Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/164 E. 2021/44 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/164
KARAR NO : 2021/44

DAVA : TÜRKPATENT YİDK Marka Kararı İptali, Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 02/06/2020
KARAR TARİHİ : 02/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/02/2021
İDDİA:
Davacı vekili 02.06.2020 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin “DOĞA” esas ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalı şirketin, bu marka ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “… … DOĞA … … OKULLARI+şekil” unsurlu ibareyi marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine, dava dışı şahıs tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, itirazın kabul edilerek başvuru kapsamından 41.sınıftaki hizmetlerin çıkartıldığını, müvekkili şirket tarafından yapılan itirazın yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddine karar verildiğini, oysa müvekkili şirketin eğitim alanında ulusal ve uluslararası başarıları olduğunu, müvekkili şirkete ait “DOĞA” ibareli markanın başta eğitim sektörü olmak üzere birçok alanda faaliyet gösteren ve toplum tarafından bilinen bir marka olduğunu, müvekkili şirketin TürkPatent nezdinde T/02430 sayılı “DOĞA” ibareli tanınmış markasının bulunduğunu, dava konusu marka ile müvekkili şirkete ait markaların ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, markalar arasında görsel benzerlik bulunduğunu, davalı markasının müvekkili şirkete ait markaların serisi şeklinde algılanacağını, davalı markasında göze çarpan unsurun “DOĞA” ibaresi olduğunu, “… …” ibaresinin oldukça küçük olarak yer aldığını, markanın ayırıcı unsurunun “DOĞA” ibaresi olduğunu, “DOĞA” ibaresinin gerek markanın başında yer alması gerekse diğer ibarelerden farklı olarak yeşil renkte yazılmış olması nedeniyle ön planda olmasının sağlandığını, tescil edileceği hizmetler bakımından “DOĞA” ibaresinin tanımlayıcı olmadığını, ayırt ediciliği yüksek bir ibare olduğunu, taraf markaları arasında karıştırılma ihtimali olduğunu, davalı markasındaki “… OKULLARI” ibaresinin markayı müvekkili şirket markasına yakınlaştırdığını, “DOĞA” ibaresinin “… OKULLARI” ibaresi ile birlikte kullanılmasının müvekkili şirket markalarını akıllara getireceğini, “DOĞA” ibaresinin tek başına yer almadığı, dava konusu dışında başkaca markalar ile ilgili açılmış ve müvekkili şirket lehine sonuçlanmış emsal kararlar bulunduğunu, davalı markasının müvekkili şirket markaları ile aynı/benzer mal ve hizmetlerde tescilli olduğunu, taraf markalarının gerek benzerliği gerekse sınıfsal benzerliği sebebiyle iltibas ihtimalinin kabul edilmesi gerektiğini, davalının müvekkili şirkete ait marka ile iltibas yaratacak bir markayı seçmesinin kötü niyetli olduğunu, Yargıtay tarafından tanınmış marka ile benzer marka olması durumunda kötü niyetin asıl olduğunun kabul edildiğini belirterek, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun … sayılı kararın iptali ile dava konusu … sayı ile tescil başvurusu yapılan “… … DOĞA … … OKULLARI+şekil” ibareli markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; taraf markaları arasında tüketiciler nezdinde görsel, işitsel, kavramsal düzeyde ilişkilendirilme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzerlik bulunmadığını, markalarda benzer olan “DOĞA” ibaresinin ayırt ediciliğinin yüksek olmadığını, davalı başvurusundaki kullanımın “doğa … … okulları” şeklinde olması ve taraf markalarının birbirinden farklı olarak algılanması sebebiyle ilişkilendirme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırma ihtimaline yol açabilecek derecede benzer olmadıklarını YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin … sayılı markadan 02/07/2020 tarihinde vazgeçtiğini, bu sebeple davanın konusuz kaldığını beyan etmiş, ayrıca davayı kabul ettiklerini, davanın konusuz kalması sebebiyle bu yönde işlem yapılmasını talep etmiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, TÜRKPATENT’den davalı şirkete ait … sayılı marka başvurusu işlem dosyası ile itiraza dayanak marka tescil belgesi getirtilmiş, sunulan deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ve tescili halinde davalı şirkete ait … sayılı “… … DOĞA … … OKULLARI+şekil” unsurlu markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 23.03.2020 tarihinde tebliğ edildiği, 7226 sayılı kanunla pandemi nedeniyle uzatılan süreler dikkate alındığında 02.06.2020 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Davada uyuşmazlığın özü, davacıya ait “DOĞA” esas ibareli markalarının, davalı şirketin … sayılı ve “… … DOĞA … … OKULLARI+şekil” ibareli başvurusu yönünden SMK’nın 6/1, 6/5 hükümleri çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre … sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davalı şirketin 27/08/2018 tarihinde “… … DOĞA … … OKULLARI+şekil” unsuru içeren başvurusunun marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 35, 41, 43.sınıftaki bir kısım emtiaların yer aldığı, başvurunun Resmi Marka Bülteninde ilan edildiği, dava dışı şahıs tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, itirazın kabul edilerek başvuru kapsamından 41.sınıftaki hizmetlerin çıkartıldığını, ilana davacının …. sayılı ve …. ibareli markalar ile benzerlik arz ettiğinden ve tanınmışlık iddiasıyla itirazda bulunduğu, itirazın Markalar Dairesince reddine karar verildiği, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak YİDK tarafından reddine karar verildiğini, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 20.11.2020 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “Dava konusu marka kapsamında yer alan emtiaların davacı markalarında yer alan mal ve hizmetler ile aynı/aynı tür/benzer olduğu, Davacıya ait markalar ile dava konusu markanın görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olduğu ve dava konusu markanın davalı markaları ile karıştırılma ihtimali bulunduğu, Davacıya ait marka tanınmış marka olmakla birlikte, davalıya ait markanın davacı markasının tanınmışlığı gerekçesi ile haksız yarar sağlayacağı, davacı markasının itibarına zarar verilmesi veya davacı markasının ayırt edici karakterinin zedelenmesine sebebiyet vereceğine dair bir kanaat oluşmadığı” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun “… … DOĞA … … OKULLARI+şekil” ibaresinden oluştuğu, kapsamında dava konusunu oluşturan başvuru kapsamında kalan 35, 43.sınıftaki “35. sınıf: Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Bilim, denizcilik, topoğrafya, meteoroloji, sanayide ve laboratuvarda kullanım amaçlı olanlar dahil ölçme aletleri, cihazları: tıbbi amaçlı olmayan termometreler, barometreler, ampermetreler, voltmetreler, nem ölçerler, test cihazları, teleskoplar, periskoplar, pusulalar; taşıt göstergeleri; laboratuvarlarda kullanılan malzemeler: mikroskoplar, büyüteçler, dürbünler, deney malzeme ve cihazları.Ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar: kameralar, fotoğraf makineleri, televizyonlar, videolar, cd-dvd kayıt ve oynatıcı cihazlar, mp3 çalar, bilgisayarlar, masa üstü-tablet bilgisayarlar, giyilebilir teknolojik cihazlar (akıllı saatler, bileklikler, başa takılan cihazlar), mikrofonlar, hoparlörler, kulaklıklar; haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları: cep telefonları ve bunların kılıfları, sabit telefonlar, telefon santralleri, bilgisayar yazıcıları, tarayıcılar, fotokopi makineleri.Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri.Antenler, uydu antenler, yükselticiler ve bunların parçaları.Bilet otomatları, nakit para çekme makineleri.Makine ve cihazların elektroniğinde kullanılan elemanlar: yarı iletkenler, elektronik devreler, entegreler, yongalar (çipler), diyotlar, transistörler, manyetik kafalar, saptırıcılar; elektronik kilitler, fotoseller, elektronik açma kapama mekanizmaları, algılayıcılar (sensörler).Birim zamandaki tüketim miktarını ölçen sayaçlar ve zaman ayarlayıcıları.Koruyucu giysiler, koruma ve can kurtarma amaçlı donanımlar.Gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları. Elektrik enerjisini iletim, dönüştürme, depolama kontrol cihazları ve araçları: fişler, buatlar, anahtarlar, şalterler, sigortalar, balastlar, starterler, elektrik panoları, rezistanslar, soketler, transformatörler, adaptörler, şarj cihazları, elektrik, elektronikte kullanılan kablolar, piller, aküler, elektrik enerjisi üretimi için güneş panelleri.Ana fonksiyonu uyarı ve alarm olan cihazlar (taşıt alarmları hariç), elektrikli ziller.Trafikte kullanım