Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/221 E. 2021/143 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/221 Esas – 2021/143
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/221
KARAR NO : 2021/143

DAVA : TÜRKPATENT YİDK Marka Kararı İptali
DAVA TARİHİ : 27/07/2020
KARAR TARİHİ : 08/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/04/2021
İDDİA:
Davacı vekili 27.07.2020 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarıyla, müvekkilinin TÜRKPATENT nezdinde … sayılı “…+şekil” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun TÜRKPATENT resmi markalar bülteninde yayınlandığını; davalı şirketin … sayıl ve “…”, “…” ibareli markalarını gerekçe göstererek yaptığı itirazın kabul edilerek, başvurularının reddine karar verildiğini, bu ret kararına karşı yeniden inceleme taleplerinin bu kez TÜRKPATENT … sayılı YİDK karan ile nihai olarak reddedildiği, oysa müvekkili şirketin 1998 yılından bu yana ülkemizde dünyanın en seçkin ve prestijli markalarının toptan dağıtıcılık faaliyetini gerçekleştirdiğini, bu faaliyetleri kapsamında Türkiye’de kozmetik sektörünün öncüleri arasında yer aldığını, davacı şirket tarafından tamamen özgün yaratılmış “… +şekil” ibareli markanın tescili amacıyla 26.03.2015 tarihinde … sayılı ile 35. Sınıfta marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından … sayılı “… + şekil”, “…” ibareli markalar gerekçe gösterilerek reddedildiğini, bu karara karşı YİDK’ya itirazda bulunduğunu, YİDK’nın ret kararına karşı dava yoluna başvurulduğunu, yapılan yargılama sonucunda başvuru konusu marka ile ret gerekçesi markaların benzer olmadığı ve tescil engelinin bulunmadığı yönünde karar verildiği, söz konusu kararın Yargıtay incelemesi neticesinde kesinleştiğini, dava konusu marka başvurusu ile itiraza mesnet markalar arasında benzerlik bulunmadığını, markaların kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin aynı veya benzer olmadığını, emsal TÜRKPATENT ve yargı kararları bulunduğunu belirterek, dava konusu TÜRKPATENT YİDK’nin … sayılı kararının iptalini ve dava konusu markanın tescil başvurusunun kabulüne karar verilmesini talep ve etmiştir.

SAVUNMA:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu marka başvurusuna ilişkin işlem safahatını anlattıktan sonra, markalar arasında yüksek düzeyde benzerlik bulunduğunu, karıştırılma tehlikesinin mevcut olduğunu, YİDK kararının yerinde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin 1927 yılından beri kişisel bakım, temizlik ve kozmetik ürünler alanında faaliyet gösteren ülkemizin en büyük şirketlerinden biri olduğunu, … markasının davalının en bilinen ve tanınan markası olduğunu, … markasının 1971 yılında tescil edildiğini, bununla birlikte tanınmış marka olarak Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescilli olduğunu, her yıl yapılan yüklü reklam harcamalarıyla … markasının 7’den 70’e bilinen bir marka hale geldiğini, dava konusu markanın davalı markaları ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu ve markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunduğunu, markaların kapsamında yer alan hizmetlerin aynı /aynı tür olduğunu, davalıya ait … ibareli markanın tanınmış marka olduğunu, YİDK kararının emsal Yargıtay içtihatlarına uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Mahkememizce tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, davaya konu Türk Patent YİDK’nun … sayılı kararı ile davacıya ait … sayılı “…+şekil” ibareli marka başvuru dosyası ve davalı şirkete ait itiraza mesnet marka tescil belgeleri getirtilmiş, taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ile marka başvurusunun tescili istemine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 28.05.2020 tarihinde tebliğ edildiği, 27.07.2020 tarihinde açılan davanın, 556 sayılı KHK’nin 53. maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 15.03.2021 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “Dava konusu markanın 556 sayılı KHK’nın 7(1)(b) maddesi yönünden tescil engeli bulunmadığı,Dava konusu marka ile itiraz gerekçesi marka işaretlerinin benzer olduğu, ilgili oldukları emtiaların aynı ve aynı tür olduğu, aralarında iltibas ihtimalinin bulunduğu, İtiraz gerekçesi markaların tanınmış olduğu ancak, tarafların markaları farklı mal/hizmet içermediğinden 556 sayılı KHK’nın 8(4) maddesinin uygulanma olanağı bulunmadığı,” ifade edilmiştir.
