Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/161 E. 2022/17 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/10
KARAR NO : 2022/83
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali, Marka Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 26/03/2013
KARAR TARİHİ : 15/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/03/2022
DAVA:
Davacı vekili 26.03.2013 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle müvekkilinin 1961 yılından beri gıda sektöründe faaliyet gösterdiğini, “…”, “…” ve “…” esas unsurlu marka ve gıda ambalajı tasarımlarının sahibi olduğunu, davalı şirketin, … sayılı ve “… …-ISLAK KEK” ibaresinin 30. sınıftaki emtialar açısından tescil edilmesi istemi ile başvuruda bulunduğunu, Resmi Marka Bülteni’nde yapılan yayın üzerine, müvekkilinin başvuruya itiraz ettiğini, Markalar Dairesi Başkanlığı’nca itirazın reddine karar verildiğini, bu karara yapılan itirazın da nihai olarak YİDK’nun … sayılı kararıyla reddedildiğini, oysa müvekkili markalarının tanınmış ve başvurunu da ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, davalı şirketin kötü niyetli olduğunu, müvekkili markasının tescilli olduğu emtialar ile tescil edilmek istenen markanın tescil edileceği emtia sınıflarının ve markaların benzerliği nedeniyle 556 sayılı KHK’nin 8/1(b) maddesi bağlamında iltibasın bulunduğunu belirterek, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ile tescili halinde markanın iptaline, hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; başvuruya konu ibare ile itiraza mesnet markaların benzer olmadığı gerekçesiyle itirazın reddedildiğini, ret kararına yönelik başvurunun da aynı gerekçe ile YİDK tarafından reddine karar verildiğini, davalı başvurusunun kötü niyetli olduğunun kanıtlanamadığını, kurum tarafından yapılan işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkili başvurusu ile davacının itiraza dayanak markalarının benzer olmadığını, zira “…” ibaresinin Dünya’nın bir çok ülkesinde bir kek türü olan “ıslak kek” olarak anlaşıldığını, davacının tek başına “…” ibaresinden oluşan 2000/03884 sayılı markasının bu nedenle Eskişehir … Asliye Hukuk Mahkemesince hükümsüz kılındığını, bu dava sonucunun beklenmesi gerektiğini, yine Yargıtay 11. HD’nin …. sayılı kararıyla davacının ‘…’ ibareli başvurusunun tesciline KHK 7/1-c hükmü uyarınca imkan bulunmadığına karar verdiğini ve bu kararın kesinleştiğini, dolayısıyla anılan ibarenin tanımlayıcı olduğu gibi, davacı markalarının asıl unsuru olarak ta kabul edilemeyeceğini; müvekkili şirket tarafından tescili talep edilen “… …-ISLAK KEK” ibaresinin davacının iddialarının aksine, davacıya ait markalardan farklı olduğunu, karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, haksız yarar sağlanacağı ve markanın itibarına zarar vereceği savlarının da dayanaksız olduğunu, “…” ibaresinin hiçbir zaman markanın esaslı unsuru olduğundan söz edilemeyeceğini, bir benzerlik kurulamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
YARGITAY 11.HUKUK DAİRESİ BOZMASI:
Mahkememizin 30/09/2014 tarih ve 2013/49 esas, 2014/190 karar sayılı davanın esastan reddine dair verilen kararı, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin … karar sayılı ilamıyla özetle;; “….Dava, TPE YİDK kararının iptali ve davalı şirket adına başvurusu yapılan markanın tescili halinde hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. Davacının TPE YİDK kararına itirazında ve işbu davada dayandığı markalardan 2000/3884 sayılı olan markanın tek ve esaslı unsuru “…” kelimesinden oluşmaktadır. Dairemizin yerleşik kararlarında da açıklandığı üzere 556 sayılı KHK’nın 6 maddesi uyarınca markanın esaslı unsurunu oluşturan işaret tescilli olduğu sürece anılan KHK hükümlerine göre korunur. Yine, tescilli marka sahibinin başkasının marka başvurusuna karşı aynı KHK’nın 8/1-b maddesine dayalı olarak itiraz edip tescilin önlenmesini talep hakkı mevcuttur. Davalı şirketin “… …-ISLAK KEK” ibareli marka başvurusuna karşı davacı tarafından yapılan itirazın reddine dair TPE YİDK kararının iptali davasında, mahkemece karar yerinde 556 sayılı KHK 8/1-(b) ve 8/4 maddeleri bakımından doktrin, Avrupa Topluluğu Adalet Divanı (ATAD) ve Yargıtay kararlarına dayalı bir inceleme yapıldığı açıklanmış ise de, aynı kararda içlerinde TPE’nin de bulunduğu uygulamacı ofıslerce benimsenip yayınlanan nispi ret nedenlerine ilişkin “ortak bildiri” ilkeleri dikkate alınarak uyuşmazlık sonuçlandırılmıştır. Oysa, Anayasa’nın 138/1 maddesi uyarınca, hakimler Anayasa, kanunlar ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. 4721 sayılı TMK l/son maddesine göre de, hakim karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır. Bu bakımdan, mahkemenin öncelikle yasal mevzuat ve yargı kararlarına uygun değerlendirme yapma mükellefiyeti bulunmaktadır. 556 sayılı KHK 53’üncü maddesine dayalı TPE YİDK kararının iptali davasında mahkemece aleyhine dava açılan TPE’nin benimsediği ilke kararları temel alınıp değerlendirme yapılarak bu ilkeler çerçevesinde sonuca ulaşılması, yasal mevzuata, bilimsel görüşlere ve yargı kararlarına uygun bir değerlendirme olarak kabul edilmez. Bu açıklamalar ışığında somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde; TPE YİDK kararının iptali davasında söz konusu YİDK kararının verildiği tarih itibariyle, 556 sayılı KHK 6. maddesi ile 8/1-(b) bendi hükmü birlikte dikkate alındığında, davacının itirazına dayanak …. sayılı “…” ibareli markası mevcuttur. Dava konusu başvuruda “…- ISLAK KEK” ibaresi birlikte yer almakta ise de, benzer uyuşmazlıklara ilişkin Dairemiz emsal kararlarında da benimsendiği üzere (11. H.D – 06/06/2012 T. 3084/9802 sayılı “…-…. …”, 07/05/2013 T. 10016/9229 sayılı “…-… …” kararları), davacının dayandığı tescilli 2000/03884 sayılı markanın tek ve esaslı unsuru “…” ibaresinden oluşmakta olup dava konusu başvurudaki tertip tarzı itibarı ile “…” ibaresi de markada asli unsur oluşturacak şekilde yer aldığından uyuşmazlığa konu işaretler arasında 556 sayılı KHK 8/1-b bendi anlamında benzerlik bulunmaktadır. Bu bakımdan, TPE YİDK iptali davasının kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile reddi yerinde görülmemiştir. Öte yandan, hükümsüzlük davasında davacı tescilli marka hakkından kaynaklanan öncelik ve üstün hak kapsamında uyuşmazlığa konu markanın tescili halinde hükümsüzlüğünü talep etmiştir. Ancak, davalı şirket tarafından da, davacının dayandığı 2000/3884 sayılı “…” markasının hükümsüzlüğüne ilişkin açılan davanın derdest olduğu ve bekletici mesele yapılması gerektiği savunulmuştur. Gerçekten de, davacının dayandığı 2000/3884 sayılı marka “…” asli unsurundan oluşmaktadır. Bu markanın 556 sayılı KHK 7/1-(c) bendi anlamında tanımlayıcı işaret niteliğinde olduğunun belirlenmesi halinde söz konusu hükümsüzlük davası sonucunda verilecek kararın bu davayı da etkileyeceğinin kabulü gerekir. O halde, davacı şirket adına tescilli 2000/3884 sayılı “…” ibareli markasının hükümsüzlüğü istemine ilişkin davanın neticesinin beklenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hükümsüzlük davasının da doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesi ile bozulmuştur.
YARGITAY 11.HUKUK DAİRESİNİN KARAR DÜZELTME KARARI:
Mahkememizin 30/09/2014 tarih ve 2013/49 esas, 2014/190 karar sayılı davanın esastan reddine dair verilen kararı, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 30/09/2014 tarih ve … karar sayılı karar sayılı ilamıyla verilen bozma kararına karşı karar düzeltme talebine yönelik Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 07/12/2017 tarih ve …. karar sayılı ilamıyla özetle; “Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce bozulmuştur. Davalı TPE vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı TPE vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.” gerekçesi ile karar düzeltme talebi reddedilmiştir.
