Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/222 E. 2021/8 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/222
KARAR NO : 2021/8

DAVA : TÜRKPATENT YİDK Marka Kararı İptali, Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 27/07/2020
KARAR TARİHİ : 14/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/01/2021
İDDİA:
Davacı vekili 27/07/2020 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin … sayılı ve “… …”, “…” ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “… …” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı …’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa müvekkili şirketin 2018 yılından beridir 100’e yakın et ve et mamulü ürün üretimine devam ettiğini, davaya konu “… …” ibareli marka başvurusunun emtialarının, müvekkilinin “…” ve “… …” ibareli markaları ile iltibasa yol açacak derecede benzer olduğunu, bir markanın gerçek hak sahibinin o markayı ilk kez ortaya koyan ve onun gerçek bir marka haline gelmesini sağlayan kişi olduğunu, ortalama tüketicinin karıştırılma ihtimalinde dikkate alınacağını, müvekkilinin markanın gerçek hak sahibi olduğunu, markaların aynı veya aynı türde mal ve hizmetleri kapsadığını ve markaların ayırt edilemeyecek derecede benzediğini, benzerlik incelemesinde dikkate alınacak kısmın ve müvekkilinin markalarının esas unsurlu kısmının “…” ibaresi olduğunu, davalı markasının bütün olarak incelendiğinde müvekkili firmaya ait olduğunun düşünüleceğini, seri marka izlenimi yarattığını, müvekkilinin “…” ve “…” markalarının “…” ibareli markaların ana faaliyet alanı ile tanınmış bir marka olduğunu, davalı markasının orta düzeydeki tüketici nezdinde ayırt edici niteliği bulunmadığını, tüketicilerin itiraz konusu markayı taşıyan işletmenin, aynı firmaya ait olduğu düşünülerek tercih edileceğini, davalının olası sunacağı hizmette memnun olmayacak tüketicilerin müvekkillerinin markasından da hizmet almak istemeyebileceğini, menfi gelir kaybına uğranacağını, davalın marka başvurusunun SMK 5/1 a-ç, 6/1, 6/4, 6/5 ve 18.maddelere yine MK’da düzenlenen iyiniyet ve TTK’daki haksız rekabet kurallarına olduğunu beyanla … YİDK’nın … sayılı kararının iptali ile dava konusu … başvuru numaralı “… …” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu YİDK kararının yerinde olduğunu, SMK 6/1 anlamında bir tescil engelinden bahsedebilmek için markaların benzer olması, kapsadıkları mal/hizmetlerin aynı/benzer olması ve iltibas koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerektiğini, başvuruya konu işaret ile iddiaya mesnet markalar arasında ayniyet veya ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunması gerektiğine ilişkin koşulun sağlanamadığını, “…” ibaresinin ortak olarak bulunuyor olmasının başvuru kapsamında ki emtialar bakımından, tek başına, markaların birbiriyle karıştırılması veya ilişkilendirilmesi sonucuna yol açamayacağı, başvuru ve itiraz gerekçesi markalarda “…” ibaresi dışında baskın/esas unsuru konumunda farklı ibarelerin de yer aldığını, ayrıca “…” ibaresinin iki markada da tamlama şeklinde kullanıldığını ve bu haliyle ortalama tüketici nezdinde bütün halde bıraktığı izlenimin markalarda farklılaştığını, bu kapsamda markaların ilişkilendirme dahil olmak üzere karıştırılmaya yol açabilecek derecede benzer olmadığını, bu sebeple SMK 6/1. Madde kapsamında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, ayrıca bu sebeple kullanım ispatı talebinin değerlendirilmesine gerek olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı …’a usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiş ve yargılamaya katılmamıştır.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, TÜRKPATENT’den davalı şahsa ait … sayılı marka başvurusu işlem dosyası ile itiraza dayanak marka tescil belgesi getirtilmiş, sunulan deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ve tescili halinde davalı şahsa ait … sayılı “… …” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 28/05/2020 tarihinde tebliğ edildiği, 27/07/2020 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 18/12/2020 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “SMK 6/1. Madde uygulama şartlarının oluşmadığı, SMK 6/4 ve 6/5. Maddelerin uygulama şartlarının oluşmadığı, Kötüniyet iddialarının ispatlanamadığı, … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından verilen dava konusu … sayılı YİDK kararının iptal koşullarının oluşmadığı” ifade edilmiştir.
