Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/198 E. 2021/10 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/198
KARAR NO : 2021/10

DAVA : TÜRKPATENT YİDK Tasarım Kararı İptali, Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 03/07/2020
KARAR TARİHİ : 14/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/01/2021
İDDİA:
Davacı vekilli 03/07/2020 harç tarihli dava dilekçesi ve beyanlarında özetle; davalı şirketin … 1-2-3-4-5 sayılı tasarımlarının tescil başvurusunun 11.11.2019 tarih ve 328 sayılı bültenindeki yayınına itirazda bulunulduğu, itirazın TÜRKPATENT YİDK 02.05.2020 tarihli … sayılı kararı ile reddedildiğini, Müvekkilin 1961 yılından beridir sektörde faaliyet gösterdiğini, kendi özgün marka ve ürünlerini geliştirdiğini, müvekkile ait “FİT” tanınmış markasını 2000 yılında tescil ettirdiğini, bu marka üzerine uzun süredir yatırım yaptığını, müvekkile ait markaların bir benzerinin tasarım olarak tescil ettirilemeyeceğine dair emsal teşkil eden Yargıtay kararları olduğunu, müvekkil şirket adına davalı TÜRKPATENT nezdinde tescilli olan “FİT” markalarının tanınmış ve yüksek ayırt edici marka nitelinde olduğunun Yüksek Mahkeme pratiği ile sabit olduğunu, Ankara 3. FSHHM’nin verdiği …K sayılı kararda müvekkil şirketin “FİT” markasının kullanım sıklığı sebebiyle yüksek ayırt ediciliğe ulaştığının belirtildiğini, dava konusu “…” tasarımının iltibasa sebebiyet vereceğini, davalı şirket tarafından tescil edilmek istenen tasarım nihai tüketiciler nezdinde müvekkil şirkete ait tescilli “FİT” markaları ile iltibas yaratacak düzeyde genel izlenim olarak benzer olduğunu, tescilde “FİT” ibaresinin aynen yer aldığını, davalının önceki tarihli müktesep hakka dayanan “…” markasının olduğunun belirtildiğini, müktesep hakkına dayandığını iddia ettiği markanın Mahkeme kararı ile hükümsüz kılındığını, davalı şirket tarafından emsal olarak sunulan Ankara … FSHHM’nin… K sayılı dosyasının müvekkil şirket adına istinaf edilmiş olduğunu belirterek, TÜRKPATENT YİDK’nin 02.05.2020 tarihli … sayılı kararının iptali ve … 1-2-3-4-5 sıra numaralı tasarımların hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde, işlem safahatını açıklamış, …/1,2,3,4,5 sıra numaralı tasarımlar ile itiraza gerekçe olarak gösterilen … ve … sayı ile tescilli “FİT” markalarının bilgilenmiş kullanıcılar nezdinde genel izlenim itibariyle farklı olduğu ve bilgilenmiş kullanıcıların herhangi bir şekilde muteriz markaları ile itiraza konu tasarımlar arasında bağlantı kuramayacakları, dava konusu tasarımın itiraza gerekçe olarak gösterilen markalar karşısında yeni ve ayırt edici olduğunu ve davacı tarafından sunulan kararların emsal olamayacağını ve bu nedenle davacının başvurunun reddedilmesi veya logo tasarımlarından FİT ibaresinin çıkartılması taleplerinin kabul edilemeyeceğini, müvekkili kurum tarafından verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkil firmanın sektöründe önde gelen sanayi ve ticaret toplulukları arasında yer aldığını, müvekkil şirketçe 01.10.2019 tarihinde tescil başvurusunda bulunulduğunu, başvuruya dönük davacı itirazının 02.05.2020 tarihli … sayılı YİDK kararı ile reddedildiğini, Davacı yanın itirazlarına mesnet markaları ile müvekkil şirketin dava konusu tasarımı incelendiğinde genel izlenim itibari ile farklı olduklarını, P harfini öncelediğini, fit ibaresini içeren yazı karakter, font, punto ve renk/ton karakterlerinin farklı olduğunu, müvekkilin 21.11.1996 tarih ve … başvuru numaralı “…” markasından doğan kazanılmış hakkı