Mahkememizce bekletici mesele yapılan Eskişehir …Asliye Hukuk Mahkemesinin …. sayılı kararı kesinleşmiş olup 2000/03884 sayılı “…” markanın hükümsüzlüğüne yönelik talebin reddine karar verilmiştir.
Dava, TÜRKPATENT YİDK kararının iptali ve davalı şirket adına başvurusu yapılan markanın tescili halinde hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
… kod nolu marka işlem dosyası incelendiğinde, davalı şirketin 22.01.2010 tarihinde, “… …-ISLAK KEK” ibaresinin 30. sınıftaki gıda malları için marka olarak tescili istemiyle davalı TPE’ye başvuruda bulunduğu, başvurusunun ilanı üzerine davacı şirketin …. sayılı ve” “…”, “… …”, “… … mutlu et kendini”, “… … mutluluk büyüdü paylaşmak için”, “… … şimdi de minilendi”, “… …”, “… …”, “… …”, “… … … kakao kremalı kek şekil”, “… … … vişneli kek şekil”, “… … …”, “… … …” ibareli markalarına dayanarak benzerlik, tanınmışlık ve kötü niyet gerekçesi ile başvuruya itiraz ettiği, Markalar Dairesince itirazın reddine karar verildiği; yeniden inceleme isteminin ise nihai olarak YİDK’nun … sayılı kararı ile itirazın nihai olarak reddine karar verildiği, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklandığı üzere, 556 sayılı KHK’nin 8/1-b hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir;
Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun “… …-ISLAK KEK” oluştuğu, kapsamında 30. sınıftaki gıda malları bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise “…”, “… …”, “… … MUTLU ET KENDİNİ”, “… … MUTLULUK BÜYÜDÜ PAYLAŞMAK İÇİN”, “… … ŞİMDİ DE MİNİLENDİ”, “… …”, “… …”, “… …”, “… … … KAKAO KREMALI KEK ŞEKİL”, “… … … VİŞNELİ KEK ŞEKİL”, “… … …”, “… … …” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında çekişmeli 30. Sınıftaki malların ve özellikle kek emtiasının da yer aldığı gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, başvuru kapsamındaki 30. Sınıftaki malların, itiraza dayanak markaların kapsamındaki 30. sınıf malların ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi itibariyle aynı veya aynı tür olduğu tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru “… …-ISLAK KEK” oluştuğu, itiraza dayanak markaların ise “…”, “… …”, “… … MUTLU ET KENDİNİ”, “… … MUTLULUK BÜYÜDÜ PAYLAŞMAK İÇİN”, “… … ŞİMDİ DE MİNİLENDİ”, “… …”, “… …”, “… …”, “… … … KAKAO KREMALI KEK ŞEKİL”, “… … … VİŞNELİ KEK ŞEKİL”, “… … …”, “… … …” ibarelerinden meydana geldiği görülmüştür.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin yerleşik kararlarında belirtildiği üzere; Davacının TÜRKPATENT YİDK kararına itirazında ve işbu davada dayandığı markalardan 2000/03884 sayılı olan markanın tek ve esaslı unsuru “…” kelimesinden oluşmaktadır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yerleşik kararlarında da açıklandığı üzere 556 sayılı KHK’nın 6 maddesi uyarınca markanın esaslı unsurunu oluşturan işaret tescilli olduğu sürece anılan KHK hükümlerine göre korunur. Yine, tescilli marka sahibinin başkasının marka başvurusuna karşı aynı KHK’nın 8/1-b maddesine dayalı olarak itiraz edip tescilin önlenmesini talep hakkı mevcuttur.
Anayasa’nın 138/1 maddesi uyarınca, hakimler Anayasa, kanunlar ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. 4721 sayılı TMK l/son maddesine göre de, hakim karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır. Bu bakımdan, mahkemenin öncelikle yasal mevzuat ve yargı kararlarına uygun değerlendirme yapma mükellefiyeti bulunmaktadır. 556 sayılı KHK 53’üncü maddesine dayalı TÜRKPATENT YİDK kararının iptali davasında mahkemece aleyhine dava açılan TÜRKPATENT’in benimsediği ilke kararları temel alınıp değerlendirme yapılarak bu ilkeler çerçevesinde sonuca ulaşılması, yasal mevzuata, bilimsel görüşlere ve yargı kararlarına uygun bir değerlendirme olarak kabul edilmez.
