E. 2021/204 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/313
KARAR NO : 2021/204

DAVA : TÜRKPATENT YİDK Marka Kararı İptali, Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 06/10/2020
KARAR TARİHİ : 03/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/06/2021

İDDİA:
Davacı vekili 06.10.2020 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin … sayılı “… teknoloji”, “… technology”, “… arge”, “… …”, “…”, “… technology ar-ge”, “… tobacco”, “… magazin”, “… excel”, “… technology şekil”, “… şekil”, “… kardeşler” ibareli markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin, bu marka ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini 07.sınıfta marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddine karar verildiğini, oysa … Makine sanayinin 1973’te üretimine başladığını, hububat, bakliyat, tohum ve yağlı tohum ailesinde yer alan kuru sebzelerin hasat esnasında ve hemen sonrasında ürüne karışan toz, taş, toprak, saman, cam ve bunu gibi ürün harici maddeleri ile ortalama üründen küçük, az yetişmiş, kırılmış, yabani tohum, zedelenmiş tohum veya başka mahsul tohumu gibi maddeleri ayıran makinelerin üretimini gerçekleştiren bir firma olduğunu, müşterilerinden gelen talep ve ihtiyaca göre, boylama, sınıflandırma, paketleme gibi üretim süreçlerini planladığını ve bunlara uygun projeler hazırlayarak müşterilerinin ihtiyaçlarını karşıladığını, 2010 senesinde Türkiye pazar payını %95 e çıkarmayı başaran Müvekkilinin, yurt dışında da büyümeyi başardığını, Müvekkil firmanın 20 farklı ülkede satış ve satış sonrası hizmet sunan ofisi bulunduğunu, 2019 yılına gelindiğinde Müvekkil firma 85 farklı ülkeye ihracat gerçekleştiren sektöründe öncü firmalar arasında yerini aldığını belirterek müvekkili şirket hakkında bilgilere yer vermiş olup, müvekkil firmanın tescilli ve tescil sürecinde bulunan ulusal ve uluslararası ölçekte, yaklaşık 26 adet markanın, 26 adet patent/faydalı modelin, 101 adet tasarımın da sahibi olduğunu, dava konusu marka başvuru sürecine yer vermiş olup, müvekkili firmanın www…com ibareli alan adı üzerinden de 24.09.2004 tarihinden bu yana ticari faaliyetlerini sürdürmekte olduğunu, davaya konu marka başvuru sahibinin, müvekkili firmanın eski hissedarlarından olan baba … …’in kızı ve müvekkili firmanın eski çalışanı olan … …’in kardeşi olduğunu, … …’in Müvekkili şirkette bulunan hisselerini devrettiğini ve şirket bünyesinden ayrıldığını, davalı yanın kardeşi … … ve babası tarafından … Teknoloji Makine Reklamcılık Sanayi Ticaret ve Limited Şirketi’ni kurduğunu ve Müvekkili firmanın tescilli ticaret unvanına, tescilli alan adına, tescilli markalarına tecavüz teşkil eden kullanımlarda bulunulduğunu, dava konusu marka gibi birçok müvekkili firma markaları ile iltibas teşkil eden marka müracaatlarının gerçekleştirildiğini, davaya konu marka başvurusunun kötü niyetle yapıldığını, itiraz konusu başvurunun sahibinin, babasının ve erkek kardeşinin şirketi ile müvekkili firma arasındaki “…” ve “…” ibarelerinden kaynaklı hukuki ihtilaflardan haberdar olmasına rağmen işbu müracaatı gerçekleştirdiğini, müvekkili firmanın ortak ve yetkilileri ile başvuru sahibi arasındaki akrabalık ilişkisinin ve şahsın erkek kardeşi ile müvekkili firmanın aynı ibare bakımından süren hukuki ihtilaflarının kötü niyeti ortaya koyduğunu, davalı tarafından tescil müracaatı gerçekleştirilen marka ile müvekkilİ firma markalarının aynı sınıfları kapsadığını, müvekkili firmaya ait markaların, 1973 senesinden beri tescilli ticaret