olduğunu, müvekkilin … tescil numaralı ve “… + Şekil” ibareli markasının bulunduğunu, Ankara …. FSHHM’nin 15.01.2020 tarih, … kararı ile hükümsüzlük talebinin reddedildiğini, davacının FİT ibaresini ihtiva eden markalarının ayırt ediciliğinin düşük olduğunu, müvekkil tasarımının bir bütün olduğunu, bütünü kelimelere, hecelere, şekillere ve harflere bölünerek yaratılmaya çalışılmasının usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, davacının itiraza mesnet markalarının tanınmış olduğuna dair iddialarının herhangi bir delil sunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Mahkememizce davacı ve davalı delilleri toplanmış, bu kapsamda davaya konu … 1-2-3-4-5 sayılı tasarım işlem dosyası ile itiraza mesnet markalar getirtilmiş, taraflarca sunulan belgeler ile toplanan deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen hususlarda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiş; mahkememizin aşağıdaki kabulü çerçevesinde yararlanılmıştır.
GEREKÇE:
Uyuşmazlığın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ile … 1-2-3-4-5 sayılı tasarımın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesi istemine ilişkindir. YİDK kararının davacı vekiline 18.05.2020 tarihinde tebliğ edildiği, 03.07.2020 tarihinde açılan davanın 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Uyuşmazlığın özü, davalı şirkete ait … 1-2-3-4-5 sıra sayılı tasarımın, davacı şirkete ait markalar karşısında 6769 sayılı SMK’nun 2 vd. maddelerinde yazılı koruma koşullarına sahip bir tasarım olup olmadığı ile 6769 sayılı SMK’nun 77/1-(a) ve (c) bentlerinde yazılı hükümsüzlük hallerinin olup olmadığından ibarettir. Bu çerçevede özellikle anılan tasarımın yenilik ve ayırt edicilik niteliklerini haiz bulunup bulunmadığının tartışılması gerekmektedir.
6769 sayılı SMK’nun MADDE 55;
(1) Tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür.
(2) Ürün, bilgisayar programları hariç olmak üzere, endüstriyel yolla veya elle üretilen herhangi bir nesnenin yanı sıra birleşik bir ürün veya bu ürünü oluşturan parçaları, ambalaj gibi nesneleri, birden çok nesnenin bir arada algılanan sunumlarını, grafik sembolleri ve tipografik karakterleri ifade eder.
(3) Birleşik ürün, sökülüp takılma yoluyla değiştirilebilen veya yenilenebilen parçalardan oluşan üründür.
(4) Tasarım; bu Kanun hükümleri uyarınca tescil edilmiş olması hâlinde tescilli tasarım, ilk kez Türkiye’de kamuya sunulmuş olması hâlinde ise tescilsiz tasarım olarak korunur.
MADDE 56- (1) Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur.
(2) Birleşik ürünün parçasının tasarımı, aşağıdaki şartları taşıyorsa yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir:
a) Parça birleşik ürüne takıldığında, birleşik ürünün normal kullanımında görünür durumda olmalıdır.
b) Parçanın görünür durumda olan özellikleri, yenilik ve ayırt edici nitelik şartlarını karşılamalıdır.
(3) Bu maddede yer alan normal kullanım; bakım, servis veya onarım işleri hariç olmak üzere, son kullanıcı tarafından kullanımı ifade eder.
(4) Bir tasarımın aynısı;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir.
Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir.
Görüldüğü üzere SMK, yenilik bakımından mutlak yenilik kriterini benimsemiştir. Ancak tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorlarsa aynı kabul edilir.
Ayırt edicilik ise 6769 sayılı SMK’nun 56/5. maddesinde tanımlanmıştır.
(5) Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.
(6) Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.