Davada uyuşmazlığın özü, davacıya ait … sayılı ve “… …”, “…” ibareli markalarının, davalının … sayılı ve “… …” ibareli başvurusu yönünden SMK’nun 6/1, 6/5, 6/9 hükümleri çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre … sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davalı şahsın 02/04/2019 tarihinde “… …” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı …’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 29, 35, 43.sınıftaki bir kısım emtiaların yer aldığı, başvurunun Resmi Marka Bülteninde ilan edildiği, ilana davacının … sayılı ve “… …”, “…” ibareli markalarının, davalının … sayılı ve “… …” ibareli markaları ile benzerlik arz ettiğinden ve tanınmışlık iddiasıyla itirazda bulunduğu, itirazın Markalar Dairesince reddi üzerine, yeniden inceleme isteminin YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak reddine karar verildiği, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun … sayılı “… …” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 29, 35, 43.sınıftaki “29 Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. 35 Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat.Hazır çorbalar, bulyonlar.Zeytin, zeytin ezmeleri.Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil).Yenilebilir bitkisel yağlar.Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar.Kuru yemişler.Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin.Yumurtalar, yumurta tozları.Patates cipsleri.Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler.Makarnalar, mantılar, erişteler.Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül.Bal, arı sütü, propolis.Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar.Mayalar, kabartma tozları.Her türlü un, irmikler, nişastalar.Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri.Çaylar, buzlu çaylar.Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler.Sakızlar.Dondurmalar, yenilebilir buzlar.Tuz.Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç.Pekmezİşlenmemiş tarım ve bahçecilik ürünleri, tohumlar.Ormancılık ürünleri.Canlı hayvanlar (kuluçkalık yumurtalar, döllenmiş yumurtalar dahil). Canlı ve kurutulmuş bitkiler ve otlar.Hayvan yemleri.Malt (insan tüketimi için olmayan).Evcil hayvanlar için alta serilen maddeler; kedi kumu.Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar.Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) 43 Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri.” mallarının bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise … sayılı ve “… …”, “…” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamında 29, 30, 35.sınıftaki mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, başvuru kapsamındaki davalı markasında bulunan 43.sınıftaki “Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri.” hariç kalan emtia ve hizmetler, davacıya ait markalarda aynı/aynı tür/ilişkili oldukları tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “… …” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markanın standart karekterle yazılı “… …”, “…” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Davaya konu marka başvurusu beyaz zemin üzerinde siyah renkle yazılmış “… …” ibaresinden oluşan, herhangi bir şekil yahut renk unsuru bulunmayan kelime markasıdır. Markada başkaca bir unsur bulunmaması karşısında tüketici algısı bir bütün olarak bu ibare üzerinde toplanmaktadır. Davaya konu davacı markalarından … tescil numaralı “…” markası beyaz zemin üzerinde siyah renkle yazılmış “…” ibaresinden oluşan, herhangi bir şekil yahut renk unsuru bulunmayan kelime markasıdır. Markada başkaca bir unsur bulunmaması karşısında tüketici algısı bir bütün olarak bu ibare üzerinde toplanmaktadır. Davacıya ait …. tescil numaralı “” ibareli markanın, üstte yuvarlak geometrik şekil içerisinde “…” ibaresi ve buna atıfla eklenmiş “… kuşu başı” şekli ile altında mavi renkli şerit içerisinde daha küçük puntolarla yazılmış “…” ibaresinden oluşan kompozisyon marka olduğu görülmüştür. Markada herhangi bir unsurun ön plana çıkmaması karşısında esaslı unsurun “… …” ibaresi olduğu kanaatine varılmıştır.
Dolayısıyla iltibas ihtimalinin varlığı için önemli olan, önceki markanın, sonraki marka içerisindeki kullanımında bağımsız ayırt edici karakterini koruyup korumadığıdır. Tüm bu kapsamda bakıldığında; taraf markalarında “…” ibaresi ortak olmakla birlikte, bu ibarenin taraf markaları içinde münhasıran ayırt edici unsur olup olmadığı ve markalar arasında iltibasa yol açıp açmadığının tespiti gerekmektedir. Davaya konu marka başvurusunda ön plana çıkan unsurun “… …” ibaresi olması, davacı markalarının esaslı unsurlarının “…”, “…” ibarelerinden oluşması, markaların ortak “…” ibaresini içermesi göz önüne alındığında taraf markalarının düşük dereceli görsel benzerlik taşıdığı kanaatine varılmıştır.
