Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/312 E. 2021/368 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/312
KARAR NO : 2021/368

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 06/10/2020
KARAR TARİHİ : 04/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/11/2021
DAVA:
Davacı vekili 06/10/2020 harç tarihli dava dilekçesiyle; müvekkili şirketin 36. sınıflarda tescil edilmek üzere TÜRKPATENT nezdinde … sayılı “tasarruf ev almanın en güvenli adresi” ibareli marka tescil başvurusu yaptığını, başvurularının Markalar Dairesi Başkanlığı kararı ile re’sen reddedildiğini, bu ret kararına karşı yaptıkları itirazın bu kez TÜRKPATENT YİDK kurulunca 6769 sayılı SMK’nun 5/1-(b), (c) bentleri uyarınca nihai olarak reddedildiği, oysa müvekkilinin tasarrufua dayalı finans sitemi alanındaki faaliyetlerinde kullanmak üzere … nolu marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun SMK 5/1-b ve c bentleri uyarınca 36. Sınıf sigorta hizmetleri, finansal ve parasal hizmetler bakımından kısmen reddedildiğini, müvekkilinin tasarrufa dayalı faizsiz finans sistemi alanında faaliyette bulunduğunu, müvekkilinin markasının kendine özgü, orijinal logosu ve şekliyle kullanmak istediğini, markanın bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, markanın logo görselinin ayırt edici unsura sahip olduğunu, ortalama tüketicinin markayı bir bütün olarak algılayacağını, müvekkilinin markasının sadece kelime markası olmadığını, ciddi bir logo çalışması yapıldığını, ayırt ediciliğinin yüksek olduğunu belirterek, … sayılı “tasarruf ev almanın en güvenli adresi” ibareli müvekkil başvurusunun reddine dair TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; markanın oluşabilmesi için marka tescili istenen işaretin ayırt edici niteliğe sahip olması gerektiğini, başvuru konusu işaret ayırt edici niteliğe sahip değilse bu işaretin marka olarak alınamayacağını, davacı başvurusunun geneline hakim olan, görünüşü ve bütünüyle bıraktığı izlenimi önemli ölçüde etkileyen, ilgili tüketiciler tarafından akılda kalacak ve ilk bakışta göze çarpacak unsurun “tasarruf” ibaresi olduğunu, anılan ibarenin para biriktirme, artırım” anlamına geldiğini, dolayısıyla söz konusu ibarenin genel kullanımı haiz bir ibare olduğunu, ilgili tüketiciler tarafından belirli bir ticari kaynağa ait bir işaret olarak algılanmayacağını ve davaya konu başvuruyu bir bütün olarak markanın asli işlevi olan belirli bir işletmeye ait mal ve hizmetleri, diğer işletmelere ait benzer mal ve hizmetlerden ayırt etmeyi sağlama işlevini yerine getirmeyeceğini, anılan ibarenin tescili halinde markanın emtialarını ferdileştirme ve teşhis edilebilir hale getirme vasfı ortadan kaybolacağını, bu nedenle söz konusu işaretin soyut olarak ayırt edici niteliği haiz olsa dahi somut olarak ayırt edicilikten yoksun olduğunu, dava konusu markanın 36. Sınıftaki sigorta hizmetleri, finansal ve parasal hizmetler. Gayiremkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri yönünden ayırt ediciliği sağlamaktan uzak olduğunu,vasıf bildiren bir sözcüğün tek bir şahsın inhisarına bırakılamayacağını beyan ederek, davanın reddini talep etmiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER:
Tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, delilleri toplanmış, iptali istenen … sayılı YİDK kararı ve davacıya ait … sayılı “tasarruf ev almanın en güvenli adresi” ibareli başvuru sayılı marka işlem dosyası getirtilmiş, teknik ve özel bilgiyi gerektiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor objektif, dosya kapsamındaki delillerle tutarlı denetim ve hüküm kurmaya yeterli kabul edilmiştir.
