Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/103 E. 2021/375 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/103 Esas – 2021/375
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/103
KARAR NO : 2021/375

DAVA : Endüstriyel Tasarım (Maddi Tazminat İstemli)
KARŞI DAVA :Endüstriyel Tasarım (Tasarımın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 17/03/2020
KARAR TARİHİ : 04/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/11/2021
DAVA:
Davacı- karşı davalı vekili 17/03/2020 harç tarihli asıl dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkilinin yıllardır mobilya tasarım, imalatı ve satışı alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin tasarım haklarını 554 sayılı KHK’den başlayarak tescil ettirdiklerini, … sayı ile tescilli tasarımlardan 25.01 ve 25.02’deki masa tasarımlarının da tescilli olduğunu, ancak bazı kötüniyetli kişilerin müvekkilinin tasarımlarına tecavüz ettiklerini öğrendiklerini, bu sebeple davalı aleyhine İstanbul 2. FSHHM’nin … Değişik İş sayılı dosyası ile http://www…..sitesindeki ürün hakkında bilirkişi incelemesi yaptırdıklarını ve tecavüzün tespit edildiğini, tarafların arabuluculuk görüşmelerinde sonuç alamadıklarını, bunun üzerine huzurdaki davayı açtıklarını ve tecavüzün kaldırılması ile SMK 150, 151/1 ve 151/2-a uyarınca fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL maddi tazminat ile 10.000 TL manevi tazminat talep ettiklerini, mahkemeden öncelikle teminatsız aksi kanaatte ise uygun görünecek bir bedel karşılığında tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini belirterek ürünlere el konulması ile bildirilen web sitesinde yapılan satışın önlenmesi amacıyla satışın önlenmesine yönelik tedbir kararı verilmesini, tasarım tecavüzüne karar verilmesi durumunda ürünlerin imhasını, şimdilik 1.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminatın tespit tarihi olan 11/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte davalıdan tahsilini ve Değişik İş dosyasındaki masraflarını da talep ve dava etmiş, 08/10/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 10.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP ve KARŞI DAVA:
Davalı- karşı davacı vekilinin cevap dilekçesi ve karşı dava dilekçesindeki beyanları ile özetle; davalı taraf asıl dava kapsamındaki savunmasında özetle davacının davasına mesnet gösterdiği …-25 sayılı tasarım ile müvekkiline ait tasarımın fotoğraflardan karşılaştırılmasının mümkün olmadığını, ürünlerin bir araya getirilip değerlendirilmesi gerektiğini, taraf tasarımları arasında görsel ve teknik anlamda benzerlik bulunmadığını, dikdörtgen yapı masa tablalarının standart olduğunu ve ürünlerin masa ayaklarının birbirinden farklı olduğunu, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin karşılığının hesaplanabilir olmayıp farazi iddialara dayandığını bu nedenle davacının davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, karşı dava dilekçesinde ise davacı/karşı davalının …-25 sayılı tasarımının dava dışı … Büro Mobilya Tic. ve San. Ltd. Şti.’nin …ve 3 sayılı tasarımlarından intihal edildiğini, davacı/karşı davalının …-25 sayılı tasarımının yeni ve ayırt edici niteliklere sahip olmayıp gerek yurt içinde gerek yurt dışında mukim birçok şirket tarafından tasarım tescil tarihinden önce üretilip piyasaya sürüldüğünü, davacının 2017/05868-1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27 ve 28 numaralı tasarımlarının da kendi emeği olmayıp … Metal Raf Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti.’nin 2014/07983-1 tasarım numarası ile tescil işleminin gerçekleştirildiğini, bu nedenle söz konusu tasarımların da hükümsüz kılınması gerektiğini belirterek davacının tasarımlarının yenilik ve ayırt edicilik özelliklerine haiz olmaması nedenleriyle hükümsüzlüğüne karar verilmesini beyanla karşı davanın kabulüne, asıl davanın ise reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlığın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Değerlendirilmesi ve Kabul
Öncelikle hükümsüzlük talebi ile açılan asıl davada tecavüz edildiği iddia olunan tasarımların hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediğine ilişkin karşı davanın incelenmesi gerekmektedir.
