Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/265 E. 2021/166 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/265
KARAR NO : 2021/166

DAVA : TÜRKPATENT YİDK Marka Kararı İptali, Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 28/08/2020
KARAR TARİHİ : 22/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/05/2021
İDDİA:
Davacı vekili 28.08.2020 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkilli şirketlerin muhtelif sayılı “…” esas ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin, bu marka ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini 29, 30, 31.sınıflarda marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddine karar verildiğini, oysa müvekkilleri … Süt Mamulleri San. A.Ş., … Entegre Et ve Un San. A.Ş. ve … Yem Besicilik San. ve Tic. A.Ş., Türkiye‟nin önde gelen sanayi ve ticaret toplulukları arasında anılan şirketler olarak, başta süt ve süt ürünleri, et ve et ürünleri ile çeşitli gıda maddelerinin ve tarım ürünleri ve hayvan yemleri ürünlerinin üretim ve satış faaliyetiyle iştigal eden, bu sektörde ülkemizin öncü kuruluşlarından olduğu, müvekkil şirketlerin çok uzun yıllardır tüketicilere sunmakta olduğu ürünler, üstün kaliteleri ile önce yurt içinde bilahare yurt dışında, her seviyedeki tüketici nezdinde haklı bir şöhrete ulaşmış ve söz konusu ürünler her yerde aranılır hale geldiği, müvekkil şirketlerin, dava konusu markanın tescili istenilen ürünler de dâhil olmak üzere tescilli ve önceki tarihlerden beri kullanılmakta olan çok sayıda “…” ibareli markaları bulunmakta olduğu, müvekkili şirketler tarafından uzun süre kesintisiz ve fasılasız olarak kullanılarak maruf ve meşhur hale getirilen markalardan bir kısmına ilişkin listenin Sayın Mahkemenin dikkatlerine sunulduğu, müvekkili şirketler adına tescilli bu markaların varlığı ve tüketici nezdindeki bilinirliğine rağmen, davalı … tarafından, müvekkili şirketlerin tescillerinden çok sonra 22/11/2018 tarihinde … başvuru numarası ile diğer davalı TÜRKPATENT nezdinde “…” ibaresi ile başvuru yapılarak tescil talebinde bulunduğu ve söz konusu marka başvurusu, 12.02.2019 tarih ve 318 sayılı Resmi Marka Bülteninde yayınlandığı, itirazların da YİDK‟da reddedildiği, müvekkil şirketlere ait “…” markası da, İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi‟nin 14.02.1992 tarih ve … sayılı kararı ile “Tanınmış Marka” statüsü kazandığı, “…” markası, müvekkil şirket adına tescilli bir marka olması yanında, bugün için müvekkil şirket adına, … ibaresi taşıyan, çok sayıda başvuru aşamasında bulunan marka da mevcut olduğunu, müvekkil şirketlere ait … markası, BULGARİSTAN, YUNANİSTAN, IRAK, KATAR, FRANSA, İTALYA, BAHREYN, UMMAN, ÜRDÜN, ALMANYA, ĠNGĠLTERE, BENELUX, SUUDĠ ARABİSTAN, AMERİKA, İSRAİL, GÜNEY KORE, SİNGAPUR, BELARUS, MAKEDONYA, MALTA, UKRAYNA, POLONYA, KIBRIS, ROMANYA, LETONYA, AVUSTURYA, ÇEK CUMHURİYETİ, SLOVAKYA, SLOVENYA, DANİMARKA, FİNLANDİYA, İZLANDA, NORVEÇ, İSVEÇ, İSPANYA, İSVİÇRE, FAS, BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ, TACİKİSTAN, TÜRKMENİSTAN, YEMEN, MISIR, RUSYA, MACARİSTAN, KAZAKİSTAN, ÖZBEKİSTAN, TUNUS, KIRGIZİSTAN, AZERBAYCAN, YENİ ZELANDA, ERMENİSTAN, MOLDOVA, ARNAVUTLUK, JAPONYA, GÜRCİSTAN, HIRVATİSTAN, LÜBNAN VE CEZAYİR ‟de tescil edildiğini, …‟in 2007 yılı marka bilinirlik raporlarına göre müvekkili şirkete ait … ibareli markalar süt üretiminde 1. sırada, et üretiminde 1. sırada, damacana su üretiminde 2. sırada, şişelenmiş su üretiminde 1. sırada yer aldığını, Müvekkili şirketin … markasının uzun yıllardır kesintisiz olarak kullanımı ile tüketicide çok yüksek bir bilinirliğe ulaştığı ve … markasını taşıyan ürünlerin tercih edildiği görüldüğünü, Davalı markasının tescili halinde müvekkil şirketlerin toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyinden haksız bir yarar sağlayacağı, markanın itibarına zarar vereceği ve markanın ayırt edici karakterini zedeleyeceğini, Davalı başvurusuna konu “…” ibaresi ile müvekkili şirket adına tescilli muhtelif “…” ibareli markalar ayırt edilemeyecek derecede aynı hatta birebir olduğu dolayısıyla, davacının tescil başvurusu öncelikle 6769 sayılı SMK‟nın 5/1-ç maddesine aykırılık teşkil ettiğini, müvekkili şirketin markaları ile seri markalar olduğu izlenimi yarattığı, “…” ibareli marka müvekkil şirketler adına tescilli markaların esas unsuru olan ve özellikle ayırt edicilik vasfını ortaya çıkaran “…” ibaresi ile görsel ve işitsel olarak ayırt edilemeyecek derecede aynı olduğunu, 6769 sayılı SMK’nın 5/1-(a), (b), (c), (ç), (d) ve (f) bentlerince de markanın iptal edilmesi gerektiğini, marka başvurusunun kötü niyetli yapıldığı, müvekkili şirkete ait “…” esas unsurlu markalar ile ilgili olarak muhtelif haksız kullanımlar ve başvurular nedeniyle marka tecavüzü, haksız rekabet ve YĠDK iptal davaları açılmış olup, söz konusu davalarda müvekkil şirketler lehine verilen kararlar ile markanın esaslı unsurunun “…” ibaresi olduğunu, bu markanın müvekkil şirket tarafından ayırt edici unsur haline getirildiği, maruf ve meşhur hale getirildiği karara bağlanmış ve kararlar kesinleştiği, davalı yan başvurusunun aynı zamanda 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu‟nun 6/3 ve 6/6 maddelerine göre de reddi gerektiğini, “…” ibaresi aynı zamanda müvekkili şirketin ticaret unvanının kılavuz kelimesi olduğunu, belirterek, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı kararının iptaline ve … sayılı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; taraf markaları incelendiğinde başvuru markasında “…” ibaresine yüklenmiş bir vurgu söz konusu olmadığını, “…” kelimesinin; suyun çıktığı yer anlamına gelmekte ve özel isim olarak da sıklıkla kullanıldığını, bu nedenle tüketicilerin doğrudan bu ibareyi davacı ile ilişkilendirmesinin mümkün olamayacağını, markalarda örtüşmeyen unsurlar tamamen farklı olduklarından karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimali olmayacağını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’e usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiş ve yargılamaya katılmamıştır.

