Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/417 E. 2021/124 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/417
KARAR NO : 2021/124

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan), Marka (Manevi Tazminat İstemli), Marka (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 17/12/2019
KARAR TARİHİ : 18/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/03/2021
DAVA : Marka (Manevi Tazminat İstemli), Marka (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 27/12/2019
KARAR TARİHİ : 30/12/2019
YAZIM TARİH : 30/12/2019

ASIL DAVADA İDDİA:
Davacı vekili 17.12.2019 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; dava konusu “…” markasının müvekkili tarafından 1980’den itibaren önce Erzurum sonra Ankara’da kullanıldığını, Türkiye çapında maruf ve meşhur hale getirildiğini, çeşitli bayilikler yaptığını, yurt dışı ve yurt içi el aletleri araç ölçüm makineleri getirdiğini, getirdiği özel test cihazları ile motor kontrol ve ayarlarını, kaporta boya kontrolünü, mekanik elektrik ve elektronik kontrolleri yaptığını, davalının ise yurt dışından getirdiği cihazları “…” markalarını yazarak kullandığını ve marka hakkına tecavüz ettiğini, müvekkilinin marka tescili için 06/01/2011 tarihinde başvuru yaptığını ve 06/08/2012 tarihinde 35 ve 37. sınıflarda tescil edildiğini ve aralıksız olarak bu sınıflarda markanın kullanıldığını, davalının ise bu markayı davacının bilgi ve onayı olmadan aynı sınıflarda tescil ettirerek yıllarca kullandığını, çok sayıda lisans vererek kullandırdığını, bu sebeple müvekkilinin kar kaybına uğradığını, davalının sonraki markasının “…” olduğunu, müvekkilinin 1991 tarihinde Ankara Emniyet Müdürlüğünün aracına “…” markası ile fatura kestiğini, davalının bu markayı kullandığını ise 01/08/2016 tarihinde Ankara FSHHM’de aleyhine açılan ….E. sayılı markanın hükümsüzlüğü davası ile öğrenerek karşı çıktığını, davacının markayı ihdas eden, maruf ve meşhur hale getiren kişi olduğunu, davalının açtığı davanın Yargıtay incelemesinden geçerek red ile sonuçlandığını, bu süreçte markasının elinden gideceği korkusu ile davacının kanser olduğunu, davalının markasal kullanımının davacıyı maddi ve manevi zarara uğrattığını ve ülke çapında markanın itibarına zarar verdiğini belirterek, davalının, davacı markasına müdahalesinin SMK m. 149/1-b, c maddelier gereğince menine, davalı adına olan 35, 37. sınıflardaki kayıtların iptaline, “…” markasının davalının tabelalarından sökülmesine, reklam vs. malzemelerin toplatılmasına, kararın ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiş; davacı vekili 18/12/2019 ve 18/07/2020 tarihli dilekçelerinde; hükümsüzlük talebinin … sayılı markaların 35 ve 37. sınıflarına ilişkin olduğunu bildirmiştir
BİRLEŞEN DAVADA İDDİA:
Davacı vekili 27.12.2019 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; ihtilafa konu (…) isimli markanın müvekkili tarafından 1980 tarihinden itibaren önceleri Erzurum’da daha sonra Ankara’ da kullanıldığını, Türkiye çapında maruf ve meşhur hale geldiğini, müvekkilinin kırk yıla varan iş tecrübesiyle Mercedes-Benz tali bayiliği,Volkswagen, Seat yetkili servisliği, Boschtest cihazları kullanım bayiliği, Mobil yağ ve benzeri ürünlerin satışını,yaptığını, yurt dışı ve yurt içi el aletleri araç ölçüm makinelerini getirttiğini, ustalık belgesi bulunduğunu, başta Doğu Anadolu ve Karadeniz bölgesi olmak üzere tüm Türkiye çapında en büyük ve tecrübeli iş yeri sahibi konumuna gelmiş, özel test cihazları getirterek uzman kadrosu ile motor kontrolü ve ayarlarını, kaporta boya kontrolünü, mekanik elektrik ve elektronik kontrollerini yaptığını, davalı yanın ise, yurt dışından getirttiği cihazların … yazarak marka olarak kullandığını, böylece yasal marka hakkına tecavüz ettiğini, davalının … markanın tescili için yapılan başvuru ve tescil tarihinin müvekkil markasından sonra olduğunu, davalı şirketin müvekkil aleyhine ikame ettiği 2016/308 esas sayılı markanın hükümsüzlüğü davasında, mahkemenin davayı reddettiğiini, davalı tarafın istinaf talebi üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesince kararın kısmen kaldırıldığını, müvekkilinin temyiz talebi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesisi markanın müvekkile aidiyetini belirterek kararı bozduğunu, Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin de bozma kararına uyarak 2019/873 Esas ve 2019/1044 karar sayılı ilamı ile davanın reddine karar verdiğini, davalının müvekkil aleyhine açtığı markanın hükümsüzlüğü davası üzerine, müvekkilinin 40 yıla varan mesleki aşkı ve tecrübesi ile sahip olduğu markasının elinden gidebileceği korku ve üzüntüsü ile kanser hastalığına yakalandığını, davalı şirketin müvekkile ait markayı kullanarak ve başkalarına lisans vererek kullandırdığı için müvekkilinin büyük çapta maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek, SMK m. 150, 151 ile TBK m. 49 gereğince davalının elde ettiği kazanç miktarı dikkate alınarak davacının fiili zararı ve maruz kalınan kar kaybı karşılığı belirlenecek maddi tazminatın kullanım tarihinden itibaren başlayan ticari faizi ile birlikte tahsiline, bu zarar karşılığı şimdilik 500,00-TL. maddi tazminatın tahsiline, TBK m. 49 gereğince takdir edilecek 250.000,00-TL. manevi tazminatın ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, tarafları ve konusu aynı olan mahkememizin 2019/417 esas sayılı dosyası ile bu dosyanın birleştirilmesini istenmiştir.

SAVUNMA:
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin sicile 1987 yılında tescil edilerek kurulduğunu, oto ekspertiz cihazları, araç muayenehane istasyon cihazları ile bilgisayar ve yazılımlarının satışı, servis ve kalibrasyon hizmetleri verdiğini, Türkiye genelinde faaliyet gösterdiğini, 50’yi aşkın bayisi bulunduğunu, çeşitli ISO, TSE belgelerine sahip olduğunu, davacının davasının mesnetsiz olduğunu, Ankara 3. FSHHM’de görülen davanın temyiz aşamasında olduğunu ve kesinleşmediğini, dava konusu 35 ve 37. sınıfta tescilli markaların karıştırılma ihtimali bulunmadığını, davacının bu sınıflarda “…” markasını kullanmadığını bu sebeple hükümsüzlük talep edemeyeceğini, davacının, dava dilekçesinde, davalının “…” markasını kullanımına ilişkin saydığı faaliyetlerin 35 ve 37. sınıf kapsamında olmadığını, davalı markasının tescilli olduğu 07, 09 ve 42. sınıf emtiaları kapsadığını, marka davacı tarafından da kullanılmadığından davacı markasına tecavüzün söz konusu olmadığını, davacının … sayılı markası ile sınıfsal bakımından davalının … sayılı markalarının örtüştüğünü, davacının … sayılı markasını kullanmadığını, SMK m. 06, 19 ve 25 gereğince kullanmama def’i ileri sürdüklerini, ayrıca kullanımı olmamasına rağmen hükümsüzlük talebinde bulunan davacının dürüstlük kuralına aykırı davrandığını, kötüniyetli olduğunu, davalının “…” markasını ile uzun yıllardır faaliyet gösterdiğini davacının bildiğini ve basiretli bir tacir olarak bilmesi gerektiğini, dava konusu marka işaretleri arasında da karıştırılma ihtimali bulunmadığını, 42. sınıf kapsamına giren oto ekspertiz hizmeti alanında “…” ibaresini de kullanarak çeşitli firmaların faaliyet gösterdiğini, TÜRKPATENT tarafından da …” ibaresinin bu hizmet bakımından “genel ad” olarak kabul edildiğini, …” ibaresinin 42. sınıfta tek başına tesciline ilişkin başvuruların reddine karar verdiğini savunarak, davanın reddini istemiş;
Karşı dava bakımından; Kullanmama def’ine ek olarak davacının … sayılı markasının kullanmama sebebiyle iptali gerektiğini belirterek, asıl davanın reddine ve karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, delilleri toplanmış, davaya konu marka işlem dosyaları getirtilmiş, taraflarca sunulan belgeler ile mahkememizce getirtilen deliller incelenmiş, uyuşmazlığın, niteliğine göre teknik ve özel bilgiyi gerektiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor objektif, dosya kapsamındaki delillerle tutarlı denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiş, mahkememizce de benimsenmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, asıl davanın tescilli “…” isimli markanın davacıya aidiyetinin tespiti, davalının markaya müdahalesinin men’i, davalı adına tescilli markanın iptali ve markaya kullanımının önlenmesi, Birleşen davanın; markaya tecavüz dolayısıyla maddi ve manevi tazminmat istemi, Karşı davanın; karşı davalıya ait … sayılı markanın kullanmama nedeni ile iptali isteminden ibarettir.