Tasarımın hükümsüzlüğü 6769 sayılı SMK’nun 77.vd.maddelerinde düzenlenmiştir. Hükümsüzlük halleri (nedenleri) SMK 77. maddesinde yer alır. Buna göre;
“a) 55 inci maddenin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan tanımlara uygun olmadığı, 56 ncı ve 57 nci maddelerde belirtilen şartları taşımadığı, 58 inci maddenin dördüncü fıkrası ve 64 üncü maddenin altıncı fıkrasının (c) bendi kapsamında olduğu, başvurunun kötüniyetle yapıldığı ve bir fikri mülkiyet hakkının yetkisiz kullanımını içerdiği ispat edilmişse.
b) Hak sahipliğinin başka kişiye veya kişilere ait olduğu ispat edilmişse.
c) Sonradan kamuya açıklanan aynı veya benzer nitelikteki bir tasarımın başvuru tarihi, tescilli bir tasarımın başvuru tarihinden önce ise.”;tasarımın hükümsüzlüğüne yetkili mahkeme tarafından karar verilir.
(2) 64 üncü maddenin altıncı fıkrasının (b) ve (ç) bentleri ile fikri mülkiyet haklarının yetkisiz kullanımı gerekçesiyle tasarımın bir kısmına ilişkin hükümsüzlük talebinin kabul edilmesi hâlinde, o kısmın tescili hükümsüz kılınır. Kısmi hükümsüzlük sonucunda tescilin devamı için, kalan kısmın koruma şartlarını sağlaması ve tasarım kimliğini muhafaza etmesi şarttır.
6769 sayılı SMK’nun 78-(1) Tasarımın hükümsüzlüğü, ikinci fıkrada sayılan hâller dışında menfaati olanlar tarafından istenebilir.
(2) Tasarımın hükümsüzlüğü, 77 nci maddenin birinci fıkrasının (c) bendine göre sadece önceki hak sahibi; 70 inci ve 73 üncü maddelere göre ise ancak tasarım hakkına sahip kişiler tarafından ileri sürülebilir.
(3) Tasarımın hükümsüzlüğüne ilişkin olarak koruma süresince veya tasarım hakkının sona ermesini izleyen beş yıl içinde dava açılabilir.
(4) Hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde tasarım sahibi olarak kayıtlı kişiye karşı açılır. Tasarım üzerinde sicilde hak sahibi olarak görülen kişilerin davaya katılabilmelerini sağlamak için ayrıca bu kişilere bildirim yapılır.
(5) Tescilsiz tasarımlarda hükümsüzlük davası, hak sahibi olduğunu iddia eden kişiye karşı açılır.
Bu genel açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu somut olaya dönülecek olursa, davalı şirkete ait … 1-2-3-4-5 sayılı tasarım başvurusunun 01.10.2019 tarihinde gerçekleştiği, 11.11.2019 tarih ve 328 sayılı Resmi Endüstriyel Tasanmlar Bülteninde ilan edildiği; … 1-2-3-4-5 kod numaralı tasarımlara altı aylık yasal itiraz süresi içinde, … Gıda San.Tic.A.Ş. vekili tarafından itiraz edildiği, itiraza gerekçe olarak 29, 30, 32, 35.sınıflarda tescilli …. sayılı ve …” ibareli markaların gösterildiği, itiraz üzerine TÜRKPATENT YİDK tarafından yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda … sayılı kararıyla nihai olarak reddine karar verildiği; davacı vekilinin YİDK kararının iptali talebiyle bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamındaki deliller, tarafların iddia ve savunması ile konunun uzmanlarından oluşturulan kurul tarafından hazırlanan bilirkişi raporu çerçevesinde değerlendirilmiş, buna göre dava konusu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik incelemesine geçmeden önce, bu