Karşı dava; davacı/karşı davalının …-25 ve 2017/05868-1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27 ve 28 numaralı tasarımlarının hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
6769 sayılı SMK’nın Tasarım Hakkı ve Kapsamı başlıklı üçüncü kitabın birinci kısmında bir tasarımın tescil edilmesi için asgari şartlar düzenlenmiş, 56.maddede ise “Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur.” ifadesiyle genel şartlar, “yenilik” ve “ayırt edici nitelik” olarak belirtilmiştir. Kanunun 56(1) Maddesi hükmü uyarınca tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunacaktır. Anılan maddenin 4. Fıkrasına göre bir tasarımın aynısı; a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir.
Ayırt ediciliğe ilişkin 5. fıkradaysa, bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.
Öte yandan ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınmalıdır. Tescil edilmiş bir tasarımın hükümsüzlük halleri 6769 sayılı SMK’nın 77. Maddesinde tanımlanmıştır. Tasarımın hükümsüz sayılmasına yetkili mahkeme tarafından şu hallerde hükümsüzlüğe karar verilir:
a) 55 inci maddenin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan tanımlara uygun olmadığı, 56 ncı ve 57 nci maddelerde belirtilen şartları taşımadığı, 58 inci maddenin dördüncü fıkrası ve 64 üncü maddenin altıncı fıkrasının (c) bendi kapsamında olduğu, başvurunun kötü niyetle yapıldığı ve bir fikri mülkiyet hakkının yetkisiz kullanımını içerdiği ispat edilmişse.
b) Hak sahipliğinin başka kişiye veya kişilere ait olduğu ispat edilmişse.
c) Sonradan kamuya açıklanan aynı veya benzer nitelikteki bir tasarımın başvuru tarihi, tescilli bir tasarımın başvuru tarihinden önce ise.
Hükümsüzlüğü talep edilen 2017 05868 ve 2017 05870 sayılı tasarımların başvuru tarihi 12/09/2017 olup davalı/karşı davacı tarafından mesnet gösterilen tüm tasarımlar bu tarihten önceki döneme aittir. Bu nedenle davalı/karşı davacı tarafından hükümsüzlüğe mesnet gösterilen tüm tasarımlar incelemede dikkate alınmıştır.
Bilgilenmiş Kullanıcı Profilinin Belirlenmesi
Uyuşmazlık konusu tasarımlar, yönetici masası, dolap, raf tasarımlarıdır. Yönetici masası açısından yukarıda da belirtildiği gibi bilgilenmiş kullanıcının daha önce yönetici masası kullanmış, satım almak amacıyla veya başka bir amaçla piyasa hakkında bilgi ve deneyim sahibi olmuş tüm tüketiciler olabileceği kanaatine ulaşılmıştır. Aynı şekilde dolap ve raflarda da bilgilenmiş kullanıcının daha önce dolap ve raf kullanmış, bu nitelikteki tüm tüketiciler olabileceği kanaatine ulaşılmıştır.
Seçenek Özgürlüğü ve Teknik Zorunluluk
Uyuşmazlık konusu tasarımlarda masanın tablası ile ayaklarının bulunması veya dolapta ve rafta ürünlerin konulacağı raf bölümünün bulunması dışında teknik zorunluluklar bulunmamakta ve bu zorunluluklar tasarımı şekillendirmemektedir. Bu ürünlerde tasarımcının çok farklı biçimlerde üretim yapmak suretiyle seçenek özgürlüğü bulunmakta olup, bunlardan hareketle tasarımcılar birbirinden farklı ürünler üretebilmektedir. Nitekim piyasada halen birbirinden farklı görünümde üretilmiş yönetici masası, dolap ve raf modelleri bulunmaktadır. Bu nedenle yönetici masası, dolap ve raf modellerinde tasarımcının seçenek özgürlüğünün yüksek olduğu kanaatine ulaşmıştır.