Mahkememizin 2019/147 esas sayılı dosyasının 18.12.2019 tarihli tensip tutanağının 13 nolu bendi ile davalı aleyhine açılan fiili zararın ve maruz kalınan kar kaybı karşılığı belirlenecek maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden tefrik edilerek mahkememizin 2019/419 esas sayılı sırasına kaydı yapılan dosyada; mahkememizin 20.12.2019 tarihli kararı ile dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın HMK 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmiştir.
Davacı Karşı Davalı Markası:
06.01.2011 tarihli … sayılı “…+şekil” ibareli markasının bulunduğu, kapsamında 35, 37.sınıftaki “35 Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler (Ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri dahil). Büro hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık , muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri (ithalat-ihracat acente hizmetleri dahil). Ticari ve sınai ürünler için eksperlik hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri ( belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir ). 37 İnşaat hizmetleri, inşaat araç-gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri. Temizlik hizmetleri; dezenfeksiyon hizmetleri; haşere ilaçlama hizmetleri; temizlik araçları ve makinelerinin kiralanması hizmetleri. Kara araçları servis istasyonu hizmetleri (bakım, tamir ve yakıt dolumu). Deniz araçlarının bakımı ve tamiri hizmetleri; gemi inşaatı hizmetleri. Hava taşıtlarının bakım ve tamiri hizmetleri. Mobilyalara ilişkin döşeme, tamir, restorasyon hizmetleri. Isıtma, havalandırma ve su tesisatının kurulması (tesis edilmesi), bakımı ve tamiri hizmetleri. Giysilerin temizliği, bakımı ve tamiri hizmetleri. Sınai makinelerin ve cihazların, büro makinelerinin ve cihazlarının, haberleşme cihazlarının, elektrikli ve elektronik cihazların tesisi, bakımı ve tamiri hizmetleri. Saat” mal ve hizmetlerinin bulunduğu;
Davalı Karşı Davalı Markaları:
23.02.2012 tarihli … sayılı “…&MATES+şekil” ibareli markasının bulunduğu, kapsamında 35, 37.sınıftaki mal ve hizmetlerin bulunduğu;
25.09.2014 tarihli … sayılı “OTOEKSPERTİZ&…+şekil” ibareli markasının bulunduğu, kapsamında 07, 09, 35, 37.sınıftaki mal ve hizmetlerin bulunduğu;
09.12.2015 tarihli … sayılı “… Oto Ekspertiz Merkezi+şekil” ibareli markasının bulunduğu, kapsamında 07, 09, 37.sınıftaki mal ve hizmetlerin bulunduğu;
01.06.2017 tarihli … sayılı “…+şekil” ibareli markasının bulunduğu, kapsamında 37.sınıftaki mal ve hizmetlerin bulunduğu;
01.02.2018 tarihli … sayılı “…+şekil” ibareli markasının bulunduğu, kapsamında 37.sınıftaki mal ve hizmetlerin bulunduğu;
15.10.2018 tarihli … sayılı “…+şekil” ibareli markasının bulunduğu, kapsamında 37.sınıftaki mal ve hizmetlerin bulunduğu anlaşılmıştır.
Marka İşaretlerinin Değerlendirilmesi:
Davacı-karşı davalı marka işaretinin üst kısmında mavi bir araba görseli ve siyah beyaz ralli flamasından oluşan ŞEKİL ile kırmızı, küçük fakat bütüne göre ön planda … ibaresinden oluşmaktadır.
