Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/191 E. 2022/5 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/191
KARAR NO : 2022/5

DAVA : Marka (Kurum Kararlarının İptali, Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA … : 29/06/2020
KARAR … : 13/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/01/2022
DAVA:
Davacı vekili 29/06/2020 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin … sayılı “…. börekçi” ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “… … … börekçisi” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin nihai olarak YİDK tarafından kısmen kabul edilerek başvurunun 43. Sınıftaki “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” bakımından reddedildiğini, oysa müvekkillerinin “… … … Börekçisi” ibareli markaların gerçek hak sahibi olduğunu, bu durumun Yargıtay Kararlarıyla da sübuta ermiş olduğunu, “… … … Börekçisi” ibaresinin müvekkillerin murisleri ve mirasçıları olan müvekkiller tarafından 1895 yılından beri kullanılmakta olup müvekkillerinin bu markanın gerçek hak sahibi olduğunu, müvekkillerinin yıllardır nizasız ve fasılasız olarak kullandığı “… … … Börekçisi” ibaresini tanınmış hale getirmiş olduğunu, dava konusu markanın tescilinin kötü niyetli olduğunu, müvekkillerinin bu markayı ilk kez oluşturduklarını, kullandıklarını ve bu durumu her zaman her yerde beyan ettiklerini, yaptıkları kira mukalevesine bile konu ettiklerini, kira mukavelesindeki açık hükme ve hükmü kabul etmesine rağmen markayı ilk tescil ettirenlerin, kötü niyetle ve müvekkilinin oluşturup tanıttığı markadan ekonomik çıkar sağlamak maksadıyla markaları TÜRKPATENT nezdinde tescil ettirmiş olduklarını, müvekkilinin gerçek ve öncelikli hak sahibi olduğu “… … … Börekçisi” ibareli tescilli markaları ile davalı şirketin dava konusu markasının ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, davalı şirketin dava konusu markasının tescil edilmesi halinde tüketici nezdinde iltibas oluşacağını belirterek, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararın iptali ile dava konusu … başvuru numaralı “… … … börekçisi” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiş, 24/06/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile davalı şirketin … sayılı ve “… … Börekçisi … Şekil” ibareli ve ….sayılı ve “… … … Börekçisi … Şekil” ibareli markaları dava konusu markasına dayanak gösterdiğini beyan etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraf markaları arasında aynı yada yüksek düzeyde benzerlik bulunmadığını, ayrıca 6769 sayılı Kanunun 6/1 maddesi anlamında benzerlik ise başvuru konusu markanın mal/hizmet listesinden bir kısım mal çıkarılarak önlenmiş olduğunu, kaldı ki dava dilekçesinde de belirtildiği üzere davacının itiraza mesnet olarak sunmuş olduğu markaları ile ilgili markaların gerçek hak sahipliğiyle ilgili davalar bulunmakta ise de bu iddianın da işbu YİDK kararının iptali açısından mesnetsiz kaldığını, zira ortada gerçek hak sahipliğini ispat eden kesin bir durum bulunmadığını, somut olay incelendiğinde taraf markalarının aynı olmadığı gibi ayırt edilemeyecek derecede de benzer olmadığı sonucuna varıldığını, makta olup davacının iddiasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, somut olayda YİDK tarafından da davacının başvuru konusu markası ile davacının tescilli … tescil nolu “… … Börekçisi” ibareli markası arasında benzerlik incelemesi sonucunda başvuru konusu markanın mal hizmet sınıfından 43. Sınıftaki “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” çıkarılarak 6769 sayılı Kanunun 6/1-b maddesi anlamındaki benzerlik tehlikesinin önlenmiş olduğunu, davacının diğer itiraza mesnet markaları hükümden düşmüş göründüğünden itiraza mesnet olarak incelemeye alınmamış olduğunu, davacıya ait markaları oluşturan ibarelerin ayırt ediciliği düşük ibareler olup başvuru konusu markadaki farklılıkların markayı itiraza mesnet markalardan farklılaştırmış olduğunu, zayıf markaların ayırt edici gücü yüksek markalar gibi korunması mümkün olmadığını, zayıf markaları adına marka olarak tescil ettirenlerin, sonraki zamanlarda anılan işaretleri başkalarının da diğer ayırt edici eklerle birlikte tescil edilebileceğini öngörmeleri ve buna katlanmaları beklentisinin marka hukukunun evrensel bir prensibi olduğunu, diğer yandan davacının 6/5 madde uyarınca yapmış olduğu iddialarının da mesnetsiz olduğunu, dava konusu marka başvurusu kötü niyet açısından irdelendiğinde, marka hukukunda genel olarak kabul gören anlayışa göre, tescil yoluyla sağlanan marka korumasının amacına aykırı biçimde kötüye kullanılması yoluyla başkasının markasından haksız olarak yararlanmak veya gerçekte kullanılmayıp yedekleme, marka ticareti yapmak amacına ya da şantaja yönelik başvuru ve tescillerin kötü niyetli olarak kabul edildiğini, somut olayda davacının kötüniyet gerekçesi ile markan başvurusunun reddini içeren talebinin yeterli bilgi ve belgelerle ispat edilemediğinden reddedildiğini, YİDK kararının bu yönüyle de tamamen hukuka uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirkete usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiş, yargılamaya katılmamıştır.