Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/290 E. 2021/202 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/290
KARAR NO : 2021/202

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 21/09/2020
KARAR TARİHİ : 03/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/06/2021
İDDİA:
Davacı vekili 21/09/2020 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin “…” ibareli tanınmış markanın sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…+şekil” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRK PATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz kısmen reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa müvekkilinin 03. ve 05. sınıflarda yer alan … sayılı … markasının sahibi olduğunu, davalı tarafından 03. Sınıfında yer alan tüm mallar için … kodlu FRESH BABY … marka başvurusunda bulunulmuş olduğunu, başvurunun ilanına müvekkili adına yapılan itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından haklı bulunarak bir kısım malların çıkartılmış olduğunu, bu karara, müvekkili tarafından yapılan itirazın YİDK tarafından kazanılmış olduğunu, dava konusu markanın kapsamında kalan mallar ile, müvekkilinin tescil kapsamının da yakın ilişkili, aynı ortak satış kanallarında ticareti yapılan, birbiri ile ilişkili, iç içe geçmiş ürünler olduklarını, müvekkilinin markası kapsamında bulunan “ev için/ev temizliği için kullanılan ıslak benzer/mendiller”in doğrudan dava konusu edilen temizlik amaçlı maddeler ile iç içe olduğunu, belirterek, TÜRKPATENT YİDK’nın … sayılı kararının 03. Sınıfta yer alan beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç) malları yönünden kısmen iptaline, ile dava konusu … başvuru numaralı “…+şekil” ibareli markanın “beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç)” malları yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu marka başvurusunun 03. sınıfta yer alan bir kısım malları kapsadığını, idari aşamada yapılan incelemede, başvuru ile davacı tarafa ait markalar arasında belli düzeyde benzerlik olmasının yanı sıra markaların kısmen aynı/aynı türden emtialarda tescilli olduğu ve bu emtialar yönünden iltibas ihtimalinin bulunduğunun tespit edilmiş olduğunu, bu nedenle, başvuru kapsamında yer alan bir kısım emtiaların başvuru kapsamından çıkartılmış olduğunu, başvuru kapsamında kalan emtialar ile itiraz markalarının kapsamında kalan emtialar birlikte değerlendirildiğinde, kalan emtialar yönünden iltibas ihtimali bulunmadığının görüleceğini, diğer bir ifadeyle, tescil kapsamında kalan emtiaların benzerlik düzeyleri ve niteliği ile markaların benzerlik düzeyi ve içerdikleri farklı unsurlar göz önüne alındığında, kalan emtialarda, davacı markaları ile davalı marka arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, itiraza konu diğer emtialar ile itiraz gerekçesi markaların tescil kapsamındaki emtiaların aynı veya benzer olmadığı, kalan emtialar yönünden aralarında iltibas ihtimali bulunmadığının görüldüğünü, bu emtialar yönünden, tüketicilerin, iki farklı marka karşısında olduklarının farkına varabileceklerini, markaların üreticileri arasında idari ve ekonomik bir bağ kurmayacaklar, birini diğerinin serisi olarak algılamayacaklarını, bu kapsamda, somut olayda çifte benzerlik olmadığı ve kalan mal ve hizmetler yönünden iltibas ihtimalinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirkete usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiş ve yargılamaya katılmamıştır.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava TÜRK PATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ve tescili halinde davalı şirkete ait … sayılı “…+şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 20/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, 21/09/2020 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 26/04/2021 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; ” …Dava konusu “beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç)” mallarının davacıya ait redde gerekçe markanın kapsamındaki 4.1.1 bölümünde belirtilen mallar ile benzer/ilişkili olduğu, dava konusu marka başvurusu ile davacının redde gerekçe markası arasında marka işaretleri bakımından benzerlik olduğu, dava konusu marka ile davacı markaları arasında “beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç)” malları bakımından karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, davacının dava konusu mallar üzerinde eskiye dayalı kullanımını ispatlayamadığı, davacının tanınmışlık iddiasının yerinde olmadığı, dava konusu … sayılı YİDK kararının “beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç)” malları bakımından yerinde olmadığı ” ifade edilmiştir.