Davalı-karşı davacının dava konusu markalarında ise şekil unsuru ile ilk markada …&mates ve ikinci markada otoekspertiz&… ibareleri yer almaktadır. Son marka ise “…” markasıdır.
Dava konusu markalarda … ibaresi ortak olup uyuşmazlığın da esasını teşkil etmektedir. Ticaret Bakanlığının 15/08/2020 tarihli R.G.’de yayınlanan İKİNCİ EL MOTORLU KARA TAŞITLARININ TİCARETİ HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK gereğince 2. el araç satışlarında ekspertiz raporu zorunlu hale getirilmiştir. Söz konusu eksper raporunun hazırlanması hizmeti toplumda … olarak bilinmektedir. Aynı şekilde “oto ekspertiz” ya da “oto rapor” ifadeleri de kullanılmaktadır.
Google arama motorunda “… nedir” şeklinde yapılan basit nitelikte bir aramada “ikinci el araç alım satım işlemleri sırasında, satış öncesinde aracın tüm mekanik parçalarının kontrol edilmesine verilen isim”1 olarak tanımlanmaktadır. Tanımı itibariyle bu hizmetin 42. sınıf: Bilimsel ve sınai inceleme, araştırma hizmetleri; mühendislik hizmetleri, mühendislik ve mimari tasarım hizmetleri, kalite ve standart belgelendirme amaçlı mal/hizmetlerin test edilmesi kapsamında değerlendirmek mümkün olup bu kapsamda tanımlayıcı olduğunu da söylemek mümkündür. Nitekim dosyada bulunan TÜRKPATENT Markalar Dairesi Başkanlığının 08/08/2016 tarihli kısmi red kararında “…” ibaresi m. 7/1-c kapsamında değerlendirilmiş, aynı şekilde https://online.turkpatent.gov.tr/ adresinde 42. sınıfta “…” ibaresini içeren farklı kişilere ait başvuru/tesciller bulunduğu görülmüştür. Bununla birlikte dava konusu 35 ve 37. sınıf hizmetler bakımından “…” ibaresinin bir tanımlayıcılığı bulunmamaktadır. Buna göre tescilli markalara ilişkin işaretsel değerlendirmede “…” ibaresi de dikkate alınacak olup dava konusu markalarda ortak “…” ibaresi sebebiyle markalar arasında benzerlik bulunduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Davacının tecavüz iddiası bakımından değerlendirme:
SMK’nın 29. maddesi ile “marka hakkına tecavüz sayılan filler” düzenlenmiş olup ilgili hüküm şöyledir:
Marka hakkına tecavüz sayılan fiiller
Madde 29- (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
(2) 19 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü tecavüz davalarında def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır.
SMK’nın “marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları” yan başlıklı 7. maddesi ile getirilen düzenlenme ise şöyledir:
Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları
Madde 7- (1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c) Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.
SMK m. 149 ile “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibinin ileri sürebileceği talepler” aşağıdaki gibi düzenlenmiştir:
(1) Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir:
a) Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti.
b) Muhtemel tecavüzün önlenmesi.
c) Tecavüz fiillerinin durdurulması.
ç) Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini.
d) Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde el konulması.
e) (d) bendi uyarınca el konulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması.
f) Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d) bendine göre el konulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası.
g) Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi.
(2) Birinci fıkranın (e) bendinde belirtilen talebin kabulü durumunda, söz konusu ürün, cihaz ve makinelerin değeri, tazminat miktarından düşülür. Bu değerin kabul edilen tazminat miktarını aşması hâlinde, aşan kısım hak sahibince karşı tarafa ödenir.
(3) Birinci fıkranın (g) bendinde belirtilen talebin kabulü durumunda ilanın şeklî ve kapsamı kararda tespit edilir. İlan hakkı, kararın kesinleşmesinden sonra üç ay içinde talep edilmezse düşer.
(4) Coğrafi işaret ve geleneksel ürün adları bakımından manevi zararın tazmini talep edilemez.
Ayrıca SMK’nın 150. maddesi ile “tazminat” ve 151. maddesi ile “yoksun kalınan kazanç” hali düzenlenmiştir.