unvanının ve www…com ibareli alan adının hakim ve ayırt edici unsurunun …” ibaresi olduğunu, davalının, tescil müracaatına konu ettiği “…” ibareli markanın müvekkilinin “…” ibaresinin ilk üç harfi olan “…” ibaresini, aynı emtia ve hizmetler bakımından tescil müracaatına konu ettiğini, “…” ve “…” ibarelerinin tüketici nezdinde müvekkili firma tarafından meşhur ve maruf hale getirildiğini, müvekkile ait logoda … ibaresinin altının çizili olduğunu ve markada dikkat çektiğini, davacı, davalı yanın kardeşi ve babasının kurmuş olduğu şirketler ile müvekkili arasında mevcut hukuki uyuşmazlıklar bakımından açmış oldukları davalara yermiş olup, dava konusu marka başvurusunun da davalıların kötü niyetinin bir göstergesi olduğunu, davalının kötü niyet ile hukuki ihtilaflara rağmen dava konusu marka başvurusun gerçekleştirdiğini, TÜRKPATENT’in vermiş olduğu kararın daha önce davalı yana ait marka hakkındaki itirazları kapsamında verilen kararlar ile çeliştiğini, davalının babası olan … … ile 25.12.2014 tarihli protokol kapsamında ortaklığını sonlandırıldığının, anılan protokol sonrası imzalanan centilmenlik anlaşmasında ise, davalı tarafın müvekkiline ait markaları ve benzerlerinin kullanma imkanı olmadığının açıkça belirtildiğini, buna rağmen davalı tarafın marka başvurularında bulunduğunu, markaların tüketici nezdinde karıştırılacağını belirterek, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı kararının iptaline ve … sayılı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; başvuru işlem safahatını açıklamış, dava konusu “…” ibareli başvuru markası ile davacıya ait “…” ibaresini içeren markalar bir bütün olarak görsel, işitsel ve kavramsal bakımdan birbirlerinden oldukça farklı markalar olduğunu, davacının itiraz markalarında başvuru markasıyla benzerlik taşıdığını iddia ettiği “…” ibaresinden başka, başvuru markasında yer almayan ibare/ibareler ya da karakteristik şekil unsurları içerdiğini, başvuru markasının bir bütün olarak itiraz markalarıyla hiçbir yönden ortak unsur içermediğini, karıştırmaya yol açabilecek derecede benzerlik bulunmadığını, markalar arasında benzerlik bulunmadığından, davacının başvurunun kötüniyetli olarak gerçekleştirildiği yönündeki iddiasına da itibar etmediklerini, markalar benzer olmadığından, davacının itiraz gerekçesi markalarının önceki kullanımları ya da piyasadaki bilinirlik düzeyinin de markalar arasında karışıklığa ya da iltibas ihtimaline neden olmayacağını, her somut olayın kendi özellikleri ve somut koşulları çerçevesinde, ayrı olarak incelenmesi gerekliliği marka hukukunun temel prensiplerinden birisi olduğunu, marka örnekleri ve/veya mal/hizmet kapsamları işbu başvurudan farklı olan başvurular için verilmiş olan kararların işbu başvuru için emsal karar teşkil etmesinin mümkün olmadığını, verilen kurum kararının yerinde olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkiline ait dava konusu “…” ibareli marka ile davacının itirazına gerekçe gösterdiği … ibareli markaların benzer olmadığını, müvekkil markasının bütün olarak … şeklinde olduğunu, … şeklinde telaffuz edildiğini, davacının … ibareli markalarının ise … şeklide göründüğünü ve … şeklinde telaffuz edildiğini, müvekkili markasının davacı markalarından farklı olduğunu, markaların bir bütün olarak görsel, işitsel ve anlamsal bakımdan hiçbir benzerliğinin bulunmadığını, davacının markaları, kelimelere ve hecelere ayrırarak benzerlik yaratılmaya çalıştığını, müvekkili ile davacı arasında derdest olan hiçbir dava bulunmadığını, davacının