tür tasarımlarda tasarımcının seçenek özgürlüğü ve tasarımda bulunması gereken teknik zorunluluklar incelenmeli, tasarımın koruma kapsamı tespit edilmelidir. Sınai Mülkiyet Mevzuatında tasarımcının tasarımını geliştirirken seçenek özgürlüğüne sahip olup olmadığının ve seçenek özgürlüğü var ise bunun ne derece geniş olduğunun tespitinin gerekliliği üzerinde durulmuştur. Bu bağlamda, “tasarımlar bilinen ve genel olarak ortak olan özellikler değil, farklı özellikler dikkate alınarak karşılaştırılmalıdır. Tescilli tasarımdan doğan hak, kamunun kullanımına açık olan tasarımsal unsurları değil, sadece yeni ve farklılık gösteren unsurları korurlar. Dolayısıyla tasarımların bütünsel anlamda aynı izlenime sahip olması her zaman bir taklit olduğu anlamına gelmez. Böylesi bir benzerlik çoğu zaman, ürünün veya tasarımın geleneklerden ilham almasının veya ürünün fonksiyonunu yerine getirmesinin bir gereği veya önlenemez bir sonucu olarak karşımıza çıkabilir. Öncelikle değerlendirme yaparken, ürünün üretiminde veya çiziminde tasarımının ayırt edicilik sağlamaktaki yetisinin ne düzeyde engellendiğini tespit edilmelidir. Tasarımcının özgürlüğü fonksiyonel, teknik ve ticari nedenlerle kısıtlanabileceği gibi, tüketicilerin beğeni ve tercihler veya trendlerle de kısıtlanabilir.
Somut davaya konu tasarım logo tasarımlarıdır. Logo; bir şirketin ya da bireysel bir oluşumun imajını ve özelliklerini görsel olarak yansıtan bir çalışma çeşididir. Farklı renklerden, çizgilerden, sembollerden ve yazı karakterlerinden oluşarak kurumsal kimliğin özelliklerini yansıtır. Kurumsal kimlik; bir şirketin imajını, özelliklerini ve yapısını kurumsal kimlik temsil eden çalışmaların bütünüdür. Kurumsal kimlikte en önemli aşama ise logo tasarımıdır. Logo; kurumsal kimliğin bir parçası olduğu için, kurum imajından izler ve etkiler taşımalıdır. Temel amaç; hedef kitlenin ilgili marka ile özdeşleşmesini ve markanın zihinlerde yer etmesini sağlamaktır. Logo, bir şirketin hedef kitlesine ilettiği en direkt ve önemli mesajdır. Dolayısıyla logo tasarımında çok geniş bir seçenek özgürlüğü bulunmaktadır. Dava içeriği incelendiğinde uyuşmazlığın “FİT” ibaresi üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir. FİT kavramı gıda sektöründe sıklıkla karşılaşılan trend bir kavramdır. Orijinalinde İngilizce “fit” kelimesinden Türkçeye geçen bu kelime “uygun, uygun olma, uymak, uyma, zinde, formda” kimi zaman ise sağlıklı anlamında kullanılmaktadır. Bununla beraber eklektik bir şekilde fit olma, fit kalma, gibi kullanımlarda mevcuttur. Fit kavramı aynı zamanda İngilizcede Fit Food gibi bir kavramın ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Ekseriyetle sağlıklı besin alanını tanımlayan bu alan genel sağlığın korunmasına veya iyileştirilmesine yardımcı olan bir diyeti tasvir etmektedir. Sağlıklı bir diyet vücuda temel beslenmeyi (sıvı, makro besinler, mikro besinler ve yeterli kalori) sağlar. Genel algıda ise fit food kavramı düşürülmüş tuz, şeker, kalori ve yağ miktarı ile arttırılmış lif ve protein miktarlarını tasvir etmektedir.
