Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/429 E. 2021/33 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/429
KARAR NO : 2021/33

DAVA : TÜRKPATENT YİDK Marka Kararı İptali, Tescil
DAVA TARİHİ : 27/12/2019
KARAR TARİHİ : 02/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/02/2021
İDDİA:
Davacı vekili vermiş olduğu 27/12/2019 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle, müvekkilinin 14, 26.sınıfta “… …+şekil” ibaresinin marka olarak tescili için TÜRKPATENT’te başvuruda bulunduğunu, başvurunun … kod numarasını aldığını, başvurunun TÜRKPATENT resmi markalar bülteninde yayınlandığını; bunun üzerine davalı şirketin … sayılı “(…) şekil”, “eden de …”, “…”, “…”, “…”, “le …”, “(…) şekil”, “…”, “…”, “…”, “le …”, “(…) şekil” ibareli markalarını gerekçe göstererek yaptığı itirazın kabul edilerek, başvurularının reddine karar verildiğini, bu ret kararına karşı yeniden inceleme taleplerinin bu kez TÜRKPATENT … sayılı YİDK kararı ile nihai olarak reddedildiği, oysa müvekkilinin “… …” markasıyla 1997 yılından beri faaliyette bulunduğunu, ilk marka tescilinin bu tarihte gerçekleştirildiğini, “… …” isimli markanın, 18.03.1997 yılında TÜRKPATENT’e 14. sınıfta “saatler ve saat kordonları” emtiasıyla tescil başvurusu yapıldığını, 30.06.1998 tari-hinde markanın tescil edilmesine karar verildiğini, 14. sınıfın ilgili emtiasında … tescil numarasıy-la müvekkilleri tarafından “… …” markasının tescil edildiğini, 10.10.2014 tarihinde … başvuru numarasıyla yine 14. sınıfta “… claasic” markasının tescil başvurusunun gerçekleştirildiğini, 02.07.2015 tarihinde müvekkillerine ait “… …” markasının 14. sınıfta … tescil numarasıyla yine tescil edildiğini, bu defa 22.08.2017 tarihinde hem 14. hem de 26. sınıfta … başvuru numarasıyla yine “… …” markasının tescili için başvurulduğu-nu, 18.01.2018 tarihinde markanın tescil edildiğini, müvekkilleri tarafından 1997 yılından beri 14. sınıfta, birkaç sene sonrada 26. sınıfta faaliyet gösterilen “… …” markasının TÜRKPATENT tarafından herhangi bir problem yaşanmaksızın tescil edildiğini, 14 ve 26. sınıflarda 15.10.2018 tari-hinde yine “… …” isimli markaya yönelik … başvuru numarasıyla tescil başvuru-sunda bulunulduğunu, ancak bu sefer yapılan tescil başvurusuna davalı tarafından davalıya ait mü-vekkilleri ile bağlantılı olmayan mal ve hizmetler ve farklı sınıflarda tescilli ve müvekkilleri sınıflarıyla bağlantılı olmayan marka tescil belgeleri itiraz konusu edilerek müvekkillerine ait marka başvurusuna itiraz edildiğini, YİDK davalı tarafından yapılan itirazları kabul ettiğini ve müvekkillerine ait 14 ve 26. sınıfta başvurusu yapılan … numaralı “… …” marka başvurusunun reddedildiğini, müvekkillerinin başkaca sınıflarda değil, salt faaliyet gösterdiği 14 ve 26. sınıflarda tescil başvurusu gerçekleştirdiğini ve 1997 yılından beri aynı sınıflarda gerçekleştirdiği tüm başvuruların TÜRKPATENT tarafından kabul edildiğini, söz konusu markanın müvekkile ait diğer tescilli markalardan tek farkının siyah beyaz olarak tescil edilen diğer markalardan ziyade … başvuru numaralı markanın yazı karakterlerinin sarı renkli olarak gerçekleştirilmesi olduğunu, müvekkillerine ait başvuruda yer alan mal ve hizmetler ile davalının itiraza konu markalarında yer alan mal ve hizmetlerin birbirinden farklı olduğunu, YİDK tarafından davalının tanınmışlığından haksız yarar sağlanma ihtimalinin bugün-kü şartlara göre 