Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/76 E. 2023/330 K. 03.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.

3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/76
KARAR NO : 2023/330

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 31/01/2023
KARAR TARİHİ : 03/05/2023
K.YAZIM TARİHİ : 04/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07.03.2016 günü saat 23.20 sıralarında…’in sevk ve idaresindeki …plaka sayılı aracıyla … caddesinden istasyon caddesi yönünde seyrettiği sırada kendisine yanan kırmızı ışığı fark edemeyerek istasyon caddesi üzerinde ilerleyen … resmi plaka sayılı müvekkili kurum aracına çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonrasında olay yerine gelen polis ekipleri tarafından düzenlenen tutanakta …araç sürücüsünün kırmızı ışıkta geçmesi sonucunda kazaya sebebiyet vermesi nedeniyle 2918 sayılı KTK m. 47/1-b hükmünü ihlal ettiğini, … resmi plaka sayılı araç sürücüsünün ise herhangi bir kural ihlali olmadığının tespit edildiğini, Kara Araçları … Sigortası Genel Şartlarında “Bu sigorta ile sigortacı, sigortalının poliçede belirtilen ve karayolunda kullanma izni olan motorlu ve motorsuz kara araçlarından, römork veya karavanlardan iş makinelerinden, lastik tekerlekli traktörler, diğer zirai tarım makinelerinden doğan menfaatin aşağıda belirtilen risklerin gerçekleşmesi sonucunda doğrudan uğrayacağı maddi zararları teminat altına alır. a) Aracın karayolunda veya demiryolunda kullanılabilen motorlu, motorsuz araçlarla çarpışması …. ” hükmünün amir olduğunu, kaza tarihi itibariyle … resmi plakalı aracın davalı … AŞ. Nezdinde Genişletilmiş … poliçesi teminatı kapsamında olduğunu, davalı … şirketi sigortalısı olan Kurumlarının uğramış olduğu zararlardan sorumlu olduğunu, kurumları bünyesinde kurulan Zarar Tespit Komisyonu tarafından yazılı teklif alınmak suretiyle yapılan piyasa araştırması neticesinde söz konusu aracın rayiç değerinin 37.000,00 TL olduğu mevcut hasarlı haliyle … değerinin ise 17.350,00 TL olduğu ve aracın rayiç değerinden hasarlı (…) değerinin çıkarılması sonucu yaklaşık 19.650,00 TL“lik bir kamu zararının meydana geldiğinin tespit edildiğini, davalı şirkete, davaya konu kazadan sonra yazılı başvurular yapılmış ancak yasal süre içerisinde taraflarına olumlu bir dönüş yapılmadığını, müvekkili kurumun uğradığı gerçek zararın giderilmesi adına herhangi bir girişimde bulunulmadığını, 6102 sayılı KTK m. 5 gereği iş bu dava açılmadan önce de Dava Şartı Arabuluculuğa başvuru yapıldığını, anlaşma sağlanamadığını, anılan nedenlerle müvekkili kurumun uğradığı zararın tazmini için dava açma zorunluluğunun hasıl olduğunu, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla; 19.650,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek olan, Ticari Kredilere Uygulanan Avans Faizi ile birlikte tahsiline, yargılama süresince ortaya çıkabilecek masrafların, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava et miştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Başvuranın kısmi dava açmasında hukuki menfaati bulunmadığını, işbu davanın usulden reddi gerektiğini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, dava konusu bir ferdi kaza sigortası olup uzamış ceza zamanaşımının uygulanmasının mümkün olmadığını, 2 yıllık zamanaşımı süresi uygulanması gerektiğini, huzurdaki davaya konu kazanın 19.05.2014 tarihinde gerçekleştiğini, huzurdaki davanın ise 11.12.2020 tarihinde açıldığını, iki yıllık zamanaşımı süresi geçtiğinden öncelikle davacının taleplerinin müvekkili şirket bakımından zamanaşımına uğradığını, davacı başvuru şartını yerine getirmediğinden dosyanın usulden reddi gerektiğini, hasar tarihinde davacının mülkiyetinde bulunan … plakalı araç müvekkili şirket tarafından …numaralı ve 11/09/2015 – 11/09/2016 vade tarihli genişletilmiş … poliçesi ile teminat altına alındığını, müvekkili sigortacının sorumluluğu … genel şartları ve poliçe özel şartları ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirket sigortalı araçta meydana gelen hasarı karşılamak için hazırlanan mutabakatnameyi başvurana ilettiğini, başvuran tarafından beyanında da belirttiği üzere ilgili mutabakatname imzalanmadığını, aleyhe bir hüküm kurulacak olması durumunda dahi karşı vekalet ücretinin aaüt’de belirlenen tutarın 1/5’i olarak karar verilmesi gerektiğini, başvuru sahibi ile müvekkili şirket, sigortalıya ödenecek tazminat miktarında mutabık kalamadıkları için müvekkili şirket tarafından ödeme yapılamadığını, bu nedenle müvekkili şirketin temerrüde düşmediğinin