Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/232 E. 2021/239 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/232
KARAR NO : 2021/239

DAVA : TÜRKPATENT YİDK Marka Kararı İptali, Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 05/08/2020
KARAR TARİHİ : 24/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/06/2021

İDDİA:
Davacı vekili 05.08.2020 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin … sayılı ve “…” ibareli tanınmış markanın sahibi olduğunu, davalı şirketin, bu marka ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini 24, 25, 35.sınıftaki bir kısım mal ve hizmetlerde marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’te başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, markasının ilanına yapılan itiraz sonucunda YİDK tarafından kısmen red edildiğini, 24. Sınıftaki “Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar. Ev tekstil ürünleri (bayraklar, flamalar, mendiller dahil)” emtialarının da tescili sürecinin devamına karar verildiğini, oysa müvekkilinin …ibaresini 2006 yılından bu yana etkin bir şekilde kullanarak meşhur ve maruf hale getirmiş olduğunu, dava konusu markanın müvekkilinin tanınmış markası ile ayırt edilmeyecek kadar benzer olduğunu, markaların iltibas yaratacağının açık olduğunu, markaların görsel, işitsel olarak müvekkilinin tanınmış seri markası niteliğindeki …ibaresi ile karıştırılacağını, müvekkilinin …ibaresinin uzun yıllardır kullanması sonucu ayırt edicilik kazandığını, davalının marka başvurusunun kötü niyetli olduğunu belirterek, Türk Patent YİDK’nın 02.06.2020 tarih ve … sayılı kararının iptalini, … sayılı “…COLLECTION” ibareli markanın tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; taraf markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, 8/4 şartlarının somut olayda oluşmadığını, kötü niyetin ispat edilmediğini, müvekkili kurum tarafından alınan kararların usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle, dava konusu YİDK kararında da belirtildiği gibi mesnet olan markaların 24. Sınıftaki “Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar. Ev tekstil ürünleri (bayraklar, flamalar, mendiller dahil)” kapsaması mümkün olmadığını, dava tarihi itibariyle davacının huzurdaki davayı ikame etmekte hukuki yararının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, TÜRKPATENT’den davalı şirkete ait … sayılı marka başvurusu işlem dosyası ile itiraza dayanak marka tescil belgesi getirtilmiş, sunulan deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava Türk Patent YİDK’nun … sayılı kararının iptali ve tescili halinde davalı şirkete ait … sayılı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 13.04.2019 tarihinde tebliğ edildiği, 11.06.2019 tarihinde açılan davanın, 556 sayılı KHK’nin 53. maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Davada uyuşmazlığın özü, davacıya ait … sayılı ve “…” ibareli markaların, davalı şahsın … sayılı ve “…” ibareli başvurusu yönünden KHK’nin 8/1-b, 8/3, 8/4 ve 35 hükümleri çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre … sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.

TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davalı şirketin 15/05/2012 tarihinde “…” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 24, 25, 35.sınıftaki bir kısım emtiaların yer aldığı, ilanına yapılan itiraz sonucunda YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak kısmen reddedildiği, 24. Sınıftaki “Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar. Ev tekstil ürünleri (bayraklar, flamalar, mendiller dahil)” emtialarının da tescili sürecinin devamına karar verildiğini, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkememize uzman bilirkişiden alınan 16.03.2021 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “Davaya konu … sayılı “…” ibareli başvuru markası ile itiraza dayanak gösterilen davacının mesnet esas unsurlu “…” ibareli markaları arasında görsel, işitsel ve genel izlenim olarak bir benzerlik bulunduğu ancak markaların kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin tamamen farklı olduğu, bu nedenle taraf markalar arasında iltibas tehlikesi oluşmayacağı, Bununla birlikte davacının mesnet gösterdiği 31.10.2012 tarih ve 2012/90581 ve 13.3.2013 tarih ve … sayılı markaların ise başvuru tarihinin ise davaya konu olan markadan sonra olması nedeniyle taraf markalar arasında iltibas tehlikesi oluşmayacağı, davacının davaya mesnet gösterdiği markaların, tanınmışlığının kanıtlanamadığı, bu nedenle davalının başvurusunun tesciline engel bir durumun oluşmadığı, Kötü niyet konusundaki takdirin mahkemede olduğu” ifade edilmiştir.
556 sayılı KHK’nin 8/1-b hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir;
Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun “…” ibaresinden oluştuğu, kapsamında dava konusunu oluşturan 24.sınıftaki “24 Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar. Ev tekstil ürünleri ( bayraklar, flamalar, mendiller dahil)” emtiasının bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise “…” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında davalı marka kapsamındaki mallar dışında 01 ile 45.sınıflar arasındaki tüm mal ve hizmetlerin yer aldığı gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, dava konusu çekişmeli başvuru kapsamındaki 24.sınıftaki “Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar. Ev tekstil ürünleri ( bayraklar, flamalar, mendiller dahil)” emtiasının itiraza mesnet markalar kapsamındaki mal ve hizmetlerden farklı olduğu tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.

Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı “…”, “…şirketler grubu … seramik porselen turizm a.ş.”, “…batı kule”, “…gym”, “…. seramik süper white”, “…gayrimenkul”, “…ofis kule”, “…hotels harlek”, “…milk”, “…çikolata”, “…dark”, “…italy srl.”, “…new generation”, “…renkten renge”, “…seramik”, “…kimya”, “…enerji”, “…ambalaj”, “…vit”, “…makine”, “…mutfak”, “…armatür”, “…mutfak mobilyaları”, “…banyo mobiyaları”, “…banyo”, “…vitrifıye”, “…. seramik porselen turizm”, “…. seramik”, “…porselen”, “…. seramik”, “…. seramik porselen turizm a.ş.”, “…. porselen”, “…bedesten”, “…sapanca bedesten”, “…. seramik porselen”, “…madencilik”, “…cafe fondue”, “…gyo”, “…gayrimenkul yatırım ortaklığı”, “…. sapanca”, “…. harlek”, “…. afyon”, “…. seramik porselen” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Davalının davaya konu başvurusu bir şekil içermeden kırmızı zemin üzerine beyaz renk, düz yazı ile aynı sırada “…COLLECTİON” ibaresinden meydana gelmiştir. …ibaresinin yanında yer alan COLLECTION ibaresi İngilizce kökenli olup Türkçe karşılığının “koleksiyon” anlamına gelip tescili talep edilen mallar için ayırt ediciliği görece olarak düşük bir ibaredir. Bu nedenle markanın baskın unsurunun “…” ibaresi olduğu mütalaa edilmiştir.
Davacının davaya mesnet olan markaları ise yine şekil unsuru içermeden özel yazım ile …ibaresi ile devamında standart harf karakteri ile batı kule, … seramik super White, gayrimenkul, ofis kule, hotels harlek, çikolata, dark, gyo, gayrimenkul yatırım ortaklığı, italy srl, new generation, renkten renge, seramik, kimya, …enerji, ambalaj, vit, makine, mutfak, armatür, mutfak mobilyaları, banyo mobiyaları, banyo, vitrifiye, … seramik porselen turizm, … seramik, porselen, … seramik, şirketler grubu … seramik porselen turizm a.ş., … seramik porselen turizm a.ş., … porselen, sapanca bedesten, bedesten, … seramik porselen, cafe fondue, … seramik porselen, madencilik ibaresinden oluştuğu görülmektedir. Ancak davaya mesnet gösterilen markaların esaslı unsurunun …ibaresi olduğu, …ibaresinin yanında yer alan unsurların markada tamamen tali unsur niteliğinde olduğu görülmektedir.
Tüm bu tespitler neticesinde dava konusu marka ile davacı markalarının bütünsel anlamda yapılan karşılaştırması sonucunda öncelikli olarak davaya mesnet gösterilen markalardan “…” markası ile davaya konu olan …markasının görsel, işitsel ve anlamsal olarak ayniyet derecesinde benzer olduğu sonucuna varılmıştır. Bu nedenle taraf markaların görsel olarak aynı olduğu kanaatine varılmıştır.
Tanınmışlık iddiası bakımından değerlendirme:
556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi uyarınca; marka tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir markanın aynı veya benzeri olmakla birlikte, farklı mallar veya hizmetlerde kullanılabilir. Ancak, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Tanınmış marka kavramı, Yargıtay içtihatlarında bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak tarif edilmiştir.
Tanınmış marka kavramı gerek Paris Sözleşmesinde gerek TRİP’s anlaşmasında gerekse mevzuatımızda tanımlanmamakla beraber bu kavram Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost düşman ayırımı yapmadan, coğrafi sınır, kültür yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan çağırışım” olarak ifade edilmiştir. WIPO Tanınmış Markalar Uzmanlar Komitesi 1999 yılında tanınmış markanın kıstaslarını yayınlamıştır. Buna göre; markanın, halkın ilgili kesiminde tanınma derecesi, markanın kullanma süresi, derecesi ve coğrafi bölgesi, markanın uygulandığı ürün ya da hizmetlerin fuar ve sergilerdeki tanıtımı, reklam ve sunumların süresi, derecesi ve coğrafi bölgesi olarak