YARGILAMA VE DELİLLER :
Tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, TÜRKPATENT’den davalı şahsa ait … sayılı marka başvurusu işlem dosyası ile itiraza dayanak marka tescil belgesi getirtilmiş, sunulan deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ve tescili halinde davalı şahsa ait … sayılı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 29.07.2020 tarihinde tebliğ edildiği, 28.08.2020 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Davada uyuşmazlığın özü, davacıya ait muhtelif sayılı “…” esas ibareli markaların, davalı şirketin … sayılı “…” ibareli başvurusu yönünden SMK’nın 6/1, 6/5, 6/9 hükümleri çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre … sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davalı şahsın 22/11/2018 tarihinde “…” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 29, 30, 31.sınıftaki bir kısım emtiaların yer aldığı, başvurunun Resmi Marka Bülteninde ilan edildiği, ilana davacının muhtelif sayılı “…” esas ibareli markalar ile benzerlik arz ettiğinden ve tanınmışlık iddiasıyla itirazda bulunduğu, itirazın Markalar Dairesince reddi üzerine, yeniden inceleme isteminin YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak reddine karar verildiği, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 06.04.2021 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “Dava konusu marka ile davacı markaları arasında benzerlik olduğu, dava konusu marka kapsamındaki 29, 30 ve 31. sınıfa ait mallardan “Evcil hayvanlar için alta serilen maddeler; kedi kumu.” haricindeki bütün emtiaların davacı şirket markalarının kapsamındaki mallar ile aynı/aynı türde ve 35. Sınıfta ise ilişkili olduğu, dava konusu … baĢvuru numaralı marka ile davacı markaları arasında, 5/1-(a), (b), (c), (ç), (d) ve (f) maddesi koĢullarının oluşmadığı, dava konusu marka ile davacı markaları arasında 6769 sayılı SMK‟nın 6/1 maddesi anlamında “31. Sınıfa ait Evcil hayvanlar için alta serilen maddeler; kedi kumu.” emtiası haricinde iltibas tehlikesinin bulunduğu, 6769 sayılı SMK‟nın 6/3. maddesi kapsamında markanın hükümsüzlük şartlarının somut olayda oluşmadığı bu hususta nihaî takdirin Sayın Mahkeme‟ye ait olduğu, taraf markalarının benzer bulunması nedeniyle somut uyuşmazlığa 6769 sayılı SMK‟nın 6/5 hükmünün uygulanma ihtimalinin bulunmadığı ancak T/00116 sayısı ile “…” markasının tanınmış marka olarak kabul edildiği, bu hali ile, gıda maddelerindeki tanınmış davacı markasının itibarının zedeleneceği, somut uyuşmazlığa 6769 sayılı SMK‟nın 6/6 hükmünün uygulanma ihtimalinin bulunmadığı, Somut uyuşmazlığa 6769 sayılı SMK‟nın 6/7 hükmünün uygulanma ihtimalinin bulunmadığı, somut uyuşmazlığa 6769 sayılı SMK‟nın 6/8 hükmünün uygulanma ihtimalinin bulunmadığı, Kötü niyetin hukuki bir tespitin varlığını gerektirmekte olduğundan takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu, … numaralı davalı şirket markası açısından hükümsüzlük şartlarının oluştuğu” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun “…” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 29, 30, 31.sınıftaki “29 Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. 30 Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. 31 İşlenmemiş tarım ve bahçecilik ürünleri, tohumlar. Ormancılık ürünleri. Canlı hayvanlar (kuluçkalık yumurtalar, döllenmiş yumurtalar dahil). Canlı ve kurutulmuş bitkiler ve otlar. Hayvan yemleri. Malt (insan tüketimi için olmayan). Evcil hayvanlar için alta serilen maddeler; kedi kumu” emtiasının bulunduğu, itiraza dayanak markanın ise muhtelif sayılı “…” esas ibareli markalardan meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 05, 16, 18, 21, 29, 30, 31, 32, 35, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45.sınıflardaki mal ve hizmetlerin yer aldığı gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, başvuru kapsamındaki 29, 30, 31.sınıftaki emtianın davacıya ait itiraza mesnet markaların kapsamında mal ve hizmetlerle aynı benzer olduğu tespit ve kabul edilmiştir.
Davalıya ait dava konusu markanın, işbu davaya konu olan “29. Sınıf:Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. 30. Sınıf: Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez 31. Sınıf: İşlenmemiş tarım ve bahçecilik ürünleri, tohumlar. Ormancılık ürünleri. Canlı hayvanlar (kuluçkalık yumurtalar, döllenmiş yumurtalar dahil). Canlı ve kurutulmuş bitkiler ve otlar. Hayvan yemleri. Malt (insan tüketimi için olmayan).” emtiaları yani kısaca davalının “Evcil hayvanlar için alta serilen maddeler; kedi kumu.” haricinde kalan emtiaları, davacının gerekçe olarak gösterdiği ve Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde benzer kabul edilmeyen markalarda aynen yer almaktadır.
… Süt Mamülleri San A.Ş markaları değerlendirmesi:
Dava konusu markada yer alan ve yukarıda verilen 29, 30 ve 31. Sınıf malları 98 001505 sayılı davacı marka kapsamında yer alan 29, 30 ve 31. Sınıf: 29. Sınıf: “Süt ve süt ürünleri: süt, peynir, yoğurt, ayran, kaymak, krema, süttozu, kefir, süt oranıfazla sütlü içecekler. Tereyağlar, margarinler, yenilebilir katı yağlar, yumurta, jöleler, jelatinler, kuruyemişler, patates cipsleri, patates kızartmaları. 30. Sınıf: Kahve, kakao, suni kahve, kahve yerine geçen maddeler, kahveli veya kakaolu içecekler. Tapyoka, sago.Gofret, kraker, unlu tatlılar, pastalar, tartlar, petifürler, kekler, waffle (krep), hazır kek karışımları, gözlemeler, börekler, ekmekler, pide, lahmacun, sandviç. Sütlü tatlılar, Bal, arı sütü, polen, propolis. Yemek tatlandırıcılar/lezzet vericiler: mayonez, hardal, soslar, salata sosları, yiyecekler ve içecekler için koku vericiler (aromalar). Çay, buzlu çay, sakızlar, dondurmalar, buz kremler, buz, tuz, hububat (tahıl) ve undan mamül çerezler, gevrekler, mısır gevrekleri (corn flakes), yulaf ezmeleri, kahvaltılık hububat. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri,Tarım ürünleri: işlenmemiş hububat (tahıl), yani buğday, arpa, çeltik, yulaf, mısır, darı, çavdar. 31. Sınıf: Bahçecilik ürünleri:taze meyve ve sebzeler, Ormancılık ürünleri: işlenmemiş odun, tomruklar (yakıt amaçlı olanlar hariç). Tohumlar, kuluçkalık yumurtalar, döllenmiş yumurtalar, hayvan spermleri. Canlı bitkiler: çiçekler, çimenler/çimler, fideler,fidanlar.Malt” mallar ile aynı/aynı tür emtialar olarak değerlendirilmektedir. Ayrıca; Adalet Divanı ve OHIM, belirli mallar ve bu malların perakendeciliğine yönelik hizmetleri “Belirli malların perakendeciliğine yönelik hizmetler, söz konusu mallarla (düşük derecede) benzer niteliktedir (bkz. Adalet Divanı Genel Mahkemesi, “Rosalia de Castro” kararı, T-421/10, 05/10/2011, paragraf 33). Belirtilen malların ve hizmetlerin nitelikleri, amaçları ve kullanım yöntemleri aynı olmasa da, söz konusu mallar ile hizmetler arasında, birbirlerini tamamlayıcı nitelikte olmaları ve hizmetlerin sunulduğu yerin genellikle, malların satışa sunulduğu yerle aynı olması nedenleriyle benzerlikler bulunmaktadır. Bunun ötesinde, bu mallar ve hizmetler halkın aynı kesimine yöneliktir. Belirli mallara yönelik perakendecilik hizmetleri ile diğer marka kapsamında bulunan malların benzerliğinden bahsedebilmek için söz konusu malların aynı olması veya kapsayıcı bir ifade kullanılmışsa, malların kapsayıcı ifadenin doğal ve genel anlamı kapsamına girmesi gerekmektedir (Örneğin, “güneş gözlüğü perakendeciliği hizmetleri ve güneş gözlükleri” veya “optik araçların perakendeciliği hizmetleri ve güneş gözlükleri”.) şekilde değerlendirmektedir.