14 ve 26.sınıflarda değerlendirilmesinin mümkün bulunmadığını, ancak müvekkilleri-nin 14 ve 26. sınıf dışında farklı sınıfta bu markanın bu tarihte tescil başvurusunu gerçekleştirmesi halinde davalının bugünkü şartlara göre tanınmışlık iddiasının dikkate alınarak bu markadan haksız yarar sağlama durumunun mevcut olup olmadığını incelemesinin mümkün olacağını, davalı markası ile müvekkillerinin markasının kavramsal, görsel, işitsel ve bütünsel olarak birbirinden farklı olduğunu, müvekkillerinin söz konusu markayı ilgili mal ve hizmet sınıfında kullanmakta hukuki yararının mevcut olduğunu belirtere, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 09.12.2019 tarihli … sayılı kararının iptaline, … başvuru numaralı “… …+şekil” markasının tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; başvuru dosyası işlem aşamalarını açıklamış, itiraz gerekçesi markaların, özellikle moda sektöründe bilinirliği yüksek markalardan olduğunu, ret gerekçesi markaların, ayırt edici niteliği yüksek bir marka olduğunu, “…” ibaresi ile yüksek bir ayırt ediciliğe sahip olduğunu, başvuru ile redde mesnet olan markaların özellikle görsel ve kavramsal bakımlardan iltibas ihtimaline yol açacak düzeyde benzer markalar olduklarını, başvuru kapsamında yer alan 14. ve 26. sınıfa ait mallar ile mo-da sektörü arasında yakın ilişki bulunduğunu, bu mallar açısından dava konusu markanın tescili halin-de, tüketici nezdinde ilişkilendirme/karıştırma ihtimalinin oluşacağını, davacının “…” markası-nın tanınmışlığından haksız yarar sağlama niyeti olduğunu, kötü niyetin söz konusu olduğunu, kurum kararının yerinde ve hukuka uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilleri firmanın bugün uluslararası alanda faaliyet gösteren ve hazır giyim, çanta, ayakkabı, parfüm, kozmetik ve aksesuar gibi geniş ürün çeşitliliği barındıran ürün port folyosu ile 1960’lı yılların başından bu yana tüketicilerle buluşan, ala-nında lider firmalardan biri olduğunu, “…” bünyesine 1995 yılında katılan … Grup tarafın-dan 30 ülkede yönetildiğini, sadece Türkiye genelinde 40’tan fazla mağazasıyla “…” koleksiyon-larının tüketiciye sunulduğunu, müvekkil markalarının Türkiye’de tescilli olarak korunması amacıyla 1979 yıllarından başlayarak gerek kendi, gerek lisans hakkı tanıdığı yerli firma olan … Marka Pazar-lama Tic.Ltd.Şti. adına “…” markasının 3, 18, 25 ve 35. sınıflarda tescili için Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde başvurularda bulunulduğunu, “…” markasının hemen hemen tüm dünyada bireysel olarak da tescilli olduğunu, Türkiye ve dünya çapında tanınmış marka olduğunu, “…” markasının müvekkilleri firmaya ait olduğunu, uluslararası düzeyde aleni olduğunu, hak sahipliğinin müvekkillerine ait olduğunun da tartışılmaz bir gerçek olduğunu, tescil işleminin bir yü-rütme işlemi olduğunu, mahkemeden talep edilemeyeceğini, markalar arasında benzerlik, karıştırılma ihtimalinin mevcut olduğunu, marka ibarelerinin yazılış ve okunuş şekilleri nedeni ile benzerlik taşıdı-ğını, müvekkilleri markalarının esas ve kök ibarelerinin “…” olduğunun kabulü gerektiğini, dolayısı ile müvekkillerine ait seri markalarda çatı kabul edilmesi gereken kök ve esas unsurun “…” ibaresi olduğunu, müvekkilleri markalarının esas ve kök unsuru ile davacı yan marka başvuru-sunun ana/esas ibaresinin aynı olduğunu, bu durumun tüketici nezdinde iltibas teşkil edecek nitelikte olduğunu, müvekkillerinin