Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/260 E. 2021/135 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/260
KARAR NO : 2021/135

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 24/08/2020
KARAR TARİHİ : 25/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/03/2021
İDDİA:
Davacı vekili 24/08/2020 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarıyla, müvekkilinin TÜRKPATENT nezdinde … sayılı “… bonus+şekil” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun TÜRKPATENT resmi markalar bülteninde yayınlandığını; davalı şirketin … sayılı ve “….” ibareleri markalarını gerekçe göstererek yaptığı itirazın reddine karar verildiğini, bu ret kararına karşı yeniden inceleme taleplerinin bu kez TÜRKPATENT … sayılı YİDK kararı ile nihai olarak kabul edilerek başvurunun reddine karar verildiğini, oysa … Bankası’nın “BONUS” kelimesinin mucidi olmadığını, işbu ifadenin yüzyıllarca öncesinde dahi dünya üzerinde kullanılan bir kelime olduğunu, bu durumun bir yansıması olarak aynı dil ailesinden gelen bugün pek çok ülkede bu kelimenin aynı şekilde ve aynı anlamda kullanıldığını, davalı … tarafından ileri sürülen ve “Bonus” ifadesiyle “… Bankası” ifadelerinin özdeşleşmiş olduğu ve hatta ülkemiz literatürüne “Bonus” ifadesinin … Bankası tarafından sokulduğu gibi iddiaların itibar edilebilir olmadığını, “… Bonus+şekil” isminde ve logosunda tek marka unsurunun “…” olduğunu, bonus ibaresinin bağımsız ve markasal algı oluşturacak şekilde değil, marka görselinin geri planında ve oldukça küçük puntolarla “…” markasıyla bir bütün olarak tescil edilmek istendiğini, davalı firma adına marka sicilinde kayıtlı “bonus” ibaresinin ayırt ediciliği düşük bir ibare olduğunu, aynı zamanda zaman içerisinde yaygın kullanım sonucu jenerik hale gelmiş olduğunu, “bonus” markasının günlük hayatta oldukça yaygın olarak kullanıldığını, “bonus” denildiği takdirde ortalama tüketicinin aklına doğrudan davalı firmanın gelmediği ve söz konusu markanın davalı firmaya özgülenemeyeceğinin aşikar olduğunu, Türk Patent ve Marka Kurumu nedinde davalı firmanın ilk “bonus” ibareli marka tescilinden sonraki tarihlerde dahi, “bonus” ibaresini ihtiva eden farklı firmalar adına tescil edilmiş markaların mevcut olduğunu, Ortalama anlama ve kavrama yetisine sahip bir tüketici tarafından, hissedarları ile dahi karıştırılmayan müvekkilinin, havacılık sektöründe faaliyet göstermeyen ve netice itibariyle bir banka olan … Bankası ile karıştırılması veya bağdaştırılmasının imkansız olduğunu belirterek, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı kararının iptale karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; Somut olayda taraf markalarının bütün olarak bıraktıkları izlenimin oldukça benzer olduğunu, başvuru markasının “… Bonus” ibarelerinden oluştuğu görülmekte olup, diğer davalı şirketin “BONUS” markasının tanınmışlığı ve birden fazla “bonus” ibareli seri markalarının bulunduğu göz önüne alındığında, anılan bonus markasının daha güçlü bir korumaya sahip olduğunun görüldüğünü, bu nedenle başvuru markasını görecek olan ortalama tüketicinin aynı kapsamda yer alan hizmetler açısından, seri marka yanılgısına düşebileceklerini, anılan markaların farklı olduklarını algılasalar bile markaların kaynağı konusunda yanılgıya kapılabileceklerini, dolayısıyla tüketici tarafından taraf markalarının karıştırılması ve markalar arasında idariekonomik anlamda bir bağlılığın bulunduğu düşüncesinin doğması ihtimali bulunmakta olup 6769 sayılı SMK nın 6/1 maddesi anlamında benzerlik olduğunun açık olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili Bankanın itirazı sırasında da bildirmiş olduğu özel/…. numaralı tescilli BONUS’lu markaları ile dava konusu markanın benzer olduğunu, markaların 35, 39 ve 41. sınfa dahil hizmetlerde tescilli olduğunu, davacı Şirketin … BONUS+şekil