Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/289 E. 2021/145 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/289 Esas – 2021/145
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/289
KARAR NO : 2021/145

DAVA : TÜRKPATENT YİDK Marka Kararı İptali, Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 21/09/2020
KARAR TARİHİ : 08/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/04/2021

İDDİA:
Davacı vekili 21.09.2020 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin … sayılı ve “Green”, “… Green”, “… Green” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…+şekil” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa müvekkili şirketin “Green” markasını uzun zamandan beri ve aralıksız olarak tescil edildiği alüminyum folyolar, sentetik malzemeden gıda ambalajı, çöp torbaları, buzdolabı torbaları üzerinde kullandığını, marketlerin, süpermarketlerin ve market zincirlerinin birçoğunda “Green” marka ürünlerinin satıldığını, bu itibarla müvekkilinin markası belirli bir bilinirliğe/tanınırlığa erişmiş, tüketicilerin güvenini kazanmış bir marka olduğunu, ayrıca “Green” markasının 06., 16., 21. ve 35. sınıfların tamamı için tescilli olduğunu, davalı başvurusunun eşya listesinin bir kısmı ambalaj ve sarma amaçlı kağıtlar, karton kutular, plastik malzemeden mamül ambalajlama ve sarma malzemeleri olduğunu, bu durumda itiraza konu marka tescil başvurusunun müvekkilinin marka haklarına tecavüz eder nitelikte olduğunu, başvuru sahibinin müracaatındaki “Green” ibaresi yazı “Green” ile görünümü ile müvekkilinin markasının aynısı olduğunu, “light film” ibaresi ise tescilli markalarına eklenerek, “…” kullanımı iltibas oluşturarak, tescilli markalarından yararlanma amaçlı olduğunu, itiraza konu markanın, müvekkilinin tescilli markası ile seri marka imajı oluşturduğunu daha önce de müvekkilin markasına ilişkin yapılan benzer başvurular hem Kurum tarafından red edilmiş hem de mahkemeye taşınanlarda mahekeme tarafından reddedilmiş olduğunu, yerleşmiş uygulamalarına göre bahsi geçen markaların birbirleriyle karıştırılacağı ve markaların ilişkili olduğu izlenimi oluşacağı açık olduğundan huzurdaki davanın kabulüne karar verilerek davalı tarafından yapılan başvurunun reddedilmesi gerektiğini, TTK m.18/2’ye göre “her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir işadamı gibi hareket etmesi lazımdır.” hükmü ile tacirlerden, herhangi bir kimseden beklenenden daha üstün bir özenle hareket etmesinin beklendiğini, dolayısıyla tacir sıfatındaki başvuru sahibinin de ticari ilişkisinde daha özenle davranma yükümlülüğünün var olduğunu, başvuru sahibinin davranışının, Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde yer alan, “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kuralına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” hükmüyle açıkça bağdaşmadığını belirterek, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun dava konusu … sayılı kararının iptaline, … sayılı ve “…+şekil” markasının tescili halinde hükümsüzlüğü ile sicilinden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; karşılaştırılan ibareler karıştırılma ihtimaline yol açacak düzeyde benzer olmadığını, davacı iddiaları “green” ifadesinin ortak olması nedeniyle karıştırılma ihtimalinin oluşacağı yönünde olduğunu, bunun kabulünün mümkün olmadığını, başvuru markasında geçen “…” ibaresinin bütüncül bir algının oluştuğunu, başvuru bir bütün olarak algılanacak şekilde tertip edilmiş olduğunu, “green” ibaresinin Türkçe tercümesi “yeşil” olup, anlamı toplum tarafından bilinen ve ülkemizde de her sektörde sıklıkla kullanılan bir ibare olduğunu, bu ibarenin her duyulduğunda veya görüldüğünde davacı firmayı akla getirmesinin mümkün olmadığını, bu kelimenin içinde yer aldığı ibarelerin ufak bazı eklemelerle dahi “green” ifadesinden kolaylıkla farklılaşabildiğini, kaldı ki başvuru markasında “green” ibaresine yüklenmiş bir vurgunun söz konusu olmadığını, dolayısı ile başvuru markası bir bütün olarak “…+şekil” şeklinde görülmeli ve değerlendirme markaların bütüncül görünümü ve bu görünümün tüketici zihninde oluşturacağı çağrışım üzerinden yapılması gerektiğini, başvuruda yer alan farklılıklarla birlikte dava konusu markanın genel izlenimi kolaylıkla farklılaşmış olduğunu, markalarda örtüşmeyen unsurlar tamamen farklı olduklarından karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimali olmayacağını, var olan farklılıklar markaları farklılaştırmak için yeterli kabul edilmesi gerektiğini, başvuru markasına yeterli ayırt edicilik katılmış olduğunu, başvuru markasının bir bütün olarak belirli bir yere de çağrışım yapacak şekilde algılanacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirkete usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiş ve yargılamaya katılmamıştır.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, TÜRKPATENT’den davalı şirkete ait … sayılı marka başvurusu işlem dosyası ile itiraza dayanak marka tescil belgeleri getirtilmiş, sunulan deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ve tescili halinde davalı şirkete ait … sayılı“…+şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 23.07.2020 tarihinde tebliğ edildiği, 21.09.2020 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 08.03.2021 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “Dava konusu markanın kapsamında yer alan “Plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri.” mallarının davacıya ait 181807 sayılı ve “Green” ibareli ve … sayılı ve “… Green” ibareli markaların kapsamında aynı/aynı tür/benzer olarak yer aldığı, Dava konusu marka ile redde gerekçe 181807 sayılı ve “Green” ibareli marka arasında marka işaretleri bakımından işitsel, görsel ve anlamsal olarak benzerlik bulunduğu, Dava konusu marka ile davacıya ait redde gerekçe 181807 sayılı ve “Green” ibareli marka arasında dava konusu mallar bakımından karıştırılma ihtimali bulunduğu, Kötü niyet olup olmadığı değerlendirmesinin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, Dava konusu … sayılı YİDK Kararı’nın yerinde olmadığı” ifade edilmiştir.