dava dilekçesinde … Ltd Şti’ nin davacının marka haklarına tecavüz ettiğini iddia ettiğini, bu iddiaların hiçbirini kabul etmediklerini, dava konusu “…” ibareli marka başvuru sahibinin müvekkili … olduğunu, davacının sürekli … Teknoloji Makina Reklamcılık San. ve Tic. Ltd. Şti. ile görülmekte olan davalarından bahsettiğini ve bu davanın tarafının sanki müvekkili gibi mahkemeyi yanıltmaya çalıştığını, davacı ile müvekkili arasında hiçbir husumet bulunmadığını, müvekkilinin kötü niyetli olmadığını, müvekkilinin, davacı markasına benzer bir markayı tescil ettirmeye çalışmadığını, kendine özgü ayırt ediciliği bulunan markası için tescil başvurusunda bulunduğunu, müvekkilinin, … tescil numaralı … ibareli, … tescil numaralı … ibareli ve … tescil numaralı AKYOĞLU ibareli markaların da sahibi olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, TÜRKPATENT’den davalı şahsa ait … sayılı marka başvurusu işlem dosyası ile itiraza dayanak marka tescil belgesi getirtilmiş, sunulan deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ve tescili halinde davalı şahsa ait … sayılı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 11.08.2020 tarihinde tebliğ edildiği, 06.10.2020 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Davada uyuşmazlığın özü, davacıya ait … sayılı “… teknoloji”, “… technology”, “… arge”, “… …”, “…”, “… technology ar-ge”, “… tobacco”, “… magazin”, “… excel”, “… technology şekil”, “… şekil”, “… kardeşler” ibareli markanın, davalı şahsın … sayılı “…” ibareli başvurusu yönünden SMK’nın 6/1, 6/5, 6/9 hükümleri çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre … sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davalı şahsın 31/05/2019 tarihinde “…” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 07.sınıftaki bir kısım emtiaların yer aldığı, başvurunun Resmi Marka Bülteninde ilan edildiği, ilana davacının … sayılı “… teknoloji”, “… technology”, “… arge”, “… …”, “…”, “… technology ar-ge”, “… tobacco”, “… magazin”, “… excel”, “… technology şekil”, “… şekil”, “… kardeşler” ibareli marka ile benzerlik arz ettiğinden ve tanınmışlık iddiasıyla itirazda bulunduğu, itirazın Markalar Dairesince reddi üzerine, yeniden inceleme isteminin YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak reddine karar verildiği, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 10.05.2021 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “Dava konusu … sayılı başvuru kapsamındaki 07. Sınıf malların tamamının, davacı yana ait önceki tarihli markalar kapsamı ile aynı, aynı tür ya da benzer hizmetler oldukları, Bununla birlikte dava konusu markayı oluşturan işaretlerin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu değerlendirmede markanın görsel, işitsel ve kavramsal unsurlarının yarattıkları nihai algının, davaya konu marka örneği itibariyle, davacı markalarından farklı olduğu, taraf markalarının ilgili tüketici nezdinde ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimali doğurmayacakları, Başvuru konusu markanın kötü niyetli olarak başvuru konusu edilip edilmediği hususunun takdirinin Sayın Mahkemeye ait olması gerektiği, Davalının dava konusu 2019/101848 sayılı marka başvurusu ile davacının itiraza mesnet markalarının benzer bulunmadığı; Davalının dava konusu 2019/101848 sayılı marka başvurusunun kapsamında yer alan tüm emtialar yönünden mal ve hizmet benzerliğinin oluştuğu; taraf markaları arasında iltibas tehlikesinin oluşmadığı; tanınmışlığa bağlı sonuçların oluşmadığı; Kötüniyetin ispat