Mevzuata ilişkin bir çerçeve oluşturduktan sonra somut juyuşmazlığa döndüğümüzde davacı-karşı davalının tecavüz iddiası “… markasını 1980’den itibaren önce Erzurum sonra Ankara’da kullandığı, Türkiye çapında maruf ve meşhur hale getirdiği, çeşitli bayilikler yaptığı, yurt dışı ve yurt içi el aletleri araç ölçüm makineleri getirdiği, getirdiği özel test cihazları ile motor kontrol ve ayarlarını, kaporta boya kontrolünü, mekanik elektrik ve elektronik kontrolleri yaptığı, davalının ise yurt dışından getirdiği cihazları … markalarını yazarak kullandığı” yönündedir.
Öncelikle cevap dilekçesinde beyan edildiği üzere davalı-karşı davacı 07 ve 09. sınıflarda tescilli “…” markalarının hak sahibi olup davacı-karşı davalının … sayılı markası bu sınıflarda tescilli değildir. Aynı şekilde davalı-karşı davacının 2014 78830 sayılı markası kapsamında çeşitli test cihazlarının satışına ilişkin olarak 35.05. sınıf perakendecilik hizmetleri de tescilli olup davacı-karşı davalının … sayılı markası bu sınıfta da tescilli değildir. Dolayısıyla davalı-karşı davacının “cihazları, üzerine … markalarını yazarak kullanması” tescilli markasal hakkına dayalı meşru bir kullanım olarak değerlendirilmiştir.
Davalı-karşı davacının “…” ismiyle bayilik vermek suretiyle davacı-karşı davalının markasına tecavüz ettiği iddiaları bakımından da dosya kapsamı incelenmiş, cevap dilekçesi ile sunulan bayilik sözleşmeleri, internet sitesi ekran görüntüsü değerlendirilmiştir.
Buna göre 09/06/2016 ve 20/11/2017 tarihli (2) bayilik sözleşmesinde “sözleşmenin kapsamı / faaliyet konusu: şirket tarafından pazarlanan araç ekspertiz hizmetleri faaliyetlerinin, yine şirket tarafından temin edilen ve bedeli bayi tarafından ödenen program ile yapılan işlerin kayıt altına alınarak yürütülmesi” olarak tanımlanmıştır.
Davalı-karşı davacının internet alan adının https://….com.tr/ olduğu, ana sayfada kurumsal bayilik ağının bulunduğu, “Bayiler” sekmesinde Afyon, Aksaray, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Batman, Burdur, Bursa, Çankırı, Erzincan, Hatay, Isparta, İstanbul, Kayseri, Kahramanmaraş, Karaman, Kocaeli, Konya, Mersin, Muğla, Muş, Nevşehir, Rize, Sakarya, Sinop, Sivas, Yozgat, Şanlıurfa, Tekirdağ, Tokat, Trabzon, Van, Eskişehir, Bitlis olmak üzere farklı şehirlerde birden fazla olmak üzere çok sayıda bayisi olduğu, “Hizmetler” sekmesinde “ekspertiz hizmetleri” altında “motor test, fren test, amortisör test, yana kayma, boya kaporta, arıza tespit, alt kontrol, akü test, lastik kontrol, şase kontrol, far testi, kaçak kontrol” hizmetlerinin verildiği anlaşılmaktadır. Bu bakımdan davalı-karşı davacının kendisi ve bayilerinin oto ekspertiz hizmeti sunduğu, bu hizmet kapsamında reklam ve tanıtım bilgilerinin de sitede yer aldığı görülmüştür. Bir başka deyişle yukarıda açıklandığı üzere davalı-karşı davacının tescile konu “…” markaları davacı-karşı davalı markası ile benzer olmakla birlikte davalı-karşı davacının markasını oto ekspertiz hizmetlerinde kullandığı tespit edilmiş, otomotiv sektöründe imalat ve bakım onarım işlerinde markasal kullanımı tespit edilememiştir.
