Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/238 E. 2021/139 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/238
KARAR NO : 2021/139

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 08/08/2020
KARAR TARİHİ : 01/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/04/2021
İDDİA:
Davacı vekili 08/08/2020 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; Davacının “… Aspava Eryaman Ankara” adı altında bir işyeri açmış olduğunu, işyerinin marka tescili için 14.05.2019 tarihinde, Türk Patent ve Markalar Kurumu Markalar Dairesi Başkanlığına müracaat ettiğini; … başvuru numaralı marka tescilinin yayımlanmasına karar verildiğinin bildirilmiş olduğunu, karara istinaden tescil istemi yayınlandığını, davalılardan “… Pide ve Kebap Tic. Ltd. Şti.” tarafından itiraz edildiğini, yapılan itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından kabul edildiğini, bunun üzerine bu karara müvekkili tarafından yapılan itiraz üzerine Türk Patent ve Markalar Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu … sayılı kararı ile müvekkili itirazının reddine karar verildiğini, müvekkiline ait “… ASPAVA ERYAMAN ANKARA” ibareli marka başvurusunun itiraza dayanak gösterilen … sayılı “ASPAVA” ibareli tescilli marka ile ilişkilendirme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalini içermediğini, somut olay bakımından, global değerlendirme yapıldığında görüleceği üzere davacı markasının esas unsuru “… ASPAVA ” olup, esas unsura eklenen şekil ve kelime tali unsurları ile farklılaşmış olduğunu, itiraza dayanak gösterilen marka ile davacıya ait marka başvurusu arasında hiçbir benzerlik olmayıp itirazın reddinin gerektiğini, bu durumda davacının yapmış olduğu markanın, şekil, renk ve yazım unsurları ile itiraza dayanak markadan ayrılmış olduğunu, önceki tarihli marka tescilinin ayırt edicilik seviyesinin tespit edilmesinin, karıştırılma ihtimalinin değerlendirilebilmesi için olmazsa olmaz hususlarından bir tanesi olduğunu, zira; önceki tarihli markanın ayırt edicilik gücü bu markanın koruma kapsamını belirleyecek ve karıştırma ihtimali değerlendirmesinin de bu koruma kapsamına göre değerlendirileceğini, önceki tarihli “…” ibareli marka tescil başvurusunun 14.03.1996 tarihinde gerçekleştirilmiş ve 23.12.1996 tarihinde tescile bağlanmış olduğunu, 1996 tarihinden önce ve sonra ilana itiraza karşı “ASPAVA” ibaresi onlarca işletme tarafından yiyecekiçeçek sağlanması hizmetleri üzerinde kullanılmış olduğunu, bütün bu kullanımların çok büyük bir kısmının itiraz sahibi tarafından değil üçüncü kişilerce gerçekleştirilmiş olup, itiraz sahibinin de bütün bu kullanımlara sessiz kaldığının görülmüş olduğunu, 3. kişiler tarafından bu yoğun ve yaygın kullanım sonucunda “ASPAVA” ibaresi artık bir işletme adı restaurant adından çok bir restaurant konseptinin adı haline gelmiş olduğunu, ayrıca Türk Patent kayıtlarından da görüleceği üzere “ASPAVA” ibaresini içerir itiraz eden davalı “… PİDE VE KEBAP TİC. LTD. ŞTİ.” haricinde 47 adet tescilli marka bulunduğunu, bu durumun ASPAVA ibaresini kullanan işletmelerinin “ASPAVA” ibaresinin önüne farklı eklemeler yapmak suretiyle birbirlerinden farklılığın görülmesi ile açık bir şekilde ortaya konduğunu, o halde itiraz sahibinin itiraza dayanak gösterdiği markasında yer alan “ASPAVA” ibaresinin yiyecek-içecek hizmetleri sağlanması hizmetleri için yaygın bir ad haline geldiği ve bir restaurant konseptinin adı haline gelmiş olduğunun açık olduğunu, bu restaurant konseptinin özünü ise sipariş edilen yiyecek ve içeceklerinin haricinde çeşitli yiyecek ve içeceklerinin de müşterilere ikram edilmesi oluşturduğunu, “….com” adlı internet sitesinde 27.03.2018 tarihinde yayınlanan “Ankaranın Aspava Kültürü Nedir? Nerede yenir? başlıklı yazısında fakat bir zincir değil, her biri birbirinden farklı restaurantlardır. Açılımı ise “Allah Sağlık Para Afiyet Versin Amin” dir. Doyurucu, lezzetli ve Ankara halkının vazgeçilmezidir. Aspavalar. Aspavayı aspava yapan şey ise sunumudur. Siparişinizi verdiğinizde önünüze öyle bir