Davada uyuşmazlığın özü, davalı şirkete ait … sayıl ve “…”, “…” ibareli markaların, davacının … sayılı “…+şekil” ibareli başvurusu yönünden KHK’nin 8/1 hükmü çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre … sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davacının 26/03/2015 tarihinde “…+şekil” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 35.sınıftaki bir kısım emtiaların yer aldığı, başvurunun Resmi Marka Bülteninde ilan edildiği, ilana davalı şirketin … sayıl ve “…”, “…” ibareli markaları ile benzerlik arz ettiği iddiasıyla itirazda bulunduğu, itirazın Markalar Dairesince kabulü ile başvurularının reddine karar verildiği, bunun üzerine, davacının yeniden inceleme isteminin YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak reddine karar verildiği, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
556 sayılı KHK’nin 8/1-b hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir;
Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun “…+şekil” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 35.sınıftaki “İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil). Sabunlar. Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları. Mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise … sayılı ve “…”, “…” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 01 ile 45.sınıflar arasındaki tüm mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, başvuru kapsamındaki dava konusu başvuru çekişmeli 35.sınıftaki malların ve hizmetlerin, itiraza dayanak markaların kapsamındaki 35.sınıftaki mal ve hizmetlerle aynı/aynı tür oldukları tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…+şekil” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı “…”, “…” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Görsel benzerlik :
Dava konusu marka küçük harflerle ve el yazısı ile oluşturulmuş … ibaresinin üzerine gelecek şekilde daha kalın puntolarla … ibaresinden oluşmaktadır. Davalı markaları ise düz yazı karakteriyle oluşturulmuş siyah renkte ve büyük harflerle … ibaresinden oluşmaktadır. Dava konusu marka ve itiraz gerekçesi markalar görsel açıdan düşük düzeyde benzer olduğu anlaşılmıştır.
İşitsel benzerlik :
İşitsel benzerlik, kelime markaları telaffuz edilirken ortaya çıkan benzerlik halidir. Özellikle, siparişle veya sözlü olarak temin edilen mal ve hizmetlerde işitsel benzerlik daha büyük öneme sahiptir.
Kelimenin işitsel karakteri analiz edilirken, sesli harflere ve dizilim biçimlerine, sessiz harflere göre daha büyük önem atfedilmelidir. Fantezi bir sözcük olan … ibaresi dilimize yabancı bir kelime olması nedeniyle … şeklinde telaffuz edilebilecektir. İngilizce kelimelerin marka olarak yaygın kullanımı nedeniyle, İngilizcede olduğu gibi “r” harfinden sonra gelen “c” harfinin “k” şeklinde okunması muhtemeldir. Bu doğrultuda taraf markalarında ortak olarak yer alan …/arco ibaresi karşısında markaların işitsel olarak benzerlik taşıdığı görülmektedir.
Anlamsal benzerlik :
Kavramsal (anlamsal) benzerlik, kelime veya şekil markalarının tekabül ettikleri anlam veya kavramlar bakımından ayniyet veya benzerlik içermeleri durumunda ortaya çıkar. Yapılan araştırmada dava konusu … ibaresinin tek başına bir anlam ifade etmediği anlaşılmıştır. Açıklanan nedenle; taraf markalarının kavramsal yönden benzer olmadığı anlaşılmıştır.
Genel izlenim ve karıştırılma olasılığı:
Yukarıda ifade edilen görsel, fonetik ve anlamsal unsurların her biri 556 Sayılı KHK’nın aramış olduğu ve doktrinde kabul gören markanın bir bütün olarak tüketicide bıraktığı genel intiba değerlendirmesine katkı yapan unsurlardır.

Sadece bazı harflerin veya kelimelerin ortak olması, markaların genel izlenim açısından benzer olduklarını söylemek için yeterli değildir; markaların hangi mal ve / veya hizmetler üzerinde kullanılacağı, hangi tüketiciye yönelik olduğu, marka ibarelerinin özgün niteliği ve ayırt ediciliği gibi birçok etken genel izlenim üzerinde etkilidir.
“Karıştırma olasılığı, davanın tüm koşulları dikkate alınarak geniş çaplı olarak değerlendirilmelidir.