Davada uyuşmazlığın özü, davalıya ait … sayılı ve “…+şekil” ibareli başvurusunun, davacının … sayılı ve “…” ibareli markası yönünden SMK’nun 6/1, 6/3, 6/5 hükümleri çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre … sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davalı şirketin 30/04/2019 tarihinde “…+şekil” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 03.sınıftaki bir kısım emtiaların yer aldığı, başvurunun Resmi Marka Bülteninde ilan edildiği, ilana davacının … sayılı ve “…” ibareli markaları ile benzerlik arz ettiğinden ve tanınmışlık iddiasıyla itirazda bulunduğu, itirazın Markalar Dairesince kısmen reddi üzerine, yeniden inceleme isteminin YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak reddine karar verildiği, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun … sayılı ve “…+şekil” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 03.sınıftaki “Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları. Aşındırıcı ürünler: zımpara bezleri, zımpara kağıtları, ponza taşları, aşındırıcı pastalar. Deri, vinil, metal ve ahşap için parlatma ve bakım ürünleri: cilalar, bakım kremleri, cilalama amaçlı vaks. ” mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markanın ise … sayılı ve “…” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamında 03, 05. sınıftaki mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, davacıya ait markanın kapsamında yer alan “Cilt bakımı mendilleri; kişisel temizlik ve / veya kozmetik preparatlarla önceden emdirilmiş mendiller; kişisel temizlik ve / veya kozmetik preparatlarla önceden emdirilmiş tek kullanımlık bebek ve yürümeye başlayan çocuk mendilleri; ıslak mendil; ev temizliğinde kullanılan mendiller” mallarının birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün oldukları, dağıtım kanallarının ortak olduğu, marketlerde aynı/yakın reyon ya da raflarda satıldıkları hususları birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu “beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç)” mallarının davacı markasının kapsamında benzer/ilişkili olarak yer aldığı kanaatine varılmıştır.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…+şekil” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markanın standart karekterle yazılı “…” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Dava konusu “…+şekil” ibareli marka, genel olarak mavinin farklı tonlarında, üstte büyük punto ile “FRESH=Taze”ibaresi hemen altında “Baby=Bebek” ibaresi ve en altta ise “W” harflerinin büyük ve koyu mavi renkte olan “…” ibaresi, “Fresh” ibaresinin arka tarafında konumlandırılmış bir damla şeklinin bir araya getirilmiş kelime unsurları ön planda olan kelime+şekil markası, davacının redde gerekçe“…” standart yazı tipinde, siyah renkte, “W” harfleri büyük, herhangi bir şekil unsuru içermeyen kelime markalarıdır. Davacıya ait markanın esas unsurunun “…” ibaresi olduğu aşikar olmakla birlikte, dava konusu markada yer alan “fresh=taze” ve “baby=bebek” ibareleri dava konusu “beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç)” malları bakımından tanımlayıcı dolayısıyla ayırt edici niteliğe haiz olmayan ibareler olması nedeniyle dava konusu markada yer alan “…” ibaresinin dava konusu markanın esas unsuru olduğu değerlendirilmektedir.