sofra gelir ki iki öğün bir arada çıkartabilirsiniz” ifadelerinin yer almış olduğunu, bu anlatımların, ASPAVA ibaresinin birbirinden farklı restaurant işletmeleri tarafından kullanıldığı, tüketicilerin bu işletmelerin birbirinden farklı olduğunu anladığını ve bu ibarenin bir konsepti gösterdiğini, önceki tarihli marka tescilinin ayırt edici niteliğinin düşük olduğu göz önünde bulundurulduğunda müvekkiline ait marka tescil başvurusunun itiraza dayanak marka tescilinden tamamen farklı olarak … kelimesi ve daire içerisinde yer alan “Çatal, bıçak, kaşık” şeklini içerdiğinin görüldüğünü, ayrıca tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali gözönünde bulundurulduğunda şekil unsurlarının daha etkili olduğu EUIPO uygulamaları ile de yerleşik hale gelmiş olduğunu, şekil unsurları bakımından görsel karşılaştırma yapıldığında şekillerin birbirinden tamamen farklı olduğunun görüldüğünü, Görsel Değerlendirme Açısından; markalar arasında karşılaştırma yapıldığında müvekkiline ait marka tescil başvurusunda “… ASPAVA ERYAMAN ANKARA” ve daire içerisinde “Çatal, Bıçak, Kaşık” şekli itiraz sahibinin markasında ise ASPAVA ve AŞÇI portresini içerir şekil yer aldığını, müvekkiline ait markada tüketiciler tarafından ilk bakışta görülebilecek şekilde çatal, bıçak, kaşık ve nehir silüeti ve kırmızı mavi renklerin yer aldığı etrafı ise altın sarısı örgü şekli ile çevrili olan bir yuvarlak şekil görselinin yer aldığının görüldüğünü, itiraza dayalı markada ise şef şapkası giymiş bir aşçının ASPAVA yazılı bir statüyü tuttuğu şeklinin görüldüğünü, bu durum göz önünde bulundurulduğunda davacının marka tescil başvurusunun itiraza dayalı marka tescilinden tamamen farklı olduğunun anlaşıldığını, Markalar sesçil olarak karşılaştırıldığında yalnız ASPAVA ibarelerinin aynı olduğu ve fakat diğer ibarelerinin farklılaştırıldığının görüldüğünü, önceki tarihli markanın ayırt ediciliği düşük olduğundan ve piyasada ASPAVA kelimesi yaygın kullanılan bir ad haline geldiğinden tüketiciler tarafından davacıya ait marka ve işletmenin … ASPAVA olarak seslendirileceğini, bu bakımdan markaların sesçil olarak tüketiciler tarafından karıştırılma ihtimalinin varlığından söz edilemeyeceğini, ASPAVA kelimesinin yiyecek-içeçek sağlanması hizmetlerinde ayırt ediciliğinin son derece düşük olduğunun açık olduğunu, davacıya ait marka tescil başvurusunda ise tamamen farklı olarak kullanılan … kelimesi ve logosu davacıya ait marka başvurusunu tüketicilerin zihninde kavramsal olarak itiraza dayanak gösterilen markadan ayıracak ve karıştırma ihtimalini ortadan kaldıracağını belirterek, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı kararının iptale karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:
Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; somut olayda davacının başvuru markası olan “… ASPAVA ERYAMAN ANKARA+şekil” markası ile diğer davalının kısmen redde mesnet “ASPAVA ” markaları yan yana incelendiğinde, her iki markada da ASPAVA ibaresinin esas göze çarpan unsur olarak kullanıldığının açık olduğunu, redde mesnet “aspava” markasının bilinirliğinin yüksek oluşu iş bu markaya daha güçlü bir koruma sağlamakta olup, başvuru markasında ilk göze çarpan unsurun bir bütün olarak “… aspava” ibareleri olsa dahi, ortalama tüketicinin “aspava” ibaresi sebebiyle, taraf markalarını seri marka-şube olarak algılayabileceğinin değerlendirilmiş olduğunu, başvuru markası kapsamından kısmen çıkartılan 43. Sınıfta yer alan “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.” ile diğer davalı markasının tescil kapsamında bulunan “Kebap çeşitleri: Adana kebap, beyti kebap, şiş kebap, karışık kebap, tavuk şiş, mantarlı köfte, patlıcan kebabı, ızgara köfte, tandır kebabı, döner, …” mallarının, mal/hizmetlerin genel kaynağı, hitap edilen tüketici kesimi, dağıtım kanalları, tamamlayıcılık ilişkisi gibi faktörler bakımından benzer olduğunu, davacı vekili, dava dilekçesinde “aspava” ibareli farklı markaların tescilli olduğunu ve başvuru markasının da 43. Sınıfta yer alan “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetlerinde” tescil edilmesi gerektiğini ileri sürdüğünü, ancak sicilde “aspava” ibaresini içeren çok sayıda marka bulunması, tek başına, söz konusu ibarenin ayırt edici niteliğini yitirdiği anlamına gelmemekte olup, “aspava” ibaresi ile birlikte farklı kelime unsurları içeren bu markaların hemen hemen hepsinin herhangi bir yayına itiraza konu olmadığı ve nispi ret nedenleri kapsamında bir incelemeye tabi tutulmaksızın tescil edildiği görülmüş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle:Davalı müvekkil Şirket’in kurucusu …’ın, müvekkilin şirket merkezi adresinde 1963 yılında “ASPAVA” ibareli lokantasını açmış olduğunu, açılış dönemi itibariyle “ASPAVA” ismine işletmesinde ilk yer veren kişi … olmuş olduğunu, …, 1983 yılında müvekkili şirketi kurmuş ve ticaret siciline tescil ettirmiş olduğunu, bu şekilde “ASPAVA” ibareli işletmesini aynı adreste bu sefer tüzel kişilik adı altında işletmeye devam etmiş olduğunu, 1996 yılına gelindiğinde …, “ASPAVA” ibaresinin davalı müvekkili şirket adına tescil edilmesi için Türk Patent Enstitüsüne başvurmuş olduğunu, neticede işbu başvuru kabul edilmiş ve 1996/… sayılı “ASPAVA” markasının müvekkili adına tescil edilmiş olduğunu, davalı müvekkilinin bu şekilde “ASPAVA” markasının tescilini alan ilk kişi olmuş olduğunu, dolayısıyla davalı müvekkili ile şirket kurucusunun 57 yıllık “ASPAVA” ibaresi üzerindeki maddi ve manevi emeği ile 24 yıllık tescilli kullanımı dikkate alındığında, davacı yanın müvekkilinin karşı işbu davayı açmasının hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu, öncelikle davacı tarafın, başvurusuna konu markasında “ASPAVA” ibaresine asli (asıl) unsur olarak yer vermiş; “…” ve “ERYAMAN ANKARA” şeklindeki unsurlara ise tali (yardımcı) unsur olarak yer vermiş olduğunu, davalı müvekkilin markasının yalnızca tek bir (ASPAVA) asli unsurdan oluştuğu dikkate alındığında, markalar arasındaki benzerlik şartının gerçekleştiğinin kabul edilebileceğini, diğer yandan, davacı yanın başvurusuna konu markasının 43. sınıf yiyecek ve içecek sağlanması hizmetlerinin kapsamını doğrudan davalı müvekkilinin markasının tescilli olduğu malların oluşturduğunu, başka bir ifadeyle, davacı taraf hizmet sunarken davalı müvekkilinin marka tescili kapsamındaki mallarının sunumunu gerçekleştirdiğini, davalı müvekkilinin markası ile davacı yanın markasının “ASPAVA” ibaresi bağlamında karıştırılması, geniş tüketici kitlesinin bir kesimi açısından her zaman söz konusu olacağını, ayrıca tüketicilerin, bahse konu markalarda “ASPAVA” ibaresinin ortak olduğunu nazara alarak, markaları ve markaların kullanıldığı işletmeleri birbirleriyle ilişkilendirebileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE:
Dava konusunun tarafların üzerinde tasarrufta bulunabilecekleri hususlara ilişkin olduğu, davacı vekilinin 01/04/2021 tarihli celsede davadan feragat ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığnı beyan etmiş ve beyanını imzası ile tastik etmiştir.
Yine aynı celsede davalı şirket vekili feragatı kabul ettiklerini, yargılama ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığını beyan etmiş, beyanını imzası ile tastik etmiştir.
Davalı kurum vekili, feragat konusunda takdirin mahkemede olduğunu, yargılama ve vekalet ücreti taleplerinin bulunduğunu beyan etmiştir.
Davacı ve davalı vekilinin vekaletnamelerinde feragat ve kabul yetkilerinin bulunduğu görülmüş, feragat nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın feragat nedeni ile REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 44,40 TL harçtan düşümü ile 4,90 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı TÜRKPATENT için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7. Maddesi uyarınca ön inceleme zaptı imzalanmış olduğundan 5.900,00.-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
3-Davacı yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hasaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.01/04/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.