Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/190 E. 2021/76 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/190 Esas
KARAR NO : 2021/76

DAVA : TÜRKPATENT YİDK Marka Kararı İptali
DAVA TARİHİ : 29/06/2020
KARAR TARİHİ : 18/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/02/2021
İDDİA:
Davacı vekili vermiş olduğu 29/06/2020 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle, müvekkilinin “…” ibaresinin marka olarak tescili için TÜRKPATENT’te başvuruda bulunduğunu, başvurunun … kod numarasını aldığını, TÜRKPATENT Markalar Dairesi Başkanlığı başvuruyu … sayılı “…” ibareli markaya benzer olduğundan bahisle 6769 Sayılı SMK madde 5/1-ç bendi uyarınca reddettiğini, bu ret kararına itirazda bulunduklarını ve itirazlarının da YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa müvekkili şirketin yıllardır fuarcılık sektöründe hizmet veren bir firma olduğunu, 14.11.2019-17.11.2019 tarihleri arasında Adana Tüyap Fuar Merkezinde yapılan güzellik, estetik, kozmetik fuarı için “…” adı ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği nezdinde başvuruda bulunduğunu, söz konusu başvurunun kabul edildiğini ve ilgili tarihler arasında Tüyap Fuar Merkezi davacıya tahsis edilerek fuarın başarı ile yapıldığını, bu meyanda davacının SGK’lı personeli olarak çalışan davalı şahsın fuarda davacı adına hizmet verdiğini, davalı şahsın bu arada kendi soyadını taşıyan bir akrabası üzerinden … Fuarcılık ve Organizasyon Ltd. Şti. adı altında bir şirket kurduğunu ve fuar bittikten sonra da tüm tazminatlarını alarak işten ayrıldığını, davacının fuar bitiminden sonra … sayılı marka müracaatında bulunduğunu, bu markanın davalı TÜRKPATENT tarafından diğer davalı adına önceki tarihte yapılmış marka başvurusu ile “benzerlik” nedeniyle reddedildiğini, halbuki markalara konu ibare üzerinde gerçek hak sahibinin davacı olduğunu, davalının bu ibareyi kötü niyetle tescil ettirdiğini, davalının söz konusu fuarda sadece kendine verilen görevleri yerine getiren bir şahıs olduğunu, kaldı ki taraf markaları arasında okunuş, yazılış veya yazım karakterleri bakımından benzerlik bulunmadığını belirterek, TÜRKPATENT YİDK’nın dava konusu edilen … sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle, işlem sürecini özetleyerek, SMK m. 5/1-ç hükmü kapsamında karşılaştırılan markaların ayrıca iltibas ihtimalini irdelemeye gerek olmadığını, bu madde hükmünün marka hukukunun temel kaidelerinden bir olan “tescilde öncelik” ilkesinin doğal bir yansıması olduğunu, somut olayda taraf markalarında geçen “…” ve “…” ibarelerinin birebir aynı olmasının markaları ayırt edilemeyecek derecede benzer kıldığını, taraf markalarında bu ibarelerin farklı yazım karakterlerinde yazılmış olmasının bu durumu değiştirmediğini, somut olayda emtia ayniyeti şartının da gerçekleştiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanıyla özetle, davacı başvurusunun müvekkilinin tescilli markası ile karıştırılma ihtimaline yol açacak derecede benzer olduğunu belirtimiş, 18.02.2020 tarihli celsede alınan rapor uyarınca davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Mahkememizce tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, delilleri toplanmış, bu kapsamda davaya konu YİDK’nun … sayılı kararı, … sayılı marka başvurusuna ait işlem dosyası, redde dayanak gösterilen … sayılı marka tescil belgeleri getirtilmiş, taraflarca sunulan belgeler ile mahkememizce getirtilen deliller incelenmiş, uyuşmazlığın, niteliğine göre teknik ve özel bilgiyi gerektiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor objektif, dosya kapsamındaki delillerle tutarlı denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiş, Mahkememizce de benimsenmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, YİDK’nun … sayılı kararının iptali ile tescil işlemlerinin devamına ilişkindir. YİDK kararlarının davacı başvuru sahibine 16.03.2020 tarihinde tebliğ edildiği, 7226 sayılı Kanun ile pandemi nedeniyle uzayan süreler dikkate alındığında 29.06.2020 tarihinde açılan davanın 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 24.11.2020 tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “1-Davacının … sayılı marka başvurusu açısından 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesinin uygulanma koşullarının oluştuğu; 2-Davacının “…” ibaresi üzerinde gerçek hak sahipliği ve davalının markasının “kötü niyetli” tescil olunduğu iddialarının … sayılı marka başvurusunun tesciline bir etkisi olamayacağı; (1) ve (2) nolu bentlerde yer alan değerlendirmeler ile dava konusu edilen 12.03.2020 tarihli ve … sayılı YİDK kararının uyumlu olduğu,” ifade edilmiştir.