Bu kapsamda davalı tarafından hükümsüzlüğe mesnet gösterilen tasarımlar ile davacı tasarımlar karşılaştırıldığında; Davacı/ karşı davalı tasarımı ile 2014 05313/1 sıra numara ile tescilli masa tasarımı arasında ayaklarda kullanılan kayıtlar, ön tablanın ayak kayıtları üzerinde konumlandırılması ve açısı ile üst tabla ile birleştirilip birleştiriimemesi noktasında farklılık bulunmaktadır. Öte yandan ayakları oluşturan çerçevelerin iç kısmındaki ek kayıtlar ile oluşan form da farklı bir örüntü oluşturmuş durumdadır. Ayakları oluşturan dış çerçeve kalınlıkları da farklıdır. Mesnet tasarımda çerçeveyi oluşturan profillerin kılıcına bir bağlantı ile oluştuğu söylenebilir. Davacı tasarımı ile 2014 05313/3 sıra numara ile tescilli sehpa tasarımı arasında ayaklarda kullanılan kayıtlar, ön tabla olup olmaması noktasında farklılık bulunmaktadır. Ayakları oluşturan çerçevelerde profiller, mesnet tasarımda masa tabla kalınlığına oranla, davacı tasarımındakinden daha kalındır. Çerçeve içlerindeki ek kayıtların oluşturduğu açılar ve konumlandırmalar, dolayısıyla formlar farklıdır. Bu farklılıklar tasarımların yarattığı genel izlenimleri de birbirinden farklılaştırmaktadır. Davacı/ karşı davalı tasarımı ile DE 402014200473.4 başvuru numaralı Alman sehpa tasarımı arasında ayakların dikdörtgen biçiminde olup olmaması, ayaklarda kullanılan kayıtların mesnet tasarımda yatay olması, ön tabla olup olmaması, üst tablanın davacı tasarımında bütün levhadan, mesnet tasarımda yan yana gelmiş çıtalardan oluşması noktasında farklılık bulunmaktadır. Bu farklılıklar ürünlerin genel görünümlerini de birbirinden farklı kılmaktadır.
Davacı tasarımı ile 2016 03753/1 sıra numaralı masa tasarımı arasında ayaklarda kullanılan çerçeve ayaktaki iç kayıtlar, kayıtların oluşturduğu form, tasarımda 2. ayak yerine keson kullanılması, ayak ile üst tablanın birleşimi, üst tablanın iki farklı kısımdan veya tek parçadan oluşması, ön tablanın olup olmaması noktasında farklılık bulunmaktadır. Bu farklılıklar ürünlerin genel görünümlerini de birbirinden farklı kılmaktadır.
Davacı tasarımı ile 2016 00037/2 sıra numaralı masa tasarımı arasında ayaklarda kullanılan çerçevenin mesnet tasarımda L dikmeli oluşu, dikey diyagonal kayıtlar, ayaklar ile üst tablanın birleşimi, üst tablanın iki farklı kısımdan veya tek parçadan oluşması, ön tablanın açısı ve ör tablanın masa ayaklarının ön kısmıyla birleşip birleşmemesi noktasında farklılık bulunmaktadır. Bu farklılıklar ürünlerin genel görünümlerini de birbirinden farklı kılmaktadır.