Davalının davaya konu marka kapsamında yer alan mallar ile davacı markalarından 2011/ 111091 sayılı markaya ait 35. Sınıf perakendecilik hizmetinde: 35.05. sınıfta yer alan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için 29, 30 ve 31. Sınıf mallarının 29. Sınıf: Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat.Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil).Yenilebilir bitkisel yağlar.Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler.Kuru yemişler.Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları.Tıbbi amaçlı olmayan ve tamamlayıcı gıda maddeleri (polen, proteinler, karbonhidratlar dahil).Patates cipsleri. 30. Sınıf: Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler.Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar.Bal, arı sütü, propolis.Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler.Mayalar, kabartma tozları; unlu mamullerin formunu, rengini iyileştirici, bayatlama süresini geciktirici doğal maddeler.Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri.Çaylar, buzlu çaylar.Şekerlemeler çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler.Sakızlar.Dondurmalar, yenilebilir buzlar.Tuz.Hububat (tahıl) ve mamülleri. Pekmez 31. Sınıf:Tarım ürünleri, bahçecilik ürünleri ve tohumlar.Ormancılık ürünleri. Canlı hayvanlar (kuluçkalık yumurtalar, döllenmiş yumurtalar dahil). Canlı ve kurutulmuş bitkiler ve otlar.Hayvan yemleri ve tıbbi amaçlı olmayan katkıları. Malt (insan tüketimi için olmayan). bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) yer aldığı tespit edilmiştir. Bu sebeple 35. Sınıf altındaki(29-30-31.sınıf) emtialar benzer olarak değerlendirilmiştir.
… Entegre Et ve Un San. A. Ş. markaları değerlendirmesi:
Dava konusu markada yer alan ve yukarıda verilen 29, 30 ve 31. Sınıf malları 2001/10454, davacı markaları kapsamında yer alan 29, 30 ve 31. Sınıf 29. Sınıf: “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri; et mamülleri, et hülasaları, et suları, bulyonlar , meyve ve sebze ile doldurulmuş et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri; Küçük ve büyük baş hayvan etleri ve sakadatı, yem, yem katkı maddelerinden ( et unu, et-kemik unu, kemik unu, kan unu, boynuz-tırnak unu, rendering yağı); Taze ve dondurulmuş dana eti ve ürünleri(salam, sosis, sucuk, burger , köfte, pane, kroket, füme et, işkembe çorbası, jöle işkembe, kavurma, jambon, ham, bacon, füme dil, pastırma, pastrami, döner , söğüş et, kelle paça çorbası, dana etinden yapılmış yemekler , stragonof, biftek, kuşbaşı, bonfile, antrikot, kıyma, rosto, şinitzel, (yumurta, un ve galeta ununa batırılmış et), söğüş, şiş, cordon blue, kaplanmış ürünler, dondurulmuş dana eti ve ürünleri, özel et ürünleri, marmara köfte, izmir köfte, çiftlik köfte, sucuk köfte, akçaabat köfte ); Taze ve dondurulmuş kuzu eti ve ürünlerinden; (but, kanat pirzola, kol, böbrek yatağı, gerdan, kuşbaşı et, kıyma); Taze ve dondurulmuş piliç eti ve ürünleri, (salam, sosis, sucuk, burger, köfte, jambon, ham, pane, kroket, şinitzel, cordon blue, döner, nuget, baget, but, kanat, göğüs, çiğer, füme et, sote, fileto, şiş) Piliç etinden yapılmış hazır yemekler, kaplanmış ürünler, özel piliç ürünleri; Taze ve dondurulmuş hindi eti ve ürünleri (salam, sosis, sucuk, burger, köfte, jambon, ham, füme et, pane, kroket, şinitzel, cordon blue, döner, nuget, baget, but, kanat, göğüs, ciğer, sote, fileto, şiş, pastırma, pastrami, hindi etiyle doldurulmuş hamurlar, kaplanmış ürünler, dondurulmuş hindi eti ve ürünleri, özel hindi ürünleri); Taze ve dondurulmuş ördek eti ve ürünleri (salam, sosis, sucuk, burger, köfte, jambon, ham, füme et, pane, kroket, şinitzel, cordon blue, döner, nuget, baget, but, kanat, göğüs, ciğer, sote, fileto, şiş, pastırma, pastrami, 30. Sınıf: ördek etiyle doldurulmuş hamurlar, kaplanmış ürünler, dondurulmuş ördek eti ve ürünleri, özel ördek ürünleri) Mantı, börek, lazanya, pizza, yaş makarna,makarna, kısmen veya tamamen hamur işinden yapılmış hazır yemekler , et ürünleri ile doldurulmuş hamurlar, deniz ürünleri ile doldurulmuş hamurlar, sebze ile doldurulmuş hamurlar , meyve ile doldurulmuş hamurlar , lahmacun, yufka, dondurulmuş yaprak hamur, ısıtılmaya hazır pişirilmiş yemekler , gözleme, pide, sandviç, tost, hazır hamurlar” emtiası 2011/24780 sayılı davacı markası kapsamında yer alan 29. Sınıf: Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile hernevi işlenmiş et ürünleri, kurutulmuş , pişirilmiş, tütüsülenmiş, konservelenmiş, dondurulmuş et ürünleri, deniz ve tatlı su ürünleri, köfteler. 31. Sınıf: Taze deniz ve tatlı su ürünleri. ile aynı/aynı tür emtialar olarak değerlendirilmektedir.
… Yem Besicilik San. Ve Tic. A. Ş. markaları değerlendirmesi:
Dava konusu markada yer alan ve yukarıda verilen 29 ve 31. Sınıf malları 2007/12439 sayılı davacı markaları kapsamında yer alan, 29. Sınıf: İşlenmiş her türlü su ürünleri tatlısu ve deniz balıkları, yumuşakçalar, çift kabuklular , eklem bacaklılar, kafadan bacaklılar ve yetiştiricilik su ürünlerinin , tüm işleme yöntemleri kullanılarak üretilen ürünleri dahil. 2016/87471 sayılı davacı markaları kapsamında yer alan 31. Sınıf: Canlı hayvanlar (kuluçkalık yumurtalar, döllenmiş yumurtalar dahil)’dan işlenmemiş canlı, taze her türlü deniz ve tatlı su mamülleri ile canlı yada çiğ deniz ve tatlı su ürünleri. emtiası ile aynı/aynı tür emtialar olarak değerlendirilmektedir . Sonuç olarak; dava konusu malların, davalının markasındaki 29, 30 ve 31.Sınıf kapsamındaki mallar ile AYNI, AYNI TÜR olduğu, 35.05. sınıfta yer alan 29, 30 ve 31. Sınıflardaki malların satış hizmeti ile ilişkili olduğu anlaşılmıştır. Zira yukarıda da açıklandığı üzere emtia ile onun perakendeciliği hizmetleri arasında doğrudan bir ilişki ve benzerlik durumu vardır. Dolayısıyla dava konusu edilen emtialar yönünden “emtiaların aynı/ aynı tür benzer ve/veya ilişkili olması” şartının sağlandığı kanaatine varılmıştır.
İnceleme konusu markalar açısından aynılık veya ayırt edilemeyecek kadar benzerlik karşılaştırması:
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı muhtelif sayılı “…” esas unsurlu markalardan oluştuğu, bunların bir kısmının “pınarım”, “…+şekil”, “… Servis+şekil”, “… PROTEİN”, “… EKŞİLİ KÖFTE”, “… BALIK+şekil” ibareli olduğu görülmektedir.