Yine dosya içinde mevcut Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının …. soruşturma no.lu dosyasında alınan bilirkişi raporunun sonuç kısmında “müştekiler adına 2011 01030 sayıl ile tescilli … markasının kapsamında şüphelinin şirketinin sunduğu oto ekspertiz hizmetlerinin bulunmaması, şüphelinin şirketinin, müştekiler markalarını tescil ettirmeden öncede … ibaresini oto ekspertiz hizmetinde kullanması ve tarafların 2010 yılından huzurdaki şikayete kadar yaklaşık 10 yıl aynı ilde ve hatta aynı ilçede ihtilaf yaşamadan birlikte faaliyet göstermeleri nedeniyle şüphelinin şirketinin oto ekspertiz hizmeti sunulmasından kullandığı … markasının, müştekilerin 2011 01030 sayı ile tescilli … markası ile iktibas ve iltibas yaratmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır” şeklinde olduğu ve savcılığın bilirkişi raporu doğrultusunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verdiği görülmüştür.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davalı-karşı davacının … markası ile kullanımlarının davacı-karşı davalının … sayılı markasına tecavüz teşkil etmeyeceği kanaatine varılmıştır.
Davacı-karşı davalının hükümsüzlük iddiası bakımından:
6769 sayılı SMK’nın “hükümsüzlük halleri ve hükümsüzlük talebi” yan başlıklı 25. maddesinin (1.) fıkrası ile “5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.” hükmü düzenlenmiştir. Davacı davasını öncelikli hak sahipliği, benzerlik ve tanınmışlık iddialarına dayandırdığından aşağıda 6. maddeye ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir:
MADDE 6- Marka tescilinde nispi ret nedenleri
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
Taraflar arasında yapılan yargılama neticesinde Ankara 3. FSHHM’nin E. 2016/308, K. 2017/210 sayılı 08/06/2020 tarihinde kesinleşmiş kararına göre … markası bakımından öncelikli hak sahibi ise SMK m. 6/3 gereğince davacı-karşı davalıdır. Davalı-karşı davacı huzurdaki davada bu iddia bakımından başka bir delil de sunmamıştır.
Davacı-karşı davalının SMK m. 6/1 kapsamındaki iddiaları bakımından marka işaretleri ve emtia listelerine ilişkin değerlendirmede davacı-karşı davalı markası ile davalı-karşı davacının sadece … sayılı …&mates şekil ve … sayılı otoekspertiz&… şekil markaları arasında hem işaretsel hem de sınıfsal ayniyet / benzerlik şartı gerçekleşmiş olup davalı-karşı davacı markaları kapsamında yer alan 35. Sınıftaki “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler (Ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri dahil). Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri. Ticari ve sınai ürünler için eksperlik hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri” ve 37. Sınıftaki “İnşaat hizmetleri, inşaat araç – gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri. Temizlik hizmetleri; dezenfeksiyon hizmetleri; haşere ilaçlama hizmetleri; temizlik araçları ve makinelerinin kiralanması hizmetleri. Kara araçları servis istasyonu hizmetleri (bakım, tamir ve akaryakıt dolumu). Deniz araçlarının bakımı ve tamiri hizmetleri; gemi inşaatı hizmetleri. Hava taşıtlarının bakım ve tamiri hizmetleri. Mobilyalara ilişkin döşeme, tamir, restorasyon hizmetleri. Isıtma, havalandırma ve su tesisatının kurulması (tesis edilmesi), bakımı ve tamiri hizmetleri. Giysilerin temizliği, bakımı ve tamiri hizmetleri. Sınai makinelerin ve cihazların, büro makinelerinin ve cihazlarının, haberleşme cihazlarının, elektrikli ve elektronik cihazların tesisi, bakımı ve tamiri hizmetleri. Asansör tamiri ve bakımı hizmetleri. Saat tamiri hizmetleri. Madencilik, maden çıkarma hizmetleri. Ayakkabı, çanta, kemer tamiri hizmetlerinin” tamamı bakımından benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunmaktadır.
Davalı-karşı davacı, karşı tarafın dava konusu … sayılı markasını kullanmadığını iddia ederek kullanmama def’i ileri sürmüştür. 6769 sayılı SMK m. 29/2 “19 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü hükümsüzlük davalarında def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır.” şeklinde düzenlenmiş olup bu def’i aşağıda ele alınacaktır.