Davacı/ karşı davalının 2017 05868/12 sıra numaralı raf tasarımı ile davalı/ karşı davacının hükümsüzlüğe mesnet 2017 02089/3 sıra numaralı raf tasarımı arasında rafların tablalı veya profilli olması, taşıyıcı dikmelerdeki diyagonal kayıtların, yatay kayıtlarla köşelerden birleşip birleşmemesi, mesnet tasarımda taşıyıcı dikmelerin üst kısımda taşma olması, mesnet tasarımda alt rafların aralıklarının daha sık olması noktalarında farklılık bulunmaktadır. Bu farklılıklar ürünlerin genel görünümlerini de birbirinden farklı kıldığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda ayrıntılı olarak yapılan incelemeler ve değerlendirmeler neticesinde; davacı/ karşı davalıya ait …-25 sıra numaralı ve 2017 05868/1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27 ve 28 sıra numaralı tasarımların, davalı/ karşı davacı tarafından hükümsüzlüğe mesnet olarak gösterilen yerli ve yabancı tasarımlardan farklı olduğu, bilgilenmiş kullanıcıların farklı tasarımlar karşısında bulunduklarını anlayabilecekleri ve bu nedenle dava dosyası kapsamında davacı/karşı davalıya ait …-25 sıra numaralı ve 2017 05868/1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27 ve 28 sıra numaralı tasarımların yeni ve ayırt edici olduğu ve tasarım koruması kapsamında kaldığı sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Asıl dava açısından yapılan değerlendirmede;
Asıl Dava, tasarım hakkına tecavüzün tespiti, men, ref’i, el koyma ve maddi manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Uyuşmazlığın özü, davalı eylemlerinin davacıya ait 2017/05868, … sayılı tasarıma tecavüz oluşturup oluşturmadığından ibarettir.
Davacıya ait …, 2017/05868 sayılı tasarım başvurusunun 12/09/2017 tarihinde gerçekleştiği, davaya dayanak tasarımın masa tasarımı olduğu, 278 sayılı Bültende ilan edildiği ve dava tarihi itibariyle geçerli olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı internet sitesindeki ürün kullanımı; 12/11/2020 tarihi itibariyle incelemeye konu http://www.markaofismobilya.com/urunler/2502-mite-yonetici-masasi.htmi adresinde yapılan incelemede sayfanın aktif olmadığı ve sayfanın http://www.markaofismobilya.com/urunter/-.htm! sayfasına otomatik olarak yönlendirildiği tespit edilmiştir
Tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümünü ifade etmekte, ürün ise, bilgisayar programları hariç olmak üzere, endüstriyel yolla veya elle üretilen herhangi bir nesnenin yanı sıra birleşik bir ürün veya bu ürünü oluşturan parçaları, ambalaj gibi nesneleri, birden çok nesnenin bir arada algılanan sunumlarını, grafik sembolleri ve tipografik karakterleri ifade etmektedir. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu uyarınca, yeni ve ayırt edici niteliğe sahip tasarımlar belge verilmek sureti ile korunur. Bu kapsamda kanunda yenilik; bir tasarımın aynısı; tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir şeklinde tanımlanmıştır. Kanuna göre, tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir. Ayırt edicilik ise kanunda: Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir şeklinde tanımlanmıştır. Kanuna göre, ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır. Yine SMK uyarınca; Tasarım sahibi, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı SMK’dan doğan haklarını kullanabilir. Bu kapsamda, Tasarımdan doğan haklar münhasıran tasarım sahibine aittir. Üçüncü kişiler, tasarım sahibinin izni olmadan koruma kapsamındaki tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde bulunduramaz ya da bu tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunamaz. Tasarım hakkına tecavüz sayılan fiiller ise Kanunda; “Tasarım sahibinin izni olmaksızın bu Kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak.” şeklinde belirtilmiştir.
