Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/130 E. 2022/195 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2014/386
KARAR NO : 2022/139
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 05/09/2014
KARAR TARİHİ : 12/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/05/2022
DAVA:
Davacı vekili 05/09/2014 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarıyla, müvekkilinin TÜRKPATNET nezdinde 2013/14260 sayılı “… …+şekil” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun TÜRKPATENT resmi markalar bülteninde yayınlandığını; davalı şirketin 2010/58236 sayılı “…” ibareli markasını gerekçe göstererek yaptığı itirazın kabulüne karar verilerek başvurunun reddine karar verildiğini, bu ret kararına karşı müvekkilin yeniden inceleme taleplerinin bu kez TÜRKPATENT … sayılı YİDK karan ile nihai olarak reddedildiği, oysa davalı şirketin itirazına mesnet markası ile müvekkilinin dava konusu markasının tüketiciler nezdinde iltibasa yol açacak derecede benzer olmadığını, markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, benzerlik değerlendirmesinde markanın ayırt edici gücü, zayıf veya güçlü bir marka olmasının dikkate alınması gerektiğini, ayırt edicilik güçlendikçe karıştırılma ihtimalinin artacağını, ayırt edicilik azaldıkça karıştırılma ihtimalinin düşeceğini, TÜRKPATENT nezdindeki aynı emtia için “…” ibaresini içeren markaların varlığının, … kelimesinin tütün ürünleri için o kadar özgün bir ibare olmadığını ispatladığını, müvekkilinin 2011 28626 sayılı … … … (Uluslararası Tescil No. 1069726) sahibi olduğunu, dolayısıyla, müvekkilinin … … ibaresi üzerinde öncelikli haklarının da mevcut olduğunu, müvekkilinin söz konusu tescilinin varlığı göz önüne alındığında, tüketicilerin, … … ve şekil markasını davalı markası ile karıştırmayacaklarını belirterek, Türk Patent ve Marka Kurumu YİDK’nun … sayılı kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu “… …” ibareli marka ile itiraza mesnet olarak gösterilen 2010/58236 sayılı ve “…” ibareli markanın bağlantı kurulması ihtimali dahil karıştırılma ihtimaline yol açabilecek derecede benzer olduğunu, başvuru ile itiraza mesnet markaların aynı veya aynı tür mallar üzerinde kullanılacağını beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirkete usulüne uygun ilanen tebliğ yapıldığı davaya cevap vermemiş ve yargılamaya katılmamıştır.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Mahkememizce tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, davaya konu TÜRKPATENT YİDK’nın … sayılı kararı ile davacıya ait 2013/14260 kod nolu marka başvuru dosyası ve davalıya ait itiraza mesnet marka tescil belgesi getirtilmiş, taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, Türk Patent YİDK’nun … sayılı kararının iptali ile marka başvurusunun tescili istemine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 17/07/2014 tarihinde tebliğ edildiği, 05/09/2014 tarihinde açılan davanın, 556 sayılı KHK’nin 53. maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
10.01.2017 gün ve 29994 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 22.12.2016 gün ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun Geçici Madde 1/(1) hükmü uyarınca anılan kanunun yayımı tarihinden önce yapılmış marka tescil başvurularına, başvuru tarihinde yürürlükte bilinen 556 sayılı KHK hükümlerinin uygulanmasının zorunlu bulunması, YİDK kararının iptali ve buna bağlı tescil istemli davaların başvuru tarihindeki hukuki durum nazara alınarak sonuca bağlanmalarının gerekli olması karşısında 556 sayılı KHK hükümlerinin uygulanarak sonuca bağlanmalarının icap etmesi nedeniyle yeni SMK’nın yargılamanın yukarıdaki biçimde sonuçlandırılmasını engellemediği düşünülmüştür.
Mahkememize uzman bilirkişiden alınan 15/04/2022 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “…Dava konusu markanın kapsamındaki emtianın tamamının davalının markasının kapsamında aynı/aynı tür/benzer olarak yer aldığı, dava konusu marka başvurusu ile davalı markası arasında marka işaretleri bakımından benzerlik olduğu, dava konusu marka ile davalı markası arasında karıştırılma ihtimali bulunduğu, TÜRKPATENT … sayılı YİDK Kararı’nın yerinde olduğu…” ifade edilmiştir.