Somut olayda, çekişmeli başvuru standart kelimeler ile ve kırmızı mavi renklerde iki farklı ibarenin bir araya getirilerek oluşturulduğu, itiraza dayanak markaların ise … esas unsuru ile bazı ek ibareler ve şekil ve renk unsurları kullanılarak bazen de sadece siyah-beyaz düz kitap harfleri ile oluşturulduğu gözlenmiştir.
TDK sözlüğünde … kelimesi “1. yerden kaynayarak çıkan su, kaynak. 2. bu suyun çıktığı yer, kaynak, memba, 3. Çeşme” anlamına gelmekte olup dava konusu 29, 30 ve 31. Sınıf mallar bakımından doğrudan ürünlerin cinsini, vasfını veya herhangi bir vasfını belirtmemekte olup ayırt edici niteliği yüksektir. Davalının … markasının ise “pazarın kaynağı” veya “pazar çeşmesi” anlamına gelebileceği ve … kelimesine –I harfi getirilerek PINARI olarak markanın kullanıldığı görülmüştür. TDK sözlüğünde PAZAR kelimesi “Farsça BĀZĀR 1. isim Satıcıların belirli günlerde mallarını satmak için sergiledikleri belirli geçici yer: Perşembe pazarı. Salı pazarı. 2. isim Belli bir şeyin satıldığı yer: Balık pazarı. 3. isim Alışveriş: Allah hayırlı pazar versin. 4. isim Cumartesi ile pazartesi arasındaki gün: “Pazar sabahı odalarına çay istemişlerdi, 5. i Rize iline bağlı ilçelerden biri. 6. Tokat iline bağlı ilçelerden biri. Anlamına gelmektedir. 29, 30 ve 31. Sınıf mallarda PAZAR kelimesinin ortalama tüketici tarafından markasal olarak algılanmayacağı markaların özgün kısımlarının ortalama tüketici tarafından daha fazla dikkat çektiği bilinmektedir. Markaların görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzer olduğu kanaatine varılmıştır.

Dava Konusu Markanın 6769 sayılı SMK’nın 6769 sayılı SMK’nın 5/1-(a), (b), (c), (ç), (d) ve (f) bentleri Açısından Değerlendirme:
a) 6769 sayılı SMK 4 üncü madde kapsamında marka olamayacak işaretler: (a) Bir işaret olmalı, (b) Bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt etme yeteneğine soyut olarak sahip olmalı, (c) Marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olmalıdır. 4 üncü maddede belirtilen şartları sağlamayan işaretlerin marka olarak tescil edilemeyeceğini düzenlemektedir. 4 üncü maddede, marka olabilecek işaretlere yer verilmiş olup bir markanın, ayırt ediciliğe sahip olması markanın en önemli niteliği olarak belirlenmiştir. Marka olarak tescil edilecek bir işaret, teşebbüsün mal veya hizmetlerini diğerlerinden ayırt etme özelliğine sahip olmalıdır. Bunun yanında, işaretin marka olarak tescil edilebilmesi için sicilde gösterilebilir olması gerekmektedir. Bu niteliklere sahip olmayan işaretin marka olarak tescil edilmesi mümkün bulunmamaktadır. Somut olayda başvuru kapsamındaki ürünlerin ortalama tüketiciler tarafından bir bütün olarak algılanacağı ve … ibaresinin belirli bir işletemeye ait bir marka olduğu yönünde bir çıkarımda bulunulamayacağı düşünülmektedir. Dolayısı ile 6769 sayılı SMK‟nın 5/1-a maddesi anlamında tescil engeli oluşmadığı sonucuna varılmıştır.
b) Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler: Sicilde gösterilebilir olmasına rağmen ilgili mal veya hizmetler için ayırt ediciliğe sahip olmayan, dolayısıyla tüketiciler tarafından marka olarak algılanmayacak işaretlerin tescil edilemeyeceği düzenlenmiştir. Davaya konu marka olan … içinde geçen PAZAR ibaresinin anlamsal olarak da her ne kadar 29, 30 ve 31. Sınıf eşya kapsamında ayırt ediciliği düşük olsa da markanın sadece PAZAR ibaresinden oluşmadığı, iki kelimenin bir araya getirilmesiyle oluşturulan … unsurunun 6769 sayılı SMK‟nın 5/1-b maddesi anlamında tescil engeli oluşmadığı sonucuna varılmıştır.
c) Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler: Başvurusu yapılan mal veya hizmet açısından tanımlayıcı olan, herkesin kullanımına açık tutulması gereken ve hiç kimsenin tekeline verilemeyecek işaretlerin tescil edilemeyeceği düzenlenmiştir. Söz konusu işaretleri, münhasıran veya esas unsur olarak içeren markaların ret nedeni olarak yer alması, rekabetin bozulmasının ve diğer üreticiler ile tüketicilerin bundan zarar görmesinin önlenmesine yönelik olarak tercih edilmiştir. Bir işaretin kamunun kullanımına açık/yeterince ayırt edici olup olmadığının tespit edilebilmesi için işaretin oluşturduğu bütünün göz önünde tutulması ve tasviri karakterinin olup olmadığının değerlendirmesinde o işareti taşıyan marka altında pazarlanan ürünün hitap ettiği tüketicinin üzerindeki görsel etkisinin değerlendirilmesi gerekir. Davaya konu marka olan … içinde geçen PAZAR ibaresinin mal veya hizmet açısından tanımlayıcı olan, herkesin kullanımına açık tutulması gereken ve hiç kimsenin tekeline verilemeyecek bir anlamı bulunuyor olsa da davaya konu marka … olarak oluşturuluş olup 6769 sayılı SMK‟nın 5/1-c maddesi anlamında tescil engeli oluşmadığı sonucuna varılmıştır.
d) Bir marka başvurusunun önceki tarihli marka ya da başvurudan kaynaklı olarak mutlak tescil engelinin bulunup bulunmadığı ile ilgili düzenleme; “Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler.” in tescil edilemez: Tescil edilmiş veya daha önce tescil için başvurusu yapılmış bir markanın aynı ya da ayırt edilemeyecek kadar benzerinin, aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak reddi öngörülmüştür. “Aynı marka”dan kasıt; karşılaştırılan markaların farksız, tıpa tıp olması, müşterileri nezdinde tamamen aynı şeyi ifade etmeleridir. Belirtilen düzenleme anlamında bir tescil engelinden söz edilebilmesi için sadece işaretler arasında aynılık veya ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunması yeterli olmayıp aynı zamanda mal veya hizmetlerin de aynı veya aynı türden olması gerekmektedir. Esasında söz konusu düzenlemede mal/hizmet ile işaretler arasındaki ilişkinin varlığı ile birlikte markaların karıştırılması, başkaca bir araştırmaya gerek kalmaksızın peşinen kabul edilmiş durumdadır. Davaya konu marka olan PAZAR+PINARI ibarelerinin bir araya getirilerek oluşturulduğu ve markanın davacı yan marka kapsamındaki … ibaresinin birebir yer almayışı … ibaresi ve şekil unsurundan kaynaklanan farklılıklar nedeniyle markalar arasında gerek içerdikleri ibareler gerekse de şekil unsurları açısından ayırt edilemeyecek derecede bir benzerlik bulunmaması nedeni ile 6769 sayılı SMK‟nın 5/1-ç maddesi anlamında tescil engeli oluşmadığı sonucuna varılmıştır.
d) Ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir meslek, sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler: Bu madde ticaret alanında ortak kullanımda olan işaretlerin tek bir firmanın tekeline verilmesini engelleyerek kamu yararını gözetmektedir. Marka başvurusunu oluşturan işaretin ortak kullanımda olup olmadığı değerlendirilirken ilgili terimin tanımlayıcı olup olmadığına bakılmamaktadır. Sadece ticari hayatta ilgili sektörde hali hazırda farklı ticari aktörler tarafından kullanılıp kullanılmadığı göz önünde bulundurulur. Marka başvurusunda münhasıran veya esas unsur olarak yer alan ibarenin 5/1(d) maddesi kapsamına girip girmediği, tescili talep edilen mal ve hizmetler dikkate alınarak değerlendirilir. Yine aynı maddede belirli bir meslek, sanat, ticaret veya meslek grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan işaret ve adların marka olarak tescil edilemeyeceğini hükme bağlamaktadır. Bu inceleme yapılırken başvuruya konu ibare ile tescili talep edilen mal veya hizmetler arasında ilişki olması hususu göz önünde bulundurulmaktadır. İşaret ile mal ve hizmetler arasında bu ilişkinin kurulamaması halinde başvuru 5/1(d) maddesi kapsamında değerlendirilemeyecektir. Ticaret alanında herkes tarafından kullanılan işaretler değerlendirilirken, mal veya hizmet listesinin dikkate alınması ve ilgili sektörle bağlantı kurulması gerekmektedir. Ticaret, meslek veya sanat grubunun adı başka anlamlarda kullanılıyor olsa bile, mal veya hizmet ilişkisine göre bir değerlendirme yapılmalıdır. Herkesin kullanımına açık olan işaretlerin marka üzerinde ayırt ediciliği olmadığı gibi, bunların bir kişi adına tescil edilmesi rekabeti haksız hale getirmektedir. Bu maddeyle ticaret alanında ortak kullanımda olan işaretlerin tek bir teşebbüsün tekeline verilmesinin engellenmesi amaçlanmaktadır. Bu sebeple bu işaretler bir markanın içerisinde yer alabilmekte ancak tek başına marka olamayacağı gibi bir markanın esaslı unsurunun da oluşturamayacaktır. Somut olayda … ibaresinin başvurusu yapılan mal/hizmetler ile doğrudan bir anlam bağlantısı bulunmadığı ve bu maddenin uygulanamayacağı değerlendirilmektedir. Marka iki kelimeden oluşmakta olup markada bir bütün olarak koruma sağlanmaktadır. Dolayısı ile 6769 sayılı SMK‟nın 5/1-d maddesi anlamında tescil engeli oluşmadığı sonucuna varılmıştır.
f) Mal veya hizmetin niteliği, kalitesi veya coğrafi kaynağı gibi konularda halkı yanıltacak işaretler: Mal veya hizmetin niteliği, kalitesi veya coğrafi kaynağı gibi konularda halkı yanılgıya düşürecek markaların tescil edilemeyeceğini hükmünü ifade etmektedir.
5/1(f) maddesi kapsamında yanıltıcılıktan bahsedilebilmesi için işarette yer alan asli veya yardımcı bir unsur nedeniyle tüketicinin gerçekte satın almayacağı bir mal veya hizmeti sırf işarette yer alan sözcük veya anlatım nedeniyle satın alma yoluna gitmesi gerekir. Dolayısıyla, yanıltıcılık, gerçek yaşamda, gerçekten yanıltıcılığa yol açabilecek durumlarla sınırlı biçimde değerlendirilmeli, kurgusal yanıltıcılık ihtimalleri değerlendirmeye dâhil edilmemelidir. 6769 Sayılı SMK‟nın 5/1(f) bendi kapsamında yapılacak yanıltıcılık değerlendirmesi üç başlık altında toplanmaktadır:
i- Coğrafi kaynak konusunda yanıltıcılık
ii- Kullanımı sağlık açısından risk oluşturabilecek nitelikteki ibarelere ilişkin yanıltıcılık
iii- Malların niteliği itibarıyla yanıltıcı olan ibareler
Somut olayda … ibaresinde yer alan asli veya yardımcı bir unsur nedeniyle tüketicinin gerçekte satın almayacağı bir mal veya hizmeti sırf işarette yer alan sözcük veya anlatım nedeniyle satın alma yoluna gidemeyeceği değerlendirilmektedir. Dolayısı ile 6769 sayılı SMK‟nın 5/1-f maddesi anlamında tescil engeli oluşmadığı sonucuna varılmıştır.
Dava Konusu Markanın 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi Hükmü Çerçevesinde Değerlendirilmesi:
6769 sayılı SMK‟nın 6/1 maddesi, “Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.‟ düzenlemesini ihtiva etmektedir. Bu kriterler ekseninde karıştırılma ihtimali değerlendirilirken göz önünde bulundurulması gereken temel husus, ortalama tüketicinin markaları oluşturan iki işaret arasında herhangi bir şekilde ve herhangi bir sebeple bağlantı kurmasıdır. Burada işitsel veya görsel bir benzerlik ve hatta çağrıştırma dahi karıştırılma ihtimali için yeterli bir ölçü olacaktır. Bununla birlikte tek başına markalar arasında çağrışımın olması mutlaka tüketicinin markaları karıştırması ihtimali olduğu anlamına gelmez. Tüketicinin markalar arasındaki çağrışıma dayalı olarak markaları karıştırma ihtimalinin bulunması gereklidir. Bir başka ifade ile tüketici bir markanın diğerini çağrıştırdığını fark etmesine rağmen markaların farklı işletmelerden kaynaklandığının bilincindeyse, dolayısıyla markaları karıştırma tehlikesi yok ise çağrışıma dayalı iltibas da söz konusu olmayacaktır. Bu husus, ATAD‟ın Puma/Sabel kararında (ECJ, 11.11.1997) açıklığa kavuşturulmuş ve sonraki kararlarda da dikkate alınmıştır. Diğer yandan çeşitli yargı kararlarında da vurgulandığı üzere, karşılaştırılan iki marka arasında benzerliğin olup olmadığına markaların bütünü itibariyle bıraktığı etki dikkate alınarak karar verilmelidir. Marka, farklı unsurlardan oluşmasına rağmen bütünü itibariyle bıraktığı etki, karşıt markayı çağrıştırabilir ve bu çağrışım markalar arasında iltibasa neden olabilir. Yerleşik Yargıtay içtihatları ile sabit olduğu üzere; bir markanın bir başka marka ile benzer olup olmadığı müşterisi hafızasında bıraktığı imaja göre belirlenir. Bir marka, hizmet veya malın, diğer bir marka, hizmet veya malla karşılaştırılarak benzerliği tespit edilirken marka, mal veya hizmete bütünsel bir açıdan yaklaşılmalı ve müşterileri nezdinde bıraktıkları izlenim dikkate alınmalıdır. İltibas, öğretide “bir markanın aynen veya benzerinin kullanılması suretiyle, alıcı zihninde gerek emtiaların (veya hizmetlerin), gerekse müteşebbisin kaynağı açısından yanlış kanaatler uyandırılması ve bunların aynı yerden piyasaya sürüldüklerinin düşündürülmesi, bu yönden çağrışımlar yapması” olarak tanımlanmıştır. Sadece alıcıların belirli bir mal veya hizmet yerine başka mal veya hizmeti almak istemeleri halinde değil; alıcıların mal veya hizmetlerin birbirinden farklı olduklarını anlamalarına rağmen, bunların kaynağının aynı işletme olduğuna veya malları satan yahut hizmetleri sunanlar arasında idari veya ekonomik bağlılık olduğuna inanmaları halinde de iltibas ihtimali vardır. Dolayısıyla, iltibas bulunduğunun kabulü için işaretin marka ile bağlantı kurulmasına ve düşünsel olarak markayı çağrıştırmasına elverişli olması gerektiği anlaşılmaktadır. Markaların kapsadıkları gıda ile ilgili mal ve hizmet sınıflarının (29-30-31) alıcısı olan tüketicilerin ortalama dikkat düzeyine sahip bireyler olduğu dikkate alınarak değerlendirmeler tamamlanmıştır. Yukarıda yer alan açıklamalar doğrultusunda davalı ve itiraza mesnet markalar incelenmiş, 6769 sayılı SMK‟nın 6/1 maddesi kapsamında benzerlik ve iltibas bulunup bulunmadığı değerlendirilmiştir.
