Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/94 E. 2022/85 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/94 Esas – 2022/85
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/94
KARAR NO : 2022/85

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/07/2021
KARAR TARİHİ : 15/02/2022
K.YAZIM TARİHİ : 15/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Yapı ve İnşaat Malzemeleri ve Cam San. Tic. Ltd. Şti. ile … sayılı düzenleme şeklinde ek sözleşme yaparak ….parsel için kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığını, bu sözleşmeye göre inşaatın 7 blok üzerinden yapılacağını, müvekkiline 202 daire isabet edeceğini, sözleşmeye göre işin süresinin imar plan tadilatı ve inşaat yapım ruhsatı için 10 ay, taşınmazların teslimi için 36 ay olmak üzere toplam 46 ay süreli sözleşme imzalandığını, yüklenici firmanın süresinde inşaat faaliyetine başlayamadığını, Ankara … Asliye Hukuk Mahkemesi …Esas sayılı dosyasından sözleşmenin feshi davası açıldığını, ilk derece ve Yargıtay aşamasında sözleşmenin feshine karar verildiğini, karar düzeltme aşamasında yüklenicinin haklı olduğuna ve davanın reddine karar verildiğini, yüklenicinin ilgili davada temel harfiyatlarının alınması sırasında ana su boru hatlarına rastlandığını, … Genel Müdürlüğü’nün 2.Bölge Su Daire Başkanlığı’na konu hakkında başvuru yaptığını beyan ettiğini, Yargıtay incelemesinden geçen dosyada …’nin deplase işlemi yapmaması sebebiyle inşaat süresinin sözleşmeye uygun başlamasının mümkün olmadığı kararı verildiğini, … tarafından 6 Blok üzerinden inşaat yapımının uygun olduğuna dair görüş bildirildiğini, …’nin deplase işlemini yapmaması ve Yargıtay kararı sonrası müvekkili ile yüklenici arasında çekme mesafelerine uymak koşulu ile 6 Bloklu … yevmiye numaralı kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, taraflar arası Yargıtay incelemesi öncesi yapılan ilk sözleşmeye göre müvekkiline isabet eden 7 blok ve 202 daire üzerinden anlaşma sağlanmışken, ikinci sözleşme ile 6 Blok ve 191 daire üzerinden anlaşma sağlandığını, 2013 yılından 2020 yılına kadar süren Ankara … Asliye Hukuk … Esas sayılı dosyası üzerinden süren yargılama boyunca …’nin herhangi bir işlem yapmadığını, … nin bu işlemsizliği sebebiyle 400 üyeli müvekkili kooperatifinin, 6 Bloklu yeni bir sözleşme imzalamak zorunda kaldığını, …’nin makul sürede deplase etmemiş olması sebebiyle sözleşme süresi sonrasında kalan zaman kadar kira kaybı söz konusu olduğunu, …’nin işi sürüncemede bırakması sebebiyle 11 daire kaybının, 191 daire üzerinden ise kira bedelinden mahrumiyet söz konusu olduğunu, deplase işlemini yapılmaması sebebiyle oluşan zarar sözleşmenin feshi davasının kesinleşmesi ile öğrenildiğini, bu zararda sorumluluğu bulunan … ‘den zararın tazmini zorunluluğu doğduğunu belirterek, davalının kusuru sebebiyle müvekkilinin uğradığı zararların tazmini için her iki kalem için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte, kira bedelinden kaynaklı zararlar için 1.000 TL, daire kaybından kaynaklı zararlar için 1.000 TL olmak üzere dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile her iki kalem için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik toplam 2.000 TL nin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili tarafından cevap dilekçesinde özetle; dava konusu parsele ilişkin imar uygulaması çalışması esnasında mevcut altyapı tesislerine ilişkin ilçe belediyesi tarafından müvekkili kurumdan İmar Kanununa göre görüş alınmadığının tespit edildiğini, ilgili belediye başkanlığından bu konuda görüş istenip istenmediğinin sorulmasını ve imar uygulamasının gerçekleşme aşamalarının bildirilmesini talep ettiklerini, davacı tarafın mevcut boru hatlarından temel hafriyatlar alındığı sırada haberdar olunduğunu ve herhangi bir şerh veya beyan bulunmadığını belirttiğini, ilgili tapu müdürlüğünden bu durumun sorulmasını talep ettiklerini, kooperatif tarafından veya müteahhit tarafından inşaat ruhsatı aşamasında veya öncesinde bilgi sahibi olunması gerektiğini, kooperatif ve müteahhit tarafından inşaat ruhsat aşamalarında yeterli araştırma yapılmadığını, müddebir ve basiretli davranılmadığını, müvekkili idarenin ilgili Başkanlığı tarafından yapılan incelemede; ilgili hattın bahçe duvarı hattına yaklaşık mesafede olduğunun tespit edildiğini, hattın bulunduğu konum dikkate alındığında ilgili bloğun inşaatına engel