Uyuşmazlığın özü, davacının … sayılı “…” ibareli marka başvurusu yönünden itiraza mesnet … sayılı “…” ibareli markasının 6769 Sayılı SMK madde 5/1-ç bendi çerçevesinde tescil engeli oluşturup, oluşturmadığından ibarettir.
6769 Sayılı SMK madde 5/1-ç bendinde “Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler.” tescil edilemez hükmünü içermektedir. Bu düzenleme marka hukukuna hakim olan öncelik ve bir markanın tek bir sahibi olması ilkelerini ifade eder.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davacının 06.11.2019 tarihinde “…” ibaresini marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, başvuru kapsamında 35.sınıftaki bir kısım hizmetlerin yer aldığı; TÜRKPATENT Markalar Dairesi Başkanlığınca davalı şahsa ait … sayılı “…” ibareli markası dayanak göstererek 6769 Sayılı SMK madde 5/1-ç bendi uyarınca reddine karar verdiği, karara itirazın yeniden incelenmesi isteminin YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak reddine karar verildiği ve bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
6769 Sayılı SMK madde 5/1-ç bendine göre, aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş veya daha önce tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer markaların tescil edilmesi mümkün değildir. Bu durum mutlak ret sebeplerinden biridir. Mutlak ret nedenleri Türk Patent tarafından re’sen İncelenmekte ve bu tür bir tescil engeli görüldüğü takdirde kurumca marka tesciline izin verilmemektedir. Ayrıca bu düzenleme aynı mal ve hizmetlerle ilgili bir tescil engelidir.
Buna göre dava konusu başvuru’nun “…” ibaresinden oluştuğu, başvuru kapsamında 35.sınıftaki “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri.” hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markanın ise “…” ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 35.sınıftaki “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri” hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, başvuru kapsamındaki 35.sınıftaki hizmetlerin, davacıya ait itiraza mesnet marka kapsamındaki hizmetlerle aynı oldukları tespit ve kabul edilmiştir. Başvuruya konu işaretin daha önce tescil edilmiş (veya başvurusu yapılmış) marka ile aynı olması, karşılaştırılan işaretlerin özdeş, farksız, tıpa tıp taklit, aynen veya bire bir kopya olmalarını ifade eder. Aralarında küçük de olsa farlılık bulunan markalar ise aynı sayılamazlar. Ancak markaların farklı büyüklükte olması veya sözcük markalarının yazı karakterinin, renginin farklılaştırılması aynı olma durumunu etkilemez. Ayırt edilemeyecek kadar benzerlik ise, karşılaştırılan işaretler aynı olmamakla birlikte, orta düzeydeki alıcıda bıraktığı genel izlenimlerinin hemen hemen aynı olmasıdır. Bir başka deyişle, markalar arasındaki farklılık o kadar önemsizdir ki, müşteri kitlesi nezdinde markalar yazılış, okunuş, görsel veya işitsel olarak aynı imiş gibi algılanırlar.
Ancak 5/1-ç bendindeki tescil engelinin varlığı için sadece başvuru ile önceki markaların aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olması yeterli değildir. Aynı zamanda başvuru ve önceki markanın kapsadığı mal ve hizmetlerin de aynı yada aynı tür olması zorunludur. Bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesi durumunda yasa koyucu halkın bu iki markayı karıştırma ihtimalinin bulunduğunu kabul etmiştir. Bu nedenle, Türk Patent ayrıca karıştırma ihtimalinin var olup olmadığı üzerinde durmaksızın başvuruyu ret edecektir. Başvuru ve redde mesnet markanın kapsamındaki mal veya hizmetlerin bire bir örtüşmesi bir diğer söyleyişle özdeş olması halinde ayniyet mevcuttur. Aynı tür kavramı ise, kural olarak aynı sınıfın aynı alt grubu içinde bulunmayı ifade eder. Davacı markası işaret olarak dayanak gösterilen markanın ayırt edilmeyecek kadar benzeri olduğu, mal ve hizmetlerinde aynı olduğu anlaşıldığından bu yönde verilen ve dava konusu YİDK kararının yerinde olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacının “…” ibaresi üzerinde gerçek hak sahipliği iddialarının … sayılı marka başvurusuna etkisi yönünden değerlendirme:
6769 sayılı SMK’nın “marka tescilinde nispi ret nedenleri”nin düzenlendiği 6. maddesinin 3. fıkrasında; “Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.” denilmektedir.
