Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/239 E. 2021/170 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/239
KARAR NO : 2021/170

DAVA : TÜRKPATENT YİDK Marka Kararı İptali, Tescil
DAVA TARİHİ : 10/08/2020
KARAR TARİHİ : 22/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/04/2021

İDDİA:
Davacı vekili 10.08.2020 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarıyla, müvekkilinin TÜRKPATENT nezdinde … sayı ile “…+şekil” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine davalı şirket tarafından 6769 s.SMK’nin 6/2, 6/3, 6/6, 6/9 maddeleri kapsamında Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, davalı şirketin bu kararın yeniden incelenmesi talebinin ise kötü niyet gerekçesine dayalı olarak kabul edilerek başvurularının nihai olarak YİDK tarafından reddine karar verildiğini, oysa YİDK kararının hatalı olduğunu, müvekkili …’ın 20.06.2013 yılında İngiltere’de kurduğu şirketin “… … Management” unvanı ve aynı zamanda yine İngiltere’de tescilli markasının sahibi olduğunu ve logoların birebir aynı olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin marka başvurusunu, 2013 yılında İngiltere’de kurduğu birebir aynı olan şirketinin unvanı ve tescilli markasından doğan hakkına dayalı olarak yaptığını, müvekkilinin şirketinin uluslararası gemi taşımacılığı (…/NAVLUN) sektöründe bilinirliği ve güvenilirliği bakımından çok önemli noktada olduğunu, müvekkilinin …-UK’nin yoğun bir şekilde çalıştığı müşterilerine İngiltere ve Türkiye ayağında daha iyi hizmet sunmak amacıyla İngiltere’deki faaliyetlerin bir devamı ve Gemin-UK’nin de bir bakıma şubesi niteliğinde Türkiye’de de bir şirket kurma ihtiyacı duyduğunu, müvekkilini …’ın itiraz eden şirketin diğer ortağı …’nün daha önceki çalıştığı firma ile birkaç defa iş yapmış ve bu vesile ile tarafların tanıştığını, …’nün çalıştığı firma ile anlaşamaması ve yeni bir arayış içerisinde olması nedeniyle müvekkilinin Türkiye’de şirket kurma düşüncesini kendisine açtığını ve …’nün de olumlu yaklaştığını ve tarafların daha sık görüşmeye başladığını, daha sonra müvekkilinin 29.03.2016’da İngiltere’deki firmasının bir bakıma şubesi olarak Türkiye’de … LOJİSTİK TİC. LTD. ŞTİ’ni (…-TR) … ile kurduğunu, bir süre sonra ortaklar arasında problemler yaşandığını ve ortaklık ilişkisinin sonlandırılması hususunda tarafların hem fikir olduğunu, bununla birlikte uzun bir süre sulh görüşmelerinin ardından yasal arabuluculuk süreci sonunda tarafların anlaşamadığını ve yargı sürecinin başladığını, müvekkilinin İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019-183 Esas sayılı dosya ile … aleyhinde azil, kayyum atanması davası açtığını ve davanın halen devam ettiğini, dolayısıyla müvekkilinin “… … management” marka başvurusunda kötü niyetten bahsedilemeyeceğini, başvuru konusu markanın gerçek hak sahibinin başvurucu müvekkili … olduğunu, müvekkilinin “… … management” markasını 2013 yılından bu yana kesintisiz olarak kullanıldığını, müvekkilinin halen bu unvan ve markayı İngiltere’deki anılan ticari şirketi üzerinden faaliyetini sürdürdüğünü, müvekkilinin “… … management” markasını hiçbir zaman Türkiye’de kurulan bu şirkete ya da …’ye devretmediğini, şirket sermayesi olarak sunmadığını, müvekkilinin aynı şekilde ….com domain name’nin de hak sahibi olduğunu, …’nün müvekkiline haber vermeden şirketin markasını almasının kötü niyetini ortaya koyduğunu, itiraz eden şirketin diğer ortağı …’nün önce kendi şahsı adına marka başvurusu yaptığını, söz konusu markayı …’nün kendi adına tescil ettirdiğini, taraflar arasında yürütülen müzakereler esnasında yaptığı yanlışı anlayarak ve marka sahibinin … olduğunu kabul ederek başvurusundan feragat