Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/311 E. 2021/297 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/311 Esas – 2021/297
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/311
KARAR NO : 2021/297

DAVA : TÜRKPATENT YİDK Marka Kararı İptali
DAVA TARİHİ : 06/10/2020
KARAR TARİHİ : 16/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/09/2021

DAVA:
Davacı vekili 06.10.2020 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarıyla, müvekkilinin TÜRKPATENT nezdinde 35, 36.sınıflarda tescil edilmek üzere … başvuru numaralı “… Sigorta” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun TÜRKPATENT resmi markalar bülteninde yayınlandığını, davalı şirketlerin yaptığı itirazların kısmen kabul edilerek, başvurularının 36.sınıftaki hizmetler yönünden reddine karar verildiğini, bu kısmi ret kararına karşı yeniden inceleme taleplerinin bu kez TÜRKPATENT … sayılı YİDK karan ile nihai olarak reddedildiği, oysa YİDK kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili şirkete ait “… Sigorta” ibareli markanın bir kelime markası olduğunu, siyah renkle ve düz yazı şeklinde oluşturulduğunu, markadaki “sigorta” ibaresinin 36. sınıf yönünden tanımlayıcı bir ibare olduğundan değerlendirme dışı bırakılması gerektiğini, markadaki esas ibarenin “…” ibaresi olduğunu, bu ibarenin 36. sınıf hizmetler yönünden piyasada kullanılan bir ifade olmadığını, redde mesnet gösterilen markaların esas unsurunun “…” ibaresi olduğunu, davalı … Sigorta A.Ş.’ye ait “… Hayat” ibareli markanın esas unsurunun “… hayat” ibaresi olduğunu, davalı markalarının esas unsuru olan “…” ibaresinin 36. sınıf hizmetler kapsamında zayıf marka konumunda olduğunu, müvekkili şirket başvurusundaki “…” ibaresine eklenen “cell” ibaresinin markaları farklılaştırdığını, taraf markalarının görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olmadığını, müvekkili şirket markasındaki “cell” kelimesinin “hücre, pil, cep telefonu” anlamına geldiğini, müvekkili şirket markasının “gü-ven-sel” olarak telaffuz edileceğini, markalar arasında düşük de olsa işitsel bir benzerlik olduğu akla gelebilecek ise de markaların görsel ve kavramsal olarak farklı olması sebebiyle iltibas ihtimalinin bulunmadığını, taraf markaları arasında SMK m. 6/1 uyarınca benzerlik bulunmadığından markalar arasında sınıfsal benzerliğin incelenmesine gerek olmadığını belirterek, TÜRKPATENT YİDK’nın … sayılı kararının iptali ile … başvuru numaralı “… Sigorta” ibareli markanın tüm sınıflar yönünden tesciline karar verilmesini
talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle;davacı şirketin “… Sigorta” ibareli başvuru markası ile davalı şirketlerin itiraza mesnet “…” esas unsurlu markalarının işaret anlamında benzer olduğunu, başvuru markası kapsamından çıkartılan 36. sınıf hizmetler yönünden “sigorta” ibaresinin ayırt ediciliğinin oldukça zayıf olduğunu, davacı markasının esas unsurunun “…” ibaresi olduğunu, 6769 sayılı kanunun 6/1 maddesinde düzenlenen iltibas tehlikesinin önlenebilmesi için MDB tarafından başvuru markası kapsamından çekişme konusu 36. sınıfta yer alan hizmetlerin çıkartıldığını, aynı hizmetlerin davalıların itiraza konu markaları kapsamında da bulunduğunu, YİDK kararının usule ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından davacı şirketin marka başvurusuna itiraz edildiğini, itirazlarının haklı görüldüğünü, davacı şirketin tescilini istediği “… sigorta” markasının müvekkili şirkete ait “…” ve “…” ibaresini ihtiva eden markaları ile aynı mal ve hizmet sınıfında tescili halinde tüketici nezdinde karıştırılmasının mümkün olduğunu, müvekkili şirkete ait markaların esas unsurunun “…” ibaresi olduğunu, müvekkili şirket markalarının tescil tarihinin dava konusu marka başvurusu tarihinden çok daha önceki tarihe uzandığını, müvekkili şirketin itiraza konu markalara ayırt edicilik kazandırdığını, markalar üzerinde tek ve gerçek hak sahibinin müvekkili