amaçlı sinyalizasyon, işaretle bildirme cihazları ve araçları.Yangın söndürme amaçlı taşıtlar dahil yangın söndürme aletleri ve cihazları (yangın söndürme hortumları ve yangın söndürme vanaları dahil).Radarlar, denizaltı radarları (sonarlar), gece görüşü sağlayıcı veya arttırıcı aletler ve cihazlar.Dekoratif mıknatıslar.Metronomlar.Kağıt, karton (mukavva); kağıt veya karton malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri, karton kutular; kağıttan yapılmış tek seferlik kullanıma mahsus ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç): kağıt havlular, tuvalet kağıtları, kağıt peçeteler.Plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri.Matbaa ve ciltleme malzemeleri.Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler, gazeteler, faturalar, irsaliyeler, gelir makbuzları, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar.Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları.Büro makineleri.Badana ve boya işleri için fırçalar ve rulolar.Oyunlar ve oyuncaklar. Salonda oynanan oyunlar; harici ekran ya da monitör ile bağlanıp oynanabilen oyunlar için aletler, makineler ve cihazlar (jetonla çalışanlar dahil). Hayvanlar için oyuncaklar.Çocuk bahçeleri, parklar ve oyun parkları için oyuncaklar.Bu sınıfa dahil jimn astik ve spor aletleri; olta takımları, yapay balık yemleri, avcılık ve balıkçılık için tuzaklar.Suni yılbaşı ağaçları ve bunlar için süsler, suni karlar, çıngıraklar, parti ve benzeri eğlenceler için malzemeler, kağıttan parti şapkaları. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)43. sınıf: Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri.” mal ve hizmetlerinin bulunduğu, itiraza dayanak markanın ise…ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 01 ile 45.sınıflar arasındaki tüm mal ve hizmetlerin yer aldığı gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, dava konusu başvuru kapsamındaki çekişmeli 35, 43.sınıftaki mal ve hizmetlerin itiraza dayanak markaların kapsamındaki mal ve hizmetlerle aynı/aynı tür/benzer oldukları tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “… … DOĞA … … OKULLARI+şekil” unsurundan oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı “doğa ilköğretim okulu şekil”, … ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Dava konusu marka, kelime ve şekil unsuru barındıran karma bir markadır. Alt alta gelecek şekilde “DOĞA”, “…” ve “… OKULLARI” kelimelerini barındırmaktadır. Aynı zamanda bu kelime grubunun yanında, “DOĞA … … OKULLARI” kelime öbeğine nazaran çok daha küçük boyutta yazılmış, bir kare içinde yer alan “… …” ibaresi bulunmaktadır. Markada yer alan kelime unsurları, çok çeşitli renk unsuru ile oluşturulmuş olup, DOĞA kelimesi yeşil, … kelimesi mavi ve … OKULLARI kelimesi sarı-turuncu renk ile yazılmıştır. … … ibaresinin tüm harfleri farklı renk ile oluşturulmuştur. Kelime grubunun arka fonunda ise yine renk unsurları ve ağaç dalından bir kesit yer almaktadır. Kelimeler yazıldığı gibi okunmakta ve telaffuz edilmektedir.
Dava konusu markayı oluşturan kelimeler, bir bütün halde anlamı olan kelimeler olmayıp, ayrı ayrı kelimelerin anlamını incelediğinde, “DOĞA” kelimesi Türk Dil Kurumu nezdinde “Kendi kuralları çerçevesinde sürekli gelişen, değişen canlı ve cansız varlıkların hepsi, tabiat, natür. İnsan eliyle büyük değişikliğe uğramamış, doğal yapısını koruyan çevre, tabiat. İnsan eliyle büyük değişikliğe uğramamış, doğal yapısını koruyan çevre, tabiat.” Anlamına gelmektedir. “KAŞİF” ibaresi ise “Var olan ancak bilinmeyen bir şeyi bulan, ortaya çıkaran kimse, bulucu.” anlamını haizdir. “DOĞA …” ibaresi, bir bütün olarak tanımı bulunan bir ibare olmamakla birlikte, kelimelerin ayrı ayrı anlamlarında yola çıkıldığında “TABİATI KEŞFEDEN, ORTAYA ÇIKARAN” olarak yorumlanması mümkündür. “… OKULLARI” ise anlam olarak, “Çocuk ve gençlerin belirli spor etkinliklerinde eğitilmelerinin ve iyi vakit geçirmelerinin sağlandığı yer.” anlamı taşımaktadır. “… OKULLARI” ibaresi, taraf markalarında yer alan 35 ve 43. sınıf emtialar için tanımlayıcı olmamakla birlikte, ayırt edici niteliği bulunmayan bir ibaredir. Dava konusu markayı gören bir tüketicinin, ibarede marka algısı yaratan kısmın “… OKULLARI” ibaresi olduğunu düşünmesi ihtimali bulunmamaktadır.