İnceleme Konusu Markaların Mal/hizmetleri Açısından Aynılık/Benzerlik ve Ayırt Edilemeyecek Kadar Benzerlik Karşılaştırılması:
6769 sayılı SMK‟nın 6/1 maddesinde ifade edilmesi nedeniyle her iki markanın tescilli oldukları mal ve hizmetlerinin benzer olup olmadıklarının değerlendirilmesi gerekmektedir. Ancak öncelikle belirtmek isteriz ki; Türkiye‟nin de taraf olduğu Nice Anlaşmasının 2/1 maddesi; “sınıflandırma tescil edilen herhangi bir marka için temin edilen koruma sınırlarının değerlendirilmesi konusunda özellikle bağlayıcı olmayacaktır” hükmünü amirdir. Bu hüküm uyarınca; markalara ait mal ve hizmet listelerinde yer alan emtiaların “benzer” olup olmadığının değerlendirilmesinde, sınıflandırmaya ilişkin ulusal ve uluslararası düzenlemeler bağlayıcı kesin kurallar içermemektedirler. Bu nedenle; inceleme konusu markaların emtia listelerindeki sınıf numaralandırması ile bağlı kalınmaksızın, karşılaştırılan emtia listelerinin “aynı veya benzer” mal ve hizmetlerden oluşup oluşmadığı incelenmelidir. Bu hususta, doktrin ve uygulamada benimsendiği üzere; benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin tespitinde, mal ve hizmetlerin; * benzer alıcı çevresine hitap edip etmedikleri, * benzer ihtiyaçları giderip gidermedikleri, * son kullanıcıları ve tüketici profilleri, * birbirleri yerine ikame edilip edilemeyecekleri ve * birinin diğerini tamamlama imkanının bulunup bulunmadığı, * rekabet etme olanakları, * kullanım amaçları, * dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, kullanım yöntemleri, * hedeflenen tüketici kesimi, dikkate alınmalı ve bu şekilde mal ve hizmetlerin benzer olup olmadığı tespit edilmelidir.
Bununla birlikte her ne kadar markaların korunmasında hususiyetle sınıflandırma sistemine göre bir değerlendirme yapılması gerektiği kabul edilen görüş ise de, yukarıda da belirttiğimiz üzere sınıflandırmadan bağımsız olarak emtiaların benzerliğinin de değerlendirmeye alınması gerekmekte, dolayısıyla koruma kapsamı belirlenirken de sadece tescil belgesinde yazılı sınıflarla bağlı kalınmamakta ve farklı mal ve hizmet sınıflarında dahi olsa, markaların tescilli oldukları emtialar arasında bir ilişkilendirme ihtimali mevcutsa koruma kapsamının belirlenmesinde bu benzer mal veya hizmetler esas alınmaktadır.
6769 sayılı SMK‟nın 6/1 hükmünün uygulanabilmesi, eski ve yeni marka arasındaki benzerliğin, markaların kapsadıkları mal/hizmetlerin yakınlık derecesi de dikkate alındığında iltibas tehlikesi yaratması koşuluna da bağlıdır. Burada iltibasın fiilen gerçekleşmiş olmasına gerek yoktur, kasıt da aranmamaktadır. Sadece iltibas ihtimalinin varlığı yeterlidir. İltibas KHK ve kanunlarda tanımlanmamış olmakla birlikte doktrinde; “Bir markanın aynen veya benzerinin kullanılması suretiyle, alıcı zihninde gerek emtiaların gerekse müteşebbisin kaynağı açısından yanlış kanaatler uyandırılması ve bunların aynı yerden piyasaya sürüldüklerinin düşündürülmesi, bu yönden çağrışımlar yapması” olarak tanımlanmıştır. Alıcıların belirli bir mal veya hizmet yerine başka mal veya hizmeti almak istemeleri halinde değil; alıcıların mal veya hizmetlerin birbirinden farklı olduklarını anlamalarına rağmen, bunların kaynağının aynı işletme olduğuna veya malları satan yahut hizmetleri sunanlar arasında idari veya ekonomik bağlılık olduğuna inanmaları halinde de iltibas ihtimali vardır. (Arkan, Marka Hukuku C.I, 1997, S.98)
… SÜT MAMÜLLERİ SANAYİ ANONİM ŞİRKETİ Türk Patent ve Marka Kurumu‟nca T/00116 sayı ile tanınmış ve mahkeme kararlarında da tanınmış marka olarak kabul edildiği görülmüştür. Firmaların bilinen markalarıyla birlikte birçok markalarını da tescil ettirdiği ve bunların tanınmış markalarından ayrı olarak marka korumasından faydalandığı bilinmektedir. Bu yaklaşımla daha önce davacı markasını taşıyan ürünleri satın almış ve ürünlerden memnun kalmış bir tüketicinin tercih yaparken nazara alacağı esas unsurun “…” ibaresinin olacağı değerlendirilmektedir. Tüketici tarafından yapılacak karşılaştırmada görsel olarak her ikisinde de “…” ibarenin ön planda olduğu, işitsel olarak kulakta kalan sesin “…” kelimesinin olduğu, taraf markalarının dikkat çeken öğesinin “…” unsuru olduğu ve anlamsal benzerliğin bulunduğu ve bütünsel yaklaşım bakımından da taraf markaları arasında benzerlik bulunduğu görülmektedir.
Taraf markalarının, fonetik/sesçil, anlamsal ve görsel olarak bir bütün halinde değerlendirilmesi neticesinde dava konusu markada yer alan 29, 30 ve 31. sınıfa konu malların yukarıda belirtilen davacı markalarında da yer alması, dava konusu markada yer alan ibareler bakımından davacı markasından uzaklaşacak şekilde farklılık yaratılmadığı, marka işaretlerinde yer alan “…” ibarelerinden kaynaklanan benzerliğin ön planda olması, davaya konu markada yer alan “PAZAR” ibaresinin hem tescili talep edilen mallar açısından ayırt ediciliğe sahip olmayışı hem de “…” ibaresine vurgu yapar nitelikte oluşu, Yargıtay‟ın bu yöndeki emsal nitelikteki kararları bulunduğu, taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK‟nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma ihtimali bulunduğu, gıda ürünlerinin her yaşta ve eğitimdeki alıcı kitlesine hitap ettiği ve genellikle görece olarak hızlı tüketilen ürünler olması nedeni bu durumun da karıştırılma ihtimalini arttıracağı, tüketici nezdinde taraf markaları arasında ticari, ekonomik ve idari bağlantı bulunduğu yönde yanılgı oluşabileceği kanaatine varılmış, tüm bu açıklamalar kapsamında iltibas tehlikesinin bulunduğu kanaatine varılmıştır.
6769 sayılı SMK’nın 6/5 Tanınmışlık Değerlendirmesi:
6769 sayılı SMK‟nın 6/5 maddesinde ; “Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye‟de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.” denilmektedir.
6769 Sayılı SMK‟nın tanınmış markalara ilişkin getirdiği düzenlemeler, tanınmış markalarla benzer olan, karıştırılma ihtimali bulunan ya da tanınmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici durumlar yaratma ihtimali olan marka başvurularının reddi gerektiğini hükme bağlamaktadır.
