Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/272 E. 2021/134 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/272
KARAR NO : 2021/134

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/09/2020
KARAR TARİHİ : 25/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/03/2021
İDDİA:
Davacı vekili 02.09.2020 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkil şirketin kurucusunun ve ölünceye kadar sahibinin dünyaca ünlü güreşçi … olduğu ve müvekkilin 1964 yılında Ankara’da açmış olduğu Aspava isimli lokantanın hala aynı faaliyetlerine devam ettiğini ve Ankara’nın en bilinen işletmelerinden biri olduğunu, müvekkil şirketin ASPAVA markasını, 14.03.1996 tarihinde tescil ettirdiğini ve tescilini 14.03.2006 tarihinden itibaren 10 yıl ve sonrasında 14.03.2016 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile yenilediğini, müvekkil şirketin, markayı ilk tescil ettiren kişi olduğunu ve gerçek hak sahibi olduğunu, davalının bu durumu bilmesine rağmen, Aspava markasını benzer kategorideki ürünler için 16.10.2015 tarihinde … sayılı “… …” ibareli markaları tescil ettirdiğini ve müvekkil şirketin tanınmışlığından kötü niyetli olarak yararlandığını, davalının markasının, müvekkillerinin tescilli markası ile karışıklık yaratacak derecede benzer olduğunu, zira hem markaların benzer, hem de mal ve hizmetlerin aynı veya benzer olduğunu, karma markalarda sözcük unsurunun hafızada kalmaya uygun olduğunu, müvekkil şirkete ait markadaki hafızada kalmaya uygun olan aspava markasının davalının markasında aynen yer aldığını, davalının haksız ve hukuka aykırı olarak tescil ettirdiği belirterek, … sayılı “… …” ibareli markasının 43.sınıf kapsamındaki “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilinden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraf markalarının karıştırılma ihtimaline yol açacak derecede benzer olmadığını, müvekkiline ait markanın esas unsurunun “… …” olduğunu, davacı şirket markasının esas unsurunun ise “ASPAVA” olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

YARGILAMA VE DELİLLER :
Tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, TÜRKPATENT’den dava konusu işlem dosyası ve itiraza mesnet marka tescil belgeleri getirtilmiş, sunulan deliller incelenmiş, uyuşmazlığın niteliği ileYargıtay Hukuk Genel Kurulu 08.06.2016 tarih 2014/11-696 E. Ve 2016/778 K. Sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesi Hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgi çözümü olanaklı bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmasına gerek görülmemiştir.

GEREKÇE:
Dava, davalı … adına tescilli … sayılı “… …+şekil” ibareli markalarının 43.sınıf kapsamındaki “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilinden terkini isteminden ibarettir.
Davalı adına tescilli dava konusu markanın … sayılı “… …+şekil” ibaresinden oluştuğu; hükümsüzlüğe dayanak markanın 29, 30, 32.sınıfta tescilli 168490 sayılı “ASPAVA+şekil” ibaresinden meydana geldiği tespit edilmiştir.
Buna göre … sayılı ve “… …+şekil” ibareli markanın 43.sınıftaki “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” hizmetlerini kapsadığı;
Hükümsüzlüğe dayanak markanın … sayılı “ASPAVA+şekil” ibaresinden meydana geldiği ve kapsamında 29, 30, 32.sınıftaki “Kebap çeşitleri:Adana kebap, beyti kebap, şiş kebap, karışık kebap, tavuk şiş, mantarlı köfte, patlıcan kebabı, ızgara köfte, tandır kebabı, döner, iskender, pide çeşitleri, çorba çeşitleri: mercimek çorbası, mantarlı çorba, Tatlı çeşitleri: Aşure, tel kadayıf, kabak tatlısı, ekmek kadayıfı, sütlaç, İçecekler. Ayran, kola, soda, meyve suyu, gazoz, su” mal ve hizmetlerin bulunduğu tespit edilmiştir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 6769 sayılı SMK’nın 25. maddesinde markanın hükümsüzlüğü halleri düzenlenmiş olup anılan maddenin (1) fıkrasına göre, aynı kanunun 6. maddesinde sayılan haller birer hükümsüzlük nedenidir. 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescil edilemez. Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya dönüldüğünde, davacı taraf “Aspava” markası altında 1964 yılından beri faaliyette bulunduğunu, anılan ibareyi 14.03.1996 tarihinde adına marka olarak da tescil ettirdiğini, davalı markası ile müvekkili markası arasında iltibas bulunduğunu ve davalının müvekkili markasının tanınmışlığından faydalanmak için kötü niyetli hareket ettiğini ileri sürerek, davalı adına tescilli … sayılı markanın hükümsüzlüğünü talep etmiştir.
Davacı şirketin 168490 sayılı markası, bir aşçı şapkası figürü üzerinde yazılı “ASPAVA” ibaresi ile şapka figürünün içerisine ayrıca şapkasında “ASPAVA” yazan küçük bir aşçı figüründen oluşmaktadır. Görüldüğü üzere davacı markasının asli unsuru “ASPAVA” ibaresinden oluşmakta olup, markada yer alan diğer unsurlar yardımcı unsur konumundadır. Hükümsüzlüğü istenilen davalı markası ise düz yazı ve büyük harflerle yazılmış “… …+şekil” ibaresinden oluşmaktadır. Görüldüğü üzere burada da “aspava” ibaresine markanın asli unsuru olarak yer verilmiştir. Öte yandan, davacı markasının kapsamında 29, 30, 32. sınıflarda yer alan ve daha çok lokantalarda tüketiciye sunulan gıda maddeleri bulunmakta iken davalı markası 43. sınıftaki hizmetler üzerinde tescillidir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarında açıklandığı üzere mal ve hizmetler arasında benzerlik bulunup bulunmadığı değerlendirilirken her iki grup mal ve hizmetlerin aynı tüketici kitlesine hitap edip etmediği, birbirine alternatif olup olmadıkları, aynı dağıtım veya dolaşım yollarına sahip olup olmadığı, hammadde-mamül ilişkisinin bulunup bulunmadığı, birbirlerini bütünleyici/tamamlayıcı olup olmadıkları gibi hususlarının dikkate alınması gerekmektedir. ( Yargıtay 11. H.D. 29.06.2020 tarih 2019/5228 esas ve 2020/3280 karar)
Somut dava bu yönden değerlendirildiğinde, dava konusu markanın kapsamında bulunan “yiyecek içecek sağlanması hizmetleri” ile davacıya ait markanın kapsamındaki mallar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi kapsamında benzer oldukları sonucuna varılmıştır. Bu durumda, “aspava” asıl unsurlu taraf markaları arasında, “yiyecek içecek sağlanması hizmetleri” yönünden, 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesi bulunmakta olup yukarıda anılan 25. madde uyarınca sadece bu hizmetleri kapsamında bulunduran marka yönünden hükümsüzlük koşullarının gerçekleştiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın kabulüne, davalı adına tescilli … sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE,
2-… sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
3-Alınması gereken 59,30 harcın peşin alındığından 54,40 TL harçtan düşümü ile 4,90 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
4-Aşağıda dökümü gösterilen ve davacı tarafından yapılan 185,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı vekiline AAÜT uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.25/03/2021
Katip …
¸

Hakim …
¸