markasında görüldüğü üzere korunmak istenen esas unsurun BONUS ibaresi olduğunu, dava konusu marka başvurusunda yer alan …+şekil markasının münhasıran ve esas unsur olarak 12 / 16 / 21 / 25 / 28 / 30 / 32 / 33 / 34 / 35 / 37 / 39 / 41 / 43 sınıflara dahil mal ve hizmetlerde … numara ile davalı adının tescilli markada aynen yer aldığını, bu durumda işbu davaya konu markada yer alan BONUS işaretinin esasen korunmak istendiğinin açık olduğunu, işbu markada her ne kadar markada BONUS kırmızı renkle … işaretine göre daha küçük puntolarla yazılmış şekilde … daha önce tescilli olduğu da dikkate alındığında korunmak istenen işaretin BONUS olduğunun açık olduğunu, davacının tescilini talep ettiği dava konusu markada esas/baskın unsurun BONUS ibaresi olup, bu işaret ile ayırt edicilik sağlandığını, dava konusu markadaki diğer unsurların müvekkili bankanın Bonus’lu markalarından bu markayı uzaklaştırmamakta, bilakis davacı markasının tertip tarzı da etken olarak bu tescilli markalar arasına sızarak seri marka imajının verdiğini, her marka başvurusunun kendi koşullarında değerlendirildiğini, bu itibarla dava dilekçesinde verilen örneklerin huzurdaki davada emsal olmasının mümkün olmadığını, kaldı ki emsal olarak bildirilen 2003/23915 numaralı “bonus” markasının Ankara 1.FSHHM nin … Karar sayılı kesinleşmiş kararı ile hükümsüz kılınmış olduğunu, “…” markasının her nasılsa tescil edilmiş ise de henüz hükümsüzlük davasının açılabilmesi için sürenin geçmemiş olduğunu, diğer taraftan, Türk Patent ve Marka Kurumu’nun BONUS ibaresini ihtiva eden pek çok marka başvurusuna müvekkili tarafından yapılan itirazları kabul etmiş ve marka tescil taleplerini reddetmiş olduğunu, …. markalarının müvekkilinin itirazı üzerine tescil talebi reddedilen markaların bir kısmı olduğunu, Ankara 2.FSHHM ….Karar sayılı kesinleşmiş kararı ile BONUS şekil markasının tesciline, Ankara 1.FSHHM nin … Karar sayılı ilamı ile BONUS markasının 01,16 ve 21. Sınıf mallarda tesciline, … markasının Ankara 2.FSHHM …. Karar sayılı ilamı ile tesciline, Ankara 2.FSHHM … Karar sayılı kararı ile… markasının tesciline, Ankara 2.FSHHM … Karar sayılı kararı ile ULTRABONUS markasının 2,3,5,16,21 sınıf mallarda tesciline, Ankara 4.FSHHM … Karar sayılı ilamı ile … markasının tesciline, Ankara 1.FSHHM 2009/125 Esas 2010/205 Karar sayılı ilamı ile … markasının tesciline izin verilmemiş olduğunu, markaların görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzer olduğunu, karşılaştırılan markaların hizmetlerinin aynı olduğunu, dava konusu marka ile müvekkili markalarının arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, BONUS tek başına ve esas unsur olarak müvekkili banka adına tescilli ve çok tanınmış olduğunu, BONUS ibaresinin zayıf bir marka olmadığını, aksine ayırt ediciliği yüksek bir marka olduğunu, davacı tarafından müvekkili şirketin “BONUS” ibaresinin mucidi olmadığı belirtilmiş ise de marka hukuku, kullanma hakkı veya hukuku olduğundan, işaretin marka olabilmesi için orijinal yahut özgün olması, bir buluş ya da araştırma sonucu meydana getirilmesinin gerekmediğini, BONUS ibaresinin müvekkili şirketin marka tescili ve kullanımı ile Türkiye’de bulunan ortalama yararlanıcı ve tüketicilerin bilgisine sunulmuş ve geniş halk kesimleri tarafından müvekkili şirket ile anılır bir kelime haline gelmiş olduğunu, bu itibarla davacı vekilinin bu işaretin çok sık kullanılan bir ibare olduğu biçimindeki iddiasının kabulüne olanak bulunmadığını,  BONUS markasının, tescilli bulunduğu mal ve hizmetlerin kapsamını aşmış, çok büyük bir iktisadi değer ve başlı başına bir kalite sembolü olarak reklâm aracı haline gelmiş olduğunu,  Müvekkili bankanın esas unsur olarak BONUS ibaresini ihtiva eden markaları olduğu gibi BONUS ibaresi esas unsur olan başka eklerle kullandığı tescilli markalarının da var olduğunu, davalı