Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/282 E. 2021/171 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/282
KARAR NO : 2021/171

DAVA : TÜRKPATENT YİDK Marka Kararı İptali, Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 14/09/2020
KARAR TARİHİ : 22/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/04/2021
İDDİA:
Davacı vekili 14/09/2020 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin … sayılı ve “… Form”, “Form+”, “Form Plus”, “… Form+şekil”, “FİT”, “Fit x”, “Fit …”, “Fit …”, “Fit”, “Fit …”, “Fit …”, “Fit x” ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “fit Body form papatyalı karışık bitkisel macun+şekil” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı …’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddine karar verildiğini, oysa müvekkili şirketin 1961 yılından bu yana özellikle bisküviler, krakerler, gofretler, pastalar, tartlar, kekler ve sair ürünlerin imali, ithali, ihracı ve ticareti alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkiline ait “…” markasının … tarafından tanınmış marka olarak kabul edildiğini, müvekkilinin aynı zamanda “FORM” ve “FİT” markalarının da sahibi olduğunu, davalının … sayısı ile gerçekleştirdiği başvurunun her iki markayı da ihtiva eder şekilde yapıldığını, FORM markalarının ilk kez 1990 yılında tescil ettirildiğini, FİT markalarının ise 2000 yılından beri tescilli olduğunu, her iki markanın da çok sayıda tescilinin bulunduğunu, “FİT” ibaresinin de “FORM” ibaresinin zayıf ayırt edici ibareler olmadıklarını, bu hususta verilmiş çok sayıda Yüksek Mahkeme kararının bulunduğunu, davalı şahsın müvekkili markalarının imajından yararlanmak amacı taşıdığını, müvekkilinin markalarının çok uzun süredir piyasada var olduklarını, mahkeme kararlarının çoğunda FİT markasının yüksek ayırt edici karaktere haiz olduğuna kanaat getirildiğini, kurumun verdiği kararlarda öngörülerle hareket ettiğini, FİT markalarının zayıf olarak hangi gerekçeyle yorumladıklarının anlaşılamadığını, aynı şekilde FORM markalarının da zayıf olarak kabul edilebilmesinin mümkün olmadığını, aksine tüketiciler nezdinde yapılan araştırmalarda dahi yüksek bilinirlik oranına haiz bir marka olduğunun tespit edildiğini, dava konusu markanın da müvekkili markaları ile iltibasa sebebiyet vereceğini, anılan markanın 05.02 sınıfta yer alan malları ve 35. Sınıfta da anılan malların satışına özgülendiğini, dolayısıyla taraf markalarının ayniyet derecesinde mal ve hizmetleri kapsadıklarını, markaların ilgili tüketicilerinin ortalama tüketiciler olduklarını, ortalama tüketiciler nezdinde taraf markalarının karıştırılabilecek şekilde benzer algılanacaklarını, dava konusu markanın asli unsuruun “FİT BODY FORM” ibareleri olduğunu, markadaki sair unsurların, tescil edilmek istenilen mallar bakımından herhangi bir ayırt edicililğinin bulunmadığını, dava konusu markada “form” ve “fit” ibarelerinin bağımsız ayırt edici karakterlerini koruduklarını, müvekkili markalarının bu şekilde bütünlüğünü koruduğu 3. Kişi markalarının müvekkili markaları ile benzerlik gösterdiğine dair çok sayıda mahkeme kararının bulunduğunu, taraf markalarının işitsel olarak yüksek düzeyde benzerlik taşıdıklarını, dava konusu markanın bu haliyele müvekkili seri markalarının arasına sızabilecek nitelikte olduğunu, davalı başvurusunun kötü niyetli olduğunu belirterek, davalı …’inYİDK’nın … sayılı kararının iptali ile dava konusu … sayılı “fit Body form papatyalı karışık bitkisel macun+şekil” ibareli markanın 05.02. sınıf mallar ile 35. Sınıftaki 05.02.sınıf malların satışı hizmetlerine yönelik mal ve hizmetler yönünden tescili halinde hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kurum tarafından alınan kararların usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı …’e usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiş ve yargılamaya katılmamıştır.