556 sayılı KHK’nin 8/1-b hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir;
Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun “… …+şekil” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 34.sınıftaki “Ham veya işlenmiş tütün; purolar, sigaralar, sigarillolar, sigara sarmak için tütünler, pipo tütünü, çiğneme tütünü, enfiye, kretek dahil olmak üzere tütün ürünleri; çiğnemelik tütün; tütün ikameleri (tıbbi amaçlı olmayan); sigara kağıdı ve tüpleri dahil sigara içenler için malzemeler, sigara filtreleri, tütün poşetleri, sigara kılıfları ve kül tablaları, pipolar, sigara sarmak için cep makineleri, çakmaklar dahil sigara içenler için ürünler; kibritler)” emtiasının bulunduğu, itiraza dayanak markanın ise “…” ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 34.sınıftaki “34 Sigaralar, tütün, tütün mamülleri, tütü içenlere mahsus malzemeler, çakmaklar, kibritler.” emtianın yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, dava konusu markanın kapsamında yer alan bütün malların davalı şirkete ait redde gerekçe markanın kapsamında aynı/aynı tür/benzer olarak yer aldığı tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Dava konusu “… …+ şekil” ibareli marka, beyaz zemin üzerine, siyah renkte, elmas bir taş şekli, şeklin üzerinde “…”, altında “…” ibaresinin yer aldığı kelime+şekil markasıdır. Redde gerekçe marka, beyaz zemin üzerine, siyah kalın harflerle, “…” ibaresinin yer aldığı, herhangi bir şekil unsuru içermeyen kelime markasıdır. Hem dava konusu hem de redde mesnet markada “…” ibaresinin ortak olarak yer aldığı, “…” ibaresi İngilizce bir kelime olup Türkçe anlamının “elmas” olduğu, dava konusu markada yer alan “…” ibaresi de İngilizce bir kelime olup Türkçe anlamının özellikle “kesmek, kesik” anlamlarında kullanıldığı sonucuna varılmıştır.
Dava konusu markanın redde gerekçe markayı aynen kapsadığı anlaşılmış, bu hususun markalar arasında karıştırılma ihtimaline neden olup olmayacağı değerlendirilmiş olup buna göre; karşılaştırmaya konu olan markalar görsel, işitsel ve anlamsal olarak incelendiğinde, başvuru görselindeki “…” ibaresinin davalının “…” ibareli markası ile çok yakın düzeyde birbirine benzer ve bağlantılı bir marka olduğunun görüleceği, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin yargılama konusu mallar için ayırdığı satın alma süresi içinde, davacının “… …+şekil” ibareli başvuru markasını gördüğünde, derhâl ve hiç düşünmeden bunun davalının “…” markalarından tamamen farklı bir marka olduğunu algılamayacağı, her iki markanın aynı işletmenin markası veya idari-mali anlamda bağlantılı işletme markaları olarak algılayabileceği, dava konusu markada yer alan “…” ibaresi, şekil unsuru ve dava konusu malların tüketicisinin dikkat ve özen düzeyinin yüksek olmasının bu keyfiyeti değiştirmeyeceği, zira tüketici algısının “…” ibaresi üzerinde olacağı, “…” ibaresinin dava konusu malların yer aldığı tütünlü mamuller sektöründe genel bir uygulama olan markanın bir alt sınıflandırması algısını oluşturabileceği, “…” ibaresinin ilgili emtialar açısından ayırt edici niteliği bulunan bir anlamsal karşılığa haiz olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu marka ile davalı markaları arasında marka işaretleri bakımından işitsel ve görsel olarak karıştırılmaya yol açacak düzeyde bir benzerlik bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Sonuç olarak, dava konusu markanın kapsamında yer alan bütün malların redde gerekçe markaların kapsamlarında aynı/aynı tür/benzer olarak yer aldığı, dava konusu marka ile redde gerekçe markalar arasında işitsel, görsel ve anlamsal olarak iltibas oluşturacak düzeyde benzerlik bulunması nedeniyle dava konusu marka ile redde gerekçe marka arasında karıştırılma ihtimalinin söz konusu olduğu kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 25,20 TL harçtan düşümü ile 55,50 TL bakiye karar harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı TÜRKPATENT için AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/05/2022
Katip …
¸

Hakim …
¸
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.