Sonuç olarak, dava konusu “…+şekil” ibareli marka ile davacının redde gerekçe “…” ibareli markası, marka işaretleri bakımından karşılaştırıldığında, her iki markanın da esas unsurunun “…” olması, dava konusu markada yer alan tanımlayıcı dolayısıyla ayırt edici niteliğe haiz olmayan “Fresh Baby” ibarelerinin de markalar arasında marka işaretleri bakımından farklılığa yol açmayacağı görsel, işitsel, yazılış bakımdan dava konusu markanın üzerinde kullanılacağı malların/hizmetlerin ortalama tüketicileri nezdinde iltibası önleyici mahiyette olmadığı, dolayısıyla işletmeler arasında bir farklılığa yol açmayacağı, hususları birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu marka ile davacının redde gerekçe markası arasında marka işaretleri bakımından işitsel, görsel ve kavramsal bakımdan karıştırılma ihtimaline yol açacak düzeyde bir benzerlik bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Eskiye Dayalı Kullanım Bakımından Değerlendirme
6769 s. SMK’nın 6. Maddesinde sınırlı sayıda düzenlenen nispi ret nedenlerinden biri olan 6/3 bendinde “Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir” düzenlemesine yer verilmiştir. Burada kastedilen marka tesciline konu edilmeksizin ve fakat markasal bir etki doğuracak mahiyette ve yeterlilikte, ticaret hayatında kullanılan ticaret unvanı, işletme adı, alan adı gibi işaretlerdir. Tescilsiz bir işaretin korunmasını sağlayan ve nisbi ret nedenine konu teşkil eden bu durum, işaretin, itiraz eden tarafından daha önceki bir tarihten beri kullanılmakta olması ve bu kullanım neticesinde işarete ayırt edici nitelik kazandırılmış olmasıdır. Yani, bir markanın tescil başvurusundan önce, bu işaret bir başkası tarafından oluşturulmuş ve kullanma neticesinde belli oranda kullanan ile anılmaya başlamış ve ayırt edici nitelik kazandırılmışsa, bu hakka dayanarak sonraki tescilin engellenmesi mümkündür. Ancak tescilin engellenebilmesi için, markanın tescili için yapılan başvuru veya başvuruda belirtilen rüçhan tarihinden önce bu işaret için hak elde edilmiş olması ve hakkın sahibine, daha sonraki bir markanın kullanımını yasaklama hakkını veriyor olması gerekmektedir.
Ancak tescilsiz kullanım ile kast edilen husus, öncelik hakkının işareti ilk defa alelade bir şekilde kullanan kişiye ait olması demek değildir. Başka bir ifadeyle 6/3 maddesi anlamında aranan ayırt edicilik, markasal etki doğurmayan veya oldukça sınırlı bir kitle için doğuran kullanımlar değil, tescilsiz işaretin ticari alanda kullanılması suretiyle, ilgili piyasada bilinir hale gelmesi ve o işareti ihdas edenle birlikte tanınır olması biçiminde anlaşılmalıdır. Ancak buradaki bilinir/maruf olma durumu ile 6769 s. SMK m.6/5 kapsamındaki tanınmışlık olgusu ile karıştırılmamalıdır. İlk kullanma suretiyle marka hakkının doğumunu sağlayan ve bu nedenle markasal etki doğuracak şekilde bir bilinirlik, markanın üzerine konulduğu emtianın hitap ettiği alıcı kitlesi tarafından tanınmaya başlamış olması, belirli bir yer, bölge veya piyasada bilinmesi biçiminde anlaşılmalıdır. Bir diğer ifadeyle, 6769 sayılı SMK m.6/3 kapsamında, tescilsiz işaretin belirli bir çevre veya piyasa ile sınırlı bir bilinirlik düzeyine erişmesi, maddenin sağladığı korumadan istifade için yeterli görülmelidir. ATAD huzurunda görülen bir uyuşmazlıkta, önceye dayalı hak istisnasını mesnet göstermek suretiyle 40/94 sayılı Marka Tüzüğü 8/4 m. uyarınca sonradan bir hak ileri sürebilmek için; hak iddia edilen işaretin ticaret sırasında kullanılmış olması, yerel coğrafi bölgeden daha geniş bir coğrafik alanda işaretin kullanılması, işaret sahibinin, bu işaretin başkalarınca kullanılmasını önleyebilecek ölçüde (iç hukukların sağladığı boyutta mesela; işaretin bilinir hale getirilmesi / tanıtılması gibi) hak sahibi olması, işaret üzerindeki hakkın, karşı çıkılan markanın başvuru tarihinden önceki bir zaman diliminde elde edilmiş olması, şartların hep birlikte gerçekleşmiş olması aranmıştır. Tabi ki bu kriterler, somut olayın şartlarına göre ayrı ayrı ele alınarak yorumlanmalı ve