Somut davada, davacı tarafın “gerçek hak sahipliği” iddiası, önceki kullanımlarına dayanmaktadır. Davacının, “…” markası üzerinde önceye dayalı kullanımlarını/gerçek hak sahipliğini kanıtlar mahiyette delil olarak, gerek … numaralı marka başvurusunun işlem dosyasına gerekse huzurdaki dava dosyasına sunduğu belge ve deliller; davacının çekişme konusu “…” ibaresini 2019 yılının başlarından itibaren, Adana’da 14.11.2019-17.11.2019 tarihlerinde düzenlenmesi planlanan (ve sonra da gerçekleştirilen) güzellik, estetik, kişisel bakım ve kozmetik fuarıyla ilgili tanıtım faaliyetlerinde markasal hüviyette kullandığını ve bu fuarı düzenleyen firma olduğunu, netlikle tevsik etmektedir.
Yani, davacının “gerçek hak sahipliği” iddiası, üçüncü kişilerin yaptığı marka başvuruları veya edindikleri tescillere karşı ileri sürülebilecek itiraz ve/veya marka sahibine karşı hükümsüzlük gerekçeleri olup, davacının kendi başvurusuna ilişkin SMK m. 5/1-ç’den kaynaklanan tescil engelinin aşılmasını sağlamayacağından dava konusu başvuru açısından bir etkisi yoktur.
Bütün bu nedenlere, sonuç olarak, davacının “…” işareti/tanıtma vasıtası üzerinde gerçek hak sahipliği iddiasının, dava konusu edilen … sayılı marka başvurusunun tescili açısından bir etkisi olamayacağı kanaatine varılmıştır.
Davacının, redde mesnet markanın kötü niyetle tescil edildiği iddialarının … sayılı marka başvurusuna etkisi yönünden değerlendirme:
6769 sayılı SMK’nın “Marka” başlıklı birinci kitabının birinci kısmında 6. Maddede “Marka tescilinde nispi ret nedenleri” düzenlenmiştir. Bu maddenin 9. Bendinde; “Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” denilmektedir. Aynı kanunun yine birinci kitabının beşinci kısmında 25. Maddede; “Hükümsüzlük hâlleri ve hükümsüzlük talebi” başlığı altında, 1. Bentte; “5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.” denilmektedir. Yani, 6/9 maddesinde düzenlenen “kötü niyet hali”nin bir marka tescilinde bulunması halinde, tescilli bir markanın hükümsüzlüğüne karar verilebilmektedir.
Davalı TÜRKPATENT’in, idari kurum olarak öncelikli görevi, değerlendirme yapıldığı anda tescilli olan markalar gözetilerek ilgili mevzuat hükümlerine göre tescil edilmek istenen markaların değerlendirilmesinin yapılmasıdır. TÜRKPATENT’in bu değerlendirmeyi yaparkan kararın verildiği tarihteki durum, şartlar ve delillere göre somut olayı ele alması gerektiği, o tarihte koruması devam eden, henüz sicilden terkin edilmemiş bir markanın görmezden gelinmesinin hukuken mümkün değildir. Ancak ve sadece böyle bir marka (örneğin “kötü niyetli tescil” gerekçesi ile) hükümsüz kılındığı takdirde, davacının marka tescil talebinin, eski tarihli marka mevcut ve tescilli değilmiş gibi değerlendirilebileceği, davacının böyle bir hükümsüzlük davası açmadan ve o davayı sonuçlandırmadan yapmış olduğu marka başvurusunun ve “kötü niyet” iddalarının “mevsimsiz” olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacının marka tescil başvurusu, daha ilana çıkmadan 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesi uyarınca hükmü uyarınca resen reddedilmiştir. Kurum dışındaki diğer davalının başvuruya yönelik henüz bir itirazı ve bunun üzerine verilmiş bir karar bulunmamaktadır. Bu sebeple davalı …’e karşı açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1- Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 54,40 TL harçta düşümü ile 4,90 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalılar için AAÜT uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4- Davacın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5- Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.18/02/2021Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.