tekstil piyasasında uzun süredir oldukça yoğun bir biçimde hizmet veriyor olduğu, tüketici nezdinde “… …” markası ile piyasaya yeni bir marka altında yeni bir ürün zinciri sürdüğünün düşünülmesi yahut müvekkilleri ile davacı yan arasında ekonomik ve idari herhangi bir bağlantının bulunduğunun düşünülmesinin de kaçınılmaz olduğunu, dava konusu mar-kanın tescilli olduğu sınıfın, müvekkilleri markalarının tanınmış olması nedeni ile herhangi bir önemi bulunmadığını, müvekkilleri markalarının tanınmış olduğunu ve bu tanınmışlığın uzun süredir devam ettiğini, “…” markasının tanınmışlığının TÜRKPATENT nezdinde kabul edildiğini ve … tescil sayısı ile özel olarak korunan markalar arasında yer aldığını, müvekkillerinin ticaret unvanı ile tescilli alan adları da “…” ibaresini haiz olup 6769 sayılı Kanun’un 6/VI. fıkrasının da dikkate alınması gerektiğini, davacıya ait eski tarihli markaların dayanak teşkil edebilmesi için her şeyden önce esas unsurunun “…” şeklinde vurgulu bir biçimde öne çıkarılan markalar olması ve işbu dava kapsamına konu olan markanın aynısı olması gerektiğini, davacı yan markalarının kullanımının ispatının talep edildiğini, davacı yan marka başvurusunun kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle, … firmasının, … Marka Pazarlama Tic. Ltd. Şti.’ye lisans hakkı verdiğini, müvekkilleri firmanın … Grup’a bağlı şirketlerden biri olup 1990 yılından itibaren hazır giyim sektöründe dünya çapında faaliyet gösterdiği-ni, davacının tescilini talep ettiği sınıfın farklı olmasına ilişkin iddianın “…” markasının tanınmış olması nedeni ile itibar edilemez nitelikte olduğunu, “…” markasının uluslararası bir marka olup tanınmışlığı TÜRKPATENT nezdinde de kabul edildiğini, “…” markasının, reklam gücü yüksek, sadece Türkiye’de değil, Türkiye dışında dahi tüketiciler tarafından bilindiğini, yargılama ko-nusu markanın asıl ve ayırt edici unsurunun “…” unvanı okluğunun ve “… …” ibare-sinin, “…” markasından farklılık arz etmediğinin kabul edilmesi gerektiğini, “… …” markasının, “…” ile bağlantılı olduğu şeklinde intiba uyandırdığını, davacının “…” olan asli unsurun yanına “…” ibaresinin eklenmesi halinde “…” ibaresinin seri marka olarak algılanmasında tereddüt bulunmadığını, “…” unvanının tali olarak mevcut olduğunu, “…” markasından farklılaşmasını sağlayacak ciddi bir ayırt ediciliğinin bulunmadığını, tüketici-ler nezdinde piyasaya yeni bir ürün zinciri sürüldüğü şeklinde izlenim uyandıracağını, davacının tescil talebinin kabul edilmesi halinde, davacının haksız menfaat elde edeceğini, müşterilerin bu iki markayı karıştırmasının mümkün olduğunu, her iki markanın farklı olduğunu anlayabilecek müşterilerin dahi, “…” ve “… …” markalarının aynı kişiye ait olduğunu zannedebileceğini, bu iki markanın idari ve ekonomik anlamda bir bağlantısının bulunduğunu düşünebileceklerini, davacının, tescil tarihlerinin daha eskiye dayalı olduğuna ilişkin soyut olarak ileri sürdüğü iddiasına itibar edilme-sinin hukuken mümkün olmadığını, davacının tescil ettirdiği markayı uzun süre ve sürekli olarak kullandığına, tescile konu markaların tanınmış olduğuna ilişkin olarak dosyaya somut hiçbir bilgi ve belge sunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Mahkememizce tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, davaya konu TÜRKPATENT YİDK’nin … sayılı kararı ile davacıya ait … kod nolu marka başvuru dosyası ve davalı şirkete