özetlenebilir. Markanın ulaştığı tanınmışlık düzeyi tespit edilirken her somut olayın özellikleri ve tanınmışlık düzeyine ulaşıldığı iddiasında bulunan marka veya başvuru sahibinin iddiasını ispat için sunduğu deliller göz önünde tutularak5, markanın veya başvurunun kapsamındaki mal veya hizmet çeşidinin mevcut ve gelecekteki tüketici kitlesi esas alınarak belirlenmesi gerekmektedir6. Belirtilenler ışığında tescile engel olduğu ileri sürülen markanın “tanınmışlık düzeyine ulaşmış” olmasının yanı sıra başvuru ile aynı/benzer olması ve tanınmışlık düzeyine ulaşmış markanın tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yarar sağlanması, markanın itibarına zarar verilmesi veya ayırt edici karakterinin zedelenmesi sonuçlarının doğabileceği hallerin bulunması gerekmektedir
Bu açıklamalar kapsamında davacının davaya mesnet olan “…” markasının incelenmesinde TürkPatent özel korunan markalarda yapılan aramada davacının mesnet markası yer almamaktadır. Bununla birlikte dosya kapsamında da tanınmışlığa dair herhangi bir delil de yer almadığından davacının markasının tanınmış olduğu ispat edilememiştir. Davacının dava konusu mallarda “…” markasını, hangi emtialar üzerinde kullandığını ve yukarıdaki kriterler kapsamında ne şekilde tanınmış marka haline getirdiğini gösteren hiçbir belge, delil, bulunmamaktadır. Böyle bir markanın, markasal bir kullanımı söz konusu olsa dahi, bu markasal kullanımın, yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere, “tanınmış” hale getirildiğinin; pazar araştırmaları, tutundurma araçları, yapılan harcamalar ile tüketicilerin hafızasında yer edinildiğinin kanıtlanmış olması gerekir. Ne var ki, bu kriterlerin karşılandığına dair hiçbir delil ve belge, dosya içeriğinde bulunmamaktadır. Davacının markasal nitelikte kullanımlarını ortaya koyan ve “…” ibaresinin belirli bir mal / hizmet yönünden yoğun bir biçimde kullandığını kanıtlayan delillerin sunulmamış olması karşısında, somut uyuşmazlıkta, davacı markasının tanınmış marka olarak değerlendirmenin mümkün olmayacağı mütalaa edilmiştir. Dolayısıyla; somut olayda, 556 S. KHK’nın 8/4 maddesi uygulanması koşullarının hiçbirinin oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Kötüniyet iddialarının değerlendirilme:
Kötü niyet, 556 sayılı KHK’nin 35/1 maddesinde başlı başına bir itiraz sebebi olarak düzenlenmiş olup, markanın hükümsüzlüğünü düzenleyen 42. maddesinde bağımsız bir hükümsüzlük nedeni olarak sayılmasa da, MK md. 2 ve 556 sayılı KHK md. 35 hükümlerinden hareketle hükümsüzlük nedeni olarak da kabul edilmektedir. Marka hukukunda genel olarak kabul gören anlayışa göre, tescil yoluyla sağlanan marka korumasının amacına aykırı şekilde kötüye kullanılması yoluyla başkasının markasından haksız yarar elde etmek, markayı gerçekte kullanmayıp yedeklemek, marka ticareti yapmak, gerçek hak sahibinin piyasaya girişini engellemek, gerçek hak sahibine maddi veya manevi zarar vermek amaçlarına ya da şantaja yönelik başvuru ve tesciller kötü niyetli olarak kabul edilmektedir.
Somut davada, davalı şirketin tarafından yapılan marka başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamakla ve markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şirketin kötü niyetli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1- Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL karar harcının davacıdan alınarak, hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar için AAÜT uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4- Davacın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,

Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/06/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.