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, TÜRKPATENT’den davalı şahsa ait … sayılı marka başvurusu işlem dosyası ile itiraza dayanak marka tescil belgesi getirtilmiş, sunulan deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan raporun çoğunluk görüşü dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ve tescili halinde davalı şahsa ait … sayılı “fit Body form papatyalı karışık bitkisel macun+şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 28/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, 14/09/2020 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 17/03/2021 havale tarihli raporun çoğunluk görüşünde konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “Dava konusu … sayılı başvuru kapsamında yer alan ve dava konusu edilen malların tamamı bakımından, taraf markalarının aynı, aynı tür ya da benzer mal ve hizmetleri kapsadıkları, Taraf markaları kapsamında öncellikle “FİT” ibaresinden kaynaklı ve yine “form” ibaresinden kaynaklı bir benzerliğin mevcut olduğu, bununla birlikte “form” ve “fit” ibarelerinin kavramsal olarak zayıf ayırt edici işaretler olduklarının da kabulü gerekeceği, ancak her iki ibarenin de davacı adına tescilli markalar oldukları, uzunca bir süredir korunmakta oldukları ve pek çok yargı kararında “ayırt edici vasfı bulunan “ markalar olarak tespit edildikleri gözetildiğinde, bağımsız ayırt edici varlıklarını koruyacak şekilde dava konusu marka içerisindeki kullanımların varlığının, ilgili tüketici kitlesi nezdinde dahi, işbu markalar hakkında verilmiş güncel ve emsal nitelikteki yargı kararları çerçevesinde, karıştırılma ihtimaline neden olup olmayacağının nihai takdir ve hukuki yorumunun Sayın Mahkemece yapılması gerektiği, Davacı yanın tanınmışlık iddialarına yönelik işlem dosyasına yeterli delil sunmadığı, dava dosyasına sunulan iki klasör ekin ise hükümsüzlük talebi bakımından değerlendirilmesi mümkün ise de dava konusu markanın işbu raporun düzenlenme tarihi itibariyle tescil edilmemiş olduğundan dikkate alınamayacağı ” ifade edilmiştir.
Davada uyuşmazlığın özü, davacıya ait … sayılı ve “… Form”, “Form+”, “Form Plus”, “… Form+şekil”, “FİT”, “Fit x”, “Fit …”, “Fit …”, “Fit”, “Fit …”, “Fit …”, “Fit x” ibareli markalarının, davalı şirketin … sayılı “fit Body form papatyalı karışık bitkisel macun+şekil” ibareli başvurusu yönünden SMK’nun 6/1 hükümleri çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre … sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davalı şahsın 05/05/2018 tarihinde “fit Body form papatyalı karışık bitkisel macun+şekil” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı …’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 05, 35.sınıftaki bir kısım emtiaların yer aldığı, başvurunun Resmi Marka Bülteninde ilan edildiği, ilana davacının … sayılı ve “… Form”, “Form+”, “Form Plus”, “… Form+şekil”, “FİT”, “Fit x”, “Fit …”, “Fit …”, “Fit”, “Fit …”, “Fit …”, “Fit x” ibareli markaları ile benzerlik arz ettiği iddiasıyla itirazda bulunduğu, Markalar Dairesince itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak reddine karar verildiği, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvurunun … sayılı “fit Body form papatyalı karışık bitkisel macun+şekil” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 05, 35.sınıftaki “05.sınıf: Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. 35.sınıf: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler;insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise … sayılı ve “… Form”, “Form+”, “Form Plus”, “… Form+şekil”, “FİT”, “Fit x”, “Fit …”, “Fit …”, “Fit”, “Fit …”, “Fit …”, “Fit x” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 29, 30, 32, 35.sınıftaki mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, taraf markaları hususiyetle 05. Sınıfta yer alan “tıbbi içerikli zayıflama ve diyet gıda ve müstahzarları” üst başlığında yer alan mallar bakımından aynı ya da aynı tür malları kapsamakta olup bu malların satışına yönelik satış hizmetleri ise ilgili mallar ile benzerlik ilişkisindedir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “fit Body form papatyalı karışık bitkisel macun+şekil” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markanın standart karekterle yazılı “… Form”, “Form+”, “Form Plus”, “… Form+şekil”, “FİT”, “Fit x”, “Fit …”, “Fit …”, “Fit”, “Fit …”, “Fit …”, “Fit x” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Dava konusu “fit Body form papatyalı karışık bitkisel macun+şekil” markası incelendiğinde başvurunun şekil ve kelime unsurları ile oluşturulmuş bir bileşke marka olduğu, siyah bir fon üzerine turuncu renkte konumlandırılmış insan şeklinde bir illüstrasyonunun sol tarafında yeşil renkte “FİT” kelimesi, sağ tarafında ise yine yeşil renkte “BODY” sözcüğü, “body” sözcüğünün hemen altında beyaz renkte “form” ibarelerinin kullanıldığı, “FİT” ibaresinin hemen altında ise bütün içerisindeki diğer tüm unsurlara nazaran son derece küçük şekilde yazılmış “papatyalı karışık bitkisel macun” ibarelerine yer verildiği görülmektedir. Anılan ibarenin, ürün içeriğini doğrudan tanımlayan bir niteliği olduğu, dolayısıyla markasal bir fonksiyonu bulunmadığı, marka bütününde en vurgulu şekilde yazılan ibarenin “FİT”sözcüğü olduğu, anılan ibarenin renk, yoğunluk ve büyüklük olarak diğer ibarelerden daha belirgin şekilde ve markanın ön sesi/görsel unsuru olarak konumlandırıldığı görülmektedir. “BODY” kelimesi İngilizce “vücut” anlamına gelmektedir. “FİT” ibaresi ise dilimizde “I- Birini başkasına karşı kışkırtma. II- argo 1. Ödeşme. 2. Razı olma. III- ç. a. 30,5 santimetrelik İngiliz uzunluk ölçüsü birimi. IV- Kabullenmiş; hazır” anlamlarına gelen bir kelime olmakla birlikte günlük hayatta yaygın kullanımı İngilizcedeki karşılığı itibariyle “formda olmak, sağlıklı olmak, zinde olmak” şeklindedir. Keza “FORM” ibaresinin de “FİT” kelimesine benzer şekilde kullanımı bulunan anlamı mevcuttur. Tüm bu unsurlar bir arada değerlendirildiğinde, başvuru konusu edilen görselde bütün olarak ön plana çıkan ve tüketicinin markasal olarak algısında ilk yer edinecek unsurun “FİT” ve “BODY” ibareleri olacağı, “form” ibaresinin ise nispeten tali konumda olduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Davacı yanın benzer mal grupları taşıdığı tespit edilen markaları ise “Fit X”, “… FORM”, “FORM PLUS” ve “… FORM+şekil” şeklinde olup davacı yanın her bir markasında “FİT” ve “FORM” ibaresinin esas unsur olarak münhasıran ya da çeşitli ek unsurlarla birlikte kullanıma konu edildiği, markalardaki “…” ibaresinin davacı taraf çatı markası olması nedeniyle asli korunmak istenilen unsur olmadığı ve geri planda kaldığının kabulünün gerekeceği, “X”ve”plus” eklemelerinin ise bütünsel algıları değiştirmeye elverişli olmadıkları değerlendirilmektedir.
Bu durumda tartışılması gereken husus davacı markalarında yer alan “FORM” ve “FİT” ibarelerinin dava konusu marka içerisindeki kullanım biçimi itibariyle, markalar kapsamındaki mal ve hizmetlerin ilgili tüketici kitleleri nezdinde, markaların ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı hususudur. İşbu uyuşmazlık kapsamında tartışıldığı gibi kendisinden önce tescil edilmiş bir markadaki ibare ile birlikte kendi unsurlarını içerisinde barındıran birleşik bir markanın önceki marka ile iltibas oluşturup oluşturmadığına karar verilebilmesi için önceki markanın kendi başına uyuşmazlık konusu mal ve hizmetlerde bağımsız bir ayırt edici karakterinin olup olmadığının ve bu ibarenin sonraki markada da dominant bir etkiye sahip olmadığının incelenmesi gerekmektedir. Zira önceki markanın tek ve baskın unsurunun, bir bütün olarak sonraki markada da yer alması halinde, işaretlerin kısmen aynı oldukları ve ilgili tüketicide bu doğrultuda bir etki bırakacağı kabul edilmektedir. Keza yine bir markanın önceki markaya eklenmiş bir diğer kelimeden oluşması iki markanın benzer markalar olduğu yönünde bir göstergedir.
Yukarıda da ifade olunduğu üzere taraf markaları kapsamındaki ortak “FORM” ve “FİT” ibarelerinin, sağlıklı gıda ürünlerini ifade etmek adına sektör içerisinde yaygın kullanımı bulunan, diyetetik amaçlı farmasötik ve nutrasötik ürünlerde malın diyet içerikli olduğunu ifade etmek için kullanılan ve tüketicinin de bu şekilde aşinalığı bulunan ibareler oldukları kabul edilebilir. Öyle ki tüketici, ambalajında “FİT” ya da “FORM” yazan bir ürün satın alındığında, bu ürünün diyet içerikli/temalı bir ürün olduğu algısıyla hareket etmesi mümkündür.