Somut davada, dava konusu marka kapsamındaki mallar ile yukarıda ayrıca listelenerek belirtilen markalar kapsamındaki mallar arasında aynı/aynı tür emtialar bulunmaktadır. Bu nedenle, uyuşmazlığın çözümü SMK‟nın 6/1 maddesi anlamında mümkün olup, 6769 sayılı SMK‟nın 6/5 hükmünün uygulanma imkânı bulunmamaktadır. Fakat bilirkişilere verilen görev kapsamına uymak adına yukarıdaki ilkeler çerçevesinde değerlendirme yapılmıştır. Sunulan Mahkeme ve Yargı Kararları, Türk ve Patent ve Marka Kurumu kayıtlarında T/00116 sayı ile “…” markasının tanınmış marka olarak kabul edilmiş olması, 2007 yılında marka bilinirlik araştırması sonucunda “süt ve süt ürünleri”, “paketlenmiş et ürünleri” ve “şişelenmiş su” kategorilerinde sektörün en tanınmış ve Pazar payı yüksek marka olduğu, “dondurulmuş gıda ürünleri”, “ketçap”, “mayonez”, ve “damacana su” kategorilerinde sektörde ikinci sırada olduğu, “paketlenmiş un” kategorisinde ise sektörde dördüncü sırada yer aldığı, tüm bu veriler dikkate alındığında, … markasının gıda sektöründe bilinirliği, markanın korunmasına yönelik gösterilen çaba, yurtiçi ve yurt dışı tesciller de “…” markasının tanınmış marka olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine ulaşılmıştır.
… ENTEGRE ET VE UN SAN. A. Ş. Ve … YEM BESİCİLİK SAN. VE TİC. A. Ş. ile ilgili olarak itiraza mesnet markaların tanınmışlığı ile ilgili herhangi bir bilgi/belgeye ise rastlanmamıştır. Ancak; … ENTEGRE ET VE UN SAN. A. Ş.‟ne ve … YEM BESİCİLİK SAN. VE TİC. A. Ş.‟ne ait … ait … markalarının da mahkeme kararlarında da tanınmış marka olarak kabul edildiği görülmüştür.
6769 sayılı SMK’nın 6/3 Maddesi Açısından Değerlendirme: Davacının Önceki Tarihli Tescilli Markalarına Binaen Müktesep Hakkının Bulunup Bulunmadığı;
6769 sayılı Kanun‟un 7/1. maddesi uyarınca kanun kapsamında sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir. Her ne kadar mezkûr madde uyarınca tescil ilkesi kabul edilmiş olsa da getirilen istisnalar nedeniyle Türk Marka Hukuku sisteminin kullanma sistemine daha yakın olduğu ifade edilmektedir. Zira yasanın 6/3. maddesinde düzenlenen nispi red gerekçelerinden birisi de “Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.” şeklinde ifade edilmiştir.
Eskiye dayalı kullanım kavramı, tescil veya başvuru tarihinden önce markanın veya işaretin çeşitli alanlarda ve çeşitli şekillerde kullanımını ifade etmektedir. Kanun koyucu tescilden önce kullanımı farklı hukuki sonuçlara bağlamıştır. Söz gelimi tescilden önce kullanım SMK‟nın 5/2 b, c ve d bentleri uyarınca tescil edilemeyecek bir işaretin tesciline hak kazandırma sonucu doğurabileceği gibi sonradan yapılan başvuruların reddini talep etme hakkı da verebilmektedir. Bununla birlikte, huzurdaki işbu dava bakımından ikinci hukuki sonuç yani sonraki başvurunun reddine karar verilmesini talep etme yetkisi üzerinde durulacaktır.
Kullanımın Niteliği:
6769 Sayılı SMK‟nın 6. maddesinin 3. fıkrasına göre tescilsiz olarak ticarette kullanılan işaret ve tescilsiz marka sahiplerinin marka korumasına ulaşabilmeleri için, bu kullanımın markasal biçimde olması gereklidir. Dikkat edileceği üzere kanun “ticaret sırasında kullanma” deyimini kullanmıştır. Bunun anlamı, işaretin marka işlevlerini görecek biçimde; tüketicilerin bilgisine sunulmuş ve gerçekten üretimde, ticarette ve ilgili alanlarda kullanılmış olmasıdır. Konu ile ilgili Yargıtay HGK‟nın 2002/11-62 E. – 2002/115 K. sayılı kararında “ticaret sırasında kullanma” hususu markasal kullanım olarak değerlendirilmiştir.
Markasal kullanma bir işaretin marka gibi kullanılması, mal veya hizmeti belli bir kimlik altında sunma sonucunu veren kullanma biçimidir. İşaretin marka etkilerini doğuracak tarzda kullanılması marka kullanılması olarak değerlendirilmelidir. Bu etkiler, markanın köken ayırt ediciliği, reklâm ve tanıtım etkileridir. Bir işareti mal veya hizmetle bağlantılı olarak gören tüketicinin işaretle malı veya hizmeti bağdaştırdığı veya – çoğunlukla sorun oluşturduğu üzere – başka bir işletmenin malı veya hizmeti sandığı veya sanabileceği durumlarda markasal bir kullanma var demektir. Bu düzenlemenin amacı bir işareti ilk kez kullanan ve ona bilinirlik kazandıranın meydana getirdiği ekonomik değerden başkasının haksız ve sebepsiz yararlanmasının engellenmesidir. Böylece bir markayı ilk kez kullanıp bilinir kılanların, o markanın gerçek hak sahibi olmasının önü açılmış bulunmaktadır. Gerçek hak sahibi, tescile itiraz hakkını kullanabileceği gibi hükümsüzlük davası da açabilmektedir.
Bilinirlik şartı:
Mülga 556 sayılı KHK‟dan önce yürürlükte olan 551 Sayılı Markalar Kanunu döneminde kanun koyucu konu ile ilgili olarak açık şekilde “marufiyet” şartı aramışsa da SMK‟da bu husus doğrudan düzenlenmemiştir. Bununla birlikte Yargıtay uygulamaları kapsamında belli bir bilinirliğin bulunması gerektiği kabul edilmektedir. Zira maddenin amacı, tescilsiz marka yahut işaret sahibinin sarf ettiği emek dolayısıyla hakkaniyet kapsamında hukuken muteber bir hak elde etmesidir.
Kullanımın Kapsamı:
SMK‟nın 6/3. maddesinde 5. ve 6. maddelerinde düzenlenen “aynı/aynı türden emtia/hizmet” kavramları doğrudan anılmamışsa da gerek kanunun sistematiği (söz gelimi tanınmış markalar için bu konuda ayrı bir düzenleme yapma yoluna gidilmesi), gerek mehaz uluslararası düzenlemeler gerekse de Yargıtay‟ın konu ile ilgili ilke kararındaki “AS ticaret unvanını kullanan ve ayakkabı üreten bir firmanın, “AS” ibaresi ile gübre satan firmaya karşı çıkamaz.” hükmü karşısında bu şartların yani sonradan yapılan başvurunun önceki ile aynı emtia/hizmetlere yönelik olması kuralının bu madde kapsamında da aranması gerektiği kabul görmektedir.
Yani eskiye dayalı kullanım nedeniyle üstün ve öncelikli hak hangi mal ve/veya hizmetler için elde edilmiş ise, sadece bu mal ve/veya hizmetler ile benzer sınıflardaki mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlük kararı verilmeli, diğer sınıflar yönünden hükümsüzlük talebi reddedilmelidir. Bu nedenle gerçek hak sahipliği iddiasıyla bir hükümsüzlük davası açıldığında, bu iddiada bulunan kimsenin geçmişte hangi sınıfın hangi alt sınıfında, hangi mal ve/veya hizmetlerde kullanıma bağlı hak elde edildiği mahkemece araştırılmalı ve hükümsüzlüğü istenen markadaki tescil belgesinde bu sınıflardaki mal ve/veya hizmetler yönünden bir ayıklama gerçekleştirilmelidir.
