Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/217 E. 2021/20 K. 19.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/217
KARAR NO : 2021/20
DAVA : TÜRKPATENT YİDK Marka Kararı İptali, Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 23/07/2020
KARAR TARİHİ : 19/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/01/2021

İDDİA:
Davacı vekili 23/07/2020 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin … sayılı ve “…” ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa dava konusu markalar aynı, benzer ve yakın ilişkili hizmetlerden oluştuğunu, davalıya ait markanın … markası olduğunu, GREEN bilindiği üzere “YEŞİL” anlamında olduğunu ve marka bütününde … kelimesini nitelediğini, dava konusu YİDK kararında, markaya eklenen GREEN kelimesi ile markanın kavramsal olarak farklılaştığı belirtilse de, ortak kelimeye ve anlama sahip bu markalarda, sonraki markaya eklenen GREEN kelimesinin markayı farklılaştırmadığı, tam tersi bütündeki anlamı pekiştirecek, onu niteleyecek bir anlam kattığının görüldüğünü, dava konusu hizmetler için tamamen ayırt edici olan … markasına eklenen GREEN kelimesi ile TEPE, YEŞİL TEPELER gibi bir çağrışım yakalandığı, TEPE kelimesinin her an YEŞİLLİĞİ, doğayı hafızalarda canlandırdığı düşünüldüğünde de bütüne anlamsal bir farklılık katmadığının açıkça görüldüğünü, dolayısıyla dava konusu karar ile yapılan benzerlik değerlendirmesinin, özellikle ortak unsurun dava konusu hizmetler için tamamen orjinal olduğu düşünüldüğünde yerinde olmadığını, ayrıca müvekkili … ibareli başta …, … markaları olmak üzere sair markanın da sahibi olup, … markasının belirgin biçimde seri marka imajı oluşturduğunu, nitekim dava konusu markada tescile çalışılan asıl ibarenin … olduğu, markanın oluşturduğu bütünsel algı ile ortada olduğunu, markalarda ortak unsur olarak yer alan … markası sebebi ile, bu markanın hem münhasır tescilinin yine dava konusu hizmetler için müvekkilde olması hem de müvekkilin sair … ibareli markalara sahip olması nedenlerine bağlı olarak, markalar arasında iltibas yaşanacağını, markalardaki ortak unsur … markasının, yine dava konusu hizmetler için tanımlayıcı ya da ayırt edici olmayan bir vasfı bulunmamakta, gayet orijinal bir marka olduğunu, hal böyle iken dava konusu TPE YİDK kararı ile … ve … esas unsurlu sair müvekkilinin tescilleri ve … markasının benzer görülmemesinin yerinde olmadığını, bu şekilde oluşmuş marka bütünde bambaşka bir algıya sahip olmamakta, müvekkiline ait alt marka, yeni bir işletme algısı oluşturduğunu, ayrıca yukarıda da belirtmiş oldukları üzere Ankara BAM 20 HD ‘ nin … E sayılı dosyası ile …/… VE … markalarının iltibas içinde görülmüş olduğunu, somut durumda da aynı kelime unsurlarını barındıran markaların iltibas içinde kabul edilmelerinin gerektiğini, bununla birlikte, davalı taraf markasında, bir şekil /yaprak figürü yer alsa da, bunun kelime markasının önüne geçmediği, markaya farklı bir bütün katmadığı, yine SUITES kelimesinin de markanın asli unsuru olamayacağı tamamen tanımlayıcı anlamı sebebi ile kullanıldığının da ortada olduğunu, markanın tescilinin istendiği özellikle 43. sınıf özelinde, müvekkilinin … markalarının kullanıldığı otellerin, yeşilliği, doğası ile ön plana çıkmış doğaya sahip olduğunu, müvekkilinin yeşil ormanları, doğası ile özellikle tercih edildiğini, şimdi aynı … esas unsurunun YEŞİL’ İ YANİ DOĞAYI çağrıştıracak şekilde SUITS kelimesi ile kullanılmasının, müvekkilinin SUIT tarzı yeni konsept otelleri izlenimini oluşturacağını, bu bütünün müvekkili seri markaları/alt markaları olarak algılanma ihtimalinin yüksek olduğunu, bununla birlikte … markalarının 6/5 maddesi anlamında TANINMIŞ markalardan olduklarını, bu anlamda dava konusu markanın … markaları ile de benzer olduğu iddialarından hareketle, markanın