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ve tescili halinde davalı şirkete ait … sayılı “… … … börekçisi” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 27/04/2020 tarihinde tebliğ edildiği, 29/06/2020 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 26/02/2021 havale tarihli kök raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “…dava konusu marka ile davacı markaları arasında marka işaretleri bakımından işitsel, görsel ve anlamsal olarak benzerlik bulunduğu, Dava konusu markanın kapsamında idari aşama sonrasında kalan “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez” ile davacının redde gerekçe … sayılı markasının kapsamındaki hizmetler ilişkili olduğu, dava konusu marka ile davacının redde gerekçe … sayılı markası arasında dava konusu“Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez” mallar bakımından karıştırılma ihtimali bulunduğu, davacı yan tarafından söz konusu ibarenin dava konusu mallar/hizmetler üzerinde Türkiye’de yaygın bir şekilde, aralıksız kullanımının ispatlanamadığı, dolayısıyla dava konusu mallar/hizmetler bakımından eskiye dayalı kullanım hakkının bulunmadığı, davacının tanınmışlık iddiasının yerinde olmadığı, kötü niyet olup olmadığı değerlendirmesinin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, YİDK Kararı Bakımından; Davacıya ait … sayılı markası idari aşamada redde gerekçe olarak gösterilmediği tespit edildiğinden, dava konusu … sayılı YİDK Kararı’nın yerinde olduğu… ” ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin sunmuş olduğu ıslah dilekçesi ve kök rapora beyan ve itiraz dilekçelerine istinaden ek rapor alınmış: 12/11/2021 havale tarihli ek raporda özetle; “…Dava dosyası üzerinde yapılan inceleme, davacı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi neticesinde; 21.02.2021 tarihli kök bilirkişi raporunda değiştirilmesi gereken herhangi bir husus bulunmadığı…” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Türkpatent YİDK … sayılı kararının iptal talebi yönünden yapılan değerlendirme;
Buna göre dava konusu başvuru’nun … sayılı “… … … börekçisi” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 30, 43.sınıftaki “30 Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. 43 Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri.” mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markanın ise ….börekçi” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamında 29, 30, 31, 32, 35.sınıftaki mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, davacıya ait …. sayılı markaları müddet olduğu anlaşıldığından, söz konusu markalar değerlendirmede dikkate alınmamıştır. YİDK iptal talebi yönünden dikkate alınması gereken ve davacının başvuruya itiraz aşamasında ileri sürdüğü tek marka … sayılı markadır. Davacıya ait … saylı marka dava dilekçesinde belirtilmiş ise de başvuru aşamasında itiraza dayanak markalar arasında davacı marka vekilince gösterilmemiştir. YİDK iptal talebine ilişkin davalarda YİDK kararının verildiği tarihteki hukuki durum ve kuruma sunulan deliller değerlendirilmesi gerektiğinden, YİDK kararının iptali talebine ilişkin davada davacıya ait … sayılı marka değerlendirme dışı bırakılmıştır. YİDK iptal talebine ilişkin davada değerlendirme yapılması gereken tek marka … sayılı markadır. Dava konusu marka kapsamındaki kalan mal ve hizmetler ile davacıya ait değerlendirmeye alınan … sayılı marka kapsamındaki 35. Sınıf ” Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler (ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri dahil). Büro hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık hizmetleri(muhasebecilik hizmetleri dahil). İthalat ihracat acente hizmetleri. Ticari ve sınai ürünler için eksperlik hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, kataloglar ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” şeklindeki
mal ve hizmetler aynı veya benzer değildir.