Davacı yanın iddiaları kapsamında davacı adına kayıtlı önceki tarihli markalarının, dava konusu başvuruya müktesep hak oluşturup oluşturmadığı hususu incelenmiştir.
Yargıtay kararlarında kazanılmış hak sağlayan önceki markaların belirlenmesi yönünden bazı ölçütler getirilmiş ve getirilen bu kriterler güncel kararlarda da geçerliliğini korumuştur. Buna göre;
 Öncelikle kazanılmış hak sağlayan markanın tescilli olması, bir başka deyişle kullanım ve tescilinin taraflar arasında artık çekişme konusu olmaktan çıkmış olması, kabullenilmesi gerekir. (Bkz. aynı doğrultuda Yargıtay 11. H.D. 2016/9248 E., 2018/2132 K.)
 İkinci olarak bu markaya dayalı olarak yapılan sonraki başvuruda kazanılmış hak sağlayan markanın asli unsuru muhafaza edilerek, işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunmak suretiyle oluşturulması gerekmektedir. Zira önceki markanın asli unsuru dahi değişmiş ise bu artık yeni bir marka başvurusu olacağından önceki markanın zaman içindeki değişikliklere uyarlanması için yapılmış bir başvuru olduğu kabul edilemez. (Bkz. aynı doğrultuda Yargıtay 11. H.D. 2016/11384 E., 2018/3260 K)
 Son olarak sonraki başvurunun, önceki markanın kapsadığı mal/hizmet ile aynı veya aynı tür emtiaları içermesi, kapsamını genişletme yoluna gitmemesi zorunludur.
Dava konusu marka başvurusu 22.11.2018 tarihinde tescil başvurusuna konu edilmiştir. Davacı yanın önceki tarihli markalarına bakıldığında davacının “…” ibareli markalarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte “…” ibaresinin, davacı tarafından davalı başvurusundan daha önceki tarihten itibaren çekişme konusu emtialar üzerinde markasal anlamda kullanıldığına dair dosyada herhangi bir delil bulunmamaktadır. Öte yandan, davacının tescilsiz kullanımlarına değil tescilli “…” ibareli markalarına dayanması karşısında SMK‟nın 6/3. madde kapsamında markanın hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
6769 sayılı SMK’nın 6/6 Maddesi Açısından Değerlendirme:
Sınaî Mülkiyet Kanunu‟nun 6. maddesinin 6. fıkrası: “Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.” hükmünü amirdir.
SMK‟nın 6/6. maddesine göre daha genel bir ifade taşıyan 6/3. maddenin önceki unvan sahibi açısından olanak sağlayıp sağlamadığı tartışmalı bir konudur. Somut olayın özelliklerine göre kayıtlı unvan sahibi aynı zamanda unvan kılavuz sözcüğünü marka gibi kullanarak öne çıkarmış ve malları veya hizmetleri ile anılmasını sağlamış, belli bir ayırt edicilik kazandırmış olabilir. Bu takdirde tescilsiz bir marka hakkından söz edilecektir.
Mezkûr kararda önem arz eden bir başka husus da, ticaret unvanı tescili kapsamında hangi sınıflar açısından öncelik tanınacağıdır. Yüksek Mahkeme, önceki tarihli unvan tescili sahibine sonraki marka tescil başvurusu sahibine karşı üstünlük tanırken mal ve hizmet benzerliğini de göz önünde tutmuştur. Davalının markayı aynı alanda kullanmak üzere tescil ettirdiğini belirterek unvan sahibinin önceliğini korumuştur.
Somut olayda davacılar … Süt Mamülleri San A.ġ ve … Entegre Et ve Un San. A.Ş‟nin ticaret unvanlarının davaya konu markada yer alan … ibaresini içerdiği, … Yem Besicilik San. Ve Tic. A.Ş. Ticaret unvanında ise içermediği tespit edilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, davacının bu madde kapsamında başkaca herhangi bir fikri yahut sınai mülkiyet hakkının bulunduğuna dair bilgi ve belgenin bulunmaması karşısında SMK‟nın 6/6. maddesinin somut uyuşmazlık bakımından uygulama koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
6769 sayılı SMK’nın 6/7 Maddesi Açısından Değerlendirme
Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir. Denilmektedir.
Dosya kapsamında bu maddede belirtilen herhangi bir bilgi/belgeye rastlanmamış olup iddia edilen maddenin somut olaya sirayet etmeyeceği değerlendirilmektedir.
6769 sayılı SMK’nın 6/8 Maddesi Açısından Değerlendirme:
Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir. Denilmektedir.
Dosya kapsamında bu maddede belirtilen herhangi bir bilgi/belgeye rastlanmamış olup iddia edilen maddenin somut olaya sirayet etmeyeceği değerlendirilmektedir
6769 sayılı SMK’nın 6/9 Maddesi (Kötüniyet) Açısından Değerlendirme:
Kötü niyet, 6769 sayılı kanun 6. maddesinde başlı başına bir itiraz sebebi olarak düzenlenmiştir. “ (9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” hükmü amirdir.
Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. Tescil başvurusunda bulunan kişinin kötü niyetli olduğuna emare teşkil edebilecek olgu ve olayların varlığı, kötü niyetli marka başvurusunun kabulü için yeterli sayılmaktadır. Buna karşılık başvuru sahibinin, hakkını kötüye kullanma niyeti taşıması veya başkalarını engelleme amacına sahip olması gibi sübjektif durumlar kural olarak tespit edilmeye çalışılmamalıdır. Zaten kişinin içsel durumunu ifade eden sübjektif unsurlara doğrudan ulaşmak veya nüfuz etmek mümkün de değildir. Ancak, somut olayda başvuru sahibinin içsel durumunu ifade eden bilme, kast, niyet gibi hususların anlaşılabileceği veya ortaya çıkarılabileceğine dair ciddi belirtilerin varlığı halinde, bunlar araştırılarak, kötü niyetli tescilin varlığı sonucuna ulaşmada yardımcı unsur olarak kullanılabilir.
Davalı şahıs başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamaktadır. Bu nedenle kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şahsın kötü niyetli olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Hükümsüzlük Bakımından Değerlendirme:
Tescil başvurusuna konu olan ya da tescil edilmiş bulunan marka tescil edilmiş veya tescili için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın kapsadığı mal veya hizmetler ile aynı veya benzer ise tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırma ihtimali var ise bu karıştırma ihtimali tescil edilmiş veya tescili için başvurusu yapılmış marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyor ise bu hal hem nispi red hem de hükümsüzlük nedenidir.
Dosyaya ibraz edilen taraf delilleri, marka kayıtları, tüm beyan ve deliller dikkate alındığında davalı markasının davacı markası ile aynı veya benzer ve davacı markanın kapsadığı mal veya hizmetler ile aynı veya benzer olup, markalar arasında halk tarafından karıştırma ihtimali ile birlikte mal ve hizmetlerinin de aynı/benzer/ilişkili olduğu, davalı ve davacı markaları arasında iltibas ihtimalinin bulunduğu, hükümsüzlük şartlarının oluştuğu kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın kabulüne, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptaline, … sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE,
2-TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptaline,
3-… sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
4-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alındığından 54,40 TL harçtan düşümü ile 4,90 TL bakiye harcın davalılardan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,

5-Aşağıda dökümü gösterilen ve davacı tarafından yapılan 2.448,10 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı vekiline AAÜT uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
7-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/04/2021
Katip …
¸

Hakim …
¸
Davacı Masraf Dökümü:
İlk Masraf 116,60.-TL
Posta Masrafı 231,50.-TL
Bilirkişi Ücreti 2.100,00.-TL
Toplam 2.448,10.-TL