GEREKÇE
Uyuşmazlığın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Değerlendirilmesi ve Kabul
Dava TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali istemine ilişkindir. Kararın davacı vekiline 10/08/2020 tarihinde tebliğ edildiği, 06/10/2020 tarihinde açılan davanın 5000 sayılı kanunun 15/C maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Uyuşmazlığın özü, davacının … sayılı “tasarruf ev almanın en güvenli adresi” ibareli başvurusu yönünden, 6769 sayılı SMK’nun 5/1-(b) ve (c) madde ve bentleri anlamında tescil engeli bulunup bulunmadığından ibarettir.
… sayılı başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davacının, 31/01/2020 tarihinde “tasarruf ev almanın en güvenli adresi” ibaresinin 36. sınıflarda yer alan “36 Sigorta hizmetleri, finansal ve parasal hizmetler, gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri, Gümrük müşavirliği hizmetleri.” mal ve hizmetlerinde kullanılmak üzere marka olarak tescili istemiyle davalı kuruma başvuruda bulunduğu, … kod numarasını alan başvurunun mutlak ret nedenleri yönünden incelenmesi sonucu, Markalar Dairesi Başkanlığı’nca, 36. Sınıf “Sigorta hizmetleri, finansal ve parasal hizmetler,” yönünden 6769 sayılı SMK’nun 5/1-(b) ve (c) bendi uyarınca kısmen reddine karar verildiği, bu kararın yeniden incelenmesi isteminin ise, TÜRKPATENT YİDK’nun, … sayılı kararı ile nihai olarak reddedildiği, anılan kararın iptali istemiyle Mahkememiz önündeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş, buna göre;
6769 s. SMK 5/1-b ve c maddeleri uyarınca değerlendirme
Mülga KHK’dan farklı olarak ve yeni AB Marka Tüzüğünün 7. maddesi ve Yeni Marka Direktifı’nin 4/1-b maddesiyle uyum amacıyla, SMK, “herhangi bir ayırt ediciliğe sahip olmayan işaretlerin” marka olarak tescil edilemeyeceğini açık biçimde düzenlemiştir. Burada geçen ayırt edicilik, “somut ayırt edicilik”tir. Somut ayırt edicilik ise, tescil ettirilmek istenen mal veya hizmete göre bir değerlendirme yapılmasını zorunlu kılar. SMK’nın 5/1-b maddesinde geçen “herhangi bir ayırt ediciliğe sahip olmayan işaretlerden kasıt, madde gerekçesine göre, hiçbir ayırt ediciliğe sahip olmayan dolayısıyla tüketiciler tarafından marka olarak algılanmayacak işaretlerdir. Bu bentte geçen “herhangi bir ayırt ediciliğe sahip olmama” durumu, maddenin (a) bendinde düzenlenen “4. madde kapsamında marka olamayacak işaretler” den farklıdır. Zira 4. madde kapsamına giren işaretlerin, tescil ettirilmek istenen sınıftaki mal veya hizmetlere bakmaya bile gerek olmaksızın hiç marka olma şansları yoktur. Sözgelimi bir A4 sayfa dolusu yazıdan oluşan bir düzyazının minimum derecede de olsa ayırt ediciliği özelliği bulunmadığından, tescil ettirilmek istenen mal veya hizmete bile bakmaksızın marka olarak tescil edilemeyeceği söylenebilir. Burada, tescil istenen mal veya hizmetlere bakmaya gerek dahi yoktur. Oysa (b) bendinde yer alan “herhangi bir ayırt ediciliğe sahip olmama” durumunda, tescil ettirilmek istenen mal ya da hizmet bakımından, ortalama tüketicilerin bu işareti marka olarak görmeyecek olmaları söz konusudur ve bu gibi işaretlerin, kullanım yoluyla ayırt edicilik kazanmak suretiyle de olsa ayırt edicilik kazanma ve dolayısıyla da marka olabilme olasılığı vardır. Önemli olan marka olarak tescili talep edilen ibarenin ilgili tüketici kesimi açısından ürünün ticari kaynağına işaret eden dolayısıyla marka olarak algılanabilecek bir ibare olmasıdır. SMK 5/1(c) hükmüne