olunmadığı;” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun “…” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 07.sınıftaki “Ahşap, metal, cam ve plastik malzemelerin ve madenlerin işlenmesi, bunlara şekil verilmesi için makineler, takım tezgahları ve bu amaçla kullanılan endüstriyel robotlar, üç boyutlu yazıcılar. İş makineleri: dozerler, kepçeler, ekskavatörler, yol yapım ve kaplama makinaları, sondaj makinaları, kaya delme makinaları, süpürme makinaları ve aynı işleve sahip robotik mekanizmalar. Kaldırma, taşıma ve iletme makineleri: asansörler, yürüyen merdivenler, vinçler, aynı işleve sahip robotik mekanizmalar. Tarım, hayvancılık, ziraat sektörlerinde ve tahıl/meyve/sebze/gıda işlenmesinde kullanılan makineler ve robotik mekanizmalar, içecek yapım ve işleme makineleri. Kara taşıtları için olanlar hariç motorlar, elektrikli motorlar, bunların parçaları ve tertibatları: hidrolik, pnömatik kontroller, kara taşıtları için olanlar hariç frenler, balatalar, krank milleri, dişliler, silindirler, pistonlar, türbinler, filtreler; kara taşıtlarında kullanılan ve bu sınıfta yer alan parçalar: taşıtlar için yağ, yakıt ve hava filtreleri, egzozlar, egzoz manifoldları, silindirler, silindir başları, pistonlar, karbüratörler, yakıt dönüşüm cihazları, enjektörler, yakıt tasarruf cihazları, pompalar, valfler, marşlar, dinamolar, bujiler Rulmanlar, bilyalı veya masuralı yataklar. Lastik sökme ve takma makineleri. Alternatörler, jeneratörler, elektrik jeneratörleri, güneş enerjisi ile çalışan jeneratörler. Boya makineleri, otomatik boya püskürtme tabancaları, elektrikli, hidrolik ve pnömatik zımbalama makineleri ve tabancaları, elektrikli yapıştırıcı tabancalar, basınçlı hava veya sıvı püskürtücü makineler için tabancalar, elektrikli el matkapları, motorlu el testereleri, dekupaj makineleri, spiral makineler, basınçlı hava üreticiler, kompresörler, araç yıkama makineleri ve yukarıda sayılan makine ve araçlarla aynı işleve sahip robotlar. Elektrikli ve gazlı kaynak makineleri, elektrikli ark kaynak cihazları, elektrikli lehim cihazları, elektrikli ark kesme cihazları, elektrikli kaynak makine elektrotları ve bunlarla aynı işleve sahip robotlar. Matbaa makineleri. Ambalajlama makineleri, doldurma-tapalama ve kapatma makineleri, etiketleme makineleri, tasnifleme makineleri ve yukarıda sayılan makinelerle aynı işleve sahip robotlar ve robotik mekanizmalar (elektrikli plastik kapama/mühürleme cihazları [paketleme] dahil). Tekstil makineleri, dikiş makineleri ve bunlarla aynı işleve sahip endüstriyel robotlar. Makine veya motor parçası olmayan pompalar (akaryakıt dolum ve dağıtım pompaları ve bunların tabancaları dahil). Doğrama, öğütme, ezme, çırpma ve ufalama için mutfakta kullanılan elektrikli aletler; yıkama makineleri (çamaşır/bulaşık yıkama makineleri, ısıtmalı olmayan santrifüjlü çamaşır kurutma makineleri dahil); zemin, halı veya döşeme temizleme amaçlı elektrikli makineler, elektrikli süpürgeler ve bunların parçaları. Otomatik satış makineleri. Galvanizle kaplama ve elektroliz (akımla kaplama) makineleri. Elektrikli açma kapama mekanizmaları. Makine ve motorlar için silindir contaları” mal ve hizmetlerinin bulunduğu, itiraza dayanak markanın ise … sayılı “… teknoloji”, “… technology”, “… arge”, “… …”, “…”, “… technology ar-ge”, “… tobacco”, “… magazin”, “… excel”, “… technology şekil”, “… şekil”, “… kardeşler” ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 07, 09, 35, 42.sınıflardaki mal ve hizmetlerin yer aldığı gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, dava konusu marka kapsamında yer alan 07.sınıftaki mallar, davacıya ait ret gerekçesi markalar kapsamından doğrudan yer almamakla birlikte davacının ret gerekçesi markalardan …. sayılı markalar kapsamında 35.sınıfta yer alan 05.alt gruptaki mağazacılık/satış hizmetlerinde, dava konusu marka kapsamında 07.sınıfta yer alan malların tamamının satışının gerçekleştirileceği; davacı markalarında yer alan satış hizmetleri bakımından ise markaların emtia listelerinin benzer mal ve hizmetlerden oluştuğu tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı “… teknoloji”, “… technology”, “… arge”, “… …”, “…”, “… technology ar-ge”, “… tobacco”, “… magazin”, “… excel”, “… technology şekil”, “… şekil”, “… kardeşler” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Dava konusu marka “…” şeklinde tamamı siyah tonlarda baş harfi büyük geri kalan harfleri küçük şekilde tasarlanmış düz yazı karakterinden oluşan bir marka oluduğu görülmektedir. Bu bağlamda dava konusu marka bütün olarak ele alındığında markanın esas unsurunun “…” şeklinde birbirine denk olarak yazılmış, biri diğerine nazaran ön plana çıkartılmamış kelimeler oldukları değerlendirilmektedir. Dava konusu markada yer alan … ve TECH ibareleri anlamsal olarak incelendiğinde … ibaresinin kelimesinin dilimizde ya da ülkemizde en bilinen yabancı dil olan İngilizce’de herhangi bir karşılığı bulunmamaktadır. TECH ibaresinin ise TECHNOLOGY kelimesinin kısaltması olarak yer aldığı “TEKNOLOJİ” anlamlarına geldiği görülmektedir. “tech” ibaresinin ticaret hayatında ülkemizde yaygın kullanımı bulunan ve binlerce işletmece kullanılan bir sıfat olduğu aşikar olup, bu sıfatların, ticari markalardaki kullanımlarında genel olarak ayırt edici vasfı son derece zayıf, markanın bütününe ciddi katkı sağlamaya elverişli unsurlar olmadıkları değerlendirilmektedir
Davacı markalarından …. …+şekil” ibareli marka hariç diğer tüm markalarının tamamında … ibaresi markasal ayırt ediciliği haiz esaslı unsurdur. Davacının … esas unsurlu markalarının bir kısmının tamamı siyah tonlarda, tümü büyük harflerle düz yazı karakteri ile oluşturulduğu gibi bir kısmı ise şekil ve yan unsurlarla ve stilize harf karakterleri ile yazılmış sözcük ve şekil markalarından oluşmaktadır.
Bu bağlamda tespiti gereken husus, … ve … ibarelerinin varlığı karşısında, tüketicinin, markaların aynı iktisadi – idari kaynağa ait markalar oldukları yanılgısını yaşama tehlikesinin mevcut olup olmadığıdır.
Davalı markasını oluşturan … ibaresi, davacının … markalarının ilk üç harfidir. Dava konusu marka başvurusu münhasıran “…” ibaresinden oluşmakla birlikte; davacının … ibaresi içinde yer alan “…” ibaresinin ön planda olmadığı, “…” kelimesinin anlamlı bütün arz ettiği görülmektedir. Ayrıca, davacı markasında … ibaresini ön plana çıkartacak bir vurgu olmadığı da açıktır. Davalı markasını oluşturan … ibaresinin herhangi bir anlamı yoktur. Söz konusu ibare … şeklinde okunmakta olup; bu ibareden kaynaklı olarak … ve … markaları arasında herhangi bir benzerlik oluşmamaktadır. İlgili tüketicinin uyuşmazlık konusu markayı bir bütün olarak … olarak değerlendireceği, davalı markasını derhal yeni ve farklı bir marka olarak algılayarak zihninde, önceki markadaki tecrübesinden kalan imajda dahi yer edinmeyeceği, tüketicide birbirleri ile ilişkilendirilmelerini gerektiren bir yakınlık bulunmamaktadır. Kaldı ki taraf markalarını oluşturan işaretler arasında görsel anlamda herhangi bir benzerlik dahi bulunmamaktadır.