şirket olduğunu, müvekkili şirketin 36. sınıf hizmetler yönünden “…” ibaresi ile özdeşleştiğini, “…” ibaresinin zayıf olduğu iddiasının mesnetsiz olduğunu, davacı markasındaki “cell” ibaresinin markayı farklılaştırmadığını, ayırt edicilik etkisi yaratmadığını, “cell” ibaresinin iletişim hizmetinin tanımlayıcısı olduğunu, taraf markaları arasında SMK m. 6/1 kapsamında iltibası kaçınılmaz şekilde aynılık mevcut olduğunu, markaların tescil istenilen mal ve hizmet sınıfının aynı olmasının doğrudan iltibas tehlikesi yarattığını, markaların görsel, işitsel, fonetik ve hizmet sınıfı bakımından birebir aynı olduğunu, davacının dava dilekçesinde markalar arasında benzerlik olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde özetle; davacı şirketin marka başvurusuna müvekkili şirket markaları mesnet gösterilerek itiraz edildiğini, itirazlarının kısmen kabul edilerek davacı başvurusu kapsamından 36. sınıfın çıkarıldığını, davacı şirketin marka başvuru ile müvekkili şirket markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunduğunu, dava konusu marka başvurusu ile müvekkili şirket markalarının eşya listelerinin kapsamında 36. sınıfın yer aldığını, davacı şirket markasındaki ayırt edici unsurun “…” ibaresi olduğunu, müvekkili şirket markalarındaki ayırt edici unsurun “…” ibaresi olduğunu, davacı şirketin müvekkili şirket markasının ayırt edici unsurunu aynen kullandığını, davacı şirket markasında yer alan “cell” ibaresinin ayırt edici nitelikte olmayan bir ibare olduğunu, tüketicilerin başlangıç kısımları aynı olan markaları daha fazla karıştırma eğiliminde olduğunu, markalar arasında yüksek düzeyde görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunduğunu, YİDK kararının yerinde olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Mahkememizce tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, davaya konu TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararı ile davacıya ait … kod nolu marka başvuru dosyası ve davalı şirkete ait itiraza mesnet marka tescil belgesi getirtilmiş, taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ile marka başvurusunun tescili istemine ilişkindir. YİDK kararının davacı başvuru sahibine 11.08.2020 tarihinde tebliğ edildiği, 06.10.2020 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Davada uyuşmazlığın özü, davalı … Sigorta A.Ş.’ne ait 2005/26262, 2009/34118, 2011/06551 sayılı “… SİGORTA+şekil”, “…”, “… Hayat” ibareli; diğer davalı şirkete ait 2018/28234, 2018/28240, 2018/28244, 2019/37172 sayılı ve “… … SİGORTA”, “… …”, … TEKAFÜL”, “… EMEKLİLİK” ibareli markalarının, davacının … sayılı ve “… Sigorta” ibareli başvurusu yönünden 6769 sayılı SMK’nin 6/1 maddesi çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre … sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davacının 01/08/2019 tarihinde “… Sigorta” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 35, 36.sınıftaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığını, başvurunun TÜRKPATENT resmi markalar bülteninde yayınlandığını, davalı şirketlerin yaptığı itirazların kısmen kabul edilerek, başvurularının 36.sınıftaki hizmetler yönünden reddine karar verilmiş; davacının bu kısmi ret kararına karşı yeniden inceleme taleplerinin bu kez TÜRKPATENT’in … sayılı YİDK karan ile nihai olarak reddedildiğini, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizce uzman bilirkişi heyetinden alınan 05.07.2021 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “Dava konusu kapsamında yer alan ve bu davanın konusunu oluşturan mal ve hizmetlerin, davalılara ait markalarda yer alan mal ve hizmetler ile aynı/aynı tür olduğu, Davalılara ait markalar ile dava konusu markanın görsel ve işitsel olarak düşük seviyede benzer olduğu, kavramsal olarak aralarında benzerlik bulunmadığı, Taraf markaları arasında karıştırılma/ilişkilendirilme ihtimali bulunmadığı” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir;
Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun “… Sigorta” ibaresinden oluştuğu, kapsamında dava konusunu oluşturan itiraz üzerine kısmen reddedilen çekişmeli 36.sınıftaki “36. sınıf: Sigorta hizmetleri. Finansal ve parasal hizmetler. Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri. Gümrük müşavirliği hizmetleri.” hizmetlerinin bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise davalı … Sigorta A.Ş.’ne ait 2005/26262, 2009/34118, 2011/06551 sayılı “… SİGORTA+şekil”, “…”, “… Hayat” ibareli; diğer davalı … Sigorta A.Ş. ait 2018/28234, 2018/28240, 2018/28244, 2019/37172 sayılı ve “… … SİGORTA”, “… …”, … TEKAFÜL”, “… EMEKLİLİK” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamında 36.sınıftaki hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, başvuru kapsamındaki itiraz üzerine kısmen reddedilen 36.sınıftaki hizmetlerin itiraza dayanak markalar kapsamındaki hizmetler ile aynı/aynı tür oldukları tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “… Sigorta” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markanın standart karekterle yazılı “… SİGORTA+şekil”, “…”, “… Hayat” “… … SİGORTA”, “… …”, … TEKAFÜL”, “… EMEKLİLİK” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Dava konusu marka herhangi bir şekil ve renk unsuru içermeyen siyah renk ile standart bir yazı karakteri ile yazılmış “… Sigorta” ibaresinden oluşmakta olup, bir kelime markasıdır. Markayı oluşturan kelimelerin tümü aynı satırda, aynı fontta ve aynı renkte yazılmış, herhangi bir unsur ön plana çıkarılmamıştır. Kelimelerin ilk harfi büyük, diğer harfleri küçük harf ile yazılmıştır. Dava konusu marka kapsamında yer alan “sigorta” ibaresi, marka kapsamında yer alan “sigorta hizmetleri” bakımından tanımlayıcı nitelik taşımaktadır. “sigorta” ibaresinin Türk Dil Kurumu online sözlüğünde anlamı “1. Bir şeyin veya bir kimsenin herhangi bir yönden ileride karşılaşabileceği zararı gidermek için önceden ödenen prim karşılığında bu işle uğraşan kuruluşla yapılan iki taraflı bağlantı sözleşmesi. 2. Bu tür sözleşmeleri yapan şirket. 3. Özellikle elektrik devresinde, akım çok güçlü olduğunda eriyerek güvenliği sağlayan, kazayı önleyen nesne veya düzen.” şeklindedir. Dava konusu marka kapsamında yer alan “…” ibaresi ise, “…” ve “cell” kelimelerinin bir arada kullanılması ile oluşturulmuş ve fakat bu kelimelerin birleşik yazılması ile ortaya “anlamı olan” yeni bir kavram çıkmamıştır. “…” ibaresi, “1. Korku, çekinme ve kuşku duymadan inanma ve bağlanma duygusu, itimat. 2. Yüreklilik, cesaret.” anlamlarını haiz iken, “cell” ibaresi İngilizce’de “hücre, ünite, cep, göz, pil, mezar” gibi anlamları haizdir. “…” ibaresinin ise herhangi bir anlamı bulunmamaktadır. “…” ibaresi, “gü-ven-sel” şeklinde okunmakta ve telaffuz edilmektedir.
Davalılara ait markalar ise, davalı … Sigorta’ya ait “… SİGORTA+şekil” ibareli marka haricinde, tüm markaların salt kelime unsurunu barındıran, düz yazı ve siyah renk ile yazılmış kelimelerden oluştuğu tespit edilmiştir. Davalılara ait markalar, “…” kelimesi ile “hayat, sigorta, …, emeklilik, tekafül, … sigorta” gibi kelimeleri içermekte olup, bu ibareler sigortacılık sektöründe anlamı olan ibareler olup, marka vasıfları bulunmamaktadır. Davalılara ait markalarda marka vasfı yaratan tek unsur “…” ibaresi olup, bu ibare, markaların esaslı unsurunu oluşturmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, “…” ibaresini ortak olarak içermelerinden kaynaklanmaktadır. Yukarıda belirtilen ölçütler ışığında; kendisinden önce tescil edilmiş bir markadaki ibare ile birlikte, kendi unsurlarını içinde barındıran kompozit bir markanın, önceki marka ile iltibas oluşturup oluşturmadığına karar verilebilmesi için, önceki markanın kendi başına, bağımsız bir ayırt edici karakterinin olup olmadığının ve taraf markalarındaki ortak unsurun, sonraki markada baskın unsur olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir.