Bilgilenmiş Kullanıcı Profilinin Belirlenmesi
Tasarım hukuku açısından bilgilenmiş kullanıcı, tasarımın uygulandığı ürün hakkında belli bir bilgi birikimi olan, ancak bilgi birikimi bir uzmanın bilgi birikimi seviyesinde olmadığı gibi ürünü hiç tanımayan bir kişininki kadar da düşük seviyede olmayan kişidir. Bilgilenmiş kullanıcı kavramı ile bir uzman ifade edilmediği gibi ortalama bir tüketiciden daha üst düzeydeki bir ara veya nihai tüketicinin algılanması gerekmektedir. Somut uyuşmazlığa konu tasarımlar yönetici masasına ilişkindir. Uyuşmazlık konusu ürünler bakımından ürünü daha önce kullanan herkesin bilgilenmiş kullanıcı olması mümkün olduğundan uyuşmazlıktaki bilgilenmiş kullanıcının daha önce yönetici masası kullanmış olan tüm tüketiciler olduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Seçenek Özgürlüğü ve Teknik Zorunluluk
Uyuşmazlık konusu tasarım yönetici masası tasarımı olup masanın tablası ile ayaklarının bulunması dışında teknik bir zorunluluğu bulunmamakla birlikte bu zorunluluklar tasarımı şekillendirmemektedir. Bu ürünlerde tasarımcının çok farklı biçimlerde üretim yapmak suretiyle seçenek özgürlüğü bulunmakta olup, bunlardan hareketle tasarımcılar birbirinden farklı ürünler üretebilmektedir. Nitekim piyasada halen birbirinden farklı görsellerde üretilmiş yönetici masası modelleri bulunmaktadır. İnternet araması sonucu tespit edilen çeşitli yönetici masası modelleri aşağıdadır. Bu nedenle bilirkişi heyeti yönetici masası modellerinde tasarımcının seçenek özgürlüğünün yüksek olduğu kanaatine ulaşmıştır.
Tasarımların Karşılaştırılması
Davalı/ karşı davalının web sitesinde yer alan ve fotoğrafı değişik İş dosyasına sunulan görsel ile davacının tescilli tasarımını birlikte değerlendirmiştir. Bu arada tasarım hukukunda karşılaştırma tasarım siciline tescilli tasarım görseli ile davalı ürünün veya görseli arasında yapıldığından davalı/ karşı davacının tarafların ürünlerin bir araya getirilerek değerlendirilmesi gerektiği biçimindeki iddiası kabul edilebilir nitelikte bulunmamıştır. Karşılaştırma bağlamında ilk olarak belirtilmesi gereken husus, karşılaşmaya tabi tutulan davalı/ karşı davacının D. İş dosyasındaki bilirkişi raporunda mevcut ürün görüntüsünün siyah beyaz ve oldukça düşük çözünürlüklü olduğudur. Görsel kalitesinin düşüklüğü değerlendirmenin hassasiyeti konusunda önemli olmakla birlikte; iş bu davaya konu görsel, değerlendirme yapabilmek için yeterli görülerek değerlendirmeye alınmıştır.
Her iki ürün de yönetici masası olarak tasarlanmıştır. Ürünlerin ayakları 2 adet ve dikdörtgen biçiminde olup bu ayaklar üst tablanın yan kenarından başlamaktadır. Ayakların kayıtları üst tabla ile aynı uzunluktadır ve aynı hatta devam etmektedir. Ön tabla ise açılı bir şekilde üst tabla altında konumlandırılmış olup bu tabla ayakta yer alan açılı bir kayıtla bütün olarak bağlanmıştır. Dörtgen çerçeve ayak yapısı da tasarımlar arasında ortaktır ve çerçevenin iç kısmındaki diyagonal kayıtlar da her iki tasarımda da benzer açı ve konumlandırmalarla mevcuttur. Tescilli tasarımda 2 adet dik diyagonal! kayıt bulunmakta iken davalı/karşı davacı ürününde ayakların iç kullanım alanına yakın kısmında üçüncü küçük bir kayıt daha bulunmaktadır. Üçüncü kayıt farkına karşın ürünlerin genel üst ve ön tabla ve ayaklardan oluşan tasarım unsurları arasında fark bulunmadığı ve bu benzerlik nedeniyle davacı tasarımı ile davalı ürününün bilgilenmiş kullanıcı nezdinde yüksek oranda benzer olduğu düşünülmüştür. Diğer bir deyişle tasarımlar arasındaki 3. Kayıt farklılığının küçük ayrıntı düzeyinde olduğu ve bu farklılığın davalı tasarımını, davacı tescilli tasarımına nazaran ayırt edici nitelikte kılmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu kapsamda, genel izlenim itibariyle davalı/karşı davacının Mile Yönetici Masası ürünü ile davacı/karşı davalının …-25 sıra numarası ile tescilli “masa” tasarımı arasında yüksek oranda benzerlik olduğu ve davalı ürününün davacı tasarımı karşısında bilgilenmiş kullanıcı nezdinde ayırt edici niteliğe sahip olmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Davacının adına tescilli ve dava konusu yapılan 2017/05868 sayılı tasarıma tecavüz teşkil eden fiillere ilişkin delil sunulmadığından davalının bu eylemi nedeniyle açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı Şirketin Fiili Zararı ile ilgili Değerlendirme
6769 sayılı SMK m.151/2-a’ye göre Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı , hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir üzerinden hak sahibinin uğradığı fiili zararı kapsar. Dava dosyasında, davalı eyleminden kaynaklı davacının aktifinde azalma veya pasifindeki çoğalmaya ilişkin herhangi bir bilgi veya belge bulunamamıştır. İspat edilmediği için davacının fiili zararı hesaplanamayacağı ve maddi tazminat hesabında değerlendirmeye alınamayacağına kanaat getirilmiştir.