Günümüzde yaygın ve yoğun piyasa kullanımı neticesinde ve beslenme/spor alışkanlıklarına gösterilen dikkat seviyesi ve sağlıklı/sportif bir vücuda sahip olmanın öneminin artmasıyla birlikte “FİT” ve “FORM” sözcüğünün kullanımının yaygınlaştığı ve her iki kelimenin de günümüzde daha çok “beden zindeliği” manalarında yaygın olarak kullanılmaya başlanıldığı görülmektedir. Bilgi toplamak adına internet üzerinden yapılan basit bir aramada dahi bu yönde sonuçlara ulaşmak mümkündür. Ayrıca spor salonlarının adlarında kullanılan “FİT” kelimesi de bu kullanımın toplumdaki algısı/kabulü bakımından örnek olarak sunulabilir. Bu kapsamda “FİT” ve “FORM” kelimelerinin standart gıda ürünleri bakımından dahi telmih edici bir işaret olarak kullanıldığı bilinmekte olup bu durum tıbbi içerikli zayıflama ürünleri, içecekler vb. gıda ürünleri açısından da geçerlidir. Ancak bu durum anılan ibarelerin, davacı markaları tescilli olduğu müddetçe, tek başına ve esas unsur olarak herkesçe kullanılabilecek kelimeler olduğu sonucunu da doğurmaz. Bu bağlamda tekrar ifade etmek gerekir ise davacı markalarının her ikisinin de sağlıklı gıda ürünlerini ifade etmek adına sektör içerisinde kullanımı ve ortalama tüketicilerin de anılan ibareye bu yönde bir anlam yükleme ihtimali bulunmaktadır. Öyle ki, fiziki uyum ve zindelik belirten manasıyla “fit” ya da “form” kelimelerinin gıda tüketicisi tarafından insan vücudunun fiziksel özelliklerini bozmayan veya daha az kalorili ürünler çağrıştırması beklenebilir. Vücut yapısına ve gıda ürünlerinden temin ettiği içerik ve kaloriye dikkat eden tüketiciler, ambalajı üzerinde “fit” veyahut “form” yazan bir ürün satın aldığında, bu ürünün diyet bir ürün olduğu, kalorisinin eşlenik ürünlere göre (üzerinde “fit-form” yazmayan) daha düşük olduğu, daha az yağlı veya daha yüksek proteinli ve tüketildiği takdirde tüketicinin dış şeklinin (bedeninin) istenen görünüşe daha yakın olacağı beklentisi yarattığı düşünülmektedir. Bu kapsamda bu kelimenin ayırt edicilik vasfının güçlü olmadığı düşünülebilir. Dolayısıyla taraf markaları kapsamında benzerliği tespit olunan mallar bakımından, anılan emtiaların ilgili tüketici kitlesinin dikkat, özen ve malı satın alırken harcadığı süre bir bütün olarak değerlendirildiğinde, tüketicinin “fit” veya “form” şeklindeki bir ibareyi bu mahiyetteki ürünlerde son derece zayıf ayırt edici bir işaret olarak yorumlayacağı düşünülmektedir. Zira zaten tüketicinin satın almak isteyeceği ürünler niteliği itibariyle tüketicinin sağlıklı – zinde olmasına yönelik ürünler olacağından bu ürünler bakımından ilgili ibareler zayıf kavramsal unsurlar olarak değerlendirilecektir.
Ancak bu yöndeki bir yorum dahi, her koşulda, “FİT” ya da “FORM” ibarelerinin bir marka içerisinde, herkes tarafından, markadaki ön plana çıkan unsur/unsurlardan biri olarak kullanılabilir olduğu sonucunu kendiliğinden doğurmayacaktır. Nitekim dosya kapsamına davacı yan tarafından sunulan ve muhtelif mahkemelerce, muhtelif tarihlerde verildiği görülen pek çok Yüksek Yargı kararında; davacı yanın yıllara sair tescil ve kullanımları neticesinde “FORM” ve “FİT” markalarının, özellikle “bisküvi, kraker vb. ürünler” başta olmak üzere normal gıda ürünlerinde davacı ile ilişkilendirilir nitelikte güçlenmiş bir anlam kazandığı, ayrıca anılan ibarenin 05, 29, 30 ve 32. Sınıf mallarda doğrudan tanımlayıcı olarak nitelendirilmesinin isabetli olmadığı, buna bağlı olarak anılan ibarenin sonraki marka içerisindeki esas unsurlar/unsurlardan biri olarak kullanıldığı ve bağımsız ayırt edici karakterini de korumaya devam eden kullanım biçimlerinin, somut olayda tespiti gerçekleştirilen ilgili tüketici kitlesi nezdinde dahi, davacı yanın, ilgili sektörde belli bir konum ve pazar edinmiş markaları ile ilişkilendirilme ihtimallerinin kuvvetle muhtemelen olacağı yönünde hükümler kurulduğu görülmektedir.
