Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/492 E. 2023/826 K. 16.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/492 Esas – 2023/826
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/492
KARAR NO : 2023/826

BAŞKAN : ….
ÜYE :…
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACILAR : 1- …
2- …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : ….

DAVA : Ticari Şirket (Şirketin İhyası)
DAVA TARİHİ : 18/07/2023
KARAR TARİHİ : 16/11/2023
K.YAZIM TARİHİ : 24/11/2023

Mahkememizde görülen Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesi ile özetle; Davacılar tarafından ihyası istenen şirket adına kayıtlı araçlar bulunduğunu, ancak sicimden terkin edilmiş olduğunu belirterek, davacıların ortakları olduğu … sicil numarasına kayıtlı … İnş. Tur. Paz. Tic. ve San. Ltd. Şti.’nin ek tasfiyesi amacıyla ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanmış, davalı … temsilcisi cevap dilekçesi ile özetle; …. sicil numarasına kayıtlı … İnş. Tur. Paz. Tic. ve San. Ltd. Şti.’nin TTK’nun geçici 7.maddesi kapsamında 23/01/2014 tarihinde sicilden resen silindiğini, davanın 5 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, şirketin davalarının, alacak ve borçlarının müdürlük tarafından bilinmesi mümkün olmadığından iş bu davaya açılmasına sebebiyet vermediklerini belirterek davanın reddine, davanın kabulüne karar verilmesi halinde ek tasfiye işlemlerinin yapılması için son tasfiye memuru veya yeni bir kişinin tasfiye memuru olarak atanıp keyfiyetin tescil ve ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
ÖN İNCELEME: Mahkememizde yapılan ön inceleme duruşmasında yargı hakkı, görev ve yetki hususları, dava ve taraf ehliyetleri, dava şartları ve ilk itirazlar değerlendirilmiş, Mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve dava şartlarının tamam olduğu anlaşılmış; tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar tespit edilmiştir.