Yine markaların kavramsal olarak da kıyaslanması gerekmektedir. Bazı hallerde markalardaki şekil unsuru birbirinden çok farklı olsa bile, sözcük unsurlarından dolayı ortaya çıkacak tüketici algısı nedeniyle kavramsal benzerliğe bağlı olarak karıştırılma ihtimali sabit görülebilir. Bu hususlar kapsamında somut olaya bakıldığında; evvela taraf markalarında ortak “…” ibaresinin anlamsal kullanımına bakılacaktır. Somut davaya konu markaların tescil sınıfları da göz önüne alındığında “…” ibaresinin 4. Anlamıyla yani “üstün nitelikli, değerli” anlamıyla kullanıldığı, markalardaki sair “…”, “…”, “…” gibi unsurları niteleyen bir sıfat olduğu, ürünlerin en üst kalite olduğunu tüketiciye anlattığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda davaya konu markalarda bulunan “…” haricindeki kelime unsurların anlamlarının da önem arz ettiği görülmekle “…” ve “…” ibareleri arasında herhangi bir benzerlik bulunmaması karşısında taraf markalarının kavramsal olarak benzer olmadıkları kanaatine varılmıştır.
Son olarak taraf markaların işitsel olarak karşılaştırılmaları gerekmektedir. İşitsel benzerlik, markaların telaffuzları nedeniyle kulakta bıraktıkları sesle ifade olunmaktadır. Bu başlık altında yapılacak inceleme özellikle ses ve sözcük markaları bakımından önem arz etmektedir. Somut uyuşmazlığa bakıldığında; davaya konu markanın Türkçede “…” biçiminde telaffuz edilmesi, davacıya ait markaların “…”, “….” biçiminde telaffuz edilmesi, markaların başlangıç seslerinin ve kelimelerinin aynı olması karşısında taraf markalarının düşük dereceli sesçil benzerlik taşıdığı kanaatine varılmıştır.

İltibas ihtimali olup olmadığı:
Davaya konu markaların tescil sınıfları da göz önüne alındığında “…” ibaresinin 4. Anlamıyla yani “üstün nitelikli, değerli” anlamıyla kullanıldığı, markalardaki sair “…”, “…”, “…” gibi unsurları niteleyen bir sıfat olduğu, ürünlerin en üst kalite olduğunu tüketiciye anlattığı anlaşılmıştır. Bilirkişi heyetince … Markalar Sicili’nde yapılan incelemede gerek gıda emtiaları olan 23,30 ve 32. Sınıfta gerekse de sair sınıflarda “…” ibaresinin sıklıkla kullanıldığı -1925 marka kaydına rastlanılmıştır. Tespit edilen marka kayıtlarından da görüleceği üzere “…” ibaresinin ürünün üst kalite olduğunu göstermek anlamında yaygın kullanımı bulunmaktadır. Tüm bu açıklamalar kapsamında somut uyuşmazlık ele alındığında; tek başına yüksek ayırt ediciliği olmayan “…” ibaresinin sektörde çeşitli firmalarca kullanılıyor olması, ayırt ediciliği düşük olan “…” kelimesinin örtüşmesinin otomatikman benzerlik sonucunu doğurmaya yeterli olmaması, zayıf kelimelerin yanında bulunan çatı markaların ve sair işaretlerin bütünsel incelemede önem arz etmesi, davaya konu markalarda bulunan “…/…/…/…” ibarelerinin kavramsal olarak farklılık yaratması karşısında davaya konu markalar arasında iltibas ihtimali bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır. Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olay açısından ise davalının başvurusunun, davacı markaları açısından tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği kanaatine varılamadığından, dosya içeriği itibari ile 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı gibi taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi olmadığı ve dolayısıyla tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin olmayacağı kanaatine varılmıştır.
Hükümsüzlük talebi açısından; taraf markalarının benzer olmaması ve 6769 sayılı SMK’nın 6/1 bendi anlamında iltibas tehlikesinin mevcut olmaması nedeniyle hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Somut davada davalı şahıs başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamaktadır. Bu nedenle kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şahsın kötü niyetli olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1- Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 54,40 TL harçta düşümü ile 4,90 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı … için 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
4- Davacın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5- Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı … davalı kurum vekillerinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/01/2021
Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.