Davada uyuşmazlığın özü, davacıya ait … sayılı ve “Green”, “… Green”, “… Green” ibareli markaların, davalının … sayılı “…+şekil” ibareli başvurusu yönünden SMK’nun 6/1, 6/9 hükümleri çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre … sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davalı şirketin 27/06/2019 tarihinde “…+şekil” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 16.sınıftaki bir kısım emtiaların yer aldığı, başvurunun Resmi Marka Bülteninde ilan edildiği, ilana davacının … sayılı ve “Green”, “… Green”, “… Green” ibareli markaları ile benzerlik arz ettiğinden ve tanınmışlık iddiasıyla itirazda bulunduğu, itirazın Markalar Dairesince reddi üzerine, yeniden inceleme isteminin YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak reddine karar verildiği, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun “…+şekil” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 16.sınıftaki “Plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri” mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise … sayılı ve “Green”, “… Green”, “… Green” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 06, 16, 21, 35.sınıflardaki mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, başvuru kapsamındaki 16.sınıftaki malların, itiraza dayanak 181807, … sayılı markaların kapsamındaki mallarla aynı/aynı tür/benzer/ilişkili oldukları tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…+şekil” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı … sayılı ve “Green”, “… Green”, “… Green” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Dava konusu “…+şekil” ibareli marka, kelime unsurları ön planda olan kelime+şekil, davacının emtia benzerliği olan redde gerekçe 181807 sayılı ve “Green” ibareli ve … sayılı ve “… Green” ibareli markaları herhangi bir şekil unsuru içermeyen kelime markalarıdır.
Dava konusu markada yer alan “light film” ibaresinin “hafif ince zar, hafif ince tabaka” anlamına geldiği, filmlerin ambalajlamada kullandığı, dolayısıyla dava konusu markada yer alan “light film” ibaresinin dava konusu mallar bakımından ayırt edici niteliğe haiz olmadığı, dava konusu markada yer alan şekil unsurunun da kelime unsurlarına kıyasla baskın bir unsur olmadığı, her ne kadar “green” ibaresinin ayırt edici nitelik düzeyi yüksek bir ibare olmasa da, dava konusu mallar bakımından asgari ayırt edici niteliği taşıdığı dolayısıyla dava konusu markanın esas unsurunun “Green” ibaresi olduğu değerlendirilmektedir.
Davacı markalarından 181807 sayılı ve “Green” ibareli markanın esas unsurunun “Green”, … sayılı ve “… Green” ibareli markanın esas unsurunun ise herhangi bir anlamı olmayan, fantezi bir ibare olan “…” ibaresi olduğu değerlendirilmektedir.
Yukarıda ifade edilenler doğrultusunda, dava konusu “…+şekil” ibareli marka ile davacıya ait … sayılı ve “… Green” ibareli marka arasında marka işaretleri bakımından işitsel, görsel ve kavramsal olarak benzerlik olmadığı kanaatine varılmıştır.
Öte yandan, dava konusu“…+şekil” ibareli markanın davacıya ait 181807 sayılı “Green” ibareli markasının esas unsuru konumundaki “green” ibaresini aynen içerdiği, ortalama düzeydeki alıcı ve yararlanıcıların bu marka ve işaretin farklı işletmelere ait iki ayrı marka olduğunu ilk bakışta algılamalarının mümkün olmadığı, her iki işaretin hafıza, göz ve kulakta bıraktığı izin bu kabulü zorunlu kıldığı, somut uyuşmazlıkta görsel, işitsel, yazılış ve anlamsal bakımdan dava konusu markanın üzerinde kullanılacağı emtianın ortalama tüketicileri nezdinde iltibası önleyici mahiyette olmadığı dolayısıyla işletmeler arasında bir farklılığa yol açmayacağı hususları birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu marka ile davacının 181807 sayılı “Green” ibareli arasında marka işaretleri bakımından işitsel, görsel ve anlamsal olarak karıştırmaya yol açacak düzeyde bir benzerlik bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Dava konusu markanın kapsamındaki dava konusu malların davacıya ait redde mesnet markalardan 181807 sayılı ve “Green” ibareli markanın kapsamında aynı/aynı tür/benzer olarak alması, dava konusu marka ile davacının redde mesnet belirtilen 181807 sayılı ve “Green” ibareli markası arasında marka işaretleri bakımından karıştırılma ihtimaline yol açacak düzeyde işitsel, görsel ve anlamsal benzerlik bulunması nedeniyle dava konusu marka ile davacıya ait redde mesnet 181807 sayılı ve “Green” ibareli marka arasında dava konusu mallar bakımından karıştırılma ihtimalinin söz konusu olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Somut davada davalı şirketin başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamaktadır. Bu nedenle kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şirketin kötü niyetli olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın kabulüne, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptaline, dava konusu olan marka henüz tescil edilmemiş olduğundan hükümsüzlük talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE,
2-TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptaline,
3-Dava konusu olan marka henüz tescil edilmemiş olduğundan hükümsüzlük talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına,
4-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL karar harcının davalılardan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı vekili için 5.900,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü gösterilen 2.024,10 TL yargılama giderlerinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,

7-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı ve davalı kurum vekillerinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.08/04/2021