aşikar olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek üzere hasarlı araç için ekonomik olan seçenek araca pert total işlemi uygulanması olduğunu, sigortalının talebinin haksız ve fahiş olduğunu, yapılacak yargılama neticesinde araç hakkında pert total işlemi uygulanmasına karar verilmeden önce yahut karar verildiği esnada aracın sovtajının kimde kalacağı önem arz etmeksizin şartlı bir biçimde hüküm kurularak aracın trafikten çekildiğine dair “trafikten çekilmiştir” kaşeli tescil belgesinin müvekkili şirketine karar verilmesi gerektiğini, başvurunun zamanaşımından reddi, yargılama gideri ve de vekalet ücretinin ise karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir
DELİLLER:
Kaza Tespit Tutanağı,
Ruhsat, Sigorta şirketi cevabi yazıları,
Zarar Tespit Komisyon Raporu, Araç Servis Belgeleri,
Fatura, … Poliçe örneği.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davadaki uyuşmazlığın; 07/03/2016 tarihinde meydana geldiğinden bahisle ileri sürülen olayda: Kusur durumu, zararın doğup doğmadığı, doğmuşsa doğmasında veya artmasında davacının müterafik kusurunun olup olmadığı, aracın davalı … şirketine Genişletilmiş … Poliçesi Teminatı kapsamında sorumlu olduğu ileri sürülerek … değeri ile rayiç değerinden fark oluştuğundan bahisle söz konusu farka ilişkin kamu zararının tazminine ilişkin olduğu anlaşıldı.
TBK 49 vd mdleri düzenlemesine göre kusurlu ve hukuku aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Mahkemelerin görevi kanunla belirlenir. Görev konusu dava şartı olup, mahkeme tarafından yargılamanın her aşamasında, talep halinde veya resen incelenebilir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticaret mahkemesinin bu davada görevli olup olmadığının açıklığa kavuşturulması zorunludur.
6102 sayılı TTK m. 5/1. fıkra hükmünde yapılan düzenleme uyarınca, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir.
Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Doktrindeki yerleşik uygulama bu yöndedir.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK 4/1. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. 6102 sayılı m. TTK 19/2 fıkrası uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez.
Taraflardan sadece birinin ticari işletmesi ile ilgili olması durumunda ticari dava kabul edilen davalar kanunda açıkça düzenlenmiştir. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır.
HMK’nın 114/1-b maddesine göre, yargı yolunun caiz olması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından resen göz önüne alınabileceğinden, öncelikle yargı yolu yönünden değerlendirme yapılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “asliye hukuk mahkemelerinin görevi” başlıklı 2. maddesi; “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” hükümlerini içermektedir.
… Dairesi’nin müstekar kararlarında … sigorta sözleşmesine ilişkin olarak “Taraflar arasında akdi bir ilişki olup davalının sorumluluğunun kaynağı davacıyla yaptığı … sigorta sözleşmesine aykırılıktır. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır. Davalı şirket ile davacı arasındaki ilişki ise 6502 sayılı Kanunun 3/1 maddesi kapsamında kalan tüketici işlemlerinden kaynaklanmaktadır”. (… … sayılı 14/06/2019 tarih, … sayılı 17/06/2020 tarih, … sayılı kararları) tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir.
… … sayılı kararında da ‘6102 sayılı TTK.nun 16/1 maddesi gereğince tüzel kişi tacir olan davacı ile 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesine göre ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek kişi ve hususi otomobil sahibi olan tüketici arasında yapılmış … Poliçesinden kaynaklanmaktadır. Taraflar arasındaki ilişki akde dayalı olup davalının sorumluluğunun kaynağı davacıyla yaptığı trafik sigorta sözleşmesine aykırılıktır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3, 73/1, 83/2 maddeleri uyarınca sigorta sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde (Tüketici mahkemesi bulunmaması halinde Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) görülüp sonuçlandırılması gerektiği.” belirtilmiştir.
Tüketici işlemi ile ticari iş kesişmesinin meydana geldiği hallerde, emredici şekilde tüketicinin korunması amaçlanmaktadır. Böylece tüketicinin bulunduğu işlemlerin, ticari iş sayılmasının yanında ayrıca tüketici işlemi olarak kabul edilmesi gerektiği, kanunların çatışma içerisinde bulunduğu hâllerde; 6502 sayılı TKHK’nın gerek özel, gerekse sonraki kanun olması nedeniyle tüketici mevzuatının önceliğinin kabulü, isabetli bir çözüm yöntemidir (….).