bu hukuki sebep ile de iptali gerekeceği kanaatinde olduklarını, dava konusu markanın, müvekkilinin markası ile taşıdığı anlam ve markanın öncelikli ve hedef vurgusunun aynı olması sebebi ile davacı tesciline izin verilmesi, müvekkil tanımış marka değerine de zarar verecek mahiyette olduğunu belirterek, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararın iptali ile dava konusu … başvuru numaralı “Green … suites+şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle, markasını bütünsel olarak karşılaştırıldığında, söz konusu markalar arasında karıştırmaya yol açabilecek derecede benzerlik bulunmadığını, davalı markasını okuyan veya gören ortalama dikkate sahip ve her iki işareti yan yana karşılaştırma imkanı olmayan kişinin zihnindeki intiba, davacıya ait markanın bıraktığı intiba ile aynı olmadığını, söz konusu iki marka örneği, aynı firmanın markası/serisi gibi algılanabilecek nitelikte olmadığı gibi, markaların karıştırılma ihtimallerinin asla bulunmadığını, davacı tarafın, marka hukuku ilkelerine aykırı bir biçimde, “green … suites” ibareli başvuru markasının bütününden “…” kısmını alarak, başvuru markasının itiraz markalarıyla benzerlik taşıdığını iddia etmiş olduğunu, dava konusu başvuru markasına bakıldığında; “green, suites” ibareleri, “-s” eki ve karakteristik şekil unsuru içerecek biçimde oluşturulmuş bileşke marka türünden bir marka olup, asli ve marka algılaması oluşturan baskın unsurun “green … suites” ibaresinin bütünü olduğunu, kaldı ki “…” farklı unsurlarla desteklenmek suretiyle kullanılmaya müsait bir ibare olup, Türkçe karşılığına bakıldığında “tepe” anlamına geldiğini, buna ek olarak, bu açıklamalar çerçevesinde anılan markalar farklı ticari kaynaklardan gelen birbirinden farklı markalar olarak algılanacaklarını, dava konusu başvuru markasını bir bütün olarak ele almak gerektiğini, söz konusu ibareden sadece “…” kısmını alarak iltibas ihtimalini ileri sürmenin hukuken kabul edilemez olduğunu, söz konusu ibare bir bütün olarak ele alınmalı ve bu haliyle iltibas tehlikesi olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiğini, gerek Yargıtay vermiş olduğu kararlarda, gerekse de doktrindeki görüşlerde markaların bir bütün olarak ele alınması ve ona göre değerlendirme yapılması gerektiğinin belirtildiğini, itiraza konu başvurunun tescilinin 6769 Sayılı SMK’nın 6/V maddesi hükmünde belirtilen koşulların oluşmasına yol açacağı yönünde de bir kanaat oluşmamış olduğunu, davacının kötüniyet iddiasını itiraz aşamasında belgelendirmediğinden, bu husustaki iddiaya da itibar edilmemiş olduğunu, her somut olayın kendi özellikleri ve somut koşulları çerçevesinde, ayrı olarak incelenmesi gerekliliği marka hukukunun temel prensiplerinden birisi olduğunu, bu genel ilke çerçevesinde, hele ki marka örnekleri ve/veya mal/hizmet kapsamları işbu başvurudan farklı olan başvurular için verilmiş olan kararların işbu başvuru için emsal karar teşkil etmesinin de mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı vekilinin dilekçesinde belirttiği daha önceki kararın, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna konu edilmiş; istinaf incelemesi neticesinde kararın kaldırılmasına karar verilmişse de söz konusu karara karşı bu sefer de müvekkili firma tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuş olduğunu, dolayısıyla söz konusu uyuşmazlığın, işbu dilekçenin hazırlandığı tarih itibariyle, Yargıtay incelemesinde olup henüz kesinleşmemiş olduğunu, bu sebeple davacı yanın sanki “…” markalarıyla ilgili kesinleşmiş bir yargı kararı bulunduğu izlenimi veren iddia ve açıklamalarını hiçbir şekilde kabul etmediklerini ve bu iddiaların huzurdaki uyuşmazlıkta dikkate alınamayacağını belirtmek istediklerini, davacı markalarının tescil kapsamları incelendiğinde söz konusu