Karıştırılma olasılığı ilişkili faktörler arasında bazı karşılıklı bağlılıklar olması ve özellikle markalar ve mal ve hizmetler arasında benzerlik olması anlamına gelir. Buna bağlı olarak, mal ve hizmetlerin düşük dereceli benzerliği, markaların yüksek benzerliği ile karşılanabilir; tersi de doğrudur. Ayrıca önceki markanın daha yüksek ayırt ediciliği olması, karıştırılma riskini artırır. Yüksek ayırt edici karakteri olan markalar, ya kendi başlarına ya da piyasadaki itibarları nedeniyle daha düşük ayırt edici karakteri olan markalardan daha geniş bir korumadan yararlanırlar.( C-39/37 Canon Kabushiki Kaisha v Metro Goldwyn Mayer Inc (Canon) 1998)
Dosya kapsamının incelenmesinde; davalı tarafından … ibareli markanın çeşitli kozmetik ürünleri üzerinde kullanılarak reklam ve tanıtım faaliyetleri yapıldığı, … marka kozmetik ürünlerinin ulusal basında muhtelif haberlere konu olduğu, TV reklamları ile tüketiciye tanıtıldığı anlaşılmıştır.
Davalı markalarını oluşturan … ibaresinin telaffuz farkına uğramaksızın kül halinde davacı markasının içinde bulunması taraf markaları arasında benzerlik yaratmaktadır. Zira davacı markasının sonunda bulunan N harfi markanın telaffuzunda büyük farklılık oluşturarak, bu ibarenin davalının … esas unsurlu markalarından uzaklaşmasını sağlayamamıştır.
Somut olayda taraf markalarını aynı anda ya da ayrı ayrı gören ortalama bir tüketicinin bu markaların ilişkili markalar olduğunu sanması kuvvetle muhtemeldir. Markanın hitap ettiği tüketici kesimi bu iki markanın farklı markalar olduğunu anlasa bile aynı kişiye ait seri markalar olduğunu düşünebilecektir.
Davacı markası ile karşılaşan tüketici, bu markayı davalının … esas unsurlu markaların türevi olduğu zannına kapılabilecektir. Davalının … ibaresi etrafında seri marka oluşturma amacı da aşikardır. Önceki markanın hafızada bıraktığı izin tüketici tercihlerinin belirlenmesinde önemli bir etken olup, tüketici kitlesinin büyük bir kısmının her ikisinin aynı tür emtialarda kullanılması halinde ikisi arasında bir yakınlık ve bağlantı kurabilecektir. İşin uzmanları yahut çok dikkatli kişilerden oluşmayan, yargılama konusu ürünler/hizmetler hakkında normal olarak bilgi sahibi olabilecek, marka ve işareti aynı anda göz önünde bulunduramayan, bunları seyrek olarak karşılaştırma imkânına sahip bulunan ve aradığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan kullanıcının, davalı markalarını taşıyan emtiaları satın almak yahut hizmetten yararlanmak isterken, davacının işaretini taşıyan emtiaları satın alma yahut hizmetten yararlanma olasılığı olduğu, markaların işitsel, görsel ve genel izlenim itibariyle karıştırılması riski bulunacak düzeyde benzer oldukları sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olay açısından ise, dosya kapsamından anlaşıldığı üzere, davalıya ait … markası yoğun reklam ve tanıtım faaliyetleri ile tanınmış bir marka haline gelmiştir. Dava konusu marka başvurusu kapsamında olan mallarla davalı markalarında yer alan hizmetlerin aynı veya aynı tür olduğu tespit edilmiştir. Tarafların markalarının emtia listeleri farklı mal veya hizmet içermediğinden huzurdaki uyuşmazlık açısından 8(4) maddesinin uygulanma olanağı bulunmadığı kanaatine varılmıştır
10.01.2017 gün ve 29994 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 22.12.2016 gün ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun Geçici Madde 1/(1) hükmü uyarınca anılan kanunun yayımı tarihinden önce yapılmış marka tescil başvurularına, başvuru tarihinde yürürlükte bilinen 556 sayılı KHK hükümlerinin uygulanmasının zorunlu bulunması, YİDK kararının iptali ve buna bağlı tescil istemli davaların başvuru tarihindeki hukuki durum nazara alınarak sonuca bağlanmalarının gerekli olması karşısında 556 sayılı KHK hükümlerinin uygulanarak sonuca bağlanmalarının icap etmesi nedeniyle yeni SMK’nın yargılamanın yukarıdaki biçimde sonuçlandırılmasını engellemediği düşünülmüştür.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1- Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 54,40 TL harçta düşümü ile 4,90 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalılar için 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4- Davacın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, tarafa vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.08/04/2021