Bu bağlamda tekrar ifade etmek gerekir ise “FİT” ya da “FORM” ibarelerinin sağlıklı gıda ürünlerini ifade etmek adına sektör içerisinde kullanımı ve ortalama tüketicilerin de anılan ibareye bu yönde bir anlam yükleme ihtimali bulunmakta ve bu anlamda marka içerisindeki sair ayırt edici unsurların varlığı halinde, tüketicinin markasal algısını daha ziyade bu unsurlara yükleme eğilimi mevcut olacak ise de “FİT” ya da “FORM” kelimelerinin, sonraki marka içerisindeki esas unsurlar/unsurlardan biri olarak kullanıldığı ve bu kullanımı esnasında da bağımsız ayırt edici karakterini korumaya devam ettiği, tüketicinin anılan ibareyi gördüğünde ürünün “düşük kalorili, diyet içerikli” olduğu yönünde bir algı edinmesini sağlayan bir işaret olarak değil de ürünün kaynağını gösteren bir işaret olarak ilgili kelimeler ile karşılaştığında vurgulu, baskın ve ön plana çıkan nitelikteki bu kullanımları, daha evvelden aynı mal veya hizmetlerde davacı yanın “FORM” ve “FİT” markalarındaki deneyimleri ve zihninde kılan izler ile ilişkilendirilebilir sonuçlar ortaya çıkabilecektir. Nitekim Yargıtay’ın dosya kapsamına sunulan güncel kararlarında bu hususların vurgulanması suretiyle bir ayrıma gidildiği görülmektedir.
Dolayısıyla “FİT” ve “FORM” ibarelerine dair bu tespitler çerçevesinde taraf markaları karşılaştırıldıklarında, 05. sınıfta benzer görülen mallar açısından söz konusu emtiaların yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan ilgili tüketici kitlelerinin özen ve dikkat düzeyinin yüksek kişiler olmaları, bu sınıfta yer alan ve doğrudan ilaç niteliğinde olmamakla birlikte kişi sağlığını doğrudan ilgilendirir nitelikteki malların, normal gıda ürünleri olarak da kabul edilmemeleri ve tüketicinin de buna bağlı olarak daha yüksek dikkat, özen ve seçicilik düzeyinde olacağı, ancak yukarıda da ifade olunduğu üzere “FİT” ya da “FORM” ibarelerinin, 05. Sınıftaki mallar ve bu malların satışına özgülenen 35. Sınıf hizmetler açısından doğrudan tanımlayıcı ve her koşulda sektör kullanımına açık bir ibare olarak yorumlanamayacağı, bu nedenle anılan ibarelerin sonraki marka içerisindeki kullanım biçimleri ve tüketicide yaratacakları algının her somut olayda ayrıca ele alınması gerektiği, bu çerçevede uyuşmazlık konusu marka incelendiğinde de marka görselinde bütünsel algıda ön planda olan unsurun “FİT” ibaresi olduğu, sair unsurların anılan ibarenin bu baskın pozisyonu ve algısını tam olarak geri plana atmadığı gibi yine davacı adına tescilli bir başka ibare olan “form” kelimesinin de markada kullanıldığı görülmekte olduğundan, ilgili tüketicinin de dava konusu marka ile davacı markalarını, emsal mahiyetteki yargı kararlarında yer verilen tespitler de gözetildiğinde, birbiri ile ilişkilendirme ihtimalinin mevcut olabileceği, dava konusu markanın, davacı markalarının yeni bir ambalaj üzerinde konumlandırılmış hali gibi algılanabileceği, zira anılan markada özellikle “FİT” ibaresinin baskın bir unsur olarak ve başkaca herhangi bir kurumsal kimliğe büründürülmeyecek şekilde kullanıldığı görülmektedir.
