Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/301 E. 2021/207 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/301
KARAR NO : 2021/207

DAVA : TÜRKPATENT YİDK Marka Kararı İptali, Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 30/09/2020
KARAR TARİHİ : 03/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/06/2021
İDDİA:
Davacı vekili 30.09.2020 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin … sayılı “… …”, “…+şekil”, “… DOĞAL”, “…+şekil” ibareli markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin, bu marka ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini 30 ve 35.sınıflarda marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddine karar verildiğini, oysa tatlının türünün esas itibariyle Hurma Tatlısı olduğunu ve tatlının şekli hurmaya benzediği için Hurma tatlısı denilmekte olduğunu; dolayısı ile … Hurma Tatlısı adında bir tatlı türü olmadığını ve aynı veya bağlantılı kişiler tarafından yapılan başvurularda … Hurma Tatlısı adında bir tatlı var gibi algı yaratılarak davacıya ait markanın kullanılamaya çalışıldığını; davalının markanın kullanımına ilişkin dava dilekçesi ekinde yer alan görsellerden de anlaşıldığı üzere … ibaresini ön plana çıkaracak şekilde kullanmakta olduğunu; davalının Hurma Tatlısını … ifadesini kullanarak ürünün coğrafi kaynağı hakkında halkı yanıltacak şekilde hareket etmekte olduğunu; bu durumun mutlak red nedeni olduğunu; davacıya ait 46 adet … ibareli marka bulunmakta olduğunu; davacının seri marka yaratarak markaları tanınmış hale getirdiğini; davacının markasını 1981 yılından beri kullanmakta olduğunu; davacının markasının 1991 yılında baharatlar sınıfında, 2006 yılında ise tanınmış marka olarak tüm sınıflarda tescil edilmiş ve koruma altına alınmış olduğunu; taraf markaları arasında iltibas tehlikesi oluştuğu gibi davalının markasının tescili halinde davacının markasının tanınmışlığından haksız yarar elde edileceğini ve markanın itibarının zedelenebileceğini; daha önce de dava konusu marka başvurusu ile aynı /benzer marka başvurularının aralarında çeşitli bağlantılar kurulabilen kişiler tarafından yapıldığı ve TÜRKPATENT tarafından reddedildiğini; bu kişilerin soy isim, adres gibi bilgilerinin aynı olması nedeni ile bağlantılı kişiler olduğunun ortaya çıktığını; dolayısı ile farklı kişiler tarafından davacının markasının aynısını/benzerini tescil ettirme ortak amacı ile kötüniyetli başvurular yaptığını; davalının davacı tarafından üretimi yapılan hindistancevizi ürünlerini “…” ibaresini ön plana çıkararak paketlemelerle müşterilerine sunduğunu belirterek, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı kararının iptaline ve … sayılı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; başvuru işlem safahatını açıklamış, davacı markalarının renk ve şekil unsuru bakımından davalı markasından son derece farklı bir görünüm arz etmekte olduğunu; taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını; markalarda ortak unsurun “…” ibaresi olmakla birlikte maruf bir yer adı olan bu ibarenin davacı tekelinde bir ibare olmadığı gibi tescili istenen markada da “…” ibaresinin ne konumlanış biçimi ne de sesçil olarak ön plana çıkan bir ibare olmadığını; markanın bütünsel olarak … olarak algılanmakta olduğunu; markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını; somut olayda SMK madde 6/4, 6/5 koşullarının da oluşmadığını; kötüniyet iddiasının ispatlanmadığını; dava konusu kararın yerinde olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, … Hurma Tatlısının Bursa’da 1900’lü yıllardan itibaren bilinen ve sevilen bir tatlı türü olduğunu; … Hurmasının namı dünyaca bilindiğini; taraf markalarının gerek görsel, gerekse logo ve fonetik açıdan benzer olmadığını; davacı yanın dava dilekçesinin ikinci eki olarak sunduğu görsellerin davalıya ait olmadığını; davalının dava konusu marka başvurusunun coğrafi yere ait yanılgı yaratacak bir ibare ihtiva etmediğini; davacının markasının tanınmış marka olma kriterlerini taşımadığı gibi SMK madde 6/4, 6/5 koĢullarının da somut olayda gerçekleşmediğini; davacının kötüniyete yönelik iddialarının da davalı tarafça kabul edilmediğini; davalının Hindistan cevizi satmadığını ve bu alanda da faaliyet göstermediğini; dava konusu kararın yerinde olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, TÜRKPATENT’den davalı şahsa ait … sayılı marka başvurusu işlem dosyası ile itiraza dayanak marka tescil belgesi getirtilmiş, sunulan deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ve tescili halinde davalı şirkete ait … sayılı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 14.08.2020 tarihinde tebliğ edildiği, 30.09.2020 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Davada uyuşmazlığın özü, davacıya ait … sayılı “… …”, “…+şekil”, “… DOĞAL”, “…+şekil” ibareli markanın, davalı şahsın … sayılı “…” ibareli başvurusu yönünden SMK’nın 6/1, 6/5, 6/9 hükümleri çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre … sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davalı şahsın 21/10/2019 tarihinde “…” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 30, 35.sınıftaki bir kısım emtiaların yer aldığı, başvurunun Resmi Marka Bülteninde ilan edildiği, ilana davacının … sayılı “… …”, “…+şekil”, “… DOĞAL”, “…+şekil” ibareli marka ile benzerlik arz ettiğinden ve tanınmışlık iddiasıyla itirazda bulunduğu, itirazın Markalar Dairesince reddi üzerine, yeniden inceleme isteminin YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak reddine karar verildiği, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 05.04.2021 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “Davalının dava konusu … sayılı marka başvurusu ile davacının itiraza mesnet markalarının benzer bulunmadığı; Davalının dava konusu … sayılı marka başvurusunun kapsamında yer alan tüm emtialar yönünden mal ve hizmet benzerliğinin oluştuğu; taraf markaları arasında iltibas tehlikesinin oluşmadığı; tanınmışlığa bağlı sonuçların oluşmadığı; Kötüniyetin ispat olunmadığı;” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun “…” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 30, 35.sınıftaki “30 Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. 