Davalı-karşı davacının kullanmama def’i ve kullanmama sebebiyle iptal talebi bakımından:
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun “Hükümsüzlük hâlleri ve hükümsüzlük talebi” başlıklı 25. maddesinin 7. fıkrası “6 ncı maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru veya rüçhan tarihinde, davacının markası en az beş yıldır tescilli ise davacı ayrıca, söz konusu başvuru veya rüçhan tarihinde 19 uncu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartların yerine getirildiğini ispatlar.” şeklinde düzenlenmiştir.
SMK m. 25/7 atfıyla madde 19/2’ye baktığımızda “6 ncı maddenin birinci fıkrası kapsamında yapılan itirazlarda, itiraz gerekçesi markanın itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinde Türkiye’de en az beş yıldır tescilli olması şartıyla, başvuru sahibinin talebi üzerine, itiraz sahibinden, itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık süre içinde itiraz gerekçesi markasını itirazına dayanak gösterdiği mal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğuna ilişkin delil sunması talep edilir. İtiraz sahibi tarafından bu hususların ispatlanamaması durumunda itiraz reddedilir. İtiraz gerekçesi markanın, tescil kapsamındaki mal veya hizmetlerin sadece bir kısmı için kullanıldığının ispatlanması hâlinde itiraz, sadece kullanımı ispatlanan mal veya hizmetler esas alınarak incelenir.” şeklindedir.
Yine Yasanın “İptal halleri ve iptal talebi” m. 26/1-a ile “9 uncu maddenin birinci fıkrasında belirtilen hâller” iptal sebebi olarak düzenlenmiş, ayrıca m. 26/4 ile “Markanın, beş yıllık sürenin dolması ile iptal talebinin Kuruma sunulduğu tarih arasında tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından ciddi biçimde kullanılmış olması hâlinde, birinci fıkranın (a) bendine ilişkin iptal talepleri reddedilir. İptal talebinde bulunulacağı düşünülerek kullanım gerçekleşmişse talebin Kuruma sunulmasından önceki üç ay içinde gerçekleşen kullanım dikkate alınmaz.” hükmü getirilmiştir.
Buradan da atıfla da 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun “Markanın Kullanılması” yan başlıklı 9. maddesine baktığımıza şöyledir:
(1) Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir.
(2) Aşağıda belirtilen durumlar da birinci fıkra anlamında markayı kullanma kabul edilir:
a) Markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılması.
b) Markanın sadece ihracat amacıyla mal veya ambalajlarında kullanılması.
(3) Markanın, marka sahibinin izni ile kullanılması da marka sahibi tarafından kullanım olarak kabul edilir.
Son olarak SMK’nın 29/2 maddesinde “19 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü tecavüz davalarında def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır.” hükmünün düzenlendiğini görmekteyiz.
SMK’da yer alan tüm bu düzenlemeler gereğince, kullanımın ciddi olması, Türkiye’de gerçekleşmesi ve markanın tescilli olduğu mal/hizmetlerde gerçekleşmesi gerektiği hüküm altına alınmış ve beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihinin dikkate alınacağı düzenlenmiş ilaveten dava tarihinden önceki 3 ayı aşan kullanımlara da önem atfedilmiştir.
Buna göre davacı-karşı davalı adına tescilli karşı dava konusu … sayılı … ŞEKİL markasının tescil tarihi 06/08/2012’dir. Davacı-karşı davalı bu tarihten sonra 5 yıl içinde varsa markasal kullanımına ilişkin delil olarak mahkememizin 2016/308E. ve 2017/210K. sayılı dosyasını delil olarak sunmuştur. Bu dosya içerisinde karşı davanın davalısı tarafından markanın kullanımına ilişkin 07.07.2016 ve 11.06.2016 tarihli iki adet fatura olduğu görülmüştür.
Somut dava tarihi 17/12/2019 ve karşı dava tarihi 04/02/2020’dir. Karşı dava tarihinden geriye doğru son 5 yıllık dönem ve/veya dava tarihinden önce 3 aydan fazla süreli markasal kullanımlarını bu faturalarla ispat etmiştir.