Davalılara ait markaların esas unsuru “…” ibaresi iken, davacıya ait dava konusu markanın esas unsuru “…” ibaresidir. Taraf markalarında ortak olarak yer alan “…” ibaresi, anlamı nedeniyle “sigorta hizmetleri, finansal ve parasal hizmetler” gibi hizmetler bakımından ayırt edici niteliği düşük bir ibaredir. Türk dil Kurumu online sözlüğünde “…” kelimesinin anlamı “1. Korku, çekinme ve kuşku duymadan inanma ve bağlanma duygusu, itimat. 2. Yüreklilik, cesaret.” olarak tanımlanmıştır. Sigorta hizmetleri bakımından … ibaresi ayırt edici niteliği düşük bir ibaredir. Zira sigorta ihtiyacı, özellikle güvenlik beklentisinden kaynaklanan bir hizmettir. Benzer şekilde “finansal ve parasal hizmetler” bakımından da “…” ön plandadır. Dolayısıyla özellikle bu hizmetler bakımından “…” ibaresinin ayırt ediciliği düşüktür. “…” ibaresi, ayırt edici niteliği düşük bir ibare olmakla birlikte, taraf markalarında yer alan “sigorta, …, tekafül, emeklilik” gibi ibarelerin ise marka vasfı bulunmamakta, tüketici nezdinde herhangi bir ayırt ediciliği bulunmamaktadır. “…” kelimesi de anlamı olan, orijinal olmayan, bir diğer deyişle davacı ya da davalı tarafça türetilmiş bir marka olmamakla birlikte, davalı markalarında marka algısı yaratan tek unsurdur. “…” ibaresi haricinde, diğer unsurlar ayırt edici niteliği bulunmayan ibarelerdir.
Taraf markalarının “…” ve “…” ibarelerini esas unsur olarak içerdiklerinin tespiti akabinde, esas unsurlar bakımından görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik karşılaştırması yapılmıştır.
“…” ibaresi anlamlı bir kelime olmaması nedeniyle, taraf markalarının kavramsal olarak karşılaştırması yapılamamıştır.
Taraf markaları işitsel olarak karşılaştırıldığında ise, davacıya ait marka “gü-ven-sel” şeklinde telaffuz edilmekte olup, davalılara ait markaların esas unsuru ise “gü-ven” şeklinde telaffuz edilmektedir. Taraf markalarında ortak olarak “…” ibaresinin varlığı ve bu ibarenin davacı markasında ilk iki heceyi oluşturması nedeniyle, markaların düşük seviyede işitsel olarak benzer oldukları kanaatine varılmıştır.
Taraf markaları görsel olarak karşılaştırıldığında ise, davalılar markalarının esas unsurunu oluşturan “…” ibaresinin, “…” ibaresinde aynen mevcut olduğu görülmektedir. Bu nedenle markaların düşük seviyede görsel olarak benzer oldukları kanaatine varılmıştır.
Somut olay bakımından taraf markalarının esas unsurları arasında görsel ve işitsel olarak düşük seviyede benzerlik bulunduğu, kavramsal olarak benzerlik bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus; ortalama düzeydeki halk nezdinde bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurulmasıdır. Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir. Burada işitsel veya görsel bir benzerlik ve hatta genel görünüş açısından umumi intiba olmasa bile halk tarafından iki marka arasında bir bağlantı kurulması ve hatta çağrıştırması dahi karıştırılma ihtimali için yeterli bir ölçü olarak kabul edilmelidir. Tüketicinin iki işaret arasında doğrudan ya da kaynakları bakımından idari – iktisadi bir ilişki kurma yanılgısına düşmesi iltibas ihtimalinin kabulü için yeterli olacaktır.