ait itiraza mesnet marka tescil belgeleri getirtilmiş, sunulan deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan asıl ve ek rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ile marka başvurusunun tescili istemine ilişkindir. YİDK kararının davacı başvuru sahibine 16.12.2019 tarihinde tebliğ edildiği, 7226 sayılı Kanun ile pandemi dolayısıyla uzayan süreler dikkate alındığında 27.12.2019 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Davada uyuşmazlığın özü, davalı şirkete ait … sayılı “(…) şekil”, “eden de …”, “…”, “…”, “…”, “le …”, “(…) şekil”, “…”, “…”, “…”, “le …”, “(…) şekil” ibareli markanın davacının … sayılı ve “… …+şekil” ibareli başvurusu yönünden SMK’nun 6/1, müktesep hak hükümleri çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre … sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
TÜRKPATENT’den getirtilen … sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davacının 15/10/2018 tarihinde “… …+şekil” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 14, 26.sınıftaki bir kısım emtiaların yer aldığı, başvurunun Resmi Marka Bülteninde ilan edildiği, ilana davalı şirketin … sayılı “(…) şekil”, “eden de …”, “…”, “…”, “…”, “le …”, “(…) şekil”, “…”, “…”, “…”, “le …”, “(…) şekil” ibareli markaları ile benzerlik arz ettiğinden ve tanınmışlık iddiasıyla itirazda bulunduğu, itirazın Markalar Dairesince kabul edilerek, başvurularının reddine karar verildiği, bunun üzerine davacının bu ret kararına itirazda bulunduğunu, itirazın YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak reddine karar verdiğini, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 12.11.2020 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “… sayılı davacı şahıs markası ile davalı şirketlerin dayanak markaları arasında, tescili talep edilen bütün sınıflar açısından, iltibas ihtimalinin bulunduğu, … sayılı davacı şahıs markası açısından, davalı şirketlerin tanınmış markası karşısında, haksız bir yarar sağlayabileceği, tanınmış markanın bu nedenle zarar görebileceği ve/veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği şartlarının gerçekleştiği, Davacı yanın önceki tarihli markalarının müktesep hak karinesine dayanak teşkil edemeyeceği, Heyetin yukarıda belirtilen inceleme yöntemleri, bilimsel ve teknik dayanak-ları kapsamında, varılan sonucu ile benzer nitelikte olan dava konusu Yeni-den İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 09.12.2019 tarih ve … sayılı kararının yerinde olup olmadığının takdirinin Sayın Mahkemede olduğu;
13.01.2021 tarihli alınan ek raporda: Kök raporda belirtildiği üzere; a. … sayılı davacı şahıs markası ile davalı şirketlerin dayanak markaları arasında, tescili talep edilen bütün sınıflar açısından, iltibas ihtimalinin bulunduğu, b. … sayılı davacı şahıs markası açısından, davalı şirketlerin tanınmış markası karşısında, haksız bir yarar sağlayabileceği, tanınmış markanın bu nedenle zarar görebileceği ve/veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği şartlarının gerçekleştiği, işbu ek rapor ile; c. Davacı yanın, … sayılı “” ibareli markasından farklı olarak, “…”, “… watch şekil” ibarelerini 14. sınıfta yer alan “saat ve saat kordonları” üzerinde kullandığı, d. Verilen görev kapsamında, Yargıtay’ın ortaya koymuş olduğu ilkeler ve Türk Pa-tent ve Marka Kurumuna dava konusu markanın tescil aşamasında sunulan delilleri çerçe-vesinde, davacı yanın önceki tarihli markalarının müktesep hak karinesine dayanak teşkil edemeyeceği,” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir;
Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun “… …+şekil” ibaresinden oluştuğu, kapsamında başvuru kapsamında 14, 26.sınıftaki “( 14-01 ) Kuyumculuk eşyaları (taklitleri dahil); altınlar, mücevherler, kıymetli taşlar ve bunlardan mamul takı-lar, kol düğmeleri, kravat iğneleri ve heykeller, biblolar. ( 14-02 ) Saatler ve zaman ölçme cihazları (kronometreler ve parçaları, saat kordonları dahil). ( 14-03 ) Değerli metalden mamul müsabakalarda verilen kupalar. ( 14-04) Tespihler. ( 26-01 ) Danteller ve nakışlar (aplikeler), güpürler, fistolar, dar dokumalar, şeritler ve kurdeleler, ekstraforlar, fitiller, giysiler için kumaştan yapılmış hazır harfler ve rakamlar, armalar, rütbe işaretleri, vatkalar. ( 26-02 ) Giysiler için düğmeler, kopçalar, halkalar, fermuarlar, ayakkabı ve kemer tokaları, perçinler, yapışkan bantlar, bağlar, toplu iğneler, iğneler, dikiş iğneleri, dikiş makinesi iğneleri, tığlar ve örgü şişleri, iğne kutuları ve iğnelikler. ( 26-03 ) Yapma çiçekler, yapma meyveler. ( 26-04 ) Saç tokaları, saçı bağlamak için halkalar, taçlar, değerli metalden olmayan saç süsleri, takma saçlar, postişler, elektrikli veya elektriksiz bigudiler. mallarının bulunduğu, redde dayanak markaların ise
… sayılı “(…) şekil”, “eden de …”, “…”, “…”, “…”, “le …”, “(…) şekil”, “…”, “…”, “…”, “le …”, “(…) şekil” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamında 03, 08, 09, 18, 20, 21, 24, 25, 35.sınıftaki malların yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, dava konusu marka ile davalı şirketlere ait markalarının kapsadığı mal ve hizmetler karşılaştırıldığında, dava konusu marka kapsamında aynı/aynı tür ve benzer mallar/hizmetler ile birlikte, kullanım amaçları, işlevleri ve birbirleri ile olan ilişkileri (alternatif veya tamamlayıcı olması) bakımından yapılan değerlendirmede, davaya konu markanın 14 ve 26. sınıfında yer alan bütün mallar açısından benzer mal ve hizmetler tespit edilmiştir.
Somut olayda, çekişmeli olan sınıflar açısından yapılan değerlendirmede söz konusu mal ve hizmetler açısından bu mal ve hizmetlerin alıcılarının, genel olarak ortalama tüketici-ler olduğu kabul edilmiştir. Çekişmeli malın ortalama tüketicisinin zihnindeki marka algısının değerlendirmede dikkate alınmıştır. Bu kapsamda; tescili talep edilen malların, ….sayılı markanın tescilli sınıfına konu perakendecilik hizmeti içinde sayılmış oluşu, üretim ve satım arasında sıkı bir ilişki ol-duğu, bu nedenle benzer kabul edilmesi gerektiği, davaya konu markanın 14.01, 14.02, 14.04 ve 26.01, 26.02. 26.04 sınıflarında sayılan malların, 25. sınıfta yer alan mallar ile yakın ilişki içinde oldukları, giyim ürünleri veya giyim ürünlerine ait aksesuarlar, tamamlayıcı öğeler içerdikleri kabul edilmiştir.
İltibas ihtimalinin ilk şartı olan malların / hizmetlerin aynılığı/benzerliği kriterinin, somut uyuşmazlık açısından, dava konusu markanın tescili talep edilen bütün sınıfları açısından sağlanmış olduğu kanaatine varılmıştır.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “… …+şekil” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak marka standart karekterle yazılı “(…) şekil”, “eden de …”, “…”, “…”, “…”, “le …”, “(…) şekil”, “…”, “…”, “…”, “le …”, “(…) şekil” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.