DELİLLER: Mahkememizce ihyası istenen şirketin ticaret sicil kaydının incelenmesinde; … sicil numarasına kayıtlı … İnş. Tur. Paz. Tic. ve San. Ltd. Şti.’nin 23/01/2014 tarihinde ticaret sicilinden resen terkin edildiği anlaşılmış, şirket adına kayıtlı araç kayıtları getirtilmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, 6102 sayılı …’nun geçici 7. maddesine dayalı ticaret sicilinden re’sen terkin edilen şirketin ihyası talebine yöneliktir.
Somut olayda; Münfesih şirketin 5174 sayılı kanuna göre odadan kaydı silinmesi sebebi ile 23/01/2014 tarihinde geçici 7. madde uyarınca re’sen ticaret sicil kaydının silindiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafça, ihyası istenen şirket adına kayıtlı araçlar bulunduğu iddiası ile şirketin ihyası istemine ilişkin olarak işbu dava açılmıştır.
…’nden celp edilen kayıtların incelenmesinde, şirketin 6102 sayılı …’nun geçici 7.maddesi gereğince 18/05/2004 tarihli ve 5174 sayılı … gereğince kaydının 23/01/2014 tarihinde silindiği anlaşılmaktadır.
5174 Sayılı … 10.maddesinde “Odalara kayıt zorunluluğu bulunanlar, durumlarında meydana gelen ve Türk Ticaret Kanununa göre tescil ve ilânı gereken her türlü değişikliği, gerçekleşmesinden itibaren bir ay içinde, kayıtlı oldukları odalara bildirmek zorundadır. Ticaret siciline tescili zorunlu olup da yasal şekil ve sürede tescil ettirilmemiş olan bir hususu haber alan ilgili oda, bu yasal zorunluluğu yerine getirmeyenlerin durumlarını gerekli sicil değişikliklerinin yapılması için ilgili ticaret sicil memurluğuna bildirir. …, bu bildirim üzerine gerekli işlemleri yapmakla yükümlüdür. / İçinde bulunulan yıldan önceki iki yıldan itibaren adresleri ve durumları tespit edilemeyenler ile bu süre zarfında aidat ödemeyen üyelerin isimleri, oda yönetim kurulu kararıyla, meslek grupları ve seçmen listelerinden silinir; aidat tahakkukları durdurulur. Bu fıkra hükmünün gereğinin her yılın ocak ayı içinde yerine getirilmesinden oda yönetim kurulu sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir. / Yukarıdaki fıkrada anılan oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl içinde, ilgilinin üyesi bulunduğu odaya müracaatla adres ve durumunu bildirmemesi halinde, oda yönetim kurulunun teklifi ve meclis kararıyla ticaret sicil kaydının re’sen silinmesi için ticaret sicil memurluğuna ihbarda bulunulur. İhbarı takip eden ayın ilk günü itibarıyla oda kaydı silinmiş sayılır. Bu süre içerisinde durumunu bildiren üyelerin aidat tahakkukları başlatılır. Ancak bu durumda olanlar tüm aidat borçlarını ödemedikçe seçmen listelerine tekrar kaydedilemezler. / Ticaret sicilinden re’sen veya işin bırakılması halinde üyenin talebi üzerine kayıt silinmesine ilişkin ilânlar … Gazetesinde ücretsiz olarak yayımlanır.” hükmünü içermektedir.
30.12.2012 gün ve 28513 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ” Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş … Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin” Tebliğ’in 1. Maddesinin d bendi ” 18/5/2004 tarihli ve 5174 sayılı … 10 ve 32 nci maddelerine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle ilgili odadaki üyelikleri askıya alınan ve oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl sonunda oda kaydı silinerek, sicil kaydı silinmek üzere Müdürlüklere bildirilen şirketler ve kooperatifler.” ifadesi ile kanunda olmayan bir hali tebliğ ile düzenlemiştir.
TTK’nın geçici 7. Maddesinde “1/7/2015 tarihine kadar aşağıdaki hâlleri tespit edilen ya da bildirilen … şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır” denilmek sureti ile ancak kanun metninde sayılan halleri tespit edilen şirketin tasfiyesi TTK hükümlerine uyulmaksızın anılan maddedeki usule göre tasfeyi edileceği belirtilmiştir. Diğer bir anlatımla bu madde belirtilen sınırlı hallere mühhasıran özel bir tasfiye yöntemi getirilmiştir. Bu nedenle tadadi nitelikteki (numerus clausus) bu haller dışındaki durumlarda geçici 7. Maddeye göre değil TTK veya ilgili kanunlardaki tasfiye usulünü uygun tasfiye yapılacaktır. Maddenin geçici ve istisnai oluşu göz önüne alındığında anılan maddeki sayılan hallerin tadadi olduğu ve genişletilmeye tabi tututalamayacağı veya genişletici yorumda bulunulamayacağı açıktır. Kanunun istisnai tasfiye usulüne (geçici 7. Maddeye göre) tabi olacağını