Yoksun Kalınan Kazanç ve Maddi Tazminat Yönünden Değerlendirme.
Yoksun kalınan kazanca ilişkin belirtilen üç yöntemden ilk hesaplama yöntemi 6769 sayılı SMK’nin 151/2-a maddesinde belirtilen “sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelire göre” tespitidir. Bu yöntem dahilinde bir hesaplama yapabilmek için sınai mülkiyet hakkına tecavüzün olmadığı farazi bir ortam yaratılır ve bu ortamda sınai mülkiyet hakkı sahibinin hakkını kullanmak ile elde edeceği muhtemel gelir hesap edilir (Karan/Kılıç, s. 521). Bu maddeye göre yapılacak hesaplama esas itibariyle sınai mülkiyet hakkı hakkı sahibinin ticari kayıt ve defterleri, ticari faaliyetinin hacmi ve markasının değeri gibi unsurlara dayanacaktır. Öte yandan tasarım sahibi, tasarımı kullanarak gelir elde ederken, pazarlama becerisini, işletme verimliliğini, satış sonrası servis hizmetlerini ve benzeri unsurları da kullanmaktadır (Tekinalp, s. 502).
Bununla birlikte tasarım sahibinin elde edeceği muhtemel gelir hesaplanırken mütecavizin ticari faaliyetinin boyutunun da incelenmesi gerekebilecektir. Zira tasarım hakkı sahibinin muhtemel geliri, mütecavizin eyleminin boyutu ile de ilgilidir. Dolayısıyla 6769 sayılı sayılı SMK’nin 151/2-a maddesine göre hesaplama yapılırken gerekirse her iki tarafın ticari kayıtları uzman hesap bilirkişilerince incelenerek öncelikle tecavüzün boyutu belirlenmeli, bu belirlemeden sonra marka sahibinin geçmiş yıllardaki ticari faaliyeti ürün fiyatları, satış performansı, kâr marjı gibi unsurlara göre marka sahibinin muhtemel gelirinin hesaplanmasına çalışılmalıdır.
Netice itibariyle 6769 sayılı SMK m.151/2-a çerçevesinde davalı şirket 04.12.2017 tarihinde kuruluş işlemleri tamamlanarak tescil edildiğinde 04.12.2017-17.03.2020 tarihleri arası dönem için davacı lehine maddi tazminat hesabı yapılmıştır. Davalı şirket 2017 döneminde 9.964,26 TL.Faaliyet kaır elde etmiş, 2018,2019 ve 2020 yılı 1.geçici vergi faaliyet dönemlerini zarar ile kapatmıştır. Bu durumda tasarım ihlali dolayısıyla davacının yoksun kaldığı elde edeceği muhtemel gelir, bilirkişi raporu uyarınca ticari defterlerden tam olarak belirlenmesi mümkün olmadığından BORÇLAR KANUNU 50/2 ve 51/1 maddesi uyarınca davalının eylemlerinin devam ettiği süre, elde ettiği gelir, tasarımın gelirin oluşumuna etkisi, tasarımın bilinirliği, gücü, ihlalin boyutu ve niteliği, tarafların hal ve durumu, ihlal eyleminin gerçekleşme şekli ile kusurun ağırlığı, tasarımımın ekonomik önemi, tasarım hakkına tecavüz edildiği anda geçerlilik süresi, ürünlerin orjinal olması gibi unsurlar nazara alınarak maddi tazminat mahkememizce 9.964,26 TL olarak hesaplanmıştır.