Davaya konu markanın “… …” ibaresinden ve şekilden oluştuğu, davalı şirket markalarının ise “…” ibarelerini içerecek şekilde, … tescil numaralı markanın “eden de …”, … tescil numaralı markanın ise “… le” ibaresini içerdiği görülmüş, taraf markalarında ortak noktanın “…” ibaresi olduğu tespit edilmiştir.
Anlamsal olarak yapılan karşılaştırmada; davacı markasında yer alan “…” ibaresinin Fransızca, ornitoloji (kuş bilimi) alanında bir terim olduğunun görüldüğü7, “…” ibaresinin İngilizce, klasik olduğu, üzerinden çok zaman geçtiği hâlde değerini yitirmeyen, türünde örnek olarak görülen, alışılmış vb. anlamlara geldiği8, davalı markası ile davacı markası arasında anlamsal olarak bir yakınlığın bulunduğu, fonetik olarak yapılan karşılaştırmada “…” ibaresinin okunuşunun her iki taraf markası açısından aynı olduğunun kabul edilmesi gerektiği, taraf markalarında yer alan “…. …”, “…. le”, “eden de …” ibarelerinin ise aynılık derecesini düşürdüğü, görsel açıdan yapılan karşılaştırmada, davacı markasının, beyaz zemin üzerine üç ayrı satıra gelecek şekilde, hardal tonlarında en üstte şekil, ortada “…”, altta ise “…” ibaresini içerdiği, şeklin birbirlerine simetrik ve ilki ters açı ile kompozisyon edilmiş iki tane “c” harfinden oluştuğu, “…” ibaresinin, “…” ibaresine göre ön planda olduğu, davalı şirketlere ait markalar incelendiğinde, markaların kelime markaları olduğu, beyaz zemin üzerine siyah tonlarda, “…” ibarelerini içerdiği,…tescil numaralı markalarda parantez işaretinin de yer aldığı, … tescil numaralı markalarda ise “…” ibaresi dışında “eden de” ve “le” ibarelerinin de bulunduğu görülmüş, görsel olarak yapılan karşılaştırmada da davaya konu davacı markasında yer alan “…” ibaresinin ön planda olduğu, bu hali ile özellikle tek unsur içeren davalı şirket markaları ile ayırt edilemeyecek kadar benzerlik içerdiği, davacı yanın markasında yer alan şekil unsurunun marka bütünü içerisinde ayırt ediciliğe sahip olmadığı, “…” ibaresinin ise çok küçük boyutta olmasının yukarıdaki değerlendirmeyi pekiştirdiği, bir bütün olarak, anlamsal, görsel ve fonetik olarak yapılan incelemede, taraf markalarının bu hali ile karıştırılma ihtimaline neden olabilecek derecede benzer oldukları, “…” ibaresinin her iki taraf markasında esas unsur olduğunun kabul edilmesi gerektiği, markaların okunuşları itibari ile “…” ibaresinde vurgunun toplandığı, görsel olarak da davacı markasında yer alan “…” ibaresinin ön plana çıktığı, taraf markalarında yer alan diğer unsurların ise bu benzerlik derecesini düşürmeye veya kesmeye yetemediği kanaatine varılmıştır.
Yukarıdaki açıklandığı üzere, işaretler arasındaki benzerlik değerlendirmesi, markanın türüne, yani şekil markası, sözcük markası, ses markası veya bunların karması olup olmamasına göre birçok farklı faktör açısından yapılacak değerlendirmeye bağlı olarak tespit edilebilir. Benzerliğin tespiti, markanın türüne göre farklı unsurları esas almayı da gerektirebilmektedir. Somut olayda, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden, tüketici işlemi ya da tüketiciye yönelik uygulamaların her aşamasında makul düzeyde bilgiye sahip olan gerçek veya tüzel kişi olan ortalama tüketici açısından, taraf markalarını aynı anda ya da ayrı ayrı görmesi halinde, bu markaların ilişkili markalar olduğunu sanma tehlikesi bulunmaktadır.