şirketin “… Bonus” markasının da müvekkilinin çok tanınmış BONUS’lu seri markalarına dâhil olduğu ve/veya … BANKASI ile idariekonomik bir işbirliği içinde/bağlantı içinde olunduğunun hemen düşünülebildiğini, tüketicilerin markaları aynı anda incelemeye tabi tutmadığı gibi küçük ayrıntılarını da dikkatli biçimde inceleyemeyeceğinden sadece geçmişte edindiği izlenimin etkisiyle, hafızasında kalan ile yetinerek bir sonuca varmaya çalışacağından ve pek tabii dava konusu marka ile müvekkili şirketin çok tanınmış BONUS ve BONUS’lu markalarla ayırt edilemeyecek kadar benzer ve bu markalarla verilen hizmetlerin de aynı olduğundan karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, diğer taraftan, müvekkili şirketin “…!” sloganı ile müşterilerine üstelik Bonus Flaş işbirliği ve olanakları ile hizmet vermekte, “mil” toplama özellikli kredi kartı kullandırdığını, müvekkilinin,https://…. alan adlı internet sitesi üzerinden de olmak üzere, havayolu taşımacılığı alanında taşıma hizmeti yapmıyor ise de ilgili kart sahibine “Bonus” markası ile tıpkı davacı şirket gibi havayolu taşımacılığında avantaj sağlayan hizmetler sunduğunu, tüketici nezdinde davacının tescil için başvuruda bulunduğu markasının, müvekkili adına tescilli markaların serisi içerisine sızarak müvekkili bankanın tanınmış markasının gücünden haksız olarak faydalanılmasına sebep olacağını, müvekkili bankanın BONUS markasının tanınmışlık statüsü ihraz eylediği, mahkeme kararlarında kabul edildiği gibi, Türk Patent ve Marka Kurumu pek çok kararında ve dahi tanınmış marka siciline işlenme için yapmış olduğu başvuru ile tanınmışlığını kabul etmiş olduğunu, dava konusu marka başvurusunun kötüniyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Mahkememizce tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, davaya konu TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararı ile davacıya ait … kod nolu marka başvuru dosyası ve davalı şirkete ait marka tescil belgeleri getirtilmiş, taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, Türk Patent YİDK’nun … sayılı kararının iptali ile marka başvurusunun tescili istemine ilişkindir. YİDK kararının davacı başvuru sahibine 22/06/2020 tarihinde tebliğ edildiği, son günün hafta sonu olması nedeniyle 24/08/2020 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Davada uyuşmazlığın özü, davalı şirkete ait … sayılı ve “Bonus, “bonus”, “… bonus”, “money bonus”, “biobonus”, “bonusbay”, “bonusfly”, “bonusgen”, “enbonus”, “cinebonus”, “… bonus card şekil”, “günün bonusu”, “bonus&fly” ibareli markalarının, davalının … sayılı ve “… bonus+şekil” ibareli başvurusu yönünden SMK’nun 6/1 hükümleri çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre … sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davacının 28/12/2018 tarihinde “… bonus+şekil” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 35, 36, 39, 41.sınıftaki bir kısım emtiaların yer aldığı, başvurunun Resmi Marka Bülteninde ilan edildiği, ilana davalı şirketin … sayılı ve “Bonus”, “bonus”, “… bonus”, “money bonus”, “biobonus”, “bonusbay”, “bonusfly”, “bonusgen”, “enbonus”, “cinebonus”, “… bonus card şekil”, “günün bonusu”, “bonus&fly” ibareli markaları ile benzerlik arz ettiğinden ve tanınmışlık iddiasıyla itirazda bulunduğu, itirazın Markalar Dairesince reddi üzerine, yeniden inceleme isteminin YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak kabulüne karar verilerek başvurunun reddine karar verildiği, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 26/02/2021 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “…Dava konusu markanın kapsamındaki dava konusu hizmetlerin davalı markalarının kapsamında aynı/aynı tür/benzer olarak yer aldığı, dava konusu marka ile davalı markaları arasında marka işaretleri bakımından karıştırılmaya yol açacak düzeyde işitsel, görsel ve anlamsal benzerlik bulunduğu, dava konusu marka ile davalı markaları arasında dava konusu hizmetler bakımından karıştırılma ihtimali bulunduğu, dava konusu … sayılı YİDK Kararı’nın yerinde olduğu …” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir;
Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun “… bonus+şekil” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 35, 36, 39, 41.sınıftaki “Uçuş, otel, araba kiralama ve kredi kartı kullanımına ilişkin müşteri teşvik sistemleri. Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, pazar araştırması, satış arttırma, promosyon faaliyetleri, (Ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri dahil). Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, fiyat ve promosyon kampanyalarının duyurulması hizmetleri. Büro hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri (ithalat-ihracat acente hizmetleri dahil. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. 36 Sigorta hizmetleri. Finansal ve parasal hizmetler. Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri. Gümrük müşavirliği hizmetleri. 39 Araba parkları hizmetleri, garaj kiralama hizmetleri. Tekne barındırma hizmetleri. Boru hattı ile taşıma hizmetleri. Elektrik dağıtım hizmetleri. Su temin hizmetleri. Taşıt ve malları kurtarma hizmetleri. Malların depolanması, paketlenmesi ve sandıklanması hizmetleri. Çöplerin depolanması ve taşınması hizmetleri, atıkların toplanması ve taşınması hizmetleri. 41 Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil). Dergi, kitap, gazete v.b.gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri. ” mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise “Bonus”, “bonus”, “… bonus”, “money bonus”, “biobonus”, “bonusbay”, “bonusfly”, “bonusgen”, “enbonus”, “cinebonus”, “… bonus card şekil”, “günün bonusu”, “bonus&fly” ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 03, 04, 05, 06, 07, 08, 09, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 18, 20, 21, 22, 25, 27, 28, 34, 35, 36, 37, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45. sınıflardaki mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, dava konusu markanın kapsamında yer alan dava konusu hizmetlerin davalıya ait redde mesnet markaların kapsamındaki hizmetlerle aynı/aynı tür/benzer olduğu tespit edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “… bonus+şekil” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı . “Bonus”, “bonus”, “… bonus”, “money bonus”, “biobonus”, “bonusbay”, “bonusfly”, “bonusgen”, “enbonus”, “cinebonus”, “… bonus card şekil”, “günün bonusu”, “bonus&fly” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Markalar arasında benzerlik incelemesinde temel ilke, her iki markanın ortalama tüketici üzerinde bıraktığı genel intibaya göre tüm faktörler bir arada gözetilerek “global değerlendirme” yapılması gerekmektedir. Global değerlendirme gereği, markaların unsurları bölünerek, unsurlarına göre ayrı değerlendirme yapılması hatalı olacaktır. Bununla birlikte, inceleme sırasında markayı oluşturan jenerik, tanımlayıcı unsurların değerlendirme dışı bırakılmasına engel değildir. Dolayısıyla asıl olan markaların bir bütün halinde bıraktıkları genel intibaya göre değerlendirme yapılmasıdır. Bununla birlikte markalar esas ve yardımcı unsur olmak üzere iki unsurdan meydana geldiği asla göz ardı edilmemelidir. Markayı benzerlerinden ayırt etmeye yarayan markada diğer unsurlara göre daha ön planda olan unsur esas unsur iken; esas unsura göre nispeten arka planda olan, malın ve hizmetin temel özelliklerini veya sair özelliklerini belirten ve esas unsura bağlı ve onunla ilişki içinde bulunanlar yardımcı unsurdur. Markaları benzerlerinden ayıran en önemli unsur esas unsurlardır. Markanın ayırt ediciliği ve iltibasa sebebiyet verip vermediği gibi hususlar esas unsur nazara alınarak tespit edilir.
