Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/114 E. 2023/820 K. 15.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/114 Esas – 2023/820
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/114
KARAR NO : 2023/820

HAKİM : …..
KATİP :….

DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/02/2023
KARAR TARİHİ : 15/11/2023
K.YAZIM TARİHİ : 20/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının; davalı taraftan ticari satımdan kaynaklanan ve vadesi gelen bakiye 204.730,80-TL ana para alacağı bulunmakta olup, vadesinde borç ödenmediğini, vadesinde ödenmeyen alacağın tahsili amacıyla davalı hakkında …. E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlatılmış olup, davalı tarafından işbu takibe itiraz edilmesiyle takibin durdurulmasına karar verildiğini, itirazın haksız ve zaman kazanmaya yönelik olması nedeniyle …. E. Sayılı takibine yapılan itirazın iptali, asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı tarafa yükletilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf … sayılı icra takibi ile alacak iddiasında bulunduğunu, taraflarınca yapılan itiraz üzerine icra takibinin durduğunu, bunun üzerine davacının Arabulucuk başvurusu sonucunda taraflar arasında yapılan görüşmelerde anlaşma sağlanamadığını, netice itibariyle de davacı işbu itirazın iptali davasını açtığını, davacının iddiaları hukuki dayanaktan yoksun ve yersiz olduğunu, taraflar arasında ki ihtilaf eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı ifadan kaynaklandığını, müvekkili şirketin …. ‘da devam eden 10 Adet Villadan oluşan … şantiyesinde davacı firmadan dış cephe boyama işi için malzeme teklifi alındığını, davacı … Firmasının bayisi olarak onun adına satış ve malzeme tedariki yaptığını, müvekkili şirkete verilen teklife göre 1 m2 dış cephe 2,5 kg dış cephe kaplama boyasının yeterli olacağı ve buna ilişkin olarak da maliyeti de içeren teklif sunulduğunu, yapvacı tarafça yapılan hesap sonrasında malzeme alımı yapıldığını, uygulanan dış cephe kaplama boyası 10 villalık olmasına karşın 9 villanın dış cephesinin boyanması sonrasında malzemenin bitmesi üzerine 1 villa dış cephesi yapılamadığını, taraflar toplanarak tekrar görüşmüşler bu sefer davacı hem yazılı hem de sözlü olarak vermiş olduğu teklifte 1 m2 dış cephe yüzeyi için 2,5 kg boyanın yeterli olduğu şeklinde ki teklifinin tam aksine 1 m2 için 3 kg kullanılması gerektiğini beyan etmesi üzerine müvekkili şirketin iradesinin fesada uğratıldığı ortaya çıktığını, ancak davacı firma ilk başta hatasını kabul ederken sonrasında bu konuda sorumluluk almaktan kaçındığını ve süreci bilerek uzattığını, müvekkili firmanın işin durmaması için mecburen son villa içinde aynı malzemeden sipariş verdiğini, ancak davacı firma bu seferde teklif edilen fiyattan değil daha yüksek fiyattan faturalandırdığını,, netice itibariyle taraflar arasında sadece bir malzeme alım satımı değil verilmiş olan teklife uygun yapılması gereken eser sözleşmesi mevcut olduğunu, diğer bir ifadeyle davacı taraf kendi yaptığı teklifin ayıplı olmasından kaynaklanan sorumluğu almalı, hem de ek malzeme siparişi verilmesine kendi hatasından kaynaklandığı için aynı fiyattan işlem yapması gerektiğini, kendi hatasından kaynaklanan nedenden dolayı maddi menfaat sağlayamayacağını, taraflar arasında devam eden ticari ilişki esnasında davacı tarafın sırf fatura düzenlediği ve kayıtlara da girdiğine göre artık mecburen bunun ödenmesi gerekir şeklinde ki yaklaşımı hukuka aykırı olduğunu, öncelikle usuli itirazlarını tekrarla, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine, kötüniyetli olarak icra takibi yapılmış olduğundan dolayı %20 aşağı olmamak üzere tazminat ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
…. E. Sayılı dosyası
Davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtları
Taraflar arasında tanzim olunan faturalar
…. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde: Alacaklı … İnş. San. Ve Tic. A.Ş.’nin borçlu … A.Ş. aleyhine; 12 adet e-arşiv faturaya bağlı/bakiyeli 204.730,80 TL bedelli cari hesap asıl alacak, 1.590,17 TL işlemiş faiz ( = 206.320,97 TL) ve ferileri alacağının icra gideri, vekalet ücreti, ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık % 17,75 reeskont faiz, değişen oranlarda faizi ile tahsili için 16.12.2022 tarihli takipte ödeme emri, anılan ödeme emrine 26.12.2022 tarihinde borçlunun itiraz ettiği ve takibin tarihinde durdurulduğu anlaşılmıştır.

Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişiden alınan 04/09/2023 tarihli raporda; Taraflara ait ticari defterlerin usulüne uygun tasdik ettirilip, mevzuata göre ilgili hesaplara borç-alacak kayıtlarının işlendiği, birbiri ile uyumlu olduğu ve HMK, TTK ve VUK’na uygun olduğunu, taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin dosyasında mevcut olmadığını, davaya konu fatura ve fatura içeriklerine davalı şirketin 8 günlük yasal süresi içerisinde bir itirazının olduğunu gösterir herhangi bir belgeye dosyasında rastlanmadığı gibi ayrıntılı olarak arz ve izah edildiği üzere davaya konu e-arşiv faturaların taraflarca ilgili … form/bs-ba beyannamelerinin verilmiş olduğundan davaya konu fatura içeriği mal ve hizmetin alış ve satışının yapıldığının sabit olduğunu, taraflara ait yevmiye defterinde kayıtlı, bir sonraki aya/yıla devir borç alacak miktarı ile …. esas sayılı dosyasında kayıtlı 12 adet e-arşiv faturaya bağlı/bakiyeli 204.730,80 TL bedelli asıl alacak miktarının birbiri ile uyumlu olduğu sabit olduğundan, davacı şirketin; davalı şirketten muavin defter cari hesap bakiyesine bağlı olarak 204.730,80 TL tutarında alacaklı olduğunu ve ayrıca da, takdir mahkemeye ait olmak üzere; Asıl alacağa temerrüt tarihinden itibaren fiili tahsil tarihi itibariyle hesaplanabilecek değişen oranlarda işleyecek faiz alacağının da oluşmuş olduğunu, davalı şirket vekilinin işbu dava dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; …uygulanan dış cephe kaplama boyası 10 villalık olmasına karşın 9 villanın dış cephesinin boyanması sonrasında malzemenin bitmesi üzerine 1 villa dış cephesinin yapılamadığını, bu villanın da dış cephesinin yapılması için anlaşıldığını, işin durmaması için mecburen son villa içinde aynı malzemeden sipariş vermiş ancak davacı firma bu seferde teklif edilen fiyattan değil daha yüksek fiyattan faturalandırdığını, ek sipariş için teklif haricinde daha yüksek fiyatla fatura düzenlendiği yönündeki iddialarının mahkemenin takdirinde olduğu bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRLİMESİ VE GEREKÇE;
Davadaki uyuşmazlığın; Davalı taraftan ticari satımdan kaynaklanan ve vadesi gelen bakiye 204.730,80-TL ana para alacağının vadesinde ödenmediği ileri sürülerek …. E. sayılı dosyasıyla başlatılan icra takibine tirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemi ile asıl alacak ve işlemiş faizin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı, takip tarihi itibariyle asıl alacak ve işlemiş faiz tutarının ne olduğu konularında toplanmaktadır.
Tarafların delilleri toplanmış icra dosyası ve davacının ticari defterleri incelenmiştir.
Türk Hukukunda kural olarak her dava, dava tarihindeki durum ve koşullara göre karara bağlanır. Ancak itirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardan olduğundan tarafların alacak borç durumu ve haklılık durumu icra takip tarihi itibariyle tespit edilir (….,).
Davaya konu alacak bakımından ispat yükü davacı tarafta olmakla birlikte ticari davalarda, ya da iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatlanmalıdır. Ticari defterler kesin delillerdendir. Davacıda dava dilekçesinde ticari defterlere dayanmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir.
…. sayılı ilamına göre Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir.Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır….” …. sayılı ilamı da aynı yöndedir.
Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı HMK’nun 222. maddesinde ” (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.)
Dava, cevap dilekçesi, ticari defter ve kayıtlar, birlikişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, taraflara ait ticari defterlerin usulüne uygun tasdik ettirilip, mevzuata göre ilgili hesaplara borç-alacak kayıtlarının işlendiği, birbiri ile uyumlu olduğu ve HMK, TTK ve VUK’na uygun olduğunu, taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin dosyasında mevcut olmadığı, davaya konu fatura ve fatura içeriklerine davalı şirketin 8 günlük yasal süresi içerisinde bir itirazının olduğunu gösterir herhangi bir belgeye dosyasında rastlanmadığı gibi ayıp ihbarına ilişkin bir delil de ibraz edilmediği davaya konu e-arşiv faturaların taraflarca ilgili … form/bs-ba beyannamelerinin verilmiş olmakla davaya konu fatura içeriği mal ve hizmetin alış ve satışının yapıldığının sabit olduğu, taraflara ait yevmiye defterinde kayıtlı, bir sonraki aya/yıla devir borç alacak miktarı ile …. esas sayılı dosyasında kayıtlı 12 adet e-arşiv faturaya bağlı/bakiyeli 204.730,80 TL bedelli asıl alacak miktarının birbiri ile uyumlu olduğunun da sabit olduğu ve davacı şirketin; davalı şirketten muavin defter cari hesap bakiyesine bağlı olarak 204.730,80 TL tutarında alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile …. Esas sayılı dosyasında 204.730,80 TL asıl alacak üzerinden davalının itirazının iptali ile takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, İİK m. 67/2 gereğince hükmolunan alacağın yüzde yirmisi oranında hesaplanan 40.946,16 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Davanın KABULÜ İLE;
1-…. Esas sayılı dosyasında 204.730,80 TL asıl alacak üzerinden davalının itirazının iptali ile takibin devamına,
2-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
3-İİK m. 67/2 gereğince hükmolunan alacağın yüzde yirmisi oranında hesaplanan 40.946,16 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davalı tarafın kötüniyet tazminat isteminin yasal koşulları oluşmadığından reddine,
5-Alınması gereken 13.985,16TL harçtan peşin alınan 2.464,70TL’nin düşümü ile eksik 11.520,46TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-6102 sayılı TTK 5/A maddesi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11, 13, 14. maddleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife Hükümleri Uyarınca Hesaplanan …. bütçesinden ödenen 3.120,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
7-Davacı tarafından yatırılan Başvurma harcı:179,90TL, Peşin harç:2.464,70TL ve Vekalet harcı:25,60TL olmak üzere toplam 2.670,20TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olanan 32.709,62TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan ve ayrıntısı UYAP sisteminde gösterildiği üzere bilirkişi ücreti: 1.250,00TL, davetiye ve müzekkere tebligat gideri 70,00TL olmak üzere toplam 1.320,00TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Dair, Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile …. Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/11/2023

Katip ….
¸[e-imzalıdır]

Hakim ….
¸[e-imzalıdır]