belirtmediği bir hal ikincil bir düzenleme ile de olsa geçici 7. madde kapsamına alınamaz. …. sayılı kararında ” …Diğer taraftan normlar hiyerarşisi dikkate alındığında daha alt basamakta yer alan ve tamamen idarenin düzenleyici tasarrufu niteliğinde olan yönetmelikle, daha üst basamakta bulunan ve yasama organı tarafından objektif, soyut ve genel nitelikte bir yasama tasarrufu niteliğinde bulunan kanuna aykırı düzenleme getirilmesi mümkün değildir. Yönetmelik kaynağını kanundan alır ve ancak kanunun uygulanmasını gösterir. Kanunda bulunmayan bir düzenlemenin, yönetmelikle ihdası ve bu yolla kanunun önüne geçen bir uygulamanın benimsenmesi hukukun genel teorisine de aykırıdır” denilmek sureti ile yönetmeliğin kanunla çelişen hükümlerinin değil kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Özetle ….. de benimsendiği üzere; ikincil düzenlemeler dayandıkları kanun maddelerine aykırı olamaz ve çelişen hallerde ikincil düzenleme hükümleri dikkate alınmaz ve kanun hükümleri uygulanır.
Doktrinde de bu çelişkiye dikkat çekilerek tebliğdeki düzenlemenin kanuni dayanağının bulunmadığı ve kanundaki sayımın sınırlı olduğu vurgulanmıştır. O halde, geçici 7. maddede tadadi olarak sayılan silinme sebepleri arasında yer almayan ihyası istenen şirketin oda kaydının silinmesine dayanılarak davalı sicil tarafından söz konusu terkin işleminin gerçekleştirilmesi anılan yasa maddesine açıkça aykırıdır.
Davalı … geçici 7. maddeye göre tesis ettiği işleme gerekçe olarak oda kaydının silinmesini göstermiş ve işlemlerini de bu çerçevede yapmıştır. Açıklanan bu nedenlerle esasen ihyası istenen şirketin sicilden terkin koşulları oluşmadığı halde TTK’nın 7. maddesine aykırı olarak dosyada yer alan ticaret sicili kayıtlarına göre ihyası istenen şirket halen faal iken davalı usulsüz olarak, terkin işleminin gerçekleştirilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı, davanın 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından bahisle, hak düşürücü süre itirazında bulunmuş ise de; 6102 sayılı yasanın geçici 7. maddesinin 15.fıkrasının son cümlesinde “ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir” düzenlemesi öngörülmüştür.
TTK’nın geçici 7. Maddesinin 15. fıkrasında yer alan beş yıllık süreyi öngören kuralı/cümleyi … somut norm denetimi sonucunda 22/6/2023 Tarihli ve …. Sayılı İptal Kararı ile iptal edilmiştir. Bu nedenle hak düşürücü süre söz konusu değildir.
Aynı zamanda 6102 sayılı yasanın geçici 7/15.maddesinde belirtilen 5 yıllık hak düşürücü süre, … tarafından usulüne uygun olarak geçici 7.maddesi uyarınca işlem yapılması halinde geçerlidir. Oysa eldeki davada, yukarıda belirtildiği gibi re’sen terkin işleminin müdürlük tarafından yapılmaması gerekmektedir. Bu durumda, somut olayda hak düşürücü sürenin varlığından söz edilmesi bu durumda dahi mümkün değildir. Belirtilen nedenlerle davalının itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle; Davanın kabulü ile; … sicil numarasına kayıtlı … İnş. Tur. Paz. Tic. ve San. Ltd. Şti.’nin ihyasına; … tarafından terkin işlemi yapılmaması gerektiği halde, terkin yapılmakla tasfiye memuru atanmasına yer olmadığına; Kararın Ticaret Siciline tesciline ve usulüne uygun olarak ilan edilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davalı sicil tarafından TTK’nın geçici 7.maddesinde sayılmayan 5174 sayılı oda kaydının silinmesi sebebine dayalı olarak, dava konusu şirketin ticaret sicilinden re’sen terkini açıkça aykırı olmakla, davanın açılmasına sebebiyet veren ve yargılama sonunda haksız olduğu anlaşılan davalı sicil aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Davanın KABULÜ İLE,
… sicil numarasına kayıtlı … İnş. Tur. Paz. Tic. ve San. Ltd. Şti.’nin ihyasına,
Tasfiye memuru atanmasına yer olmadığına,
Kararın Ticaret Siciline tesciline ve usulüne uygun olarak ilan edilmesine,
Alınması gereken harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Davacılar tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere …. merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 578,10 TL harç ve ayrıntısı UYAP sistemi üzerinde gösterilen toplam 47,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair; Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/11/2023

Başkan …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Katip ….
¸[e-imza]