göre ise, “Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.” marka olarak tescil edilemezler. Tanımlayıcı işaretlerin tek bir kişinin tekeline verilmesi rekabet olanağını haksız biçimde sınırlayacaktır. Dolayısıyla; bu düzenleme ile kamusal bir menfaatin korunmak istendiği açıktır. Tekinalp’ e göre “bir marka herkesin kullanabileceği bir işareti esaslı unsur olarak ihtiva ettiği takdirde tescil edilemez tarzındaki niteleme, markanın kendileri için kullanılacağı emtianın özelliklerine veya muhtevasına ilişkin kayıt ve işaretleri ifade eder. Mal ile sadece uzaktan ilişkisi olan basit hatırlatmalar ve telmihler markaya tasviri bir karakter vermez. Eğer marka bir şeyin adını ihtiva ediyorsa, onun herkes tarafından kullanılabileceğinin kabulü için mal ile öyle bir fikri yakınlığı olmalıdır ki markanın tasviri karakteri özel bir zihni çaba harcanmaksızın anlaşılabilsin.” Bilindiği üzere birden çok kelime unsurundan oluşan markalarda, markanın bir bütün olarak sahip olduğu anlamın ayırt edici olup olmadığına dikkat edilmelidir.
Bir işaretin ayırt edicilik karakteri, tüketicinin marka üzerinde uzun uzadıya düşünerek ulaşacağı sonuca göre değil, markayı gördüğü ilk anda ve derhal gösterdiği tepki dikkate alınarak değerlendirilmelidir.
Bu açıklamalar kapsamında somut olayda incelenmesi gereken husus “Tasarruf ev almanın en güvenli adresi” ibareli markanın redde konu hizmetler bakımından ayırt edici olup olmadığı veya hizmetin özelliğini ifade edip etmediğidir. Bu doğrultuda davaya konu marka ele alındığında markanın beyaz zemin üzerinde kırmızı renkte büyük fontta “Tasarruf” ibaresi ve başında şekil unsuru ve altında “ev almanın en güvenli adresi” kelime unsurundan oluşan bir marka olduğu tespit edilmiştir. Markanın esaslı unsurunun markanın geneline hakim imajla “Tasarruf” ibaresi olduğu kanaatine varılmıştır. Söz konusu ibare özellikle ekonomi temelli hizmetlerde sıklıkla kullanılan bir ibare olmakla çekişme konusu hizmetler bakımından ayırt ediciliği düşüktür. Söz konusu kelimenin anlamı TDK sözlüğüne göre de “Tutum , para biriktirme , artırım.” Anlamlarına gelmekle tüketiciler tarafından da bilinebilecek niteliktedir. Bu ibarenin altına slogan ibare eklenmesi sıradışı bir nitelik de arz etmemektedir. Söz konusu markanın tamamı itibariyle kombinasyonu da esas unsurlu ibarenin ihtiva ettiği anlamın ötesine geçen bir anlam barındırmamakta olup, anılan kelimenin anlamları muhafaza edilmiş durumdadır. Dolayısıyla, başvuru konusu marka, ilgili tüketici kesimi tarafından herhangi bir zihni çaba gerektirmeksizin, doğrudan doğruya “tasarruf et, para biriktir, tutumlu ol” şeklinde algılanacaktır. Dolayısıyla davaya konu marka, anılan anlamıyla çekişme konusu hizmetler bakımından hizmetin/ürünün amacına doğrudan atıf yapan bir anlamda kullanılmış olup anılan hizmetler bakımından marka olarak algılanmayacağı; tüm bu sebeplerle SMK 5/1-b ve 5/1-c kapsamında tescil engeli bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1- Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 54,40 TL harçta düşümü ile 4,90 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı için AAÜT uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4- Davacın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davalı kurum vekilinin yüzüne karşı diğer tarafın yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.04/11/2021
Katip …
¸

Hakim …
¸
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.