olmadığını, mimari tadilat projesi yapılarak ilgili bloğun hattan etkilenmemesi için müteahhit tarafından herhangi bir işlem yapılmadığını, mevcut ana su hattının geniş bir bölgeye içme suyu sağladığını, mevcut hatta alternatif bulunmadığını, deplase edilmesi talep edilen içme suyu hattından teknik olarak hiç etkilenmeyecek olan ve inşaatına başlanan 6 bloğa ilişkin kira bedelinin müvekkili kurumdan talep edilmesinün mümkün olmadığını, 6 Blok dahi müteahhit tarafından bitirilemediğin, 11 dairenin bedelinin talep edilmesinin mümkün olmadığını, ilgili 11 daire veya bu bloğun olduğu taşınmazın kamulaştırılmadığını, müvekkili idareden kaynaklanan herhangi bir zarar bulunmadığını, daire bedellerinin talep edilemeyeceğini belirterek, davanın usulden ve esastan reddini talep etmiştir.
Ankara … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Karar sayılı kararı ile ”… 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5’inci maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. Yukarıda açıklanan düzenlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde: dava hizmet kusurundan kaynaklı kira tazminatı noktasında toplandığı, son Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile birlikte yapı kooperatiflerinin tacir sıfatına haiz oldukları belirtildiğinden, davalı …’nin de ticari tüzel kişiliği bulunması nedeniyle her iki taraf tacir olup, ticaret mahkemesinin görev alanına girdiği, davanın görevsizlik” gerekçesiyle dosyanın Ankara Asliye 1, 2, 3 Ticaret Mahkemeleri’nden birine tevzi edilmek üzere tevzi müdürlüğüne gönderilmesine” karar verilmiş ve dosya mahkememize tevzi edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE:
6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesi uyarınca, ticari davalara bakmak görevi, asliye ticaret mahkemesine aittir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinin ilk cümlesinde tarif edilmiş olup, her iki tarafın da “Ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” hukuk davalarıdır. Mutlak ticari davalar ise tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır. TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer yasalarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır.
Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava sayılacağı; 5/1 maddesinde aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesinin tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu ve 5/4 maddesinde asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yargı çevresindeki bir ticari davada görev kuralına dayanılmamış olmasının, görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyeceği, asliye hukuk mahkemesinin davaya devam edeceği düzenlenmiştir.
Mahkemelerin görevi kanunla belirlenir. Görev konusu dava şartı olup, mahkeme tarafından yargılamanın her aşamasında, talep halinde veya resen incelenebilir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın tüketici işlemi niteliğinde olup olmadığı ve ticaret mahkemesinin bu davada görevli olup olmadığının açıklığa kavuşturulması zorunludur.
Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin ticari iş niteliği bulunmadığı, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin …. Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere davacı konut yapı kooperatifinin tacir sıfatının bulunmadığı, davanın 6502 sayılı TTK kapsamı dışında kaldığı ve davanın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği; görev kamu düzenine ilişkin olup, davanın her aşamasında resen dikkate alınması gerektiğinden HMK’nun 114/c ve 115/2.maddeleri gereğince göreve yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM:
1-HMK’nun 114/c ve 115/2.maddeleri gereğince göreve yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-Mahkememiz tarafından karşı görevsizlik ve karşı yetkisizlik kararı verilmiş olduğundan,
a) Mahkememiz kararı aleyhine süresinde ve usulüne uygun şekilde istinaf yoluna başvuru yapılması durumunda dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
b) Mahkememiz kararının istinaf yoluna başvurulmadan kesinleşmesi durumunda HMK 22 madde hükmünde öngörüldüğü şekilde iki mahkeme arasındaki olumsuz yetki ve olumsuz görev uyuşmazlığını gidermek ve yargı yerininin ( görevli mahkemenin) belirlenmesi için dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
Dair, tarafların yokluklarında, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/02/2022