uygulanmalıdır. Bunun yanı sıra bu kapsamda sağlanacak koruma sadece tanıtımın yapıldığı mal veya hizmetlerle sınırlı olacaktır. Aksi halde, yani başka mal ve hizmetler yönünden de üstün hak sağlanması halinde, marka tescilinin bir anlam ve önemi kalmayacak, bir nevi tescilsiz bir işarete çok tanınmış bir marka statüsü sağlanması söz konusu olacaktır. Yasal düzenlemeler, doktrin ve yargı kararlarında kabul gören bu görüşler çerçevesinde somut uyuşmazlığa döndüğümüzde ve davacı yanın işlem dosyasına sunduğu delillerin incelenmesi neticesinde bir değerlendirme yapılmıştır. Bu bağlamda, SMK 6/3 maddesinin şartları açısından işlem dosyasına sunulan faturalar incelendiğinde, söz konusu faturaların 2017, 2018, 2019, 2020 yıllarına ait faturalar olduğu, ancak faturalarda yer alan “waterwipe” ibareli ürünlerin hangi ürünler olduğunun anlaşılamadığı, bazı ürünlerin (baby wipes) ise “WW” ile kodlandığı dolayısıyla, davacı yan tarafından söz konusu ibarenin, dava konusu mallar üzerinde Türkiye’de yaygın bir şekilde, aralıksız kullanımının ispatlanamadığı, eskiye dayalı kullanım hakkı iddiasının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olayda, TÜRKPATENT Tanımış Marka Sicili’nde yapılan araştırma neticesinde, davacı tarafın markasının tanınmışlık kararının olmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, markanın halk tarafından tanınmışlık düzeyi, markanın herkes tarafından bilinirliğini, markanın, malın potansiyel ve fiili kullanıcılarının da ötesinde ulaşmış olduğu genel tanınmışlık düzeyi bazı kriterler çerçevesinde değerlendirir. Bunlardan bazıları; markanın tescilinin ve kullanımının süresi, markanın tescilinin ve kullanımının yayıldığı coğrafi alan ve kapsam (Yurt içi ve yurt dışı tescilleri), markanın üzerinde kullanıldığı mal ve/veya hizmetin piyasadaki yaygınlığı, pazar payı, yıllık satış miktarı, markaya ilişkin promosyon çalışmalarının (özellikle de Türkiye’deki promosyon çalışmalarının) özelliklerinin neler olduğu (Promosyonun süresi, devamlılığı, yayıldığı coğrafi alan, kapsam, promosyona harcanan para, promosyonun niteliği (TV reklamı, yerel gazete ilanı, sadece çocuk sahiplerine yönelik yapılan tanıtım vs.), reklam niteliğinde olmayan ancak markanın tanıtımına faydalı olabilecek nitelikte faaliyetlerin varlığı (Gazete, dergi, TV vb. medya organlarındaki yayınlar, markalı ürünlerin fuarlarda teşhiri vb.), markanın tanınmışlığına ilişkin yapılmış kamuoyu araştırmaları varsa bunların sonuçları, markanın sahibi firmaya ilişkin özellikler (firmanın büyüklüğü, çalışan sayısı, ödenmiş sermayesi, cirosu, karı, yurt çapında ve yurt dışında sahip olduğu dağıtım kanalları: şubeleri, bayilikleri, servis ağı, ödediği vergi, ihraç miktarları, piyasasına hakimiyeti vs.), eğer marka bir satışa konu olmuşsa, marka üzerinde kıymet takdiri yapılmışsa markanın parasal değeri, marka tescillerinin kapsadığı mal ve/veya hizmet portföyünün genişliği olarak belirtilebilir. Bu kriterler dikkate alındığında, dosya kapsamında, davacı markalarının tanınmış olduğuna dair yeterli bilgi ve belge sunulmadığı görülmüş, dolayısıyla davacının tanınmışlık iddiasının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın Kabulüne,
2-Türkpatent YİDK nın … sayılı kararının taleple bağlı kalınarak 3. sınıf “ Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). ” emtialar yönünden Kısmen İPTALİNE,
3-Dava konusu marka tescil edilmemiş olduğundan hükümsüzlük talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına,
4-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 54,40 TL harçta düşümü ile 4,90 TL bakiye harcın davalılardan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
5- Davacı vekili için 5.900,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü gösterilen 2.391,80 TL yargılama giderlerinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.03/06/2021
Katip …
¸

Hakim …
¸
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.
Davacı Masraf Dökümü:
İlk Masraf 108,80.-TL
Posta Masrafı 183,00.-TL
Bilirkişi Ücreti 2.100,00.-TL
Toplam 2.391,80-TL