35 Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler.Makarnalar, mantılar, erişteler.Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül.Bal, arı sütü, propolis.Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar.Mayalar, kabartma tozları.Her türlü un, irmikler, nişastalar.Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri.Çaylar, buzlu çaylar.Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler.Sakızlar.Dondurmalar, yenilebilir buzlar.Tuz.Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç.Pekmez mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” mal ve hizmetlerinin bulunduğu, itiraza dayanak markanın ise … sayılı “… …”, “…+şekil”, “… DOĞAL”, “…+şekil” ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 01 / 03 / 04 / 05 / 29 / 30 / 31 / 32 / 35 / 37 / 39 / 40 / 43 / 35.sınıflardaki mal ve hizmetlerin yer aldığı gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, başvuru kapsamındaki 30, 35.sınıftaki mal ve hizmetlerin itiraza dayanak marka kapsamındaki mal ve hizmetlerle aynı/aynı tür/benzer/ilişkili oldukları tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı “… …”, “…+şekil”, “… DOĞAL”, “…+şekil” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Davalının dava konusu marka başvurusu kelime markası olup markada şekil unsuru yer almamaktadır. Markada yer alan kelime unsuru “…” ibareleri olup bu ibareler büyük ve standart harflerle siyah renk ile kaleme alınmıştır. Davalının dava konusu marka başvurusunda yer alan bu ibareler birbirinden ön plana geçmeden aynı vurguda konumlandırılmıştır. Dolayısı ile davalının dava konusu marka başvurusunda bir bütün olarak “…” ibareleri marka etkisi yaratmaktadır.
Davacının adına tescilli markaları incelendiğinde markaların …, …, … DOĞAL ibareleri ile tabloda yer alan şekil ve kompozisyonlardan oluştuğu görülmektedir. Davacının markalarında genel olarak … ibaresinin ön planda olduğu ve tek başına marka etkisi yarattığı açıktır.
Bütün bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde her ne kadar taraf markalarında yer alan ortak unsur … ibaresi olmakla birlikte bu ibare davalının dava konusu marka başvurusunda tek başına kullanılmadığı gibi marka etkisi yaratan diğer ibarelerden ön plana çıkacak şekilde kullanılmış değildir. Zira yukarıda da açıklandığı üzere davalının marka başvurusunda tüm ibareler aynı etkiye sahip olacak şekilde konumlandırılmıştır. Dava konusu YİDK kararında belirtildiği gibi … HURMA TATLISI şeklinde bir tatlının varlığı kabul edildiğinde ise zaten bu ibarenin davalı marka başvurusundaki yansıması olan … ibaresi tali etkiye, açıklayıcı fonksiyona sahi olacak böylelikle yardımcı unsur olarak algılanacak bu ibarelerden ziyade davalının dava konusu marka baĢvurusunda soldan sağa okuma ilkesi çerçevesinde de MUCİTDEDE ibaresi ortalama tüketici zihninde daha etkin konumda olacaktır. Bu halde de taraf markaları arasında bir benzerlik söz konusu olmayacaktır.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, taraf markalarının görsel, anlamsal ve işitsel olarak benzer olmadığı davalının dava konusu marka başvurusunda yer alan diğer ibarelerin markaları görsel, anlamsal ve işitsel olarak farklılaştırdığı kanaatine varılmıştır.
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, davacı tarafça dosyaya, davacıya ait başarı ödülleri, tanınmışlık seviyesini gösteren bilgiler, …. sayılı marka başvuruları, Hurma Tatlısına ilişkin araştırma sonuçları, TÜRKPATENT YİDK’nın 11.08.2020 tarih ve … sayılı kararı, … Hurma Tatlıcılık San. ve Tic. Ltd. ġti.’ye ilişkin ticaret sicil kayıtları, Giz Tatlıcılık San. ve Tic. A.Ş. kayıtları, davalıya ait nüfus kayıtları, davalı ve davalı ile ilgili olduğu belirtilen kişiler tarafından kullanılan alışveriş çantası ve ürün ambalajlarına ilişkin görseller, davalı ile ilgili olduğu belirtilen kişilerin davacıya ait … markasını Hindistan cevizi ürünü paketlerinde de kullandığına dair ürün görseli ve bilirkişi incelemesi delil olarak bildirilmiş ve davalının marka işlem dosyasında davalının dava konusu marka yayınına itiraz dilekçesinde davacının T/01466 sayılı markasını gerekçe olarak gösterdiği görülmüş; somut olay açısından ise davalının başvurusunun, davacı markaları açısından tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği kanaatine varılamadığından, dosya içeriği itibari ile 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı gibi taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi olmadığı ve dolayısıyla tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin olmayacağı kanaatine varılmıştır.
Somut davada davalı şahıs başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamaktadır. Bu nedenle kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şahsın kötü niyetli olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:
1- Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 54,40 TL harçta düşümü ile 4,90 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalılar için AAÜT uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4- Davacın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5- Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.03/06/2021
Katip …
¸

Hakim …
¸
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.