Dava konusu “… … … börekçisi” ibareli marka ile davacı markalarında “… … Börekçisi” ortak olarak yer aldığı, dava konusu markada yer alan “…” ibaresinin mevcudiyetinin, dava konusu markayı davacı markalarından yeterince farklılaştıracak düzeyde olmadığı, somut uyuşmazlıkta bu farklılığın görsel, işitsel, yazılış ve anlamsal bakımdan dava konusu markayı ortalama tüketicileri nezdinde iltibası önleyici mahiyette olmadığı, dolayısıyla işletmeler arasında bir farklılığa yol açmayacağı, markaların bütüncül değerlendirilmesi neticesinde işitsel, görsel ve kavramsal olarak farklılaşmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu marka ile davacının markaları arasında marka işaretleri bakımından işitsel, görsel ve anlamsal olarak bir benzerlik bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Sonuç olarak, dava konusu marka ile davacı markaları arasında marka işaretleri bakımından işitsel, görsel ve anlamsal olarak benzerlik bulunsada, dava konusu markanın kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin davacının redde gerekçe … sayılı markasının kapsamında ilişkili olarak yer almaması nedeniyle dava konusu marka ile davacıya ait … sayılı markar arasında karıştırılma ihtimalinin olmadığına kanaat getirilmiştir.
Eskiye Dayalı Kullanım Bakımından Değerlendirme:
6769 s. SMK’nın 6. Maddesinde sınırlı sayıda düzenlenen nispi ret nedenlerinden biri olan 6/3 bendinde “Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir” düzenlemesine yer verilmiştir. Burada kastedilen marka tesciline konu edilmeksizin ve fakat markasal bir etki doğuracak mahiyette ve yeterlilikte, ticaret hayatında kullanılan ticaret unvanı, işletme adı, alan adı gibi işaretlerdir. Tescilsiz bir işaretin korunmasını sağlayan ve nisbi ret nedenine konu teşkil eden bu durum, işaretin, itiraz eden tarafından daha önceki bir tarihten beri kullanılmakta olması ve bu kullanım neticesinde işarete ayırt edici nitelik kazandırılmış olmasıdır. Yani, bir markanın tescil başvurusundan önce, bu işaret bir başkası tarafından oluşturulmuş ve kullanma neticesinde belli oranda kullanan ile anılmaya başlamış ve ayırt edici nitelik kazandırılmışsa, bu hakka dayanarak sonraki tescilin engellenmesi mümkündür. Ancak tescilin engellenebilmesi için, markanın tescili için yapılan başvuru veya başvuruda belirtilen rüçhan tarihinden önce bu işaret için hak elde edilmiş olması ve hakkın sahibine, daha sonraki bir markanın kullanımını yasaklama hakkını veriyor olması gerekmektedir. Ancak tescilsiz kullanım ile kast edilen husus, öncelik hakkının işareti ilk defa alelade bir şekilde kullanan kişiye ait olması demek değildir. Başka bir ifadeyle 6/3 maddesi anlamında aranan ayırt edicilik, markasal etki doğurmayan veya oldukça sınırlı bir kitle için doğuran kullanımlar değil, tescilsiz işaretin ticari alanda kullanılması suretiyle, ilgili piyasada bilinir hale gelmesi ve o işareti ihdas edenle birlikte tanınır olması biçiminde anlaşılmalıdır. Ancak buradaki bilinir/maruf olma durumu ile 6769 s. SMK m.6/5 kapsamındaki tanınmışlık olgusu ile karıştırılmamalıdır. İlk kullanma suretiyle marka hakkının doğumunu sağlayan ve bu nedenle markasal etki doğuracak şekilde bir bilinirlik, markanın üzerine konulduğu emtianın hitap ettiği alıcı kitlesi tarafından tanınmaya başlamış olması, belirli bir yer, bölge veya piyasada bilinmesi biçiminde anlaşılmalıdır. Bir diğer ifadeyle, 6769 sayılı SMK m.6/3 kapsamında, tescilsiz işaretin belirli bir çevre veya piyasa ile sınırlı bir bilinirlik düzeyine erişmesi, maddenin sağladığı korumadan istifade için yeterli görülmelidir. ATAD huzurunda görülen bir uyuşmazlıkta, önceye dayalı hak istisnasını mesnet göstermek suretiyle 40/94 sayılı Marka Tüzüğü 8/4 m. uyarınca sonradan bir hak ileri sürebilmek için; Hak iddia edilen işaretin ticaret sırasında kullanılmış olması, Yerel coğrafi bölgeden daha geniş bir coğrafik alanda işaretin kullanılması, İşaret sahibinin, bu işaretin başkalarınca kullanılmasını önleyebilecek ölçüde (iç hukukların sağladığı boyutta mesela; işaretin bilinir hale getirilmesi / tanıtılması gibi) hak sahibi olması, İşaret üzerindeki hakkın, karşı çıkılan markanın başvuru tarihinden önceki bir zaman diliminde elde edilmiş olması, şartların hep birlikte gerçekleşmiş olması aranmıştır. Tabi ki bu kriterler, somut olayın şartlarına göre ayrı ayrı ele alınarak yorumlanmalı ve uygulanmalıdır. Bunun yanı sıra bu kapsamda sağlanacak koruma sadece tanıtımın yapıldığı mal veya hizmetlerle sınırlı olacaktır. Aksi halde, yani başka mal ve hizmetler yönünden de üstün hak sağlanması halinde, marka tescilinin bir anlam ve önemi kalmayacak, bir nevi tescilsiz bir işarete çok tanınmış bir marka statüsü sağlanması söz konusu olacaktır.
