Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/174 E. 2021/50 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/174 Esas
KARAR NO : 2021/50

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 15/06/2020
KARAR TARİHİ : 02/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/02/2021
İDDİA:
Davacı vekili 15/06/2020 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarıyla, müvekkilinin TÜRKPATENT nezdinde … sayılı “… ÜNİVERSİTESİ+şekil” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun TÜRKPATENT resmi markalar bülteninde yayınlandığını; davalı şirketin … sayılı ve “…”, “… … koleji”, “… … … koleji”, “… … … koleji”, “… … … koleji”, “… … koleji …+şekil”, “… türk koleji … kil”, “… … … koleji … +şekil”, “… … koleji … …+şekil”, “… … koleji …+şekil”, “… … lisesi … …” ibareleri markalarını gerekçe göstererek yaptığı itirazın reddine karar verildiğini, bu ret kararına karşı davalı şirketin yeniden inceleme taleplerinin bu kez TÜRKPATENT … sayılı YİDK kararı ile nihai olarak kabul edilerek başvurunun reddedildiği, oysa müvekkilinin … Üniversitesi ibareli ve esas unsurlu markasına yaptığı yatırım, harcadığı emek ve sermaye ile ayırt edicilik kazandığını, bu sebeple markanın reddine karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu, ”…” ve “Türk” ibarelerinin tek başına ayırt ediciliği olmayan zayıf bir ibare olduğunu, bu sebeple kimsenin inhisarına bırakılmayacak bir ibare olduğunu, ayırt edici ek eklemek şartı ile herkes tarafından kullanılabilecek kamuya mal olmuş bir unsur olduğunu, karıştırılma olasılığı incelenmesinde, önceki tarihli markanın ayırt edici gücünün yüksekliği veya zayıflığı, incelemeyi doğrudan etkileyen unsurlardan biri olduğunu, davalı kurumun herkesin kullanıma açık bir ifadeyi, bir kişi veya kuruluşa tescil ederek, diğer kişi/ kuruluşların tescil başvurularını reddetmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, ayırt edici gücü zayıf olan ibarelerden oluşan ya da böyle ibareler içeren başvuruların, ayırt edilemeyecek kadar benzerlik tespitinde, karşılaştırmaya konu işaretlerin bütünsel olarak hemen hemen aynı olma hali seviyesinde bir benzerlik aranması gerektiğini, ayırt edici niteliği düşük ve tanımlayıcı ibareleri beraber içeren işaretlerin benzerlik değerlendirmesinde, işaretin bütünü üzerinden ayırt edilemeyecek kadar benzerlik incelemesi yapılacağını, bu durumda da müvekkili şirketin iş bu davaya konu markasında kendine has bir logo içermekte olduğunu, bu nedenle tescilinin gerektiğini, kaldı ki, ”Türk” ve “…” kelime unsurlarının farklı firmalar tarafından da sıklıkla tercih edilen kelimeler olduğunu, ayrıca kamuoyunda “…” veya “Türk” ibaresini taşıyan olarak birden çok kuruluşa ait eğitim kurumu bulunduğunu, dolayısı ile redde mesnet gösterilen markanın tek başına marka niteliğine haiz olmayan bir ibare olduğunu, dolayısı ile müvekkili markasının reddine karar verilmesinin, haksız ve hukuka aykırı olduğunun, zayıf markanın korumasının daha düşük seviye olacağı için müvekkilinin marka başvurusunun da tescil edilmesinin gerektiğini, markalar arasında SMK’nın 6. maddesi kapsamında reddini gerektirebilecek herhangi bir gerekçe bulunmadığını, müvekkilinin herhangi bir benzerlik yaratmaya çalışmadığını, her ibarenin kendine özgü bir ayırt edici niteliğe ait olduğunu, tarafların müşteri kitlesinin birbirinden tamamen farklı olduğunu, müvekkilinin lisans eğitimi sektöründe, davalının ise ilk ve orta öğretim hizmeti veren bir kuruluş olduğunu, bu nedenle tüketiciler tarafından karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, müvekkilinin markasının bir bütün olarak değerlendirildiğinde, karşı tarafın markası arasında herhangi bir ayniyet ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzerlik bulunmadığını, markaların