Karıştırılma olasılığının değerlendirmesi, inceleme konusu markaların görsel, işitsel veya kavramsal benzerliği bakımından, markaların ayırt edici ve baskın unsurları özellikle göz önüne alınarak, markaların bütünsel olarak ortaya çıkardıkları izlenim esasında yapılmalıdır. İnceleme konusu malların veya hizmetlerin ortalama tüketicilerinin markaları algılayış biçimi, karıştırılma olasılığına yönelik genel değerlendirmede belirleyici rol oynar. Markalar arasındaki görsel, işitsel veya kavramsal benzerlikler bütün olarak karşılaştırılmalıdır. Karşılaştırma, genel izlenim esas alınarak, özellikle markaların ayırt edici ve baskın unsurları ve davanın koşullarıyla ilgili tüm faktörleri dikkate alarak global olarak yapılmalıdır. Bunun yanı sıra değinilmesi gereken bir diğer husus da hedef tüketici kitlesidir. Tüketici kitlesi, her bir mal ve hizmet türü için ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Markalar arasındaki karıştırılma ihtimalinin tespitinde kural olarak ortalama tüketiciler dikkate alınacak olup; doktrinde kabul edilen kritere göre malın hitap ettiği makul düzeyde bilgi ve dikkate sahip tüketicilerin tamamının ya da büyük bir bölümünün karışıklık yaşaması değil, bu tüketicilerin bir kısmının karışıklık yaşama ihtimali bulunması, benzerlik ve iltibas bulunduğunun kabulü için yeterli bulunmaktadır. Yukarıdaki hususlar dâhilinde somut olayda, “AYNI/AYNI TÜR” olarak işaretlenen ürünler, yetişkinlere hitap eden, ucuz olarak nitelendirilemeyecek mal ve hizmet grubundan oluşan, mal ve hizmeti satın alan tüketicilerin üzerinde araştırma yaparak satın alma eyleminde bulunduğu hizmetlerden oluştuğu tespit edilmiştir. Bu nedenle, ilgili tüketicinin ortalamanın üstü bir düzeyde bilgiye ve dikkate sahip olduğu düşünülmektedir.
Sonuç olarak; davacıya ait dava konusu “… sigorta” ibareli marka ile redde mesnet davalılara ait “…” esas unsurlu markaların karşılaştırılması neticesinde, markaların “…” ibaresini ortak olarak içermelerinden kaynaklı olarak aralarından düşük seviyede görsel ve işitsel benzerlik bulunduğu, “…” ibaresinin anlamlı bir kelime olmaması nedeniyle aralarında kavramsal bir benzerlik bulunmadığı, taraf markalarının aynı/aynı tür mal ve hizmetleri içerdiği ve fakat bu mal ve hizmetlerin ilgili tüketicisinin ortalamanın üstünde bilgi ve dikkate sahip olduğu, hizmeti alan tüketicinin üzerinde araştırma yaparak satın alma eyleminde bulunduğu, taraf markalarında “…” ibaresi ortak olarak yer almakla birlikte bu ibarenin 36. Sınıf hizmetler ve özellikle “sigorta hizmetleri, finansal ve parasal hizmetler” bakımından ayırt edici niteliğinin düşük bir ibare olduğu, “…” ibaresi “…” ve “cell” ibarelerinin birleşimi ile oluşturulduğu, ortaya çıkan kelime anlamlı bir kelime olmamakla birlikte, “…” ve “cell” ibarelerinin birleşik yazıldığı, “…” ibaresinin ön plana çıkarılmadığı gözetildiğinde dikkat seviyesi yüksek tüketicinin farklı bir marka ile karşı karşıya olduğunu anlayabileceği, dava konusu markada “…” ve “cell” ibarelerinin bir araya getiriliş şeklinin orijinal olması ve bütün olarak bakıldığında dava konusu markanın davalıların dayanak markalarından uzaklaştığı ve “cell” ibaresinin dava konusu hizmetler bakımından ayırt edici niteliğinin yüksek bir ibare olması, “…” ibaresi gibi ayırt edici niteliği düşük bir ibareyi ortak olarak içeren taraf markalarının tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali bulunmadığı, somut uyuşmazlık bakımından tüketicinin taraf markalarını benzer hizmetler üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde farklı marka ile karşı karşıya olduklarını anlayabilmelerinin mümkün olması, taraf markalarının birbiri ile ilişkilendirme ihtimalinin bulunmaması nedeniyle, somut olay bakımından markaların ilişkilendirilmesi ihtimaline dayalı olan nispi tescil engeline ilişkin şartların oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın kabulüne, TÜRK PATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptaline, karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE,
2-TÜRK PATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptaline,
3-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL karar harcının davalılardan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı için AAÜT uyarınca 5.900,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü gösterilen 2.353,60 TL yargılama giderlerinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/09/2021