Ortalama tüketici açısından ortaya çıkacak karıştırılma olasılığı açısından hitap edilen/hedeflenen tüketici kesimi için yapılacak değerlendirmede, potansiyel alıcı veya kullanıcı kitlesi, bu kimselerin eğitim ve mesleki bilgi düzeyi, malı satın alırken gösterecekleri dikkat ve özenin derecesi ve satın alma kararı verirken harcayacakları süre değerlendirmede dikkate alınmıştır.
Tanınmış Marka Değerlendirmesi;
Somut olayda, her ne kadar davalı şirket markalarının tanınmışlık düzeyine ulaştığını gösterir nitelikte, piyasa araştırması, satış rakamları/faturaları, yurt içi ve yurtdışı satış ağı vb. delillerine rastlanmadığı görülmüş olmakla birlikte, davalılardan … Marka Pazarlama Tic. Ltd. Şti.ne ait … tescil numaralı, “…” ibareli tanınmış markanın bulunduğu, markanın giyim sektörü içerisinde tanınmış olduğunun kabul edilmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
Yapılan incelemede, davacı başvuru ile davalı yana ait “…” markası arasında benzerlik tespit etmiş olması, bu hali ile markalar arasında bağlantı kurulabilme ihtimalinin mevcudiyeti; tescili talep edilen sınıf ile davalı markalarının tescilli olduğu ve tanınmış kabul edildiği sektör açısından, davalı … sahiplerinin dava konu mar-kanın tescilinden zarar görme, itibarında zarar meydana gelme ihtimalinin bulunduğu tespit edilmiş; davacı yanın tescil talebi ile davalı şirket markalarına yanaşacağı değerlendirilmiştir. Tanınmış marka olmanın sonuçlarından bir tanesi de o mala veya hizmete olan güvendir. Somut olayda da, tüketicide mevcut olan güven nedeniyle, üçüncü kişilerde, tescili talep edi-len sınıfta yer alan ürünlerin de tanınmış marka sahibi tarafından üretildiği hissi uyanabile-cektir. Bu nedenlerle, davacı yan başvurusu açısında haksız yararlanma ihtimalinin gerçekleştiği sonucuna varılmıştır.
Seri Marka – Kazanılmış Hak Açısından Değerlendirme ;
Bir işletme tarafından uzunca süredir kullanılan markanın asli unsuru muhafaza edilerek ve markanın bu işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunmak suretiyle, önceki markanın kapsadığı ürünlerin veya bir ürün çeşidinin tüketiciye yenilenmiş bir marka imajı ile sunulması ve bu yolla marka sahibi işletmenin piyasaya arz ettiği ürünlerinin de işletmesel köken olarak öncekilerle bağlantılı olduğu mesajını veren yeni markalar yaratmak amacıyla önceki markada yer alan asıl unsurun yanına başkaca tali unsurlar ekleyerek oluşturduğu markaların seri marka olarak kabulü olanaklıdır. Diğer taraftan, marka hakkının iki şekilde elde edildiği kabul edilmektedir. Buna göre, ilk olarak marka üzerindeki öncelik hakkı, o markayı ihdas ve istimal eden ve piyasada maruf hale getiren kişiye aittir. Bu kişi adına yapılan tescilin açıklayıcı olduğu kabul edilmiştir. Tescil bu markanın daha özel hükümlerle korunmasını temin eder. İkinci olarak marka hakkı, bir markayı daha önce ihdas ve istimal etmeksizin, seçilip tescil ettirilmesi ile de elde edilebilir. Buna göre, marka sahibinin yaptırdığı tescil kurucu etkiye haiz olmaktadır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 19.09.2008 tarih ve … K sayılı ilamında, ifade edildiği üzere, bir marka sahibinin önceden adına tescil olan ve kullanmakta olduğu markasını ayırt edici işareti değiştirilmeksizin ve başkaları adına tescilli markalara yanaşılmaması kaydıyla aynı mal ve hizmetler yönünden yeni bir marka başvurusunda bulunmak istemesi kazanılmış haklar ilkesinin gereğidir.