görsel, işitsel ve anlamsal olarak herhangi bir benzerlik veya ayniyet bulunmadığı gibi, markaların kullanıldığı emtia/hizmetler dikkate alındığında, SMK anlamında iltibas bulunmadığını, markanın bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, parçalara ayrılarak benzerlik yaratılamayacağını, markanın hitap ettiği tüketici kitlesinin belli bir algı ve ilgiye sahip kişiler olduğunu, dolayısı ile salt aynı sınıfta yer almasının tüketiciler nezdinde, markaların karıştırılmasına neden olmayacağını, tüketicilerin markanın hangi sınıfta tescilli olduğunu değil, markanın kullanıldığı emtia ve hizmetleri dikkate alacağını belirterek, … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı kararının iptale karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle;SMK 6/1 anlamında bir tescil engelinden bahsedebilmek için markaların benzer olması, kapsadıkları mal/hizmetlerin aynı/benzer olması ve iltibas koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerektiğini, halk tarafından ilişkilendirme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılma ihtimali varsa benzerliğin söylenebileceğini, iltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında ilgili mal ve hizmetlerin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özenin esas alındığını ve benzer olup olmadığının markanın bütünü itibariyle nazara alınması gerektiğini, davacı markası ile redde konu markaların genel görünümlerinin ve bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin oldukça benzer olduğunu ve ortalama tüketicilerin yanılgıya düşebileceğini, ortalama tüketicinin hafızasında kalan kısmın “… Türk Koleji – … Türk Üniversitesi” gibi aralarında organik bağ olduğu düşüncesinin oluşabileceği, tüketicilerin taraf markalarının farklı markalar olsa dahi, anılan markaların kaynağı konusunda yanılgıya kapılabileceklerinin düşünülebileceğini, taraf markalarının 41. sınıfta aynı/benzer eğitim ve öğretim hizmetlerini kapsadığını, bu nedenle SMK 6/1-b maddesi uyarınca iltibas ihtimalinin doğacağının açık olduğunu, yine YİDK kararında da başvuru markasının kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin “… Türk Koleji” esas unsurlu markaları altında … yılından bu yana eğitim ve öğretim sektöründe faaliyet yürüttüğünü, faaliyetleri kapsamına yurtiçi ve dışında tanınırlığının yüksek olduğunu, Milli Eğitim Bakanlığı 14.10…. ve 18.04.1953 tarihli kuruluş ve başvuru belgelerinden de görüleceği üzere “… Türk Koleji” ibaresini …’den beri kullandığını, kullanım ispatı delil sunma formu ile kullanıma ilişkin belgelerin de sunulduğunu, davacının tanınırlığını iddia ettiği markaların dava konusu marka başvurusu ile benzerliği veya ilgisinin olmadığını, başvuruya konu marka ile müvekkili markalarının benzer olup iltibas yaratacak nitelikte olduğunu, tüketici nezdinde taşıdığı en büyük risklerden birinin de marka başvurusunun müvekkilinin seri markalarından sanılması olduğunu, bu durumun müvekkilini maddi ve manevi zarara uğratacağını ve davacının müvekkiline ait marka tanınırlığını kullanarak haksız kazanç sağlamasına yol açacağını, davaya konu markanın esas unsurunun müvekkilinin mesnet markalarında olduğu gibi Türk Koleji olduğundan tüketicinin dava konusu markayı gördüğünde aklına müvekkiline ait markaların geleceğini, aralarında organik bağ olduğunu düşüneceğini, tüketicilerin markalar farklı olsa bile kaynağın aynı olduğu konusunda yanılgıya düşeceğini, markaların aynı, benzer ve ilişkili türden mal ve hizmet bulunduğunu, bu durumun iltibasa yol açacağını, davacının bu marka başvurusunu müvekkilinin markalarından habersiz şekilde tesadüfen yapamayacağından SMK 6/9. Madde kapsamında kötü niyetli başvuru olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Mahkememizce tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, davaya