Kaldı ki bir markada ilk ve esas vurguyu yaparak vasati alıcının dikkatini çeken unsurun özellikle markanın ilk kelime veya heceleri olduğu bilinmektedir. Öğretide ortalama tüketicilerin sözcüklerin başlangıcına daha fazla dikkat ettiği, ilk bölümdeki ayniyetin dahi karıştırmaya yol açabileceği savunulmaktadır. Tabii ki, potansiyel müşterilerin daha önce denedikleri markaların hafızalarında kalan kısımlarına dayanarak tekrar marka tercihi yapabilecekleri, ortak unsurlara odaklanacakları da dikkate alınmalıdır. Sunulan emsal nitelikteki yargı kararları da göz önüne alındığında, somut uyuşmazlıktaki gibi özellikle “FİT” ibaresinin varlığını bağımsız olarak taşımaya devam eden markalarda, tüketicinin de markadaki asli unsur olarak “FİT” ibaresini algılayacağı ve zihinsel yönelimlerinin “FİT” ibaresi üzerinde yoğunlaşacağı, davacıya ait bir diğer marka olan “form” ibaresinin varlığının da bu etkiyi arttıracağı, dolayısıyla tüketicinin dava konusu markayı da hali hazırda davacı adına tescilli markaların yeni bir versiyonu olarak algılamasının muhtemel olacağı düşünülmektedir.
Nihai olarak taraf markalarının dava konusu markada yer alan ve davaya konu edilen 05.02. sınıfta yer alan mallar ve yine 35. Sınıf altında aynı malların satışına özgülenen hizmetler açısından aynı, aynı tür ya da benzer oldukları, bu mal ve hizmetlerin ilgili tüketici kitlesinin ortalama tüketiciden daha yüksek dikkat, özen ve seçicilik düzeyine sahip olacaklarının kabulü gerekeceği, dava konusu markada “FİT” ibaresinin markanın baskın ve ön plana çıkan unsuru olduğu, “FORM” ibaresinin ise daha küçük ve tali nitelik arz edecek şekilde kullanılmakla birlikte tamamen geri planda da kalmadığı, marka bütününde “FİT” ibaresinin aynı zamanda hem ön ses olduğu hem de ilk göze çarpan unsur olduğu, her ne kadar “FORM” ve “FİT” ibarelerinin gıda ürünleri, diyet ürünleri, takviye gıdalar ve benzeri mahiyetteki mallar bakımından ayırt edici vasıfları yüksek olmadığı kabul edilebilir ise de anılan ibarelerin davacı adına tescilli olduğu, dava konusu markanın tertip ve kullanım tarzı itibariyle davacı markalarından yeterince uzaklaştığına kanaat getirilmesinin mümkün olmadığı, dava konusu markadaki bu kullanım biçiminin, yukarıda tespit edilen ve davacı markalarını daha evvelden denemiş, tecrübe etmiş ilgili tüketiciler açısından da satış aşamasında tüketici algı ve tercihlerini olumlu yönde etkileme ihtimalinin bulunduğu, kaldı ki emsal olarak dosyaya sunulduğu görülen çok sayıda Yüksek Yargı kararında da anılan ibarelerin bağımsız ayırt edici karakterlerini koruyacak şekilde sonraki başvurulardaki kullanımların, ilgili tüketiciler nezdinde dahi davacı markaları ile ilişkilendirilebilecek sonuçlar meydana getirebileceği yönünde hükümler kurulduğu göz önüne alındığında, somut uyuşmazlıktaki gibi bir başvurunun da, emsal yargı kararları gözetildiğinde, davacı markaları ile ilişkilendirilebilecek düzeyde benzer oldukları sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, YİDK kararının iptal talebi yönünden taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne, dava konusu marka henüz tescil edilmemiş olduğundan hükümsüzlük talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1- Davanın KABULÜNE
2- TÜRKPATENT YİDK nın … sayılı kararının taleple bağlı kalınarak 5. Sınıf “Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler.” ile 35. sınıf “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” emtialar yönünden kısmen İPTALİNE,
3-Dava konusu marka henüz tescil edilmemiş olduğundan hükümsüzlük talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına,
4-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 54,40 TL harçta düşümü ile 4,90 TL bakiye harcın davalılardan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
5- Davacı için AAÜT uyarınca 5.900,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü gösterilen 2.194,60 TL yargılama giderlerinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/04/2021

Katip …

¸

Hakim …

¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.

Davacı Masraf Dökümü:
İlk Masraf 116,60.-TL
Posta Masrafı 278,00.-TL
Bilirkişi Ücreti 1.800,00.-TL
Toplam 2.194,60.-TL