Davacıya ait gerekçe markaları incelediğinde ise, markaların bir kısmının siyah renk ile yazılmış herhangi bir şekil unsuru içermeyen kelime markası, bir kısmının ise kelime ve şekil unsurunu birlikte içeren karma markalar olduğu tespit edilmiştir. Davacıya ait kelime markalarında yer alan “HOLDING”, “TEAM”, “TÜRKİYE”, “MEKTEPLERİ”, “KOLEJLERİ” ibareleri, her ne kadar “DOĞA” ibaresi ile aynı boyutta, aynı hizada yazılmış olsa da, taşıdıkları anlam itibariyle, tüketiciler nezdinde marka algısı yaratmaya yetmemekte ve sunulan ürünü/hizmeti tanımlamaya hizmet etmekte olup marka vasfı bulunmamaktadır. Davacının şekil ve kelime unsurunu barındıran karma nitelikli markaları ise, genel olarak yeşil renk ile oluşturulmuş, üst kısımda dalları olan bir ağaç bulunmaktadır. Ağacın alt kısmı kalem olarak tasarlanmıştır. Ağacın altında ise DOĞA kelimesi ve DOĞA kelimesinden çok küçük boyutta yazılmış ve tanımlayıcı olarak nitelendirilmesi mümkün “KOLEJLERİ”, “SCHOOLS”, “COLLEGE” gibi kelimelerin bulunduğu görülmektedir. Davalının gerekçe markalarının esas unsurunun “DOĞA” ibaresi olduğu kanaatine varılmıştır.
Bunun yanı sıra değinilmesi gereken bir diğer husus da hedef tüketici kitlesidir. Tüketici kitlesi, her bir mal ve hizmet türü için ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Markalar arasındaki karıştırılma ihtimalinin tespitinde kural olarak ortalama tüketiciler dikkate alınacak olup; doktrinde kabul edilen kritere göre malın hitap ettiği makul düzeyde bilgi ve dikkate sahip tüketicilerin tamamının ya da büyük bir bölümünün karışıklık yaşaması değil, bu tüketicilerin bir kısmının karışıklık yaşama ihtimali bulunması, benzerlik ve iltibas bulunduğunun kabulü için yeterli bulunmaktadır. Yukarıdaki hususlar dâhilinde somut uyuşmazlığa bakıldığında taraf markalarının ortak oldukları mal ve hizmetlerin çok çeşitli hizmetlerden oluştuğu, hemen her yaştan ve kesimden tüketiciye hitap eden hizmetler bulunduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle, ilgili tüketicinin makul düzeyde bilgiye ve dikkate sahip olduğu düşünülmektedir.
İltibas değerlendirilmesinde markaların bir bütün olarak bıraktıkları izlenimin dikkate alınması gerekmekte ve kelime markalarının parçalara ve hecelere bölünmek suretiyle değerlendirilmesi mümkün değil ise de, dava konusu ibare türetme kelime markası niteliğinde olduğundan, yapılacak değerlendirmede bu ibarenin üzerinde kullanıldıkları emtianın tüketicileri nezdindeki algılamaya esas olan markanın baskın karakteri de dikkate alınmalıdır. Bu durumda “DOĞA” ibaresinin, uyuşmazlık konusu markaların ortalama tüketiciler bakımından ilişkilendirme ihtimalini de kapsayacak şekilde aynı firmaya ait seri markalar olduğu ya da farklı firmalara ait markalar olmakla birlikte işletmeler arasında idari ya da ekonomik bağlantı bulunduğu ihtimali suretiyle iltibas tehlikesine yol açacaktır.
Sonuç olarak, dava konusu marka bir bütün olarak “DOĞA … … OKULLARI” ibaresinden oluşurken, davacıya ait markaların ise “DOĞA” esas unsurundan oluşması nedeniyle, taraf markaları arasında ayniyet veya ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunmamakla birlikte, “DOĞA” ibaresini ortak olarak içermeleri karşısında taraflara ait markaların görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olduğunun kabulü gerekmektedir.