Bununla birlikte … … sayılı ve 17/06/2020 tarih, … sayılı kararlarında; Türk Ticaret Kanununda ticari şirketlerin tacir sayılacağı hükme bağlanmıştır. Tacir niteliğindeki tüzel kişileri ilgilendiren bütün muamele, fiil ve işleri ticari işlerdendir. Eğer bir muamele fiil veya iş ticari iş ise, bunlara özel ticari kurallar uygulanır. Bu tüzel kişilerin bir mal veya hizmeti özel amaçlarla satın alarak nihai olarak kullanmaları veya tüketmeleri söz konusu değildir. 4077 Sayılı 3/e bendinde “tüketici; bir mal veya hizmeti özel amaçlarla satın alarak nihai olarak kullanan veya tüketen gerçek veya tüzel kişi” olarak tanımlanmıştır. Bir mal ve hizmeti özel amaçlarla satın alarak onu günlük yaşamda tüketen kişinin (tüketicinin) korunması amaçlanmıştır. Tacirin ticari işletmeyle ilgili sözleşmelerinde tüketiciler için düzenlenen kanun hükümleri uygulanmaz. Her alıcı tüketici değildir. Bu duruma göre; tüketici sayılabilecek kişinin mal ya da hizmeti ticari faaliyeti dışında özel kullanım ya da tüketimi için talep etmesi gerekir. Burada kastedilen kişinin ticaret veya mesleği ile ilgili olmayan kullanımı yada tüketimidir, olduğu ifade edilmiştir.
Somut olayda, davalının zamanaşımı ve başvuru şartı itirazları bulunmaktadır. Ancak görev kamu düzenine ilişkin olduğundan öncelikle mahkemezinin görev hususu değerlendirilmiştir. Davacı tacir olmadığı gibi … değeri ve Rayiç değerine ilişkin idare zararının tazminin talep edildiği, tüketici olarak kabul edilememesi halinde bir kamu kurumu niteliğinde davacının eylem ve işlemlerinin de kamusal nitelik taşıdığı, kamu hizmeti görmekle yükümlü olan idarelerin, kamu hizmeti sırasında verilen zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi olmadığı gibi kamu hizmetinin görülmesi sırasında ve hizmet kusurundan doğan zararların gideriminde idari yargı görevlidir. (2577 sayılı İYUY. m.2). (… sayılı kararı da bu yöndedir.).Güncel mevzuat ve gelişen İdare Hukuku sürecinde … da idari işlemin çerçevesini çizmek ve buna bağlı olarak idari yargının görev alanını belirlemek için kullanılan “organik anlamda idare” teriminin yetersiz kalması üzerine geliştirilen “fonksiyonel anlamda idare” kavramıyla genel olarak, devletin, yasama ve yargı fonksiyonu ile yürütme organının siyasi fonksiyonu dışında kalan tasarrufları ile diğer kamu tüzel kişilerinin tasarrufları kapsadığı, idare işlevine ilişkin işlemlerin hangi makam tarafından yapılırsa yapılsın idari işlem sayılarak idari yargının denetime tabi olması gerektiği belirtilmektedir.
Genel anlamda bir mahkemenin görevi belirli bir davaya, dava konusunun niteliği veya değerine göre o yerdeki aynı yargı koluna ait ilk derece mahkemelerinden hangisi tarafından bakılabileceğini belirtir. Hangi davalara özel mahkemelerde, hangi davalara genel mahkemelerde bakılacağı ve genel mahkemelerde bakılacak davalardan hangilerine asliye hukuk mahkemesinde, hangilerine sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı hususuna görev, bunu düzenleyen kurallara da görev kuralları denir. Genel mahkemelerin bakacakları davalar, belirli kişi ve iş gruplarına göre sınırlandırılmamış olup aksi belirtilmedikçe medeni yargılama hukukuna giren her türlü işe bakmakla görevlidirler. Açık kanun hükmü ile özel mahkemelerde görüleceği belirtilmemiş olan idarenin; araç tescil belgesinde kullanım amacınn yolcu nakli resmi, poliçede hususi oto olarak belirtilen araçla ilgili … sigorta sözleşmesine göre tüketici niteliği olup olmadığı; tüketici değilse ve idarenin zararı varsa tazmini istemi genel mahkemenin görevine girdiğinden mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yönünden usulden reddine ve … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
1-Davanın görev dava şartı yönünden usulden reddi ile Mahkememizin GÖREVSİZ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili … NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine, aksi halde HMK’nun 20/1 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
2-Yargılama giderleri ve harç konusunun görevli ve yetkili Mahkemece karara bağlanmasına,
Dair; Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/05/2023
Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]