ettiğini ve müvekkilinin tescil için başvurduğunu, fakat müzakereler sonucu ortaklığın sonlandırılmasına ilişkin koşullarda taraflar anlaşamadığı için tekrar kötü niyetli olarak müvekkilinin marka başvurusuna son gün itiraz edildiğini, … kendi adına itirazda bulunması gerekirken müvekkilinin ve …’nün %50’şer hisse oranında ortağı olduğu “… … Management Lojistik Ticaret Limited Şirketi” adına itirazda bulunduğunu, müvekkilinin sanki şirket aleyhinde hareket ediyor algısı yaratılmak istendiğini belirterek, TÜRKPATENT YİDK … sayılı YİDK kararının iptaline, davalının itirazlarının kaldırılması ile adına kayıtlı markanın terkinine, müvekkilinin başvurusunun kabulü ile markanın adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Türk Medeni Kanununun 2. Maddesine göre “Herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz” hükmünün yanısıra, Türk Ticaret Kanununda da “Her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi zorunludur” hükmünün yer aldığını, OHIM’in de dava konusu olayla benzerlik gösteren Be Natural kararında “dürüstlükten yoksun niyet” olarak tanımlanmış bulunan kötü niyet kavramını bir derecede daha öteye taşıdığını, kötü niyeti yalnızca başvuru sahibinin tescil esnasında kasıtlı olarak yanlış ve yanıltıcı bilgi sunması değil aynı zamanda aralarında sözleşme yahut sözleşme öncesi ilişkinin bulunduğu üçüncü tarafın markası üzerinde, dürüstlük ilkelerine aykırı biçimde tescil yolu ile hak temin etme girişimi olarak tanımladığını, bahsi geçen OHIM kararı ve somut olayda değerlendirilecek dürüstlük ilkesi ile Medeni Kanunun 2. Maddesi, (Mülga) 556 Sayılı KHK’nın 35 ve 6769 sayılı SMK md. 6/9 maddelerinden hareketle, kötü niyetle yapılan bir başvurunun reddedilmesinin gerektiğini, somut olayda, davacının itiraz sahibi …’nin ortaklarından biri olduğu ve anılan şirketin 2016 yılında kurulduğu ve ticari faaliyetlerinde başvuru markasını aynen kullandığı tespit edilmiş olduğu halde, davacının dava konusu başvuru markasını kendi adına tescil ettirmek istemesinin kötü niyetli kabul edildiğini, açıklanan sebeplerle YİDK’nın davaya konu kararının usule ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirkete usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiş ve yargılamaya katılmamıştır.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Mahkememizce tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, davaya konu TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararı ile davacıya ait … kod nolu marka başvuru dosyası getirtilmiş, taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ile marka başvurusunun tescili istemine ilişkindir. YİDK kararının davacı başvuru sahibine 10.08.2020 tarihinde tebliğ edildiği, 7226 sayılı Kanun ile pandemi nedeniyle uzayan süreler dikkate alındığında 10.08.2020 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Davada uyuşmazlığın özü, davacının … sayılı ve “…+şekil” ibareli başvurusu yönünden 6769 sayılı SMK’nin 6/2, 6/3, 6/6, 6/9 maddeleri çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre … sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davacının 15/11/2018 tarihinde “…+şekil” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı …’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 39.sınıftaki “Kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetleri ve kara, deniz ve hava taşıtlarının kiralanması hizmetleri, tur düzenleme, seyahat için yer ayarlama, seyahat ile ilgili bilet sağlama, kurye hizmetleri. Araba parkları hizmetleri, garaj kiralama hizmetleri. Tekne barındırma hizmetleri. Boru hattı ile taşıma hizmetleri. Elektrik dağıtım hizmetleri. Su temin hizmetleri. Taşıt ve malları kurtarma hizmetleri. Malların