SMK hükümleri gereğince, tasarım hakkı tecavüze uğrayan tasarım sahibi tecavüz fiilleri nedeniyle manevi tazminat isteyebilir. Eylemi gerçekleştirmede davalının kusurlu olduğu gözlenmektedir. SMK’nın 149/1-ç maddesiyle tasarım hakkına tecavüz vuku bulduğunda manevî tazminata karar verilmesi gerektiğini hüküm altına almıştır. Tarafların ekonomik durumları, ihlâl olunan hakkın mahiyeti, tecavüzün etkileri, tecavüzün ulaştığı kitle, fiilin ve kusurun ağırlığı, paranın satın alma gücü ibraz olunan belgeler ve eylemin gerçekleştirilme biçimi karşısında manevî tazminat miktarının 9.000,00.-TL olarak saptanmasının hakkaniyete uygun olacağı düşünülmüştür.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle, asıl davanın kısmen kabulüne, davalının davacı adına tescilli …-25 sıra numaralı tasarıma yapılan tecavüzün önlenmesine, tecavüz teşkil eden ürünlerin imhasına, 9.964,26 TL maddi, 9.000,00 TL manevi tazminatın tespit tarihi olan 11.09.2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karşı davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
A) 1-Asıl davanın KISMEN KABULÜNE,
2-Davalının davacı adına tescilli …-25 sıra numaralı tasarıma yapılan tecavüzün önlenmesine, tecavüz teşkil eden ürünlerin imhasına,
3-9.964,26 TL maddi, 9.000,00 TL manevi tazminatın tespit tarihi olan 11.09.2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
5-Alınması gereken 1.295,45 TL karar harcının peşin alınan 250,06 TL, ıslah ile alınan 154,00 TL olmak üzere toplam 404,06 TL harçtan düşümü ile 891,39 TL harcın davalı- karşı davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
6-Davacı- karşı davalı kendisini vekille temsil ettiği için AAÜT uyarınca tasarıma tecavüz nedeniyle 5.900,00TL, maddi tazminat yönünden 5.900,00 TL, manevi tazminat yönünden 5.900,00 TL olmak üzere 17.700,00 TL vekalet ücretinin davalı- karşı davacıdan alınarak davacı- karşı davalıya verilmesine,
7-Davalı- karşı davacı için AAÜT uyarınca reddedilen tasarıma tecavüz nedeniyle 5.900,00 TL, reddedilen maddi tazminat için 35,74 TL, reddedilen manevi tazminat için 1.000,00 TL, olmak üzere 6.935,74TL vekalet ücretinin davacı- karşı davalıdan alınarak davalı- karşı davacıya verilmesine,
8-Kabul ret oranının takdiren davacı lehine 4/10 olarak belirlenmesine, davacı- karşı davalı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 5.878,16 TL yargılama giderinden payına düşen 2.351,26 TL’nin davalı- karşı davacı alınarak davacı- karşı davalıya verilmesine, kalanının davacı- karşı davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Taraflar aralarında anlaşamamış olmaları nedeniyle 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m.18/A-13 ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi m.7/3 hükmü uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6/10”sı olan 792,00 TL’nin davacı- karşı davalıdan, 4/10’ü olan 528,00 TL’nin davalı- karşı davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
B) 1-Karşı davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30TL karar harcının peşin alınan 54,40 TL harçtan düşümü ile 4,90 TL harcın davalı- karşı davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı- karşı davalı için AAÜT uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalı- karşı davacıdan alınarak davacı- karşı davalıya verilmesine,
12-Davalı-karşı davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
13-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı- karşı davalı vekilinin yüzüne karşı diğer tarafın yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.04/11/2021