Taraf markaları benzer olarak, özellikle DOĞA kelimesini yeşil renk ile oluşturulmuş ve DOĞA kelimesinin üst kısmında olacak şekilde yine yeşil renk ile ağaç yapraklarına yer verilmiştir. Bu husus taraf markaları arasındaki iltibas ihtimalini artırmıştır. “DOĞA …” ibaresi, bir tamlama şeklinde oluşturulmuşsa da, esasen marka içindeki konumlandırılışları ve “… OKULLARI” tamlamasında kelimelerin ikisi de aynı renk ile oluşturulmuş ve birlikte telaffuz edilmeleri sağlanmışsa da, aynı husus “DOĞA …” ibaresi için geçerli değildir. Zira DOĞA ve … ibaresi aynı satırda yazılmadığı gibi, aynı renk ile de oluşturulmamıştır. Bununla birlikte, “…” kelimesinin sonundaki “İ” harfi, fark edilmeyecek derecede küçük yazılmıştır. Bu nedenle, DOĞA ve … kelimelerinin bir tamlamadan ziyade, ayrı kelimeler olduğu hususu algısı oluşmaktadır. Dava konusu markaya gören bir tüketicinin “DOĞA” kelimesini marka olarak algılaması kaçınılmazdır. Başvuruda yer alan gerek şekil gerekse “… … OKULLARI” ve “… …” ibaresinin, işitsel, görsel, kavramsal ve ortalama tüketicide bırakacağı genel algı itibariyle davacıya ait gerekçe markalardan ayırt etmeye yetmediği, zira ortalama tüketicinin genel izleniminde yer edecek olan ibarenin başvuru ve gerekçe markalarda “DOĞA” ibaresi olarak ortaya çıktığı, her iki taraf markalarında da şekil olarak yeşil renkli yaprakların kullanılması ve bu şeklin markaların üst kısmında konumlandırılması, DOĞA kelimesinin aynı şekilde yeşil renk ile oluşturulması nedeniyle markaların birbiri ile karıştırılma ihtimalinin arttığı, var olan farklılıkların ortalama tüketici veya yararlanıcıların büyük çoğunluğu tarafından ilk bakışta veya yararlanma süresi içerisinde algılanmasının mümkün bulunmadığı, davalı başvurusunun davacının tescilli seri markaları arasına sızmış bulunduğu, bu hâlin öteden beri kullanılan davacı markalarının tüketiciler nazarında tesis ettiği imajın transferi sonucunu doğuracağı,  tüketicinin taraf markalarını aynı/aynı tür ya da benzer ürünler üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, farklı marka ile karşı karşıya olduklarını anlayabilmelerinin mümkün olmaması, taraf markalarının birbiri ile ilişkilendirme ihtimalinin bulunması nedeniyle, somut olay bakımından markaların ilişkilendirilmesi ihtimaline dayalı olan nispi tescil engeline ilişkin şartların oluştuğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut davada davacı “DOĞA KOLEJİ” markasının tanınmış marka olarak tescil edildiğini beyan etmiş olup, bu kapsamda yapılan araştırmada, “doğa koleji+şekil” ibaresi için T/02430 sayı ile 25.08.2014 tarihinde tanınmış marka başvurusu yapıldığı, başvurunun kabul edildiği, fakat başvurunun henüz tescil edilmediği görülmüştür.
Yukarıda yer alan kriterler göz önünde bulundurularak, davacı şirkete ait “doğa koleji+şekil” ibareli markanın tanınmış olduğu iddiasına dayalı sunulmuş olan deliller incelenmiştir. Sunulan delillerden, söz konusu markanın “eğitim” sektöründe aktif olarak kullanılmakta olduğu, reklam ve tanıtım faaliyetlerinde bulunulduğu ve anılan sektörde tanınmış olduğu anlaşılmıştır.
Sonuç olarak davacı tarafça gerekçe olarak gösterilen marka tanınmış marka olmakla birlikte, taraf markaları kapsamında farklı mal ve hizmet bulunmadığı, ayrıca davalıya ait markanın, davacıya ait markaların ayırt edicilik karakterine ve itibarına zarar vermesi ve tanınmışlığından haksız yarar sağlanması ihtimallerinin somut olay bakımından mevcut olmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın kısmen kabulüne, TÜRKPATENT YİDK’nin … sayılı kararının iptaline, davalı … … Ltd. Şti öninceleme duruşması yapılmadan önce 06.10.2020 tarihli dilekçe ile davayı kabul ettiğini belirttiğinden dava konusu olan … sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE,
2-TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptaline,
3-Davalı … … Ltd. Şti öninceleme duruşması yapılmadan önce 06.10.2020 tarihli dilekçe ile davayı kabul ettiğini belirttiğinden dava konusu olan … sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
4-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 54,40 TL harçta düşümü ile 4,90 TL bakiye harcın davalılardan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı vekili için 5.900,00-TL (Davalı … … Ltd. Şti yönünden ön inceleme zaptı imzalanmadan davayı kabul ettiğinden A.A.Ü.T 6. Madde uyarınca maktu vekalet ücretinin yarısı olan 2.950,00 TL den davalı Türkpatent ile birlikte sorumlu olmak üzere) vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 2.048,60 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.02/02/2021
Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.

Davacı Masraf Dökümü:
İlk Masraf 116,60.-TL
Posta Masrafı 132,00.-TL
Bilirkişi Masrafı 1.800,00.-TL
Toplam 2.048,60.-TL