Davacının … esas unsurlu markalarından haberdar olan ortalama bir tüketici, davalının “…” ibareli markasının, farklı ve davacı ile ilişkisiz bir marka olduğunu kolaylıkla algılayabilecektir. Davacı markalarının bütününde, … kelimesinin vurgusu, tüketici algısında taraf markaları arasında bağlantı kurulmasına sebebiyet verecek düzeyde baskın ya da etkili değildir. Ortalama bir tüketici, davalı ve davacı markalarının ve/veya işletmelerinin farklı ve ilişkisiz olduğunu kolaylıkla anlayacaktır. Kaldı ki taraf markalarının kapsadığı 07.sınıftaki mal ve hizmetlerin tüketicileri toplumun her kesiminden kişiler olmakla birlikte, işbu malların kullanım amaçları ve mahiyetleri gereği tüketicilerin daha dikkatli ve özenli olacakları düşünülmektedir. Bu durumda iltibas eşiğini oldukça yükselmektedir. Dava konusu marka başvurusu ile itiraz mesnet markalar arasında ortalama tüketicinin görsel, işitsel ve kavramsal algısı bakımından, ilişkilendirilme ihtimali de dâhil iltibasa neden olacak herhangi bir benzerlik bulunmamakta olup, davalı markası davacı markalarının serisi olarak da algı yaratmamaktadır. Zira davalı marka başvurusu … şeklinde telaffuz edilirken, davacı markaları … şeklinde telaffuz edilmektedir. Yani taraf markaları arasında görsel ve sesçil benzerlik de bulunmamaktadır. Sonuç olarak taraf markaları arasında var olan emtia benzerliği ile birlikte taraf markalarını oluşturan “…” ve “…” esas unsurlar arasında görsel, işitsel ve kavramsal unsurların, bütünsel olarak yarattıkları algılar itibariyle, ilgili tüketicinin, işaretler arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimali doğuracak bir benzerlik kurmasının beklenmesinin mümkün olmayacağı, işaretlerin bütün olarak birbirlerinden farklı oldukları, tüketici kitlesinin makul seviyede bilgilenmiş, özenli ve dikkatli tüketiciler oldukları, bu bağlamda her iki tarafa ait markalar altında sunulan hizmetleri satın alma yahut bu hizmetlerden yararlanma biçiminde bir yanılgıya düşme ihtimallerinin bulunmayacağı, aksinin hayatın olağan akışına ve normal hayat tecrübelerine de aykırı olacağı, esasen gerçekçi bir yaklaşım da olmayacağı, zira bu iki işareti karıştıracak olan kişilerin ortalama tüketici olarak nazara alınmasının olanaksız olduğu, gerek bütünsel ve gerekse içerisinde bulunan unsurlar itibariyle başvuru konusu işaretin davacı markalarını sunan işletmeyle idarî ve ekonomik anlamda bağlantılı bir işletme tarafından piyasaya sunulduğu biçimde bir algılama oluşturmasının mümkün olmadığı, bu nedenlerle karıştırılma ihtimaline yönelik koşulların somut olayda oluşmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Somut davada davalı şahıs başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamaktadır. Bu nedenle kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şahsın kötü niyetli olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1- Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 54,40 TL harçta düşümü ile 4,90 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalılar için AAÜT uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4- Davacın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5- Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.03/06/2021
Katip …
¸

Hakim …
¸
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.