depolanması, paketlenmesi ve sandıklanması hizmetleri. Çöplerin depolanması ve taşınması hizmetleri, atıkların toplanması ve taşınması hizmetleri.” emtianın yer aldığı, başvurunun Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine davalı şirket tarafından 6769 s.SMK’nin 6/2, 6/3, 6/6, 6/9 maddeleri kapsamında Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, davalı şirketin bu kararın yeniden incelenmesi talebinin ise kötü niyet gerekçesine dayalı olarak kabul edilerek başvurularının bu kez TÜRKPATENT’in … sayılı YİDK karan ile nihai olarak reddine karar verildiği, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 26.03.2021 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “Davacı …’ın 20.06.2013 yılında İngiltere’de kurduğu şirketin “… … Management” unvanı ve aynı zamanda yine İngiltere’de tescilli markasının sahibi olduğu, Davacı …’ın 29.03.2016 tarihinde Türkiye’de “… … Management Lojistik Ticaret Limited Şirketi” ni ortağı … ile beraber kurduğu, ortakların %50’şer hisse oranıyla şirket ortağı olduğu, Ortaklardan …’nün 21.09.2018 tarihinde kendi şahsı adına “…+şekil … LOJİSTLİK TİCARET LTD.ŞTİ.” markası için 39. Sınıfa dahil hizmetler bakımından başvuru yaptığı, daha sonra bu başvurusunu geri çektiği ve başvurunun tescil edilmediği, Daha sonra davacı … tarafından, … başvuru numaralı “…+şekil” marka için yine 39. Sınıfa dâhil hizmetler bakımından başvuruda bulunulduğu, dava konusu başvurunun, davacı …’ın ortağı … ile eşit hisse oranında birlikte kurdukları “… … Management Lojistik Ticaret Limited Şirketi” tarafından yapılan itiraz ile Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı kararı ile kötü niyet gerekçesiyle (6769 s. SMK md. 6/9) gerekçesiyle reddedildiği, Davaya konu edilen marka başvurusunda yer alan “… … Management” markasının, davacı … ve ortağı … tarafından 2016 yılında Türkiye’de kurulan “… … Management Lojistik Ticaret Limited Şirketi” tarafından ticari faaliyetlerinde kullanıldığı, Davacının dava konusu başvuru markasını kendi adına tescil ettirmek istemesinin YİDK tarafından kötü niyetli olarak değerlendirildiği,” ifade edilmiştir.
… veritabanında yapılan incelemede, davalı tüzel kişi … LOJİSTİK TİCARET LTD ŞTİ adına marka başvurusu/tescili bulunmadığı tespit edilmiştir. Öte yandan davalı şirketin diğer ortağı olan … tarafından … başvuru numaralı ve “…+şekil … LOJİSTLİK TİCARET LTD.ŞTİ.+şekil” işaret için 21.09.2018 tarihinde marka başvurusunun yapıldığı, ancak … tarafından yapılan geri çekme/vazgeçme talebi neticesinde söz konusu başvurunun tescil sürecinin tamamlanmadığı ve ilgili başvurunun hükümden düştüğü tespit edilmiştir.

İtiraz sahibi … … MANAGEMENT LOJİSTİK TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin iki ortağından birinin başvuru sahibi … olduğu, diğer ortağın ise … olduğu, söz konusu şirketin 2016 yılında kurulduğu, her iki ortağın eşit hisseye sahip olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, … … MANAGEMENT LOJİSTİK TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin başvuruya konu marka örneğinin bire bir aynısı ile faaliyette bulunulduğu görülmüştür. Bu çerçevede yapılan değerlendirme neticesinde, başvuru sahibinin söz konusu markayı kendi adına tescil ettirme girişiminin iyi niyetli kabul edilemeyeceği sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1- Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 54,40 TL harçta düşümü ile 4,90 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı … için AAÜT uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
4- Davacın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.22/04/2021
Katip …
¸

Hakim …
¸
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.