Dava konusu “… bonus+şekil” ibareli marka kelime unsuru ön planda olan kelime+şekil, davalıya redde mesnet markaların ise herhangi bir figüratif unsur içermeyen kelime markalarıdır. Davacının markalarının asıl ve ayırt edici unsurunun “BONUS” ibaresinden oluştuğu, davalı başvurusundaki kelime unsurunun “… bonus” ibaresinden oluştuğu, dava konusu markada yer alan “…” ibaresinin çatı marka konumunda olduğu, dolayısıyla dava konusu markanın davalı markasının esas unsuru konumundaki “bonus” ibaresini aynen içerdiği, davacının “bonus” ibaresinin ticaret hayatında yaygın kullanılan herkese açık bir ibare olduğunu yani yoğun biçimde kullanılan “BONUS” ibaresinin yaygın bir ad hale geldiği iddiasının, dava konusu markanın jenerik hale geldiği bahisle hükümsüzlüğüne karar verilmemiş olduğundan korunması gereken bir ibare olduğu için yerinde olmadığı, (Yargıtay Kararı – 11. HD., E. 2012/10271 K. 2013/9104 T. 06.05.2013) “Öte yandan bir marka tescilli olduğu sürece 556 sayılı KHK hükümleri kapsamında korunacağından, davacı markasının aynı KHK’nın 42. maddesi hükümlerine dayalı olarak jenerik hale geldiğinden bahisle hükümsüzlüğüne karar verilmediği müddetçe tecavüzlere karşı korunması gerektiğinden mahkemenin aksine düşüncelerle davanın reddine ilişkin kararı isabetli olmamıştır.”) hususları birlikte dikkate alındığında dava konusu marka ile davacı markaları arasında marka işaretleri bakımından belirli düzeyde işitsel, görsel ve kavramsal benzerlik bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Öte yandan davalı markalarının tanınmışlığına yönelik yapılan inceleme neticesinde, davalıya ait “ bonus ” ibareli markanın T/ 02339 sayı ile TÜRKPATENT tarafından ile tanınmış marka olarak kabul edildiği tespit edilmiştir. Sonuç olarak, davacı markalarının asıl ve ayırt edici unsurunun “BONUS” sözcüğü olduğu, anılan kelimenin dava konusu hizmetler bakımından somut ve soyut olarak ayırt edicilik vasfının bulunduğu, dava konusu markadaki “…” ibaresinin çatı marka konumunda olduğu, ayrıca dava konusu markada yer alan şekil unsurunun ayırt edicilikte etkisinin yok denecek kadar az olduğu, davacı markasının geniş bir pazar oluşturacak şekilde kullanıldığı, başvuru kapsamında yer alan hizmetlerin tamamının davacı markalarının kapsamında aynı/aynı tür/benzer olarak yer aldığı, ortalama düzeydeki alıcı ve yararlanıcıların bu marka ve işaretin farklı işletmelere ait iki ayrı marka olduğunu ilk bakışta algılamalarının mümkün olmadığı, davacı başvurusunun davalı markalarının serisi içerisine sızmış bulunması ve her iki işaretin hafıza, göz ve kulakta bıraktığı izin bu kabulü zorunlu kıldığı, davalının “BONUS” ibareli markasının yazılı ve görsel tanıtım araçları ile gerçekleştirilen kuvvetli reklâm, uzun süreli kullanım, kaliteli ve yaygın dağıtım ile ilgili sektör dışına taşacak biçimde tanınmışlık vasfı kazandığı, başvuru kapsamındaki hizmetlerle ilişkilendirilebilecek hizmet türlerinin davacının tanınmış markası kapsamında bulunduğu, bu nedenle başvurunun tescilinin davacı markalarının tanınmışlığından haksız yararlanma sağlayabileceği gerekçesiyle dava konusu marka ile davalıya ait redde mesnet markalar arasında dava konusu hizmetler bakımından karıştırılma ihtimalinin söz konusu olduğu kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1- Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL karar harcının davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar için 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4- Davacın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/03/2021
Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.