markaların bazılarının 36 ve 43. Sınıflarda dahi tescilli olmadığının görüldüğünü, bu sebeple söz konusu markalar benzerlik değerlendirmesinin ilk koşulu olan hizmet benzerliği koşulunu sağlamadığından SMK m.6/1 kapsamında benzerlik teşkil etmediğini, diğer taraftan diğer markalar anılan sınıflarda tescilli olmasına rağmen markaları meydana getiren işaretler arasında bir iltibas ihtimalinden bahsedilebilmesi için salt emtiaların benzer olmasının yeterli olmadığını, emtia benzerliğinin yanı sıra markalar bütünsel görünümleri itibariyle ortalama tüketici algısında ayırt edilemeyecek düzeyde benzer algılar oluşturmadıkları sürece hiçbir şekilde iltibas ihtimalinden söz edilmesinin mümkün olmayacağını, huzurdaki uyuşmazlıkta müvekkili markasında da yer alan “…” gibi tali unsur niteliğini haiz ibare, diğer davalı TÜRKPATENT tarafından da isabetli bir içimde tali unsur olarak nitelendirilmiş ve müvekkil markasında yer alan “” şekli ve “green” ibaresi ise esas unsur olarak nitelendirilmiş ve markalar arasında SMK m.6/1 anlamında bir karıştırma ihtimalinin bulunmadığı sonucuna varılmış olduğunu, yerel mahkeme kararı ve bilirkişi raporunda da isabetli bir biçimde tespit edildiği gibi İngilizcede “TEPE” anlamına gelen “…” ibaresi ile bu kelimenin çoğul halini oluşturan “…” ibaresi sonuç itibariyle “TEPELER” anlamına gelmektedir ki; hususiyetle 43.sınıftaki “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri.” kapsamında oldukça zayıf, tanımlayıcı, tasviri başka bir deyişle kimsenin tekeline bırakılmayacak bir ibare olduğunu, her ne kadar davacı yan “…” ibaresinin kendisi tarafından imal ve maruf hale getirildiğine yönelik beyan ve iddialarda bulunmuş olsa da hususiyetle 36 ve 43.sınıflar nezdinde “…” ibareli yüzlerce marka bulunmakta; her firma “…” ibaresinin önüne sonuna bazı şekil, kelime vs. ibareler ekleyerek söz konusu ibareyi markasal olarak hem fiilen kullanmakta hem de TÜRKPATENT ya da WIPO nezdinde tescile konu etmiş olduklarını, bu surette söz konusu “…” ibaresinin söz konusu sınıflar çerçevesinde ayırt ediciliği bulunmayan ve benzerlik değerlendirmesine konu edilemeyecek tali unsur konumunda bulunduğu konusunda tereddüt bulunmadığını, kaldı ki, müvekkili de tıpkı diğer firmalar gibi “…” ibaresini esas unsur konumunda yaprak şekli ve “green” ibaresi gibi “ek kelime ve şekil” unsurlarıyla marka başvurusuna konu etmiş ve tescil ettirmiş olduğunu, söz konusu başvurunun davacının benzerlik itirazına konu ettiği markalarla hiçbir şekilde benzerlik teşkil etmediği dosya kapsamında yapılacak basit bir incelemeyle dahi anlaşılabileceğini, her ne kadar davacı adına tescil edilmişse de “…” ibareli markalar, hususiyetle 36 ve 43.sınıftaki hizmetler bakımından tanımlayıcı ve tasviri niteliği haiz olduğundan benzerlik değerlendirmesinde dikkate alınmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ve tescili halinde davalı şirkete ait … sayılı “Green … suites+şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 25/03/2020 tarihinde tebliğ edildiği, 7226 sayılı Kanun ile pandemi nedeniyle uzayan süreler dikkate alındığında 23/07/2020 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 30/12/2020 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; ” Dava konusu markanın kapsamındaki “36: Sigorta hizmetleri. Finansal ve parasal hizmetler. Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri. Gümrük müşavirliği hizmetleri. 43: Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri.” hizmetlerinin davacının markalarının kapsamında aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olarak yer aldığı, Dava konusu marka başvurusu ile davacı markalarından davacı markalarından … sayılı ve “…” ibareli, … sayılı “…” ibareli markaları arasında marka işaretleri bakımından karıştırılma ihtimali oluşturacak düzeyde benzerlik bulunduğu ve dava konusu markanın kapsamında yer alan tüm hizmetlerin belirtilen markaların kapsamında aynı/aynı tür/benzer olarak yer aldığı, 3- Dava konusu marka ile davacı markalarından … sayılı ve “…” ibareli, … sayılı “…” ibareli markaları arasında dava konusu tüm hizmetler bakımından karıştırılma ihtimali bulunduğu, 4- Tanınmışlık iddiasının yerinde olmadığı, 5- Kötü niyet olup olmadığı değerlendirmesi Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, 6- Dava konusu … sayılı YİDK Kararı’nın yerinde olmadığı” ifade edilmiştir.