Davacı yan, … ve … tescil numaralı markalarının sahibi olduğu beyan etmiş, bu markalara dayanarak kazanılmış hak iddia etmiş olmakla; … tescil numaralı markanın 2.07.2015 yılında, … tescil numaralı markanın 18.01.2018 yılında tescil edildiği sabittir. Yargıtay ilamı ile paralel olacak şekilde, davaya konu markanın başvuru tarihi itibari ile … ve … tescil numaralı markaların tescillerinin üzerinden 5 yıllık bir sürenin geçmediği, olağan bir hükümsüzlük davasına konu edilmesine imkan verecek nitelikte oldukları, sessiz kalma durumunun söz konusu markalar için geçerli olmadığı değerlendirilmiş, özellikle tescilli sınıfları açısından uzunca süredir kullanıyor olması şartını taşımadıkları kabul edilmiştir.
Bunların yanında davacının kazanılmış hak iddia ettiği 18.03.1997 başvuru, 30.06.1998 tescil tarihli … sayılı “… …” ibareli kapsamında; 14.sınıftaki “Saatler ve saat kordonları” emtiası bulunan markasının bulunduğu tespit edilmiştir.
Davacı yan, tescil aşamasında, davaya konu markaya yapılan itiraza ilişkin olarak sunmuş olduğu karşı görüşte, Çeşitli (farklı markalara ait) saat görselleri ile dava dışı … Saat Elektronik İthalat Tic. LTD. ŞTİ şirketine ait, 17.10.2004 tarihli faturaları ve sevk irsaliyeleri içerisinde “… marka duvar saati” ibaresinin, 31.12.2007 tarihli faturaları ve sevk irsaliyeleri içerisinde “… marka duvar saati” ibarelerinin yer aldığı görülmüştür.
Davacı yanın kullanımlarına ait görseller incelendiğinde, davacı yanın “…”, “… watch şekil” ibarelerini 14. sınıfta yer alan “saat ve saat kordonları” üzerinde kullandığı, tespit edilmiştir.
… (…) numaralı marka açısından ise; önceki tarihli “… …” ibareli marka ile davaya konu markalar karşılaştırıldığında, her iki markanın da “… …” ibarelerini içerdiği, bu doğrultuda; davacı yanın, … sayılı marka olan “…”, “… watch şekil” ibarelerini 14. sınıfta yer alan “saat ve saat kordonları” üzerinde kullandığı, somut uyuşmazlıkta davacı yan lehine, 14. sınıfta yer alan “saat ve saat kordonları” malları açısından “… …” ibaresine ilişkin korunmaya değer müktesep üstün hakkı bulunduğu, sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın kısmen kabulüne, TÜRKPATENT YİDK’nin … sayılı kararının 14.sınıf “saatler ve zaman ölçme cihazları (kronometreler ve parçaları, saat kordonları dahil)” emtiası ile sınırlı olarak kısmen iptaline, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar vermek gerekmiş , aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının 14.sınıf “saatler ve zaman ölçme cihazları (kronometreler ve parçaları, saat kordonları dahil)” emtiası ile sınırlı olarak kısmen iptaline,
3-Fazla ilişkin istemlerin reddine,
4-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL karar harcının davalılardan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı için 5.900,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Reddedilen kısım itibariyle davalılar için 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Kabul ret oranının takdiren 1/2 olarak belirlenmesine, davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 2.162,91 TL yargılama giderinden payına düşen 1.081,45 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalanının davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.02/02/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.

Davacı Masraf Dökümü:
İlk Masraf 95,20.-TL
Posta Masrafı 267,71.-TL
Bilirkişi Ücreti 1.800,00.-TL
Toplam 2.162,91.-TL