Yasal düzenlemeler, doktrin ve yargı kararlarında kabul gören bu görüşler çerçevesinde somut uyuşmazlığa döndüğümüzde ve davacı yanın işlem dosyasına sunduğu delillerin incelenmesi neticesinde bir değerlendirme yapılmıştır. Bu bağlamda, SMK 6/3 maddesinin şartları açısından işlem dosyasına sunulan belgeler (kira mukavelesi, 1974 tarihli bilanço, vezne makbuzları, tahakkuk fişi, fotoğraflar) incelendiğinde, davacı yan tarafından söz konusu ibarenin, dava konusu mallar/hizmetler üzerinde Türkiye’de yaygın bir şekilde, aralıksız kullanımının ispatlanamadığı, dolayısıyla dava konusu mallar/hizmetler bakımından eskiye dayalı kullanım hakkının bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacılar vekili, ıslah dilekçesinde, davalı şirketin 2005/49729 sayılı ve “… … Börekçisi … Şekil” ibareli ve 2005/49730 sayılı ve “… … … Börekçisi … Şekil” ibareli markaları dava konusu markasına dayanak gösterdiğini iddia etmiştir. Davacının belirtmiş olduğu markaların somut uyuşmazlık değerlendirilirken dikkate alınmamış olmakla birlikte, zaten söz konusu markalar dava dışı Hakan Yiğit’e ait olduğu görülmüştür.
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olay açısından davacı markalarının TÜRKPATENT nezdinde tanınmış olduğuna dair herhangi bir karar olmadığı tespit edilmiş, ayrıca dosya kapsamında sunulan belgelerin (kira mukavelesi, 1974 tarihli bilanço, vezne makbuzları, tahakkuk fişi, fotoğraflar) davacı markalarının tanınmış olduğuna dair yeterli olmadığı sonucuna varılmıştır. Yukarıda anlatılanlar doğrultusunda, davacı markalarının tanınmış olduğuna dair bir kanaat oluşmamış, dava konusu markanın davacı markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlama, tanınmış markanın itibarına zarar verme, tanınmış markanın ayırt edici karakterini zedeleme gibi hususları destekleyici belgelerin de dosya kapsamında bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Davacı tarafından dosyaya kiralayan olarak …, …’a vekaleten … ve …, kiracı olarak … … Börekçisi Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. olan1 Şubat 1989 tarihli kira mukavelesinin sunulmuştur. Söz konusu mukavelede “… –… Börekçisi” unvanının …’ın varislerine ait olduğunun kiracı tarafından kabul edildiği ve kiracının bu unvanı kira mukavele müddetinde kullanabileceği ancak kira müddetinin sonunda veya herhangi bir sebeple daha önce feshi halinde kullanmayı derhal durduracağı belirtilmektedir. Dolayısıyla, söz konusu sözleşmenin dava dışı bir şirket ile yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu bilgiler doğrultusunda, somut olayda; davalı …’nin davacıya ait markadan haksız olarak yararlanmak veya gerçekte kullanmayıp yedekleme, marka ticareti yapmak amacına yönelik bir davranışta bulunduğuna ilişkim dosya kapsamında yeterli bilgi ve belge olmadığı, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şirketin kötü niyetli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Tüm bu gerekçelerle TÜRK PATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptal talebine ilişkin davanın reddine karar verilmiştir.
Dava konusu … sayılı markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkin dava yönünden yapılan değerlendirmede;
Dava konusu … sayılı marka henüz tescil edilmemiş olduğundan hükümsüzlük talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-TÜRK PATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptal talebinin REDDİNE,,
2-… sayılı marka henüz tescil edilmemiş olduğundan hükümsüzlük talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 54,40 TL harçta düşümü ile 26,30 TL bakiye harcın davacılardan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
4-Kendisini vekille temsil ettiren davalı Türkpatent için AAÜT uyarınca 7.375,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine,
5- Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,,
6-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/01/2022
Katip …
¸

Hakim …
¸
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.