konu TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararı ile davacıya ait … kod nolu marka başvuru dosyası ve davalı şirkete ait marka tescil belgeleri getirtilmiş, taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, Türk Patent YİDK’nun … sayılı kararının iptali ile marka başvurusunun tescili istemine ilişkindir. YİDK kararının davacı başvuru sahibine 26/03/2020 tarihinde tebliğ edildiği, 7226 sayılı Kanun ile pandemi dolayısıyla uzayan süreler dikkate alındığında 15/06/2020 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Davada uyuşmazlığın özü, davacı şirkete ait … sayılı ve “… ÜNİVERSİTESİ+şekil” ibareli başvurusu yönünden SMK’nin 6/1, 6/9 hükümleri çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre … sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davacının 28/02/2019 tarihinde “… ÜNİVERSİTESİ+şekil” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı …’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 41.sınıftaki bir kısım emtiaların yer aldığı, başvurunun Resmi Marka Bülteninde ilan edildiği, ilana davalı şirketin … sayılı ve “…”, “… … koleji”, “… … … koleji”, “… … … koleji”, “… … … koleji”, “… … koleji …+şekil”, “… türk koleji … kil”, “… … … koleji … +şekil”, “… … koleji … …+şekil”, “… … koleji …+şekil”, “… … lisesi … …” ibareli markaları ile benzerlik arz ettiğinden itirazda bulunduğu, itirazın Markalar Dairesince reddi üzerine, yeniden inceleme isteminin YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak kabulüne karar verilerek başvurunun reddine karar verildiği, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 07/12/2020 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; ” Davaya konu davacıya ait marka başvurusu ile davalıya ait …. tescil numaralı markaların 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi bağlamında benzer olduğu, davacıya ait marka başvurusunda bulunan 41. Sınıftaki emtiaların davalıya ait … tescil numaralı markalarda aynen/ilişkili olarak bulunduğu, davaya konu marka başvurusu ile davacıya ait … tescil numaralı markaların benzerliği ve hedef tüketicinin genele hitap etmesi karşısında iltibas ihtimalinin bulunduğu, kötüniyet konusunda takdir yetkisinin Sayın Mahkeme’ye ait olduğu” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun “… ÜNİVERSİTESİ+şekil” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 41.sınıftaki “41 Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet rezervasyonu ve bilet sağlama hizmetleri dahil). Dergi, kitap, gazete vb. gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri” mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise “…”, “… … koleji”, “… … … koleji”, “… … … koleji”, “… … … koleji”, “… … koleji …+şekil”, “… türk koleji … kil”, “… … … koleji … +şekil”, “… … koleji … …+şekil”, “… … koleji …+şekil”, “… … lisesi … …” ibaresinden meydana geldiği 14, 16, 18, 20, 21, 24, 25, 26, 35, 39, 41, 43, 44,sınıflardaki mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, başvuru kapsamındaki çekişmeli 41.sınıftaki malların ve hizmetlerin, itiraza dayanak markaların kapsamındaki mal ve hizmetlerle aynı/benzer oldukları tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “… ÜNİVERSİTESİ+şekil” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı “…”, “… … koleji”, “… … … koleji”, “… … … koleji”, “… … … koleji”, “… … koleji …+şekil”, “… türk koleji … kil”, “… … … koleji … +şekil”, “… … koleji … …+şekil”, “… … koleji …+şekil”, “… … lisesi … …” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Görsel Benzerlik Alanında Değerlendirme
