Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/833 E. 2023/697 K. 10.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/833 Esas – 2023/697
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/833 Esas
KARAR NO : 2023/697

HAKİM : …..
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/12/2022
KARAR TARİHİ : 10/10/2023
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 20/10/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan davanın yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; hizmet alım işini ihale yasalarının ilgili maddeleri gereğince davalının üstlendiğini, davalı şirket bünyesinde çalışan işçilerden …’ın işçilik alacaklarının tahsili amacıyla … sayılı ilamına dayalı olarak dava dışı işçiye 25.581,40 TL ödeme yapıldığını, ihale evrakı ve sözleşmeler gereğince davalının çalıştırdığı döneme ilişkin işçi alacaklarından sorumlu olduğu iddiası ile şimdilik 1.000,00 TL kurum alacağının ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı şirketlerden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 27/07/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile, talebini 8.566,63 TL olarak artırmıştır.
Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olmasına rağmen davaya karşı herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı gibi duruşmalara da katılmadığı görülmüştür.
DELİLLER:
Tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmeleri ve şartnameler, … sayılı dosyası, dava dışı işçiye ait … kayıtları ve işçiye yapılan ödemelere ilişkin evrak dosya arasına konulmuştur.
Hesap uzmanı bilirkişi tarafından verilen 09/07/2023 tarihli raporda; dava dışı işçinin davalı nezdinde çalıştığı dönemle sınırlı olmak kaydı ile hesaplama yapılarak davalının yapılan ödemenin 8.566,63 TL’sinden sorumlu olduğu belirtilmiştir. Rapor oluşa ve dosya içeriğine uygun olup hükme esas alınmıştır.
DEĞERLENDİRME:
Dava; işçilik alacaklarının rucuen tahsili istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı kurum ile davalı arasında hizmet alım sözleşmelerinin imzalandığı, sözleşme gereğince davalı şirketin belirlenen süre içerisinde işe başlayıp işçi çalıştırdığı, dava dışı işçinin işçilik alacaklarının tahsilini talep ettiği, davacı kurumun da davalıyla yapmış olduğu sözleşme gereğince davalı şirket çalışanına ödeme yaptığı, eldeki dava ile ödemenin rücuen tahsilini talep ettiği görülmüştür.
Davacı idare ile davalı arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Kanunu’nun 2/6 maddesinde belirtildiği şekilde, alt işverenle birlikte müteselsilen sorumlu olacağı, ancak bu sorumluluğun dış ilişki itibariyle (dava dışı işçiye karşı) müseselsilen sorumluk niteliğinde olduğu, asıl ve alt işveren arasındaki ilişkide ise iş hukukunun değil, Borçlar Kanunu ve sözleşme hukukunun esas alınacağı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167. (Mülga Borçlar Kanunu’nun 146.) maddesinde düzenlenen, “Aksi karalaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır,” şeklindeki hükümde de, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları ve ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceğinin açıkça belirtildiği, tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacağından, dış ilişkide kanundan doğan teselsül gereğince borcu ödemiş olan müteselsil borçlunun, ödediği miktarın iç ilişkide borcun nihai yükümlüsü olan borçludan rücuen tahsilini talep edebileceği anlaşılmıştır.
İşçiye ödenen kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır. İhbar tazminatından da son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır (… karar sayılı ilamı).
İşçilik alacakları ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekeceğinden (… karar sayılı ilamı) ve taraflar arasındaki sözleşmede açık hüküm bulunmasa dahi, bedeli önceden kararlaştırılan iş yönünden, davalının işçilerinin işçilik alacaklarından, iç ilişkide davalının sorumlu olduğunun kabulü gerekeceği değerlendirilmiştir (… sayılı ilamı).
Yukarıda açıklandığı üzere hükme esas alınan hesap uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen rapor uyarınca dava dışı işçinin davalı nezdinde çalıştığı dönem itibari ile hesaplanan bedel üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, davalı daha önce temerrüte düşürülmediğinden dava tarihi itibari ile (… karar sayılı, … karar sayılı ilamı) davalıdan avans faizi ile tahsiline karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN KABULÜ İLE,
8.566,63 TL rücuen alacağın davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacıya verilmesine.
Alınması gereken 585,19 TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 80,70 TL ile sonradan yatırılan 130,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 374,49 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat KAYDINA,
1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye irat KAYDINA,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 8.566,63 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan ve UYAP sisteminde kayıtlı toplam 1.399,00 TL yargılama gideri ile davacı tarafça peşin olarak yatırılan 80,70 TL ve sonradan yatırılan 130,00 harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, değer itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/10/2023

Katip … Hakim …
¸¸ ¸¸