6769 s. SMK’nın 56. Maddesi ayırt edicilik değerlendirmesinin bilgilenmiş kullanıcı gözü ile yapılması gerekliliği üzerinde durmuş ve bilgilenmiş kullanıcı olarak tespit edilen kişilerin kesinlikle bir uzman olmadıkları aksine daha önce ilgili tasarımla karşılaşmış olağan bir kullanıcı olması gerektiğine değinmiştir. Gerçekten de bilgilenmiş kullanıcı, söz konusu ürünün doğası, görünümü ve teknik olarak sahip olduğu zorunlu özellikleri hakkında bilgi sahibi olan ve başka bir deyişle ürün hakkında uzman kadar olmasa da temel düzeyde bilgi sahibi olan kişidir. Bu bağlamda bilgilenmiş kullanıcının her somut olay için ayrı ayrı tespit edilmesi gerekir. Bilgilenmiş kullanıcılar birer uzman olmayacakları için tasarımın detaylarındaki küçük farklılıklara dikkat etmeyecek ancak alım tercihlerini etkileyecek hususlarda yapılan değişiklikleri fark edebilecek kişilerdir. Bu bilgiler ışığında somut uyuşmazlığa bakıldığında, dava konusu tasarımlar yönünden bilgilenmiş kullanıcının dava konusu ürünleri geçmişte almış veya almaya niyetli olarak araştırma yapan kişilerden oluşmaktadır. Kaldı ki fit sınıfına giren ürünler bir bakıma ihtisas ürünleri olmakla beraber bu ürün tüketicilerinin ortalama bir tüketiciden daha yüksek bilgilenme seviyesine ve hassasiyete kabul edildiği düşünülmelidir.
Davalı şirkete ait … 1-2-3-4-5 sayılı tasarım ile itiraza mesnet davacı markaları karşılaştırılmış, buna göre; davalı tasarımı incelendiğinde aynı tasarımın 5 farklı renkte sunulduğu, üstte belirgin bir P harfinin bulunduğu P harfinin sol tarafında üçgen oluşturacak şekilde farklı uzunlukta üçgen lekeler barındırdığı altta ise “Kendine fit ol!” ifadesinin yer aldığı görülmektedir. Davacı marka görselleri incelendiğinde FİT ifadesinin merkezde olduğu, fit ifadesinin X, indeks ve index ifadeleri ile birleştirilerek kelime öbekleri yaratıldığı bununla beraber …, … sayılı marka görsellerinde sarı baskın yazı karakteri ile beraber serbest yazım fuşya renk indeks ve X ibarelerine yer verildiği görülmüştür. Davalı tasarımı ve davacı marka görselleri arasındaki tek benzerlik Fit ifadesini barındırmalarıdır. Buna karşın fit ifadesinin sunumunda görsel anlamda bir benzerlik bulunmamakta olup fit ibaresi davalı tasarımında bütünü kendi başına oluşturmayan ve öncelenen baskın P kullanımın önüne geçmeyen bir tasarım elemanı olarak kalmaktadır. Dolayısıyla bilgilenmiş kullanıcın bu logo görseli ile karşılaştığında bir markaya değil bir kavrama yöneleceği ve emtianın fit/healty food (sağlıklı gıda) sınıfına ait bir ürün olarak arz olduğunu düşüneceği kanaati oluşmuştur. Davacı tasarımında fit ibaresi yalın bir kullanıma sahip olmayıp tavsiye içeriğine sahip bir cümle olarak kullanıldığı görülmektedir. Bu açıdan bakıldığında davalıya ait … 1-2-3-4-5 sayılı tasarım davacıya ait …, … sayılı davacı marka görsellerinden bilgilenmiş kullanıcı gözünden farklı görülmüştür.
Tüm bu tespit ve değerlendirmeler neticesinde; itiraza mesnet … …, … sayılı davacı marka görselleri ile davaya konu … 1-2-3-4-5 sayılı tasarımların karşılaştırılması neticesinde bilgilenmiş kullanıcı açısından sahip oldukları belirgin farklar nedeniyle farklı görüleceği, yenilik ve ayırt edicilik niteliklerini taşıdığı bu sebeple hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1- Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 54,40 TL harçta düşümü ile 4,90 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalılar için 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4- Davacın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/01/2021 Katip …
¸

Hakim …
¸
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.