Dava konusu marka başvurusu, siyah zemin üzerine üstte iç içe geçmiş üç adet ay yıldız şekil ve altta büyük harf ve puntolarla yazılmış “…” ve altında daha küçük puntolarla yazılmış “ÜNİVERSİTESİ” ibaresinden oluşan kompozisyon bir markadır. Markada bulunan şekil unsuru, bayrağımızda da bulunması dolayısıyla ülkemizde yaygın olarak kullanılan ay yıldız şeklidir. Dolayısıyla markasal imajı esas olarak üzerinde toplayan kısım “… ÜNİVERSİTESİ” dir. Öte yandan davaya konu davalı markalar incelendiğinde; … sayılı ve “…” ibareli marka ile … sayılı ve “… … KOLEJİ” ibareli markaların herhangi bir şekil yahut renk unsuru içermeyen kelime markaları olduğu, markalarda başkaca bir unsuru bulunmaması karşısında esaslı unsurlarının bu ibareler olduğu kanaatine varılmıştır. Davalı muterize ait sair markalar ise “…” şekil unsurunun yanında “… KOLEJİ”, “… … KOLEJİ”, “… … KOLEJİ”, “… … KOLEJİ” gibi sair kelime unsurlarından oluştuğu görülmektedir. Markalarda bulunan “…” ibaresi davalının … sayılı markası hariç tüm markalarında bulunmakta olup çatı marka algısı yaratmaktadır. Bu doğrultuda markalarda öne çıkan unsurun kelime unsurları anlaşılmıştır. Tüm bu kapsamda somut uyuşmazlık görsel olarak ele alındığında; davalıya ait … tescil numaralı markalarda esaslı unsurun “… … KOLEJİ” olması, davaya konu davacı başvurusunun esaslı unsurunun “… ÜNİVERSİTESİ” olması, markada bulunan “Kolej”, “Türk” ve “Üniversite” ibarelerinin düşük ayırt ediciliğinin bulunması karşısında sair unsurların bir bütün olarak ele alınması gerekliliği değerlendirildiğinde markaların görsel olarak benzer olduğu kanaatine varılmıştır.
İşitsel Benzerlik Alanında Değerlendirme
Taraf markaları işitsel olarak karşılaştırıldığında markalarda bulunan “… TÜRK” kısmının ortak olması, markaların başlangıç seslerinin ve sonrasında gelen “TÜRK” ibaresinin aynı olması, markaların sonunda bulunan “KOLEJ/ÜNİVERSİTE” farkının markaları sesçil olarak ayırt edilmesinde yeterli olmadığı ve markaların sesçil olarak benzer oldukları düşünülmektedir.
Anlamsal Benzerlik Alanında Değerlendirme
Davalıya ait … tescil numaralı markaların esaslı unsurlarının “… … KOLEJİ” olduğu görülmektedir. Bu ibarenin … ilinde bulunan özel bir kolej olarak anlaşılacağı kanaatine varılmıştır. Davaya konu marka başvurusu ise … ilinde bulunan özel bir üniversite olarak anlaşılacaktır. Tüm bu kapsamda taraf markalarının anlamsal olarak benzerliğinden söz edilemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Genel değerlendirme açısından, söz konusu markaların görsel, fonetik (işitsel) veya kavramsal yönleri her zaman aynı öneme sahip değildir ve markaların piyasada bulunabilecekleri nesnel koşulların incelenmesi yerindedir. Bu çerçevede, önceki markanın tercih edilmesinin arkasında yatan fikir de göz önüne alınmalıdır. Aynı düşünce sonraki markanın seçilmesi için de etkili olabilir ve bu durum vurgunun ya da baskın unsurun görsel veya işitsel öğelerden birinde hatta bir sözcüğün tek bir hece veya harf grubunda ortaya çıkmasını sağlayabilir. Sonuç olarak, görsel ve sesçil olarak benzer olması, ilgili tüketicilerin psikolojik olarak farklılığı gösteren noktalara değil benzerliği sergileyen noktalara dikkatlerini yoğunlaştırması, farklılığın marka konusu hizmetleri tanımlayan ayırt ediciliği düşük “KOLEJ”, “ÜNİVERSİTE” kelimelerinden kaynaklanması karşısında markaların bütünsel olarak benzer olduğu kanaatine varılmıştır.
Somut olayda, davalı şirket tarafından yapılan marka başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamakla ve markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şirketin kötü niyetli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1- Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL karar harcının davalılardan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar için 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4- Davacın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/02/2021
Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.