Davada uyuşmazlığın özü, davacıya ait … sayılı ve “… …”, “… …” ibareli markalarının, davalının … sayılı ve “Green … suites+şekil” ibareli başvurusu yönünden SMK’nun 6/1 hükmü çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre … sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davalı şirketin 22/05/2019 tarihinde “Green … suites+şekil” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 36, 43.sınıftaki bir kısım emtiaların yer aldığı, başvurunun Resmi Marka Bülteninde ilan edildiği, ilana davacının … sayılı ve “….” ibareli markaları ile benzerlik arz ettiğinden ve tanınmışlık iddiasıyla itirazda bulunduğu, itirazın Markalar Dairesince reddi üzerine, yeniden inceleme isteminin YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak reddine karar verildiği, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun … sayılı “Green … suites+şekil” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 36, 43.sınıftaki “36 Sigorta hizmetleri. Finansal ve parasal hizmetler. Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri. Gümrük müşavirliği hizmetleri. 43 Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri.” mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markanın ise … sayılı ve “… …”, “… …” meydana geldiği ve koruma kapsamında…sınıftaki mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, başvuru kapsamındaki 36, 43.sınıftaki mallar ve hizmetlerin davacının itiraza mesnet bazı markaları ile aynı/aynı tür/benzer/ilişkili oldukları tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “Green … suites+şekil” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markanın standart karekterle yazılı “….” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Dava konusu “Green … suites+şekil” ibareli markanın, ibarenin ortasında koyu yeşil renkte “green …” ve hemen altında daha açık ton yeşil renkte “suites” ibaresi ile hemen üstünde farklı tonlarda yeşil ve mavi renk kullanılarak tasarlanmış yaprak şekline benzer bir şeklin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş kelime+şekil markasıdır. Davacıya ait redde mesnet markalardan “… CITY CLUB+şekil” ibareli marka farklı renklerde şekil unsurlarının yanında “…” kelime unsurunun ön planda olduğu, “… …+şekil” ibareli marka … ibaresinin ön planda olduğu ve hemen altında koşan bir hayvanı andıran bir figürün yer aldığı kelime+şekil, davacının diğer markaları ise herhangi bir şekil unsuru içermeyen kelime markaları olduğu tespit edilmiştir. Dava konusu markanın “Green” ve “…” ibarelerinin yan yana getirilmesiyle oluşturulduğu, İngilizce olan bu ibarelerin Türkçe’de “Yeşil Tepeler” anlamına geldiği, “suits” ve yaprak şekli unsurlarının tali unsurlar olduğu anlaşılmıştır. Kelime+sekil markaları incelenirken, markanın tertip tarzına göre, bazı durumlarda kelime unsuru, bazı durumlarda ise şekil unsuru ön plana çıkmakta, bazı durumlarda ise marka tüketici tarafından bir bütün olarak algılanmaktadır. Somut olayda, dava konusu markada yer alan şekil unsurunun markanın ayırt edici niteliğini arttırmadığı, kelime unsurlarından “green …” ibaresinin esas unsur olduğu, davacı markalarındaki esas unsurların ise “…”, “…”, “chilside”, “…” ibareleri olduğu ibarelerin yanına getirilen “…”, “….”, “beach” ibarelerinin ayırt edici niteliği düşük tali unsurlar olduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıda anlatılanlar doğrultusunda, dava konusu “Green … suites+şekil” ibareli markanın, davacı markalarından 2017/36514 sayılı ve münhasıran “…” ibareli, … sayılı ve münhasıran “…” ibareli markalarını içerdiği, her ne kadar “green …” ibaresi iki kelimeden oluşsa da, “green” ibaresinin anlamı itibarıyla ülkemizde bilinen bir kelime olduğu, dolayısıyla tüketici nezdinde dikkat çekici unsurun “…” ibaresi olduğu, “green” ibaresinin “…” ibaresini tanımlayıcı bir kelime olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu marka ile davacı markalarından … sayılı ve “…” ibareli, … sayılı “…” ibareli markaları arasında marka işaretleri bakımından karıştırılma ihtimali oluşturacak düzeyde benzerlik bulunduğu kanaatine varılmıştır. Davacıya ait “…” ibaresini içeren “chilside”, …” ve “…” ibareli markaların ise tüketici nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal bakımdan bütüncül olarak değerlendirileceği düşünüldüğünden, dava konusu marka davacıya ait diğer markalar arasında marka işaretleri bakımından karıştırılma ihtimali bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Sonuç olarak, dava konusu markanın kapsamındaki “36: Sigorta hizmetleri. Finansal ve parasal hizmetler. Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri. Gümrük müşavirliği hizmetleri. 43: Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri.” hizmetlerinin davacının redde mesnet markalarından … sayılı ve münhasıran “…” ibareli, … sayılı ve münhasıran “…” ibareli markalarının kapsamında aynı/aynı tür/benzer olarak yer aldığı ve dava konusu marka ile davacının belirtilen markaları arasında marka işaretleri bakımından işitsel, görsel ve anlamsal benzerlik bulunması nedeniyle dava konusu marka ile davacıya ait belirtilen markalar arasında karıştırılma ihtimalinin söz konusu olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olay açısından ise, davacının redde mesnet markalarından “…” ibareli markasının … sayı ile tanınmış marka olarak tescil edilmiş olduğu diğer markaların ise tanınmış olduğunu ispatlayan dosya kapsamında herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı tespit edilmiştir. Sonuç olarak, davacının “…” ibareli tanınmış markası ile dava konusu marka arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı ve yukarıdaki bölümlerde ifade edilen dava konusu marka ile aralarında karıştırılma ihtimali bulunan davacıya ait … sayılı- ve münhasıran “…” ibareli, … sayılı ve münhasıran “…” ibareli markalarının tanınmışlığının ispatlanamadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacının tanınmışlık iddiasının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Somut davada davalı şirket başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamaktadır. Bu nedenle kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şirketin kötü niyetli olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın kabulüne, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptaline, … sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE,
2-TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptaline,
3-… sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
4-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 54,40 TL harçta düşümü ile 4,90 TL bakiye harcın davalılardan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
5- Davacı vekili için 5.900,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü gösterilen 2.034,60 TL yargılama giderlerinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.19/01/2021
Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.

Davacı Masraf Dökümü:
İlk Masraf 116,60.-TL
Posta Masrafı 118,00.-TL
Bilirkişi Ücreti 1.800,00.-TL
Toplam 2.034,60.-TL