Bu açıklamalar ışığında somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde; TÜRKPATENT YİDK kararının iptali davasında söz konusu YİDK kararının verildiği tarih itibariyle, 556 sayılı KHK 6. maddesi ile 8/1-(b) bendi hükmü birlikte dikkate alındığında, davacının itirazına dayanak 2000/03884 sayılı “…” ibareli markası mevcuttur. Dava konusu başvuruda “…- ISLAK KEK” ibaresi birlikte yer almakta ise de, benzer uyuşmazlıklara ilişkin Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin emsal kararlarında da benimsendiği üzere (11. H.D – 06/06/2012 T. 3084/9802 sayılı “…-Yeni Ülker …”, 07/05/2013 T. 10016/9229 sayılı “…-Alpella …” kararları), davacının dayandığı tescilli 2000/03884 sayılı markanın tek ve esaslı unsuru “…” ibaresinden oluşmakta olup dava konusu başvurudaki tertip tarzı itibarı ile “…” ibaresi de markada asli unsur oluşturacak şekilde yer aldığından uyuşmazlığa konu işaretler arasında 556 sayılı KHK 8/1-b bendi anlamında benzerlik bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı tescilli marka hakkından kaynaklanan öncelik ve üstün hak kapsamında uyuşmazlığa konu markanın tescili halinde hükümsüzlüğünü talep etmiştir. Davalı şirket tarafından, davacının dayandığı 2000/3884 sayılı “…” markasının hükümsüzlüğüne ilişkin açılan davanın derdest olduğu ve bekletici mesele yapılması gerektiği savunulmuştur. Davacının dayandığı 2000/3884 sayılı marka “…” asli unsurundan oluşmaktadır. Bu markanın 556 sayılı KHK 7/1-(c) bendi anlamında tanımlayıcı işaret niteliğinde olduğunun belirlenmesi halinde söz konusu hükümsüzlük davası sonucunda verilecek kararın bu davayı da etkileyeceğinden, bu markanın hükümsüzlüğüne ilişkin Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin …. esas) sayılı dosya bekletici mesele yapılmış, bu dosyada davacıya ait 2000/3884 sayılı markanın hükümsüzlük talebi reddedilmiş ve bu karar 09.12.2021 tarihinde kesinleşmiştir. Davacının dayandığı tescilli 2000/03884 sayılı markanın tek ve esaslı unsuru “…” ibaresinden oluşmakta olup dava konusu başvurudaki tertip tarzı itibarı ile “…” ibaresi de markada asli unsur oluşturacak şekilde yer aldığından uyuşmazlığa konu işaretler arasında 556 sayılı KHK 8/1-b bendi anlamında benzerlik bulunduğundan dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
10.01.2017 gün ve 29994 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 22.12.2016 gün ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun Geçici Madde 1/(1) hükmü uyarınca anılan kanunun yayımı tarihinden önce yapılmış marka tescil başvurularına, başvuru tarihinde yürürlükte bilinen 556 sayılı KHK hükümlerinin uygulanmasının zorunlu bulunması, YİDK kararının iptali ve buna bağlı tescil istemli davaların başvuru tarihindeki hukuki durum nazara alınarak sonuca bağlanmalarının gerekli olması karşısında 556 sayılı KHK hükümlerinin uygulanarak sonuca bağlanmalarının icap etmesi nedeniyle yeni SMK’nın yargılamanın yukarıdaki biçimde sonuçlandırılmasını engellemediği düşünülmüştür.
Usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 30/09/2014 tarih ve … sayılı ilamında belirtilen ve uyulan gerekçelerle; davanın kabulüne, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararını iptaline, … sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın Kabulüne,
2-TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptaline,
3-… sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
4-Alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 24,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 56,40 TL karar harcının davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı vekili için AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 3.664,85 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı TÜRKPATENT tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/03/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.

Davacı Masraf Dökümü:
İlk Masraf 52,35.-TL
Posta Masrafı 540,60.-TL
Bilirkişi Masrafı 2.900,00.-TL
Tem.Kar.Harcı 35,90.-TL
Tem.KanYol.Baş.Harcı 136,00.-TL
Toplam 3.664,85.-TL