Tüm bu tespit ve değerlendirmeler doğrultusunda, Asıl ve Birleşen Dava Bakımından; Davalı-karşı davacının … markasına ilişkin kullanımlarının davacı-karşı davalının … sayılı markasına tecavüz oluşturmadığı, Hükümsüzlük talebi bakımından davacı-karşı davalı markası ile davalı-karşı davacının … sayılı …&mates şekil ve 2014 78830 sayılı otoekspertiz&… şekil markaları arasında işaretsel ve sınıfsal ayniyet / benzerlik şartının birlikte gerçekleştiği, Karşı Dava Bakımından; Davacı-karşı davalı adına tescilli … sayılı markanın kullanımına ilişkin sunulan faturaların markasal kullanımını ispata yeterli olduğu sonuç ve kanaatine varılmış, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
A) Asıl davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Marka ihlali iddiasıyla açılan davanın REDDİNE
2-Birleşen davanın REDDİNE,
3-Hükümsüzlük istemiyle açılan davanın kısmen kabulü ile, … sayılı markanın tescilli tüm sınıflarda HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, … sayılı markanın 35. sınıf “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler (Ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri dahil). Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri. Ticari ve sınai ürünler için eksperlik hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri.” 37. Sınıf “İnşaat hizmetleri, inşaat araç – gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri. Temizlik hizmetleri; dezenfeksiyon hizmetleri; haşere ilaçlama hizmetleri; temizlik araçları ve makinelerinin kiralanması hizmetleri. Kara araçları servis istasyonu hizmetleri (bakım, tamir ve akaryakıt dolumu). Deniz araçlarının bakımı ve tamiri hizmetleri; gemi inşaatı hizmetleri. Hava taşıtlarının bakım ve tamiri hizmetleri. Mobilyalara ilişkin döşeme, tamir, restorasyon hizmetleri. Isıtma, havalandırma ve su tesisatının kurulması (tesis edilmesi), bakımı ve tamiri hizmetleri. Giysilerin temizliği, bakımı ve tamiri hizmetleri. Sınai makinelerin ve cihazların, büro makinelerinin ve cihazlarının, haberleşme cihazlarının, elektrikli ve elektronik cihazların tesisi, bakımı ve tamiri hizmetleri. Asansör tamiri ve bakımı hizmetleri. Saat tamiri hizmetleri. Madencilik, maden çıkarma hizmetleri. Ayakkabı, çanta, kemer tamiri hizmetleri.” Emtiaları ile sınırlı olarak Kısmen HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, …, … sayılı markaların hükümsüzlüğü istemiyle açılan davanın REDDİNE, … ve … sayılı markaların tescil edilmemiş olduğundan hükümsüzlük talebi ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
5-Asıl davada alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 44,40 TL harçta düşümü ile 14,90 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
6-Asıl davada hükümsüzlük talebi yönünden davacılar için AAÜT uyarınca 5.900,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,

7-Asıl davada reddedilen hükümsüzlük istemi itibariyle AAÜT uyarınca davalı için 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
8-Asıl davada kabul ret oranının takdiren 1/2 olarak belirlenmesine, davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 1.939,41 TL yargılama giderinden payına düşen 969,70 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, kalanının davacılar üzerinde bırakılmasına,
9-Asıl davada davalı tarafından yapılan 1.200,00 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre 600,00 TL’nin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine, kalanın davalı üzerinde bırakılmasına,
10-Marka ihlali iddiasıyla açılan davada; marka hakkına tecavüzün nedeniyle AAÜT uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
11-Birleşen davada alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 4.277,92 TL harçta mahsubu ile 4.218,62 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacılar karşı davalılara verilmesine,
12-Birleşen davada taraflar aralarında anlaşamamış olmaları nedeniyle 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m.18/A-13 ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi m.7/3 hükmü uyarınca 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davacılardan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
13-Birleşen davada reddedilen maddi tazminat yönünden 500,00 TL, manevi tazminat yönünden 5.900,00 TL olmak üzere toplam 6.400,00 TL vekalet ücretinin birleşen dava davacısından alınarak, davalıya verilmesine,
14- Birleşen davada davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,

B)Karşı davanın REDDİNE;
1-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 54,40 TL harçta düşümü ile 4,90 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
2-Davalı için AAÜT uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3- Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.18/03/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.

Asıl Davada Davacı Masraf Dökümü:
İlk Masraf 95,20.-TL
Posta Masrafı 644,21.-TL
Bilirkişi Masrafı 1.200,00.-TL
Toplam 1.939,41.-TL